Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎKt 4 Mart 1968 CUMHURİYET imom Haliplik mesleh midir ? Prot. Fehmi YAVUZ dir. Partilerarası Uiskilerde, bazı partilerin ken. di iç çekiımelerinde ilerlci ve gerici akımlann . önemli bir yeri olduğu da görülüyor. Çok partili düzene girildikten sonra «Din ihmâl edildi», «Aydm din adamı yeüştirmeliyiz> gibi tekerlemelerle kitlenln temiz duygulanmn 2( yıl içinde nasıl kötüye kullanıldığını her geçen gün açıkça gönnekteyiz. Aydm din adamı geriye değil, ileriye bakan kişi olmalıdır. Aydm din adamı kendi çıkarı, kısa sürede eide edilecek sonuçlar için memleketin geleceğinl karartacak, geri kalmış memleket olmaktan kurtalmamızt geeiktirecek davraniflardan sakmmasını bilmelidir. Aydın din adamı kitlenln bilgisizliğiııi, görjrüsüzlüğünü kendi polltlk. ekonomik çıkaıları için sömürmek isteyen polltlkaeılarla, derrbeylik artığı ağalarla, beylerle, seyhlerle... işbirliği yapmamalıdır. Ve aydm din adamı Osmanlı Imparatorluğunıı kanser mlkrobu gihi çökerlmiş olan «Din eldcıı gidiyor» gibi tekerlemeler ile Türkiye Cumhurlyetine öteki Müslüman ülkelere bakınca büyük bir üstünlük kazandıran laiklik prensibini gölgelemek isteyenlerin karşısında olmalıdır. elki son 20 yılda yetlsen Din adamlan arasında bu niteliklerde klşiler eksik defildir. Ancak bunlann genel akısa hiç de etkill olmadığını, aksine piyasaya hep toplumu din adına kontrol etmek isteyenlerin hâklm olduğunu görmekteyiz. Bıınun en açık örneği Nurculuğnn yayilması, mahkemeleri, emniyet kuvvetlerini bugün de meşgul etmesidir. Tabiat dışı güçleri kalkan ederek kitleyi sömürmeye ve hiç bir ttrethnde bulunmadan yasamağa alısraıs olan bir azmlık türlü kılıklara bürünerek karşımua cıkmakta ve kalkınmak için çok muhtaç olduğumuz zamanm, enerjinin, maddi ve manevt değerlerin kısır çekişmeler, kardes kavgalan, gereksiz y»tırunlar ve isler için israfı sonucunu dufurmaktadır. Bütün bunlann kendi sımrlarımu içinde kalmadığuıı, dost düsman, uzakyakın öteki ülkelerce beslendiğini de olaylar göstermektedlr. Atatürk İnkilâplanna, lâikliğe düşman. bir kelima ile seriatçı olarak Arap ülkelerinde yetistirUen din adamlan: kökü dışarıda olan Hizbüttahrir, Rabıtatül • Âlemi Islim gibi kuruluşlar bu konuda bir kaç örnektir. Kuran Kurslan, İmamHatip ve Yüksek Islâm Enstitüsü sayılarının artmannın da lâiklik için hazırladığı tehlikelere bannda yer yer işaret edilmektedir. Biz daha çok tmunHatiplik mesleği üzerinde durmak istiyoruz. amu son günlerde İlgilendiren koK nulannoyunu isteyenlerin medrese gelmektebastnda seriatı, zihniyetini geri getirmek çabalan lunun geri kalan 8 üyesinden ikisi Prafesör, ikisi Doçent, ttçü idareci ya da bu konularda yetkili uman, biri de yabancı uzmandır.) Yumurtasız omlet icat etmek | PETROL KOMiSYONU RAPORU ve PETROL DAVAMIZ Lâikliğe aykırı gelişme atmsın dcnilmlş gibi, iki yıl sonra kabul edilen Z Temmuz 1965 gün ve 633 sayılı Diyanet İşleri Baskanlığı Kurulu? ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 29 uncu maddesiyle köy imam TC hatiplikleri için en az aybk 300 lira üzerinden bütçenin D cetvelinde Diyanet Isleti Başkanlıgi kısmına «ihtiyaç karşılanıncaya kadar her yıi (2000) İ W binn kadronun konulması kabul edilmiştir. Gerçekte Uç yıl arka arkaya ikişer bin kadro konmuş ve 1968 bütçesine konanla bu sayı sekiz bi ne yükselmiştir. Burada acı bir gerçege değinmek verinde olacaktır. Türlü kanunlarla her yüın bütçesiıie konmaüi gereken ödenekler vardır. örneğin Z1S »ayılı tlkögretlra Kanunu her yıl Devlet gellrlerinin en az '• 3 nün ilköğretime ayrılmasını enıreder. Orman Kanununda orman köylerinin kalkınmasına harcanmak üzere her vıl en az 50 milyon lira konması emredilmistir. Sözunü ettiğimiz bu kanunların ve benzerlerinin hflkümleri eksik ve aksak bir biçimde yerine getirllmiş bu tutum orman köyleri kalkınma fonunda gillünç ölçülere varmıştır... 10 yılda 10 milyon TL. kadar. Ciddî bir raporda lâikliğe aykın olduğu belirtilmişken. hükümetlerin ve Parlâmentonun her yıl 2000 imam hatip kadrosu sağlamakta gösterdigi bu aşın gayret, üzerinde önemle, ibretle dıırulması gereken bir olaydır. «ihtiyaç Öte yandan kanunda: kadronunkarşılanıncaya kadar* her yıl 2000 konmasından söz edlliyor. İhtiracın karsılandığını kim haber S ankienMEHTAP rapomnda tmam Hatip' ler kısa tatnand» Devlet kadrolarına Devlel aracı olmadan da petrolcülük yapabilir Prof. Dr. Muammer amanımızda petrolün toplum bakımından tajıdığı önem, yurdumuzda da artık anlaşılnuştır. Bazı yazarların, görevlilerin ve gençliğin mücad'elesl sonucunda 1964 te kamu oyuna maledilen petrol dâvası, 1965 yıhnda Yasama Meclisinde de tartışma konusu haline gelmisti. Ne yazık ki, o zaman kurulan cPetrol Konıisyonu» nun çalısmaları, ilk günden itibaren olumsuz bir hava ve zihniyet içinde geçmis bulunuyor. Bir yıl önce kurulmuş olan «Petrol Arastırma Komisyonu» ıse, uzun incelemelerden sonra 110 •ahüelik bir raporu, Mıllet Meclui Başkanlığına geçenlerde funmuştur. Bu rapor, petrol d&vamıztn tarihçesinde unutulmıyacak bir dönüm noktası teşkil edecektir. EkBiklikleri ve yanlışları ne olursa olsun, bu raporla, gerek petrol davamız, gerekse çok partili siya»i hay«tımw, pek önemli ve olumlu bir adıma kavusmus bulunmaktadır. Yainız petrol dâvamız değil, çok aksayan ve büyük tehlikelerle karsı karsıya bulunan demokratik siyasi hayatımız dahi, umut verici bu olay ile biraz ferahlama imkânma ulaşmıştır. Çok partili iiyası hayatımızda memleket yararlan bakınıından yaşanan bunca hayal kırıklığından sonra, bu rapor sayesinde nihayet görebıldik ki, iktidar partisi mensupları, muhalefetin veya tarafsızlann ortaya attığı gerçeklert ve yaptıkları olumlu teklifleri, reddetmeğe mecbur ve mahkum değildirler. Bazı hayati önemdeki yurt sorunlarında, «asgari müsterekler» üzerinde birleşmek, Türkiye'de dahi mümkündür ve hattâ • rejimin ve devletin devamı bakımından şarttır. Böylece, Türkiyecfe demokrasinin, muhakkak surette «tersine ijleyen bir çark» haline gelmesinin, «df|işmez bir tallh çilfisi» olmadığını kabullenme ümidi kendisini gostermi? demektir. Z «• ! •• • aı • •ı • aı tı ki, Ana>"asanın hUkmüne aykjrılık açıkça belirtildigi halde, bu teorik değişikliğe asla razı olmamıştı. Arastırma Komisyonun'in bugün rahatlıkla ve açıkça bu değişikliği istemesi, komisyon üyelerüıin doğru bir egemenlık anhtyışına sahip olduklarınm delill oimaaı bakımından özel bir önem taşımaktadır. iii • •I • •I •* I J • •I «•I Devlelleştirme etrol sanayiini devletleştirme, prensip itibariyle caizdir; ve sartlan mevctrt olnnca Tflrld. yedede de gerçekleştirilmelidir. Raporda «Petrol sanayiirün devletleştirilmesi» nden, dehşet ve nefretle söz etmek şöyle dursun. «Petrol kaynaklanmızın arama ve gelistirilmesinİD, millî kuruluslnr eliyle gcrçekJeştiriunesinin şsyanı arzu oldugu» ifade edilmektedir (S. 14). Sadece, Türk devletinin bugün sahip olduğu «nakdi imkânlan yeni sahalara degil de, bulunmus sahalann devletleştirilmeslue hasrptmenin pratik baktmdao isabetsiz olduğu» gerekçesıyledir ki (S. 14), devletleştirme çözümu. topltımumuz için şimdilik tavsirs edilmemektedir. Komisyo un boyle bir deger yar gısına varması, petrol sanayiinin sınırlı, kademeli ve şartlı olarek devletleştirilmesinden veya millileştirilmesinden söz etmeyi b\\3, komünistlerin marifeti olarak ılân edegelen iktidar partisi yöneticilerinin ve bazı «yabancı şirket adamlan» nın tutumuna kıyasia, şüphesiz büyük bir ileriliktir. Devletleştirme konusunda raporda yer alan görüsleri, ikind bölümde ele alacagız. • ••i •::. B P >••• lf*« >••* •••• •••• •••>• •••• •••• !••• İslâmda ruhbanlık yoktur • Diyanet Işleri Başkanhğının merkez teikilâtı ile tl ve îlçelerdeki Müftülük teşkilâü görevlilerinin genel bütçeden maaş almaları usulünü muhafaza etmek zaruri gorünmektedir. Aynı usulü imamlar, hatipler ve cami hizmetlileri için kabul etmek mümkün değüdır. Ibadet ve cami hizmetleri asiında ıslâm geleneklerine göre mahalli topluluklar içinde dini bilgi sahibi hemşehriler tarafından yerine getirilen ve başlı başına bir geçun kaynağı ssyılmaması gereken hizmetlerdir... Bu kademeye mensup din adamlannın memur sayılması idare kadroîârina ge'çîrilmes'i lâik Devlet ne uymazr aynca çesrtll etktter altında hızl* je nişleülmesi muhtemel olan böyle bir kadro bütününü genel idare masraflarına eklemek, Devleti, karsılamakta güçlük çekeceği ağır bir mali külfet altına sokmak o'ur.» •İslâmda ruhbanlık yoktur» Ukesi ilnü bir eserde söyle özetlenmistir: (2) «Müslümanlartn ibadethanesi yeryüzüdür, kıblesi Kâbedir. Onlar her yerde namaz kılarlar. Herkes İmam olabilir. Bu vazifeler belirli künMlere. bir aileye veya sülâleye verilmiş değildir.» Belki bazı okuyucular, son yıllarda düzinelerle rapor hazırlanmış ve yayınlanmıştır. rapordan aktarılan satırlar da «İslâmda ruhbanlık yoktur» sozü ve benzerleri gibi bir kitabın kösesinde ttnutulsa ne olur? diyeceklerdir. Üzfllerek soylirelim, arkasından gidilmezse, Izlenmezse unutnlma gerçekleşebilir. Ancak sözünü ettiğimiz raporun sanıldıgı kadar önemsiz olmadığım şu bilgi ortaya koyabilir. Kısa adı ile MEHTAP raporu (Merkezî Hükümet Teşkilâtı Arastırma Projesl), Bakanlar Kurulunun 13.2.1DS2 gün ve 6/209 sayılı karan uyannca hazırlanmıştır. Proje Yönetim Kurulu üyeleri arasmda Başbakan Süleyman üemirel'in de adı bulunmaktadır. (Yönetim Kurugerçek ciddî B urilmistir: (1) bir raporda söyle dile geti verecek? Politikacılar mi?, şeriatçılar mı? Bir kaç yıluı denemesi politikacıların isteseler de, istemeseler de bu yolda hızla ilerleyeceklertni gösterlyor. Şeriatçılar ise her köye, her mahalleye bir kaç imam hatip kadrosu verilmeden amaçlanna ulaşmı$ sayılmayabilirler. tmam Hatipliği meslek haline getirme egiliminin plânlamava da sıçradığı görulmektedir. örnegin Birinci Beş Yıllık Kalkınma Plânında İmam • Hatip Oktıllarından söz edilmemişken, Ikinci Beş Yıllık Plânda bunlar teknik ve meslek okulları arasmda Rnsterümiş ve Meclise sunulan plân tasarısında İmam Hatip Okullannı bitirenlere teknik ve meslek okullannı bitirenicrdtn daha üstün bir statti sağlanarak yflksek Sg> retimin bütün dallarına girmek hakb tanınmak istenmistir. (3) iii! ilii •••• •••• •••• •••• •••• :::: • ••• •••)• ••*• ••• Sonuç oplumu din adına kontrol etmek çabaM içinde olanlar plânlannı, kendi açılarından, başarı ile uygulama yolundadırlar. Bunlann imam • hatipliği bir meslek, bir Devlet memıırlugu haline getinne çabalan çok baş»nlı olmnştur. Bazı nartiler din adamlarını kendi propagandalannı yaptırmak açısından halka en yakm kisiler saydıklanndan bu gelişmeyi çıkarlanna uygun buluyorlar. Oteki partiler ise din adatnlanı JazI».umuUi}>J>lmasalar bjje, onkarşîürfiteralmakİîW'Sakındıkları için, bn tor İS konulann üzeıine faıla varamamaktadırlar. MKHTAP raporunu bazırlayanlar eserlerine aahip olduklannı davranıslan ile göstermelidirler. Zamanla görfişlerinde bir değisiklik oldu ıse omı da bilmekte şüphesiz büytik favda vardır. MEHTAP raporu ve benzerleri ratlarda tozlanmak için değil, kalkınmak isteyen Türk toplumunun Devlet düzenine akılcı ölçülere uygun bir biçim vertnek için hazırlanmıstır. öte yandan toplumu din adına kontrol etmek isteyenlerin son 20 yılda sagladıklan basan ise kendilerini bilf safirtacak ölçüde olmuş. başarının sarhoslugu bunlann cttr'etini her geçen gün artırmıştır. Osmaniye olaylannı buna en yeni bir Örnek olarak gösterebiliriz. •a T Öncelik hakk' I • •• • ••• • ••• • ••• :::: K (1) Merkezl Hükümet Teskllâtı Araştırma Pro jesi (MEHTAP> Balkanoğlu Matbaası, Ankara 1963. Türkiye ve Orta Doğu Amme 1daresi Enstitüsü tarafından bastınlmıştır. (2) YÖRÜKAN, Prof. Yusuf Ziya, Müslümanlık, Anlcara Üniversıtesi îlfthiyat Fakültesi Yayınlanndan, Ankara, 1957. (3) Bu konu, Tütengil, Cavit Orhan'ın Tchlikell Bir Eğilim başlıkll yazısında tartışılmıştır, Cumhuriyet 21101967. *• • • • • • • » • • • ) • • • » » » •• • • HOTEL BOĞAZİCİ •k BAYRAM TATİLİNİZİ rahat, konior, sükun içinde ve ailenizle birlikte dılediğiniz jrjii geçirebileceğiniz yegâne yerdir. X lu.uıa ve ve ITIATV. • MAK. ^ • 2 Eişi Yarım Pansiyon 125. TL. X X «t> • • MÜHENDİSİ X Uygun iş imkânlan arıyor * P.K. 5 Hâl lst. (Plâstik) Cumhunyet • Î214 (Oda r Kahvaltı + Öğle veya Aksam yemeği + Servis) •jr Yemekler tabldot olmayıp misafirlerce lijrteden seçilir. HOTEL BOĞAZİCİ (Adliye durağı) YENİKÖY Rezervasyon 62 40 01 38 Telgraf: HOTELBOĞAZ Cumhuriyet 2213 ••••••••••••••»»••»»•• TOMRİS FALAT üe Dis hekimi ALTAK BİRKAN nisanlandılar. 131968 Çiftehavuzlaz TürksosyalisÜerininbaşucukitabıçıkb! MEHMET ALİ AYBAR bagımsızlık,demokrasi,sosyalizm 'V \ .y omisyonun raporundaki doğsüratle ru yargı ve tavsiyeleri ve değiştirilmelidir sonra da yanlıs \> eksikleri V behrtme»••••»>>••••» den önce, jg«nel buş.«leğer yargısı vermek' İsteHz ~*. Komisyon çogunluğunun su veya bu göriisü, yahut tavsiyesi reddedüebilir. Fakat bu komis Büro, mağaza, gazino, a'.öl\cler, kat kaloriferleri. j yonun petrol sorunumuzu mem Ekonomık, emniyetli, otomatık ısıtma tesisatı. • leketçi bir açıdan ve peşin hüBankalar Cad. Türkeli Han kat; 2 Tel: 44 41 98 J kümlerden uzak olarak bir hayli cegaretle ele aldığı inkâr edile » • • • » • • • • • • • • • • • • • • • • • • » • • •• • • • • • • • • • • • • • • • • • mez. Komisyonun raporundan Cumhuriyet 2215 sonra, Türkiye'nin petrol davasıanın • özellikle arama ve üretim dısmda • artık doğru çözümlere kavusacağını bekleyebüiriz. Hiç değilse iktidar partisi idarecilerinın, petrol konusunda gerçekleri inkâr ve tahrif ederek, seçmeni aldatma imkânı çok azalmıştır. Gerçi komisyon çoğunluğu ve rapor, birkaç yıldanberi petrol dâvamızın karsısına dikilen zihniyeti ve onun sorumlulannı açıkça itham edecek kudreti belki de bir nevi fazla nezaket eseri veya parti büyüklerine saygı mülâhazalariyle • gösterememiştir. Amma bu zihniyetin, memleket için ne derece zararlı bir yolda israr edegeldiğini ve iktitfann yıllardır en ağır surette itham ettiği çözumlerin, aslında «tereddütsüz kabul edilecek gerçekler» ve «olumlu (memleketçi) çözümler» olduğu, komisyonca tesçil edilmistir. Bu ise, hem petrol dâvamız yönünden, hem de siyasi hayatımızda dürüstlüğün umuda kavuşması, demagoji ve ifüra metotlarının bir darbe yemesi bakımından, toplumumuz hesabına büyük bir kazançtır. Komisyonun bazı noktalarda düştüğü hataların, daha ziyade, komisyona yazılı ve sözlü bilgi veren bazı kışilerin ve şirketlerin, gerçekleri • kendi çıkarlan istikametinde hünerli değiştirebilmelerinin sonucu olduğunu sanıyoruz. evlet teşohbiıslpri öncelik hakkına sahip olmalıdır. Komisyon, «Dcvlete, iktlsadî devlet tesebbiislerine, petrol smeüyelerinde bulunan diger gerçek ve tüzel kişilere nazaran öncelik tanınması zaruridlr» yargısına var mak suretiyle ' S . 17) son derece D miş bulunmaktadır. Böylece, «bir anlam da sınırlı ve sartlı bir dcvletçilik gerçekleştirilmiş olacaktır» denilebilir. Eğer devlet veya devlet petrol teşebbüsleri, herhangi bir petrol ameliyesine talip olursa, yabancı şirketlerin rakip hali ne gelmeleri söz konusu olamıyacaktır (S. 28). Türkiye'de cpetrol alanında özel teaebbüs» demek, «yabancı sermaye» demek olduğuna göre, egemenhk hakları bakımından dahi, tabii ve kaçınılmaz bir çozüm olan bu hal suretini, iktidar sözcüleri bugüne bir türlü kabul etmemişlerdir. 1965 Komisyonunun tutumu ise, son derece garip ve samimiyetten uzak bir davranıs teşkil etmekte idi. Böyle bir öncelik hakkmın tabii olduğu, komisyon içinde sözde kabul edıl mekte, fakat kanuna bu yolda herhangi bir hütanün konulması suretiyle «bu özel sözlerin hukukî bir değer kazanması» teklifi, şiddetle ıeddedilmekte ıdı. Petrol Kanununun yerli ve yabancı bütün teşebbüsleri birbirine eşit kıldığı, kanunda, kanunun gerekçesinde, Meclis görüşmelerinde, hattâ iktidar partisi program ve bıldırgelerinde yer aldıgı halde, komisyondaki iktidar partisi sözcülerinin, «Devlet teşebbüfsüne öncelik Unıma yolundaki çözümün, kanuna konulmaksızın fiilen gerçekleştirileceği» yolundaki vaadleri. «aldatma taktiği» nden başka bir anJama gelemezdi. Arastırma Komisyonunun, «bütün petrol ameliyelcri bakımından Devlet Teşebbüslerinia öncelik hakkına sahip bulunmasını genel olarak teklif etmesi» Petrol Kanunundaki gakıncalı bir sürü hiikmün zararlannı, büv"k ölçüde giderecektir. Çünku, Türkiye Petrolleri A.O. herhangi bir petrol ameliyesine talip olunca, yabancı şirketlerin rakip veya engel haline gelmeleri artık imkânsızlaşacaktır. Yann: Petrol Kanunu EKONO Sıcok Hovo Sistemi \ Anadolu Ajansının dün bir sabah gatetesinde çıkan sn haberi Ş ni beraberce okuyalım : J Izmir (A.A.) Hava Eğitim Komutanlıgmın îzmir Garnizonundaki Hava Subayları için bugün Hava Lisan Okulunda tertiplemiş olduğu «Sosyal adalet, sosyal güvenllk, sosyalizmin tarifi, Amerika, Rusya ve îsveç'teki tatbikat» konulu konferans ilgi ile izlenmistir. Konferansta askerî ve mülkî erkân bulunmuştur. Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Süleyman Tuncel'in açış konuşmasından sonra konusmacı subaylar Erick Fromn, John Wiesman, Danial Willey, Dr. Fethi Tevetoğlu, Namık Zeki Aral ve diğer tanınmış yazarlar, Birleşik Amerika ve Rusyada sosyal adalet dağılımını istatistiki rakamlara dayanarak bu her iki rejimde sosyal adaletin tatbikatını izah etmişlerdir. Bu arada sosyal adalet ve güvenliğin tsveç'teki tatbikatı üzerinde durulmuş, sosyal adalet ve güvenliğin sosyalizmle bağlantısı üzerinde Marks'm. Berstein'in ve Fabian'ın sosyalizm anlayışları izah edilerek, neticede «sosyal adalet ve sosyal «r&venlltin sosyalizmle bir alâkası olmadığı» nı belirtmislerdir.» Haber bu kadarcıktır. Ve devletin resmi ajansı eliyle verildiği için aynca «nemlidir. Bir baska gazetenln 8zel haberinde Ise Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Süleyman Tuncel'in şu uyarması yer alıyor: Sayın Tnncel demiştir ki; « Konuşmalardan hiçbir siyasi parti kendine pay çıkarmamalı..» Sayın Korgeneral'in uyarma«nı yerinde bnluruz. Subaylarırmn n sosyal adalet, sosyalizm, kapitalizm ve özellikle emperyalizm konasunda genif araştırmalar, Incelemeler, konferanslar tertlplemesini de yilrekten isteriz. tylce bilivoruz ki, Abdülhamlt'in Osmanlı Devletlnden Atatflrk'ün Cumhuriyetine teçis ve yeni Türkiye Ordusunun teşkilinde yatan ilke Gazi Mnstafa Kemal'ln 1921 Halkçılık Beyannamesinde söyle ifade edilmiştir : « Türkiye Büyük Millet Mecluı Hükumeti memleketl kapitali7mın emperyalizminden kurtarmak ıçın kurulmustur.» tşte Ataturk'ün Millî Kurtoluş Ordusunun kökenl budur. Ve elbette bir ordu, kurulusunun ve kaynaklarının mahlyetinl lylce bilmek zorundadır. ÇUnktt ordu, ıreçmlsten geleeeğe dogrn devam eder. Kaynaklannı bilmek, geleneklerine ba|lı kalmak, ve Atatfirk devrimciliji slanns sahip çıkmak için blllncinl her zaman kesklnleştirmek zorundadır. Ne var ki, Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Süleyman Toneel'in nyarması ısığında tzmirdeki toplantının nltellfl Ustttnde kısaca durmak isteriz. Çünkü devletin rtsmt ajansına göre, konferansın sonnrn mı hükme bağlanmıs : « Sosval arî.ilpt ve sosyal güvenliğin sosyalizmle bir alâkası yoktur • lîu parlak sonura n»sı| varıMıiuıı elbette bilemeviz. Bildiğimlz. hir rarln tf«>diiflr Adalet Partisi Başkanı Bar Süleyman Demirel'ln rrrrnlerrir xvnı sotleri Kö.vlediîidir. Demirel : « Sosyal adaleti tesis etmek ıçın sosyalizme ıhtıyaç yoktur» demisti. Eh. durum böyle Olunca Anadolu Ajansının gayretkeşliği kendiliğinden ortaya çıkıyor: Köşesiz üçgen, ayaksız masa, yumurtasız omlet gibi «sosyalizmsiz sosyal adalet» peşinde kosmak gayretiyle Türkiye, yirminci yütyılı da kaybeder, ve nasıl 19'flncn yüzyılda aygarhk dünyasının dısmda bütün yeni fikirlere uzak yasadıysa 2000 yılına doğru milletlerarası koşunun rn errisinde kervana katılır. Bn. Adalet Partisinin idealidir. \> t/mir Hava Oknlundaki konferansın konuşmacılarından h<ri Kethi Tevetoğlu'dur. Tevetoğlu, Adalet Partisinin önde telen Amerikanofillerinden bir politikacıdır. Anadolu Ajansının verdigi habere göre, konosmalara katılan öteki subaylar da Amerikandır. Amerikan ordusunun resmî (örflşüyle sosyalizm ve sol reformlar konusundaki fikirleri zaten bellidir. Pentagon'a göre : 1 Milli kurtuluş hareketleri, barutun icadından sonra en tehlikeli keşiftir. Ve Amerikanın güvenliğini tehdit etmektedir. 2 Sosyaüst akımlar ve sol reformlar adıyla ortaya çıkan cereyanlar Amerikan güvenliği bakımından tehlikelidir. Gerekirse bu akımlar silâh gücüyle müdahale edilerek durdurulacak ve ezilecektir. Izmir'deki Amerikan snbayUrı kendi milli menfaatleri açısından elbette sosyalizmi kötüleyecek ve Türkiyeye yumnrtasız omlet teklif edeceklerdir. Tevetoğlu Ise Amerikanofil Adalet Fartisinin işbirlikçiliğinde aynı tezi savunacaktır. Bütün bunlar belli şeyler.. Belli olraıyan »ey, bir politikacının, (hem de kişiliği açık seçik bir politikacının) orduya konferans çekmesl.TlK&le kânfcrans bilimsel değil. ancak siyasi olur. Blz, Törk subaylarının söylenenleri nasıl blr teratlye vurup nastt değerlendireceğini bfllyornz. Ama 6u konuşmalardan «hiçbir siyasi partinin kendisine pay çıkarmaması için» konosmacılan dikkatle seçmek gerekmez miydi? •••••••••••••••.•••*••••••.•••••.•••••..•....•••••.•I İCELİK' Oiumlu teklrfler geçen ytl kendisinden sonra gelen buzdolabı markasmdan * tntsll fazla sattı k J T ! Cumhuriyet 2218 Ayhsıfin tefff ücretinı TürkiyâfeçîF&rk'simbağ/$ladığı bukitakıPERHALAMÂPERML alınız!l/ebuwarmanın bîr reklam dmadığına inanınız! GERÇEK YAYINEVİ Cağaloğlu yokuşu, Saadetişharo, kat4 P.K. 655İSIANBUL Büyük Kayıp Nigâr Göksan'm kıymetll eşi, Bülayve Ahaıet Göksan'ın sevgiii babaları. Kâmil, Saadet O cakoğlu'nun damadı, Nîhal Barutçuoğlu, Orhan, Erdem Ocakoğlu'nun enlşteieri. değerli insan ve büyuk ilim adamı, Ankara Tıp Fakültesi profesörlerinden, His toloji profesorü D Dr. TURAN GÖKSAN (Cumhuriyet 2212 GÜBRE FABRİKALARI T.A.Ş. UMUM MÜDÜRLÜĞÜNDEN Rıhtım Duvan yaptınlacaktır TL. 2.449.253. keşif bedelU lskenderun Süperfosfat Fabrikası Rıhtım Duvarlannın tamamlanması ve arkasımn doldurulması işi kapalı zarfla teklif alma usulüne göre eksiltmeye konmuştur. Eksiltme dosyalan 25. Lira mukabilinde Bankalar Cad. Zaier Han 4 ncü kattaki Umum Müdürlüğümüzden alınabilir. tsteklilerin yeterlik belgesi almak üzere 20/3/1968 giinü saat 18.00 e kadar müracaatları şarttır. Teklifler engeç 25/3/1968 Pazartesi günü saat 17.00 ye kadar kapalı zarfla Şirketimiz Merkezinde bulundunılacaktır. Şirketimiz 2490 sayılı Kanuna tâbi olmayıp üıaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte serbesttir. Radar RekUm: 186 2211 vefat etaüştir. Cenazesl Pazartesi günü Tıp Fakültesinde yapılacak töreni müteekip ögleyin Hac» Bayram camiinde namazı kılındıktar. sonra ebedi istirahatg&hır.a tevdi edilecektir. AtLESt Cumhuriyet 2323 Dr. KEMAL ÇAĞLAR Idrar iollan ve Tenasül Hastaüklan Mütehassısı Galatasaray. Turnacıbası Sok. No. 12 Ugur Apt. Saat 10 12 ve 13 18 Tel: 44 14 36 (.llancıiık. 5302) 218« evletin doğrudan dofruya petrol arama ve işietme hakkins sahip olduğu kanunda belirtilmelidir. Devletin, bir şirket aracılığı olmaksızm da petrolcülük yapabil mesinin, Anayasamızca ilân edilmiş bir prensip olduğunu, iktidar partisi yönetici ve sözcülerine, bugüne kadar kabul ettirmek mümkün olamamıştı. 1965 Petrol Komis yomında bu istikamette saatlerce süren tartısmalar, oy çofurıluguna dayanılarak olumsuz çözüme ba^lanmıştı. Arastırma Komisyonu ise raporunda, kanunda gerekli değiştirmenin yapılmasını ve petrol kaynaklanmızm, «Devlet, iktisadi' devlet teşebbüsleri» karnu teşebbüsler ve özel teşebbüsler eli ve j yatınmlan ile aramp işletilebi'.r \ ceği» nin belirtilmesini istemok , tedir (S. 12, 28). . j Bu değişikliğin, Anayasanın 130 ' uncu maddesi ile âhengi sağlama bakımından zorunlu olduğunu, tekrar tekrar savunmuştuk. Komisyonun benimsediği bu teklif, mı • gün için daha ziyade teorik bir { anlam taşısa dahi, bir zihniyeti gösterme bakımından çok önemiıdir. 1965 komisyonunun çoğunluSu, «yabancı şirketleri danltmıma» gibi bağımsızhk bilinci ve . kavramı ile pek bağdaşmaz bir en t dlşeye kendini oylesine taptırmıs i ARÇELlK'e gösterilen bu güven, SİZE DE cüven verecektir. 1968 de ile daha ınesut ohn'ahsıııız