19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 26 Mart 1968 CüMHURtTET İhtilâl bir gün ertelenmişti, sinirli saatler geçiyordu 27 Mayıs İhtilâli; önder, teşkilât ve ön program açılanndan elbette ki çok yönden tartışılabilir. Ama bu ihtilâlin; yakın tarihimizin akışma ve bugünkü rejimimizin yapısma müessir, önemli bir hadise olduğunda şüphe yoktur... îlsincı. Burçak, açıkça haykırır: Bu çıkmazdan bizi kim kurtaracak"". Ben kurtaracağm»!. Kurtaramazsın. . Menderes hem kızgın, hem de ça resizlık içindedir. Ve yapabildıği şey: Teessüf ederim! diyerek Grupu terketmek olur. Es kışehire ise, alâkalı emniyet makamları bile gitmesini istemezler. Ama o, yanında 20 milletvekili ve gazetecilerle Eskişehire gider. Daha hava meydanına inince karşılaş tısı manzara. bir sıra halinde dizil mış hava subaylarının, Başvekil tam karşılarına gelince, birden ve bır kumanda ile arkalarını donme leri olur. Halbuki Menderes Eskişphir Hava Harb Okulundan, hep • Benim Mektebim!» diye bahseder. Çunku 1952 de bu mektebin orada açılmasına yardım etmiştir. Hulâsa sahne hazindir. Ve Menderesle arkadasları Eskişehirde, misafir değıl. nezaret altındadırlar. Halbuki onun plânı, Eskişehirden Kon yaya uçmaktır. Konyadan, büyük bir başıbozuk kalabalığının Ankara üzerine, yüzlerce otobüs ve vâsıta ile bır yuruyuşlerinin tertiplendiği ise bilinen bırşeydır. Ama 27 Mayıs sabahı gong çalıp da her şey değışmce, artık olanlar malumdur. Menderes ve arkadasları, tevkif edı YAZAN: ŞSVKET SÜREYYA AYDEMİR lerek Ankaraya getirilirler. O dakikadan itibaren ise «Ihtıiâl ve Sonrası»nın hikâyesi başlar.. İnönii ve Giirsel: 27 Mayıs gunü ihtılâlcılerın başkan olarak seçtıkleri Cemal Gürsel, ne bir gizli İhtilâl Teşküâtının bası. ne de böyle bir İhtilâlin Teşkilâtçısıydı. O, Kara Kuvvetleri Ku mandanıydı. Ama gidişattan memnun değildi. Çevresindeki ıhtılâl eğılimli kurmaylan da. teşvik etmemiş olsa bile hoş gördüğü bilinır. Fakat vazifesinden izinli olarak aynlıp, emekliliğini beklemek üzere İzmire giderken Başvekile yazdığı 3 mayıs 1960 tarıhli mektup, cidderi önemlidir. Bu mektupta Adnan Menderese saygıh bir dil kullanıh yor, fakat Reisicumhurun mutlak olarak istıfası ısteniyordu. Kabinenin değişmesi, hiç olmazsa, kabinede değişiklik yapılması tavsiye edı Hyordu. Orduya veda mesajı da çok mânahydı ve toplattırıldı. Gur selin, Millî Birhk Komitesinin başına geçtikten sonra tnönu ile telefon konuşmalannı yukarıda ver miştik. tndnü bu nâzik arayışa. ıkı gün sonra Gürseli Başbakanlıkta zi yaretle mukabele etti. Konuşma uzunca sürdü ama. Indnü'nun ana tavsiyelerinin üç noktada toplandığı anlaşılır: GONG ÇALDI hakkmda ise, hiç bir §ey söylenemezdi... Mayıs 1960 günü ve akşamı, İstanbul ve Ankara İhtilâl Komiteleri arasmda gergin çatışmalar günüdür. tstanbul ihtilâlin hemen ilânını bekliyordu. Her saniye radyonun başında, gongun çalması bekleniyordu. Ankarada ise henüz hazır değiliz deniliyordu. İhtilâl, bir gün ertelenmişti. Hülâsa çok sinirli saatler geçiyordu. M İsmei Paşa uyandırılıyor: tnönü ihtilâlin olacağını sezmiş miydi? Elbette. Zaten Baskent'te, az çok uyanık olanlardan bunu sez meyen yoktu? Yalnız tnönünün sezgileri tabii daha esaslıydı. Ama onun bazı endişeleri de vardı. Metin Toker İnönü'nün bir gün dalgın ve düşunceli, şöyle konustuğunu ya zar: « Asker ihtilâl hazırhyor. Bunu görmemek imkânsız. Fakat hareketi Mehmetçiği kullanmadan yapmak lâzım. Bakalım onu nasıl tertipleyecekler?...> (D. Menderes'in Eskişehirde konujtukları tnönü'de bazı şüpheler yaratmıştır. Menderes'in cTahkikat Komisyonunun vazifesinin sona erdiğini' ilân etmesi onun dikkatini çeker. Öyle ya. Komisyon daha çalışmaya başlayamamıştır ki vazife si sona ermiş olsun. Şu halde bir tertip var. Meselâ «Komisyon raporunu tamamladı, Meclis'e verdi» di yebilirler. Ve bu raporda meselâ Halk Partisi için. kimbilir ne kararlar ahnmış olabilir. Paşa bu endışesini: € Adnan yeni bir tertip pejinde. Aklınca vakit kazanacak.» seklinde açıklar. 27 Mayıs gecesi ise daha da içli bir hali vardır. Gece geç vakte kadar damadı ile oturur. Herşeyden konuşurlar. Vakit ilerleyince bahçeye inerler. Damadını evine ge çirecektir. Onun koluna girer. Bir müddet yürürler. Ama lsmet Paja gene dalgmdır. Sonra ağzından: thtilâl kapımızda! sozleri dökülür. Sonra damadını ya nağından öper. Onunla içli bir hava içinde aynhrlar. Paşa'nın son sozleri şunlardır: Yalnızsın. Biraz okur yatarsın. Allah rahatlık versin... O gece sabaha karşı İnönü yata ğından: İhtilâl oldu! hahari üeujrçndınlacakttt. Her jey Hülâsa 26 Mayıs Gecesi Harb Okulunda Okul Müdürlüğü odasında yapılan toplantıda kararlaştınlan tertipleri uygulama içi 27 Mayıs gecesi başlar. Madanoğiu ve bazı Birlik Kumandanlan ile Okul Alay Kumandanı oradadır. Harekete geçilecektir. Saat 20.30. Artık iş icra safhasına girmiîtir. Okul Alay Kumandanı Kurmay Albay Müctebat öztfen (şimdi Emekli General) Harbiye Alayı Subaylarınm mektebin alt ka tındaki Gazino salonunda toplanmalannı emreder. İstisnasız bütün eubaylar oradadır. Müctebâ Özden, tıpkı bir muharebe emri tebliğ eder gibi konuşur: Arkadaşlar! Yarın Hükumeti devireceğiz, thtilâl yapacağız! lste yen gelir, harekete kanşır, isteyen gelmez. Fakat gelmek istemiyenleri dışarıya bırakmam. Burada kalırlar. Gelmek istemiyen var mı?... % Kumandan memnundur. Alaymda bir aynlık yoktur. Ondan sonra emirlerini vermeye başlar. Bütün ögrenciler resmî elbiselerini giyeceklerdir. Çünkü kıta ve tâlim kıyafetleri ile onlann er'lerden farkı yoktur. Halbuki halkın onları ilk görüşünde, bu ihtilâl içın sokaklara akanlann Harbiyeli olduklannı anlamalarınm. psikolojik bir mânası vardır. Kumandan bunu düşünmüştür. Ijin ondan öte si malum. Herkes, silâhlanaçak, kendi bölüğünde yerini alacak, Gruplar, Postalar şehre akacaktır. Öyle de olur. Harb Okulunun o günlerdeki ruh Birliği ve Disiplini için çok dikkate şayan olan şudur ki, bu hava ve işin bu neticeye varacağı nice günlerdenberi bilindiği halde, Harbiyenin bu sırn dışarıya sızmanııştı... Sabah saat tam 5.25 te ise Ankara Radyosu, bilinen anonsu veriyordu. Artık Gong çalmıştı. thtilâl başlamıştı. Hattâ buna bu hali ile, ihtilâl bile denemezdi. Belkı bir Beyaz thtilâl! Hattâ belki de sadece geçici bir hükumet darbesi... Ama şu da olmuştu ki, artık eski iktidar yoktu ve başlayan tarihi safhanın nelere gebe olduğu larda yaşadıklarına herhalde daima manmıştır. Fakat duyduğu soz ler ona da rikkat verıcıydı. Mukabelesi ıçten oldu: Memleket ve millet için hayırlı bir ış yapunız. Buyuk bir iş yaptınız. Mutlu ve uğurlu olmasını dilerim. Başarınız içın. asıl ben sizin emnnizdeyım. Paşa hazretleri, ben sizi anlıyorurn. Ne zaman bir arzunuz olursa, emrınize âmâdeyım... Cemal Gürsel teşekkür eder. Bu teşekkür sdzlerinde bir rahatlama ve ferahlık ifadesi vardır. lsmet Pa şa daha birkaç söz söyler. İlk konuşma böyle biter... Kahvaltı sofrasına donünce hisLerini özetler: Gayet saygılıydı. Nasıl bir havada olduMmrına teşhis koymak he Asıl ihtilâl karargâhının tnönuz guç. Hem benım desteğıme ken nü ile ilk teması ise ertesi günü dılerıni muhtaç görüyorlar. Hem ve erken saatlerde oldu. Kahvalbenimle açık münasebetleri olsun tı saatinde telefon çalar. Açaristemiyorlar. Bakalım? Goreceğız?. lar. Telefonun ötebaşında Cemal . Gurs^i 28 Mayısta. bir d« ba^ın ri vardır. «S*yıiî onu gfcsfeffiÜStir ki, tnSnu'ye ihtifoolanUsı yapaf. Kendisırie" çeşiOi lâli.tehaatincaden kimsa^M<dWfc^ smmhn mrtmimr: Bazı suct cerapMı görus?neT*ısfedi|ini KâVerverıfr* verelim: memiştir. ihtilâlin gününü, saatini îsmet Paşa telefonun yanına sebilmiyordu ama, DP ıktidannın so Bu hareketi yaparken ismet lir. Yaver telefonu bağlar, Cenunun, bir ihtilâlle geleceğini bili Paşa ile mutabakatınız oldu mu?. mal Gürsel telefonda tane tane yordu. Bu sezgide şaşılacak bir şey Aslâ... Bütün memleket bilme konuşur : yoktur. Bizzat D.P. ileri gelenlerilidir ki, hiç bir politikanın esiri ol nin nice ve niceleri de son zaman Sayın Pasam.. mayacağun. Esasen şu kanaattayım: larda aynı sezgi içinde değiller miy Buyurun Pasa Hazretleri lsmet Paşa'ya daha evvel bu mesedı?. Siıe karsı kusurlu\uz Paleyi açsaydun: sam. Hareketimizi size önceden Ondan sonra tndnü'nün evinde o Yapma! baber vermedik. Fakat haber günün hayatı başlar. Arkadaşlan diyecektı.. verseydik, bizi bondan caydırkoşarlar, gelirler. Olayları herkes kendince yorumlar. Mahallede mak isteyece$>nizi biliyorduk. halk evvelâ pencerelerde görünür. Yapacak baska bir seyimiz kalSonra fırlayanlar olur. Daha sonmamıstı. Bizi affetmenizi rica era da tnönünün evinin önü, sokağa divornz. Emirleriniz bizim için çıkma yasağına rağmen. Ankara'daima peygamber buyrağudur nın çeşitli semtlerınden koşup geSayın Paşam .. len merakhlarla dolar. Muhafız Ku İnönü kendisine bir gün böyle hi Menderese gelince, İhtilâlin patmandan ne yapacağında tereddüttabedecek insanların, bu topraklak verdiği sırada o, Eskişehirde rai lüdür. Bu arada subaylann zlyareti de başlar. Nihayet komite adına geldigini söyleyen bir subay, Paşaya bir mesajı olduğunu bildirir. Onu da Pa sanın yanma alırlar. Gelen, daha sonra Albaylıktan emekli olan Emin Aytekin'dir. Paşa Aytekin'in verdiği mesaji dikkatle dinler. Bu mesaja gore thtilâl Komitesi, tnönü'nün dışarıya çıkmamasmı, teza hürata vesile vermemesini ve bir demeçte bulunmamasını sureti katiyede istemektedir. Ve subay bunları, çahmlı, yukarıdan konusan bir edâ ile tebliğ eder. thtiyath bir adam olan tnönü, bunlan zaten istense de yapmazdı. Tebliğ biraz garipti. Subay gidınce yanındakilere şöyle söylendi: Bizimle bir ilişkileri olsun istemiyorlar demek .. Ama Aytekin'in ziyaretınden şu da anlaşılmıstı: Komitenın bir başı yoktu henüz. Hattâ bir merkez de pek kurulamamıştı. Aytekin'e göre ış şuydu : «Komitenin mensnplannm adlan açıklanmıyacaktır. İhtilâli idare edenler isimsiz kalacaklardır. Görevlerini bitirerek kıt'alanna döneceklerdir. Tapılan hareket, ordunnn ortak malıdır. Ordn, kahramanlar yaratılmasını istememektedir ..» Bdyle başsız, kahramansı?, yıldızsız ve şohretsız bir ihtilâl elbette ki olamazdı. Demek kı ihtilâl karargâhı hazırhksızdı. Bu ise dusündürücü bir şeydı. Nıhayet o gün ancak saat 16.00 da Radyoda Cemal Gursel'ın sesi duyulur : Bana inanınız! Bana giiveniniz! sozleri onun bu konuşmasındandır.. *** Millî Birlik Komitesi. kendi içinde parçalanmamalıdır, Orduya hâkim kahnmahdır. Seçimlere bir an evvel gidılmelidir... Inonu'nün bu tavsiyelerinin, Gur sel uzerinde her nedense, pek de göze çarpar alâka ve etki uyandırmadığı bilinir. Ama ne çare ki ihtilâl, kendi yapısmda ilk yaralan bu cephelerden almış, yâni az zaman içinde, hem Komite parçalanmış, hem de Orduda kontrol kaybedilmiştir. Bir taraftan 235 Generalle 5000 kadar subayın ordudan çıkarıl ması ile Ordu kendi içinde hırpalanmış. sonra da «Gizli Cuntalarm ve Silâhh Kuvvetler Bırlıği.nm meydana gelmesiyle Komite aslî otorıtesini, fülen yitirmiştir... İsmet Paşayla Gürselin temas ve münasebetlerine gelince, o ilk karşılaşmadan sonra onların bir araya gelmelerine ve başbaşa kalmalanna, artık fülen imkân verılmemiştır. Tâ koalisyonlar devrine kadar... (1) Metin Toker: İsmet Pasayla II yıl. Cilt m. Yarın: İhtilâl Karargâhı ve thtilâlciler! İsmet Paşa ile Gursel'ın bir araya gelmelenne ve başbaşa kalmalanna koalisyon devrine kadar imkfin verilmemişti. BUlMACA 123456789 düzeltme aracı» karşılığı ıki soz. ^llardanberi boyle savaşlar olu9 Vücuttaki hastalık belirtısi yor, gelecek zaman parçası (eski şiş, «bir köşeye saklan ve büzül!» terım). 6 Tekaüt edılmiş kişianlamına bir emir. 1234S6789 n i n ^ b a ^ . b l ' YUKARIDAN AŞAGlYA: kıp yaka sü1 1 Bazılan insamn suratına ken. 7 Solistkuvvetli bir tokat indirirse peklerın radyoâlâ onu patlatabilir (karma soz\ larda soyledıl:2 «Çok uygun viyecek veya içslerı (çoğul). cek saklamaya mahsus vasıta8 Bir sıfat lar» mânasma iki soz ve çoğ'al. takısı, kann do yuracak şey. 3 «Dibi derin yere fırlat!» karşılığı iki sözlü bir emir. 4 Bır 9 «Bu ne paçalışma yerindeki şef, ateş du Dıınkü bııimaranm nltı!» mânasımanı kirliliği. 5 Viyetnam'da halledilıniş jekli na iki soz. safirdir. O sırada onun Ankaradan aynlışını, ne Hükumet, ne de arka daşlan isterler. Zaten 14 mayısta çıktığı tzmir seyahatından dönüşünde, Partınin havası da gergındir. Toplanan Grup fevkalâde toplantısı karışık geçer. Rılkı Salım Cemal Giirsel telefonda; IS1ANBUL 06 25 06 30 07 00 07 05 07 30 07 45 07 50 08 00 08 15 08 45 09 00 09 15 09 30 09 40 10 00 10 05 10 20 10 40 11 00 11.45 12 00 12.10 12.25 12 40 13 00 13.15 14 00 14.15 14.30 14 45 15 00 15.05 15 20 15 50 16 00 17 00 17 05 17.30 17.50 19.00 19.35 19.45 20 00 20.20 20.30 20.50 2100 21 10 21 30 22 00 22 45 23 00 23 55 Acılıs. Droeram Gunavdın I Kove hab«rler Gunavdın II Habcrler ve hava durumu Istanbulda bueıın Ilânlar v e haflf muzik Hafif Batı muzıiı Beraber ve solo sarkılar Caz muziSı Sabah turkulerl Eskişehir'deki misafir: Pivar^?blf Ovun havaları Ev ıcın Ara haberler Fransadan muzik T. Yakareelikten sarkılar Arkası varın Sabah konseri S. GöSüsten sarkılar Ara h«berler. ilânlar T Karabuluttan tıırkül*r Darvas ve arkadasları G Kasacıdan sarkılar Haberler ve R.G. de bueun Saz eserleri V. Ucaroilu orkfstrası S Kokturkten sarkılar Mavı Isıklıır orkestrası G Sevım Blleinden turkuler Ara haberler Solistler «ecidi Radvo senfoni orkestrası Lıed saatı Okul radvosu Ara haberler Erkekler faslı Kov odası Reklâm DroCTamlan Haberler ve hava dunımu Saz eserleri Naımâ Tarıhi Turkuler cecidi SDOr eazetesi S Mutludan sarkılar Havat ve kitarlar 24 saatin olavları. ılânlar Aktüalite ve st>or Plâklar arasmda Reklâm Droeramları Haberler resıtlemeler Özetler. Droaram. kauanıs SOLDAN SAĞA: 1 Açıkgözaerin gumrükçülero gost«rmeden gizli olarak yurda soktukları fıkı soz). 2 Kopeklerin bazı zamanlarda çıkardıkları gibi ses çıkarma. 3 Bir edat, Turkıyedeki azınlıklardan birine mensup. 4 Kudurma hastalığına tutulmuş olma hali (esıci tenm bir sozle yapılmıştır). 5 Bu kış Dogu bölgemizde hayatı âdeta durgunluga uğratan, hararete ve sıcaklığa sahip durumda (bır soz ve bır takı). 6 Tersı bir yeri savaş sonucu zorla ele çeçırmfi^ ışıdır, «unsiyet peyda. et!» ffttaaâna bir ema. "7 Çev» rihndBsbBT'parola olur, ViıMUkcc. sozune gore kım ağlarsa yalan ağlar gerçekte bu ağlar. 8 «Şansa mahsus olarak kııHanılan saç NASIL HALLEDİLECEK lukandaki nkamlı bnlmacada «*dece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 tane sonuç vardır. B03 kalan l2 karenin içine 1 deo 9 4 kadar . bfr^r fakam'Boyarak ve top ~ Blnu vaktinizi alır ama, bo; vpktinizi'hoîca feeçirmis olursunuz.' k i i b k i i ii l ' lama, çarpma, çıkartma, Dölme işaretlerine dikkat ederek soldan •ağa ve yukarıdan aşağıys bulmacada göstenlcn sonuçları DUNDEN BUGUNE 24 Seher hanım buyurur: Sürahıji de al. Sabunlu bez getir örtüyü sılmeğe. Bır iskemle daha lâzım... Çok memnun, Seher hanım. Bayılır misafıre. Gelenler oğluyla gelıninın dostlan da olsa, onlan renimser, hemen. Genclerle kömısur, güler, eğ!enir... Koltufuna kurularak yaşlıUgın tseyfini çıkanr. Kahve mi pişirılecek, şerbet mi verüecek, kül ta> laları mı boşaltılacak... varsın gelin yapsın. Bütün gun yemekle. şununla, bununla uğrasmıştı. Yeter. Artık yerinden bile kımıldamaz! 2 numaradaki büyük hanım, balkonunda eski günlerini hatırlardı yana yana: kocası sagken... o*lu küçükken... yanında eşi, çocuguyla, onun dâ bır yuvası varken... XX Semih Arda'nın defterinden: Bu sabah denızde Melda'yla beraberdik. üzıaı uzxın yıirudük. Sonra donüD güneşte uzandık. Aylin'le annesi de kumluktaydılar. Çocuk, fcocaman bir plâstik topu oradan oraya fırlatıp akasından koşarak oynuyor. Işıl hanım, duvann dıbinde oturmuş, örgü örüyordu. Onun adını öğrenmiş olmak tuhaf bır duygu veriyor bana. «Işıl h*nım» «Işıl hanım» diye tekrarlıyorum içimden. Seviyorum bu adı. Melda: Çok beğeniyorum bu hanımı, dedi; ama k> cası... llgiîendim: Ne var kocasında? Pis bir adam. Ahlâksız Jigolonun biri! Nerden bilıyorsunuz? Anlattı: daha ilk günden, baygm gözlerle süz"îrek, âşık numaralan yapmaya başlamışmıs Meldaya. Sonunda, bir akşam, bahçede yanına gelmış. Onu sevdiğini sbylemiş: «Bana biraz umut verin, kanmı hemen bırakırım» diye ellerine sarümaya kalkışmış. Birden sarsıldım. Köşede, yalnızca örgüsünü ören kibar, zarıf kadına bakıyordum; bir de «kanmı bırakınm» diyen bayagı erkeği düşünüyordum. Sordum: Siz n yaptınız? «Tuh, namussuz herif!» decUm, yürüdüm gittim! Kızıyordu: Pis adam.. pis adam... Şimdi de... Meraklanmıştım: Şimdi de?... Hiç!... diye kesip attı. Kumluk kalabalıklaşıyordu. Doktor özer, iki arkadaşıyla sandaldan indi. Az sonra Seher hanım, gelini, torunu geldüer. Onlann arkasından da Mrlda'nın annesi merdivenin başında görUndü. Bavan Tekin, sıyah mayosuyla her zamandan daıiT güzeldi. Ağır agır basamaklan indi. Tam karşımıza geçip oturdu. Arada bize bakıyor, gülümsUyordu. Melda: Burası sevimsizleşti: Çok insan var. Gidelım, dedi. Kalktık. Apartmanın girişinde, ona ilk tanıştığımız gürıkü konusmasını hatırlatarak, birlikte tarasaya çıkıp orada gUneşlenmeyl tekUf ettim. tstemedi: Hayır. «iyi arkadaş olunca gelirim» dem'.ştını size. : RİKKAT KÖKNAR Iyi arkadaş değil mıyız? Daha değil. Birbirimızden ayrılırken, benden söz aldı: annesıyle konuşmıyacakmışım. Yanıma gelır, ba:i3 bırşey söyler, ya da sorarsa, kısaca cevap verıp uzaklaşacakmışım. Tuhaf kız! Davranışlan, lâkırdılan, şaşırtıyor benı. Belki de bu yüzden onunla ilgileniyorum. Tek başıma evıme dondum. Erkence yemagimi yıyıp çalışmağa koyuldum. Ama bütün gıiıı yüreğımde bır sıkıntı vardı. Ben de «pis adam.. pis adam..» diye sınirleniyordum. Melda'nın söyledigi «şımd de...» lafl, zihnimi kurcalıyor. İçimde bir şövalye ruhu uyanıyor! XXI Nevin hanım evde yoktu. Sabahtan Adaya çıtmirtı. Orada, caridan bırkaç eski mektep arkadaşıyla bulusacaktı. Hep beraber denize gırecekler, yemek viyecekler, gezecekler, çocuklaşıp eğlenecekler. Akşam, anlatacak bir sürü havadis, ve sizel bir gün geçırmenın neşesiyla dönecek. «Belki geç gelirim; merak etmeym.» demişti. Annesi olmayınca, Aylâ ferahlamıştı sankı. Niçin? Kendi de bilmiyor. Bir hafiflik var içinde. Yalmzdı: babası işinde. özer erkenden İstannula inmış. Hiç kimseye, hiçbir programa uymak zorunda değil. Sabah, denizden sonra, herzaman yaptıgı 51bi odasına çekilip oturmamış, sokağa çıkmıştı. («Bu sıcakta terliyeceksin», diye önlemeye çaHşan yok!) Asfaltta, güneşin almnda yürümüş, bır ahbabına uğramış, oradan çıkmış, aklma esınce, otobuse binip Kadıköyüne gitmişti. Çarşılarda gezinmış. Kendisine zarif bir bluz, Pransızca dergiler, fırından halka, manavdan taze fındık alıp saat ikide eve dönmüştü. (Ne güzel, ne rahat, bekleyeni olm> mak!) Aşçının hazırladığı yemeklerin hiç birisine dokunmıyarak, halka ve üzümle karnını doyurmuştu. (Canı boyle istemiş; kim ne kanşır?!) Biraz uzanıp yattıkdan sonra da fındık yıye yıye dergilerini okumuş... bahçede dolaşmış... Yuzü şen, herkese karşı davranışlan daha sevimlı. Geçerken Seher hanıma, Melda'ya gülümsuyor; balkonunun önünde dump 2 numaradaki büyuk hanımın hatırını soruyor; Aylin'i okşuyor; bahçevandan çiçekler üştüne bilgi ahyor... Bugün, özgürlük bayramı gibi bir şeydı Ayla için Akşama doğru. Özer tstanbuldan geldi. Anneleri babaları yokken, iki kardeş birbirlerine daha yakın buluyorlar kendilerini; daha iyi anlaşıyorlar. Uzun uzun konuştular. Doktor Özer, bir süredir iş anyor, bulamıyordu. Amerikadayken, sanmıştı ki, memleketinde has taneler kendisini paylaşamıyacaklar; yalvaracaklar, onun gibi bır kan hastalıklan uzmanını kadrolarına almak içm. Oysa şimdi hayal kınklıgına uğramış. Dert yandı: Yok... bana göre iş yok! tnanılmıyacak kadar az bir aylıkla asistanhk yaptırmak istiyorlar Gençlere değer verilmıyor burada! Ayla sordu: Babam bu kadar zorluyor, «gel benimle çalış> diye. Muayenehanesinde sana ayn oda da verecekNiye istemiyorsun? Genç adam başını kaldırdı: Babamın yanında çalıjmak istemiyorum! Ayla: Anlıyorum seni, diyordu; çok iyi anlıyorum. (Arkası var) ISTANBUL IL RADYOSU 16.55 Acılıs ve üroeram 17 00 Dıskoteeımizden 17 30 Kucıık konser 18 00 Genclere nıuzık 18.30 Senfonik muzik 19 00 Los Colombianos tODİulufu 19 30 Aksam konserı 20 15 Genclerle beraber 21 00 Fransızca sarkılar 21 15 Sonat saati 21 45 Hafif muzik 22 00 Gece konseri 23 00 Caz saatl 23 30 Hafif Batı rnuziei 01 00 Program ve kaDanıs ANKARA 06.25 06.30 07.00 07.05 07 30 07.45 08 00 08.10 08 40 09.00 09 20 09 35 10 00 11.00 11.05 11.25 11.55 12 00 12.15 12.30 Acılıs. DroEram Gunavdın I Köve haberler Gunavdın II Haberler ve hava durumu Sabah müziei Ankarada bumjn Her telden T. Toperden sarkılar Ev icin Sabah konseri Arkası varın Okul radvosu Hafif muzik G Batudan sarkılar Balete caerı Ara haberler ilSnlar T Ensinden rürkuler Kıbrıs saati D Balkan ve Türkin K M kin'den sarkılar Haberler ve R.G. de bueün Hafif muzik Reklâm Droeramları A. Gürkandan rürküler A. R Koorülüleroâlu'dan sarkılar Albümlerden secmeler Ara haberler. ilânlar Okul radvosu Z. İzein'den türküler S TeSmenden sarkılar Ara haberler. İlSnlar İncesaz Kov odası Reklâm oroeramları HabTİer ve hava durumu M DadaloŞlu'dan rürkuler Hafif müzik fiean müzitl Turk müziSi dlnleırtd istekleri Kucük konser 24 saatin olavları. ilânlar Bilinmeven ulusal degerler Klâsik T. M. toDİulugu Hafif müzik TBMM caati Haberler Her h»fta b i r r e r u m e u Gece varısına d o i r u Tiffany T1FFANY MO BU <3rüM OlJ MÛSTEE'UEE 13.00 13 15 13.30 14.00 14.15 14.3S 14 55 15.00 16 00 1615 16.55 17 00 17.30 17 50 19 00 19.35 19.50 19.55 20.10 20.40 21.00 21.10 21.30 22 00 22 05 22 43 23 00 23 45 28 *1 ISttilrr. nnmm. kaDanıs
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle