22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKÎ 15 Mart 1968 CUMHURÎYET Seçim sislemimiz ve ANAYASA Nahit SAÇLIOĞLU » * ** ir seçim sisteminin kıymeti, (Seçim serbestliğini, eşitliğini, adaletini, emnivetini, isabetini ve kolaylığını) sağüyabilme ve seçiml"ri topluma (Zaman, emek, para) bakımındaıı ucuza mal edebilme derecesiyle ölçülür. Aynca sistem, Anayasaya uygunluğu bakımından da değerlendirilebilir. Ancak bir seçim sisteminin Anayasaya uygun olması her zaman onun iyi bir sistem olmasını gerektirmez. Çünkii iyi bir sistem meydana getirmede Anayasanın prensipleri de yeterli olmıyabilir. Nitekim Anayasamınn 53 inci maddesi (Serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm) terimleriyle ilk bakışta tam ve açık göründüğü halde. gerçekte miiphem olan ve birbirine tedahül eden esaslar getirmiş ve bunlar arasında belki de en önemli prensipi teşkil ctmesi gereken (seçim isabe'ı) kavramınj hiç yer vermeraiştir. Hâlbuki, asikâr bir şekilde teknokrasiye yöneldiği görülen çagın devletinde bu ilke hayatî derecede önemi haizdir. Bu yazıda seçim sistemimiz, yukarıda verrtiğimiz değer ölçülerine ve Anayasadaki esaslara uygunluğu açısından jneelenecektir. .* ^ •r Üs a i f m Ş i «İir 1t m \ I im C :::. I I ]Hl 1 1 IfflS 1 i » Eİ3in r fr ^ P E S Gerici kim? ibretle diyoruz, hem de iki sebepten ötürü: A Nâzım Hikmet bir ideolojıye inanmış, namusln ve vatanperver bir insandı. Bazı kişilerin gayretkeşlikleri ve hilgisiztikteri yüzünden haksız vere mahkum edilmiş oldnfu da yayınlanmıs olan belgelerle sabittir. Bu itibarla, Nâzım Hikmet'i ideolojisinden ve mahkumiyetinden dolayı tezyif etmeğe, küçük düşürmeğe kimsenin hakkı yektnr. Fikirlerini begenmeyebiliriz. fakat dürüst, oignn v> külturlu bir insansak kisiliğine hürnıet etmemiz lâzımdır. A Farzımuhal olarak, .Nâzım Hikmet'in kötü. ahlâksız bir insan, hattâ bir vatan bâini oldufunu kabul edecek olsak dahi. bu onun bütün medenî dünyaya fin salmıs olan büyük şairlik vas fına zerre kadar hâlel getirmez. Oscar Wi1de. Rimbeau ve Verlain e birer homoseksüel, son ikisi belki birer serseri idiler; François V'illon iki defa idaraa mahkum edilmis bir havdut. bir katildi. Böyle oldagu halde, bu isimler ingiliz ve Fransıı edebiyatının medarı iftibarlan oUsaktan çıkmamışlardır. Iste bn bakımdan da, Nâzım Rikmet hakkındaki sözlerini Faruk Sükan' ın dirayetine yakıştıramadık. kalkınmasına ne ölçiide katkıda bulunabileceğini düsünüyor insan. Düîünüyor da soruyor, ne yapar Jmam Hatipli? Yol mu getirebilir köye, ışık mı? Okuma • yazma mı öğretir h«rkese? Bir fabrika bacası tüttürebilir mi? Yaşatabilir mi hastayı? tş bulabilir mi i?size? î mam Hatipli'ye yabancıdır bu konular. Oysa kalkırunamız için yerine getirilmesi gerekli koşullardır bunlar. Sen hastana ilfiç bulamıyor san, hastahane bulamıyorsan, hastahanede yatak bulamıyorsan, i; bulamıyorsan çalıştırmaya, ıjıklan dıramıyorsan. eğitemiyorsan her yönden, gerçekten kalkındırabilir misin yurdunu? Övünebilir misin ulusunun mutJuluiuyla? Sorulara olumlu cevBp vermek olanaksız kanımızca. Binlerce köy «okul!» diye inlerken, binlerce genç lise, üniversite kapılarından dönerken ve yurdun, kalkınması için bence tmam Ha tip hâriç her türlii okula ihtivacı varken nasıl oluyor da bir Bakan böyle konuşabiliyor? Üstelik ileri, Ata'cı. uygar Türkiye'nin yaratılma sında günümüze değin pek aktif rolü olmamıstır bu okuldan yeti^enlerin. tdeoiojileri «komünizm tehlikesi»ni •maneviyat.ı, «Dinî duygıl lann yüceligi»ni bilmekten öteye gidememi?tir çoğu kez. Esasen kimsenin bilmediği konular değildir bunlar. Ama karm doturmaz, ama eğitmez ama ısıkiondırmaz. Dolaylı saldırı ne demek? Dışisleri Bakanı lhsan Sabri Çağlayangil, «Bayram» gazetesine NATO konusunda bir uzun demeç verdi. Çetrefil bir dili var Çağlayangil'in.. Lügat paralamakla bir marifet yapıyorum, çok önemli ve çok ciddî şeyler söylüyoram sanısına kapılanlar vardır; bizim Dışisleri Bakanı aynı hastalıfa yakalanmış anlaşılan.. lâfı döndürüp dolastırıyor; bakınız su konnsmaya : « Filhakika NATO bir savunma ittifakıdır. Bir memleketin milli güvenliğini sağlaması ve her çapta vukuu muhtemel bir muhasematta bizzat kendi imkânları ile savunması o memleketin millî menfaatlerine en uygun olanıdır. Ancak gerek yakın tarihteki misaller, gerek dünyadaki teknolojik gelişme, silâh ve ulaştırma sahalarındaki inkişaflar Batı dünyasınrfa. Amerika Birleşik Devletleri ve bazı özel siyasi strateiik ve coğrafî şartîardan müstefit olan birkaç devlet dı^ndaki memleketlerin, bugün artık kendi başlarına deruhte edecekleri savunma gayretlerinin her türlü mıiessiriyet ve emniyetten mahrum olacağını açıkca ortaya koymaktadır.. Şimdi yukandaki birkaç porsiyon lâf salatası öz Türkçeye çevrildiğinde Çağlayangil sunu süyler : Türk Ordusu Türk millî savunmasını artık tek basma yapamaz. Böyle bir millî savunma her türlü «emniyet» ve «müessiriyet> ten yoksundur.. Biz bu iddianın asıl cevabını Türk milletine ve Türk Ordnsnnon şerefli subaylarma bırakınz. Tarih boyuııca gerektiği saat yedi düvelle tek basına çarpısmış ve vatanı korumuş bir ulusun Dışisleri Bakanı böyle mi konnsmalıydı.' Hele Vietnam ömeği ortada iken bn soy konusmalar milli haysiyetimize yara ve şereflerimize leke oluyor. Ne var ki, bugün esas konumuz NATO meselesi değildir. Çağlayangil'in düşüncesine göre NATO. Türkiyeve yararlıdır, Türkiyenin güvenlifini NATO sağlamaktadır. Türkivede Çağlayangil gibi düşünenler az değildir. «NATO olmazsa maazallah Türkiye yok olur» propagandasıvla beviııler yirmi yıldan beri nice milyarlar sarfıyla yıkandığından, bu çesit düsiinenlere şaşmıyoruz. Talnıc sardanmıs kafalara bir başka soru > öneltmek istiyoruz : Mademki NATO Antlasması Türkivenin güvenliğini sağlamaktadır, aynca bir «Dolayh Saldırı Ikili Anlaşması» na ne lüzum vardır? • Dolaylı Saldın» bir Amerikan deyimidir. Pentagon'a göre Amerikan güvenliğini sadece acık saldınlar tehdit etmivor. Bir de • dolaylı saldırılar» vardır. Bunlar snl Hkım'^r» ve «reform hareketleri» dir. Sol akımlar sivasi eüc Ua7:>ıııp :l<tidara geçmek istidadı eösterdiği zaman Amerika, sağcı hi'kumeCere silâhlı yardım ve müdahaleyi dış politikasının temel e\lemi haline »etirmistir. Ve bu eyleme devleiler hukuku alanınia mcîrııivet kazandırmak için kendisine haçlf hükumetlerle «Dolavlı Sa(r!ırı fkılı Anlasmaları» vapmaktitclır. N;«ekim Türkiye ile imzalanan anlasma 16 Mayıs 1%0 tarihli \e 10*'wi vavılı R«mî Gazete'de yavınlanmıştır. Fatin Riistü 7or'n ı!p r'»tcher \\ ı.rren arasındj ! Mayıs 1960 günü l imzalan.in hn ıhiü nn'ısmanın üoiinfü fıkrasında : • Karsılıkh ı«bırh»ı paktı üvelerınin orıaklasa güvenliğini korumak ve doğrudan doğruva veva dolaylı saidırıva dırenmek konusundaki azimleri..» nedeniyle Türkiye ve Amerika ittifak halindedirler. Simdi sorular daha açıklıkla ortaya konahilir : NATO Antlasması, iddiaya çöre, Türkiyenin çüvenliğini korumaktadır. Aynca bir ikili anlasmanın gereği nedir? NATO yetersiz midir? Niçin Türkiye ve Amerika «or'aklasa güvenlıği korumak* konusunda yeni bir anlasma; a lü'um aörmüşlerdir? T k v e c m ?' î " h u r i y e t i açısından bakıMıj.nda mesele daha ilçi çekicidir: Vatan ibanetiyle suçlanmıs bir Dısisleri Bakanı 27 Mayıstan birkaç hafta önce böyle bir anlasraanın altına niçin imzasını basmıstır? 2 Dolaylı saldırı ne demektir? Türkiye Cumhuriveti Hükflnıetinin imzaladığı bir anlasmadaki kavramların çok açık olması gerekir. VV'ashington'nn anlayışına göre «dolaylı saldırı» Amerikan güvenliğini tehdit eden reform hareketleri ve sol akımlardır. Ama TSrkiye açısından «dolaylı saldırı» ne anlam ifade eder? Amerikanın bu kadarla da yetinmeyip «Türkivede Amerikan güvenliği tehlikeve düstüğü saat» tek taraflı müdahale hakkı ve isgal yetkisi istedigini de tlbami Soysal beleelerle ortaya koymustnr. Amerikava bağlı bazı çevrelerin millî bağımsızlıfımız üstüne tehliktli oyunlara ve şüpheli anlaşmalara giriştikleri de gün eibi aşikârdır. 1 B Seçim serbestliği narasaıun seçim esaslarından biri olar.ik kabul ettiği( Serbestlik > den maksat sadece emniyet meselesi değil, seçmenirı oy'unu düediği aday'a. maddî manevî, kanunî her çeşit baskı ve eııgelden azade olarak %'erebilmesi, yani hukuki deyimi ile irade serbestliğidir. Acaba yürürlükteki sistem seçmenlere bu sekilde bir serbestlik sağlamış mıdır? Maalesef hayır. Çünkii seçim kanunumuzda bu esas, biri dolaylı diğeri doğrudan doğruya olmak Uzere şu iki şekilde ihlâl edilmiştir. O Sistem, memleketimizin sosyal, ekonomik ve kültürel durumunu nazara almadan, iradesini serbestçe kullanamıyacağı aşikâr olaniara da seçmenlik hakkı tanımak suretiyle dolaylı olarak irade serbestliğinin ihlâline yol açmıstır. Meselâ: Türkçe okuyup yazma bilraiyenleritr, şeyhin, ağanın ve kabile reisinin sözünden çıkacak durumda olmıyanlann: hatta kocalarına kaışı kadınlarımızdan pek çoğunun iradesinin serbest olduğu ve seçimlerde oylannı diledikleri gibi kullandıklan iddia olunamaz. Kanaatimizce bunların oy yetkileri bazı makul ölçülerle sınırlanmalıdır. Sınırlı oy sistemi demokrasiye aykın değildir. *şin teorik münakaşası bir tarafa, rejiminin demokrasi olduğumı kimsenin inkâr edemiyeceği ve kadmlanmn tahsil durumu ile iktisadi güçleri bizimkilerin çok üstiinde olan İsviçrede, bazı kantonların mahaili idare seçimleri dışında kadın, seçmez ve seçile * saydı (Genel oy) demekle yetinir( EsitUk) den aynca bahsetmezdi. Aynca bahsetmesinin dxel maksadı olmalıdır. Kanaatimizce bu özel maksat, seçim strasında mücadele şartlarının eşit kılınmasıdır. Daha önceki seçim kanunlan zamanında kâçfik rartilerimiz, nzerinde adaylannuı isimleri bn lunan seçim pusulalannı b i paralan yttmediğinden. bazen de liste paketleri daha yoldavken rakipleri tarafından sabote ve imha edild'il için uzak köylere gönderemezlerdi. Mücadele şaıtlanndaki bu korkunç eşitsizliği yürürlükteki Seçim Kanunumuz (Mfişterek oy pusnlası)nı k.ıbul etmek suretivle cidermirtir. Şimdi ortada şn eşitsizlikier kalmıştır: • Seçimterde her partinin ve adayın sarf edeceçi para önceden tespit ve kontro! edilmemektedir. Bn yüzden yapılan mücadele bazen, Siyasî fikir mücadelesi olmaktan çıkıp oy bile satın alan malî güç miicadelesi halini almaktadır. • Baeımsız adaylann parti listeleriyle ç»rpışması güçlesmiş ve bu konu şimdi çok ön*m kazanmıştır. Çünkii eskiden bağımsız parlâmcnterlere itidal ve denge unsuru olarak ihtiyaç dnvtılurdu. Şimdi ise, Anayasanın 109 uncu madiesi seçimlerde bazı bakaniarıı yerini B. M. Meclisindeki bağımsız üyelerin almasını emretti&iıtden, baçımsız parlâmenterlere görev icabı ihtiyaç duvulmaktadır. Aksi takdirde bu bakanJıklar. »3bii senatörlerin ömrii sona erince, ya konten.jan senatörlerine kalacak ya da, bilhassa iktidar nartilerini. seçimlere pek az zaman kala. bszı üvelerini istifa ettirerek sun'i bağımsızlıklar yaratmak yoluna sevk edecektir. Bu ise Anavasanın ruh ve maksadı ile taban tabana zıt bîr durum olacaktır. •Sistem, mücadele şartlarında eşitsizll» ğe. bir partinin kendi içinde ve listesinde bile yolaçnnştır. Bilhassa güçlü partilerde liste bayı olmak seçim kazanmak demektir. Liste sonundakiler irin mücadele çok defa anlam ve ciddiyetini kaybetmektedir. • Bir başka eşitsizlik de siyasî partilere devlet bütçesinden ödenen paranın temsil durumlarına göre ayarlanmasıdır. Yapılması e«asen versiz olan yardımın bu şekilde ayarlanması, giiçlüyü daha da güçlendirdiğinden mücadrle şartlarmı büsbütün zayıf aleyhine çevirmektedir. Devlet eliyle varatılan bı dengesizliğin ne adale«le ve ne de malî yardımın gerekçesi ve obHktif siyasî gayesiyle bağdaşmasına imkân vardır. Bu eşitsizliklerin en radikal hal yolu seçmenlik v? namzetlik şartlannı TürMye ferçeklerine göre makul şekilde sınırlamak: paranın etkisini ortadan kaldıracak veya asgariye indirecek şekilde masraflan kontrol altına aunak ve liste usulünii hırakip seçim çevrelerinl blrer Hşiye indirmektir. Hülâsa: Anayasamızm seçim esası olarak koy. duğu (Eşitlik)e bizim anJadığımız manâ verilirse Sfum Kanunumuz bu bıkımdan da Anayasaya aykırı olur. u teriraje ifade edilmek istenilen bvsns, seçmen oylannın namzetler arasında parlâmenterlik görevini en iyi yapabilecek aday'm veya adaylann üzerinde toplanması, yani en ivîlerin seçilmesidir. Anayasamızm yer rennediği bu prensip bir seçim sisteminin en önemli esasıdır. Çünkü, isabetin sağlanmaması memleketin idaresini ve dolayısivle kaderini ehliyetsiz ellere geçirecektir. Bu önemli sebep dolayısiyle eskl çağdan itibaren düşünürler, mukaddes kitaplar, günümüzde de teknokratlar devlet idaresinde ehliyet ve liyakatı israrla aramışlardır. Eski Çin ve Vunan düşünürleri devleti TÖneteceklerde (Ahlâk, Fazilet, Adalet, tlün ve Tecrübe) nin bulunmasını istemişlerdir. Plâton, (Hükümet başında olanlar ne yapabileceklerini, ne yapmak zorunda oldnklaruu ve nasıl yapacaklarını öğrenmelidirler) demistir. Kur'anı Kerimde Nisa suresinin 57 inci ayeti idare edenlere (Hükmederken adaletli olmalannı); idare edilenlere de (Emaneti ehline vermelerini) emretmiştir. Tefsirlere göre bu konuda (Emanetten murat devlet mansiplan) dır. Modern amme ve personel idaresi prensiplerine göre teşkilâtlann başanlı olabilmelerinin önemli sartlarından biri (GÖrevle onu yapacak kişi arasında uygunluk bulumnası) dır. Acaba seçim sistemimizin parlâmentoya en uygunlan gönderme. yani seçim isabetud sağlama bakımından değeri nedir? Kanaatimizce sistemin en zayıf yönü burasıdır. Zayıflık bilhassa şu noktalarda kendini göstermektedir. O Kanunun Milletveldlliği için koyduğu niteliklerin bazılan bu görev için yeterli deffldir. Meselâ: MilletvekUi olabilmenin tahsil şartı, k> mu hizmet i gören en küçük memurunkinden daha hafif tutulmuştur. 0 Seçmen olmak, adaylar arasında en lâytğını avırmaya yetecek kadar bir ehliyeti ve irade serbestliğini gerektirdiği halde, seçmenlik için bu maksada hizmet edecek ciddî sartlar konulnıamıstır. Q Kanun, seçmenin önüne kalabalık listeler çıkarmış. tercih hakkı ya da karma liste yapma hakkı bile tanımadan onu btmlardan birinl kullanmaya mecbur tutmuştur. Yani isabeti koIaylaştıracak yerde güçleştirmiştir. SEÇİM KOLAYLIĞI: İyi bir seçim sisteminin, seçimi idare edeceklere. adaylara ve seçmeulere kolaylıklar sağlaması lâzımdır. Mevcut sistemin isabeti sağlamak komısunun dısında künseye fazla güçlük çıkardığı söylenemez. SİSTEMİN ÎKTİSADİLİĞ1: Sistemin seçmene ve idarecilere harcattığı zaman ve emek de pek anormal savılamaz. Adaylann ve partilerinki hariç, devlete yüKlediği masraf ise küçümsenemiyecek seviyede» dir. 1961 den bu yana yapılan seçim (85) milyon linna mal olmustur. HÂKİM ALB. ASKERİ YARGITAY ÜYESİ erici kim» adlı yazıyı okudum. Bu konuda ben de bazı şeyler söylemek istiyorum. Değişme genel olarak halk yıgmlarının o değişimî istemesi benimsemesi halinde basarıya ulaşır. Halkın bu değisimi istememeşi ve yürütmemesi halınde ülkeye yarar getirecegi sanılan değişimler bakarsın;z zarar getirmiş! Doç. Çetin özek'in i>;aret ettiği, ülkemizdeki bazı temel yapı değişimlerinin gerçekleşmemesinin nedeni budur. Bu durumlarda kazanan hep gericiler olmuştur. Gericilerin. ilericilerden daha etkili olmalan normaldir. Çünkü insanlar alıştıkları geleneklerin yerine başkalarının alınışı karsısında dikleşirler. Üstelik bir de değişim halk a hiç bir şey vermezse halk ilericinin değil gericinin peşinde gider. Değişimlerin önculüğunü yapanlar da işi farketmediklerinden kendilerine ters düsen halkı yanlış bir şekilde serıci olarak nitelerler. Gerçekte ne halk gericidir, ne de öncüler ilericı. Çıkar gericiliği enim asıl sözünü edeceğım gericilik belirli çıkarların öncülük ettiği gericiliktir. Bu tip genciler ülkenin toplumsal reformlar yapmasma karşıdırlar. Ve bunu bilinçli olarak yaparlar. Çünkü reformlardan en çok zarar görecek olanlar onlardır. Bir toprak ağası, isterse Avrupa'da okumus olsun, iyi giyinen bir kişi olsun. toprak reformuna karşı çıkacağından gericidir. Böyle toprak ağası Avrupa'da okumus gericiler bizde d e vardır. Bu gericiler ulusal bağımsızlığa karşıdırlar. Çünkü bağımsız bir ülkede işbirlikçilere yer yoktur. Gerçek sosyal demokrasiye karşıdırlar. Çünkü Filipin tipi demokrasi çıkarlarına daha uygundur. Köy Enstitülerini kapatan din yobazları değil, bu çıkarcı gericilerdir. 31 Mart, Kabakçı Mustafa gibi. din çıkarlarının olusturduğu sanılan olaylsrın ardında gerçekte bunlar vardır. Osmaniye olaylarını, Şahiams Mitingini düzenliyenler de bu gerici kuvvettir. B mez. Demokratik Amerikada seçmenlik şartlanııdan biri, değil sadece okur yazar olmak. f Amerikan Anayasasını okuyup açıklıyacak) seıiyeye sahip bulunmaktır. & Seçim sisfemimizin Anayasanın (Serbestlik) esasını doğrudan doğruya ihlâline çelince; bu da iki .şekilde tezahür etmektedir. Seçim Kanunumuz seçim hücresinde seçmeni kendi iradesi ve. vicdanı ile baş haş» b*>: rakmamış öniine koydpçiı aday isimJcrini harl listelerden birinl oyiamaya mecbur tutmuştur. Bu konuda sistem o kadar ileri gitmistir Id, seçmeni, irade serbestliğine olduğu kadar seçim isabetine de bir miktar hizmet edecek olan karma liste yapmak hakkından bile mahrum etmistir. Seçim Kamınunun, seçraen iradesinin önüne bu şekilde dikilmesi. Anayasanın sadece (S*>rbestlik) esasma değil, Millî Hâkimiyet prensihine de açıktan aykındır. Çünkii bu saretle vatandaş, kendi iradesine değil, kannn koyucusunun irzusuna tâbi olmaktadır. Aynca yürürlükteki sistem, sahsî defil parti>i seçtirdiği ve ön seçimi kabul ettiği için peıtisiz seçmenlerin iradesini pertilere kayıtlı üyelerinkine tâbi kilmak suretiyle de Anayasamıztn (Tek doreceli seçim), (Serbestlik) ve dolayısivle (Millî Egemenlik) esaslarmı açıktan açığa ihlâl etmistir. ahsî kanaatimize gelince, çekinmeden ifade edebiliriz ki Nâzım Hikmet vainız TürkiSONUÇ yenin değil, belki dünyanın yemaçlarının başlıcası yurtta sos tiştirdiği en büyük fairierden biyal adaleti sağlamak. Doğu . Ba ri, ve son derece narnuslu ve vatı farkına son vermek ya da yutanperver bir ınsandır. musatmak olan kalkmma plânı, rüm Siar YALÇIN bu amaçlarmdan sapmış, siyasi leKoyulhisar C. Savcısı rin «Politikacılık Oyunu>na sahne olmustur böylelikle. Bakan'a bir bakıma hak vermek gerek. Her siyasi gibi ileriyi dü;ünecek, ilersi için şimdiden <yatırım> lara girismek zorunluluğunu duya caktır. Bugün hiç bir okul lmam * Hatip Okulu'nun başardıgı (!) «Oy illî Efitim Bakanının «gayesi» depoculuğu» görevini, yapamıyani okuduk. Ardından Doğan Nacaktır. di'nin eleştirisini. Yazara hak Ata'nın ilkelerini bir yana itm» vermemek elde değil. pahasına girifilen yatırunların, on Millî Eğitim Bakanının «Her il'e lar için, birler için, Türkiye için bir Imam Hatip Okuln» sloganını neler getireceğini izliyoruz. bekligünümüz için pek ilginç ('.) bulyoruz. Hayır ola... duk. Eloğlu Ay'a giünek için kuyrııkta bekleşirken bir îmam Zehra Önol Hatipîi'nin geri kalmış ülkemizin Huk. Fak. Istanbul S  Her ile bir İmamHalip Oknlu M Şeçim isabeti >•••••••••••••••••••••••»•»••••»•••••••••••• •••••• ••»••••••••••••••••••••aaSaaaa>.i Aramızdan ebediyyen büyüğümüz, ayrılmış bulunan annemiz ve aile B Sonuç. \r* n güçlü btf gericiler,'"kaynaklarını bugünkü toprak rejimi ve tümüyle dürenden almaktadırlar. Gerçek batıya dönük reformlar bu engel lerin ortadan kalkışı ile gerçekleşebilir. Bir de yukarda »oylediğimiz ö'ncülerin güçsüzlüğü bıınlara kaynak vermektedir. öncüler bilinçli ve dikkath olarak reformlara girişmelidirler. Soner KOCABEz* öğrenci ANKARA E MÜNÎBE KOTUTÜRE Hanimefendinin cenaze törenine Utirak eden, çelenk gönderen, , telefon, telgraf. mektupla veya evlerimize kadar zahmet bu ' yurup gelerel; tâziyette bulunan akraba, dost ve arkada}lanmız3 , minnet ve şükranlarJmızj arzederiz. KOYUTÜBK AİLESİ Reklâmcıhk: 1245/2573 ACI BİR KAYIP Tanjnmjş Ecza tüccarlannc!;ın Öziş Ecza Deposu kurucu ve ortaklarından, Fadilâ Öziş'in ^evgili eşi, Farma Güçlü'nün ağabeysi, Behzat Öziş, .Samahat Durgun. Didar Pelit, Edibe Durgu'nun kıymetli amcnları, Nam:k üzant, Sezai Şenay, Lem'an Pekkan. Zafcr Yumnlcay, Jülide Gürsel, Nevide Özışik'ın dayıları, Cemal, Mehmet ve Rukiye Şakar, Süheylâ Kipmen, Hüvevda Er?e, Müveyra Şenay'm enişteleri, Fadila, Ayşe Erge ve Mehveş Şenay'm pek sevgüi büyükbabaları, Bizden söylemesi * smet Inönü'yü Meclis kür?üsünden ıhtılâl kıçkırtıcılığı ile suçlamaya çahşan zıhnıyetin büyük bir gaflet ıeinae olduğunu belirten Sayın Nadir Nadi haklı olarak feısaca Demokrasi tarihimizı eleştirme zorunluluğunu duymuştur. Düşüncelerine gönülden katılmakla beraber, bazı sosyal görüşlerimizi v e demokrasi anlayısımızı belirtmeyi vararlı sayıyo • • • • • • • • •• » • • •• •• • • • •• • • • • • • • • • » •• • • » • » • • • • » • Seçim emniyeti u terim, seçim denilen ameliyenin haztrhk, icra, idare ve netice alımncaya kadir süren biitün safhalannın güvenlik altında bulundurulmasını ifade eder. Bir kısım seçmenin iradesinin tam serbest olamadığuıa dair yukanda bahsettiğimiz hal'er ile, seçmen kütüklerinin başında şikâyet konusu yapılan bazı arızalanndan başka, seçim mevzuatında güvensizlikten bahsetmek haksızlık olur. Çünkii Anayasamız ve Seçim Kanunumnz, seçiınlerde (gizliliği, açık sayım ve d'ilriim) esaslanm getinnek; özel seçim suçlan ihdas etmek; seçirnlerin idıresini tarafsız yargı organına bırakmak ve partilere sandık başlarında temsilci bulundurmak hakkınr tanımak (v.b.) suretivle güvenligi geniş tıikyasta saflamaya çalışmıştır. SEÇİ' ADALETİ: Bundan maksat her partinin, partiler birer siyasi fikir grupmanı olıiuğtına eör» Anayasanın müsaade ettiği her fikrin, alfliffi oy nisbetinde Parlâmentoda temsil edilmek imkânına kavuştnrulmasıdır. Bunu müm kün kılmıyan bir sistemin yalnız adaietinden dfğil, fi .r hürriyetini kabul etmiş bir Anayasa çer. çevesinde, Anayasaya uygunluğundan da bahsedilemez. Seçim Kanunumuz nisbî temsil esasınm (Milli Bakive) ye de yer veren şeklini kabul etmrk suretivle adaleti geniş ölçiide tahakkuk ettirmeğe çalışmıştır. I MEYLIT Aramızdan ayrılnıası ıie bizlerı buyuk üzüntü içinde bı rakan kıymetli varlığırnız TESEKKÜR amansız lastalığının tedavısınde gösterdikleri candan ilgi ve yardımlanndan ötürü Ankara Tip Fakültesinin hocalarından Prof. Doktor Cavit Sökmen'e, Prof. Doktor Bekir Berkol'a, Prof. Doktor Kâmile Mutlu'ya. Prof. Doktor Muharrem Köksal'a, Doç. Doktor Seref Yazgan'a, Doç. Doktor Güner Kurdere' ye, Doktor Kâmil Öz'ürk'e Doktor Rüstem Şener'e. Doktor Cemal Pekbüyük'e. doktor Ülgen Yalaz'a, Hemşire Münevver tçelHVe, Hemsıre Beratiye Iğret'e. cenaze törenini tertipleyen Ankara Tip Fakültesi Dekanı Adnao öztüre'ye ve Korgeneral Esref Akıncı'ya, Prof. Doktor Omran Çölaşan'a, Haluk Tuncah'ya, vefakâr ögrencilerine, Ankara TID Fakültesi öğrenci Derneğine, cenaze törenine kaMlan, çelenk gönderen, telgraf ve telefon. la başsağlığı diteven akraba. dost ve vakınlarımıza teşekkür ederiz. Göksan. tcakojHa, Barntçn AİIeleri HASAN ÖZIŞ 14.3.1968 de Hakkın rahmetine kavusmuştur. Cenazesi 15.3.1968 cuma günü cuma namazını mü'eakıp Şişli Camiinden alınarak ebedî ıstirahatgâh; olan Feriköy Aile Kabristanina defnedilecektir. AİLESİ nâncıhk: 5653/2570 Prof. Doktor TURAN GÖKSAN'ın Kıymetli varlığımız ruz. Demokrasi terimının ana ilkelerine geçmeden önce Say:n lnönü ihtilâl istemiyen ve daima memlekette siyasi huzuru yaratmaya çalışan ve yarım yüzyılhk siyasi hayatı olan kıymetli devlet adamıdır. Ne yazık ki AP her konuda olduğu gibi bu ciddî roeselede de karşımıza büyük çelişkilerle ve bitmeyen sosyal sorunlarımızı bir yana iterek çıkmaktudır. Sınıfsal bilincine varamamış haik kitlelerinin oylarıyla iktidara gelen bu partinin demokrasi anlayışmda ötedenberi yanlışlıklar belinnekteydi. Yük. Ziraat Müh. YAŞAR / SÖKMEN'in VEFAT Memleketimizin tanınmış Ecza Tüccarlarmdan ve müessesemizin kurucularından çok revgih ortağımız, ruhuna ithaf edilrnek Uzere 17.3.1968 Pazar günü ögle namazını müteakip Göztepe Camiinde okunacak mevlid1 şerife akraba, dost ve din kardeşlerimizin teşriflerini dileriz. SÖKMEN AtLESt (Cumhuriyet 2563) HASAN ÖZİŞ 14.3.1968 tarihinde fu.kkm rahmetine kavusmuştur. Cenazesi 15.3.1968 cuma günü, Şişli Camunden cuma namazını müteakip ebedî istirahatgâhı olan Ferikoy'deki Aile Kabristanina defnedilecektir. Geride bıraktığı gözü yaşlı aile. ortak ve iş arkadaşlanna başsağlığı ve Tanrıdan mağfiret dileriz. ÖZİŞ ECZA DEPOSU Ilâncılık: 5653/2571 Seçim eşitliği EŞİTLİĞİ: Anayasamız 55 inci maddesinde hem (Eşitlik)i hem de (Geın1 Oy)u birer seçim esası olar?k ayrı ayn ifade etmiştir. Doktrinde genel oy (Seçmenlere servet, efitim, cinsiyet ve ırk bakımından bir aynlık tanımaksızm oy hakkının verilmesidir.) seklinıle tarif edilmiş ve (Genel Oy'un kabul edildiği lıir sistemde her seçmen eşit olarak bir tek oy"a sahip) kabul olunmuştur. Bu trrif ve anlayışa göre (tek oy'a sahip olmak) aynı zamanda (seçim eşitliçi) dir. Ve eşitlik kavramı (Genel oy) kavramınm içinde olnp onun tabii sonucudur. Acaba Anayasamız da (Eşitlik)i bu kadar dar anlarnda mı kabul etmistir? Bize göre hayır. Çünkii, böyle kasdetmis o! uraya kadar yaptığunız açıklama tie «eçim sistemimizin belli başlı anzalannı ve Anayasaya aykınlığını belirtmeğe çalıştık. Temennimiz ilk fırsatta .nemleketin yukarda helirtilen kusurlardan annm.ş iyi bir seçim «istemine kavusturulmasıdır. Böyle bir sistem yapmak mümkündur. î*ZZZ**"""*!Saî!RrîKÎSîi Sonuç arihi dikkatle inceledığımızde, ihtilâllerin nasıl doğduğunu iyice görmek mümkündür. Tarih şaşmadan gösteriyor kı; halk psikolojisinden, ekonomık v e sosyolojik kurallardan habersiz bir takım idarecilerin kırli ve karanlık bir ortam yaratmasıyla, sosyal bir determınizmin sonucu olarak kendiliğinden doğar. Çünkü temiz ve aydınlık bir ortamda ihtilâle :sık tutmak mümkün değildir. 50 yıldır aynı sosyal yapı ile çabahyoruz. Türk oevrim lerini n ne hale geldiğini görecek olursak her halde çok endışe duyacağız. Ve duyduğumuz endışelerin de ne kadar makul olduğu da ortadadır. Fehmi AKBAL l.T.Ü.T.O öğrencilerinden î Tarih gösteriyor ki 9.3.1968 tarihinde Kurban Bayramı ziyareti içm ailesinin yanına giderken elim bir trafik kazası netıcesinde genç yaşta aramızdan ebediyen ayrılan çok kıymetU arkadasımız Sayıştay Denetçi Yardımcılanndan ailesi ve yakınlannın acılanru paylaşır, başsağlığı dileriz. Sayıştay Denetçi Yardımcıian (Has: 933/2575) V E F AT VEFAT Memleketimizin tanınmış Fczn Tüccarlanndan ve müessesenıizin kuruculanndan çok sevdığimiz HULÛSİ AKSU'nun MIIIIHIMIIIIMIItİlltlllMIMIII lOtı^ s Comburiyet • 2574 HASAN ÖZİŞ 14.3.1968 tarihinde Hakkın rahmetine kavusmuştur. Cenazesi 15 3.1968 cuma günü. Şişli Camiinden cuma namazını müteakip ebedî istirahatgâhı olan Ferikoy'deki Aile Kabristanına defnedilecektir. Geride bıraktığı gözü yaşİ! aile. ortak ve iş arkadaşlanna başsağlığı ve Tanndan mağfiret dileriz. SANTA FARMA İLÂÇ FABRİKASI İlâncılık: 5653/2572 ACI BİR ÖLUM Rize • Fındıkh eşrafından merhum Mehmet Efendi ve Şadiye Hanimefendinin evlâtları, Remziye Çakıroğlu1 nun esi, Ulviye ve Nij'azi Çakıroğlu'nun kardeşleri. Neşet ve Talât Çakırcğlu'nun ağabeyleri. llknur (Nuıan) Dinçer, Orhan ve Özsan Çakıroğlu'nun babaları, Hamza Dinçer'in kayınpederl, Kara Kuvvetleri Teknik Daire Başkanı Yüksek Mühendis Tıimgenerâl AGI BİR ÖLUM Kara Kuvvetleri Teknik Dairesi Başkanı, kıymetli büyüğümüz : Yüksek Mühendis Tümgeneral 20 adet bağaj arabası ve 20 adet F27 yolcu merdiveni imâl ettirilecektir. Son teklif verme tarihi 26/3'1968 günii saat 15.00 e kadardır. Şartnameler GümıişfUyu Dümen Sokak Gümüşpalas apartmanı 5 No. lu dairede Ortaklık Levazım Müdürlüğünde görülebilir. TÜRK HAVA YOLLARI A. O. Genel Mödürliiğü (Basın: 12194'2550) TESEKKÜR Sevgili Eşim ve Babamız Etibank'tan emekli, BartınTı; Farok Siikan'a açık eevap Sçişleri Bakanı Faruk Sukan' I ın Millet Meclisinde yapılan •bütçe görüşmeleri s:rasında çıkan bir miinakaşada Isîanbul Milletvekili Çetin Altan'a, durup dururken, Türk Hâkimleri tarafından mahkum edilmi? olan Nâzım Hikmet'i hâlâ büyük bir Türk şairi saydığı İçm târizde bulunduğunu radyoda havret ve ibretlt dinledik. Evet, hayret ve ENVER ÇAKIROĞLÜ (1936 • Top • 7) 13 mart 1968 günü ebediyete intikal etmistir. Aziz naaşı 15 mart 1968 Cuma günü (bugün) Hacıbayram Camiinde Cuma namazınj müteakip ebedi istirahatgâhına defnedilecektir. Kederli ailesine ve silâh arkadaşlarına başsağlığı dileriz. K.K. Teknik Dairesi Personeli (Herış RekUm: 904/2577) VEFAT Merhum Alı Saip Kantemir ve Hadiye Kantemir'in kızları, Edip Kantemir'in kar;leşi Cilve Budak ve Evin Kantemir'in halaları; ENVER ÇAKIROĞLU geçirdiğı ani bir kalb krizi neticesinde 13.3.1968 Carsamba günü Hakkın rahmetine kavusmuştur. Cenazesi 15.3.1968 Cun.a günü (bugün) öğle namazını mütaakip Hacıbayram Camiinden kaldınlarak ebedî ısti rahatgâhına tevdi edilmiştir. AİLESt Herig ReklSm 907 . 2578 RİFAT ATASOY'un 9 Mart 1968 tarihinrle vefatmda gösterdikleri yakın alâka ve yardımlanndan dolayı; Etlbank ailesiyle, dost ve akrabalanmıza candan teşekkürlerimizi sunanz. AÎLESt «•••••••«••• • • • • • • • •• • • l PERİHAN KANTEMİR Hakkın rahmetıne kavusmuştur. Cenazesi 15 Mart 1968 cuma günü (bugun) oğie namazından sonra Şişli Carruinden kaldınlarak Feriköy kabristanında toprağa verilecektir. Yeni Aian<= 1266'2560 (Cumburiyet: 2559)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle