Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHÎFE DÖRT 2 Mart 1968 CUMHURİYET Toplum Ana, bazan Ulu bazan duygusuzdur Toplum Ana, hem doğuran, hem doğurduğunu ylyen bir Dev gibidir. Bu Dev. bazan Ulu, bazan duygusuzdur. Hem gözyaşı, hem kan dökmesini bilir. Bizim yakm tarihimizde Adnan Menderes, onun şefkatli çocuğu gibi doğdu. Bir göz açıp kapanıada, kudretin zlrvesine ulaştı. Fakat ayni topîum onu, bir gün bu tahtından indirdi ve... Ikinei SÜREYYA AYDEMİR Gerçi o evvelce; sâkln, uysal »e bulundugu meclislerde biraa aşın nezaket ve hattâ biraz çekingenliğinden başka taraflan ile dikkati çekmiyen bir insan gibi tanınırdı. Onun blr gün ön plânda bir politika adamı ve memlekette en güçlü söz sahibi olacagını o günlerde, onun en yakın arkadaşlan arasmda bile sezen, galiba tek kişi çıkmamıştır. Pes fazla arkadası yoktu. 1944 1945 a rasında Mecliste Toprak Kanunı na karşı çıkışlan bile, bazan sarih, bazan hiddetli, fakat çok defa da kaypak göriinüyordu. Ama bu çıkıslann onu boşaltamadığı da belliydi. Hele encümenlerde ba zan, hattA sonılanmn ve tenkidlerinin cevabını bile beklemedım hiddetle salonu terkedişleri, tîbiatındaki fevriliğin ki bu fevrilik onun mücadelesine daima hâkim olacaktır ilk ve dikkale değer işaretleri olsa gerektir. Halbukl fevrilik, liderligin ve 11der karakterinin en tehlikeli ve yanıltıcı tarafıdır. O zaman onııı çevresinde olanlara Menderes'in, bir gün ön plânda bir insan olacafı tesirini vermemiş olması, bel ki de bu fevri ve dolayısiyle mü televvin mizaç tezahürlerinden gelmesi mümkündür. getirirler. îhtüftlcüer, hatti fatihler, büyük macera önderleri bualardandır. Bazan toplum adamı, toplum kabuğunun sadece bir çatiaması ile sessiz sadasız sahneye çücar. Ama bu sahnede bir takım uyuyan eğilimlerin, isteklerin sözcüsü olur. Meselâ Menderes toplum içinde, toplum kabuğunun böyla blr çatiaması ile çıktı. Ama kısa zamanda evvelâ çevresinin. sonru halk kalabalıklannın ruhlarında o güne kadar gerl itilmiş ve orada birikmiş ihtibasları yoğurmasmı, dile getirmesini bildi. Onun bir gün, hem böyle çetin bir parlamento adamı, hem böyle cezbeli bir halk s^vgilisi olacafı beklen miyordu. O topluma kendisini mal etmeyi bildiği gibi, toplum da onun yumuşak hamuruna, kalabalıklann istediği, özledigi şekü verdi. Bir gün onu hayalinde vs bir Demirkırat üstünde göklerde uçuracak kadar... Hulâsa, yakın tarihimizde bir Menderes geçti ki, onun hayat ve hâtırasıru, yahut ve daha dojrusu Menderes dramını, Ikirui Adamın hayat mihveri etrafında dönen 1950 1960 devrinin hikâyssinden ayırmak, hakikaten kab'l değildir. Onun için biz d< ve Ikinci Adamın bu devreye ait hayat hikâyesine girerken, Mendcresi çeşitli cepheleri ile ve müm kün olduğu kadar tanımaya çalışmazsak, bu hikâye noksan kalabilir. Onun için şimdi biraz da, Menderesin şahsiyeti, daha doğrusu iki şahsiyetliliği üzerinde de biraz durmalıyız. Ondan sonra da Menderes, bize kendisini, ken disi anlatacaktır. Ve onun anlattığı bu hikâyeyi, s u , ilk defa okuyacaksuuz.. ...Ve onu bir gün tahtından indirdi İkinci Adam'ın, 1950 1960 arasındaki hayat hikâyesi' incelenirken, Adnan Menderes üstünde daima durulacaktır. Menderes'in ön plânda sahneye çıkışı biraz gecikmiştir. Hattâ bu çıkış ve yükseliş, belki hiç de mümkün olmazdı.. Aıtıa madem ki olmusrur. Bu hâdise üzerinde biraı durmahyız. Çünkü İkinci Adara'ın hayat ve mücadele hlkâyesinde Menderes, önemli bir yer isfal eder. İkinci Adam'ın bu hayat hikâyesinde Menderes'in yerini biitün afirlifi ile vermezsek, bu hikâye ekaik kalabilir. Hem de bu hâdiseye bir, eğer Menderes'in zuhuru dersek, peıc de mübalâğa etmij ounayu. Evet, Menderes'in zühuru... Çünkü Menderes yakın tarihimizde, Kahramanlar devrinden sonranın en tipik temsücisidir. îlr. tidar sahnesine harb meydanlann dan değil, Parlâmento yollanndan geldi. Arkasında Mllll Kurtulus Mücadelesinin, antiemperyalist şahlanmaların, lçeriye ve dışanya karşı silâh elde lsyanlann ve nihayet düşmanın top sesleri Ankaradan bile duyulurken, sabahınm nasıl açılacağı, ne olacagı belirsiz gecelerin uykusuzluklan, çilelerı yoktur. Hulasa onun çıkış yollan, vs davranıslan iledir lcl Türkiyeda siyaset meydaruna, kendinden öncekilerden başka bir tip girdi. Bu bir kahraman değil. ama gene J9 bir mücadele adarmydı. Ve itiraf etmelidlr kl bu tip, iç varlıgınm kendine özgti tepkileri, kendi ölçüleri ve iktidar tahtında aldığı yerle, başka türlü bir ihtirasın öncüsü ve temsilcisi oJdu. Hatta denebllir ki o, kendinden evvelkl devrin, su kahramanlar devrinin, biraz da AntiTez'i, yani kısacası, o devri nefy ve inkâr edicisiydi. Kahramanlar devrl, bir gün elbette sona erecekti. Ama öyle sanıhrdı ki, daima bir ordu mill?t olan, daima bir devlet millet olan Türk milleti, kendi içinden iktidar baş postuna gene de ya üniformalanndan yeni sıyrılan gennraller, yahut da idarenin ve bürokratik cihazın ıst kademelerinden gelecek ve bir adım daha ileri atarak İktidar postunun zirvesine çıkacak bürokrat politlkncılar verecektlr. Ve bu ihtimal, belki bir asır böyls devam edecek tir. Adnan Menderes'in zuhuru Bazan Topium adamı, toplum kabuğunun sadece bir çatlamatı ile sessiz sedasız sahneye çıkar. Meselâ Mendere» toplum içinde, toplum kabuğunun böy'e bir çatiaması ile çıktı. Ama kısa zamanda evvelâ çevresinin sonra halk kalabalıklannın ruhlarında O giine kadar geri itilmia ve orada birikmij thtiraslan yoturmagmı, diU getinnesinl bildi. Halbukl Menderes, ne ordudaa, ne idare cihızından, hattA denebilir ki ne de politlkarun ön saflanndan geldi. Millt Mücadele baş larken henuz 30 yaşını süren taşralı bir çocuktu. Devletin ordu yüksek kademelerinde ve yüksek idare cihazlarında bir gün bile bu lunmadı. Fakat 1945 te kurulup, adına Demokrat Parti denilen ve hiç şüphe yok ki kendinden evvelki devre karşı bir reaksiyon teşkil eden bir tesekkülün lçlnde bir takım köprüieri geçip birden, halkm ve miting meydanlarının sevgilisi haline geldi. Bu çıkış, bu sivriliş, bu üste yükselişte aştığı ilk köprü, belki de bu partiyi kuran kendi kurucu arkadaşUndır. Hattâ meselâ Ceiâl Bayar! Evet Celâl Bayar bir eski ve usta politikacıydı. Hattâ daha aşagıda bizzat Adnan Menderes'ten dinl*yeceğiz ki, Adnan Beyi ilk keşfeden değilse de, çok eskiden tanıyan bir parti adamıdır. Ama Bayar 1945 te DJ>. meydana çıkarken, bu ilk kurucular içinde uyıal ve aslında tecrübeslz denilebilecek gencin, yarın ve daha ilk: savaşlarda, biitün entrellert beklsnmiyen bir çeviklikle aşarak birden, yeni devrin en kudretll s ö ı aahibi olabileceğinl acaba görmüş ve düşünmüs müydü? öyle sanıyorum ki hayır! Çünkü bütütı Demokrat Parti iktidan devrinde, Celil Bayara karşı da hem en uysal, hem en asl olan, Adnan Menderesti. Bunun belirti ve misall> rini göstermek kabildir. Hulâsa öyle denilebilir ki Adnan Mendores'in zuhuru, as!ında ve bizzat kendi şefi, kendi parti önderleri ve mensuplan için bile, biraz da beklenmiyen bir sürpriz oldu. Bir gün bu uysal ve hiç de halk adamı görünmiyen nazık insamn, memleketin üstünde bir hışım ve kudret bayragı gibi eseceğini ve halkın bir nevi mistik sevgisi ile sanlacağını her halde kimse tahmin edemedl. Halk İçinden o na yalnız koyunlannı, develerini değiJ, hattâ evlâdmı bile kurban etmek istiyecek meczuplar da çı . kaeaguu, her halde kimse düsitomedl. Belki kendisl bile... Toplum sözcülerİM verince? Fakat toplum ntman zaman, kendi içinden kendi sözcülerinl atar. Bu gibi insanlar toplumun yapısından, bazan bir Infilak ila İırlarlar. Toplum kabuğunun sltında biriken ihtibasların, yanl Insanlann şuuraltına (bilinçalUna) itilmiş binbir çeşit hislerin, arzulann, özlemlerin sözcüsü ve bayraktan olarak, halkın belki ifade edemedi&i, fakat beklediei seylere tercüman olurlar. Yahut da toplumun durgun hayatına hareket, yayılıs, yerlesis dalgalan Bir Fenomen; HulAsa Adnan Menderes, bugün onun adım ve hâtırasını ticaret metaı halinde kuUananlann devri de geçtikten ve her şey durulduktan sonra, ileride de her halde ruh yapısı ve temsil ettifl hareket dalgası üstünde duruln cak bir fenomendir. Bir halk ada mı mıydı? Halkm bekledigi adanı mıydı? BUyük bir politikacı, büyuk bir devlet adamı mı, yoksa bir demagog muydu? Bütün bunlar ergeç ve sâkin bir araştırma devrinin ölçüleri içinde her halde incelenecektir. Ve hiç şüphe yok ki üeride bu lncelemeler, daha başka ölçüler, daha objektif görüş endazeleri ile yapılacaktır. Ve o zaman onun hâtırasını ve akibetini, ne tahrik, ne intikarn, ne de gösteri veya merhamet konusu yapmadan Menderes, sanki bir teşrih masasmda yatan bir süjenin, ama yatan tarihimizin dikkate deger bir aahsiyetinin biitün şartlan iükunetle hükümlendirilecektir. Ve sanıyorum »u neticeye varı lacaktır ki Menderes, davranışlan ve ruhl tezahürleri ile her şeyden evvel, bir kompleksler adamıdır. Evet, bir kompleksler adamı... YARIN İKİ ŞAHStYETLt A DA M İSTANBUL 06 30 Günavdın I 07.00 Köve Haberl«r 07 05 Günıvdın II 07.no Haberler v t Hava 07 45 İttanbul'dt Bueün 0750 İlânlar ve Hafif müzik 0800 Hafıf Batı m ü î i i i Ofl.15 B r r a b f r s«r)tll»r 0S« V»Uler 0900 Türkuier ««idi 09 15 Sosval Havatta Kadı» 09.25 Sarkılar 0940 T.\ Icln 10.00 Ara Hab«rler 10.05 Hafif Batı müıijt 1020 E. Altandan «arkılar 10.40 Arkası varm 1100 Sabah konscri 11 45 B. Akartürk'den Kırküi«T 1200 Ara Hab«ler. ilinJar I?05 Bu h a f u dinlevpcekİjTİnll 12.15 V. Doeu ve Arkadasları 12 30 Beraber ve Solo sarkılar 1300 Haberler ve Resml Gazetede Bueun 1315 A. S. Tokerden sarkılar 13.30 Reklâm Drotrramları 15.00 Ara Haberler 1S.05 Mac nakli 15.50 Ovun Havaları 1600 Genclik Saati 16.20 Sarkılar 16.45 Radvo Armoni mızıkası 17 00 Ar* Haberler 17 05 Sühevl Denizcl Orkestr&H 17.20 Yurdun Sesi 17.50 Reklâm proıramları 19.00 Haberlpr ve Hava durumu 19.35 Ovun Havaları 19.45 Kltanlar Arasında 20.00 Ezeilerimizin fetirdiît 20.30 Liseîer Arast Bilsi Yansması 21.00 24 Ssatin Olavları. ilânlar 21.10 Beraber ve Solo n r k ı l a r 21.40 Cumartesi AkMmı 22.00 Reklâm Drosramları 22.45 Haberler 23.00 Caz mürlii 23.55 Özet'er Droeram. kananıs. İSTA.VBUL İL RADYOSU 11.55 Acılıs ve nroeram 12.00 Diskoteîimlzden 12.30 Kausık Sololar 13.00 Lenv Escoudero Sovlüvor 13.30 Lied Saati 14.00 Amslia Rodriouez. Herm»n" Di Catnara ve Jnse Miauel BaDtista'dan Fadolar 14.8» Koncerto Saati 15.0» Gencler icin 15.30 Caz müziöi 16.00 Cumartesi konesrl 17.00 Cav Saati 17.30 Kücük konser 18.00 Genciere müzik 18.30 Sepfonik müzik 19.00 .Tııdv Collins ve The LimeliîTTers TODIUIUĞU o« 25 Açılıs. oroarını 2 3 4 5 6 1 1 2? 5678 9 I | I I SOlDÂSttmAĞA: l.l • 3 X :>* hatırlatan lâstikli ve iki manalı YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 «HayaUnın önemli bir kıs takılmalar (çoğul). 6 Bir çemını üzüntü içinde geçiren» lere şit kardeşin yansı, rütubet ve yaşlı, nota. 7 böyle denilir (iki söz). 2 «Ism5678» Etlerin sinirsi» mak için yaktıgıraız şeyi ört!» ve kemiksiz yekarşılığı iki sözlü bir emir. 3 ri, tersi bina Bir şeyin ekşimtrak olma hali. 4 yapılırken sag Girgin becerikli hattâ biraz da lam atılması ge yüzsüz olanlara böyle denilir, terrekendir. 8 sl çabukça yapılması gereken (?• Su haline gsllerin durumunu belirten eski bir memek. 9 Bir terimdir. 5 Bir kimsenin karkadın adı, koşısındakine söyledigi sitemli lâ Dfınkfl nut. kırdılar arasmda tatsız olaylan S Dişi Bond MODESTV BLAISE 1 Çok hızh ve acele yazı yaama işine böyle derler (karma söz). 2 «fleriye doğru sürükleyen fırtınalı rüzgâr» anlamına iki söz. 3 Isviçrede bir gölün adı bizde ise bir kadın ismidir, baa radyolar bununla işler. 4 «Birbirinin tıpatıp benzeri ölçüp nisbet etme işi» mânasına iki söz, bir soru takısı. 5 Biri komünist biDÜNKt) BULMACANLN ri milliyetçi ikiye ayrılmış bir ülkenin adı, ceketle gömlek arasma HALLEDtLMIŞ SjEKI.1 giyilen. 6 Toprağa tohum atıNASEL BALLEDİLECEK Tnkandald rakamlı bnlmacada «alamama. 7 Pek az sayıda veya dece 4 tane anahtar (ipucn) ve 8 tane sonuç vardır. Boş kalan 12 miktarda (Divan Edebiyatı devri terimlerinden), bir hayvanın ba karenio Içine 1 den 9 a kadar uygnn birer rakam koyarak ve topğırtısı. 8 «Oldukça büyük çap lama, çarpma, çıkartma, bolme işaretleri ne dikkat ederek soldan ta yerleşip kalmış kirlilik izi (iki sağa ve yukandaıı aşağıya bulmarada gösteril«n sonuçlan bulunuı. söz). 9 Bir şarkının arada tekBiıaz vaktinizi alır ama, boj vaktinizi h o « a eetirmis olursuna*. rar edilen parçası. Garth 1 / CÇ1ŞUNCELI ÛÖCUMLJVC».' DUNDEN BUGUNE 4 Bakıslarının yönünü farkeden büyük hanım: Torunum, dedi; oğlumun çocuğu. Şimdi başka her şeyi unutmustu. Yaşından umulmiyacak bir çeviklikle oradan oraya koşuşuyor; masaların, sehpaların üstlerindeki resimleri, çekmecedeki albümü, odasından. bir mukav\a kutu içinde küçük amatör fotoğrallarını, getirip getirip misafirinin önüne »eriyordu: Torunum çok şeker, değil mi? Bu da, oğlum. Görmüşsünüzdür belki. Sık sık gelir bana. Siyah bir arabası vardır. Daha geçen gün buradaydı... Çaylan verdikten sonra duvann dibbıde ç6melen hizmetçi Hanife, ağzı içinde homurdandı: Hangi geçen gün?! Bir aydan çok oluyor. Bu bey yoktu bile daha o zaman apartmanda... Hanımı işitmemişti. Heyecanla gösteriyordu: Işte, gene oğlum. Masasının başında. Kimyagerdir. İyi bir kimyager. Bir ilâç fabrikasının miidürüdür. İşi başmdan aşkrn. Çok çalışır. Mektepteyken de öyleydi; başka anneler, «otur. dersine bak..> diye zorlarlar çocuklarıru, ben «yeter artık; biraz da gez, eğlen...> derdim. Birincilikle bitirdi üniversiteyi. Sonra Almanyada da okudu. Bakm, burada karısıyla beraber. Şunu da bana, son Avrupaya gidişlerinde, oradan göndermişlerdi: Berlinde, uçiktan inerken, bir sokai fotoğraiçıa çekmij. Ama iyi çıkmış... Oğlunun kansı diye, gelininl sevgiyle süzüyordu. Onun bir parçası diye, torununu tutkulu gözlerle seyrediyordu: Öyle tathdır ki benim bu küçüğüm! Akşam telefonda, •Babaanneciğim, seni çok özledim» dedi. Annelik, işte! Birkaç gün haber almadım mı, meraklanınm; şeytan insanm »klma kötü şeyler getirir. Köşedeki eczaneden telefon ederim; nasıllar diye sorarun. Dün de konuştum. Hamdolsun iyiler mis hepsi. Belki bu pazar gelirlermis... Hizmetçi, oturduğu yerden güldü: Bu pazar da gelmezler. öbür pazar da. Sen kaç pazar beklersin daha!... Büyük hanım çok kızdı: Ne dumyorsun burada? Allah Allah! Kendi odana gitsene! Hizmetçi koridorda uzaklasmca, Terbiyesiz, diye arkasından söylendi; hiç yüı vermeee gelmez, bunlara. Bazan geçer karşıma, oturur. Ben de lesimi çıkarmsm; bırakınm konuşsun. jurdan burdan anlaUın... Bir iki bSyle oldu mu başlar her lâfa karışmağa; budala budala lâkırdı'aı etmeğel... Bu pazar da, öbür pazar da gelmiyeceklarmi|! Nereden biUyor?! Hep fesatlık düjünüıl Biraz durdu. Sonra ekledi: Ama bakarsınız. bir işleri çıkar da gelemeıler. Misafirleri olur.. Bir yere gitmek zorunda kalırlar... Ne var bunda mesele yapacak! Derin bir nefes aldı: Yoksa. benim oğlum gibi anasma düşkün, hayırh evlât bir tane daha bulunmaz, dedi; her zaman arar, sonra. hiç bir şeyini benden esirgemez. Gözümün içine bakar: «Anneciğim, bir eksiğin var mı?» «Anneciğim, bir istediğin var "inı?» Dilediğim den alâsını getirir: Hediyeler, kumaşlar, en pahal» smdan meyveler, şekerlemeler... Giyebileceğimden, yiyebileceğimden fazlasrnı. Allaha jükür, her raha tım yerinde. Daha ne yapsın!. Öfkesi yatıjmıstı. Mutlu mutlu gülümsedi: Önceleri, tren yolunun hemen arkasmda, gene pek güzel bir evdeydim. Önü kapalı, manzarasız diye içine sinmemiş. Kışın başında, bu apartman bitince, 'Anneciğim, dedi; ben sana orada bir daire tutaeağım. Denize karşı balkonunda oturursun. Bah çeyle oyalanrrsın...» Kirası daha pahalı olduğu için istemedim. Direndim. Dinlemedi bile. Para. pul, hiç gözünde değil. Tek ben sıkılmıyayım. Eşi yoktur oğlumun, vallahi!... Aşağıda, Seher hanım torununu çağınyordu: Sevinç; Sevinç... gel kızım babana göster mayonla yeni pabuçlannı. Bakalım beğenecek mi... Bodrum katındakiler çarşıdan dönmüşlerdi demek. Semih saatine baktı. 7 yi geçmi?. Kalkmak için izin istedi. Odadan çıkacakları sırada, büyük hanım onu duvardaki büyük bir fotografın önünde durdurdu: Kocam, dedi; uzun yıllar valiliklerde bulundu. Bütün Anadoîuyu gezdik, beraber. Beş yıl oldu öleli. Derin derin göğüs geçirdi: Bir kadın, kocası yaşadıkça gençtir. Onu kay bedince, ihtiyar olur. Hele çdcuklarmı büyütmüş, »ı.'tiştirmiş. evlendirmişse. Birden bakar, başka kimsenin kendisine ihtiyacı kalmamış.. Yalnız bir yük, yakmları için. İnsan, artık işe yaramadığını bilirse, ihtiyarlar; ve yavaş yavaş ölür... Semih Arda, en üst kattaki evine girerken, bir acıhk duyuyordu içinde: «İnsan, artık işe yaramadığını bilirse, ihtiyarlar.. ve yavaş yavaş ölür...« Büyük hanımın, oğlunu överken gösterdiği heyecanda. savunmaya benzer bir şey sezinlemişti. Karşısındakini. belki de kendi kendisini bir inandırma çabası... IV Semih Arda'nm dcfterinden: Aksam saücılan geçiyor: «Badenı hıyan körpeler...» (Arkası var) Z.304 Tiffany Jones TIFFANY Û « 2 Ç £ Aksam konjeri Genclerin sevdikleri Fıkralar ve müzik Ses müziftl Gece konseri Bu hafta neler dinleveceksiniz 22.45 Pivano Sololan 23.00 Hafif sarkılar 23.30 Hafif Batı müziH 01.00 Proeram ve kaoani! 19.30 20.15 21.00 21.30 22.00 22.30 A N K A R A 06.25 Acıhs. ürorram 06.30 Günavdın I 07.00 Köve Haberler 07.30 Haberler v e Hava durumu 07.45 Sabah m ü z i « 08.00 Ankara'da Bueün 08.05 Kücük ilânlar 08.10 Sabah sarkıları 08.40 N. CamlıdaSdan türküler 09.00 Ev icin 09.20 Sabah konseri 09.35 Arkası varın 09.55 Ara Haberler llânlar 10.00 A. Melik'den sarkılar 10.20 N. İnnao'dan türküler 10.35 Cesitti müzik 11.05 O. Aktalav'dan sarkılar 11.55 Ara Haberler. ilânlar 12.00 S. Can'dan türküler 12.15 Kıbrn Saati 12.30 H. Gökmen ve A Zenger'den sarkılar 13.00 Haberier v e Resm! Gazeted» Bueün 13.15 Hafif müzik 13.35 Kadınlar T. Sarkılar 14.00 Hacer Bulus'tan türküler 14.15 Reklâm Drosrramları 15.15 Ara Haberler. llânlar 15.20 Cesitli müzik 15.35 G. İrıek ve T. özek'den sarkılar 15.55 S. Gültekln'den türküler 16.10 TJinlevici istekleri 16.55 Ara Haberler. ilânlar 17.00 Cocuk Saati 17.50 Reklâm Droeramları 19.00 Haberler ve Hava durumu 19.35 N. DadaloEİu'dan türküler 19.50 Uvkudan önce 19.55 Cesitli müzik 20.15 G. Akın'dan sarkllar 2035 Kadınlar T. türküler 21.00 24 Saatin Olavları ve ilinlar 21.10 16 Soru Bi!s1 Yarısma5i 21.40 Türk müzİETİ Ö Droeramı 2J.10 İtalva'dan müzik 23.30 Türküler 22.45 Haberler 23.00 Caz m(İ7İ»1 23 30 Yeni plSklnr 23.35 Oz*?tl?r. pr^tTrîPi, İT8iMni9 BAYRAM GAZETESI Önümüzdeki Kurban Bayraınının 2, 3, ve 4 üncü günlerine raslayan 11, 12 ve 13 Mart 1968 günlerinde İstanbul'da gazeteler çıkmayacak, yalnız Gazeteeiler Cemiyetinin tBayram Gazetesi» yayınlanacaktır. Yurdun her kösesine gönderilecek olan İstanbul «Bayram Gazetesi» bayram günlerinde okuyacagını* v e ilân vereceğiniz tek gazetedir. Bügi için müracBat: Gazeteeiler Cemiyeti İSTANBUL Telefon: 22 12 22 22 54 08 CHRYSLER ELEMAN ARIYOR SANAYİ /V.Ç. Teknik Sabnalma işlerinde çalıştırılmak üzere, İngiUzc* bilen, şoför ehliyeti olan ve oto parçaları konusunda tecrübeli makine mühendisi aranmaktadır. Çalışma şartlan ve ücret tatminkârdır. İsteklilerin Ankara Asfaltı Km. 40 Çayırova adreaindeki Chrysler Sanayi A. Ş. Fabrikasına bizı«t veya P.K. 53 Kadıköy adresine ymu Ue baıvurTnalan rica olunur. Cumhuriyet Moran: 466/2107