Katalog

15 Mart 1958 CTJMHtTKÎYET SAHtFE ÜÇ DIS HABE RLER lacquefîne «bütün kalbiyle» destekleyecek Robert Kennedy'nin Johnson'a karsı cıkması ifıtimali arttı ÜBNOT* BÜ6ÜN Garrison gene konuştu: (Dış Haberler Servisi) ASHtNGTON New York Senatörü Robert Kenned7, New Hampshire eyaletindeki ön seçimlerin sonuçlannı inceledikten sonra «1968 Cumhurbaşkanlığı seçimindeki rolünü cidılî bir şekilde gözden geçirmeye k % rar verdiğini» ilân etmiştir. Kennedy'nin bu sözleri iki ihtunali akla getirmektedir. Kendisi Demokrat Parti kurultayında adaylık için ya Başkan Johnson'a meydan okuyacak, ya da Senatör Eugene McCarthy'yi füU bir şekilde destekliyecektir. Havada korsanlığı önleyecek tedbirler alınacak irleşik Amerika Federal Havacılık makamlan 59 kişi taşıyan bir yolcu uçağımn önceki gün Kübaya kaçırılmasından sonra, son günlerde sıklaşan bu gibi hava korsanlığının önüne geçmek için bazı ted birler almaya karar /ermişlerdir. Ancak havacılık makamlan, yolcu uçaklarının havada kaçı rılmasını önliyebilecek etkili tedbirlerin kolay kolay almamıyacağını tespit etmektedirler. «National» hava yollarına ait olan «DC8» jet yolcu uçağı. Ispanyolca konuşan üç kişi tarafından Kübaya kaçırıldıktan son ra Miamiye dönmüş, uçağı kaçıranlar ise Havanada kalmışlardır. Bu olay, son uç hafta içindeki bu tip korsanlıkların üçüncüsüdür. Üç hafta kadar önce «Delta» Hava Yollarına ait bir yolcu uçağı 102 kişiyle beraber Hsvanaya kaçırılmış. bunu, geçen haf ta, Kolombiyamn «Avianca» Hava Yollarına ait bir uçağın 28 yolcusuyla beraber Havanaya uçmaya zorlanması ızlemişhr. Birleşik Amerika Federal Havacılık Dairesinden Paul Botman, her üç olayda da silâhlı tehdidin baş rolü oynadığını belirterek, «Her ne kadar uçaklarda atesti silâb tasımak Federal bir suçsa da, eğer bir sahıs mutlaka Kübaya ?itmek isti yorsa, kanunların kendisini bun dan vaz geçirebilecefini »anmak hatâ olur» demiştir. Düşünülen tedbirler arasında, yolculann aranması, psikolojik testler veya mürettebatın silâhlandınlması gelmekteiir. Ancak bu tedbirlerin hepsı de, itirazla ra yol açacağı gibi ÇOK zaman bo şa çıkabılecek ve bazen de tehlikeli olacaktır. Meselâ, «t'nited» Hava Yollarının bir sözcüsü, günde 90.000 uçak yclcusunun aranmasına ımkân olmadığını hatırlatmıştır. hadiseler arasında Bir tiirlii bulunamayan sistem 6yle yuksekçe bir yere çıkıp «tarih» e doğnı bakıı nız. tnsanlar birlikte ya» şamaya başladıklan gunden bu yana hep bu toplu yaşamanın en iyi sistemini aramışlardır. Allah kıraldan sokak cumhuriyetine kadar her türlü idare şeklini tatbik etmiştir, etmektedir. Ve bu arada türlü fikirlere zâhip olmustur, olacaktır. En eslösinden, en yenisine kadar, en kötüsünden en iyisine kadar bütün toplumu idare sistemleri dünya milletlerinin elindea geçmiştir, geçmektedir. Gene de bir sistemde karar kılmamıştır. Dünyanın bugünkü siyasî haritasına bakarsanız birbirlerini inkâr edercesüi birbirlerine zıd sistemler komşu yaşarlar. Bun1ar arasında gerçekten millî bahtiyarhğa erişmiş olanlan ve nlmıyanlan vardır. Her biri kendini bahtiyar, ötekini bedbaht sayar.. o kadar ki insanlann sağdtıyusu bunlann hançisi doğnı oldufunda şüpheye düşer.. Ve şüpheye düşer düşmez «hissiyat» harekete geçerek insanlan atallariyle değil sinirleriyle harekete zorlar. Ondan ötesinin ne olacaği belli olmaz. Bugün dünyanın haii budur. Kavga gürültüler de, sıcak soğuk muharebeler de bundan çıkar. Ben derim ki; Herkes kendi siyasî ve içtimaî talığına razı olsun... ötekiııe de kanşmasın!.. Ama insanlar başkalannuı r % hatını çekemez hale gelmişlerdir. 20 nci asnn insanlannda garip bir eski Osmanlı tâbiriyle «teşenniişi ruhî» Fransızca demangeaison psychique ve ö z Tür't çe ruhsal gidişme mfişabede edilmektedir. Rahat ve sükun insana batıyor. Mutlaka harhur, bozukluk, kargasalık istiyor. Bunlann elebaşılannın tasası mümkün olduiu kadar kârlı bir külâb kapmaktır. Her yerde bu böyle ohnuş, eıelî ve ebedi mazlum milletin haklannı almak, ezilenleri korumak, hat sızhklan silmek; kazımak istiyen lerin önünde gidenler zamanla birer külâh kapmışlardır. Bugüa bizde ve başka yerde ekseri parlâmento sandalyeleri nadiren, tedris kürsüleri ve çoğu zaman geîiri bol bir ise konarlar. Arkadaa gelenler zamanla ateşlerini kaybedip kendi hayat mücadelelerine dalar, vaktiyle önlerinde eidenlerin şimdi neTelerde olduğunu aramaya takat bulamazlar. Bu her yerde böyledir. Insanlar nadiren kendiliklerinden va ekseriya başkalanmn kışkırtmasiyle tedirgindir, endişelidir. Adı her yerde değişen fakat vazifesi, rolü değiştniyen bir befcçi: Uyan! Sen hastasın, seni öldflrecekler! Sen ölüyorsun! Senia halin haraptır, sen fenasın!.. Sa> na ne olmuş?.. diye biteviye insanlan rahatsız eder, kötümser eder.. karamsar eder. Bir, iki, üç, beş, yüz defa aynı şeyi işiten de: Yahu! Sahi ne!.. diyebilir. Dünya işte şimdi bu kötümserlik önderlerinin elindedir. tnsam rahat ettirecek ne varsa inanç, ahlâk, âdet, onlan yıktırmaya uğraşmaktadırlar. tnsan cemiyetlnl tanzim eden Bç müeyyide vardır. Günah, ayıp ve yasak.. Gflnah Allah l'orkusundan t;elir, ayıp ahlâk ve terbiye telkinınden doğar. Yusak da kanundan. Gttnahı kaldırmak için Allah 1nancma, ayıbı kaldırmak için ahlâk ve iyi âdetler müessesesine hücum ederler.. Yasağa gelince, onu koyanlar &ı tatbik edemez bale gelir.. Bu derdin çaresi nedir?.. Kolay değil bu çareyi bulmak. Ama eskilerden ders almak belki bu yolda işimize yarar. Benim yaşlı ve mutekit bir amcam vardı. Her insan gibi hastalanırdı.. 40 derece ile yatarken: Hamdolsun çok iyiyim'. derdi. Yaşb bir Musevi dostum vardır. İş, siyaset, sıhhat hulâsa herhangi bir sahada bir müşkülâti ttfradığımız, sıkıntıya düştüğümüz zaman daima: Daha iyi olacak!. diye bizi teselli ederdi.. Bu adamlardan ve onlardan evvel gelmiş geçmiş kâmil ve filozoflardan aldığumz ders, daima iyi olacağına inanmaktır. Açıkçısı iyimser olmaktır. Güler yüziü olmaktır. Asık surat, kasık fikirler hem sahibini, hem karşısındükini rahatsız 'er. Rahatsızlık da gayri Ubiîdir. Vücutça ve ruhça hasta olmaktır. Ve biliniz ki ruhu hasta olanlaruı vücudü rahat etmez. tnsan hayatında her istediğini elde edemez; ama elde edeceğinin âzamisini edinceye çalışmalıdır. Ya hep, ya hiç hiç bir kimseyi, hiç bir miUeti felâha ve refaha 1 götürmemiştir. tşte «kanaat» dej nilen şey budur. Olduğu yerde durup kıt kanaat geçinmek olduğu gibi hiç bir şeyden memnun olmamak da beşeri ve normal bir tutum değildir. Dünyada hiç hir şahsın, hiç bir milletin hayatı toz pembe olmamıştır. Hiç bir hayat biteviye rahat geçmemiştir. Ne iyilikleri, ne kötülükleri ba? kalarma yüklemek, başkalanndan beklemek hatadır. İnsan kendi hayatuu kendisi yapar. Ve başuıa gelen şeylerin hepsi kendi ameiinin cezası ve mükâfatıdır. Onun için insanlan her an her işte ne âhiret cehenneminin ateşiyle, ne de ihtilâl, kargaşalık ve çöküntü gibi dünya cehenneminin felâketleriyie tehdit ederek dünyayı ona zindan etmekten vazgeçmek lâzımdır; ama gene de insan kendi kendini hoş tutmah, kötümserU{e düşmemelidir. B. FELEK Yazdıgmı bczmak, söylediğini yutmak epimizin zihninde koca bir istifham: MAKARİOS son banş taarruzunda samimi midir, değil midir? Dikkat edildiyse, «son» sıfatını kullandık. Çünkü Kıbns Rum yönetimi ikide bir, bir bans taarruzu ortaya atar. Günlerce, haftalarca bu banş taarruzunu dinler dururuz. Başpıskopos ve Atinanın bilmem kaç beygir gücündeki propaganda makinelerı B.M. ve dünya kamu oyunun gözünü boyamak amacıyla tam gaz işlemeze başlar. Banş taarruzlan sahte nlduğundan sonuç hep hiçtir. Ama mizansen haarlanmıştır. MAKARtOS kendine duşeni yapmış, fakat uvuşmaz Türklerden olumlu cevap alamamış taraf edasıyla, yeni emrivakilere Başpiskoposun bugön yazdığım yann bozma, söylediğini yutma şöhreti karşısında, son banş taarruzuna da şüpheli gözlerle bakıp. fazla iyimserliğe kapılmamakta haklıyız. Ancak. yeni bir taktik ve detişik bir hava karşısında oldtığumuza inanmak için sebepler de vok deeil Son banş taarruzunu, ince eleyip. sık dokumadan üzerine «bir siyasî ovundur» dame.asını vurup elimizin tersiyle bir kenara itmek, hatadır. Yunan askerlerinuı knndakçi komutanlan GRlVASla birlikte çekilip «Kmeleri ve Başkanlık seçimlerindeki emsalsiz zaferi, MAKARtOS'a Enosis saplantısın I dan müptelâ Atina karşısında | hareket serbestisi, baçımsrauk kaTandırmıstır. Soydaşlanmızın kahramanca direnişi, Türk ulusunun azim ve kararhlıçı da, 7OTbalık ve kaba kuvvet siyaseti • ni fiyaskoya uğratmıştır. Emri I vakiler. rorbalık ve kaba kuvvet . sivasetinin sökmeyeceJHnin anla | vılması üzerine, manevra sahası •renisleyen bir :MAKARtOS^an | emellerine şimdi de banşçı yollardan ulaşmayı deneyebilecegini, I iMiyat kaydıyla fleri sürebiliriz. | •Müzakerelerin tâvizleri gerektirereği, arzulanan deeil. fakat müm • kiin olan bir çözümü dojuraca | pı eerceeini üıkâr etmemektedir. Türkiyenin politikasını, yeni I taktik ve de^işen havaya göre | avarlaması zamanı jrelmiştir. Ne var ki, sırf soydaşlanımzs I ııveulanan lnsıtlamalann kaldml I ması, müzakerelere elverişli ortamvn yaratılması için yeterli ol I maktan uzaktır. Barikatların ve | polis kontrol noktalanmn kaldın'ması soydaşlarnnızı belki de I dört yıllık açık hava cezaevi ya | santısından kurtaracaktır. Ancak, Anayasaya aykın olarak Jıırulan Rum İHillî Muhafm Ordusu Kıbnsta kol germeğe devam ettikçe. Türklerin can ve I mal güvenliğinin varlıçmdan söz | edilemiyecektir. Tahliye edilen . Türkler, şimdi adeta göz hapsi I ne alınmışlardır. I Üstelik Milli Muhafız Ordusu, . I.ondra ve Zürich re.jimiyle ku I rulan denfreyi Rumlar lehine | bozmustur. MAKARtOS'un, hiçhir Kıbnslı Türk liderin, ya da I Ankara Hükumetinin kuvvet mev | kiinden konuşacak Rum yönetimi ile ayni pazarlık masasına I oturmasını beklemeyecek kadar I akılh olduğunu sanıyoruz. fyi ni . veti hakkındaki haklı şünheleri, I hir ay önce vantığı (rihi yine bir I sınıfı daha silâh altına raçır . makla değü, ancak Milli Muha I fız Ordusunu dagıtmakla silebi I Ur. • W «Kennedy'yi kimin, nasıl ve neden bilîyorum...» CENEVRE îsviçrede yayınlanan «L/İllnstre» ılergisine bir mülâkat veren New Orleans Savcısı Jim Garrison, «Başkan Kennedy'yi kimin, neden ve nasıl öldürdüğünü bilivornm» demistir. Başkan Kennedy'nin, Warren Komisyonunun açıkladvğmdan çok daha başka ve eirarlı şartlar altında öldürüldüğünü ispat işini üstüne alan ve bunun için uğraşan Garrison. dergive şunları sövlemistir: cBaşkan Kennedy'nin C.Î.A. tarafından çok aynntılı olarak hazırlanan bir tuzak sırasmda öl dürüldüğünü söyleyebilirim. Gerçekte de, bu bir hükümet darbesi ve tam bir infazdır. Komploya 15 kişi katıldı. Üç kisi pusu kurdu. Bana da bunu ispatlamak kalıyor. Soruşturma ilerledikçe de beklenmedik engeller cıkıyor karşıma: Yanan ve kaybolan dosyalar. yetkililerin susuşlarl ya da hiç göriinmeyişleri.. C.t.A.'nın birinci katma sızabildim. Daha üst katlara çıkma yı, sağlıyacak kilidi açmaya uğraşiyorum.» Bütün bildiklerini söylediği takdirde soruşturmanın gıdişine zarar verebileceğini belirten Jım Garrison şöyle devam ediyor: «Şaşırtıcı kartlarım var. Orneğin, Kennedy'nin kaatili oldu ğu sanılan Oswald'ın. F.B.Î. Baskanı Edgar Hoover'e, bir komplonun varlığını haber vermek için çektiği bir telgrafın kopyası... Başkan Johnson'un kompîoya bizzat kanşmamış oldu^una inanmak isterim. Fakat bundan en çok yararlanan odur. Warren Komisyonu üyelerini seçen ve hükümetin, soruşturmamı kösteklemek için her çâreye baş vurmasını teşvik eden odur Soruşturmam aylarra, yıllarca sürebilir.. Fakat ben de bir «kaza» ya uğrayıp ölmezsem, Lee Harvey Oswald'ı temize çıkarmak ve gerçek kaatilleri ya kalamak için mücadeleye devam edeceğim.» B Cekoslovak flSIHOfl DİİNYA Cumhurbaşkanı Hovolni'nin Doğu Avrupadaki günleıi soyılı |huzursuzluğun nedeni Polonyada polis, f nümayişçileri cop kullanarak dağıttı | VİYANA (a.a. AP) I ekoslovakya ve Polonya'daki siyasî ideolojik çalkalanmalar devam etmektedir. Değişikliğin nedenleri Müteveffa Başkan Kennedy'nin kardeşi, görüşlerindeki değişikilğin şu dört faktöre dayandığım belirtmiştir: Kew Hampshire ön seçimlerinde, Senatör McCarthy'nin, Demokratlann oylannın ° o 42 sini / elde etmesi «Demokratlardan 5nemli bir çrupun, iilkenin iç ve dış politika alanlannda yöneldiği yoldan derin bir ^ndişe duyduklannın bariz bir ifadesidir.» Senato Dış tlişküer Komisyonu oturumlan «Yönetimin Gıineydoğu Asya poUtikasını değiştirmeye veya tâdil etmeye niyetli obnadığuu ispatlamıştır.» Irk kanşıklıklannı inceüyen Komisyonun raporuna yönetimin verdigi cevap ve gösterdiği tepki, Başkanın eskisinden îarklı bir politika izlemeye niyetli olmadığının belirtisidir. Cumhuriyetçiler tarafmdan, New Hampshire oylaması, Richard Nison'un, Cumhuriyetçilerin Başkan adayı olabileceğini işaret etmiştir. Nixon ise, iç ve dış p o litikada herhangl bir degişiMttt yapmayı tasarladığuu söylememiştir. C osyalist Blokun iki üyesi Cekoslovakya ve Polonyada son günlerde gittikçe artan huzursuzluk dunya kamu oyunun dikkatini bu ülkelere çekti. Gerek Cekoslovakya ve gerekse Polonyadaki karışıklıklann ortak sebepleri, ekonomik gelişmenin çok ağır bir tempoyla gitmesi, iki ülkede de komünist partinin tum politik giicü benliğinde toplaması ve basın ve fikir özgürlüklerinin çok kısıtlanmalan olarak (izctlenebilir. Buna karşı daha derin bir incelemede iki ülkenin de bugünkü durumlannda önemli ayrıntılar olduğu göze çarpar. S Işçi Sendikalan Merkez Komite si Baskanı Miroslav Pastyrik ve iki yarduncısınm istifa etmesinden sonra Cekoslovakya Cumhurbaşka nı Antonin Novotni, her vakitkin den daha büyük bir yalnızhğın içine gömülmüştür. İstifa edenler aynı zamanda Komünist Partisi Merkez Komitesi üyeleridirler. Cumhurbaskanı makamındaki günleri sayüı olduğu artık iyiden iyiye anlaşılan Novotni'nin oğlu Antonin, «Otomobil alım satımında ihtikârcılık» suçuyla tevkif edil miştir. Novotni'ci olarak tanman Slovak Ulusal Hükumet Baskanı Michel Chudik de istifa edenler arasındadır. İlerici liderlik Çek basını, dolaylı bir ifade ile olsa dahi, Novotni ve çevresindeki leri şiddetle eleştirmeye devam et mektedir. Daha «ilerici bir liderlik. için açılan kampanyanın sonunda Novotni'yi istifaya zorlaması artık muhakkak gibidir. 2.000 öğrenci ve genç işçinin elekt rikli bir hava içinde yaptıkları top lantıda komünist konuşmacıların, Çekoslovakyadaki eski tedhiş devrini yermeleri ve memleket için hür bir sosyalist demokrasi istemeleri hararetli alkışlarla karşılanmıjtır. Novatni birçok insanm idam edil diği, yüzjercesinin tutuklandığı Sta lin tertibi kanlı temizliklerde ö». nemli bîr röl eynamt? olmakla d». suçlandırılmıştır. Konufflacılaf" •Eski devrin komik operaları andı nr seçimlerinln» tekrarlanmaması hususunda teminat verilinceye kadar seçimlerin ertelenmesini de istemişlerdir. Şimdiye kadar eşi görülmemiş olan toplanüda «konuşma hürriyeti nin gerçek demokrasinin en iyi ga rantisi» olduğu belirtilmiştir. Komünist Gençlik Birliği tarafuı dan Prag'ın büyük balo salonlarından birinde tertiplenen toplantıda bir liberalizasyon hareketine girişrniş olan Komünist Partisi reform grupu temsilcileri söz almışlardır. Baskı altında Senatöriin, Demokrat Parti kurultayında Başkan Johnson'a mey dan okuması için siyasl arkadaşlarının büyük bir baskısı altınd» bulunduğu bilinmektedir. Geçen eylul ayında yapılan bir «Gallup» kamu oyu yoklaması, Kennedy'nin ülkede Johnson'dan daha fazla sevildiğini göstermiştir. Öte yandan Jacqueline Kennedy. Senatör Robert Kennedy Demokrat Parti Başkan adayhğı için John son ile yanşmaya karar verdiği taktirde kendisini «bütün kalbiyle» destekliyeceğini söylemiştir. . Müteveffa Başkan John Ken.. nedy'nin eşi Jacqueline Kennedy/» •Senatör Kennedy'nin yapacağı «e yin doğrn oldujjuna inanıyornm. Her zaman bütün kalblmle onun izinde olacak ve kendisini destekü yeceğim» demiştir. Acı Kaybımız K. K. Teknik Dairesi Baskanı Yüksek Mühendis Tümgeneral Sayın, ENVER ÇAKIROĞLU'nun vakitsiz ölümü ile müteellim bulunuyoruz. Ailesinin acısuıı paylaşır, başsağlığı dileriz. Genelkurmay Arge Daiıesi mensuplan (Herişreklâm: 919) 2579 Cekoslovakya bugünkü durumuna çok uzun sürede erişebilmış nr. Ülkeyi Stalin'i aratacalc bir dıkta rejimi ile yöneten Antonin Novotni ancak 5 Ocak 1968 de Komünist Partisi Birinci Sekreterltği görevinden alınabilmiştir. Çekoslovakyada siyasî kıpırdanışı e konomik reform dileginta getirdiği söylenebilir. Ülke ekonomisinin çok ağır gelişiminden memnun olmıyan bir grup iktisa^çı Prof. Otta Sik'in önderliğinde bazı ekonomik reformlar teklif e^ mişlerdir. Bu reformlarda ekonominin bazı sektörlerinde batı iktisadınm kâr sistemine dönülm«si salık veriliyordu. Plân 1967 de kabul edilmiş ve uygulanmaya başlanmıştır. Fakat bu reformlınn uygulanması başlangıç safhısuıda bir dereceye kadar tşsizliğe ve kemerleri sıkma politikasına sebep olacagından hükümet yetkilileri işi gevşek tutmuş ve reform konusunda pek hevesli görünmemişlerdir. Hükümetin Ta isteksizliği karşısında iktisadl relormun ancak politik reformla be raber gelebüecegini anlıyan reform taraftarlan kendilerine gazeteci, talebe ve yazarların da katılmalan ile faaliyete geçmişler v« Novotni'yi düşürmüşlerdir. Bu düşüşün sonuçlan derhal görülms ye başlamış ve Çekoslovakyalıİ3r uzun bir süredenberi Uk defa olarak gerek Novotni'nin, gerekso partinin diğer ileri gelenlerinin televizyon ve radyolarda eleştirildilc lerine tanık olmuşlardır. Polonyada komünist rejimin değişmesi her ne kadar imkânsızsa da aynı şey Gomulka için söyienemez. Gomulka'nın en önemli rakibi Yukarı Silezya Partisinin Birinci Sekreteri Edward Gierek' tir. Gierek, Gomulka'nın kabul etmekte tereddüt gösterdiği iktisadl reformu uyguhyabilir ve Gomulka'dan boşalan yeri doldurabilir. Fakat Polonya Komünist Partisi içindeki mücadele sadec9 Gomulka ile Gierek arasında geçmemektedir. «Le Monde» gazetesine göre tçişleri Bakanı General Moczar'ın liderliğindeki bir grup da Gomulka'ya karşı hoşnutsuzluk duymakta ve partideki liberal elemanlann güçlü bir şekilde ezümelerini dilemektedir. Sonuç olarak Çekoslovakyadaki siyasl değişimi ekonomik reformlar getirdiği halde, Polonyada bunun tersi olacagı söylenebilir. Rakip liderler «Le Monde» ile «Financial Times»den derlenmiştir. Serbest seçimler Halen önemli olan soru, Çekoslovakyada serbest seçimlerin yapüıp yapümıyacağıdır. Bu konuda yeni Parti Sekreteri Alexander Dubcek henüz bir şey söylememiştir. Her ne kadar bir komünist ülkede serbest seçim yapılması 1 nanıhTiaz görünürse de «Financial Times» in yorumcusu Michael Connock'a göre bu, imkânsız değildir. Cekoslovakya Rusyanın savunma sistemi bakımından hayati önemi haiz Jet : " 'ir. Bundan otürü Ruslar Çekoslovakların kendi problemlerini kendi bildikleri gibi halletmelerine kanşmıyabilirler. Üstelik Cekoslovak halkı s o * yalizmi içtenlikle benimsemis olduklanndan büyük bir ihtimalie serbest seçimleri gene komünistler kazanacaklardır. Polonyaya gelince: 1956 da Varşovada talebelerin ayaklanmasuıdan sonra Stalin'in atadığı Rokosovsky'nin yerine Gomulka'nın gelmesi ile halk büyük bir iyimserliğe kapılmıştı. Kruçef ve Buiganin'in derhal Varşovaya uçmalarına ve Rus ordulannın müdahale tehdidine ragmen halk direnmiş ve sonunda Kruçef, Gomulka'nın sekreterliğini kabul etmek zorunda kaUnıştı. Gomullc*'run işbaşına gelişini izleyen günlerde Yugoslavyada olduğu gibi «işçi konseyleri» kurulmuş, ve ba sın özgürlüğü tamnmıştı. Halsn Polonyanın diğer Doğu Avrupııı komünist ülkelere kıyasla daha özgür olduğu ileri sürülebilir. Çiftçilerin büyük bir çoğunlugu Özel işletme halindedir (Yugoslav yadaki gibi), küçük özel tesebbüs lerin kurulmalan yasaklanmamış tır ve halk nisbeten serbest olarak dış ülkelere seyahat edebilmektedir. Fakat bunlara ragmen Gomulka işbaşına geçtiği zaman verdiği sözü tutmamış ve 1957 de işçi konseylerinin tüm yetirilerini ve basın özgürlüğünü kısıtlamıştır. Bir yıldanberi ise aycUn sınıfa karşı açıkça savaş ilân etmiştir. Bunlara ek olarak iktisadî kaJldnmanın da çok yavaş gitmesi halkta ve bilhassa aydınlaida Gomulka'ya karşı güçlü bir tep ki yaratmıştır. İSTANBUL SANAYÎ ODASI DERGİSİ Vietnam'da koalisyon New Hampshire'da yapılan ön se çimlerde parlak bir zafer elde eden Senatör Eugene McCarthy de, «Aroerlka. Vietnam savaşına son ver mek üzere görüşmelere simdiden başlıyabilir» demiştir. Programı konusunda sorulan so rulan cevaplandıran senatör, önü müzdeki kasun aymda seçildiği tak dirde başhca amacuıın «Görüşmele rin başlaması» olacağını ifade etmiştir. McCarthy'ye göre, bunun sonucunda Güney Vietnamda bir koalisyon hükumeti kurulacaktır. 3 YAŞINDA Basın: 12443 • 2565 «Adalet istiyoruz» Öte yandan Polonyada polis, Güney Polonyadaki Krakovi'de Varşo valı öğrencileri desteklemek için gösteri yapan bine yakm öğrenciyi cop kullanarak dağıtmıştır. Oğrenciler ellerinde «Varşova yal nız değildir», «Adalet istiyoruz» gi bi yazılar taşıyarak Krakovi'nin mer \ kezindeki üniversite binasına doğ ru yürümüşlerdir. Öğrenciler, bu arada sokaklara asılmıs afişleri de yakmışlar, yırtmışlardır. Bu afişlerde Varşova'daki öğrenci gösteri leri hakkında gazetelerde çıkan yorumlar yer almaktadır. Dün Varşovada dıs görünüş sâkindi. Öğrenciler normal bir şekilde derslere girmişlerdir. Ancak Varşova Politeknik Okulu öğrencilerinden 8.000 inin katıl dığı bir toplantıda, tutuklanan öğ rencilerin serbest bırakılması ve polis tarafmdan öğrencilere karşı uygulanan şiddet tedbirlerini takbih eden bir karar tasarısı kabul edilmistir. Son oJaylar hakkuıda bir soruşturma açılmasmı istiyen tasanda, öğrencilerin işçilerle karşı karşıya getirilemiyeceği de kaydedilmek tedir. Bildiri, «Öğrenciler Musevi aleyhtarlığı kadar siyonizm taraftarlığına da yabancıdırlar. diye son bulmaktadır. Öğrenciler toplantıdan sonra her hangi bir olaya meydan vermeden dağılmışlardır. Mısır Üniversiteleri 14 martta açılıyor BOYASI2V tekneniz çürümeğe mahkumdur. J ^ Kayhan SAĞLAMER I KAHİRE, (AP) Öğrenci göste rileri yüzünden iki hafta önce kapatılan Mısır üniversitelerinin 16 martta tekrar derslere başlayacak lan bildirilmistir. Yayınlanan bir bildiride: .Silâhlı Kuvvetlerimizin topraklanmın kor tarmaya hazırlanâıkları biı suada onlan destekleyecek iç birliğe muh tacız. Kaybedilen zamanı kazanmak için derslere başlanmasını ny gun gördük» denmiştir. Bildiride ayrıca, öğrenciler, ara larına kanşan ve onlan afin hare ketlere tahrik eden dış unsurlara karşı da ikaz edilmişlerdir. Ortadoğu Haber Ajansı, Başkan Nâsır'ın yakında Kahire Üniversitesinde öisrencilere hitaben bir konuşma yapacağını bildinnifltir. Dış görünüş Gary Grant kaldınldığı hastahaneyi birbirîne kattı NEW YORK, (AP) Bir kamyondan fırlayan tekerlekler aktör Cary Grant'ı küçük bir hastahaneye göndermiş ve bu yüzden hasta hane de birbirine girmiştir. Hastahanede çalışan hemşireler: .Büyük karanlıktan beri böyle büyük bir olay yaşamadıklarını» söylemişler dir. Bir hemşire de, «1965 teki büyük karanlıktan beri (bölgede elektriklerin kesilmesi olayı) hastahanede bu kadar büyük bir heye can geçirmedik» demiştir. St. John Hastahanesinin 200 kadar mensubunun ikide bir kapıyı açıp 454 numarah odaya bakmalarım önlemek için oda önünde sı kı tedbirler alınmıştır. Başhemşire Mary Ann Hanratty, «Çocukların, 454 numarah odanm üstündeki 553 numarah odanın dö scmesinde bir delik açmaya haznIandıklarını duydum> demiştir. Hastahanede çalışan 27 rahibe dahi bu heyecana katılmaktan ken dilerini alamamışlardır. Rahibelerden Barbara Ryan. •Rahibelerin de kadm olduklannı unutmaym» demiştir. 64 yaşında olmasına rağmen hâlen kadmlar için bir jön gibi göru nen Cary Grant bir sözcü vâsıtasiy le. «Kendimi bir filimde gibi hissediyorum» demiştir. Cary Grant, 23 yaşındaki kadın arkadaşı Gratia Von Furstenberg ve 33 yaşındaki şoförü Troy Lindahl, Kennedy Hava Alanma gider lerken, yoîda çarpışan iki kamyon dan fırlayan tekerleklerin sadmesine mâruz kalmışlardır. Oturduğu arka kanapeden öne fırlayan aktör çizikler almıştır. Aktörün göğsünde ezikler de meydana gelmİştir. Bir hastahane sözcüsü: «Bu sabah telefon memuremiz âdeta çıldıracaktı. Johannesburg'dan bile geçmiş olsun demek için telefon eden ler oldu» demiştir. Sözcü. aktörün rahatsız bir gece geçirdiğini, nefes almakta güçlük çektiğini ve yüziinde bir oksijen maskesi bulunduğunu söylemiştir. Yapılan röntgen muayenesinde ak törde kırık olmadığı anlaşılmıştır. Fakat dudakları ezilmiş olduğundan yemek yiyememekte, damardan sırmga ile gıda verilmektedir. Arkadaşı Bayan Furstenberg'in ise bacağı kırılmıştır. Şoförün de dizinde kınk bulunmujtur. Küba'da yiyecek sıkıntısı var Öğrenci ayaklanması 30 Ocakta ünlü Polonyalı piyes yazarı Adam Mickievricz'in piyasinin antiRus olduğu gerekçesi ile sahneden kaldırılması bardağı taşıran son darnla olmuş ve üniversite talebeleri ayaklanmıslardlr. (Bu piyes 1830 yılınd» yazılmıştı). Çekoslovakyadaki durumun aksine olarak, Polonyada önemli po litik degişiklikler olması beklenemez. Polonya, Rus savunma sisteminde önemli bir kaledir. Bu ü!ke Almanya ile Rusya arasında bulunduğundan Kusyarun, Almanyayı kontrol edebllmesl açısından çok önemli bir yeri vardır. Polonyalılar sistemlerinde önemli siyasi degişiklikler yapmayı diledikleri an Rusya büyük bir ihti malle duruma müdahale edecektir. Bunu Polonyalılar da bilirler Bugünkü Polonya hudutlan içinde 1945 ten sonra Almanyadan a hnmış olan büyük toprak parça'an mevcuttur ve Polonyanın bu Jsölgeleri korumasına ancak Rusya yardım edebüir. 4000 tayfa 20000 15000 1500 •onagraH 10 crn Cumhuriyet ANSİKLOPEDİSÎ' ARWN KtTABEVİ İSTANBUl Gmtl DağrtınK" Arkm Doğrton Ud ştt. 0nvwdi Kell. $0. 2. FASKOlO SATM ALANlAMi 1. FASMh rAMSZ V B U t MtAMÎ (Florida). (a.a.) r KUba Başbakanı Fidel Castro, ülkeda yiyecek ve üretim maddelert sıkıntısı çekildiğini, bunun da ortaya «Yeni meseleler» çıkardığını söylemiş, Sovyetler Birliğini Kübaya yardımda bulunmakla suçlamıştır. KUba Başbakanı, «Karşılaştifimız bütün güçlükleri halka açıklamak ihtilâlimizin prensibidir» demiştir. Bu yılbaşında Castro, KUbada petrol sıkıntısı çekildiğini açıklamıştı. Şimdi de Adada süt ve su sıkıntısı başgöstermiştir. Havana dahil birçok şehirlerde çeşme suyu bulunamadığmdan halka suyu içmeden önce kaynatmalan Ihtar edilmistir. Bundan bir ay kadar önce de gazetelerde sayfa adedi dörde indirilmlşti. KAYIP Kaybolan 31615/14 No. lu bir takım 8 nüsha istek gönderme ve alma belgesi hükümsüzdür. Çanakkale önr. Atl. Saymanı Kd. Yzb. Kadri ÜRTEKÎN (Cumhuriyet: 2569) YENİ FORMÜUE İMAL EDİLEN SUPERLAC HARİCİ BOYAMIZI DENEDİNİZMİ? Nla'ınızı ve mülkünüzü Vara, yağmura. güneşe karsı ancak ÇBS Superlac harici boya koruyabılır SERPİL KALELİ ile FUAT SUSSA Kişanlandılar 1431968 îstanbul HERYAŞTA HERKESlN HER SORUSUNA CEVAP VEREBİLECEK BİR BlLGl KAYNAĞI OLACAKTIR î D a h a iyisi y o k t u r ÇAVUŞOĞLU BOYA SANAYİİ İSTANBUL Ttl' 49 S7 10 ( t hatl 19 MART SALI GÜNÜ ÇIKIYÖR! Cumhuriyet 2358 .J Üâncılık: 5623/2557 Dâncüık: Ş221/2556