19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKt S Aralılc 1968 CüMHURİTET •••••••••••••••••••••< ÇIKMAZI Prof. Dr. Kasım C GUVEN İSTANBUL ECZACILIK FAKÜLTESt DEKANI emleketimizin kalkınmasına temel teskil edecek olan egitimin Türkiye'deki durnmu gün geçtikçe artan bir hızla vahamete dogııı gitmektedir. Bugün hiçbir esaşı olmıyan egilim sistemimizin bir plâna ba|Ianmamasının tehlikelerini sivasi iktidarın görmemesinin izaht güçtür. Artan nüfnsla orantılı olarak ilk, orta, lise ve üniversite açılması ve bunları yönetecek jfretmen ve ögretim üyesi yetistirilmesi plânanmadıkça bizi ivi istikbalier beklememekteiir. Senelerin biriktirdifi gittikçe katmerleşen >n dert son yirmi sene içinde niifus artımında rörülen süratli gelisme ile vahametini daha da ırtırmıştır. Gençleri yarına hazırlıyacak olan iğretmenin vetijmesi ve yasaması için gerekli sgarî husnslann temin edilmemesinin zararı grendlere dolayısiyle velilere olmaktadır. Hee Iiselerin standart olmaması üniversiteye giişi bir problem bsline getirmiştir. Her sene niversiteye girmek için müracaat edenlerden ncak %25'i devlet müesseselerinde yüksek tahle baslama imkânını bnlmakta, diğerleri ise lillî Eğitim Bakanlıjının. üniversiteye giremelekten mfitevellit sikâvetleri azaltmak için gesigfizel dıgıttığı rnhsatlar ile knmlan özrl iiksek oknllara dağılmaktadır. Bn yazımızın las. ıonugu da bn sonnncn müe<seselerdir. EGİTİM Gerillâ OOĞAN NADI Facianın daniskası yüksek oknlnnda 5.000; S dis hekimlifi özel yüksek oknlnnda 2.000: 6 kimya mühendisligi özel yüksek okulnnda 3.500 civarında öğrenci oknmaktadır. Bn şekilde ilerde bazı sahalarda dogacak enflâsyon netiçesi işsizlik ve jdolayısiyle oknmns bir gayrimemnun zümre meydana gelecektir. eselenin en Snemli bir diğer yönüne gelince o da bn müesseselere alınan öğrenci sayısıdır. Fakülte knrulları alacafı öğrenci sayısını fevkalâde sıkı olarak tabdit ederken, özel okullar hiçbir kontrole tâbi tutulmadan kontenjanları dışında iki misli ögreneiyi almaktadır. Müfettislerin verdigi kontenjan knrucnIar tarafından nazarı itibare dahi alınmaz, Bakanhk da buna göz ynmar. Resmi müesseselerdeki genis imkânlara (yer, araştırma v e öîrretim masrafı, senelerdir milletin parası ile yapılan yatırım, öfretim üyesi ve asistan sayısınm fazlalığı) rafmen alınan öğrenci sayısi özel oknlun bazen yansı, bazen de sadeee °î>2O'sidir. Milletin parası ile çoğu Avrnpa'da yetismiş ve emeğini fazlasiyle resmî müesseseye tabsis etmesi icabeden öğretim üyeleri de knrncnnnn arznsnna göre alınmıs bn yüksek sayıda öğrenciyi ben okntamam, fakültedeki standardın dısına çıkamam divemez. Senelerdir hükfimetten yalnız nnrlu nfnklar sözü isitmis ve mesaisine karsılık en nfak bir karsılık çörmemiş olan öğretim üyesi bn küskünlük içinde knrncnya tevekkül içinde hoynn efer. Bn öğretim üyesi finiversite içinde her haksızlıia karsı çıkar. Cünkii bnrada mnhtariyetin mnhafazası içindedir, fakat özel oknlda bn hassasiyetine ait en nfak bir emare olsnn göstermez. Asıl acıklı dnrum da bnradadır ve bnrün bn özel müesseselerin anormal işleme sebebi biraz da öğretim üyelerinin bn ve bnna benzer tntnmlandır. M Yazarlann çilesi Gelsin yenisi Bir defa alışıl. dı Bir hâtıranın yıldönümünde Davulzedeler leri var. Meselâ imzasız mektupIar. Coğunluklj yazdığınızm mânasını kavramıyanlar sanlırlar saleme, basarlar yakası açılmadık küfürlerı. Bir de mevzu verenler vardır. «Yaz şunu, tam senlik» diye başlarlar, ve size guya mevzu verirler. Bakarsınız. bal gibi, ceza kanununurj filânca filânca maddelerine girecek cins^n bir şey. Ben böylelerine «Hayhay, diyo rum, yazayım ama senin imzanı atarım.» Cevap h» JT: «Yoooo, kardeşim, karıştırma beni böyle işlere.» Velhasıl böyledi. bu yazarlık. üzaktan görundüğü kadar kolay degil* * * dini (!) makaleler, «topuğun üstüne çıkan etek giyen cehennemliktir» diye veriien vaazlar girla gidiyor. Bu iş, kız çocuklannın ilkokula devam mecburiyetinin, kaldınlmasiyle başladı. Tabiatiyle, kara carşafın gittikçe yayılmasına geldi dayandı. Bir defa, oy toplama uğrıına, tâvbüer baslamaya göreün. Sonu ahnamaz. M :::: Facianın daniskası ••• • *«*• •••• :::: ««•• ••••> •••• *••• •••• •••• •••• «••• azardan pazara komşuluk ettiğimiz llhan Selçuk, geçen günkü fıkrasında, bir büyük faciayı anlatıyordu. Mudanyanın Çamlık köyü İlkokuluna odnn jtdtüren (köy okulUrında böyle ısınıhr) 12 yaşında bir öğrenciyi, tmam bir tokatla yere ynvarlamıs. Bunun üzerine. tmam efendinin taraftarlariyle onlara karşı gelenler arasında. çıkan kavgada, cocuğun babası dahil, yaralananlar. çocnk dahil, ölenler olmuş. P Gelsin yenisi azıp dunıyonu: N'olacak bu Türkçenln hali? Hadi yenilere «daha gençtiıler. lleride düzgü yarmayı öğre"',rler» diye kendi kendimizi tpse'.li pdivorıız. Ama, eskiler de, bn meslekte kocamıv Iar da basladılar sapıtmava. Öğrencüerin paraları Ue ry akanlıgın, kurncnsnndan hiçbir tshsil ara^ * maksızın dagittıtı rnhsatlaria açılan bn üesseselerin kurııluşları incelenirse »o80'indfn zlasının bizzat ötrencilerin paraları ile tesis lildigi eörülür. 625 sayılı özel ögretim Kuımlan Kanunn çıkmadan önce knmcnnnn sahla düşen en büyük fedakârlık ekseriya bir ıltuz dilekçe ile ögrend kaydını yapacagı bir mir maşadan ibarettl, gerisini ögrencilerden ınan taksitler karsılardı. önce toplanan para 1 kiralık bir yer tntnlnr, sonra dershane v j . saatına baslanırdı. Baslanrıçtakl bn pek cüz'i iktardaki sermayenin kanserli hüere eibl çoIman iktisat ilminin hiçbir sahasında izah bunsz, ancak bn sahada rörülfhilir. Bujün bn tadaki büyük kâr bir kısım sermayenin de raya yatmlmasını kamçılamıs ve bn sekflde 'I oknlenlak bir sanayi kolu haline eelmistir. brika fcnrmak için sermaye, tesis, isletme ve lortisman eibl meselelerden nzak olan bn sapratik zekâsı olan herkese cazip jrelmekte bn sebepten gün gectikçe yeni keşfedilen bn iüstri kolnna ra$het artmaktadır. Bn arada nlara bazı ögretir"! üvelerinin ortak olarak rdnkları müesseseler de katıiınca orta'm dada karısmakfadır. Köylerimizde pek çok «akıl almaz» hâdiselere rastlıyoruz ama, böylesi, zaonederim ilk defa oluyor. tmam efendi kiiçük Aliyi okula ritmekten men etseydi, günahtır deseydi. biz d «bir sürüsünü gördüğfimfi" yobazlardan biri» der geçerdik. öyle yapmıyor da, öğretmeninin isteği üzerine, çocnğnn oknluna odnn götürmestaıe kızıyor. Herif, belki, söyle düşünmü?tür: Okul odunsnz kalsın. Odunsuz kalınca soba vanmasin. Soba yanmayınca sınıf, buz gibi, soguk olsun. Bu soğukta çocnklar üşüsünler, hastalansınlar. yataga düşsünler, ve tabiatiyle. okula gidemesinler. Hattâ. sâri bir sey çıkarsa, ihtimal, okul kapansın. Ve, herifin maksadı, bu yoldan, hâsıl olsun. Böylesine bir vicdan. imam olmayı bırakın, dünyanın hangi aşagılık insanında bulunur, Yârabbi? Y Şimdi sinema'arda kadınlar ayn, erkekler ayn oturnyor. Gazinolarda, yalnii kadınlara mahsus, matinelcr var. Bir kaç büyük sehir, o da az çok müstesna, kadın rine umacılaşt.. Hattâ, mahkeme şahitliğinde, iki kadının bir erkek ettiği» safsatası bile aldı vürüdü. Heyhat, 34 sene evvelinin kendi gitti töreni kaldı yadigâr. Hazin ama böyle bu. Davulzedeler amazanla beraber, tuhaf tuhat, ticaret usullt ı de çıkmaya başladı ortaya. Meselâ, geçen g"n yetmişlik bir Bir misal: Kanya Ereğlisınde, ıyazar (belki kızar diye isminl es zinli lzinsiz, bir sürü davulcu tügeçiyorum) birisinin ölümünden remiş. Bunlar, s: oahlara kadar, bahsederken «canını kaybetmisti» durup dinlenmeden, ^ümbür gümdiyordu. bür davul çalıp bahşiş topluyorCan vermek, can almak, can felarmış. Haikın rahatı huzuru kaçda etmek, filân âmennâ, fakdt mış. Hir uyku uyuyamaz olmuşlar. «can kaybetmek> de ne ola? Bu Çünkü davulcular, bahşiş vermican denen nesne niifus kâğıdı, yayen, yahut, az veren evlerin Önünhut, öğrenci seb(I.esi gibi bir şey den aynlmıyor, üstelik, davula dami oldu? ha da kuvvetli vuruyorlarmış. Bahşişi kopanncaya kadar. öyleyse, 6Ien muhterem zat, keşke gazetelere bir kiiçük ü i n verseydi: «Canımı kavbettim. Yenlsini çıkaracafundan eskisinin hükmü yoktur.» Belki bir bulan olnr da, getirlr, kendisine verirdi! * * * Gerillâ, 19 nncn yüzyılda Büyük Napolyon ordnlarına karşı di j renen Ispanyol çetelerine verilen isimdir. Daha sonra Amerika'ya j gıçramış; Asya'ya geçmiş; büyük ustaların elinde milletlerin ve [ dünyanın kaderini değiştiren bir silâh olarak kullanılmıştır. \ Gerillâ, bir milli direnme aracıdır. Bizim kurtuluş savaşımızda | gerillâ taktiği savasın bütününü kapsamadı. Ama bu durumun çe j sitli nedenleri vardı. Gerillâ, çok üstün kuvvetlere karşı kullamIan nznn ve yıpratıcı bir direnmenin taktiğidir; ve düzenli orduyla düsmana öldürücü ynmruğn daha çabuk vurmak mümkündür. Bnnnn için tstiklâl Harbi'nde Gazi Mustafa Kemal düzenU ordu yolnnu öngördü. Birkaç yıl içinde Yunanlıya kesjn darbeyi vnrmak yetenegine kavuştuk. Ne var ki bir saldırgan, millî kuvvetlerle kıyas kabul etmez üstünlüge sahipse gerillâ'dan başka yol yoktnr. Nitekim Vietnam' da Amerika'ya tarihin en büyük derslerinden birini verenler gerillâ'nın önemini ispat etmislerdir. Bugün dünyanın bütün harb »kademilerinde gerillâ tarihi ve osulleri önemle incelenmektedır. Tirminci yüzyılın üçüncü çeyreğinde savaş üç çeşide ayrılmaktadır : 1 Gerillâ, 2 Klâsik savaş, 3 Atom savaşı. Bir millet bn fiç «avaş nsnllerini dnsünerek millî savunma stratejisini ayarlamak zornndadır. Bu ayarlama, ülkenin jeopolitik durnmnndan baslıyarak iktisadi imkSnlarına kadar çeşitlifetkenlerin hesabıyla yapılır. Genel olarak Türkiye gibi bir yoksul milletin gözönünde tutması gereken ilkeler şunlardır : 1 Atom savaşından nzak kalmak için her türlü tedbire başvnrmak, ülkeyi bir nflkleer savasın göbegine iten atomik üslerden »nnmak, ve nükleer savasın ilk dakikalannda hedef olmaktan kaçmmak gereklidir. Tetiği elimizde bnlnnmıyan silâhlarla yapılaeak bir savaşta ön safta yer almak mantık dışı bir davranıstır. 2 Klâsik savasa «Konvansiyonel savaş» adı da verilmektedir. Düzenli ordnlarla yapılan bn barblerde knllanılan silâhlar sün geçtikçe geliştirilmektedir. Üçakların, tanklann, toplann, harb gemilerinin modası zamanla geçmekte. bes altı yılda bir ordunnn yeni araç ve gereçierle donanması gerekmektedir. Silâblanma yarışındaki başdöndürücü sürati, harb sanayiini knramamış, mıllı geliri düşük, yoksul bir ülkenin izlemesi çok zordur. 3 GeriUâ savaşı her iki savasın ötesinde, voksul milletler için son knrtnlus çaresidir. Gerillâ için tabii koşullann elvenslı olması aranır. Bnnunla beraber Ürdün'den Küba*ya ve Vietnam' dan Ingoslavya'ya kadar çesitli ülkelerde gerillânın başarıyla uygnlanması, hem sehirlerde hem daSIarda yürütülmesi. çok aykırı tabiat örtüsü olmıyan yerlerde terillâ'ya sans tanımaktadır. Yukarıdaki üç tür savas içinde bir yoksnl ülke millî bagımsızlıgını gerillâya hazırlanmakla sigortalamak imkânındadır. Çünkü klâsik savaş için gerekli silâhları elde etmek gittikçe «orlaşmaktadır. Bn silâhları zengin bir yabancı devletten beklemenin sakıncalan ortaya çıkmıstır : a) Zengin v e ileri ülke, müttefiki yoksul ülkeye ancak eskimis ve modası geçmiş silâhlan vermekte, yenileri kendisine saklamaktadır. b) Zengin devlet silâhları şartlı olarak vermekte, ve belirli hedefler için kullanılmasını istemektedir. c) Yoksul devlet, millî savunmasını blr başka zengin devlete bağlamakla millî bağımsızlık ilkesine gölge düsürmektedir. Bn sakıncalan gidermek mümkün görülmüvor. Üstelik yenilgiyle sonnçlanacak bir klâsik savastan sonra milletin eli koln bagIsnıyor. öldürücü darbeyi yedikten sonra teslîm olmaktan başka çare kalmıyor. Oysa klâsik savasla birlikte gerillânın koşnllanna hazırlıklı olmak nznn bir direnmede halk savaşını yürütebiimek demektir. tkinei Dünya Savaşında Tito, Hitler'in yıldınm ordnları karsı•ında bn yolla başarılı olmnstnr. Rusya yirmi yılda iki kere halk savaşından çekindiği için Yngoslavya'vı isgal etmekten çekinmiştir. Vietnam, Amerikan devini gerillâ savasıyla çöktürmüstür. Vietnam ordnlan knmandanı 1.52 bovnndaki tarih hocası General Giap'a askerlik dünyasında bunnn için «Vietnam Rommel'i» veya «Hanoi Napolyon'u» adı verilmiştir. Araplann dahi tsrail'in teknik kndretl ve üstünlüiü karşısında sarıldıkları silâh gerillâdır. Eski savaş knrallannı altüst eden iki etkenden biri atom harbi ve öteki gerillâdır. Bn iki icattan atom, yoksul milletlerin harcı defildir; ama az gelismis iilkeler gerillâyı bütünüyle önemsemek ve öğrenmek zorundadırlar. Kontro 1 R 10 milyon liralık kâr M eseie sadeee saf sekll ile bir egitim me'•* »elesi olarak ele alınırsa müspet olarak sılanabillr. Üniversiteye eiremlyen öçrencie yeni imkSn vermek elbette hoş görülebilir. mlekette yüksek tabsil yapma dnmmuna gelı gençlerin oknmasını temin etmek veva ıtmak elbette bir knsnr olarak mütalâa edilez. Fakat satıhtaki ivi niyetin detayına ini:e işin ne oldngn anlasılabilir. Şöyle ki; 4000 eneisi olan bir özel yüksek oknlnn knrncnsn ede öfrenciden en az 16 milyon toplamakta, ınn 6 milyonnnn maas ve ma,«raf olarak ödeicte ve böyleee 10 milyon kâr saglamaktadır. •• öıel eğitim endüstrisine rağbetln sebebi Inr. Bn müesseseler PlSnlamanın öngördügü sele Türkiye'nin degişik iş sahasındaki eleman yacına göre açılmamaktadır. Bn da şimdilik p görülen bazı sahalara öğrenci yığışması»ebep olmaktadır. Bucün 10 mühendislik yüksek oknlnnda 12.000; 9 eczaeılık özel ILLÎ EGİTtM BAKANLlGlMN BU ÖZEL MCESSESELERİ KONTROLÜNE GELİNCE : Üniversite derecesinde öğretim yapan bn müesseselerin teftislerini lise müfettişlerinin yapması istenen gayeyi vermemektedir. Zira aslında lise öğretmeni olan müfettisin kendisini yetistiren üniversite öğretim üyesini veya öğretim knrnmunn teftiş etmesi elbette ki yetersizdir. Diğer taraftan MUlî Eğitim Bakanlığı özel bir yüksek oknlda 625 sayılı Kannna aykın olarak knrulan bir jüriye bitirme imtihanı yaptınnıştır. Başan orani °o95 olan bn imtihanın neticesinde veriien diplomalann haklı olarak elde ediiip edilmediği hnsnsn süphelere sebep olmaktadır. Bn olay Millî Eğitim Bakanlığının bn oknllan ne derecede kontrol ettiğini göstermesi bakımından zikre deier. Snnnn düzeltilmemesi veya bnna benzer hâdiselerin tekrarı Millî Eğitim dâvamızda tamiri imkânsız uçnrnmlar açacaktır. M •••• ••*• •••• • ••• •••• •••• • ••• •••• • ••• ••*• •«•a I :::: Yazarlann çilesi S on u ç erçek sonnç şndnr kl, üniversiteler, Tür* kiye"n!n yüksek tahsil yapmak IstiyenleriC»iihtîymeunJbJCfihvaınamaktadır. Dısarda İM nin talebenin yatırdığı üeretleri sermaye yaparak knrnlan özel müesseseler vardır. Burada oknyan öğrenciler istikballerinden emin değillerdir, aynca normal eğitim gördükler* de süphelidir. Bn öğrenciler ise bnnn anlıyacak dnrnmda değildirler. Bn gençlerin sömürülmelerini önlemek ve bn müesseselere hakikî hüviyetlerini kazandırmak için bnnlan devletin açtığı paralı kolejler gibi mâknl ücretli öğrenci okntmak amacı ile devlete bağlamak ilerde doğabilecek tehlikeleri önlemek için en mâkul hal çaresi olarak görünmektedir. 1 HH S alı günkU Akşam'da, Çetin Altan arkadaşımız, yazarlann başına gelenlerden lâf ediyordu. Koyuver şu ilânı gszeteye diyenler, gönder bana kltabidan bir tane diyenler, yer ayır tiyatronda diyenler, yesaire... Sjî 5jÇ SfC Bir defa alışıldı aşadığımız asır, bir bakıma, motör asrıdır. Hemen her şey motörlü oldu. Bunun başında da «Ihettev otomobU ,«şz. Geîgelelim, Amerikanıri Yale Onivereitesinden üo profesör, uzun tetkikler sonunda, şu karara varmışlar: «OtomobU, insan sağlığı için, en büyük tehlikedir.» Neler yapmıyormuş bu otomobil meğer? Havayı zehirliyormuş, insanlan tenbelliğe sevkediyormuş, felçlerin yüzde 60 ı otomobil kazalarından oluyormuş, şehirlerde çöküntüye sebebivet veriyormuş, fılân ftılan .. Daha bir sürü felâket. «însan oğlunu vahlm sonuçlar bekliyor» rau;. O halde ne yapmalı da beklenen «vahîm sonuçlar» ın önüne geçmeli? Otomobili ortadan kaldırıp, tekrar, atlı araba devrine mi dönmeli? Y •«•• •••* • ••a •••• •••• •••• Oysa, ılânlarla gazeteıun ıdaresı, kitap'a o kitabı basanlar, tiyatrodaki koltuklarla da tiyatronun başında bulunanlar meşgul olur. Yazarlann ilgisi yoktur bunlarla. Maamafıh, işin bu tarafı yine pek Cnemli değil. Daha biçimsiz Bir degil, iki degil. Her gece sabahadek, kapmızın önünde, devamlı, bir davulcr resmi geçidl. üyuyamadıgınıza mı yanarsınız, soğukta kalkıp kapıyı, pfincereyi açmak esiyetine ni, yoksft, adeta mecburen verdiginiz paralara mı? Ticaret ueğil işkence. Bahşiş degil, düpedüz, bir zorbalık çeşldi. Bizim çocukluğumuzda, Ramazan davulunun sesi, uykumuzun arasmda, uzaklardan, bir ntnni tatlılığıyla gelirdi. Istırap değil, bir ruhânl zevk verirdi. Anlaşılan, yavaş yavaş, o da tarihe karışıyor. TEŞEKKUR Ablam Hermine'ye mahir elleriyle yaptığı çok muvaffak ameliyat netilesl sayın operatör Prof. Dr. Nimbüs Şevket Tunçel'e minnet ve teşekkürlerimizi âlenen bildirmeyi borç billriz. DT. Varujan PAKİN Olacak şey değıl. Hani, evlendigi gün, yeni evine glderken, ağhyan kızına annesi «Kızım, o kadar üzülüyorsan gitme» de miş de kız «Yok, anneciğim, ben hem ağlanm hem giderim» cevabım vermiş 7»... Bu iş, biraz, ona benziyor. Amerikalı profesörler ne derlerse desinler, insan oğlu, bile bile, hem «vahim sonuçlara» katlanır, hem de otomobile binmeye devam eder. Çünkü, bugünü. dünyası, artık ondan vazgeçemez. MÜZEYYEN GÜR Ue rizik MOhendiıl CASİM AÖCA nişanUndılar. 7121S68 Ankara Bu kitapta halka sırt çevirenlerip, halk için çalışan aj'dmlara yaptıkJan işkenceleri ve boş inanışlann elinde kalmış halkımızm, çağ dışı düzenin ve de yaşantı düzeyinın elinde nasıl inlediğini okuyacaksınız. Bu nedenlerle Makal 20 yılı aşkın ögretmenliğinden istifa ediyor. Eğitim Bakanına çekMği tel'grafta diyor ki: «Tüm teşkilâtınızla benimle uğraşmaktan kurtulup biraz da eğitim işleriyle uğraşmanız için istifa ediyorum... Bu Ne Biçim Ulke? MAHMUT MAKAL Kapak: BALABAN Fiatı 10 Lira. ÖNCÜ Kitabevi: Babıâli Cad. No: 8 Cağaloğlu İst. VEFAT lerhum Tümgeneral Fahri er'in eşi, Belkıs Kırıkoğlu, na Solakoğlu, Güner Ener' anneleri, Oya, Kaya, Ener, nra, Demir'in cicianneleri, ıgultfak Milletvekili DokKâmıl Kırıkoğlu, lller ıkası Müşavıri Yüksek Müıdis Celâl Solakoğlu, Veıner Yüzbaşı Turan Özü'üh kaymvalidelerı, mern Hamıve Erendor'un, .dar Tamer'in ablası. Nac Uysal. Yüksel, Üstün Edor'un teyzeleri, Samsun ıfından Osman Kadı'nın, fız Ağa'nın torunu, Avşe Hüseyin kızı D O Ğ ÜM ŞERMİN ve YILMAZ TABANLI ogullari M V B A T • ın doğumunu akrsb» ve dostl?rına bildirirler. 5.12.1968 Guzelbahçe currhuriyet 15961 HIPNOTIZMA ISIMLI CStR CIKTI FIATI I? 9 T 1 II ANA III UH ÎIPARIS AOHF^I t' K TEŞEKKUR Kıymetli eşim ve kardeşimiz Ülfet Vodinal'ın ameliyatında ve sonra ilgi ve yardımlannı esırgemeyen sayın Dr. Tümg. Mustafa bilhan'a Mevki Hastanesi Baştabibi Terfık Başh'ya, teşhisi ve ameliyatı vaktinde ve isabetle yapan iki kıymetli eleman Dr. Op. Bir hâtıranın yıldönümünde ürk kadın haklarınm 34 fincü yıldönümü Ankarada bir törenle kutlandı. Törende bulunan C.H.P. Genel Başkanı Sayın fnönü: «TUrk kadınmm mahkum olduğu kapalı hayattan kurtulmasının mületin bütünlüğünü sağMyan önemli bir unsur» olduğunu söylemiş. Belki 34 sene evvel öyleydi ama, şu son 10 • 15 senedenberi öyle mi? Manzaraya bakarsanız, ne yazık ki, hiç de öyle görünmüyor. «Saçının tek kıhnı göstermek günahtır» diye birbiri üstüne yazılan #** Cumhuriyet 1503* Cumhuriyet 15067 DOĞÜM ve SÜNNE1 Lllian ve Emll Alnıkavi M A R K ' ın doiuşunu müjdeler. akr»ba ve dostıarını 11 Aralık Çarîamb* Eünü saat 10 da Şi;ll, Ataman KIİnifinde yapılacak sünnetine davet ederler. Muayeııehane Nakli: DOKTOR TERA: 966/15035 FAZIL DlKMEN Oahiliye Mütehassısı Aksaray, Atatürk Bulvan Etibank üstü kat 2 ye nakletmiştir. Tel: 22 87 34 Londra'da mutlu bir evlenme Kenya Merkez Bankası Umum Müdür Muavini Kemal Soğancılar'ın kızı GÖNÜL SOGANCtLAR ile Londra'nın tanınmış iş adamlarından Hüseyin Yılmaz'ın oğlu Computer Mühendisi AHMED YILMAZ evlendiler. 30.11.1968 (Cumhuriyet: 15077) DENÎZ KU\'VETLERİ KOMUTANLIGI Seyir ve Hidroçrafi Dairesl Baskanlığmdan bildirilmistir. DENlZCtLEKE VE HAVACILARA 131 SAYIL1 BİLDİRİ 12 ilâ 14 Araiık 1968 tanhlerınde 09.00 ile 17.00 saatlerı arasında asağıdakı noktaların bırieştığı saha içinde seyretme, demirlenıe, avlanma ve bu sahanın 3100 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emnıvetı bakımından tehlıkelıdır. AKUENİZ İSKENDERUN KÖRFEZİ A 76 SAHAS1. 1 inci nokta: E. 5916 No. iu Akıncı fenerınden 157 derece ve 4.5 mıl mesafede, enlemı 36 derece 15 dakika Kuzey, boylamı 35 derece 49 dakika üoğu. 2 nci nokta: Enleml 36 derece 15 dakika Kuzey Boylsmı 35 derece 32 dakika Uoğu 3 üncü nokta: Enlemı 36 derece 35 dakika Kuzey Boylamı 35 derece 32 dakika üoğu 4 üncü nokta: Enlerm 36 derece 35 dakika Kuzey Boylamı 36 derece 08 dakika Doğu 5 fncl nokta: Enlemı 3b derece 50 dakika Kuzey < Boylamı 35 derece 53 dakika Doğu. DENÎZCÎLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURULUR. DOĞAN IŞITMAN Ue Dr. Op. T Cumhuriyet 15042 ttaktoı ı»o ÇETİN ENUYSALa Bizden değerli ilgisini esirgemeyen Dr. Op. Doğan Sindel'e, aynca Dr. Aykut Gökçay, Dr. Ayhan Giilhan, Dr. Ayhan Alkoç'a Sjhhiye Teknisyen Ast. Nuri Sarpel, Shh. Tek. Ast. Orhan Canagir'e, ameliyat hemşiresi Emine Altınok, Başhemşire Hayriye Topkara ve ebe Nezire Yümaz'a, hastabakıcı Bayan Ne> riman, Nebahat, Fahriye, Nazmiye ve hastanenin ilgili diğer personeline candan teşekkürlerimizi sunmayı borç biliriz. Eşi Top. Kd. Alb. Mürteza Vodinal ve Tezcan Ailesi (Cumhuriyet: 15072) J Yeni Ajan« 644015063 Ziyaeddin Maktav tlalak Huraıı ««fm» A t n Onr Crrnhim M0trnuvıs> l'aKsım KeceDDasa L&a 9/1 ; E H R A E N E R nımefendi 5/12/1968 Perıbe günü Hakkın rahme; kavuşmustur. österdiklen yakın ılgıden ayı, Sayın CumhurbaşkaCevdet Sunay'a ve e?i SaAtıfet Sunay'a. Sayın lst tnönü'ne ve Halk Partimensuplarına, Gülhane îtanesi Ba«hekimı Tümgeal Necmi Ayanoğiu'na, r Bankası mensuplanna acımızı pay'a^an bütün tlanmı?a teşekkür ederiz Atl.ESt (Cumhuriyet • 15077 j ARTVIN SAGLIK MÜDÜRLÜGÜNDEN C t NS I tliç Miktan 95 kalem MuvaUkal teminat Muhammen bedel? tııtan Lira kuruş Lira Krs. 102097 42 6354 88 1 Artvin Saglık MÜdürlüğünün 1968 mall yılı ihtıyacı olan yukarıda cins ve miktan yazılı 95 kalem 102 097 42 lira muhammen bedellı ılâç 2490 sayılı kanunun 31 ırıci msidesi geregince kapalı zart usulü ile eksiltmeye çıkarıl mıştır. 2 Kapalı zart eksiltmesı 25/12/1968 çarşambn günll saat 10 da Saflık Müdürlügü bmasında yapılacaktır. 3 Liste ve şartnameleri her g\ln mesaı saatlerı dahilınde Ankara, tstanbul ve Artvm Saglık MUdürlüklennde görülebilir. 4 Isteklilenn belll gün ve saatten Oir saat öncesıne Kadar usulüne göre teklif mektuplarını 'Komisyona vermeleri. postada vâki gecikroelenn nazarı itibare alınmıyacagı 5 Muvakkat teminat miktan 6354.88 liradır Keyfiyet llftn olunur. 27 Kasım 1968 YENİMELEK ÇEMBERLİTAŞ X • X • X S A F A K Sinemasında NEVADA KATtLLERt Renkli Türkçe PAZARTESÎ »••••••••••••••••••••••••••»••^ ÇİMENTODA YENİ DEVİR YIL BOYUNC* SABİT FİAT VE MUKAVELELİ SATIŞLAR SAYIK İNŞAATÇILARIN VE İMTİYAÇ SAHİPLERİNİN MÜRAACATLARI RİCA OLUNUR. Sinemasında PAZARTESİ matınelerden itibaren harikulâde bir macera filmi K A Ç A K L A R (The Chaseı Renkli Sinemaskop MARLON BBANDO JEAN FONDA I P E K Sinemasında KAÇAKLAR Renkli Türkçe ÇARŞAMBA Statik Büroda Devamlı çalışacak tecrübelı tnşaat Mühendisleri, Teknik Ressamlan aramyor. Spor Cad. 94/9 Valdeçeçme (Alün reldâra: 283) 15069 RİSTAl^ERİ Reklftmcılık: 49S6/15C76 Y. ÇİÜNGİROĞLU CİBALİ 192 Ul : 21 32 57 2119 75 Altın Reklâm: 276/15068 • » • • • • • • • • • • •• • • • • •• • »< •• • • • • • • • • • • * • • • • • » • •» ReJdâmcüık: 4944/15070 (Basın: 29032/15032)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle