Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE İKf 17 Aralık 1968 REFORM TASARISI Ord. Prof. Dr. Sadi IRMAK İSTANBUL tJNİVERSÎTESÎ ÖĞRETİM ÜYESt X Yniversite senatolan bir sfiredir reform fa^ sarısı adı altında toplanan devrim karakterindeki geliştinne ve iyileştirme tedbirlerini incelemektedirler. Bu çalışmalara zorlayan sebep, şüphesiz sadece bfitön dünyada ve bizde baş gösteren öğrenci hareketleri dcgildir, ası! sebep şudur ki klâsik üniversiie anlayışı, bir möddettir. hayatın girişinde kalmışlır. Bu konoda sâlim bir yargıya ulaşmak için önce üniversitenin perçek SÖrevini belirtmek gerektir. Üniversite, lisenin devamı ve bütünleyicisi olarak ele aUnamaz. Üniver sitedeki vetistirme hedefi liseden tamamen ayrıdır. tlk okul ve lise öğretir, Gniversite şunları yapar: • Bilinı şcvk ve ihtirasını uyandırır. • Düşünmenin yollarını öğretir. # Araştırma ve bnlmamn metodlannı anlatır. # Aydm kişiye mahsus dengeli sahsiyeti yaratır. kormnsktadır. Memleketin bütün öğrencilerini üç şehirde özellikle İstanbnlda toplavıp büyük bölgeleri ilim sitesinden mahrum bırakmak câiz pörülemez. Yıllardan beri devlet yeni üniversiteler açmak için gayret harcamakta ve muazzam malî redakirlıklan çöze almaktadır. Lâkin acı alan hatdkat şndur ki. üniversitelerimiz devleti bn kotrada pereği gibi desteklememişlerdir. Bina ve malzeme her zaman ve kolayiıkla (emin edilehilir. Sfrenci de istenilenden fazla mevcuttnr. Eksik olan sev memleketin yeni sitelerinde hizmet alacak öjrretim üyeleridir. ttirafa mecburuz ki özellikle İstanbuldaki Gniversitelprin çok büyük olan kadrolan devlete kabul ettirilirken. şn taahhütte bulunulmuştnr: Bu üniversiteler, yalnız kendi ihtivaçlan için değil. aynı 7amanda Anadoluda knrnlacak üniversiteler için de öeretim elem?nı yetiştireceklerdir. Oysa yetişen elemanlar baska yere gitmek şövle dursnn; tstanbul. tzmir, Ankara Üniversiteleri arasmda bile hoca vermek bakımmdan bir işbirliği saijlanatnamıstır. Bnnn enfeüeyen hnsus. baska yer lere pitmekten çekinen amumi bir ruh haleti vanında herkese bnlundnjhı yerde kiriyer yapmak imkânını veren kanunlanmız ve kadrolanmızdir. Ovsa başka memleketlerde akademik ve demokratik eelenek ve mevznat bövledir ki meselâ bir Doçent bulundneu kürsfiye Profesör olanısz. kariyer yapmak için başka bir üniversiteye sitmek zornndadtr. •••• •••• •••• •••• •••a • ••• Bir, ikî, öç, dört... Ustünü ört Ruslar haklı mı? l Sezai ORKUNT EMEKLİ AMİRAL lıkh füzelerle donatılmış bulunan bundan alıkoymaya gayret gösterRus deniz birlikleri, ne Rusyanın mektedirler. ve ne de Varşova Paktınm diğer Ksasına bakılırsa. Rusyanın İUüyelerinin kıyılannı veya menfarazlan altında büyük devlet olmaaüerini koruduklannı iddia ede • nın ruh haleti yatmaktadır. cek coğrafi bir zaruret içinde de Bir zamanlar, aynı tarz sörüşdeğildirler. Amerika dahil NATO ler, davranışlar bizde de çok göülkeleri kendi savunma bölşrelerinrülmüştür. de bulunma ve harekât yapmanın Boğazlan ve Karadeniz hâkimigerekçesini verebüirler, fakat yetini ele geçirmek tizere bir doRusyanın böyle bir gerekçesi yok nanma yapan ve mağlup clan tur. Bunun tek izahı, Akdenizde Rusyanın (1700) yılında lstanbula kıyısı bulunan sosyalist Arap dev gönderilen detegesine Osmanlı letlerinin Ruslan Akdenize dâvet hariciyesi, «Sultan, belki de her etmeleri olabilir ki, böyle açık hangi yabancı bir erkeğin hareme bir anlaşma da halen yoktur. Gö üirmesine müsaade edebilir, ama rülüyor ki. devletler arası deniz Karadenize yabancı devletlere ait hukuku yönünden Rusyanın iti Eemilerin firmesine asla müsaade razlannda ciddi bir mesned mev edemez.» esprisini bövle bir bücut değildir. Bununla beraber, meyüklük haleti içinde yapabilmisselenin propaganda yönü iyi isletir mektedir. Bugün de Rusya aynı tonda konusmaktadır. Asıl sebep. Karadenizin bir Rus iç denizi olarak telâkki edilmesinin seleneksel inancıdır. Bu bakımdEn, bü>nik bir devletin harb gemileri Karadenize geçti mi Rusyîda şuuraltı bir itiraz, bir tepki derhal göriilmektedir. ilâhlar açısından ise, durum Diğer bir sebep. taraflann bübir dereceye kadar tartışılabiyük denizci devletlerin alışkanlıklir. lanna sahip olma!andır. Bu. Rus Montrö sözleşmesi, imzalandıgı gemilerinin Amprikanm kara su1936 yılının gemi ve silâh tiplerilan yakmmda buiunmalannm Ane göre bazı tarifler ve tahditler merikan kamu oyu üzerindeki etvaz etmistir. Bu tahditler tonaj kilerine mukabil, Amerikanm da ve silâh Uzerindedir. Silâhlann zaman zaman Karadenizde bayratarifinde pek tabiî olarak (füze) ğım göstererek sym psikolojik etkavramı yoktur. Tonaj tahdidatı kiyi araması meselemdir. Ker büdolayısıyla da (20.3) santimetrelik yük denizci devlet, denizlerin kentoptan daha büyük top tasıyan ge disine açık. baskalanna kapajı olmilerin Karadenize gecmesi fiilen masmı ister. Bu, denizlerin henüz bahis konusu olmamaktadır. Bugünkü muhriD tipi gemilerde, degişmeyen strat°iik kuralıdır. Sovyetler Biriiği, Akdenize dehattâ hücumbo'lannda ise. 20.3 niz kuvvetleriyle yerleştikten ve lük topun yapacağı tahribat ile mukayese edilemiyecek kadar bü politikasını bu denıze fiilen tevsi ettikten sonra, Ho^azlar ve Karayük güçte nükleer başlıklı füzeler deniz daha da önem kesbetmisbulundurulabilmektedir. Bununla beraber, bu silâhlar stratejik an tir. Rusya, simdi bansta olduğu kalamda olmayıp, menzilleri de top dar, savaşta da Boğaziar yolunun menzilinin iki misli kadardır. Gemiden havaya, gemiden ge kayıtsız ve şartsız kendisine ve miye karsı kullanılabilirler, men kendisinden olanlara açık olmasızil içine eirerlerse kBra hedefleri nı, başkalarma ise kapalı tululmasını istemektedir. Amerika da, ne de atılabilirler. Silâhlardaki bu gelişme ve sre dünya kamu oyuna r karsı Karademilere tatbiki dolayısıvla, silâhla nizin, açık deniz \ asfından fedann Montrö sözleşmesine uydugu kârlık edilemiyeceSini ispatlamak tabiatiyle iddia edllemez. Ancak, üzere bu denize harb gemisi çıkarmak ısranndadır. mesele bu teknik konu üzcrirsde Temennl edilecek husus, bu değildir. Birkaç yıldan beri RuskarşılıkUinad ve ısrarların Türya, bu noktadan sçirmek surcriy^B füze tasıyan yeni rip Ameriknn ge kiyey'e zarar verm?mesi, basit gemi fjeçişiçrinin lüzumundan fazla milerinin Karadenize çılrmalanna karsı Montrö sözlesmesinda (fü büyütülerek ağır bir mesele halize) deyiminin yer almamasını ile ne getirilmemesidir. ri sürerek bu Remilnrtn jjeçmesine hukukt engel aramaktadırlar. Bu silâhlan taşımayan gemiler de geçse buna baska bir bahane ile ontrö sözleşmesi, onu imza itıraz edilecektir. eden ve etmeyenler için hüsSözlesmenin imzalanmasmdan nüniyetle telakki olunduğu bu yana geçen (32) yıllık kısa devsürece iyi işleyen esaslara sahipre zarfında teknolojide o kadar tir. Türkiye, sözleşme maddelebüyük ilerleme ve uygulama meyrindeki hükümlere tarafsız bir şedana gelmiştir ki, Montrö tipi vakilde riayet etmektedir. Sadece, sıta ve silâhlar süratle tasfiye taraflar arasında bu gibi sürtüsedilmeye baslanmıstır. Taraflar, melerin sonunda başımn ağnmaon yıldan fazla bir süre bu değişsını; arzu etmedigi bir anlaşme içindedir. mazlığa sürüklenmesini de isteBu itibarla, Ruslar Aroerikan memektedir. gemilerine silâh açısından itiraz ltirazlann esası, roket ve güederken, Boğazlar yoluyla Akdenidümlü mermilerin Montrö sözlesze çıkarmakta olduklan aynı tip silâhlan. gemileri unutur Rörün mesinde kayıtlı olmaması ve bazı ifadelerin eskiliği ıse bunlar, Türtnektedirler. kiyenin bansta ve seferde güvenMontrö sözleşmesinin lâhika 3. liğini hiçbir veçhile sarsmayacak deki silâhlardan söz edildi mi Ruslann da aynı hükümlere ria şekilde uluslararası bir müzakere ile halledilebüir. yet etmesi tabii bir netiee olmak Ancak, Rusya diinya komünizlâzım gelir. Dolayısıyla, silâh konusu tartı mi peşinde veya Rusyanın emniyet halkasım ?enis!etmek arzusu şılabilir ama, bu konu. bu gibi münferit geçişler îçin değil, ulus ile bir tarafta Baltık boğazlanna, lararası bir mesele olarak ele a diğer taraftan Cebelitank'a kadar bütün Akdeniz çeçitlerine hâkim lındıgı zaman mümkün olabilir. olarak Avrupayı rahakkümü altına almanın ihtiyatlı odımlannı atmakta ise, samimiyetle Montrö sözlesmesine riayet beklemek imeseleyi neresinden alırsak alakânsızdır. O zaman, meselenta tek lım, Amerikan gemilerinin veçözürn yolu harbten Reçrnektedir, ya diğer bahriyelere mensup Maalesef, boğazlann tarihî safaharb gemilerinin bugünkü şartlar hatı da buna kötü örnekler verda ve halen açık deniz statıisünü mektedir. muhafaza eden Karadenize geçmelerine esastan itiraza imkân yokYARIN tur. Gösterilen tepkilerde; ne Montrö sözleşmesiyle ve ne de Savaş Gemileri ve kuvvetler dengesiy.'e ciddi bir iliş kl kurmak mümkün değildir. T Ü R K İ YE Ruslar da, itirazın zayıf olduğunu bildiklerinden sert bir adım Yazan: atmamakta, sadece protestolarla geçiş insiyatifini feırmaya; siyasi Prof. Edip ÇELİK olaylara sebebiyet verilmesini istemeyen devletleri, Karadenizde bayrak gösterme arzulan varsa eçtiğimiz haftalar Içinde, Sovyeüer Birligi, be? gün süre Ue Karadenize geçecek olan iki Amerikan muhrlbıne diplomatik yoUardan itirazlarda bulunmıış, Pravcta da «Dâvetsiz misafirlerin ziyaretleri, muhakkaktır ki, Rusyanın bitişiğindeki bir bölgede yeni karışıklıklar çıkarma amacını gütmektedir» ifadesiyle bu basit olması lâzım gelen olayı ciddî bir mecraya sürüklemek istemiştir. Bu gibi itirazlar yıllardan beri aynı şeldlde teltrarlanınalrtadır. Askeri açıdan bakılırsa üzerinde durulmaması *.cabeder. Zira, iki Amerikan muhribinln Karadenize çıkmasının, bundan evvelkilerde oldugu gibi her hangi bir karışıklık meydana petirmeyeceğini, barışta bu gibi geçişlerin ne bir tehdit, ne de bir savas tahriki olmadığını Ruslar oekalâ bılmektedir. Karadenize azamî, yılda iki defa geçen Amerikan harb gemüerı, taşjdıklan fü2elerin menziU içinde (takriben 40 min Sovyetler Birliğl ve Varşova paktı üjelerinln kıyılanna vaklaşmamskla, bilâkis bunun çok dışında ve Türk sahUlerine yakın harekâtta bulunarak tahrik yaratmayacak dikkati de göstermektedirler. Karadenize geçen eemilerin çıkışlanndan dönüslerirıe kadar geçen zaman zarfında bütün hareketleri Rus keşif ucaklan ve gemileri tarafmdan devamlı olarak da izlenmektedir. Aynca, harb silâh ve vasıtalannın bugünkü gelişmiş ve daha da gelişecek olan Hpleri ve sistemleri muvacehesinde, gelecek bir savaşta Amerlkarun su üstü ve denizaltı gemilerinin Karadenize çıkarak bir takım mev7ii taktik muvaffakiyetler aramavacağını da Rus bahri makamlan ve siyasîleri herhalde bir değerlendirmeye tâbi tutmaktadırlar. 6 • ••I • •«I Modern Üniversite fcjırnu ötelen beri !yi anlamıs olan klâsik ba**tı egitim sisteminde lise öfcrencisine Eleve veya Scbüler dendiği halde üniversite öğrencisine Etudiyant veva Student denir. Bu. sadece bir termin ılojî dejh'ldir, lîse ile Bniversitenin bam baska şeyler olduğunu ırösteren bir avmmdır. Dîkkate lâyıktır ki bizim klâsik ve tarihî med•*se ejntiminde de bn fark mevcnttu: tlk ve nrta öğretim basamaklarında öjfrenciye eömez ve talebe denirken üniversite karakterindeki yiiksek raedrose öğrencllerine Dantşmend denirdi. Üniversitenin kazandısn yenl jah'îiyet elbette yeni bir tip hoca ve yeni öğretim ve eğitim metodlan ister. Bu sebeple modem üniversitelerde öSretimin alprlığı artık kürsii ve dershane derslerinden öğrenclnin yaratarak, araştırarak, bnluslar yaparak kendi kendini denetleyerek yetlseceği seminerIere ve pratiklere kavmıştır. Öğrencinin zihnini aemak ve örreneceği biltriyi bizzat kendisinin yaratpia«<nı sağlamak. modern üniversitenin karakterlsri&idir. Üniversiteler, artık bilsri deposu öğrenci tipi yerine bov bov araştınrılar ve yaratıcılar yetiştirmeee yönelir. Cevçevesi bn olan yeni üniversite icinde oSrencinin dururnu da çok değişmistir. O artık kenHisine hitao edilen bir «yıçm» olmaktan çıkarak üniversitenin oreanik bir parcası olmustur. Bireok üniver«ntelerde öğrencinin yönetime katılması bu yeni goriişün bir gereğidir. Bizce. Anayasamızda iiniversitenin hocalar tarafından vönetilecegine dair olan hüküm. bu yenl zonıninlnkla celişmez. cünkii daima rokluk dolayısivle yönetira direktifler! hoMİann elinde hnlunscakftr. ancak bu knrullarda öçrenrinin temeil edilmesi. yukanda bahsettiğimiz «"•«anlk baiın bir eereei oldueu kadar, birçok ora <ik favdaları da ıretirecek mahivertedir. Gençllğin pervssız bir temMiMe ifade edrreSi dııveular ve fliisnnceler bir surteçten reçirildlfi zaman favdalı loımeter verebilir. Bn dnvyulann ifadesinde bir tnahzur bulunmadıfr sfbl Si*rencivi Bniversit«"in oasi" bir unsuru olmaktsn çtkararak, "retîstiti mflesMsentn dtisanen. »artısan. «zleyrn ..daima venivi aravan aktff bl rlemani haltne «etirir. Yaslılı&ın Istikrar dnvjrnsn ile KençHçin wnilesme içırüdüsü birlestiH zaman asıl harmonl tesekkfil eder. Bövle aktif bir l^bMirirdn hele ilk zamanlarda alısılmami» bazı RÜclükler rtofuracafı şüphesizdir, fakat RÖze almmasi ıo> runlndnr. Bn satırlarla Onlversite reformc lc«n tlk IH tmsnrn ?zetleml? olnyornz: Birincisi HHHm ve ö6»«Hmde Gniversitenin venl hPvtveHni Wr an önce benimsemesi. tkincisi nfretimle Sjh^nen arasında her alanda aktif bir isbiriiğinln kurulmasıdır. • ••I Silâhlar Refonnun besinci unsuru, finiversitelerimiTİn :•: kıymetlerin ayaklanna pelmesini beklemeden onları arayıp bulmak \e EÖreve «rağırmasidır. Şimdilik sayılan as da olsa üniversite dısınd» kalmış öğretici kıymetler vardır. bnnlan hatirladığı ve pöreve ça&ırdıklan nadlr Işitilmiştrr. Refornnm altmcı unstrru, hocalan bfirokrasi yönünden korumaktır. Bugün malİ mevzuatimızm çaoraşıklığı yüzünden birçok kıymetli zamanlar büro işlerivle eeçmektedir. Aynca fakülte kurtıllan bütün ngretim üvelerinin katılmasını iin fördüpiinden ve bn karullann sık toplanması serekti^nden Mrer Parlâmento halini alan kalabalık knrullarda en önemsiz hir konu icin saatlrr ve rünler harcanmakta ve bir çok enerji israf :::: edilmektedir. Oysa bu knrnllarda hizmet bir nöbet sekline (fetirilebilir veya sadece sonımta kflrsü baskanlan katılabllir. Reformun yedinci nnsurn, memleketlmizde arastırma sonuçlarmı degerlendirecek, kritige arzedecek ilita pazarlarmın kurnlmamış olmasıdır. Şimdilik bunun çaresi. dış ilim pazarlan ile çok daha sıln işbirlifi yapmaktır. acısından. S öğrenci açısından öğrenci açısından yapılacak reformlar vardır. Gerçek istidatlan aravrp hulmak, onlan rahatça yetişebilecekleri maddî sart lara kavuşturmak orta ve ortanın altı kanilivetleH universiteye sürmeden hayatta basanlı olacaktan alanlara sevketmek başt. gelen ihtivaçlardır. Bnrs istcminin bn iikelere före yeniden ayarlanmasi jrerektir. GörüIflTorki üniversiteler yen. ihtlyachn1 kar(isında yenileşmek zorundadır ve bu konuda toplumun ileisini beklemekte haklıdırlar. Üniversite reformu çok cepheli bir konudur. Herşeyden önce zamanimızm (rereklerine yeni bir arıdan bakmak lâzımdır. Çiinkü, dünya yÖTemizde her zamandan daha hızlı ve kökten değişmektedir. •a da ırSzden uzak tntnlamaz M, Bntversite "bir mtlletin yaraticı zekalannı yetişörmek!e mükelleftir. Onu bir çesit mecbnri tahsil kademesi sa>mak ve savt fikrrnl Rn plSna almak hatâlıdır. Blr memlekete varatıcı münewerl»r lâzım oldn&u ıdbi. orta ihtisa« adamlan. ilk öfretim (^rmSsler ve sae ^nvulu pratik adamlar da lâzımdır, BH son vıllarda nrrctime zorlavan faktörler arasında dfpinmanın devlet hizrnetinde hâlâ aşın bir öneme sahip ohnası. vedek subay. lık, mekanflc işlerden kacmma meyli, orta seviyedeH tnsanlar için is bulunmaması. temelinden yanlış bi bnrs politikası velhasıl isrldat faktSril dısında kalan unsurlar rol ovnamsktadır. Bu hal üniversitelerin üç sehirde toplanması gibi. müfsseseleri kışlalastırmaktadır. Anadnlı üniversitelerinin bir an evvel kurulması bizce reformun ilk adımı olmalıdır. Kaldı ki. •••• •••• Bu yıl dışarıdan 350.000 ton buğday satın almak zornndayız. Tirmi seneden beri Türkiyede ekilen alan genisledi, ormanlar yakılıp, mer'alar sürülfip tarla yapıldı, Amerika'dan on binleree traktör ithal edildi, yabancı kumpanyalar tarım koruma ilâçları sürdüler piyasaya Ama kendimizi besliyecek kadar buğday yetiştiremedik. Memleket traktör mezarlıgına döndü. müteçallîbe zengin oldn, kompradorlar mültimilyonerliğe ulastılar, halkımız daha da perişan. ve buğday politikamızda Amerika'ya muhtaç bir haldeyiz. Havalar biraz kötü gitti mi. üzüm, fındık, pamnk satarak elde ettiğimiz kıt dövizleri buğday almak için kullanır, veya dovız yetmezse borçlanarak bir kısır dönçü içinde yuvarlanır gıderız. Bizi bu kısır dönçü içinde saskına çevirip sömüren Amerikan kapitalistini velinimetimiz, sebebi hayatımız bellemişız bir kere Eloğlu bundan yararlanmak için kırk dolap icat etmis, bunlardan bın de Cooley Fonu'dur. Amerikan kapitalisti kendi memleketınde yetıştirdigi buğdayın fazlasını ihtiyacımız oldukça bize satar. Bız de borcumuzun bir kısmını dövizle öderiz, eeriye kalan kısmını da Türk parası olarak Amerika hesabına Türkiye'deki bir bankaya yatınnz. Ba usulii bulan açıkeözün adı Cooley olduğn için. bankalanmızda Amerikan kapitalisti emrinde bekliyen paraya Cooley Fonu adı verilir. Amerika Türkiyedeki Cooley fonnnn ne yapar? Türk iç politikasının ne olduğunu anlamak isteyen her vatandasımız bnnn bilmelidir. Yoksa nutnk kürsüsüne veya cami minv berine çıkıp politika yapan; Kahrolsun komfinizm. beter olsnn solculnk, ezilsin sosvaHzm. yasasın Amerika diye bağıran üçkâğıtçılara kulak verirse ilelebet danyadan habersiz kalır. Politika parayla yapılır. Cooley Fonu da Türkive topraklarında Amerikan politikasını eçemen kılmak için kullanılan milyonlardır. Bövlece bir yabancı devlet Türkiye millî sınırları dahilinde gerek seçimlerde, gerek seçim dısında, karar ve nüfuz sahibi edilmiştir. Şövle ki : Cooley fonundaki paralarls Amerikan kapitalisti Turkiyede kumpanvalar kurar. veya kurol'nus kumpanvalara ödünç verir. Cooley fonundan bir sirkete kredi acılması için : 1 Kumpanyanın en az vüzde 20 sermayesinin Amerikan olması.. 2 Amerikan kapitalistinin kumpanyanın işletmesinde ve politikasında kesin söz sahibi olraası.. 3 Mamullerini va Türkiyede, veya Amerikadan baska bir ülkede satrnası.. gerekir. Görülüyor ki. a{ ivi kurulmuş, esaslar akıllıea düzenlenmistir. 1959 yılından 1966 yılına kadar Turkiyede Cooley fonundan vararlanan Amerikan firmaları virmi dört adettir ve bunlara Coolev fonundan verilen paraların toplamı 1966 yılına kadar 488.969.000 liradır. Buçüne kadar herhalde bn para yarım milyar lirayı aşmıştır. Bir milyara dogrn yükselmektedir. Bn Amerikan kumpanyaları yalnız Cooley fonnndan degil, Türk fonlarından da yararlanırlar. Bu firmalann çoğunun Anadolu pazarını kapatmıs tekeller oldugn düsünülürse Amerikanm Türkiye içinde nasıl bir kudret sahibi oldnÇu ortaya çıkar. Cooley fonuyla desteklenen kumpanyalarda Amerikan kapitalistinin kesin söz sahibi olması temel yasadır. Bu yabancı ellerdeki milyarlarca liranın nasıl kullanılaeaih da açıktır : 1 BasdöndSrücü kârlardan bir kısmı Amerikan nydulugnnn politika edinmis siyasi partilerimize secim yatırımı olarak verilir.. 2 Komünizmle ve solcuinkla mücadele İçin knrnlan yüzlerce yaym orıjanı, yOzlerce derneğe çeşitli kanallardan para aktarılır.. tşte bn yıl da 350.000 ton bnğday ithal etmek durumunda kaldık. Simdi biz bu bnjtdaylan Amerikadan jetirtirsek demek ki satın aldıjımız 350.000 ton bnŞdayın parasıvla Amerikan kapitalisti hem Türkiyede kârlı vatınmlara çiriseeek. hem de 1969 seçim yılında Adalet ve Gfiven partilerini besliyecek. keyfi isterse on • onbeş «Şahlanıs Mitingi» yaptırarak solculnfu ISnetliyeeektir. Emmebasma tulumbanın ne güzel islrdiği bSylece elie tntnlnr gibi ortaya çikmaktadır: Eloğlu bize buğday satıp kâr ediyor... bir. Bn buğdayın parasıyla Türkiyede tatlı kârlar eetiren is knruvor... iki. Bu tatlı kârlardan bir kısmını gene Amerikaya götürüyor... üç. Götürmediji kârlarla Turkiye iç politikasında Amerikancılıgı egemen kılma| a çalısıyor .. dSrt. ÜstOnO ört. s: Sonuç u:: #••• :::: Diğer unsurlar eformnn ficüncS nnsnnı, "ifreticneTİn tam zamanlı çalısmalandır. Gerçi ıçeri kalmıs memleketlerde hocalardan Sniversite dısında da favdalanmak ihtivacı dnvnlnr. Faka» bn Ihtiyaç lam zamanlı çalısmayt ıcrun;n kılan sebfn>>er ysnında ajh hasamaz. Üniversite Içi ve dısi çalıs malar prasmda mahrnrnR Mr zams pavlasması yanamadı«iTrıı bir gercektir. y.'îksek oknllann 5*retînı ibtiyacı için kısa bir ceçiş devri kabuledilebilir. Refortnun dördiincü unsuru. nniversiteyl, gittikçe vthameti artan kislalasma tehllkesinden :::: >••• •••• •••• aldı kl, açık deniz ve açık denız statüsüne dahil iç denizlerde iki taraf ta birbirine dil uzatacak durumda degildir. Rusya, Montrö sözleşmesinin hükümlerinden istifade ederek harb gemilerini istediği zaman Karadenizle Akdeniz arasında götüriip getirebüdiği gibi, Baltık boğazı ve Kuzeyde Arkanjel yolu ile Atlantiğe çıkma&ta; Pasilikte de büyük miktarda denizaltı gemileri dolaşraakta, eğitim yapmaktadır Ruslar, Amerikanm Devletler Hukukunu zorlayarak tevsüne luzum görmediği üç millik kara sulannın hududuna kadar yaklaşabtlmek imkânlanna sahiptir ve nükleer başlıklı strateji'ıE füzelerle mücehhez denizaltı gemileri hizmetlerini istedikleri mesafe ve zamandB yapmak insiyatifini de haizdir. Muhabere elektronik istihbarat cihazlanyla donahlmış Rus balıkçı gemileri yine denizlerin serbestligi prensibinden istifade ile Amerikan kara sulannın sınınna kadar sokuiarak kesif ve istihbarat görevlerini yürütmekte, NATO manevralanna keşil uçakları, su üstü gemileri gibi dâvetsiz müşahitler göndermektedir. Boğazlar yolu Ue Akdenize geçen ve orada üslenen nükleer baş K •R* TİPTE Ç A G R I VAK İ1AE YOk! MUZAPFER ERDOST'un yeni bir incelcmesi Sonuç M Osmanlı Feodal Devleti demokratik devrim ve karşıdevrim BİR TÜRK SOLL A U N I Z Babıâli cad. No: 29 Ca^aloRİu ISL. Abone 40 TL Cumhuriyet 15459 8.000 RULO KOPPALI TELEX BOBINİ VE 2.400 RULOPERFERATÖR ŞERİDİ SATIN A L I N A C A KTIR Muhammen bedel 174.400,00 t L . olup, Çartntmeler, Tak> sim, Gümüşsuyu Caddesi, Dümen Sokak, Gümüspalas Apartmamnda Ortakhğımız Levazım Müdürlüğünden alınabilir. Kapalı zarfla son teklif verme tarihi, 18/12/1968 Çarşamba günü saat 15,00'e kadardır. TÜRK HAVA YOLLARI A.O. (Basın: 28034/15456V Yılların en büyük gelenegî M Rusya ne isliyor ? DENİZ KUVVETIMİ KOMl'TANUGl Seyir ve Hidrografı Dairesi Başkanhğından bildirilmiştir. DENİZCİLERE VE HAVACILARA 135 SATIL1 BİLDİRt 17 ve 18 Arahk 1968 tarüüerinde 09.00 Ue 17.00 saatleri arasında asağıdaki noktalan birlestiren saha içinde seyretme, demirleme. avlanma ve bu sahanın 1600 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakımmdan tehlikelidir. KARADENÎZ İSTANBUL BOGAZI ÖNLERİ K 8 ve K 9 SAHALARI , 1 inci nokta: E. 5832 No. lu Şile fenerinden 002 derece ve 185 mil me safede enlemi 41 derece 28 dakika Kuzey, boylamı 29 derece 38 daHka Doğu. 2 nci nokta: Enlemi 41 derece 50 dakika Kuzey, Boylamı 29 derece 38 dakika Doğu. 3 üncü nokta: Enlemi 41 derece 50 dakika Kuzey, Boylamı 30 derece 58 dakika Doğu. 4 üncü nokta: Enlemi 41 derece 28 dakika Kuzey, Boylamı 30 derece 58 dakika Doğu. DENtZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUTURÜLUB, (Basın: 29082/15457) YILBASIPIYANGOSÜ 5 3 MKYOH 3 2 4 BM ÜRA Biletler kapışılıyor, acele ediniz (Basın: 29118/15461) BEBEK MAMALARI KONUSUNDA BİR ACIKLAMA S»ğhk ve Sosyıl Yardım Bakanlıiınm, 27.1.1968 tarlh ve 6/9470 sayılı «Gıdı Maddeleri Tüzu|ü » ne uyarak, SMA/S26 bebek maması kutularına sadece imâl tarihini koymaya başiamış bulunuyoruz. Kucular üzerine daha önce son kullanma tarihi koyduğumuzdan, değişikllkten haberi olmayıp kutuların kullanma, müddetlerinin geçtifi zannıyla bizi liyarmak zahmetmde bulunan, sayın halkımız» ve meslektaslarımıza durumu x duyuruyoruz. • Ambalajlanmız, havaları alındıktan sonra, inert nitrojen gazıyla doldurularak kapatıldıklarından. açıldıklarında ilk £ünkü tazeliklerini muhafaza edebilmektedirler. SMA/S26, annelerinin sütleri olmayan, yetmeyen bebeklere, modern süt annelık gbrevine başarı ile devam etmekte ve çabucak geliştirdiği sıhhaıli bebeklerle anne ve babaları da mutlu kılmakladır. 154500 Kilo Zırnık Satın Alınacakür Antalya, Bakırköy, Bergama, Ereğli, Kayseri, Manisa ve Nazilli fabrikalannın 1969 yılı ihtiyapı 154500 Kg. ZIRNIK (SODYUM SÜLFÜR) kapali zarfla teklif alma suretile satın alınacaktır. 1 Teklif zarflannm Ozerine 3302/69 yazılarak engeç 24/12/1968 gunü saat 17 ye kadar Müessesemiz veya İstanbul Şubemiz holündeki Alım Teklif Kutusuna atılmış olacaktır. 2 Evsaf ve mütemmim malumat AL. III Servisinden öğrenilebilir. 3 Teklifler arasında şartlarımızla ihtiyamıza en uygun olanlar tercih edilecektir. Dosya No: 3302/69 SÜMERBANK ALIM VE SATIM MÜTÎSSESESt (Basın: 29226/15462) MARKACI TESVİYECt ELEKTRÎK KAYNAKÇISI anyor. MÜRACAAT: Şahsen Büyükdere Hacıosman Bayınndaki Fabrikamıza. Rekiamcıhk: 5097/15473 • • • M.Ş.M. ENDUSTR1 A.Ş. ELEMAN ARIYOR S5 Ton Drops Şekeri Satın Alınacaktır Muhammen bedel; 120.000.00 TL. olup, şartnameler. Taksim. Gümüşsuyu Caddesi. DOmen Sokak, Gümüşpalas Apartımanında Levazım Müdürlügünden alınabilir. Kapalı zarfla son teklif verme tarihi 3/1/1969 Cuma günü saat 15.00 e kadardır. TtRK HAVA ÎOLLARI A. O. (Basın: 28460/15463) VVYETH LABORATUVARLARI A.S. İlâncıük: 273/15466