25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AIÖFE İKt 5 Kasım 1968 CUMHURtTET •••••••••••••••••••••a TURKİYE VE «KIBRIS DAVASI» Müfide Zehra ERKIN • • W""V ünya banyı» ve «Ulnslann eyeınenlifine J L ' gaygı» sloganı giiden Dünya devletleritdn bakışlan, yakın süre öncesine kadar UzakDofuya; Vietkonçun emperyalistlere karsı giriştiği «ba&unsızlık savaşlarona ve Muırlsrail »»• va?lannın yaratmış olduğn ORTADOG.U SORUNTJ'na çevrilmişti. Bu sloganları destekleyerek, her iki olay konusunda Amerikayı kınayan Rnsya'mn tasa süre Bnce, Çekoslovakya'da giriştiği askeri müdahale Ise, kamusal bakışlann Orta Avrupada, dolayısiyle Ortadoğu üstünde toplannıasına neden olmuş ve Uluslararası Dünya politikasınd» yepyenl bir değişim ve Relişmelerta objektif olarak Ulenmesine rol açmışrır. Bilindiği pibi, Rusyanuı «Birleşmis Milletler Anayasası.na karşıt olarak jiriştiği bu eylem, yine «Birleşmiş MiIIetler Anayasasına bağlı» olan diger dünya deTleilerinin sadece, kınam» edebiyatıyla protesto edilnüş, nfikleer gücü elinde bulnndnran Amerika bile, fiili olarak, Kusyaya karfi çıknıanııştır* Dünya poHttkasında çeşitlJ rar»ayıınl»ra yol açabilecek bu tutumun öne serdifi objektif ferçek; «GUÇ» slogamnı elinde bulunduran büyük devletlerin, birbirleri arasma sıkjjmı? ol«n menfaatlerini korumak Için, birbirlerüıe «dofrudan karşı çıkarak» bir nükleer çatışmaya 6n vermtk yerine, menfaatlerini, «mevzii savaşlar» arae.lığıyla, «dolaylı olarak korumak» ılosanma »anldıklandır. ünya politikasinda açıfa çıkan ve defişik tntum, elinde nükleer gficü bulnndurmayan Te «GERÇEK BAG.IMSIZLIK» •loganını benirasemi? olan devletlere, yepyenl bir «Dflnya politikası» gütmeleri gerekçesial buyurmaktadır; Gün koçuUarma uygun, olaganüstU uyamklıkta bir dıç politlka izlemek; kendi uluslannı doğrudan ilgilendirmeyen politlk anlaşmazlıklar nedsniyle bir savaşa girmemek; büyük devletlerin politika maşası olmaktan kaçınmak. tçinde bulunduğu kosullar karşınnda, TflrHyenin aynı sloganı değerlendirebilmest l»e, di$er dünya devletlerinin pek çoğundan daba büyük zorluklarla kar?ı kar?ıvadır ve daha büyük çabalar gerektinnektedir. Nedeni; Türkiyenin, JeopoletijH jereğince iki büyük dünya devletinin her yönlü (elronornİk, polit'k. fdeolojik) menfaatlerinin çarpıştığı coğrafya alanı arasında bir köprti niteliğinde bulunması ve dış politikasında vine, östünde dola>lı olarak, iki devletin çıkarlannın ç»rpı?tıft «KIBRIS DÂVASI» gibi bir sornnun henüz çözümlpnmemi? bulnnmasıdır. «Kıbrıs dâvası»nın Türk Ulusunun bağımmbguıı hangi nedcnlerle etkileyeceğini objektif olarak anlamak için, «Uluslarsrası Dünya politikan karçısında Kıbns Devleiinin atmı? oldujhı roUfl, açıfr» sennek gerekir kanısuıdayun. UkelerHe bağlj olarak yfiriitülmesini garanti ederler ve bu yolda Anayasaya ekll maddelerce yetkiler edinmektedirler: Garantörlük hakkı. Yetkiler, iki madde içinde belirlenir ki, ber iki maddeyi ayn ayn lzlemek çerekir; 1 Kıbns Anayasası. ZürihLondra anlasmalariyle belirlenen hukuk kurallan dışına çıkarda, politik veya ideolojik nedenlerle Anayasa statükosu Joıulursa, fiç büyük devlet, (Türkiye, Yunanistan, Ingiltere) konuyu aralannda görüşecekler ve dırnıma üçlü olarak müdahale edebileceklerdir. oyle bir durum karsisıada üç devlet bir arada harekete reçmek olanağını bulamazsa, garantör devletlerden ber biri özerk olarak müdahale etmek yetkisinde olacaktır. Kıbns Devleti Anayasası, 1963'te bozulmuş ve Kıbns Rumlan öncülerl Makarios'un yönetimiyle, Kıbns Türklerine karsı silâhlı saldırrya feçmişlerdir. Bu gibi saldmlar simdilerde son bulmuşss da, Devlet Anayasası eski düzenini bulmamıs, Anayasadaki Türk baklan ise henüz formüle edilememistir. «Bagımsız Kıbns» devletini tekrar diriltmek uğruna Türkive politik yönlü çabalar harcamakta ve IKtLÎ GÖRÜŞMELER denilen bir yolla konuya. «kesin çözüm» aramaktadır. Ne var ki, Kıbns Rumlan Başkanı Makarios'un bugüne kadar izlemiş olduğu entrik nitelikteki politika, «Bafımsız Kıbrıs Devleti» üstüne sadece fljill devletlerin (Türkiye, Yunanistan, tngiltere) bakısını defil, dünya devletlerinin bakışını da çekmekte, özellikle, Ortadoğuya eğilen, Ortadofuds kendi çıkarlanna karsıt olagelecek bir gidisin knşknsunu duymafa baslayan Rusyanın dolaylı olarak, Kıbns devletine eğilmeslne aeden olmaktadır; Çekoslovakya olaylanndan •onra Akdenlzdeki filolannı arttırmağa girisen Rusya, Kıbns Adası üstündeki tngiliz üslerine isaret ederek, Emperyalistlerin Kıbns üstünde entrik dolaplar çevirmekte olduklannı öne sfirnıfiştür. Uİ: Toplama. Kamplan Yazan: Johnson kaybetti ve Ho Şi Minh kazandı 5 Eylul 1922'de SaUhli knrtanldı. Türk ordusu bozguna uğramış emperyalistleri tzmire dogru kovalıyordu. Büyük zaferin Avrupadaki ilk yankıJarını Gazi Mustafa Kemal SaUhli'de ögrendi: « Zavallı Lloyde George, yarın ne olacak? Yıkılacak! O ve daha onun gıbıler...» diye konnştn. Yunan ordusu kesin yenilgiye uğrayınca Lloyde George"un önünde iki yol açılıyordu: Ya savaşa devam etmek, veya geri çekilmek. tngiltere kamu oyu harbin aleyhindeydi. Analar ve babalar çocuklarının Anadolu'da kınlmasını istemiyorlardı. Birinci Dünya Savasında Çanakkale'de gereken dersi almışlardı. Anglosaksonlar.. 400.000 kisiyle savaşa katılmıslardı; 305.000 kişi kaybettiler. Tiim Birinci Dünya Savaşında Ingilizlerin 780.000 kavıp verdikleri düşünülürse Çanakkalenin önemi anlaşılır. Llovde George, Yunan hezimetini tngiliz askeriyle telâfi edecek güçte değildi. Kamu oyu aleyhine dönmfistü. muhalefet ates püskürüyordu. Londradaki hesap Anadoluya uymamıştı. Atatürk, emperyalizmin kolunu tarihte ilk defa bükmüstü... Gazi'nin zaferi, Lloyde George'un yenilgisi oldu. Yıkıldı gitti adam.. Anglosakson empenalizmi, muharebe meydanında yenilince mücadeleyi diplonıasi alanında yürütmeye vöneldi. Önce satUık Babıâli hükumetini Ankara'ya kabul ettirmeye. sonra Lozan Konferansında yeni Türk devletini çelmelemeye çalıştı. Ingilizler, Ortadoğu petrollerini sağlama baflıyarak banşı imzaladılar. Zarann neresinden dönüp, ne kopanrsak kârdır, diye düsünmüslerdi. Viernam savaşının, harp alanından diplomasi alanına kayma umutlannın zavıf da olsa belirdiği şu fünlerde, yukandaki tarih sayfasını anmakta yarar vardı r. Amerika Kuzey Vietnam önünde dize gelip bombardımanları kesince Ho Şi Minh konuşmuştur: « Bombardımanın durdurulması bizım için büyük zaferdir..» Gerçekten de Amerikan emperyalizminin Güneydoğu Asyadaki hali Johnson'u müteveffa Lloyde George'un perisanlığına düşürmüstür. Amerika Cumhurbaşkanı seçimlere adaylığını kovamıyacak kadar vıpranmış ve yıkılmıştır. Amerikalı analar ve babalar, çocuklannın yabancı bir ülkede kırılmasıru istemiyortar. Ho Şi Minh, Mustafa Kemal örneğince emperyalizmin kolunu bükmüştür. Washingtona ve Savgon kukla hükümetine karsı sürdürdüğü mücadelenin zafer günlerine yürümektedir. Amerikan empervalizmi. bütün ikinci Diinva Savaşı süresinde Almanya ve Japonya'ya atılan borobadan daha çok atesi Kuzey Vietnam'ın voksul halkına yafdırmıs. ama kahraman bir milletin millî bafimsızlık iradesini çözpnumi?tir. Savcon'daki kukla hülcumetin Başkanı Nguyen Van Tiyö'nün hâli Sultan Vahdettin'den farksızdır. Amerikanın Vietnam masraflan başlangıçta kapitalist pivasavt pompalayan bir nitelik gösterirken savaşm uzaması ve büyümesi işleri tersine döndürmüs, 30 milyar dolâra rükselen harcamalar kapitalist afababalannı sor duruma düşürmüştür. Ve işte bugün Amerikan baskan seçimleri bu etkenlerti baskısı altında yapılmaktadır. Beyaı Saray'ın baskan adaylan aynı kalite ve aym doküma kumaşın çeşitli renkleri gibidir. Eskilerin deyimiyle, al birinl, vur öteklne.. tçlerinden biri kazanacak, ama Johnson'ın muavini Humphrey dahil kim kazanırsa kazansın Johnson kaybedecektir. Vietnam uluiudıır 1968 yılında Amerikan seçimlerine hâkim olan Ve Amerikan seçmenlerinin karşısına çıkan her başkan adayı ellerini uğusturarak: Vietnam'daki polıtıkamız... diye söze başlamaktadır. Aile başına iki otomobil düşen, uzay turizmi tasanlanyla ugra< şan, Ay yolculuğuna hazırlanan, bir givdiğini bir daha giymeyen, vitamin ve konserve nygarlığı tüketlmcileri için saz benizli Vietnam'lı birinci mesele haline gelmistir. Emperyalizmin büyük politikacılanna ders veren antiemperyu list liderlerin en büyüğü ve birincisi Atatürk'tür. Tarih gösteraüştir ki. bazan tngilterenin iç politikasını Ankara; bazan da Amerikanın başkan seçimini Hanoi yönetebilivor. Elli yıldan beri değişmiyen bu kural Gazi Mustafa Kemal'in bayrak gibi açtığı: Kuçük ve mazlum mılletlerin bağımsızlığı... ilkesinin ne kadar canlı ve ne kadar geçerli olduğunu ispatlamaktadır. Ve işte bu ilkenin ısığında, bugünkü Amerikan başkan seçimlerini sfiyle niteliyebiliriz: Sonuç ne olursa olsun, Johnson kaybetmis; Ho Şi Minh kazanmıştır. Anatofc MARTCHENKO Kendi etini yiyenler a Uç ay geçtikten »onra özel kamptan, Vlademır mah pusanesıne nakledildim. Buradaki kursllar da oldukça sertti, mahkumlar sabah saat 6 da kalkıyor ve gece saat 10 da yatıyorlardı. Hücre cezalannda gündüz geçen 16 saat sure içinde uzanma apının onüne gelenleruı sayısı haikınız yoktu, oturabiliyor, yüartmıştı, ne yapacaklarını birüyebiliyor, fakat uzanamıyordulemiyorlardı, zokayı yutrnuş nuz. Bu gerçekten çıldırtıa bir orkinos balığı gibi sandala çekilcezaydı, onbeş gtinde ıld kltap meyi bekleyen Sergek'den ipi okumaya, yıne onbeş günde bır kesmesini istediler, ondan bir hakantmden alabileceğinlz 12 sayfa reket gelmeyınce, aynı şeyi bizlık deftere yazmaya hak sahibiy den istediler, bizden de fapırdadıniz, ancak bütun yazacaklaruuz nan otmadı^ da kontrolden geçiyordu. Dakikalar saatler gibi uzuyorMahkumlara gıda olarak da, du ve yemek dagıtma vakti geldi, günde yanm kilo kara ekmek, 15 gorUnUse dayanamayan yeni mahgram şeker, çoğu zaman çiirümüş kumlardan biri yerinden fırlayıp sebze ile yapıimış iki kap yemek ipi kesti. Gardiyanlar kapıyı açtıveriliyordu. Katıksıs cezalarda lar ve önce bizlerl dısan çıkardılar. Hep dUsUnür dururum. ise, bütun gün, 400 gram kara ek«Acabs, Scrgek'nin hayalann ı mek ve bir tas çorbayı andırır sıcak sı* ıle idare etmek «orun masadan nasıl söküp, zokayı midesinden nasıl çıkârmışlardı ve daydınız. V le konusarak durumu anlattı; «Kapıyı veya yemek verdiğiniz kapaği açtıfınız zaman hem midemi, hem de hayalanmı parçalayacaksınız, herhalde çimdi anladınız sizi içine soktujum durumu..» Şaşkınlık B K na kaçmışken geri dönen Novojınndski zindanda çürurlerken, Powers affa uğrayıp uçuverdi memleketıne, asıl bızlerın raerak ettığı Estonyahnın durumuydu, çünku o da kayıplara kansmıştı. Mahpusanede kimı, Es tonyahmn yyıe bir hucreye atıldığını ve buna dayanamavıp intıhar ettiğını soyluyor, kıml de af beratını ahp, memleketıne donduğünü jddıa edıyordu. Bunlardan hangısının doğru olduğunu oğrenmek pek tabıı mumkun olmadı bız ıçeridekıler ıçın. Beria'nın adamları M • ••• • ••• D •••• •••• • ••• •»•• • ••• •••• «Bağımsız Kıbrıs» 8tatüko8u IBRIS CUMHURÎYETÎ ANATASASI: Kıbn», 195960 ZnrihLondra anlaşmalanvla, Infilterenin yönetiminden, asıl balki olan TürkRdih toplurnlarmın T8ne«mhıe devredilmiştir. Devletlerarası hukuk kurallan kapsaımnda yapilan «Cumhnriyet Anayasan», Ada toplurnlarmın nüfus oranına) pöre, vatandaşlık haklarmı bSJfl?türOr, RumUra •'•70, Türklere ' . 3 0 rürfitme, yasama ve temsU hakki tsnır. Ada toplnrnJan «TEMStLClLER MECLfSf» denllen bir siyasi knruhışl» yönetihnelrte, bo Mecliste her iki toplunran birer temsilciler reUd, mebus re Bakanlan bulunmaktadır. Devlet Baifkanı Rumlardan Makarios, Ba^kan Tardımcın ise Dr. Fanl Küçük'tür. Devlet ve toplumlar yaranna yapılması terekli her işlem veya yasalar, demokrasi ilkelerine nygnn olarak MecKsin onanndan ıceçirilmek zonındadır. örneğin; çofunlnkta olmakla birlikte Rumlann öne sürdüfü bir önerce. Türk temsilcfleıi tararmdan onaylanmazsa yüriirlüje konamaz. A NAYASAYA EKLÎ MADDELEB: Kıbns top * " ^ lumları arastnda (TürkRum) geçmişte «• lenmiş bulunan silâhlı çatı$malann ve Rum toplumunun «Enosis» ideolojisini jerçeklejtirmek nedeniyle giriştiği bozguncu eylemlerin önlenmesi. Kıbns Adasına, dolayısiyle Akdeniı'e, sfirek11 ban? sağlanması gözönüne alınarak, Ada toplumlarınm millî bağlarla bağlı oldnğn devletler; Türkiye, Yunanistan ve yanısıra Ada'nın eski yöneticisi İngillere, Kıbrıs Anayasasının demokrasi T Jluslararası dünya politikasındaki kuşku **•' verici Relişmeler arasında, Kıbns'ın söz konuso edJlmesinin nedeni, Makarios'nn «ENONtS» uğruna ciristiğl eylemlerdir; 1963 saldınlannı «Bağımsulık» sloganı altında başlatarak, sosyaliıt filkelerden silâh yardımr sağlamış ve KıbnstaU •'• 60 oranındaki komünist Rumlan da yanıbasına alarak, saldırılan füçlendirmiştir. Politik yönden sosyalist, ekonomik ;önden empervalist tutumlara girismiş, Kıbrıstaki tnçiliz üslerinin Kıbns derletine safiamakta oldugu çalısma alanı ve bırakmakta olduğu olağanüstü döviri çabasma katkılayarak, ideolojisinde basanya nlasmak vorunu tutmnstur. Kıbnstaki fngiliz üslerini sosyalist bloka karsı nötrallze etmek vaadinde bnlunarak elde etti/H gelirlerin yanısırs, Batı blokuna baglı, VATO'nun bir üyesi bulunan Yunanistandan, «Enosisi ırerçekleştirmek slogamyla» askeri ve ekonomik yardımlar alarak, politik ilişkilerinl bir kesmekese düsürmflstfir. Bu yönlü çabasmı, hukuk kurallan kapsaımnda vârütmenin; gerekü yardımı Temsilciler Meclisi onarına sunarak elde etmenin, imk&nsıı oldufunu bildiğinden, devlet Anayasasmds Türklere tanuıan Anavasa hakIanm nötralize etmiş, Türk temsilcilerini Meclis dısına itelemistir. ifii •••a ••>• •••• S onu ç •\ O 5 Ç ' 7 Haziranında ORTADOĞU olayls•* * * * * * mun patlak vermesi (Mısır tsran çatısması) sfiresinde Kıbnstaki tngiliz uslerinin aktif bir rol almasiyle, Makarios'un kaypak politikası açıfa çıkmakla kalmamıs, Kıbnı komünisUerinl, NasVı ve Rnsya'yı tedirgin etmistir. Yatırımlanma boşa gittiğini çören sosyalistler, Yunanistandaki politik değişimi de gözönüne alarak, Kıbns dâvasının alacağı yeni şeklin nitfliğini kendi açılanndan ölçmeğe başlamışlardır. Türkiye, Yunanistan ve lngiltere gibi üç NATO üyesinin, ikili görüsmeler aracılığiyle rormüle edecekleri «Yenl Kıbrıs Devleti Anayasası» sadece Kıbns Türkleri ve Türkive açısından defil, dünya banşını ve «Gerçek bağımsız devlet» slogamm yasarmak acısından deferlendirilmeiidir. Kıbns toplumlanna yeni bir staMiko, federasyon veya taksim gibi yönetim şekli verilmpzse, 195960 Anayasasına ekli garantörlük maddeferi üstünde titiılikle durulmalıdır ki, Ulpslararası Dünya politikası karşısında Türkiye, «Kıbrıs divası» nedeniyle, «BAĞIMSIZ DEVLET» sloganını tedelemesin. enellikle katıksız hapse mahkumlar diğerlerl ile aynı odalara konduğundan, katıksızlann aç gözlerle katıklılan seyredişi, yürekler parçalıyordu. Bunlardftn yakjnmanın, taunlan adli makamlara duyurmanın da anlamsızlıgını, btr gün bir olayla anladım. Karşı hücrede yaşayan, Ukrayna'da 23 yaşında bir coğrafya öğretmenl iken, tutukîanıp, şımdı içinde bulundugu deliğe tıkılan Stepan, hücrenin kapı penceresınden kondorda bulunan savcıyı seyredıyordu. Ve birden savcı bir çığlık atarak «Sen hâlâ burada mısın?» dedı. Hepimiz şaşırıp kalmıştık, sonra anladık kı, savcı bey iki yıl süre ile Stepsn' la hucre arkadaslığı etmış ve 1956 yılmda affa uğrayarak, görevine iade edilmiş. Şimdi gelin de kime yakırun, işlerin içyüzünü, mahpusane gerçeklerini sizın kadar bilen savcıya mı? Vlademir'in bahtsız insanlan da, Mordavi kampındakiler kadar umutsuzluk içindeydiler, burada tanık oldugum bir olayın, atal almazlığına gelin sızler de katılın.. Sergek'çe artık ne kazanacak, ne de yıtırecek bir şey kaîmamıştı dünyada ve eanına kıymaya karar verdi, bunu dylesine yapacaktı ki, Insanlar bir daha unui'amayacaklardı, bu davranışım. Çalıştı didindi. önce kalmca bk te«en bir zoka, iki çift çorapfan çok s«# lamt bır sicim ünâl etü ve ıki de çıviyi gtinlerce ugrasıp, pencere kenanndan tırnaklanyla soktükten sonra ana hazarlıklannı t»mamJamıs oldu. O gün odaya genellikle sâkin bir hava hâkimdl. Herkes bir köseye çekilınis, boşluğu gözleyip duruyordu. 1983 yüuun ilkbahanydı.. G Sergek yasıyor mnydu?» Daha neler olmuyordu, bu Vlademir denen mahpusanede, neler goımedim ki, ölmek için cığerlerine pudra şekeri çekenler mi, göz lerini oyup göz çukurlanna cam kırıklan dolduranlar mı, denlerıne dügme dıkenler mi, hepsini, hepsini gördüm, lnsanlıktan öte bu mahpusane düzeninde, insanlıktan çıkan insanlar yapabiliyorlardı bunlan» Bır de «Hep bakar» adını taktıklanmız vardı. Daha «nce de sözünü ettigim dövmelilerin sonu «Hep bakar» lıktı. Onlar alınlanna, Sovyet yöneticilerine küfür yazdıkça, mahpusanenin operatorleri, bu deriyi kaldınyorlar, onlar yazıyor, onlar kaldınyor ve sonunda alın derisi o kadar daralıyordu ki, bu dövmeliler, gözlerını kapayamaz oluyorlardı ve de hep bakıyorlardı.. ahpusane'de, başka imtjyazlılar da vardı. Stalin'ın polıs şefi Beria'nın öldürulmesınden sonra Vlademır'e tıkılan, gizli polislerin kodomanları, bizim düzenle bağdaşmıyacak bir konfor içinde yaşıyorlardı. Bazı bazı avlularda rastladığımız, bu kişıler kalın paltoları, kürklu sapkalanyla azametle dolaııyorlardı. Yedikleri yemekler, yattıkları yerler de, bizlere göre, cenneti andınyordu Bunların kaldığı odaların önünden geçtığimu zamanlar, «Pisler, varopirler.^ diy e bagırmaktan alamıyorduk kendimizi. Vlademir rnahpusanesindo geçirdiğım 1962 ve 1963 yıllannda îahit olduğum olayların «n korkuncu ise, antropofoji (yamyamlık) lardı. Hele bunlardan biri gerçekten tüyler ürpertici bir anlam tajıyordu. Yamyamlık lademir'in bir bücreslndeki mabkâmlar bir bıçak ele geçirdikten sonra, kalçalanndan oldukça kalın birer parça et kesmisler, akan kanlannı da bir lâzımlıkta topladıktan sonra, aylardır biriktırdikleri kâgıt parçalannı yakarak, kanayan kanda, yan pişmiş kendi etlerini yemislerdl. Olay, yerine yetişen gardiyanlar bile, gördükleri sahnenin dehsetlnden firktüklerini itiraf etmiflerdi. Bn anlatılana inanmak çok gü(tü gerçekten, aneak bu olaya karısan mahkâmlardan birinin kalçasındaki deri yaralannı gSsIe rimle görünee ve basından beri bn olaylara inanmıyan hücre arkadaşım ünlü yazar Youri Danlel de, bir dus sırasında, eıplak rastiadıgı mahkumlann etli yerlerindeki yaralsrdan borbayU bahsedinee, anlatılanlann dogmIngnndan şüphe kalmadı» Kurallar ne kadar sıkı olurs» olsun, gerçekler yine de duytı» luyordu... V Powers ve öiesi ır gün, Amerikah havacı Powersin, iyi davranısianndan otürü affedildiği haberini yayınladı radyo. Power5'in mahpusanede komsumuz olusundan ötürü hepimiz ilgilendik haberle. Kapıtalistler hesabına casus bır uçakla Rusya uzerinden uçarken yakalanmıs ve hayat boyu hapse mahkum edilmijti Povvers. Vlademir'in hastahane binasının ikinci katında iki kisilik bir odada kajan Powers3n yaibnda Estonrah ' bir marrkum kalfyordu. Soylentılere gore, çok iyi Ingılizce bilen kültürlü bu adamın, Powers'in yanına konmasının sebebi, onu, Rusya'da mahkumların çok iyi sartlar altında yasadığına inandırmakmıs, buna kar?ıiık da ydneticiler kendisine af vaad etmışler. Aradan geçen aylardan sonra din adamı îvanovitch, yurt dışı B ••••••••••»•••••••••••••••••••»»•»»»•••••••••••••a TİP Genel Yönetim KHFTIIU neler görüşfü ve TİP Kurulfayı'nı bekleyen görev ANT ın yeni çıkan 9". sayısuıı mutlaka oktıyunuz. Cumhuriyet 13401 YARIN I «Hep birlikte hücreye I inmeyi mi istersinizv Anadan doğma ergek, yerinden kalktı, sesslzce kapuıın yemek sünüen kapağına slcimi çiviledi, sonra sicimin öbür ucuns zokayı sıkıca bağladı, anadan dogms soyundu, sicımln uzandığı yere hücredekl masayı çekti, üstUne çıkıp oturdu ve zokayı bir hamlede yuttu, diğer çivi ile de elinden geldıği kadar gürültü çıkararak, hayalannı masaya çivüedi. Herkes korku ve hayretle, yüzü acıyla burkulmuş Sergek'yi seyrediyordu. Hayalann çivilenmesinden çıkan gürültuye gelen gardiyan, eözleme penceresinden baktı, ama Sergrek'nin halınden bir şey anlayamadı. Sonra Sergek, guçlük S M. ZEKERİYA SERTEL HATIRLADIKLARIM 1905 1950 Zekeriya SERTEL cfiyor ki : «Elli yıllık gazeteeilik hayatımda memleketin gelişmesini bir seyirci gibi değil, içinde yasıyan bir insan gibi izledim. Onun için elli yıllık hitıralanm biraz da Türkiye'nin tarihi sayılır..» BALKAN HARBİNDEN SONRA ÎSTANBUL MAHMUT ŞEVKET PAŞA'NIN KATLİ 191314 PARİS'TE BÜYÜK SAVAŞTA İSTANBUL MÜTAREKEDE ÎSTANBUL 1919'DA AMERİKA YOLCULUGU İSMET PAŞA RESÎMLİ AY DERGlSt NÂZIM HİKMET ATATURK VE NÂZIM TAN GAZETESİNİN HİKÂYESİ ATATÜRK'TEN SONRA DEMOKRAT PARTİYİ NASIL KURDUK? ATATÜRK, BAYAR VE SOVYET DOSTLUĞU SABAHATTİN ALÎ'YÎ NASIL ÖLDÜRDÜLER? VE MEKTUPLAR... BÜTÜN KTTAPÇILARDA 12,5 LİRA (Cumhuriyet 13420) VEFAT Uzunköprü eşrafından merhum Malul Gazi Yüzbaşı Ismail Aşkı, Mehmet, Ahmet Çoraiar ile Safıye Günal ve Anf Çora'nın ağabeylen, Sadıye Çora'nın eşı, merhum Albay Ramazan Hilmi Ünsal'ın bacanağı, Nazmi Çora'nın babası, Ecvet Güresin, Füsun Kopman, Renan Çora, Engın Çora'nın amcaları, Tezerış, Güner, Ardaman Ailesımn dayıları, Tezel, Egemen, Aktun, Izgieyierin amcası, 331 nasıplı EMEKLİ ALBAY :H: •••• :::• • MUSTAFA VEGDİ ÇORA (ERGENE) 3/11/1968 tanhinde Hakkın rahmetıne kavusmuştur. Cenazesı 5/11/1968 salı günu (bugün) öğle namazmı müteakıp Kadıköy Osmanağa Camıınden kaldırılacaktır. AİLESÎ (Cumhurı>et • 13421) MEVLÂNA CELÂLEDDİNIRUMİ AHFADINDAN REF'İ CEVAD ULUNAY (Çelebi) Nimbüs Hakkın rahmetine ka^ usmuştur. Cenazesi, Çarşamba giınii öğle namazını müteakip Şişli Camiinden kaldınlarak Milüyet Gazetesi'nde yapılacak törenden sonra ebedî istirahatgâhına tevdi için Konya'ya götürülecektir. Vasiyeti üzerine çelenk gönderilmemesi, onun yerine Topkap? Fukaraperver Cemiyeti veya Darülâcezc'ye yardıra yapılması rica olunur. YAPLve.KREDİ BANKASI KOItOr v t Sanat Nlznsttori Sarlslndt. 4 6 ncı Sargi Istanbul Yazmaları Sergisi YAPI ve KREDI BANKASI Sanat GalerısıGalatasaray Eklm t» Kuın 1968 lxask« h«r gün «aat 9.19 aruı AİLESİ (Cumhuriyet 13419) İCH2İ Kırklareli Valiliğinden 15. maddesi gerefince dıstnbütörlük belgesini haiz mensuplanmızm en geç 16.11.1968 tarihine kadar İthalât Servisimıze müracaatlan rica olunur. Y.S.E. Müdürlüfu ıçın bır adet 55000 lıra bedelli arazi binek vasıtası. kapalı zarf usulü eksiltme ile satın alınacaktır. Geçici teminatı 4000 lira olup, Ihalesi 15 111968 Cuma günü saat ll.OO'de Vilâyet Daimî Encümen Kalemi'nde vaDilacaktır. Sartnamesi her gün mesai saatlerinde encümen kaleminde görülebilir. îsteklilerin, 2490 Sayılı Kanunun 32 maddpsine eöre h»7"t^vscakları teklif mektubu ile birlikte teminat mektubu veya makbuzu nu havi kapalı zarfını, ihale günü saat 10 00'a kadar Daimî Encümen Başkanlığına vermeleri sarttır Postada vâk> eecikr^'T kahtıi edılmeı. (Basm: 26822/13382) Moran 2451 1340u İSTANBUL TİCARET ODASINDAN 19681969 devresı Doğu Almanya Anlaşmasına ekli «A» listesınin 59 sıra numarasında kayıtlı 40. 11. 11, 12, 13, 21, 22 tarife pozisyoniu mallardan ithalât yapmak isteyen ve Mer'I İthalât Yönetraeliğinin ISPANYOL LISAN VE EDEBİYAT DERSLERİ TEKRAR BAŞLIYOR îspanyol Lısan ve Edebıyat Derslerıne bu sene V Kasırn 1968 Perşembe gunu saat 18 den ıtıbaren tekrar baslanacaktır Dersler Beyoğlu Postacılar Sokağında 37 numarada kâın Kultur Heyetı bınasında pazartesi ve persembe gunlen saat 17 den 20 ye, salı ve cuma gunlen jse 16 dan 21 e kadar devam edecektır Dersler ücretsizdır. (llâncıhk: 9323/13399) (Basın: 27246/13393)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle