25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İAHİFE DÖRT 27 Kasmı 1968 CTTMHTJRtTET Ama, hâtıralarda yardımın* basvurdufu hukukçu esin* o zaman rastlıyacak mıydıî Allah bilir.. Kader çizgisi, bir noktadan öteya bambajfc» olacaktı. rin hepslnı Ayhan Baran yap*> cak değil ya.. Ava gidenın svlandığı da oluyor elbet. Okulda akşam ycmeâınden son ra Ayhan Baran'ın kitabını alıp "yatakhaneye çıktığını bilen arkadaşlarından biri, bir şaka ; ap • mayı tasarlıyor bir gece ona. Önce somyasınm tellerını çıkarıyor bir bir, sonra da üstüne serdiğı çarşafın içine kocaman bir kâse yoğurdu boca ediyor. Ayhan Baran: Yatmağa geldiğım zaman hem yoğurtlara bulandım. hem de göçtüm, diyor. Burnundan nasıl soluduğunu hayâl etmek zor değil. Sonunda bunun acısını arkadaşından çıkarıyor. Çıkanyor ama... n fl t\ A a 2xiMF ıy ||fsy" 2X2: RöportoisMecia S E Y H U N Dört yaşında bir «abotajcı.^ Ayhan Baran'ın çok net hatırladığı enteresan bir olay var çocukluk yülarında. Dört, be? yaşlannda kadardım, diyor. Polath'daydık. Çok yaramazdım. Babam aubaydı. Bana göz kulak olmasıjçin yanıma daima bir emirber katardı. Ama zavallı emirber ne yapsın.. Ele avuca sığmazdım ki.. O zamanlar treni devirmeyi aklıma koymuştum. Günlerce bu hayâlle yaşadım. Sonra bir gün, bir fırsatını bulup askerin elinden kurtuldum. Ve tren yak laşırken, güçlükle taşıyabildiğim kocaman bir ta?ı raylarm arasına yerleştirdim... Çılgın ve cüretkâr bir proje!. Ne çâre ki, kader yüzüne gülmüyor. Devrilen tren değil de kendisi. Kan revan içinde taşıyorlar onu eve.. Yaramazhklan bitip tükenir cinsten değil.. Bir seferinde de Şile'de uçağı daha iyi görmek gayesi lle kocaman bir dut ağacımn tepesine tırmamyor. Ağır lığına dayanamıyan ince bir dal kınlıverince, onu ağacın dibinden kırık dökük topluyorlar. Kırıklar, çıkıklar, yara ve bereler lâfı edilmeğe değmez günlük olaylardan zaten. Sonra annesinin yüreğini ağzına getiren gece kaçamakian var. Herke» uyuduktan sonra gizlice evden kaçarak denize giriyor Şile'de. Yatağındakj kumlar da olmasa, ertesi sabah onu ele verecek hiç bir şahit yok bu tehlikeli gece maceralannda.. kiiiltliiiıııilnnoıınliiiımiMi Güçbir rekor!.. Okul yılları yaramazlık hikâyeleri üe dolu. Ama bir tanesl var ki ıçlerinde, hep;=inden ente resan Şavşat'daydık. riiyor Avhan Baran. Altı ya?md3»d'.m tlk okulun bırincı sınıfında. Bir ar kariaşımla beraber ?ınıfm elebaşısıvdık. Hoca gelmedıSı zamanlar birbirme katarrlık «ınıfı. Kızlara sataşır, kovalar. çil yavrusu gibi dağıtırdık onları. Altı ya^ındaki bir çocuk ne Kadar sataşırsa, o kadar işte.. Ama suçüstü yakalandık bir gün Hoca ansızın sınıftan içeri giriverdi. Okuldan derhâl kovdular bizi.. Ne parlak bir başlangıç!. Allahtan ertesi e'in gene alıyorlar okula. Yoksa tahsil havatı başlamadan sona erecpk ve opera bu çok kıymetli sanatçıdan yoksun kalacaktı btıciin!.. AYHAN BARAN AYHAN BARANTN OKCL TTLLARI YARAMAZLIK HtKATELERt ÎLE DOLU Sırn bir türlü çözülemiyen o tsrarlı tebessümü ile La Jeconde, çerçevesinin içinden bana gülümsüyor. Karşıda Degas'nın Balerinler'i. Duvarlar irili ufakJı tablolarla dolu. Sonrm büstler, heykeller.. însan kendisini bir opera sanatçısının evinde değil de, bir ressamın atolyesinde sanıyor. Resim levgisi, müzik sevgitinden önce yer etmis gonlünde.. Akademlye yazılmak üzere babası ile Istanbul'a jeldiği zaman, okulun yatıh kısmı olsa}'dı cğer, şimdi ünlü bir opera sanatçısı olarak değil de, ünlü bir ressam olarak hâtıralarını soracaktım ondan. Ama ha müzik sahasında söhret olmus, ha resira alanmda.. Hâtıralarda bir sey değiştirmiyecekti bu. Bana gene aynı ele avuca sığmaz, hasan çocuğu anlatacaktı Ayhan Baran. Gene: Hafızam çok layıftiT, diyeeekti. Bu hâtıralan annemden »onnahydınız ki siz.. Neier yaptı Ayhan Bavaıı eşi He birlikte çocukluk yılları hakkında? Onun kimbilir ne sıtemleri var oğluna?. Sabotajlan, gece banyolarım, okul yaramazlıklarını bir de ondan dinlemeli ki!.. Y A R I N : Yoğurt banyosu... Yaramazlıkların, muzıplikle Meriç Güventürk Kopya mucidleri... Okul hayatı da daha az dalgah değil. Yaramazhklar birbirıni ızlıyor. Subay olan babası ile birlikte şehirden şehire, okuldan okula gezıyor. ör.ce Şavşat, sonra Van, sonra Bergama ve Ankara.. Okul yıllarında parlalc bir öğrenci değil. Bereket kopya yetışiyor imdadına.. Öyle ki, kopyanın kendı devırlerinde ortaya çıktığını iddia edecek kadar sahıp çıkıyor bu usule.. Kopya tarihçesinın çok daha esküere dayanması gerektığı te zinı savunuyorum. Mucidleri onlar değil herhalde.. O halde, dıyor, bizım devrimizde tam kıvamını bulmuçtu. Hızh kopyacıydık bizler!... îşin şaşılacak yam, müzikden de iyi bir öğrenci değil. Hattâ düpedüz kötü bır öğrenci. Hârıka bir ıcat olmasına rağmen kopya muzıkte sökmüyor. Artık, ka bahat oıüzığı sevmiyen öğrencıde mi, onu sevdiremiyen hoca da mı, biiınmez.. Ancak yıllar ve yıllar »onra Atatürk lısesinde bır gaye olma ya başlıyor muzık Ayhan Baran için. Radyodan duyulan romantik, tangolar, Benjamino Gıgli' nin tatlı sesi onu operaya dogru itiyor. Akademi işi olmayınca, şansını müzikde denemeye karar veriyor bu defa. Okulda dört arkadaş Konservatuara gir meyi hayâl ediyorlar. Boş vakitlerinde orta okulun bulunduğu sahada ekzersizler yapıyorlar. Ama imtihan sonucu hayâl leri ortak olan bu arkadaşları ayırıyor birbirinden. Kazanan sadece Ayhan Baran. Bir opera sanatçısı olmak isteğinizi nasıl karşıladı aileniz? Babam çok iyi karşıladı ama, annem hiç memnun olmadı bu işten. Şimdi bu latırları okursa iyi olur. Annesine nisbet veriyor gibi. Yıllar sonra bile sesinde bir sıtem var. Ya tavsiyesine uysam? Ya annesini konuştursam DENIZ GURBETÇILERİ Bunlar •Mediterranean Silk» yani Akdeniz ipeği diye satılamaz. Ka!a kala Türk süngeri kalıyor. Anadolu sularmdan hırsızlama, ya da Ar.adoludan yok bahasına satm alınan Türk süngerlerini piyasaya Yunan sün gerleri diye satarlar. Türk süngerlerini Türk süngeri diye satmazlar çünkü piyasa Türkiye'ye geçer. Amerikada'ki şirketlerin hemen biitün eksperleri Kalimakos'ludur. Kalimnos'lu sünger ağalarının gözleri Anadolunun kıyı süngerlerindedir, amaçlan Türk süngerlerini ele geçiımektir. Doymak bilmez Karakulak yok mu? Onun ağzında köpek balığı gibi, üç sıra diş vardır. O musibct. Ankarayla Kalimnos arasında mekik dokuyor. Mııtlaka Kalimnos sünger ağa larıyla bir dalavere oeviriyordur» dedi. Selim, Subaşı'nın lokantasmda karnını iyice doyururken, ıçeriye koltuğunun altında bir sürii çerçevelenmiş resimler taşıyan bir adam geldi. Subaşı'na bir büyuk resim verdi ve Subaşı'na: «Bu resmi Belediye Reisi verdi, onu lokantada herkes tarafından göriilecek bir yere assın diye erair etti», dedi ve çıkıp gitti. Subaşı resmi Selim'e gösterdi. Resim. belediye abdesthanesinin •büyülMrriüş resmiydi. Subaşı Selim'e: Pen resimden anlamam, ama bu cennet gibi yerde belediye abdesthanesinin resmi mi asıhr, dedi. Selim yemofini biîirince, hemen Ateşoğlu'na gitmek üzere yelken açtı. Batıkuzey yönünden sert bir meltem esiyordu. Se'im rtizgânn gözüne sözür.e işleyemezdi, volta vurmaya başladı. Gece vakti Ateşoğlu'nun depozito kayıgına ulaştı. Selim' i Ateşo£Iu takımına kanşmasını, daha önce anlatıldjgı için, burada tekrarlamıyoruz. Batık gemi on kulaçta yan yatıyordu. Geminin yerini kaybetmemek için, onun üzerinden deniz yüzüne bir şamandıra bağlamışlardı. Batığın bulunduğu kıyı rüzgâr üstü olduğu için, depozito le öteki kayıklan, kıyıyla Uzun adanın karantısında, dört beş kulaçlık kumluk dibe demirlemişlerdi. Bodrum'da ise Karakulak, kabadayılarını 1 1 manda demirli depozitosunun derin ambannda toplamıştı. ^Te konuştuklan gidip gelen kayıkdakilerden isidilmesin deye güverteye iki nöbetçi gözcü bırakmıştı. Karakulak kabadayılanna: Dişl Bond İODESTY ILAISE 86 Garth Tiffony Jones riFFANY JONES «Eh arkadaşlar, nerşeyl dilediğimiz gibi yoluna koyduk. Kalimnos'lu Rum kayıklar bayralc değiştirecekler Çünkü Türk karasulannda vabancı kayıklann işleyemeyecegi hakkında fcanun varmış. Onun için Ankara'daki Deniz tşleri Mudürlügıi, Rum gemilerinin Türk bayragı çekmesıyle. çıkan bu çapan oğlunu kitaba uydurdu. Anlıyacağınız bayrakla Yunan kayıklan Türk kayığı ohıyor. Balık vataklarını bozuyor deye gangavalarla sünger avını yasaklayacaklar. («Gangava», derüzin dibinde sürüklenen, agzı üç metre eninde açık, gözleri bir kanş boyunda, bır ağ torbadır. Torbanın alt yanı ağır bir demir çubuk ya da zincirdir. Yelken açılır yassı dipte sürüklenerek çekilen demir de dibi tararken rastladığı süngerleri söküp torbaya alır. Bu torbaya ve onu süriikleyen kayıklara gangava derler. Gan?avacılar denizin ova gibi düz, kumluk ve yosunluit diplerini ararlar. Oralardaysa bahk yataklan yok'ur k onlan bozsunlar. Dalgıç, makina ve araçlan satuı alacak paralan olmayanlar, ya gangavayla ya da sığ sularda zıpkınla sünger avlarlar.) İşte bu Yunanlılar, TUrklere skafandarla dalıp siinger avlamasmı öğTetecekJer. Yainız ögretirken avlayacaklan süngerler onlann olacak. Böylece bu işi cabadan dostluk İçin yapacaklar. îşte.. Sözün burasında Danacıların Yusul: «Eyi ama, bizim dalgıçlar Yunanlılardan .ıstadır. Hattâ Yunanlılar, Garb Tarabulusunda Madruha layılannda TUrk dalgıçlannı kullanmak için can atıyorlar a!..» dedi. Karakulak: «Hele şu budalaya bak. Onlann amaçlan Türk layılannda avlanmak. Onlara yapuğım yardım için bütün Datça yarımadasmın kıyılarını bize bıraıcıyorlar. Orada bizden başka kimse avlanmıyacas. Eh, hemen hemen yüz elli deniz mili zengin denizler ve kıyılardır. Gizli sığın nerede olduğıınu bilmiyoruz. ama o da bu kıyıda ya, o da bizim. Biliyor musun ki Deniz îşlerindekilerden çogu Yunanlılardan onar bin lira aldılar. Bugün on kehat lira bir Reşadij'e altınıdır. Onlar da bana biner lira komisyon veriyor. Bunca para hiç :epilir mi? Tıma. hanelik olrnadnn daha.» var) Elâzığ Yiiksek Teknik Oku!u Mudurlugunden: îngilizce derslerimizi okutmak üzere öğretmen veya öğretim görevlisi, asistan almacaktır. Tâyinler barem derecelerine göre maaşla yapılır, klrası 120 lira olan kaloriferli lojman tahsis edilir. Aynca. bir sene müddetle Dernefimiz özel tazminatı venlir. İsteklilerin, durumlannı ve özel tazminat miktannı. Elâzığ Yüksek Teknik Okulu Müdürlüğüne yazılı olarak acele bildirmeleri rica olunur. Ist. Dz. Tek. Mlz, Sat. Al. Koms. Başkanlığından: 1 Komisyon pazarlığı ile Pleksi Glas'dan yapüma iki adet isim levhası satm alınacaktır. Muhammen bedeli 11.200. lira olup katî teminatı 1 680. liradır. 2 Şartnameleri Komisyonumuzda, bedelsiz görülebilir. 3 İhalesi 5 Aralık 968 günö saat 10.30 da Kasımçaşa"daki Komisyonumuzda yapılacaktır. 4 isteklilerin belirli gün ve saatte Komisyonumuzda bulunmaları. (Basın: 28572/14482) Mallcoçoğlı* konu ve resim: BUD1H KOPRUSU (Basin: A. 1581228455 14433) Istanbul Özel Idare Beşiktaş Vergi Dairesi Tahsil Şefliğinden Sok a gı Nispetiye B. Dere Inşirah Nispetiye C Nispetiye ( Zeytinoğlu Zeytinoğiu Zeytinoğlu Zeytinoğlu Zeytinoğlu Etiler Zeytinoğlu Zeytinoğlu Zeytinoğlu Zej'tinoğlu Zeytinoğlu Zeytinoğlu R.Hisar Inşirah K. Bebek Zevtinoğlu Etiler yolu Kapı 324 27,33 69 1803 1803 180 18 180 M ü k e 11 e f i n Hes. No. Adı, Soyadı Mahallesi BEBEK > > 1 V e r g i ni n Nev'i Miktan Bına • » 721.80 71.04 53.28 71.04 85.00 301.00 54.50 10.50 43.00 48.50 Senesi 963 > • ı > . > . . ödeme emrinin Tarihi 16/10/968 17/1 0/968 > No. su 13/35 13/37 13/38 13/39 13/40 13/41 13/42 13/43 13/44 13/45 13/46 13/47 13/48 13/49 13/5U 13/51 13'52 13/53 13/55 13/56. 13/53 13/60 876 880 884 886 889 893 896 908 909 914 917 924 928 94(1 942 948 955 981 983 999 1010 1013 Ihsan Uraslan Ahmet Köroğlu Ahmet YılAz îbrahim Çetıner îsmet Serdengeçtl Hudutlu Yapı Koop. Mustafa B. Çılgın Surgin Ahşkan Abdurrahman Nazll Süleyman Demir Bekir Kocaoğiu Mehmet özgören Cemal Kömeç Mehmet önder Rıfat Orak tsmail Akgün Mehmet Ufakta? Ga'.ip ÜlVtü Kadriye Ege Naciye Yaprak Osman Sın'rhoğlu Muammer Aksoy • > > > > > « • » » . » » • > ı • 180 1 5150 5450 45.50 3.00 48.50 48.50 51.50 84.50 71.04 ı » • » » » » » » » » 193 193 193 131 342 9 16/2 194 3 » 6.50 353.60 1750.64 » R: Malkaçoglu resin.U r»manm(îa bir numaralama hat^s! olm j S ve 89 dilir ıiiizeltiriz. ' mımara ile 90 numara yer Besiktas özel Idare Vergi Dairesi mükelleflerinden olup, isim ve soyadları ile salınan verglnin nevüeri yukanda yazılı bulunan mükelleflere posta ile gönderilmiş olan ödeme emri 1Dİlinen adreslerinin yanhş olması, değişmesi veya yurt dışında bulunmaları sebebiyle geri gelmiç oldugundan kendilerine süre ile kayıtlı tebliğ yapıtmak üzere ilân tarihinden başhyarak bir ay içinde Vergi Dairemize bizzat veya bilvekâle mürecaat etmeleri, mektup veya telgrafla açık adreslerini lîildirmeleri, bu sürenın sonunda tebhgat yapılmış sayılacağı 213 sayılı Kanunun 10310fi ncı maddeleri gereğince ilân olunur. (Basın: 28507/14470)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle