25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHIFE DÖRT 20 Kasım 1968 CUMHURÎYET TURK İDARI •8 daki Kurultay'da lcabul edüendir. Parti Genel Sekreteri Recep Peker, devrün derslerinde, değişimin kademe kademe değil de birden olması tezini, parti adına sunmaktadır. e 1931 Kuruitayında, 6 okun altısı da (Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçıhk, Lâiklik. Devletçilik, înkılâpçuık) ilk defa bir arada ilkeleşeceklerdir. 1935 Kurultayı ise Parti devlet il İÜÜÜÜİÜ I 1 Tek partiden Parti devlete aiden bir yolun başlangıcı lerden meydana gelir» demektedir. Gerçi Recep Peker 1936'da Atatürk tarafından görevden uzakiaştırılır. Sebep de «Rusya'da Stalin'in yaptığı gibi parti mekanizmasma şahsen hâkim olmak çabasıdır.» Fakat Peker, 1945'e kadar CHP'ne hâkim olacak fikri çizmiştir. 5 şubat 1937 günü de, Ismet Inönü ve 153 arkadaşının teklifj üzerine, 1924 Anayasasında yapılan tadille, CHP'nin 6 oku, Anayasanın ikinci maddesinde yer alacaktır. 1930'lardaki bu oluşumlar, çeşitli görüıler tarafmdan ele almmış, olumlu olumsuı değişik yönlü eleştirilere hedef olmuştur. Meselâ '2M yıldır Neden Bocalıyoruz» kita bmda, Berkes sadece devletçilik ilkesinden hareketle özetle şöyle der: V kesini onayhyacak, Parti Genel Sek reteri İçişleri Bakanı ve Parti ÎI başkanlan da vali olacaklardır. Devrin ideologu sayılabilecek Re cep Peker «Siyasi parti, devlet yönetimiyle aynı fikirlere sahip kişi Bir eleştiri I ıkar Partisi olmaktan zi, yade devrim partisi olarak işe başlayan bu parti, özellikle Serbest Fırkanın meydan okuyuşu karsısında yavaş yavas çıkarcı zümrelerin partisi haline gelmeye başladı. Tek par tili bir rejimde, seçim düşüncelerinin herşeye hâkim olduğu sistem lerdeki gibi partinin sınıf ve bölge çtkarlannı temsil eden zümrelere dayanma zorunda kalması, bu par tinin rejime destek olacak kütlelere başvurmayışından ileri gelir. Bu çeşit bir parti, kendini çoğunluk yığmlarla aynılestiremediği takdirde devrimcilik yanını kaybeder. Serbest Fırka olayı, Halk Partisinin kütlelere dayanmadığını, her sınıf halk tarafından benimsenmediği gosterdi. Bundan sonra Halk Partisi, ekonomik başansızlıkların vâsıtasıyla gericilik kuvvetlerini bilmeden ayaklandıran Serbest Fır kanın elinden bu kuvvetleri kendi kampına almaya çalışacaktır. Terakkiperver Fırka Halk Fırkasını; Halk Fırkası Serbest Fır ka'yı; Serbest Fırka Halk Partisini, üzüm üzüme» misali bozacaktır. 1930'lara kadar partinin üst yapısında, çıkar temsi'.cisi olmayan eski devrimciler, asker, aydın, memur kaynaklılar varrfı. Bu sürede, eşraf, ağa, bey temsilcileri partide üstün gelmeye basladı. Bu değismeye paralel olarak, parti, halk, köylü isçi ve aydın kütlelerine dayanmak yerine, bunları Kemalizmin fiili düşmanlan olarak gördü. Kemalizme karşıt çıkar züm releri, onu kendi inhisarlarına aldılar. Bu değişmelerin farkında olmayan bazı aydıniar, kendilerini mahkemede veya hapishanede buldular. Devletçilik bir ideoloji değildi. Ama Anayasaya ve parti tüzuğüne tokularak, hukuki müeyyide halini, iJeolojileşerek aldı. Halk Partisi kitle partisi olmadığı halde, tüzüğünü minyatür Anayasa haline getirmişti. Bu yüzden, daha sonraki partiler de kendi tüzüklerini Anayasaya geçirmek arzusunu duymaya başladılar..» Sayın Niyazi Berkes'in ,bu elestirilerine paralel gelismelerin bir ölçüye kadar doğruluğu gerçektir. Biz bu tartışmaları daha ileriye bırakalım ve «iyasî gelişmelere geçelim. Meselft: oİç ticarette Şefin emri çalışmalarımınn Teşkilâtlanma Muayyen tipler uıerine işleme, Rasyojelleşme ve rasyonelleştirme cepheleri üzerinde bilhassa teksifidir.» Bayar hüküınetinin programından başka bir bölüm daha alalım: «şef «millî ekonominin temeli ziraattir» buyurmuşlar ve muhtelif direktif vermişlırdir. Bu dlrektifler aşağıdaki gr plarda toplanabilir. Topraksız çiftçi hırakmamak, t? vasitalar arttırmak, Ziraat bölgelerne göre hnsusi tedbirler almak, Çok iyi ve ucu istihsal temin etmek.» Görüldüğü çibi, Atatürk iktidannın son yıllannda, Bü\ük Atatürk'ün Jtutsa! kiç'liği. gerek parti, gerekse hükümet yöneticilerinin muhtemel başansızhklan ha> L linde sıgmmayı asarladıklan bir niteliğe bürünmektedir. Â tatürk'ün yönetimi boyunea 0d defa muhalefet partileriyl» rekabet eden Halk Partisi. devrtmlenn ve devletin geliiraeane pa ralel değisiklikler de geçirecektir. tkinci Büyük Kurultay fayılan 1927 ekimindeki toplantıda, Atatürk Geıel Baskanı olurken, 6 ok diye bili>en 6 ilkeden üçü parti pıogramınla bir araya gelır: Cumhuriyetçiik, Milliyetçiük ve Lâiklik.. Fakat asü program 1931 Mayum Hangileri vapıldı u projrramdan TerdiŞimiz ikl bölümdeki işlsrdan haneilerinin gerçekleştirildi*ini sorar sak. 1940 lardaki bir Basbakanın sözünü cevap alabiliriz «Bo memleket A dan Z ye kadar hozuktur». «Topraksız çiftçi». «Rasyonelieşme» ve 1937 deki bu cümlelerden, I9fi8 'erdeki az gelişmişlik kavramına yolculuk. Ve «Şef» in her cümlesini en basit ekonomik faaliyetlerde bile mahreç alan kisilerin, kend: yalnız iktidarlan devresinde «Şef» in devrimlerine karşı olmalan dramı... Anlaşıhyor ıd, 15 yıüık Atatürk iktidanndan bizlere kalan pn büyük şey. Atatürk ei>i bir yol gös tericiye ve O'nun devrimlerine sahip olmaktır. • ATATÜRK'ÜN sofrası... tnönü şöyle anlatır: Aksamları bir araya gelir toplanırız. O coşar, biı coşanr. Meydan okuyucu bir takım konuşmalar olnr. Hep katılırız buna Ertesi tsbafa nyanınc* dfisünürüm: Dün akşam bir takım kararlar aldık. Hemen kalkar Atatürk e giderim. Onn yatakta iken ayandınrım. otnrup konuşuruz. Söylerim: «Dfln akşam yine coştuk, şnnu yapalım, bunu yapalım diye kararlar aldık. Ama olacak şeyler değil, nasıl yapacağız?..» «Canım gen bildifini yap» derdi bana... Sonra bir devir oldn. Tine aynı şekilde aksamları toplanıp alınmış kararları ertesi sabah görüsmeye gittiğimde artık «Sen bildiğini yap» demlyordn. tsrar ediyordn bn sefer. Asabileşiyordu... Ve bir lofra kavgası üzerine, ertesi giin Atatürk: «Bir mfiddet çekilmen Iâzım, istirahat etmen Uzım» dlyecek ve Inönfi: «Minnettar oluram» cevabıyla, meydanı Celâl Bayar'a bırakacaktır. B MODESTY BLAISE Atatürk iü arıcu yıl nutkunda şöyle der: «Asla .şüplıeoı yoktur ki, Türklüğiin unutulmuş medenl va»fı ve kabiliyeti bundan sonraki inkişafı ile âtinin yfiksek medeniyet ufkundaıı yeni bir güneş gibi doğacaktır.» Ve arkasından ilâve eder: «Bu söylediklerim bakikat olduğu gün senden ve bfitfin medenl beşeriy?:t?n dileğim sudnr: Beni hatırlayınız!.» Yukandaki ctijinal metinde de görüldüğü gibi, bu lstağinl taşıyan ikl cümleyi çizecektir Atatürk... YARIN: Sonuç II 80 Kırkbeşlik bir deniz kurduydu. Şurada burada rastladığı denizci arkadaşlarmdan söz ederdi. Bir akşam ama, fazlaca içti. «tnsanın başından neler geçmiyor!.. lnsan topuna da nasıl dayandığına şaşılır doğrusu. Hani kayaya çektirsen kaya dayanamaz çatlar. ma to Panaya» dedi. Selim, babası yaşmdaki denizciyi dinlemek Için tepeden tırnağa kulak kesildi. Vasso: «Ben Kandelyusalıyım, belki o adayı tanıyanınız vardır> dedi. Bodrumlu dalgıç Mecdi atıldı: «Hiç tanunaz olur muyum? Ben asıl Datçanın Hisarö'nündenim, deniz kıyısında. Kandelyusa ve onun yavru adalan tam karfimızdadır..* Öteki: Ama beni tenıyamazsınız. çünkü ben siz dogmadan oralardan aynldım. Evimiz dört kuru duvardı, iki pencereli. Ben hep denize bakan pencerede otururdum oturursam. Oradan bakardun denizlere. Vasso içinde gizlediği bir $eyi açıklamak uzereydi. Ama yutkundu yutkundu, kendini topladı. Söylemedi. Gene tekrar etti: «Daha tanımıyorsunuz denizi, merak etaıeyin tanırsınız, dedi. Ona: <lç bakalım!» dediler. Durdu, bir kadeh yuvarladı. Sonra «içtik içtik..» Vasso oradan ayrılınca Kandelyusadan bol bol küfür savurup lânet okuduk. Kandelyusa'da bir kaptanla konuştum. Tayfa yazıldım gemisine. Gemiden gemiye, denizden denize ömrümüz geçti» dedi. Derin bir soluk aldıktan sonra: Denizi ne kadar sevmezsen, onu tâ o kadar seversin, dedi, içini uzun uzun çekti. Denizlere baka kaldı. Hıçkıra hıçkıra ağladı, söylemedi söyleyeceğini. Gençler düşüne kaldı? thtiyar makinacılar v* hava pompacıları güldüler. Ak sakalh Vangel: Merak etmeyin Vasso'yu deniz tuttu. Uzo yok mu, deniz suyunun kardeşidir. Deniz uzoyu, uzo denizi tutuşturur. Vasso'nun aklı başına gelir, dedi ve güldü. Onun gülüşü nezleye benzerdi; hemen başkalarına geçerdi. Herkes güldü. Bu arada Vasso da yaşlannm arasmda güldü. Vangel gülüşleri arasmda içini uzun uzun çekti. Başındaki takkemsi külâhı çıkarıp yere vurdu ve: Denizci değil miyiz, hepimiz aynı bokun soyundanız. dedi. Denize baka kaldı. Hani usaklar birbirleriyle konuşurken birdenbire söz kesilir. Orada olanlar: Yahu saat bası mı çaldı? derler. tste sanki bir çan çalmış, herkes saygı duruşunda put kesil mişti. Bodrumdu Mecdi en genci oydu yıldızlar» uzun uzun bakıyordu. Sükutu ilk önce Tilloslu Takkis bozdu: Ne o Mecdi? Sen Bodrumdaki sevdiğin kızı mı dinliyorsun? dedi. Gece karanlığmda Mecdinin yüzünün kızardığı görünemezdi. Mecdi ve oradaki denizciler Takkisin ne demek istediğini anladılar. Gece gökteki yıldızların yürek çarparcasuıa en çok kıprayıp parıldayanı, sanki sevdiğin kız ya da kadının sana bir şey söylemeye çabaladığı anlamuıa gelirdi denizciler arasmda. Mecdi: Yok acanım, dedi. Takkis: Ne yok acanım mi seni çok seviyorum, göreceğim geldi, çabuk dön, gözlerimde tütüyorsun. Çabuk dön »eni bu yıldız parıldamamla öpüyorum diyor. Mecdinin çok hosuna gitti bu l&flar, <ıma gene dc utana utana: Yok acanım, dedi. Dinlediği sözlerin tadına vannak üzer» (ustu. Basını başka yana çevirdi. Ötekiler: Ayıp ediyorsun Mecdi. Baksana Akşam Yıldızı çırpına çırpına parlıyor, şimdi o kız o yıldıza bakıyor da seninle haberleşmek istiyor. Sen ona sırt çeviriyorsun. Dön başını kerata. Yazık zavallıcığa» dediler. Mecdi de çekine çekine başını gene Akşam Yıldızı yönüne çevirdi. Acaba sahi miydi bu? .kşam Yıldızı panl parıl parlamaya koyuldu. Tıpkı Fadik gibi gülüyordu. Orada her akşam üç kuyularda testisini doldurmaya gelirdi. Mecdi de geleceği saati bilir, yolun üzerinde sık hayıt çahlarmm ardına saklamrdı. Fadik nerede saklandığını bilirdi, oraya yaklaşırken yüreği göğsünde kuş kanadı sanki hızla çırpınfrdı. Ama yanında başkalan vardı. Beklerdi onlar testilerini doldursunlar da Fadik tenhaya kalsın. Testisini doldurur. Dönerken eve, Mecdi çalılar arasından başını uzatırdı. Fadik'in nar dudaklan arasından sevinçli bir gülümsemeye açılırdı beyaz dişleri, tatlı bir yemişi ısıracakmış gibi. Öpüşürlerdi orada, sonra bakışlan uzaklaşırken bal gibi birbirinden süne süne aynlırdılar. Son sefer aynbîinda Fadik'in göz pınarlarından yaşlar pırlantalar gibi düştü. «Çabuk gel Mecdi de beni kaçır» demisti hıçkıra hıçkıra. Acaba beni düşünerek dönüşümün sevinciyle mi gülüyor diye düşündü Mecdi. Ama kayıktakilere: «Yok acanım> dedi gene. Vangel Mecdiye uzun uzun baktı. O da yuvarladı uzosunu. sonra: (Arkftsı var) Bayar Başbakan arti içi kanat. ann çatıçmaları sonunda, 1937 yılında lnönu'nun yerine Basbakanlığa Celâl Bayar (M Ekim) getirilecektir. Bayar, 8 Kasım 1937 de okuduğu hükUmet programında, «Bizim gibi parti hükümetlerinin kendilerine mahgus ' ir programı yoktur» diyerek ise baslar. «TaIdp edilecek program .. Türk milletinin arzu ve irad lerini toplayan Cmnhuriyet Halk Partisinin realist ve dinamik programıdır.» Atatürk'ün hayatta olduğu devrede kurulan bu son hükümet, «Şef» in cümleleriyl başlıyan parağraflardan kurulu programı ile çok şeyler vaadedecektir. P *™ AN B A Ş O Ğ L U 1 BUDIN K0PRUS1) U O I O K u ummsdıgt t? Tarık Z. KIRBAKAN Oert, 8a« »• Cflbren Hutalıklan Mfitebassın lailkltl Vmu. Parnakkapı No M IX: 44 !0 73 Karakoçan Vergi Dairesi Müdürlüğünden llâtı cetveli Mükellefin t» Adresi Adı ve Soyadı Köyü Tili Yeri K. öztürk * Y.Köyü 1963N.Has Pasajı Adana Verginin nevT Cezanın nev"î G. Vergisi K. Cezası Miktan Lira Krş. Lira Krş. Lira Krş. 44.752.00 134.256.00 179.006.00 DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIGINDAN (Yurt Drşından İki Adet Hava Kompresörii Salın Alınacaktır) 1 Deniz Kuvvetleri Komutanhğı ihtiyacı için iki adet hava kompresörii genel ve teknik şartnameleri dahilinde, yurt dışmdan teklif almak suretiyle satm alınacaktır. 2 Gerekli döviz, Komutanlığımızca temin edilecektir. 3 Teknik, genel şartlar. şartnameleri ve teklif verme formları Deniz Kuvvetleri Komutanhğı Ikmal Daire Başkanlığmdan 7 Arahk 1968 günü saat 13.00'e kadar bedelsiz olarak alınabilir. * Şartnameler posta ile gönderilmez ve bu nev'idetı talepler cevaplandırılmaz. 5 Teklifler Türkce veya Ingilizce olarak 25 Aralık 1968 günü saat 17.00'ye kadar tkmal Daire Başkanlığmca kabul edilecektir. 6 Teklif zarfiarı üzerine şartname numarası ve 'eklifin hangi malzemeye ait olduğu behemahal yazılacaktır. 7 Tekliflerle beraber teknik şartnamemiz ekindeki soru formu amili firma tarafından doldurularak. imzalanıp gönderilecektir. Bu formu doldurmayan firma teklifleri kabul edilmeyecektir. 8 Komutanlık bunlan dilediği kadar fsz'a veya nokssn nlmakta veya hiç almamakta serbesttir. 9 Postada vâki gecikmeler kabul edilmez ve teklif ven" zamanı değiştirilmez. 0 Yetkili §ahısların şartnameleri alırken di>kçe ile müracaatlan ve firma mümessiniklerini tevsik eden be]?eyi i>ra7 e*meleri şarttır. (Basın: A 15505 28047) 14143 Yukanda adı ve adresi yazılı bulunan mükellefin adresine vergi tebliğ alındığı posta vâsıtasıyla gönderilmiş, iş adresi olan Nuri Has Pasajı N o : 15, Adana'da bulunmadığından iade edilen tebliğ ahndısı 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 103 üncü maddesi gereğince anılan kanunun 104/3 üncü maddesi ile 105/1 inci maddesi uyarınca ilân tarihinden başlıyarak bir ay içinde ilân yapan makama bizzat veya bilvekâle müracaat etmeleri, veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslenni bildirmeleri. 2 Kendilerine süre ile kayıtlı resmî tebliğ yapılacağı. Keza 106 ncı maddesi ise ilân tarihinden başlıyarak bir ay içinde ne Vergi Dairesine müracaat yapmıs ve ne de adrcini bildirmiş olanlara bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı tebliğ olunur. 6/11/1968 ASLI GİBİDİR 13/11/1968 Hasan KAPLANGÎL Malmüdürü Vekili ÎMZA %e MÜHÜR (Basın: 28118/14136)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle