17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAgÎFEDÖRT Dahilive Nazin jurnali Padişahtan öğrenir ve Derviş Dıyarbakır'a sürülür. Diyarbakır'da Vahdeti bir yandan Istanbul'a af dilekçeleri yazarken öte yandan rakı sofralannda ud çalmakta. yanık sesiyle şarkılar söylemektedir. Gözü «ileride» olan Derviş, bu hayata da tahammül edemez. Bir gün Kıbrıs'a gitmek için Diyarbakır'dan kaçar. Fakat Bektaşi babası kılığında Birecıkte yakalanır. 17 Nisan 1968 CUMHURİYET i •*••'••* İ Olnyın hasırlanışıııda Osmanlı Devletinin gelencksel üç kuvvetini görürüz 31 Mart hazırlıgı • tasfiyesi sağlanarak tek merkezli yönetim yeniden kurulacaktır. Yaıan: ECVET GURESIN 1 • ıJ« « ^ : '< '.*? ~l r i ^ •••'• a , c * Baltaya sap olmak Meşrutıyetın ilânıntfan sonra salıverüen Vahdeti îstanbul'a gelmiştir. O zamanın özgürlük havası içinde bir şeyler yapmak. hele çatışmalar yüzünden geli<en şeriatçıhktan faydaîamp ileriye fırlamak niyetincfedir. Gerçekten ümmetçilik ve şeriatçıhk akımı hızla yürümektedir. Nitekim 7 ekimde Fatih Camiinde Kör Ali ve Ismail Hakkı adındaki iki hoca, «Ey ümmeti Muhammct. din elden gidiyor! Sokaklarda alenen oruç yjyorlar, kadınlar yüzleri açık geziyorlar» diye halkı kışkırtmışlar, arkalarına takılan binlerce kisiyle birlikte Yıldız Sarayına kadar gidip Meşrutiyet aleyhinde atıp tutmuşlardır. Kor Ali ile îsmail Hakkı, Yıldız'dan sonra Sadra;am ve Şeyhülislâm'la da çatı.şmışlard'ır. Gerçi elebaşı hocalar bu «şahlanış» denemesi sonunda kellelerini vermişierdir, a;na akım durmamıştır. Meselâ olaydan birkaç gün sonra Beşiktaş'ta Todori adındaki Rurr. bahçıvana kaçan bir Müsiüman kadın yüzünden olaylar çıkar. Karakola götürülen Todori için halk ayaklanır, bahçıvanı polisin elindcn alarak lınç eder. r" • : ; 4 .«>/,•' ... . ; * * * > * • 1 •«% * .'" ' « 4 » ^ ' *£?*'• ^ 1 ; ' r. '7 y:".):•• *A'^0 *~ + : '•' > • ' , ' • : * * * ^ , , • • . *r3i» * . • f'''Kj « .:• : , • ^ ' . '" ^ ' 1 . ^ • % » •• . V. ^ ":, «ı% : t ».» . s * • • ..•«. ^V^;.«» • ; ' s > k Saray ilmiye sınıfı Ordu Teniçerilere karşı girişilen eski ıslâhat hareketleri genellikle sarayla ilmiye smıfmın iist tabakasını birleştirerek yapılmıştır. Ordu yenilendikten sonra çıkan isyanlarda ise ilmiye sınıfının alt tabakası ile Yeniçeri anlayışı işbirliğine gitmişlerdir. Sarey bu isbirligine açıkça degil, fakat gizli gizli yardımcı olmuştur. 31 mart öncesindeki Işbirliğinde sarayın tutumu anarşik havanın geliştirilmesi, o yolla meşruüyetin kendl kendlni yemesidır. Saray çevresi düşünmüştür kl, meşnıtiyet« karşı isyan rnuvaffak olursa sonunda ipler yine halife sultanın elınde kalacak, böylece otoriteyi rahatsız eden politlkacüann, yenl akımcıların V : *••;. • * . î < % >••••„ ^ ' * • .•. .' **•• i;>r f>««' •y^A.,..' v '' ;1 ' *: ,.... •• vjS • Galata>;ua.» Lisesi önünde bir seçim toplantısı Vahdeti'nin yazıları, bir ar.lamda, vaaz:n, hutbenin gazeteye aktarılmışıdır, denilebilir. Gerçekten Volkan ıncelendiği zaman görülmektedir ki, Dervis Vahdeti'nin bütün amacı Meşrutiyet aleyhinde gelişen ortamı şeriatçılığa kanalize etmek ve şeriat(,ılığı örgütleyerek siyasi bir topluluk haline sokabilmektir. Derviş'in kanısına göre, ulema ileri gelenlerinin kurduklan Cemiyeti Ilmiye'yi ele geçirip aksiyona sevketmek gerekiyordu. Vahdeti ilk zamanlarda bunu d'usunmüş, fakat beraberindekilerle birlikte, uygulanamıyacagını anlayınca ba^ka bir örgüt kurma yoluna gırmiştir. İşte «Ittihadı Muhammediye Cemiyeti» şeriatın aksiyona geçirilmesi için hazırlanmış olan örgüttür. beklenemez. Din dünva ve ahiret için çalısır. Dinsizler ise sadece dünva için ralışjrlar. Cenahı Hak dinsizlere düşmandır. Biz nasıl olur da bir dinsize emniyet edebiliriz? Bueün Avrupa'da birçokları dinsizliklerini ilân ediyorlar. Bunun içindir ki, kadınlarının birço^u çıpiak denecek sekilde umumi yerlerde eezivorlar. Erkekler ise kumarhanelerdedir. Ayrıea birbirlcrinin ?ervetlerine göz dikiyor, ocaklannı söndürüyorlar. Birçofunun ömrü meyhanelerde geçiyor. Mahvoluyorlar. Velhasıl bu gibi Islâmiyetçe memnu olan durumlara isterse Islâm adı altında bulunanlardan olsnn dfişrnlere emniyet olunmaraalıdır. Zira nefsine acımayan etrafındakilere mi acıyacak? Şu Avrupa ile temasa başlıyalı beri onların müstehçen âdetleri memleketimizde koleradan çok tahribat yapmaktadır. Bizim en kestirme sözümüz dindar olalım demekten ibarettirj» Burada sözü edilen dinsizler Jön Türkler ve özellikle Ahmet Rıza Beydir. Başka bir yazı; Derviş Vahdeti tarafından yazılmıştır, başlığı da «tstanbul'da farmason locası» dır : «Uzun zamandan beri meydana çıkmayan Türk farmasonlan dün Miisir Fuat Paşa'nın evinde toplanmı.şlardır. Toplantıda Adliye Nâzırı ile birçok Ayan üyesi v> milletvekilleri hazır bulunmuslardır. Türkiyede bir büyiik loca kurmak maksadiyle eirişilen teklif uygun karşıfanmıştır. Locanın 15 ciin sonra açılaeağı zannediliyor. Bu durumda bütün tslâm âlemi eleie vererek dünva' mızı, ahiretimizi yapmağa çalısalım. Hürriyetin agacı yeşerdiSinden beri b3şarıya çiden İttihadı Muhammedî Cemiyetinde birleşelim.» Yine Volkan'da imzasız bir yazı; baslığı «Tiyatrolar ahlâkımıza nasıl tesir ediyor?» : "... bir tslâm kadını ile bir Avrupalı madamı gözönüne eetirirsek görürüz ki, birisi çarşıda pazarda açık saçık, elinde bir bastonla eezer. Birisi, baştan tırnağa kadar örtünmüs. va komşusunu. yahut akrabasından birjsini bile görmekten bezer. Biri sokak süpürçcsi, biri ev kadını... Derviş Yahdetî ve Yolkan gazetesi Daha önce de işaret ettiğimiz gibi 31 Mart'ın oluşunda Derviş Vahdeti ve onun çıkardığı VoJkan gazetesinin yeri önemlidir. Volkan, kısa sürede kamu oyunu etkisi altına almış, halkı plânh bir yayınla Ittihadı Muhammedi Cemiyetine kadar götürmüştür. Vahdeti, 1870 yılıncra Kıbrıs'ta doğmuştur. Asıl adı Derviş'ti. Hıfzını tamamladıktan sonra Hafız Dervis adını almıştı. Derviş, Padişah Abdülhamide yazdığı bir mektupta hayatını şöyle anlatır : «Padişahım ben nasıl doğdum, büyüdüm? Pederim, pabuççu esnafından Kıbrıslı Mahmut ağa idi. Babam bütün gün çalısır, bir lokma ekmek parası kazanır, ufak bir evcikte hepimiz bir yorgan altında kışın soğuktan titrerdik, bir sıcak çorba bile içemezdik. Gördün mü hayat nedlr? Dört yaşında mektebe girdim, YakaJanan isyancılardan biri beş yaşında Kur'anı hatmettim. Ondört yaşında hafız oldum, Bir mıktar Arapça dil bilgisi, biraz Islâm hukuku öğrendim. Nakşibendi tarikatına girdim. Yaşım yirmiyi buldu. Çalıştım, biraz daha okudum. Ecnebi dil öğrenmek lâzımgeldiğini hissettim... Ancak başımdaki sarıkla, ve Kur'an okumakla meşgulken din düşmanı bir kavmin lisanını nasıl öğrenebilirdim ki?.. O sıralarda Istanbula geldim. tki ay sonra Kıbrıs'a döndüm. Gözüm açıldı. ötekinden berikinden biraz Ingilizce öğrendim. Kıyafet değiştirip hükumet memuru oldum. Kraliçe adına verilen balolarda redingotlu, eldivenli bir adam olarak göründüm. Yırmibeş sene hoca mesleğinde, hoca itikadında, hoca kıyafeünde meo!rese köşelerinde bir Müslüman şimdi medeni... Her yüksek gördüğüm dereceye ayak bastıkça gözlerim daha ilerilere çevriliyordu...» Derviş Vahdetl'yi lngiliz idaresindeki memuriyet de tatmin ejmez, Istanbul'a gelir. Amacı Saraya kapılanmaktır. O sırada Dahiliye Nazırı Memduh Pasa vasıtasiyle göçrnen komisyonuna atanır. Aynı zamanda Paşa'nın yaJısında imamlık eder. Fakat Saraya yanaşmak isteği onu jurnalciliğe kadar iter. Nihayet Memcfuh Paşa'yı da Padişaha jur Uygun orlam Kurnaz Derviş'in bütün bu olaylar gözünden kaçmamaktadır. Üstelik Bulgaristan'ın istiklalini ilân, Avusturya'nın BosnaHersek'i ilhak etmesi hem orduyu, hem de halkı huzursuzluğa sevk etmi$tir. Daha önce 3'azdığımız gibi, alaylı mektepli çekişme?i, subayların politıka içine bilfıü girişi. ordudaki eğitim problemi, yobazların etkili propagandaları şeriatçı akımın örgütlenmesi için uygun bir ortam yaratmıştır. Vahdeti artık gazete yoluyla oncülüğe girebileceği. aynı zamanda Sarayla da ilışkilerini geliştirebüeceği kaniMndadır. Nihayet 28 kasım 1908'de «İnsaniyete hâdim, dinî ve siyasi» Volkan gazetesi yayın hayatına girer. Volkandan örnekler İttihadı Muhammediye Ccmiyeîi'nin kuruluşu ve diğer olaylara girmeden önce Volkan'ın o zamanki yayınlarından sadeleştirilmiş örnekler verelim : 27 Öcak 1909 tarihli Volkan'da î. Şahabettin imzasiyle şu yazıya raslanır : «Din, yüksek ahlâka dayanır. Dinsiz oLanlarda vüksek ahlâk YARIN : İttihadı Muhammedî Cemiyeti Dişi Bond MODESTY BLAISE ^ V ^ H P EO3AZİMI 06 23 Acıhs. Drosram 06.30 Günavdın I 07.00 Köve haberler 07 05 Günavdın II 07.30 Haberler ve hava durumu 07 45 Istanbulda buEün 07 50 llânlar ve hafif müzik 08.00 Hafif Batı müziai 08.15 Y.Eroâludan sarkılar 08.45«J. Eee orkestr.»ı 09 00 Türküler 09.15 ^'ivolonsel soloları OP.30 Ovun havaları 09.40 Ev icin 10.00 Ara haberler 10.05 Hafif Batı müzi2i 10.20 A. Gürsesten sarkılar 10.40 Arkası varın 11.00 Sabah konseri U.45 K.Konpardan sarkılar 12 00 Ara haberler. ilânlnr 12.10 G.S. Bileinden tüıkiiler Kücük orkestra 1240 M. Demirkırandan sarkılar 13.00 Haberler ve RG.de hugüa 13 ' 5 Saz eserkri 13 20 Iîeklâm Droîram'nı 14.00 14.15 A.Ediboğludan sarktîar 14.30 S. Alacdz orkestrası 14.45 D'jrt scs ve dört sazdan lürküler 15.00 Ara haberler Y. Gürsosîen ssrkılar 15.05 15.20 Radvo oda orkestrası 15.40 Solodan solovj 16.00 Okul radvosu 17.00 Ara haberler < 17 1705 Küme faslı 1 17 oda?. 17.30 Köv 17.50 Reklâm nroHramları 19.00 Haberler ve hava dummu 19.35 A. S. Tokerden sarkılar 19.50 Aile sohbeti 20.00 Yurdun sesi 20.30 Kentimizde tivatro 21.00 24 saatin olavları. ilânlar 21.10 Bir koncerto 21.40 A. Sensovdan sarkılar 22.00 Reklâm DrOEramları 22.45 Haberler 23.00 23.55 Plâklar arasında Özetler. nroeram. kansnıs İSTANBUL İL R.4DYOSU 17.00 Diskoteâimizden 17.30 Kücük konser 18.00 Genclere müzik 18.30 Senfonik müzik 19.00 Hafif sarkılar 19.30 Aksam konseri 20.15 Genclerle beraber 21.00 Ooeralardari seçmeler O 21.45 Hafif muzik 22.00 Gece konserl Caz müziği 23.00 Hafif Batı müziâi 23.30 Ptoeram ve 01.00 BULMACA i i3 12 3 4 56789 4 5 6 8 9 Garth İ H rU44ffit J ğurt» mânasına iki söz. 9 Tersi anlamına eski bir terim belirl. «Yatar gibi yapıp istiraht 6 Bulut (Divan Edebiyatında), karşılığı bir çekimdir, bir soru e hakaret etmek istenilenlere bazx datı. baldın çıplakYL'KARIDAN AŞAĞIYA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 !ar bu sözle hücum ederler. 7 1 Türlü idman bölümlerinde «Vücudünde çahşanlar (çoğul). 2 Küçük ve küçük torba RÎzıplayıcı hayvandan kalmış kir'.ıbi uru noevcu:ı> lik artığı (iki sbz). 3 İsyan h:ıreketleri^yaprjoak teşebbüsü gös mânasına iki teren. 4 Kadına da erkeğe da söz. 8 Âza, konulan adlardan, cefa ve işkenbir Ermeni erce. 5 Tersi «yaşlanmış ve vakti kefinin adı. 9 geçmiş» mânasına gelir, çevrüin Dıınkıı bnlmacanın Eski yemek sof ce «kaybolmuş duruma girmi'?» halledilmiş sekll rası, göğüs. 3 ^5 EIM CSÖVT Tifffany Jones TIFFANY JONES SOLDAN SAĞA: Eski Romada kendisi gibi esir • l'ına mensup kişileri toplaysı> u isyan etmesi sonucu adı Mr.he geçen kişi. 2 Bir Fran« z erkeğinin adı (söylendiği gibi • ' yazılmıştır), kötülükle hiç ilgisi bulunmıyan. 3 «İşte şu parnwğımla gösterdiğim yerde!» anlamma bir söz ve bir takı, teklifsiz görüsenler birbirlerine böyle nitap ederler. 4 Dil tutuklugu ra hatsızlığı (eski terim). 5 Kitaplara kaplanan katı veya plâstik kaplara böyle denilir, tersi «derin bir kabın en alt kısmı» dır. 6 «Boyca fazlalaş!» karşıh'jı bir emir, çevrilince bir şeyin ince ve uzun kısmını vasıflandıran söz belirir. 7 Tersi «mağlüp oi!» anlamına bir emirdir, Hind Avrupa ırkı mensubu. 8 «Bir parçacık miktarda sulandınlmış yo 1 4• S1 • •3 EJ X X •• L | X •I I T| | • CÜNKÜ BUIJklACANLN HALLEDILMIŞ ŞEKLİ NASIL HALLEDİLECEK Yukarıdaki rakanılı bulmacada sadece 4 tane anantar (ipucu) ve S tane sontıç v?rdır. Boş kalao t? karenin içine 1 den 9 a kadar uygun birer rakam koyaıak ve to;jlama, çarpma, çıkartma, bölrne işaretlerine dikkat ederek soldaD sağa ve yukarıdan aşağıya bulmarada göşlerücn sonuçlan bulunuz. Bi^a^ vaktinizi ahr ama. boş vaktinizi hoşca t'fiirmiş olursuuuz. DÜNDEN BUGÜNE 3G Sanki bir düş hatırlıyordu: bütün ağırlığını yanındakine vermis. önünü görmeden jürüyor. Kendisini bırakmıs, sürüklendiği yere gidiyordu. Birkaç basamaklı bir merdivenden iniyor, yalpalaya yalpalaya. Oh.. temiz bava... Yatağına yatıp uyumak istiyor. Bitmeyecek mi bu yol? Sonra ayakları yerden kesilmişti. Acayip bir didifclenme başlıyor. Of.. rahat bıraksınlar onu! Yere uzatılmış, sıkıştırılmış, soluksuz kalmış. Göğsünü ezen ağır yükten kurtulmağa çabalıyor; olmuyor. Kalkmağa çalışıyor; kıpırdayamıyor. Bağıracak; sesi Çikmıyor. Birden, inlemişti. Ölüj'or sanmıştı! O erkek, beni bahçeye götürdü. Orada, bir ağacın dibinde, bana sahip oldu. Çaresizlik içinde, iki eli yanlarına düştü: Ondört yaşındaydım. Adamın kim olduğunu bilmiyordum! yitirmiş gibi yorgun bir hali mmmm ANKARA 06 25 06.30 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 08.10 08.40 09.00 09.20 09.35 09.55 10.00 11.00 11.05 11.25 11.55 12.00 12.15 12.30 13.00 13.15 1330 14.00 14.15 14.35 14.55 15.00 16 00 1615 16.35 16.55 17.00 17.30 17.50 19.00 19.35 19.55 20.10 20.30 20.45 21.00 21.10 2130 22.00 22.05 22.45 23.00 İS4İ Acıhs. Droeram Günaydın I Köve haberler Günavdın I I Haberler ve hava d u r u m u Sabah müziei Ankarada buaün Sarkılar ve Chavaları N. Dadaloâludan türküler Besin Beslenme Sabah konseri Arkası varın Ara haberler. Uânlar Okul radvosu Hafif müzik G.Batudan sarkılar Konser saati Ara haberler. ilânlar T.Karabuluttan türKÜÎer Kıbrıs saati K. Öncan v e G.Akından Parkılar Haberler v e R.G.de buaün Hafif müzik Reklâm Droeramları G.Sevlmden türküler N. Ersözden sarkılar Albümlerden seçmeler Ara haberler. ilânlar Okul radvosu A. Sensesten türküler S. Krsovîudan sarkılar Plâklar arasınc^ı Ara haberler. ilânlar Yurttan sesler Köv odası Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Y.Avhandan türküler Silâhlı Kuvvetler saati N. Demirdösenden sarkılar Soor deraisi Kücük konser 24 saatin olavları. ilânlar Bu dilin ustaları Erkekler T. sarkılar Hafif müzik TBMM saati Haberler Gece konseri O«c« r v ı n n ı doSm TEŞEKKÜR Hastalığını zamanmda teş his edip ameliyatını başarı ile yaparak eşim Gülümser Ar sever'i tekrar sıhhate ka\Tişturan sayın Jin. Opt. Jin Opt Pahir Tüzün'e, Anest Dr. Necdet Terün, Dr. Oğuz Canay, Dr. Ayla Erün, Hemşire Aynur Aktuğ, Hemşire Sevlm îlgün, Hemşire Meral Okan'a ve Cihanşrir Kliniği diğer perjoneline teşekkürü bir borç bilirim. Eşi Süleyman Arsever Cumhuriyet 3913 «••«•••••»•••• • • •• • • • • •• • • • h İLÂN 1 NATO En!. Daire BaşKanlıgı Ankara Merkez Teşkllâtmda 10195 sayılı Karamameye göre çalıştınlmak Uzere İngilizce bilir tecrübeli (2) Elektronik Milhendlsi Ue (2) tnş»at Mü hendisi, 2 Aynca Istanbul, Metrls, Kırklareli, Çorluya da blrer tnşaat Mühendisî alınacaktır. Taliplerln aşağıdaki adrese mUracaatlan. l l r e ı ; Kavaklıdere Paris Cadd. No. 52 Ankara. TEŞEKKÜR İsabetli teşhisi ve yaptığı muvaffflkıyetli ameliyatla beni ö lümden kurtaran. tedavim müddetince büyük ihtimamlarını eEirgemeyen müşfik insan, çok değerli doktor operatör Z. HAMDİ ÖZKAN'A İSMAtL TÜRSAN'a pmeliyatımda bulunarak beni hayata kavuşturan narkozitör Op. Dr. Nihal Onal, Op. Dr. Fehmi Akyol, As. Dr. Ceyhan Sert, As. Dr. Sevil Gecloğlu, hemşire Aynur Yılmaz, nekahat devremrle de çok candan alâka gösteren hemşire Leylâ Dede'ye, modem \ e bakımlı hastahanesinde du rumumu yakından izleyen Baş tabib Op. Dr. Safi Cavaç, Op. Dr. Muvaffak Afir. Op. Dr. Hahik Güre, Op. Dr. Cevdet Alkış, As Dr. Azize Üstün. As.Dr. Yılraar AŞtoğlu. Dr. Turhan An er'e, servis hemşiresl Bedia Aykutalp'a, kursiyer ebe Fikriye Bayet'e. vefakSr hastabakıcı Suzan Denliye, santral memnresi Öz^iil Amutan'a ve bana emeği geçen Süleymaniye Doğumevinin bütün personeline candan teşekkür ederim. da Bütün gücünü vardı. leri .. İşinize gücünüze dalasınız, avunasınız. bırakmazlar! Onümüzdeki paketten bir sigara alarak yaktı: Bir hanım tanıdım, kizı kocasından ayrıldı diye üziintüsünden hastalandı: sonunda da yakalandığı dertten kurtarılamadı. Ne vardı yüreğini tüketecek? Kizı bir başkasıyla evlenir, biter giderdi. Canına kıymaya değer mi? Kendi haüne bırakılsaydı, serin ksnlılıkla düşünecek, bu kadar içienmiyecekti belki. Ama rahat vermediler. didik'.ediler, kadını. Gelirler. acmırlar. yalandan dert ortakhğı ederler: «Yazık oldu güzelim kıza..> «genç yaşında hayal kırıklığına uğradı>, «ne büyük feiâket sizin için...» Aynîmanm bütün nedenlerini öğrenmeğe çalışırIar; sorarlar, soruştururlar, ağız ararlar. durmadan tâzelerler, kurcalarlar konujtı. Üstelik, «filân bunu demiş..». «falan şöyle söylemiş...» diye getirip görürmeler. dedikodular, yakıştırmalar, iftiralar... Kanını zehirlediler zavallının! Semih Arda onu doğruladı: Sartre, «cehennem öteki insanlardır. der. Melda: Ben de o kanıdayım; yalnız onun gibi konuşamadım, dedi. Arkasına yaslandı. Gözleri uzaklara daldı:. O gece olanları ben mi söyledim? Kendileri mi farkına vardılar? Olağanüstü birşeyler geçtiğini sezinleyerek. dost sandığım bir kıza sorduğum soruiar mı beni ele verdi? Kısaca. aradan iki gün geememişti ki. bütün arkadaşlar başıma gelenleri duydular. Hepsi de can atıyorlardı daha çok bilgi edinmek için. Beni buldıılar mi. başhyorlar: «tlkin ne yaptı? sonra?... baska? . . . N'iye " bpsırmariın? li : tilirdi evden. «kaçtı mı hemen?. arkasından: • Uzun boylu muydu? Kısa mı? Esmer mi? Gözlüklü mü?» 'Bilmiyorum, diyordum bezgin bezgin: hiç bir şey bilmiyorum.. Zorluyorlardı: .Düşün. hatır lamaya çalış» diye. Her kafadan bir ses çıkıyor: «Mutlaka Ersoy'larm oğludur. Ayşe Gül. ikin^zi ka pının önünde yanyana görmüş.» <Hayır. Metin'dir. Her kötülük beklenir ondan.» «Sakın Suna'nın ağa beysi olmasm? bir ara kaybolduydu ortalardan.» Derken, annemle babamm kulağına gitti. Uzun uzun sorguya çeküdim. Doktorîara götürüldüm. Ölü yordum utancımdan! (Arkası r a r ) Semih Arda, ona bakarak, «demek buymuş hayatını altüst eden olay* diye düşünüyor, biraz da şaşıyordu. onu hâlâ sarsacak kadar etkisini kaybetmemiş olmasma. Anhyorum, dedi; küçük bir kız için. korkunç bir dram, bu. Ama, aradan uzun yıllar geçince, artık daha objektif bir gözle bakarak.... Melda sözünü kesti: Benim için «korkunç bir dram olmazdı. O kadar toydum ki, durumu anlamamıştım bile. Unutur giderdim, ötekiler işe karışmasalardı. Kim, ötekiler? Şeyler, işte... Herkes. Bütün çevremdekiler. Genç kız hafifçe göğüs geçirdi: Olaylar. kendi başlarına, böylesine önem kazanıp etki yapmazlardı, eğer insanlar onları ijleyip büyük meseleler. dal budaklandırmasalar... Biraz durdu. Sonra: İlk aklıma gelen örnek ölüm, dedi; bir sevdiği nizi kaybetmişsiniz, yüreğiniz parçalanmış. Acınızı yeter bulmazlar: bir alay da kural konmuş, yaranı a büsbütün desrnek, undurmamak fçin. Kalabahk çenaze tö'reni, dualar; mevliH1 baş sağiı^ı ziyare*. (Basın: 13818/3924) Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetocüilt T.A.Ş. İdare Meclisinden: Sicil No. 34599 3430 Türk Ticaret Kammu v e şirket esas mukavelenamesi hükümleri gereğince yapılan şirketlmiz 1967 yılı faaliyet ve neticelerine dair hisse darlar Alelâde Genel Kurulunun 27 Mart 1968 saat 10'daki toplantısı, Türk Ticaret Kanununun 377 nci maddtfi gereğince 26 Nls n n 1968 Curfi» günü saat 10 a ertelenmlştir. Styın bİHedarlan duyurclur. tdan Meellri 3928 Sayın Vasjta Sahiplerine Duyurulur Çanakkale Ece^bat arasına konan KARAKÖY araba vapuru ile bu hattakı seferler sıklaştırümıştır. Gündüz seferleri Çanakkale'den her yanm saatte bir, Eceabat'tan her saat başı. Gcce seferleri h t r iki taraftan bir buçuk saatte bir olarak tanzim edilmiştir. DENİZCİLİK BAN".ASI T.A.O. Denizyolları İjletmesi 1.. .. EMEL GÜRSOT ( B m u 13486/3903) 33.55 Ozatler. ororram.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle