Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT 27 Arahk 1968 CUMHÜRİYET ısa boylu, tıknaz, değisik tfpte bir Çinliydi Dr. Fu!. Ne çekik siyah gözleri vardı, ne de simsiyah parlak saçlan!. Fazla konuşmasım da sevmiyordu »nJaşılan... Ağzuıdan «Dirhemle» lâf çıkıyordu!.. Ama benim «Akupunktur» dernlen igne tedavisiyle pek ilgilendiflmi ve uzak bır ülkeden oraya geldigimi öğrenince biraz konuşmak luzumunu hissetti... Kısa bir süre sonra ise, heyecanla yaptıklan işleri, yeni buluşlarını anlatmaya başladı: Yfiz felci, romatizma, bel kemiğindeki ânzalar, çocuk felci, kalb ve diğer organların hastalıklannda basanlı sonuç alıyoruz... Dr. Fu, bunlan söylerken hastahanenin ufak bir muayene odasındaydjk... Beyaz gömleklı. başlan beyaz türbanlı hemşireler, doktorlar hep aynı kıyafetteydl. Kapının önünde 1520 hasta sıra bekliyordu... Bastonuna dayanmıs bir ihtiyar kadın... çocuğuna sıkı sıkıya sanlmış bir anne, bir ögrenci genç kız tahta iskemlelere oturmuslardı... Duvarlarda Mao Çe Tung'un kocaman resimleri asılmış, boş kalan yerlere ise kırmm boya ile seçme sözleri yazümıştı... Dr. Fu'nun poükliniginde dör^ divan vardı yan yana... Aralan, beyaz ince Amerikan bezinden perde ile aynlmıştı... Bel hizasından biraz daha yüksek olan bu divanlann üzerinde üç erkek hasta ile 14 yaşlarında bir kız çocuğu yatıyordu... Erkekleraen en gencinin bel kemiğindendi şikâyeti... Geçen yıl geçirdiği kaza sonucu orada bir zedelenme olmuş, ağnlan gittikçe şiddetlenerek dayanılmaz bir hal almıştı... Aynca, yere eğilamiyor, saga sola dönemiyordu... K Gıda maddelerinin fiatları Et Balık Mnz Şeker Tuz Bira Sigara Pirinç kilo 9 Mao kilo 9 Mao kilo 2 Mao kilo 12 Mao kilo 2 Mao B.sise 6 Mao (En iyisi) Paket 6Mao(Filtreli) 1 kilo 3Mao (En iyisi) 1 kilo 20 Mao (İyisi) flO'YÂ ii iz bunlan konuşurken genç bir kadın doktor geldi yanımıza... hastanın sırtından iğneleri süratle çekip çıkardı... Ve sonra tahta «Vandus» lara geldi sıra... Onlan da aünca, derinin üzerinde yuvarlak izler kaldı... Dr. Fu devam etti konuşmasına: « Çin usullerine göre dedi. Bu tedavi 12 kısma aynlır. Vücut ta 12 temel nokta vardır igne tedavisi için .. Ve bunlann birbirleriyle, nabızla ilişkisi vardır. Ağrı nereden geliyorsa, onun halcikî menşeini bıümak gerekir... Çünkü igne, oraya saplanacaktır.» « Ya bu tahta «vandus» lar nedir? « Ateş küpü» deriz biz ona... Hava çekmek içindir. Onun da içine igne koyanz bazı zaman!. Doktorun söyledigi gibi... Akupunktur tedavisinde asil mesele iğnenin batınlacağı yeri bilebılmekti.. Herhangi bir yanlışlık, pek nadir olarak aksi sonuç veriyor, hastanın canı yanıyordu sadece.. Ama yanlış tedaviye uzun süre devam edilirse ortaya telâfisı zor ânzalar çıkıyordu.. ğın .. Annesi de başında duruyordu... Tam karsılannda da Mao'nun güleç bır resmi gözlüyordu hepimizi!.. Dr. Fu kendisinî bekliyen kızın yanına yaklaşınca yüzünü okşadı hafifçe, sonra hatırını sordu... Çocuk da duygulu gözlerle baktı ona... Sonra, beyaz türbanlı hemşire, ufak bır tepsinin içinde 56 tane kıl gibi ince iğneyi seçmesi içın doktora uzattı... Fu, bunlardan en uzununu dik katle gözden geçirdi ve çocuğun yüzüne doğru yaklaşarak, dudağınm sağdan üst kısmına süratle sapladı .. Bir süre havada sallandı... Titredi igne ve sonra sabitleşti . Fakat küçük kızda en ufak bir kıpırdanma olmadı... Hiçbir acı hissetmemisti demek!.. flîTffR daha veriyordu soğukkanhlıklı : Biliyor mnsnnnz? 15 gün önce, Knzey Çin'de doktorlar çok büyük bir ba^arı elde ettiler... 150 den fazla sağır ve dilsiz çocuğa ifne tedavisi yapıldı. Bunlardan 130'n dnynp, konnşmava başladılar... 48 tanesi ise şimdi ihtilâl sarkılan söylüyor!.. Doğrusunu isterseniz «Mao Çe Tung» sayesinde sağırları iyi ettık, dilsizlerı dile getirdik» si>zunü bekledim, keno*imi buna hazırladım ama; Dr. Fu tahminımi yanlış çıkardı!.. tnsanın ensesine, dedi. hiçbir doktor igne batırmayı denememiştir. Ama bizimkiler önce kendilerinden başladılar... Bir hayli tecrflbe edindikten sonra, hastalanna nygnladılar bnna . Bazı dilsiz ve sagırlar bo şekilde yaşamanın nimttlerine kavnftular... Üniversiteye bağlı olan bu h«»taneden ayrılırken düşünüyorum da; hiçbir fark yok, bizdekilerle, Çindekıler arasınö*a!« Batının pırıl pırıl temizliğine erisememişiz henüz!.. Bakımsız binalar, «aatlerce bekleyen hastalar, insamn içini donduran koğuşlann soğuk havası heD aynı... Sonra, doktora ıhtıyacı var 700 milyonluk koskoca ülkenin!.. Sehirlerden köylere kadar yayılan sağlık örgütünü kurabilmek »t iş mıdır? Kâfı gelmıyor, 6 yılda Tıbbiyeyi bitirip çıkanlar... Doktor olabilmenin suresini kısaltmak istiyorlar bu yüzden!.. 3 yıl, en fazla 4 yıl yeter diyorlar... îlmin sonu yoktur... geri kal»nını da çalışırken öğrensin!.. Bakalım Çin'in yeni mahsul hekimleri nasıl olacak? 0 Çin'de «Yuan» para birimidır. 1 Amerikan dolânmn karşılığı 2.5 yuandır. 1 yuan ise 10 Mao'dur. . Demek. bir dolâr 25 Mao ediyor... Mao'nun da yüzde birıne «Fen» denilmektedir. Bu hesaba gore; 1 kilo et 45 liraya satılmaktadır. Şeker ise buna nıspeten daha pahalıdır.. İgne,, ile iyileştirilen B ivanın üzerinde yüzüstü yatan hastanın yaruna gittilc Doktor Fu ile beraber... Sırtaıın muhtelif yerlerine 4 tane kıl gibi ince altm igne batınlmıştı.. Aynca, iki içi boş tahta «Vandus» gibi bel kısmından eti D ne yapıştınlmıştı... Genç, hiç sesini çıkarmadan ellerini çenesinin altına kilitlemiş yatıyordu... Hiçbir acı, hiçbır ıstırap ifadesi yoktu yüzünde... Dr. Fu meraklandığımı görünce izah ederek: Acı duymasına imkân yok, dedi... Akupunktur tedavisinde asıl mesele. iğneyi batıracak noktayı seçebilroektedir. Anzanın geldigi yeri tecrubeli doktor kolayiıkla bnlur... Iste o zaman hastalığm iyi olması sansı çok yükselir!.. Dünyanın birçok yerlerinde tatbık edilen ve nihayet Tıirkiye'de de başlayan «İgne tedavisi» nin ana vatara Çin'di... 5000 yülık bir mazisi vardı Akupunktur'un.. Altın, gümüs ve çelik iğneleri, derideki belli bir takım noktalara batırıp hastalan iyi etme usulü, Çm'den Hindistan'a oradan Tibet'e, Mogolistan'a yayılmış; günümüzde Paris'e kadar gelmişti.. Pek çok Batılı ilim adamı «Iğne tedavısı» ni hastalanna 5000 yıl önceki usullerle uyguluyordu... hastalıklar... ez perdeyi kaldınp, diğer divanda yatan küçük kıza baktım az sonra... Siyah saçlan asağı sarkmıs, gözleri tavana dikilmişti yavruca B Bn yavrncagın nesi vardı? doktor... Niçin yüzüne batırdınız iğneyi? Dr. Fu mütevazi tavırla cevap verdi: A£zında hafif bir felç var.. Doğuştan bu ânza!.. 15 gta önce annesi getirdi bize.. Ufak bir tecrübeden sonra iğneyi gördüğüniiz yere sapladık... Bngfln 4. gelişi, bir hayü düzeldi efrilik... 8 Dişl Bond MODESTY BLAJSE Mao Çe Tungun resmt asılıydı duvarda... Kadın doktor igmeyi madığı anlaşılıyordu... gun sonra tedaviyi bitireceğiz U, o zaman hastamız tamamen iyileşmis olacak!.. Bu sırada çocugun ilk geldiği gün çekilen bır fotoğrafmı getirdiler.. Hakikaten şu anda, büyük degişiklik derhal gbze çarpıyordu . Yan yanya düzelmışti ağzın şekli... Peki. ya diğer belinden rahatsız olan genç de şıfa bulacak roı acaba? Dr. Fu. tereddut etmeden fikrini söyledi : Evet, dedi, onnn da üçbeş funü kaldı . Tedaviyi kesecegiz artık. . Şimdiden ağrıları dindi zaten!.. Ben hayret içinde. duyduklarımı değerlenrfirmeye çalışırken Çinli doktor yepyeni bir haber çekerken , hastanın acı dny Y A RIN: • Kı?ıl Nehîr Halk Komününde Gördüklerim!.. TEŞEKKÜR Trfffany Jones ^§^M TtFFANY JONES Ant ölOmü ile bizleri büyuk acılar içinde hırakarak 14/Aralık/ 19SS sünü aramızdan ebedıyyen oyrılan: silemizin en deSerli varItğı: örnek Innn: sevgili büytV fümüz: Emfkll Mnhabere Albayı Abdülkadir TEZER'in cenaze türenine içtirak eden; evlmize gelen; telgrsf; tplefon ve mekhjpla büjuk acımızı paylajan akraba; dost ve yakırüarımıza teşekkürlerimizi üclirlz. TEZER ve BAYAZ AtLELERİ • ETTBAPTA ÇC&EZLBCİ fHeriş Rfklâm: 3452'15839) SEMUEP MEV LÂNÂ TAK VIMI AL I NI Z Geliri, yuksek öğrenim yapao fakir öğrencilere aittir puk kopuk, kas seğirmelerine uğradı. Dibi görunmev bir kuyuya, yan ölüm, yan baygmlık kuyusuna yuAnne, cezveyi sobanın üstünaHürdü. Süre çeke Jfadanöı pftl daj» sonra. " ' J ' ' " ' kaynattı kahveyi, köpüklendird^jÇocukl^ın üze.KAftA%AV€T. A KÂVşrfrAKArHANIMt rine yorganı çekerken lâmbayı kıatı. Çorum, Imparatorlult zamanında bir sürgüa İki küçük kardeş, yastıkla beslenen duvar yanıyeriydi. na yatmışlar, çocuk kenara uzanmıştı. Ki, uykulaÖzellikle Meşrutiyetten bu yana, gidişatı beğenrında sağa sola dönenirlerken düşmesinler. meyıp karşı çıkmış sivri kişilerle esrar kaçakçılsnÇocuk sırtüstü yatmıstı. Tavanın tahtalannda nın birçoğunu, sivil ve asker katlar, oraya sürgün lâmbanın yuvarlak, ölgün ıjığı, tastamam bir can ederlerdi. Ve çok iyi ederlerdi. Kim olsa yola gelirdi çekişme geçiriyordu. Çorum'da, dünyanın kaç bucak olduğunu, yabancı Allah kahretsin! ya pek yüz vermez yerliler arasında hemen anlardı. Nedir Bey? Yazlar sıcak. kurak, kışlar soğuk, kar yağıshdır. Tahtakurusu.. diye homurdandı baba. Silik, kel tepelerle göz alabildiğine uzanan bir düz Tabağa azıcık su koyayım, içine atarız. lükte oturur Çonım. Çevrede yer yer çukur yatak Allah kahretsin.. dedi baba. Sobayı yaktırdık, lar vardır ki, içleri bağlıktır, bahçeliktir. Çocuk kel hata ettik. lesi iriliğinde, ısırınca şakır şakır sulan akan arfBüyükbabanın dedesi Büyükbabam babam mutlar yeüşir burada, elmalar çiçek açar. Kara üSeyit Ağa Hacı Ömer Şakir Bey Eczacı kimyazümü çok ünlüdür. 9 ilçeye ayrılmı^ Çorum'dan deger Esseyyit Mahmut Kâmil Bey. Ciğeroğullanndamiryolu geçmez; yaya iki günlük yoldadır en yakın nız. Moskof pehlivanı. Kanlı ciğeri. Karaeiğeri ka tren istasyonu. pan kaçan kedi. Tavan arasında beyaz yumurtalar. 1932'lerde, minarelere çıkan meyzinler ellerini Kediler.. kediler.. ke..) kulak arkalanna atıp. «Tann uludur, Tann uludur. Çocuk bir yandan sayıklıyor, bir yandan, en Tanrıdan başka yoktur tapacak!» diye ünlüyorlardı, küçük bir tıkırtı, on binlerle çarpılıp çoğaltılmış şe Bursa'dakiler katlanamamışlar buna, caminin yanınkilde, sol kulak zarına tokmak gibi iniyordu. Gövdan geçerken, başlannı kaldınp, meyzine, «Ulu ködesi boyu uzamış, gövdesi kadar büyük bir kulakpek, ulu'» diye bağırmışlar. Bu yüzdendir, Hükutı o sanki ve kulağuı da aracısı; pıtırdılan, sesleri, met Konağının arkasındaki Candarma Komutenlıağız ve dudak şapırtılarını emip alarak, öbür yana ğmın avlusu, tesbih çeken, kara çember sakallı, ıri geçirmekteydi. Bir yere yazılmaktaydı bunlar. Ya kıyım adamlarla doldu tastı bir süre, Çorumlular bu da, olup bitenlerin günahı sevabı ona yazılıyordu. adamları gördü. Kendini babanın yerine koymak, onun yerinde Orta Anadolu şehir ve kasabalartnın ortak özelve durumunda olmak gibi bir isteğe kapılmadı. Deliğı; şehrin tam göbeğinde, yıllardan beri namaz nebilir ki, o sırada hiçbir şey geçmedi içinden. Gözamanlannı bildiren bir saat kulesj yükselir. Kuzey riintüsüz, düşsüz, çamur karılan bir dünyada, göv ve Kuzeydoğu kesimlerinde evler, sokaklar iyi ködesi parçalara ayrılıp doğranıyordu yalnız. Kendine tü bakılabilir, oturulabilir evler, geçilebilir sokakkızıyor, küsüyordu üstelik. Kendi kendisiyle ara larken, dogugüneyin koca bir mahallesi Alevilere sında uçurumlar açılıyordu. Ihk havada tolun ayla ayrılmıştır. Kızdba? derler onlara Çorumlular. İlişışıtılmış, ötelerde bir gramofondan «Rose Marie 1 mezler, selâmlaşmazlar. Yalnız. sopa sopaya, taş talove you..» şarkısı gelen, buğulu, şiir yüklü o güney şa, Alevi Sünnî çocuklar boğusurlar birbirleriyle. gecesinin tam tersi; sevinç ve mutluluk yerine, acıBaskmlar düzenlerler karşılıklı. Batıkuzeye düşen lar duyuyordu ruhunda. 2000 metre yükseklikteki Kâse dağının yaz kış karAnne, babaya, onu coşturur biçimde açık saçık lar içindeki doruklanna çıkıldı mı, ileride, arka ovasözler fısıldıyor, ama babanın hiç sesi çıkmıyordu. da bir yılan gibi kıvnlan Kızılırmağın gümü; ışılKatıldı sanki çocuk, gerildi ve sonra az az, ko tılan göz alır. (Arkası n r ) 22 Mlallcoçoğlu konu ve resim: BUDIN KOPRUSÜ Cumhuriyet 15838 Tarık Z. KIRBAKAN Uen, S»« ve ZObreTI HasUlıklan M5tehassın tatlklaı C»d. PBrmakkspı N* m l>l: «4 10 73 u o &ı u NAZIM HIKMET, AZİZ NESİN, HALDUN TANER, ADNAN VELİ, OKTAY RİFAT, İSMET KÜNTAY DAHtLİYE MÜTEHASSISI Dr. Kâmran Şenel • Taksim SıraselvUer Cad. ; in/6. Tel: 44 55 14. Her gün • (1518 Alman Hastanesi yanı) Mehmet Kâmil Berk Seyahatten dönmüş, hastalannı kabule başlamıştır. Fatih. Saat 1118 arası llâncıhk: 53915856 BU SEHRi STANBOL Ki'de CLUB 12 DEVEKUŞU KABARE TİYATflOSU Reklâmcılık 5259 15830 BU AKŞAM Ziyaeddin Maktav Doktor ()p. Knlak. Bnrnn, Bnfaz. Çene, Cerrahist Mütehsssisi Taskim Receppasa Cad. 5/1 OPERATÖR • CÎROLOG LUİS ALBERTO DEL PARANA LOS PARAGUAYOS Süreyya Atamal 105/4 (Takataı) Teiefon: 44 87 44 BALALAYKA'da Rezervasyon: 47 16 30 47 16 31 İstanbul Reklâm: 4034/15851 HER AKŞAM