19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Î2 Mart 1968 CüMHURtTET SAHİFE ÜÇ AJANSLAR * RADYOLAR Nâsır yakınlarını kabine dışı bıraktı Jifkof ve niikleer silâhlar AĞLAYANGİL son •Bayram» gazetcsine ün»lii bir demeç vermişti, «NATO'nun Türkiyeyi kendi arzusu dışmda bir harbe sürüklemesi mümkün değildir» şekUnde. f Dışişleri Bakanı, muhabirin soru snnu işine geldiği biçimde anlamış. «Çiinkii» diyor ağdalı diliyle. «NATO'nun silâhlı bir muhasemata karar vcrmesi, Bakanlar Konseyince oybirliğiyle ittihaz olunacak siyasi kararla mümkündür. Diğer bir deyişle böyle bir kararın istihsali için Türkiyenin müsbet oyunu kullanması şarttır.» Evet. normal prosedür ÇAGLATANGtL'in anlattığı gibidir. Ancak savaş kendinden anormaldir. Üstelik günümüzün siirat diinyagında. savaşlar öyle selâmlı sabahh. elimizi sıkıp halimizi, hatırımızı torarak gelmemektedir. I Daha önemlisi Dışişleri Bakanı Türki>edeki tartışmanın özünden I kaçmış ve muhabir de uyarma gere I ğini duymamıştır. NATO'nun Tür | kiyeyi kendi arzusu dışında bir sa . vaşa sürükleyebileceğinl ileri sii I renler, topraklanmızdaki Amerikan l nükleer silâhlanmn ve üslerinin yarattığı tehlikeye ijaret etmek | tedirler. Modern savaş stratejisi hedef ön eelikleri sıralamasında, düşmanm vuracu gücü ve misiUeme mekanizması baş yeri işgal eder. Farzedelim ki iki süper devlet kapıştılar. Rusjanm, belkl de bizim savaşın başladığından haberimiz bile olmadan. kullanılmasına imkân ver memek amacıyla topraklanmızdaki Amerikan nükleer silâh \e üslerini ortadan kaldırmaya kalkışması ppkâlâ mümkündür. Nitekim Amcrika ile Rusyayı topyekun bir he«aplaşmanın eşiğine getiren 1962 Kü ba bunalımından bütıın dünya ancak yatışmasmdan sonra haberdar olabilmiştir. Süperler bir defa doğrudan çatısıp fiizeler uçuşmaya ba; layınca, uluslararası hukuk yerini orman kanununa terkedecektir. TÜTkiyenin^tojr^ık bütüniüğüne, ba ğımsızhk ** hiıkümrunljğuıa, ^NATO'nun normal pr'osedürüne ya da topraklanmızdaki Amerikan nükleer sllahları ve üslerinin kullanılıs tarzını dıizenleyen «çifte kilit» gibi »ntlaşmalara aldırış eden çıkmayacakür. Zira saniyelerin bile olağanüstü değer kazanacağı doğrudan çatışmada, haşmetli Amerika ile Rusyadan biri ya da ikisi birden haritadan silinebilecektir. Yukarıda özetlemeğe çalıştığımız nazariyeye, özellikle AP iktidarı çevrelerinde itibar ettniyenler çoktur. Ne var ki, dün Anadolu Ajansmın verdiği bir haher, islenildiği kadar ilibar edilmesin, nazariyeye ! ağirlık kazandırmaktadır. New I York çıkışh haber. B. M.'in, nükleer ' saldırının korkunç sonuçları hakkında İS dilde yayınladığı rapordan söz ctmektedir. Hem Türkiyenin de iiye bulunduğu Genel Kurulun tavsiyesiyle yayınlanmaktadır. Haberin son satırları aynen şöy ledir: « . Broşürde , Iıerhangi bir bölgede nükleer silâhlann stok edilme sinin bu toprakları nükleer bir sal dırının hedefi yapabileceği. ülkelerin güvenliklerinin ve bunların bir nükleer savaşa karşı korunmalannın. kesinlikle ancak bütün nük leer silâh stoklarının orladan kaldırılması ve bu silahların yasaklan masıyla sağlanabileceği belirtilmek tedir.» Şimdi de konuk Bulgar Başbakanı ve Komünist Partisi Şefine sıçrayalım. JÎFKOF. «Balkanlarda atom ve füze silâlılarından arınmış bir bölge kurulması» plânmın sahib:dir. Bulgaristanda da Sovyet nük leer silâhları ve üsleri var. Jifkof plânını gerçekleştirmek için «de\ am lı gayret harcadığım» belirttiğine gö re. Ankara görüşmelerinde DE I MIREL'e de tekrarlıvacağı muhak I kak. Yukarıdaki açıklamalarımı | zın ışjsmda, ayrmtılarını bilmediğimiz JİFKOF Plâmnın hiç de ya I bana atılmayacak ve ciddiyetle in I celenmeğe değer bir teklif olduğu I aşikâr. AHİRE, (a.a.AP) Birleşik Arap Cumhuriyeti Devlet ve Hükumet Başkanı Nâsır'm, yıMardır yanında çalışan bazı arkadaşlarını Kabine dışı bırakması. yeni Mısır yönetimine «sivil bir görünüş kazandırma» çabasına bağlanmaktadır. Üyeleri dün acıklanan Kabinede, iki Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Zekeriya Muhiddin v e AIi Sabri'nin bulunmam ası, büyük bir şaşkınlık yaratmıştır. Nâsır'ı iktidara getiren 1952 ihtilâlinden bu yana Mısır siyasetinde daima etkiü ve güçlü bir rol oynamış olan Muhiddin, hükumet sözcüsü Hasan El Zeyyat'a göre, «Bütün görevlerinden istifa etmiştir.» Muhiddin, Washington ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasını isteyen Mısırlı politikacüardan biridir. Ali Sabri'nin ise, istifa mı ettigi, yoksa kabine dışı mı bırakıldığı belirtilmemiştir. Kendisi, bununla beraber, Arap Sosyalist Birliği Genel Sekreterlik makammı işgale devam edecektir. Bu değişikliklerden sonra, 1952 deki ihtilâlci cuntadan kabinede tek bir kişi kalmıştır: Nâsır.. 12 si asker ve 14 ü de sivil olan kabine Üyeleri dün and içerek görevlerine baslamışlardır. Kabineye sadece 12 askerin dahil olması, sosyalist rejimin 16 yıl önce kurulmasından bu yana, Mısır için yeni bir gelişme kabul edilmektedir. Büyük değişiklik sırasmda kabine dışı kalan tamnmış şahsiyetlerden biri Plânlama Bakanı Abdülmümin El Kaysuni, bir diWashington (a.a. Radyolar) ğeri de, sağlık nedenlerinden Yeni Mısır Yönetimi "Sivil bir görünüş,, kazandı Do/or ve Sterlin biraz daha (Dış Haberler Servisi) ONDRA Altın spekülâtörleri. çifte fiyat sisteminin kabulüyle umduklarını bulamazken, Ingilterenin yeni mali yıl bütçesinin Avam Kamarasında açıManmasından sonra Amerikan dolârı ile Ingiliz Sterlinin uluslararası piyasalardaki durumu biraz daha kuvvetlenmiştir. Fakat Paris'de, Cumhurbaşkanı General De Gaulle, dolâr ve Sterlinin «imtiyazlı dnnıınuna» karşı yeni bir hücuma geçerek. son üç yıldan beri tekrarladığı gibi, yeni den altın birimi esasına dönülmesini istemiştir. İlgili gözlemcilere göre, Amerika ve îngiltere, General De Gaulle'ün bu isteğine, hiç şüphesiz «ku lak asmayacaklardır.» De Gaulle'ün demeci geç vakitlerde yayımlandığı gibi. Paris ve Zürih altm piyasalarını etkilememiş, fakat Londra'da büyük bir öfke yaratmıştır. Londra mali çevreleri, De Gaulle'ün demecinin yeni bir altm hücumuna yol açmasından endişe etmektedirler. Öte yandan Muhafazakâr Partinin iktisadî konular sözcüsü lan Macleod, Avam Kamarasında başlayan bütçe görüşmelerinde, Maliye Bakanı Roy Jenkins'in sunduğu bütçe tasarısını eleştirerek demiştir ki: •Harold VVilson Başbakan oldukça, güvenin yeniden sağlanması gerçekleşemiyecektir. Harold Wilson, bu görevde ne kadar kalırsa, memleketin iktisadî kalkınması da o kadar gecikecektir.» İan Macleod, ajnca. hükumetin «halkın gözünden bütün bütüne düştüğünü» söylemiştir. Uluslararası anlayış 11 Doğu Avrupa'da neler olııyor? oğu Avrupa?. Malum' Polonya, Doğu Almanya, Çekoslovakya, Macaristan, battâ Romanya... Buralarda Sovyet Rusyay» ve anun yolunda gideıı iktidarlara kar şı ayaklanmalar var. Taleoeler so> kaklara döküldfl.. Hürriyet isieriz.. demokrasi isteriz.. çok partili rejün isteriz, diyoriar. Bu ne demektir?. Komünizmi istemeviz, demektir. Polonyada iktidar adamlarımn bazılannın çocukları iktidara karşı talebe hareketlerini, idare edenler arasında olduğu için babalan azledilmişlerdir. Çekoslovakyada hareket Stalinci Cumhurbaşkanının istitasma kadar gidiyor. Şimdi bu memleketlerde iktidarlar dizginleri ellevin den kaçırmış görünüyorlar. Bu hareket "flacaristanda çok daha evvel daha büyük kuvvetle haşlamış; takat Sovyet tankları 30 bin kişivi ezip ayaklanmavı bastırmıştı. Bu sefer böyle olamadı, olamaz da.. çünkü insanlan ilânihaye aldatmak ve sıkmak mümkün değildir. Patlama mukadderdir. Üstelik bu memleketlerde bir sürü yolsuzluklar olmuştur. En büyük iktidar taraflısı görünen bir Çek genersli bir takım suiislimallerden sonra Amerikaya kaçmıştır. Romanyanm da Sovyet Rusyadan kopması bilhassa komünist partilerin Budapeşte toplantısmda büsbütün açığa vurmuştur. Budapeşte toplantısmda tertip edilmiş bir sürek avının bir Fransız dergisinde çıkmış resimlerini gördüm. Çarlık Rusyada d i imparator ailesi mensuplan böyle avlanırlardı.. Rejim ne olursa olsun onun en büyük taraflısı başta bulunanlardır. Çünkü idare edenlerle, idaro edilenler arasında. her yerde büyük bir imtiyaz ve maişet farkı vardır. thtilâLlerde bu daima inkâr edilir; sonra baştakiler yava? yavaş makamJannın avantajlarını arayıp toplamaya başlarlar. İdare edenlerle edilenler arasındaki bu farkın en az ve ufak olduğu sistem gene de şu bizim tuttuğum uz Batı demokrasi sistemidir. Şu ihtilâlci Mareşal Tito'nun sürdüca lüks hayat nedir? O yatlar, o v> leler, o yazlık malikâneler?.. Nedir Rusyanın Karadeniz sahilindeki kâşaneler!. Kimler oturuyor oralarda? Bizde vekiller vflkelâlar, hatti Cumhurbaşkanlan oturacak < v > bulamazlarken, komünist şeflerinin sürdüğü saltanat, çarlsn geymiştir. Avrupada Sovyet bloku dedijimiz memlekrtler aslında medeııi milletler idi. Polonya, Almanya, Macaristan, Çekoslovakya hatfft Romanya geri kalmıs ülkeler de> ğildi. Pek çofu tkinci Cihan Har binde Rusyanın askeri ve «iyasi istilâsma uğradı.. şimdiki rejinv ler onun yadigârıdır. E, ne zamana kadar bir medenî adam esarete tahammül eder?. Ne kadar sadık komünist olursa olsun Namık Kemalin «Çalış idraki kaldır muktedırsen âdemiyetten» dediği gibi dünyayi gSrfir, işitir, okurken beyni ne kadar yıkanmış ve komünist propagandasiyle (lolmuş olursa olsun gene de hürriyet ister, insan gibi yaşamak, istedi gi yerde çalışmak veya çatışmamak hürriyetini ister. Gunun, L.rinde zengin olmak, bir otomnbil almak, bir seyahate çıkmak, bir güzel ev sahibi olmak umidini beslemek ister. Bunların hiç biri komünist cen netlerinde yok. Sovyet Rusya i s s bütün bu memleketleri fiilen idare etmek niyetinde. Yani açıkçası bugünkü Rusya ÇarHk Rusyasından daha fazla milletleri kemli hürriyetsiz idaresi altında toplamış vaziyette. Asyada sesi sadası çıkamıyan nzakta kalmış milletlerin ne yaptıklaruıı veya n* vapamadıklarını bilmiyoruz; ama Avrupalılar buna dayanamazlar. Baltık memleketleri dediğimiz Le> tonya, titvanva, Estonya gibi memleketler artık Rusvaya ilhak edilmiş, adlan bile haritalardan silinmiştir: ama Polonya, Çekoslovakya, Macaristan. Bunlar Avrupa medeniyetini kurmuş milletlerdir. Bunlar mevcudiyetleriai tehlikeye düşürmek istemezler. Nihayet: tstemem! diyebiliyorlar. Şimdiki hareket bu:. Ve göriinüşe göre artık bu cereyanın ömine geçilemez. Buralarda 1957 de Macaristanda yapılmış olan kanlı tenkil harekâtım yapmaya imkân yok.. bele Kızıl Çin Rusyanın ensesinde bulundukça! Hür memleketlerde Amerikanm iktisadi ve shasi tesirine karşı bağırıp çağırmak kolay.. kimse bir sey demez. Ama komünist memleketlerde «hürriyet» istemek için sokaklara dökülmek çok zordur. Buna rağmen, Cumhurbaskanını istifaya icbar edecek kadar ileri giden bu hareketin ne derece milli ve kuvvetli bir cereyan olduğu komünist idareleri'i bunlara karşı tutunamıyacak kadar sarsılmış olmasuıdan anlaşılıyor. Hiç kimse bir şey söylemiyecek, hiç kimse istediğini yapamıyaca':. yazamıyacak. istediği yere gidemiyecek ve bdjlece bahtiyar ve müreffeh yaşıyacak!. İnsan telâktrisi. hattâ hayvan telâkkisi bakımından büyük tezat!. Âdeta utopie. Ama su kuvvetle yukan akıtılabilir. Ne zamana kadar? Sııvun miktan çoğalıp yukan basan kuvvetin takati azalıncaya kadar. Ondan sonra? Ne olacağı bilinmez. Doğu Avrupada =ular yukanya artık akıtuamıyor. B. FELEK KAYIP Şebekeml kaybettlm. Hükümsüzdür. Mehmet Aygün (Cumhuriyet: 2801) K Wiiton Park'ta 100. konferans,, almaktadır. Ancak bu konferana sitesi, kalorifer, televizyon ve açık oturumlarda simültane tercüm~ sistemi gibi her türlü modern kolaylıklan ihtiva etmektedir. Akademik bir sene içinde yapılan 14 günlük sekiz ve yedişer gün lük iki toplantıda, günün ortaya koyduğu dâvalann kesif şekilde müzakeresi ve gerginlıği izale etmeye kâfi gelecek kadar serbest zamana yer verilmektedir. Wilton Park yüzüncü konferansı 1023 Mart arasında yapılmaktadır. Yani yann sona erecektir. Bugüne ka dar konferanslara 50 den fazla Türk delegesi katılmıştır. I TRUMAN'A GÖRE JOHNSON'I MAĞLUP EDEMÎYECEKLER Güneyli Demokratlar Başkanı tatnyor on derece sınırlı diplomatiK kanallar dışında uluslararası ilişkiler, milletler topluluklaruım meşru bir dalı olarak kabuJ edilmiş olup, bugün hiç bir hiikümet, sorumlu ve aydın bir kamu görüşü tarafından desteklenmiyen bir dış siyaset takip ede memektedir. Karşıhklı dayanışma eğer bir gün bir hakikat olacaksa, başka lanrun menfaat ve mütalâalannm anlaşılması gerekmektedir ve Gü ney İngilterede, Sussez eyaletinde bulunan Wilton Park'ta, Bata mem leketleri arasında daha stfa bir işbirliği temin yolunda yapılmakta olan görüş teatileri, Batı ka mu ovunup bir kesitini temsil eden iştirakçiler arasındaki münazaralann temelini teşkil etmektedir. S Konuların seçilişi Yunus'tur. Nâsır Başbakanlığı da üzerine almış, Dışişleri Bakanı Mahmud Riyad mevkiini muhafaza etmiştir. Giiney Yemen'de isyan baslırıldı BEYRUT, (a.a Radyolar) Güney Yemen Ctımhuriyetı Devlet Başkanı Kâhtan El Şaabi, Aden radyosunda yaptığı konuş mada, Güney Yemen hükümetini devirmeyi nnıaç edınen bir darbe tesebbü'ünün zamanında bastırıldığmı aç.klamıştır. Darbe teşebbü<;ü, iktıdardakı Ulusal Kurtuluş Cephesi (NLF) safındakı bölümleri izledığınden, liderler trasındakı iktidar çeki'rnesine bağlarmaktadır. Son ?ıi"]ere kadar partinin kontrolu nu tamamen ehnde bulunduran Kahta El Şaab', bununla beraber marksist'lerin aşırüığa kacan tutumuna ses çıkarmamış bunun bir sonu.u olarak NLF 1 nin daha da sola kaydığı görülmu = tur. •• da'nın Key West şehrinde yaptığı konuşmada, Başkan John son'a karşı girişüen hareketın «Bir anlam ifade etmediğini» ileri sürerek şöyle demiştir : «Kennedy'nin mücadeleye katılması Başkan Johnson'un işini kolaylaştıracaktır. Zira Johnsona karşı olanların oylan senatör Kennedy ile senatör Mccarthy arasmda dağılacaktır.» Wisconsin'in Racine şehrinde bulunan senatör Eugene Mccarthy ise, 2 nisanda yapılacak eyalet ön seçimlerinde Başkan John son'u altedeceğine emin bulundugunu belirtmiştir. VVisconsın ön seçimlerinde, Johnson'un adı oy pusulalannda bulunmaktadır. Louisıana eyalet valisı John Mckeitehn, Washington'da basına verdiği bir demeçte Kennedy'in Johnson'a karşı adaylığını ilân etmesinin «Demokrat Partiyi bölebileceğini» söylemiştir. Vali, Güney ve sımr eyaletlerinin ki bunlar Demokrat Parti Kurultayına katılacak delegclerin °'t> 35 ini çıkarmaktadır Chicago'da yapılacak parti kurultayında Başkan Johnson'u destekleyeceklerini açıklamıştır. Vietkong, Saygon hava alanına saldırdı Saygon (a.a. AP) ietkong çetecileri, iki haftal'.k bir «durgunluk devresinden» sonra dün Saygon'un strateJik Tan Son Nhut hava üssüns karşı yeniden taarruz etmişlerdir. Vietkong'un hava üssüne geri tepmesiz toplarla saldırdıgı, arka sından askeri ve sivil tesisleri yoğun bir havan ateşi altma aldığı bildirilmektedir. Güney Vietnam hükumet sözcüsü, tesislerdeki zarann «hafif» olduğunu söylemiştir. Vietkong, saldın sırasında, General William Westmoreland'ir genel hareket merkezine de blr kaç roket atmış, fakat bunlar hedefine isabet etmemlştir. • Kumaş yırtıhrsa Washington'da ise vergilerin artı nlması için kongreye yeni bir çağ nda bulunan Başkan Johnson: «Va kit geçmektedir, vergi artırunı âcil bir zorunluluktur» demiştir. Başkanın kongreye dunkü çağrısı şöyle devam etmektedir: < Dünya uluslararası, iktisadi bir yön için şimdi bize bel bağlamışlar dır. Savaşlan sonraki dünya refahı nın üzerine örüldüğü uluslararası işbirliği dokusu, şimdi tehlikeye düşmüştür. Bu kumaş yırtılırsa bu nun sonuçları yalnız yabancı ülke leri etkilemiyecek, her Amerikalıyı ilgilendirecektir. Bunun meydana gelmesine fırsat veremeyiz.» V Ikinci Dünya Harbini müteakip, yeni ve demokratik dUnvada oynanması gereken rolün anlaşümasına yardım maksadiyle Ingiltere Dışişleri Bakanlığı himayesinde ihdas edilmiş bulunan Wilton Park kısa zamanda geniş bir bey nelmilel çevreye açık bulundurulan bir müessese haüne geUniştir. Nitekün, son senelerde siyaset bakımından en can alıcı görüşleıi ortaya koymuş bulunan tngiliz devlet adamı, 20 nci asnn başmda iktidara gelen Liberal Hükümet idaresinin en büyük simalanndan biri olan Lord Haldane olmuştur. Kendisi şöyle demişti: « Parlâmenter demokrasi, ancak hükümetle mubalefetin remekte buluştuklan zaman mümkün olabilir.» Wilton Park toplantüan da, bu nevi mUzakerelerin «yemekte buluşan insanlar^ arasında cereyanına, yani daha rahat bir sosyal münasebet atmosferi içinde yapıl masına, yol açmaktadır. Bu toplantılara, 1946 senesi Ocak ayının sonlannda, Londramn 40 kilometre batısmda «Wilton Park» ismini taşıyan bir tngiliz sayfiye malikânesinde başlanmı$tır. O tarihte Alman harb esirleri, Avrupanın istıkbali ve dünyamn müstakbel şeklinin tesbiti konusundaki müzakereleri takibe dâvet edilmekteydi. Kimlere açık? Münazara edilecek konulann tesbiti Rektöre bırakılmaktadır. Müessesesinin masraflannın bir kısmını karşılamasma rağmen, Dışişleri Bakanlığı gerek Rektoriin, gerekse Akademik Konseyin kararlarına hiç bir şekilde tesir etmemektedir. îştirakçi Uyelerin her biri iki haftalık oturumlar için 30 tngiliz lirası tutannda bir ücret ödemekte, ancak ekseriyev le hükümetler ve müesseseler gsrekli masraflan ve yol paralanm karşılamaktadır. Müzakere edilen konular arasında geüşi güzel seçilmiş konulardan bazıları şunlardır: «Avrupanın birleştirilmesi ve Atlantik Camiası», «Muhafazakâr ve İşçJ Partilerinin göruşlerine göre tngilterenin en son dış ve savunma siyasetleri ile ilgili dâvalar», «1958 senesinde General De Gaulle'ün iktidara dönüşünden bu yana tngiltere • Fransa bağlantılan», «A(rikanın kalkınmasında ticaret ve yardım» v.s. Zafer ve Amerika Washington'da ise Birleşik Amerika deniz piyadelerinin eski komutanı General David M. Shoup, Senato Dışişleri Komisonundaki konuşmasında, «Vietnamda, gerçek bir askeri zafer kazanamayız» demiştir. General Shoup, Vietnamda kimin saldırgan olduğu yolundakl bir soruya şu cevabı vermiştir: «Eğer saldın, savaşı bir baska ülkenin topraklanna intikal ettirme şeklinde tammlanırsa, Kuzey Vietnam da saldırgandır, Birleşik Amerika da.. Birleşik Amerikanm Vietnama müdahalesi konusunda öne sürülen sebepler, savunulabilir cinsten değildir.» «Îngiltere bir defa daha kemerleri sıkıyor» Gazeteler Başkan Johnson'un bu çağrısı, Köylüler, Che kulsallaçtırıyor VİETNAMLIYI VİETNAMLIYA SOR Vietkong'un izini arayan bir Amerikan eri, Güney Vietnamh köylü bir kadından bilgi alıyor her yi iki Meclise go'nderdiği bir mesajda yer almaktadır. Bu mesaj, 15,000 Çekoslovak genci Novotni'nin istifosını istedi P (DIŞ HABERLEK SERVİSİ) Öte yandan, Bratislava Bölge Mahkemesi, 1959 yılında yme bu mahkeme tarafından «Vatana ihanet» suçundan huküm giydırilen Profesör Imrıch Karvaş, General Kovaç, Generaı Marlco ve bazı Çek subaylarının dâvasını yeniden gözden geçirmeye dün başlamıştır. Belirtildığine göre, bu duruşma, şu son yıllardaki kanuna aykın davranışlan ve adli hatalan açığa vuracaktır. | RAG 15,000 Çekoslovak (gencı, dün Pragda yaptıklan mıtingde, Cumhurbaşkanı No votni'nın görevinden istifa etmesinı istemıştir. Çekoslovakya Mılli Meclısı Prezidiumunun yayınladığı bir bildınde açıklandığına göre, Prezıdıum, dün yaptığı toplantıda memleketteki siyasi durumu ve Cumhurbaşkan'.nın durumu üzerinde halk toplantılarında ortaya atılan görüşleri ve yayınlanan kararlan incelemiştir. Prezidium, bu konu üzerindeki görüşlerini bildirmek için, Komünist Parti Binncı Sekreterı Dubçek'e bir heyet göndermeye karar vermiştir. Gazete satışı LA PAZ (Bolivya) (a.a.) BoUvya ordusu Erneste «Che» Guevara'ya azizlik pâyesi veren köylülerle mücadeleye başlamıştır, zı ra Bolivyamn bazı yerlerinde Gue vara'dan «San Ernesto de Higueras (Higueras azizi Ernesto)* o larak bahsedilmektedir. Guevara, Ekim sonlannda bir Küba ve Bolivya çeteci birliğine liderlık ederken Higueras köyü içinde veya yakınında öldürülmüş tü. İçinde vuruldugu, bazı haberlerde bıldirilen köy okulu, bır adak yeri halini almış, bunun üzerine askerler okulu yıkmışlardır. Hıgueras'a en yakuı kasaba olan Vallegrande'deki subaylar, ayrıca, Guevara'nın ölümünden son ra çekilen ve başmı gösteren resmin de satışının çok artmasından endişelenmektedirler. Marksizm'den sapmalar mı? BSoksuzlar Konferansı K ZAGREB (aa.) Mahalli bir komünist partisi toplantısmda KO nuşan Yugoslav Cumhurbaşkanı Tito, hiç bir bloka bağlı olmıyan ülkelerin bir zirve konferansında toplanması için Yugoslavyanm lstişarelerde bulunduğunu açıklamış, bazı ülkelerin konferansla ilgilendiklerini, konferansın tarihi ve gündemi üzerinde çalışmalarin ilerlediğini söylemiştir. omünist kampta, Moskova yönetimine karşı olan başkaldırmalann tümü de tarihi determinizm'den çok, insan iradesi ile olmuştur. Sosyalist dünyada Marx adına, Marx'la ilgisi oknıyan bir sürü iş yapılrr.ıştır. Son zamanlann başanlı üç milliyetçi lideri Tito, Enver Hoca ve Romanyalı Çosesku, tüm komünist olma iddialarına rağmen gerek Sovyet doktrini ile, gerek^e kendi aralarında bir türlü uyuşamamaktadırlar. Moskovaya karşı ayaklanmanın önderliğini Tito yapmış ve Stalinden korkmadığmı dünyaya göstermiştir. Tito iyi bir Leninst olduğunu iddia etmesine rağmen yurdunda özel işletme ve toprak mülkiyetine izin vermış. yabancı sermayeyi Yugoslavyaya dâvet etmekten çekinmemiştir. Tito, Rusya, Yugoslavyaya saldırdıgı an üçüncü bir Dünya Savaşının çıkacağmı bildiğinden Stalinden çeküımemiş ve Rusyadan kopmuştur. Arnavutluğun Enver Hocası ise, önce ters bir yol izlemiş ve Tito, Stalinden ayrıldığı vakit, o Staüne bağhlığını bildirmiştir. Hoca da, Yugoslavya Amavuüuğa saldırdıgı an Rusyanm işe karışacağını bildiğinden Tito'nun aleyhinde bulunmaktan çekinmemiştir. Arnavutluk Rusyanın sâdıl peyki olduğu sıralarda, tngilizlerle Amerikalılar her ne kadar, bir ayaklanma ile Enver Hocanın hükumetini devirmiye teşebbüs etmişlerse de bu Ingiliz casusu Kim Philby'nin aslında Moskova hesabına çahşmasından ötürü başarısızlığa uğramıştı. Stalin'in ölümünden sonra Rusyanın Tito'yu andıran bir çeşit Liberalizm'e doğru yöneldiği görülmüştür. Bu arada Polonyahlar 1956'da Poznan'daki ayaklanma ile milliyetçi Gomu.kayı işbaşına getirmeyi becerebilmişlerse de Macaristan ve Doğu Almtnyadaki ayaklanmalar Rus ordusu tarafından bastırıhruştır. Moskova kendine düşman bir birleşmiş Almanyanm mevcudiyetine izin veremiyeceğini bu şekilde açıkça göstermiştir. Macaristan ayaklanmasında, Batı Dünyası Süveyş krizi ile uğraştığmdan, Rus müdahalesine karşı beklenen sert tepkiyi gösterememiştir. Arnavutluğun Enver Hocası ise Stalin'in en büyük hayranı olduğunu ilân etmekten geri kalmamış ve aynı zamanda da Komünist Çinden önemli miktorda j'ardım almıştır. Romanyaya gelince: Polonyahlar ve Sırplarm aksine, barışsever ve yumuşak insanlarm yaşadığı bu ülke, Moskovadan aynhşmı gayet kumazca hazırlanmış bir plân dahilinde gerçekleştirme yoluna gitmiştir. Çosesku, Rus Çin anlaşmazlığında taraf tutmamış, Batı Almanyayı tanımış ve son Budapeşte toplantısmda da bilindiği gibi konferansı terkederek özgürlüğünü açıkça ilân etmiştir. Romanya, son zamanlarda Rusyanın İkinci Dünya Savaşı sonunda kendinden aldığı Basarabya ve Bukovına üzerindeki iddialarmı da perde arkasından öne sürmekten çekinmemiştir. Fakat bütün bunlar Romanya'nm liberalizme gittiği şeklinde anlaşılmamalıdır. Çosesku, hâlen Romanyayı demir elle yönetmekte devam etmektedir. Moskova'dan tüm bu kopmaların ortak yönü milliyetçiliktir. Başarıya ulaşabilenler ya kumazlıklan ya da talihin yardımı ile Rusyanm tahakküıni'uıden kurtulmuşlardır. Bu olaylan dialektik materyalizm'le izah etmiye imkân yoktur. Gerek Enver Hoca ve gerekse Çosesku milliyetçi olmalanna rağmen liberalizmle hiç bü" vakit ilgilenmemişlerdir. Moskova'ya baş kaldıran sosyalist ülkeler arasında tek Tito liberalizme meyletmiş ve yurttaşlarma bazı özgürlükleri tanımıştır. Bugün Çekoslovakyanm da o yönde gittiğine tanık olmaktayız. Fakat şurası bir gerçektir ki tüm bu ülkeler gerek ideoloji ve gerekse tuttuklan yol bakımmdan birbirleri ile uyuşamamakta ve aralarında önemli ayrınülar bulunmaktadır. •Export Import Bank>ta 500 mil yon dolârhk özel bir fonun bulun durulmasını önermektedir. Bu özei fon, Amerikan ihracatçılarma «öbür başlıca ticaret ülkelerinin sağladığı yatırnn imkânlarıyla daha iyi yanşabiltneyi sağlayacak ve yeni pazarlann gelişmesine daha uygun» yatınm yolları çıkaracaktır. En memnuniyet verici sonuçlar koordinasyon faaliyetinden elde edilmektedir. Bu müzakerelerden birine ben de katıldım ve bilhassa tngilterenm çok uzaklannda bulunan memleketlerden gelen iştirakçilerin, başta tngiltereyi ılgilendiren konular olmak üzere, muhtelif tngiliz görüşlerini bu de rece iştiyakla kavramaya çalışmı. larını ve bazan kendileri için tamamen yabancı bir mahiyet arzeden konular hakkında şahsl tef sirler ileri sürdüklerini görmek son derece me^nnuniyet verici bir Dar ve geniş durum olarak müşahede ettim. Wilton Park toplantılan on seGorüşmelerdeki dostane hava, yan ne kadar bir müddet sonra tamalış tefsirlerin daha çabuk izalesimen milletlerarası bir mahiyct ne yol açmaktadır. kazanmış, 100 konferans tertiplenAktüel meselelerin incelenmesl miş ve bunlara binlerce erkek ve İçin gitgide derinlere inilmekte kadın iştirak etmiştir. ve üyeler esas konudan aynlarai. Son 20 yıldanberi Wüton Park zamanla esas konunun hedefine konferanslarının rektörlüğünü der tesirde bulunacak, tâli göriişlera uhte etmekte olan Dr. H. Koeppyer.vermekfedjr. Meselâ, Avrupa ler şunları söylemektedir: .:Wift5lWn..Cwnmonwealth hakkın.ftrr.^iİÇe'j^jttıanİBr, jjdü daki görüşü tngiliz göriişünden U yalnız Atlantik İtti.'akına (NATO) mamen ayn bulunmaktadır. MU dahil memleket temsilcilerine azakere konusundaki hatâ ve seçık bulundurulması fikri öne süvaplann görülebilmesi için otoprülmüşse de, NATO çok dar, Bir si masası herkese açık bulunduleşmiş Milletler ise çok geniş bir rulmaktadır ve çok kereler iki ufuk teşkil etmekte olduğu hlsAvrupalı serbest an bulduklan za sini vermişti. Dolayısiyle ikisi aman tngiliz meslekdaşlan ile korası bir şekil olarak, yalnız (O.E. nuyu incelemektedir. C.D.) üyelerine, yani bütün Batı Wilton Park'ın diğer önemll bir Avrupa memleketleri, Yugoslavya, faktörü de, konferans oturumlaKanada, Amerika Birleşik Devletrırun, tngiliz hükümeti veya temleri ve Japonyaya açık bulundusilcileri kanah Ue gizli bilgi elde rulması hususunda bir karara vaetmek veya komşulardan birinin nldı.» İsüşare Konseyi, Rektöre yar «beyin tahkikatına» tftbi tutulma hedefüıi gütmemesidir. Bütün Udımcı vazifesi görmektedir. Beyyeler fikirlerini serbestçe ifade nelmilel tstişare Konseyi, her etmekte olup, Batı dünyasının toplantıda mahdut bulunan yermüşterek hususiyetlerinin çok ler için namzetlerin seçilmesine geniş bir saha kaplamakta olması yardımcı olmaktadır ve iştirakçi dolayısiyle, herhangi bir memlememleketlerden bazılannın Lotıketin diğerine üstünlügünü ifade drada bulunan büyükelçilerind?n etmesi gibi durumlaruı önlenmsmüteşekkil 12 kişiden ibarettir. si için her şey yapılmaktadır. Sussex eyaletinin en güzel m.v Wilton Park ve onu bugünırtl hallerinden biri bulunan, Brign şekline ulaştıranlar için daha iyi ton sayfiye şehri civarmda yüksebir medhiye yapılabilinir mi? len Wilton Park, on altıncı asır dan kalma bir malikânede yer «Snnday Times» Dostane bir hava Kayhan SAĞLAMER I KİİLŞE Ç1H1C0 AÜNACAK Yıldız Galvaııiz Saç Sanayii Fabrikasmdan: Derhal teslim elinde 98,5 safiyette külçe çinko acele 14 25 G8 49 73 72 telefona müracaatları. Telgraf adresi: HELVACIL/VR İSTANBUL. olanların tlâncılık: 5712/2807 Basın Üzerindeki sansürün bir dereceye kadar kaldınlmasından sonra ülkede neler olup bittiğini öğrenmeye can atan Çekoslovaklar arasında gazetelere karşı büyük bir akın başlamıştır. Basm, geçen ocak ayına nazaran olaylara daha objektif bir açıdan baktığı için halk gtinlük gazeteleri kapışmaktadır. Nitekim, Prag'da yayınlanan gunlük gazetelenn tırajlan, şubat ayı başından bu yana 118 bin artarak 557 bine yükselmiştir. Halkın, sabahlan gazete bayileri önünde kuyruğa girdiği ve gazetelenn göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir süre içinde ttlken difti görülmektedir. SMALL TOOLS ile matkap makinenizde .kplaylık, sürat va emniyetle, dakik olarak ve kılavuz kırmadan diş açabilirsiniz. ELEKTRIK B OR ULA RI Turkıyede yeni ımal edilmiş olan VDE Aiman standartlarına uygun İZOFLEX PVC spiral PEŞEL BERKMAN elektrik boruları piyasaya arzedilmiştir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 10/Ocak/1968 tarih ve 185 sayıh yazısı ile ELEKTRİK İÇ TESİSATINDA PEŞEL BERKMAN BORULAR GİBİ KULLANILMASI UYGUN GÖRÜLMÜŞTÜR. PVC Spiral PEŞEL BERKMAN elektrik borulan AVRUPA devletlennde kullanılan yegâne borudur. Spiral boğumu yekpare olduğundan içine su kaçma tehlikesi ve kısa devre ihtizr.ali yoktur. Dönüşlerde KUT kullanılmaz. Tel çekerken salınen susta kolaylıkla istenilen mesafeye kadar takılmadan gider. BÜTÜN TOPTANC1 FtRMALARDA BULI7NTR. (Cumhuriyet 2800) (FRANK GUYLEE & SON LTD.) OTOMATİK KILAVUZ KAFALARI MÜMESSİL VE SATIŞ YERİ KARAKÖY, PERŞEMBE PAZARI NO. 40 İSTANBUL" İlâncılık: 5532/2805 VİKTOR BALİ «tnternational Herald Tribıuıe»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle