Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHIFE DÖRT 18 Arahfc 1968 CUMHTIRÎTET kan Mao'yu görmüş!.. Ağzının içıne, beynine girecekler neredeyse!. Bulup çAaracaklar.. ell» riyle dokunacaklar hazır bu kadar yakınlanna gelmişken:.. Bay Ci Yan Fa, hafifçe kasıldl. Kasıldı ve sonra: Hem de iki defa eördiim, dedi!.. Nasıl nasıl?.. bari bır defasını anlatın lutfen:.. tşçi gözlerini havaya doğru dıkti: Pekinde geçit resmi vardı l Ekim bayramında. Tüz binlerce insan toplanmıştı.. Baskan Mao, tribünde oturuyordu.. Bende meydanda durmuş onu görmeye çalışıyordum. önümde uzun boylu bir adam vardı.. Mani oluyordu bana.. Bir hayli münakaşadan sonra kenara çekildi de ben Baskan Mao'nun yüzünü görebildun!.. Bır hayli uzaktan görmüs olacaksınız.. şöyle böyle 300^00 metre var mıydı?! Eh o kadar uzaktı herhalde!.. Ama o gece uykum kaçtı.. sabaha kadar heyecanla hep O' nu düşündüm!.. Pekı ikınci gdrüşunuz, o nasıl oldu?.. Daha yakındı sanınm! Evet.. evet çok yakındı.. «Beyat saçlı kız» balesini sevretmeve fitmiştik 2000 işçi... Oyun 18.30 da başlayacaktı.. bekledik beklcdik perde açılmaz... Herhalde bir önemli olay vardır diye düşündüm.. 19.30 da. bir de baktım Mao Çe Tung geldi oturdu en ön sıraya.. Ben de cok vakinında duruyordum... 20 dakika ayakta alkısladık O'nu... Bir hafta uyku tutmadı beni bu mesut olayda ıı sonra!.. Hakikaten şanslı adammışsınızü dedim Bay Ci Yan Fa' nın yarundan aynlırken... tnşaallah gelecek sefer biraz daha ya kınına oturursunuz!!.. "Stalin zalimdi, yok ederdi; Mao ise romantik . ve yumuşaktır,, fl 0' Y flflHlİR âboratnarları geziyoruz .. Bir yıgın eam tüp, cam balonlar ve rengârenk ilâçlann arasından Mao Çe Tung'nn yüıii vi ediyeru luatalan Çin Pantalonu, ütüden iyice parlaçıkıyor karşınuza... Her yerde Krnşçevi Li« Ş»o Çi zamamnd» mıs.. deri papucunun uzerı çato var!. . Odanın bir dnvarına hiç bir gucümüz yokta... Şimdi âboratüann bir başka odalaklarla dolu.. fakat boyalı!... boydan boya bir fürini yaımı*Mao bise ilham veriyor... sına geçtik... Burada da bir Malum, tören bittikten sonra lar. ötede ise resimleri .. başka doktor çalışıyor... Ay «oruyorum: Genç bir devrımci doktor, Koylüye, isçîye, askere, hal nı zamanda kimyagermiş... Kısa Günde kaç gaat çalışıyorsnheyecandan titreyerek, yüksek ka hizmet etmeyi ondan öğrenkollu, tertemiz, beyaz bir göm nnz?.. sesle. önce bunu okuyor... Sandik . Artık, bunun zevkini tadılek var üzerinde. Ama cebinin Genç doktor hafifçe gulüyor; kı, söze baslamanın duasını yayoruz! . kenan iri bir vamavla örtülıi... bir an düşunüp; par gıbü... Hiç hesaplamadım diyor .. Sonra; bir tüpün içinde duran Fakat durun bakayım!... Bir, acaip sinek kadar kuçuk balıkiki . yedi, sekiz . onbir, oniki.. ları göstererek: Belli olmnyor pek. Galiba oniki tşte diyor. Bnnlsr, bn mik«aatten aşagı düşmüyor çalışroplar tilkemize bnvfik ısrsrlar mamıı.. Çoğn zaman daha fazveriyordn. . Irraaklardan gtla!... len küçük bahklar, içilecek *n Peki bunun için ek bir ücya, lebze ve meyvelere karifiret alır mısınız?.. Şimdi nedir yor, insanlarda Malaryaya benbir doktorun aylık geliri?.. ziyen bir hastalık yapıyordn.. Ayda 70 ynan maasım var Karın sişiyor, iKtahsızlık başlıbenim .. Diğer arkadaslarınki de yor .. Sonn ise ölüm!. . Şimdi bn civarda . Biraz asağısı, biraz iliç bnldnk, bn mikroba karşjl.. ynkansı. Fazla çahşmaktan do Bravo .. O halde tebrik edelayı da ek ücret almıyoruz!.. (1) rim başarınızı' ., Fakat emeğinızın karşılığı.. Genç doktor hemen ilâve ediemek!.. v'or . Mao'nun resimlerinden Doktor kesinlıkle cevap veri3irine doğru donüp, eli ıle o'nu yor, sözümu daha tamamlaya»ostererek; madan .. Baskan Mao Çe Tung olmaMao'yu gören işçi Ci Yan Fa gururla başını yukarı kaldırdı. «Hem Çok çalısmak bizim göreviaydı diyor. Bn başanyı kazanade iki defa gördüm» dedi.. Birinci görüşü resmi geçitte, ikincisi bale mizdir xaten .. Gücümüzün yetnazdık!.. O'nnn sayesinde tedatemsilindeydi.. Ama sanki onunla konuşmuş gibi heyecanlı.. tiği kadar çalışacafız ki, Çin'i I MHO rakiplerini niçin öldürmüyor? I Işçi temsilcisi Kızıl Muhafızlar Enstitü bahçesinde Mao'nun resmi önünde... yükseltebilelim .. Biz fazla para alırsak, diğer insanlann bakkını yemiş olmaz mıyız?... Kızıl Muhafız uç genç de mem nunıyetle dınlıyorlar bu sözlen. Ve ben duşünüyorum onlara bakıp .. Yarın aynı goreve başladıklan zaman, bu öğrencilerın tutumları da acaba onun gibi olacak mıdır dıyorum?... Sonra esas konumuza geçiyoruz... Doktor, tüplerin içinde çejitli sivrisinek örnekleri gösteriyor... Şımdıye kadar hiçbir yerde rastlamadım boylelerine... Korkunç şeyler.. rengârenk.. Yeşih. kızılı, gnsi, sıyahı! . İşte şu yok mu şu diyor en tehlikelisidir... Yemyesil acayip bir mahluk... Ba kınca, iğnesini cüdimdc hissetmi» gıbi irkiliyorum.. Doktor devam ediyor: Pirinç tarlalan sivrisineğin ya şamasına yardım eder. Bizde de bilirsiniz pek çok ekilir pirinç... Düşunduk. taşındık... Sayet dedlk pirinç tarlasında balık yetistirirsek, bunlar sivrisinekleri yutar... Tatbik ettik bu tısulii, yarı suiu tarlalarda basladık balıkları büyütmeye... istediğimiz sonuca vardık.. Şimdi gayet rahatız artık!... Yanımızdaki doktorlardan biri ar kadaşının konuşmasma devam ediyor... hiç ara vermeden.. Ba başarı da diyor.. Bajkan Mao sayesinde.. O bizi fikirleriyle dıişunmeye, çalı$maya yöneltti.. Yoksa!... Ancak, bu beraberlik 1965 yılına kadar devam ettı... Lui Şao Çi, kalkınmanın, halkuı kalkınmasının ön plâna almmasını istiyordu.. Mao ise; «Emperyalızme karşı amansız bir savaşa girışmek» ve «Yeni, yepyeni bir toplum yaratmak» tezini süruyordu ileriye... 700 milyontın zirvesinde çarpışan bu iki görüş, nihayet bır tarafı mağlup ettı.. «Asyarun en büyük adamı Mao' ya jeniimişti;..» İşte bu adam Mao Çe Tung'a gördü... bu adam!.. Heyecanla birisıni gösteriyorlardı bana... Esmer, çekik siyah gozlü, kısa boylu orta yaşlı bir •BifllfPigl Bond 1ODESTY ILAISE \\ adaımı.. Lâcivert pamuklu bir gomlek ve pantolon vardı üzerinde.. goğsünde ıri kırmızı bir Mao rozeti.. elınde kızıl kaplı kiYARIN: tap, olcuya okuya gidiyordu agaçlann arasında... Aydmlar Konuşalun bari dedim.. hazır bulmuşken!. tcrbiye ediliyor!. O bize biraz yaKlaştı.. biz de ona dofru yürudük biraz.. Enstitüde görevli bir işçıymiş.. Yani, (1) 70 yuan 28 dolar karşılığıkültür ıhtilâlinin ögrencüeri eğitdır.. Bir Çinli, ya hiç ev kirası mek amacıyla yerleştirdiği yeni ödemez, ya da 35 yuan verir ev anlamda bir ögretmen!.. Nerede gödiinüz, naaıl gör için.. Bir fcişinin aylık yiyecek masrafı ise 16 yuan hesap edilidfiniiz Baskan Mao'yu?.. yor... Giyim için. eğlence için pa • Kızıl muhafızlar, doktorlar, öğra sarfedecek eşya ve yer yok.. retmenler, herkes, hayranhkla, Daha ilerde geçim konusuna re gıpta ile Ci Yan Fa'ya bakıyor.. Ne mutlu adam.. ne $anslı Baş fistlars temas edecefiz Jö Garth H Olaganüstü bir kırgmlığa kapılarak kalkıp, gır di içerıye. Çenelerini bıçaklar açmaz durumda. Ne kı. bu kırgınhk, onu bir çeşit tezcanlıUğa sürüklemekten de geri kalmıyordu. İçi içine sığamadan yukarı çıktı, aşağıya indi. Tekrar yukan çıktı ve tekrar aşağı indi. Mutfağa çok yakın tulumbamn başında akşamdan kalmı» bulaşıkları yıkayan anne, Mustafa'ya çıluşıyordu: Abi, abi.. Sokulmayın boyuna. O sizin abiniz değil. , ^ • '•••.•. Değil.. Küçük oğlan, derin bir merakla sordu: Neden? Anne: Onu ben doğurmadım, dedi, onun anası baş Değil mi? ' v ÜÖtsl Tıffany Jones $ m$mm?msm$gm!mmi!mmı FFANY JONES er fırsatta söyledikleri gibi; öç yıl önce, eski Cumhurbaşkanları Liu Şao Çi zamanı Çin'de bütün işler hakikaten yürekler acısı mıydı bilmiyorum?... Degi^en bir tek bu adam... onun taraftarları ve bir takım eski kadrolar... Ama. aynı devrede Mao, yine aynı kudrete sahip Mao değil miydi? Lin Piao, Çu En Lai yönetime iîtirak etmiyorlar mıydı? Akla ilk gelen suallerdı bunlar'.. Cevabı bir türlu all narnıyan veya cevabı bir türlü insanı tatmin etmeyen sualler!.. Rusların revizyonist politikası nı benimseyen Liu Şao Çl'nin koru duğu gerici kadrolar, yeni bir smıf yaratmıjlardı.. İşçilere, köylülere, askerlere.. koraünizme lhanet eden bu tutucular devrimi durdurdukla n için reformlar yapılamıyordu... Çin. işlemiyen bir makina gibiydl... tş işten geçmeden Mao Çe Tnng Kül tül İhtilâlini patlattı.. Ülkeyi tekrar sahiplerine iade etti.. yâoi Proleter lere!.. Konuştuğum Çinlilerin izah tarzları boyleydi... ao Çe Tung ve arkadaşları yöne tımi ellerinde tuttuklarına göre; her gün aleyhine binlerce niıroa yiş yaptırıyorlar da Liu Şao Çi'yi ni çın hapsetmıyor veya ortadan kaldırmıyorlar? Gayri ihtiyari bu sual geliyor insanın aklına!.. Korktuklan. bilmediğimiz bir sebep mi var?.. Yoksa Liu Şao Çi'nin taraftar ları mi Mao'yu ürkütüyor? Bir yığın boş faraziye!.. Mao Çe Tung'un ve Çin toplumu nun bugünkü yapısı biraz tetkik edilince, hakıkatı bulmak gayet kolaylaşıyordu... Bir defa kişisel haya tında gayet romantik olan 76 yaşındaki Mao; Stalin gibi zâlim değildi.. Evet, tek şef. tek görüş sisteminde onunla birleşiyorlardı ama... Filozof ve yumuşak tabiatlı Mao Çe Tung öldürmek. yok etmek yerine duşmanlarmuı fikirlerini değiştirme lerini, «Ben hatalıymışım demelerini» tercıh ediyordu... Japonlara karşı Kuomintang ordu larıyla beraber harbetmek için Çan Kay Şek'e israrlan.. Daha son ra müşterek yönetim hususunda di renmesi... Ve nihayet 40 gün Çan Kay Sek ile karşılıklı müzakeresı; yumuşak başlılığının ikna yolunu tercih etmenin örnekleri değil mi? Üstelik Liu Şao Çi Mao'nun silfib arkadaşıydı... 1 9 yılında, yâni 88 Mao'dan 5 yıl sonra O'na yakın bir dığer köyde doğmuştu.. Zengin bır koylu çocuğu olmasına rağmen, ay nı çevrelerde ihtilâlcı duyguları yeşermışti... Liu Şao Çi 1921 yılında, Komintern'ın himayesinde okumak için oğrenciler arasından seçilerek okumaya gitti Moskovaya.. (Bu arada kıymetli üstad Sevket Süreyya Ay demirle arkadaşlık etmijtir. 1922) Çine dönüşünde madenci sendika larm grevlerıni yönetti bir süre . sonra, yıllarca gizli ve açık ihtilâl faaliyetlerinde bulundu... Mao'ya ks tıhşı ise 1938 yılıdır.. Liu Şao Çi Ikinci Dünya Savaşı sırasında Çin'de pek çok askeri bir likler ve siyasi kadroları örgütledi.. Ve nihayet 1949 da Çin Halk Cumhu riyetinin Başbakan Yardımcılığına getirıldi... 1958 de Mao Çe Tung'un Curnhurbafkanlıgından çekilmesiyle bu goreve getirildi.. Böylece, Mao açık ve seçik olarak kendi yerine ge lecek adamı seçmii oluyordu. IIUJI fıv M allcoçoğlu konu ve resim AYHAN BAŞO6LU g|| BUDIN KOPRUSU Çocuk. geri dönecek oldu, sonra yaklaştıgını du yurmak için, bır iki kere öksürdü. Anne, boş bulunup biraz şaşırdı bundan ve ku ruladığı tabağı yeniden suya bıraktı. Çocuk ilkın bunu, tabağın yalpalayarak leğenin dibine inişini, sonra küçük oğlanın gözlerini gordu. Yuvarlak yuvarlaktılar. Içlerinde kufku gibi, güven sizlik gibi, şaşkınlık gibi, inat ve hırçınlık gibi karmakarışık duygular kaynaşıyordu. Kendisininkiler den çok iriydiler. Göz akları büyüktü. Dümdüz kirpikler buzağı kirpikleriydi. «Benim buzağı kirpikli oğlum, Fındık Hafızımj» Çocuk bu sözü ansıdı. Babası, çok küçükken onu böyle sevmişti. Giderek değiçtirmiş, «Süpürge kirpikli oğlum!» demeğe başlamıştı. Çarşıya gidecek miyim? diye »ordu. Anne: Gideceksiniz. dedi. Ne alınacak? Yarun okka kabak, 150 dirhem kıyma.. Bu da gelecek mi benle? Tabii. Çocuk: A'ah, dedi, o gelmesin bugün. Ben gider. hemen alıp gelirim. O gelmesin. Istemiyorum. Yolda boyuna çisi geliyor. Anne: Olmaz. dedi. Baban kızar sonra. Hem çok kızar. Bana sıkı sıkı tembih etti. Döver belki de.. Çocuk omuzlannı silkti: Nereden duyacak? Anne bakı?larını kaldırıp, onu dikkatle süzdü: Bir yerden kulağına gidiverir, hiç belli olmaz. Yıkadıklarım kurulamaktan caymış. hepsini tep «iye doldurmuftu. Hani sen bana geçen gün dedin ki, saç sobayla boruları satalım birine dedin ya, ona da bakarım. Çocuk direniyordu. Adam gelir alır bizden. Hah, sahi! kilimciye de uğrarım. Babandan mektup gelmeyince sobayı satmıya cağım, dedi anne. Tepsiyi sağ kalcası üstüne yasla yıp. mutfağa dalmış. nahnları eşikte çıkarmıştı Ne olur ne olmaz.. Kilimi hiç satmayaeağım, giderken dengi sararız. Çocuk onu izlerken sesini alçalttı: Peki. Ben şimdi gideyim mi hemen, bir koju gideyim mi? Anne de sesini alçaltıp: Mustafa'ya görünmeden git de. dedi, peçinden ağlamasın. Parayı ahnca. ardına bakmadan, fişek gibi fırladı çocuk. Doğruca Kaymakam Beye. Diyeceği şuy du: «Annem çok çok selâm söyledi size. Sıkışmışız. 10 lira ıstedi. Babamdan gelsin, ben getirip vereceğim. Ödünç efendim, 1 lira.» Antalya'ya götürür 0 mü onu? Gotürür. Öğrenci bileti alacağına göre, gd ka. turür. Rahat rahat. Yazık ki. Kaymakam Beyı bula madı. Keşfe mi gitmiş, köye mi gitmış, öyle bir şey olmuş. Ne zaman gelir? Akşama. Hevesi kursağında kaldı. Süngüsü adamakıllı düşük, kös kös, alacağınl alıp. döndü geldi eve. Kapana girmiş hayvan örneği bir bahçeye, bir eve, bır aşağı kata, bir yukarı kata fır fır koşup dolandığı günlerdeydi; eline üç kahn kıtap geçtı. Üçil de eski Türkçe, üçü de roman. Çift kapaklı yüklüğün en üst gözünde, dibe kaymış, orada unutulmuş, duruyordular. Kimin bu romanlar, anne, kimin? iı Sevinçten oynatma deretfesine gelerî tîagırtısıyla kadıhı yerinden nçratmıstı. Topaılandt Usul, uslu bir sesle »ordu: Babam okudu mu bunlan? Okudu, evet. Onun mu bunlar? Bilmiyorum. Çocuk, kitapları kucakladı. Birisi «Yeşil Gece»ydi, Reşat Nuri'nin. Öbürü, Gönül Bahçesiydi, Burhan Cahit'in. Üçüncüsü, Mahmut Yesari'nin «Alc Saçlı Genç Kız>ı. Bir kız vapurla Karadenize gidiyor, ya da Karadeniz'den geliyor. Romanm bir yerinde. «Ah, saçlarımı bembeyaz eden kara bahtım!> gibi bir söz ediyor. Romarüar gece gündüz elindeydi; Burhan Cahit'le Mahmut Yesari'ninkileri okuyor, bitirince bir daha okuyordu ya, «Yeşil Gece» onu pek sarmamı}, daha doğrusu, oldukça ağır gelmişti. Anne, gece saat 9'dan sonra lâmbanm yanmasına izin verse, sabahlardı. Gözlerini açar açmaz başlıyordu. Roman kahramanları hep yanındaydı onun: bütün serüvenlerinin, bütün yazgılarının ortağı. Konya Ereğlisi'nde, baba evinde, kardeşlerinin ve «anne»nin yanında değil artık. Onlarla ilgisi, ilişiği kalmadı. Yerinden kalkarsa, yemek yemek için, çarJiya gidip gelmek için, sıkıştığı için kalkıyordu. Anne çorap yamamaktaydı. Dırm dırm. Kapının zili. Pencereyi açıp, hep birlikte sarktılar. Gördüler ki, postacı. öncesinden anlamışlar; kapıyı kim çalsa, yukardan bakılacak. Ev sahibi gelmişse, çocuk inip diyecek ki: «Babam mı? Vallaha nerde olduğunu biz de bilmiyoruz amca. Annem evde yok amca, bir yere kadar gitti. Şiz ne diyeceksiniz bana soyleyin, gelince ben ona söylerim.» Postacıyı gören çocuk, pek o kadar sevinmedi. Düşlerinden kopanlıyordu ve babanm yılgı yaratır görüntüsü, şimdiden, geçip karşısına dikiliyordu. Gene de, basamaklan en azından anne kadar hulı indi. Kapıyı açtı adama ve zarfı kaptı. Bir de para kâğıdı var. Ya? dedi anne, sevincini hiç belli etmeden. Siz mi imzalayacaksınız, çocuk mu imzalar? Anne kâğıdı aldı, evirdi çevirdi. Çocuğa: Sen imzala, dedi. Çocuk imzayı bastı ve gelen paranm ne kadar olduğunu anneye haber verdi: Babam 30 lira yollamış. Anne, gözlerini kısarak. aklından bir takım he saplar yaptıktan sonra: lyi, dedi. Şunu ahn, bır cıgara alırsınız. Postacının avcuna bahşışı sıkışUrdı. Mektubunu, eşı kolay okusun dıye. eski Türkçe yazmıştı baba. Taahhütlü yoliâdığı zarfın içinden birrfeikinci mevki perrr.ı çıklı. Yaşadılar ! Baba, çok güzel, çok usturuplu yazardı mektuplannı. Şakayı, esprıyı eksik etmezdi. Satırlar çizelge ile çekilmişcesıne düz iner, ancak sayfanm altına düşen yerlerde sıkısır ve kıvnlır, aşağıya doğru sarkardı. Sözü sel gıbi akacakken yer darlığına uğrayan satırlar, o'.aki en tatlı, en can alacak yerinde, yıkıntılara uğrayıp, bozuk Arnavut kaldınmına dönerdi. var) •>\ DUYÜMu K^P4RDIM.4MA Foreign Manufacturer oî chemotechnical building materials of worldwide renown invites offers for GENERflL A6ENCT for TÜRKEY Conditions: Wellequiped sales organization VVellestablished connections vviht private and public building industry Large and vvellassorted supply stock to be kept. Local firms of adequate economic capacity may submit their detailed offers (in English, French or German) with documentary subtastantiation and references to Cipher 842 Zk OFA, Orell Füssli Advertising, P.O. Box CH 8022 Zürich. Switzerland. (Basın: 30782/1548B