18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKl 19 Kasım 1968 CDMHHRITET :••••! «•«••••••••••••••' Sosyolisl ülkelerde liberman reformlorı Prof. Dr. Gülten KAZGAN y ve kapitalizm, ragımızda en güçlii iki biiyük devletin benimsediği iktisadî sistemler olarak, Ortaçağm dinsel alandaki tartışmalarını % çatışmalannı iktisadi doktrinler e ve politik rejimler alanma kaydırmış bulunuyor. Her bir doktrin kendi gücüne güvenle, önünde sonunda kendi doktrininin evrensel geçerliğe kavuşacafma inanıyor. 1957'den bu yana Sovyet Rusva ve iktisadipolitik sistemleri ona benzeyen Doğn Avrupa ülkelerindeki iktisadî reformlar da bu âdeta dinselleşen inanç sistemleri çerçevesinde yurumlanmaktan kurtulamadı. Bu yazınm amacı, 1965 yılında Sovyet Rusya, Çekoslovakya, Macaristan ve Polonya'da plânlama ve sınai jönetimin ıslâhı için alınan tedbirleri yorumsuz yansıtmaktır. Reform tedbirlerinin başlıca özelligi bir muhasebe kategorisi ve etkinlik ölçüsü oinraİT «kârlılık kıstası» nnı bu ülkelere girmesidir. Kârlılık kıstasımn doktriner yorumlara elverişü olmasının sebebi de, esas itibariyle kapitalist ekonominin bunu etkinlik kıstası kabul etmesi; buna dayanılarak da «sosyalizmin kapital!zme benzemeğe başladığı» nın önerilraesidir. Sovyet iktisatçıları ve Doğu Avrupalı iktisatçılar arasmdb. çok sayıda taraftarı olmakla beraber. ozeüikle Karkov Cniversitesinden Pror. Libe rmar'ın savundugu bn yenileşme hareketi, Batı ülkeierinde «Libermanizm» veya Liberman reformlaıı olarak da anümaktadır. nen tercihlprdir. Q TEŞEBBÜS SEVtYEStNDE ETKİNÜK BAK1M1NDAN KÂRIN ROLÜ: KapitaUzmin piyasa ekonomisinde ideal bir rekabet modeli içinde kârlılık, etkinlik göstergesi sayılır. Liberman reformlarıyla benimsenen esas itibariyle bu kıstastır. Fakat, etkinlik göstergesi olarak kârlılık ar.cak benzer ihtiyaçlan tatmine yönelen larklı tpsebbüsler için kabul ediunektedir; kâr, bpllibaşlı mallann üretimlnde önceliklerin tesbiti irin bir gösterge olmayıp, benzer ihtiyaçlan tatmin rden teşebbüslerde emek verimin artırılrrusı. yeııi tekniğin uygulanması, mal kalitesinin iyüeştirilnıesi için bir müşevvik haline getirilmektpdir. Reformdan önce, sosyalist tesebbüsler de üretim miktarı ve üretim maliyeti etkinlik kıstası kabrl edildigi halde, reform bnnlann yerine kârlılık ve satış miktarını ikame etmiştir. Fiyatlan ise merkezî plân tesbit etmektedir. Konuvu bir örnekle aydınlatmak, soyut kavramları somutlaştırmak bakımından herhalde favdalı olarsktır. Liberman reformlanmn kabul ettiği kârlılık kıstası, meselâ bir ayakkabt fabrikasmın kârlılığı ile demirçelik fabrikasının kârlılığı srasında bir karsılaştırma yapıp eğer birincisi ikincisinden daha kârlı ise bu alana yeni yatmmlar yapıp üretimi arttırmak için gösterce rolü oynamayacaktır. Bnna karsilık, mesels çorap, ayakkabı veya çizme sanayii arasında kârlılık karsılaştırması yapıp bunu gösterge olarak knilanmak imkânını verecektir. Ayakkahı sanayii ile demirçelik saaayiinin hangi nranlarda ürptiminin artacağı, bu alanlara ne kadar yatınm yapılacagı kir göstergesine bakılmaksızın merkezî plândaki tercih sistemine göre belirlenmeğc devam edecektir. : : : : •• 45. YIL •••• •••• •••• H!" •••• •••• ••«• •••• •••• •••• • ••• • ••• :::: •••• •••• :::: •••• •••• :::: Emme basma tuiumbanın çok ilginç hikâyesi.. Bir okurnm telefon etti, sivesi Güneydogn Anadoln'ya kaçıyor : Ben su bufdav işini anlamadım. düsündükçe kafam kanstı; bir daha anlatır mısm! Bix memlekete gidince hep bunlan konnşnyornz.. dedi. Anlatalım : Biz Türkler çok ekmek yiyen bir milletiz. Dilimizde bir de bnnnn tekerlemesi var : Peynir ekmek, hazır yemek.. denir. Balık, et, ynmurta gibi besinler ancak varlıklı evlerimizin mntfagına girer. Çogu zaman sade suya çorbavla ekmek tıkınır vatandaslanmız. Bu nsnlle beslenmenin sakıncalannı bilim adamlan ortaya koymuslardır. İleri ülkeler balık, et. vumurta eibi besinleri çok tüketirler; eeri ülkeler de bizimki gibi ha babam ekmcfe, tahıla knvvet verirler. Buna da sükür . denebilir belki. Ama bizde bugday üretimi ilkel olduçundan, havalar kötü çitti mi sıkıntı basçösterir. Nitekim bu yıl da havalar kötü çidince dısandan buğdav getirtmek zornnda kaldık. Bilindiği gibi bes yıllık plânlama. Türkiyede millî gelirin yüzde 7 artmasını öngörür. Havalar iyi gidip de tanm ürünleri iyi oldu mu, plân hedeflerini tntturnruz. Havalar kötü fidip de mahsul kötü oldu mu plân hedeflerinin altma düşeriz. Demek ki. bizde plân da havalara baSlıdır. Bu yıl tanm alanında bir venilik vardı. Amerikadan çetirtdieimi? ve Sonora64 denen bir soy tohnmluk buğday Anadolnnun çesitli vBrelerinde deneniyordu. Amerikanın bn tohumlukla Meksikavı bngdav ambanna çevirdiü sövlenivordn, Çevirmisti de ne olmustu? Meksika. adam basına 300 dolâr milli çeliri, zengin kompradorları, ve yokşul kövlüleriyle dünyanın ortasında bir çeri ülke manzarasmdavdı. Ama ber ne olursa oUan, Sonora64'ün denemesini tarlada izliyenler : Mflthiş bir sey.. diyorlardı. Bir daidan onbeşyirmi tane basak siirüvor: bu is oldu. Mevsim bitince anlaşıldı ki Sonora64 Alâeddin'in sihirli Iâmbası değildir. ve Türkive bnğday ithal etmek zornnda kalacaktır; havalann kötü gitmesi etkilerini göstermistir. Vay nalimtze idi! Araerikadan snnca traktör satın almıstık, Anadoln traktör meTarlıgı haline gclmisti.. Amerikadan sunpa tohumluk almıstık. Anadoln açlık tehlikesine düsmüstü. Mnhakkak bugdav ithal edilmeliydi. Bir kolayı vardı bu isin Sam Amea her sevi düşünmüştü : Traktör dedik mi. l'.S.A. markalısı hazırdı. Tohumluk dedik mi. t'.S.A. markalısı hazırdı. Aman ikı>i de kâr etmedi. bugdav lâzım . dedik mi. U.S.A. markalısı hazırdı.. Amerika çok ileri usullerle buğdav üretirdl. Ihtivacmdan fazlasını da bizim gibi voksul ve geri ülkelere satardı. Bn satıslarda ivilik olsun, Türk milleti doysun. diye kolpylıklar da gösterirdi Söyle ki : Biz Amerikan bngdayını Türk parası ödiyerek alabilirdik. Memleketimizin nasıl bir döviz kıtlığı içinde bntandngu açıktı. Anadoln yoksnl bir tanm fllkesi olduğnndan tütfln. pamuk, üzüm. fındık gihi dörtbes kalem ürünü dünva pazarlanna satar, bnna karsılık aldıfı dolârla makine itbal etmeye çalısırdı. Bugday ithal etmek zorunda kalınra Amerika bize : Senin dolânn kıvmetli.. Ataeatm bn|d»v!ann yan borennn bana Türk lirası üstünden 5de! öteki yansını da nznn vâdeyie ve dolârla ödersin. Talnız bir şartım var: Sana sattıgun bugdav karsılığında ödiyece|in Turk liraları senin bankalannda ve benim emrimde kalacak. ben bunlan Türk sınırlan içinde istedigım gibi kullanacağım. Böylece Amerika. Türk bankalannda vüz milvonlarca liraya sahip oluyorda. Türkiyedeki is »damları da Amerikan kapitalistlerinin hnznrunda kuyruta girivorlardı. Amerika çeklyordn içlerinden bazılannı : Bak ! divordn. Türk bankalanndaki paralanmla sana bir fırsat verebllirim. Sen isbilir açıkgöz bir adamsın, Ankarada dostların ds bol ! Bir nisasta fabrikası knrarsın. Şöyle ki, nisasta imalt için çereken dan Amerikadan gelecekBir bagkasını çekiyordu kSseve : Sen de epey akıllıva benzlyorsnn! Bir ntontaj fabrikası knralım. Yapacafımız makinrnin parçalan Amerikadan gelecek, burada birbirine takılacak, Anadolnda satılacak... Bövlece getirttitimiz bntdayların parası Amerikanın elinde politika aracı olarak yatmlıyor: bn yotla komprador sınıfı ürüyor îücleniyor; tatlı kârlar tatlı kârlan kovalıyordn. Bn kadar tatlı kârlar içinde milvonlar vuran isadamlanmızın sıfir nnmara birer Amerikancı kesilmesi. Türkivedeki Amerikanci şiyasi partilere kesenin ajzını açması, komfinizmle mficadele derneklerini, gerid faaliveti yüzbinierce tlralık yardımla beslemesi tabiî defil miydi ! Biz Amerikadan bnSdav satın aldıkça. bnSdayın parası gene emme basma tnlumba glbi çalısıyor, Amerikan ortaklıklan yüzde yüz kâr ediyor, kâr ettikçe komünizmle mücadele gücleniyor, ve daha çok kâr ettikçe Atatürk dflşmanı gericilik yognnlasıyor, nereden geldiği malum paralarla beslenen yüzlerce ve binlerce gerici demek vatan sathında Atatürk devrimciliğine karsı savaş bayragını açıyor... İste sevgili köylü oknrnm ! OI hikâye böyledir. •••• •••• Reformun nedenleri • J afı kaynaklanna göre bu reformlann ne* * dcni. 196065 yıllan arasmda Sovyet ekomisitiîn gelişme temposnnun yavaşlamış olması; iktisadi hesaplamanın ancak kapitalizmin kâr anlajısıyla sağlanabilmesi dolayısiyle sosyalist ülkelerin d« sadece kapitalizm degiJ, fakât her iktisadi sıstemin nnsurlan olan kurumlan kapalı bir şekilde benimsemeleridir. Sovyet iktisatçılanna göre, bu reformlarm sebebi sosyalist ekonominin deijisik gelisme aşamaları ve farkjı tarihsel şartlan altında üretimi etkilemesinin iki yolu, yani rcerke/î plânlama ve sosyalist teşebbüslerin <.ini«.vatif» i arasındaki ilişkinin değismesi; bd ili«ikinin. üretim güçlerinin &elişme seviyesine göre her bir gelişme aşamasmda ekonomivi yönetmek bakımından farklı öztl fonksiyonlan buluııtpjtsıriır TARAFSIZ BİR GÖZLEYİCÎ OLARAK REFORMLARIN NEDENİ HAKKINDA Şü SÖYLENEBÎLİR: Sovyet Rasya ve onu izleyen Doğu Avrupa iilkelerinin Stalin döneminde uyguladıklan sert plânlama sistemi toplnmsal devrim ve voğun sanayileşme döneminde tarihsel görevinl tamamladıktan sonra ileri derecede sanayileşmiş hnlnnan bu ulkelerin gelişmesini srmrlamağa baş lamıştır. Nitekim, ünlü Polonyalı iktisatçı O. J,ange. baslangıctaki sert plânlama dönemini «kendine özgü bir harp ekonomisi» olarak nite'pmektedir. Açıktır ki, ileri derecede sanayileşmiş ve iktisadi yapısı çok giriftleşmiş bir toplumı; siirekli olarab bir harp ekonumisi sertlijH Içinde j önetmek ne gerekli ne de faydalıdı». Çesitli kaynakJann yaptıklan yorumlardan ortava çıkan sonuç. sert plânlama sisteminin ileri sanayileşme asamasmda vrtersiz kaldıgidır. Merkezî yönetim mekaniznıanmn yükünün çok airniasması, sosvalist teşebbüslerde bir ölçfıd» ademi merkezileşmı*yi Ttaçınılmaz hale getinnişthr. Avfıca, ekonominir. maddi imkânlarraın çok kısıtb olduğu dönemde çalışanlann politik ve moral çağnlarla tpsvik edilmesi yerini nakdl müşevviklerle teşvik sistemine birakabilmiştir. Kârlılık hesabı tim maliyeti iken: reformdan sonra kâr/devletin verdiği üretim teçhizatınm kıymeti olmuştur. Bu bakımdan kârlılığın tarifl, reformdan sonra kapitalizmdeki tarife yaklaşmıştır. Bununla beraber kârlılığı etkiliyen unsurlar her iki halde şövledir: Pivasa ekonomisinde kâr'a çok zaman mevkiin ve tabiî şartlann, kaynak kıtlıklannın varattığı raı.tlar ve monopol kârlan da dahildir. Oysa, I.ibeıman reformlannın benimsediği kâr kıstasında bu gibi, teşebbüsün daha etkin çalışnıasıyla ilgili olmayan unsurlar, çesitli yollardan bertsraf edilmektedir. Bunlar bertaraf ediHnce, benzer ihtiyaçlan karsılayan sosyalist teşebbüslerden birinin diğerine nazaran daha kârlı olması, üstün yönetim ve örgütlenmere, daha ileri bir üretim teknigi aygulamava ve biiyük çapta uretimin faydalanna bağlı olmaktadır. derecesinin S osyaliit tesebbfislerin kârlılıkönce, kâr/üretesbitinde kıstas refonndan Kârın bölüşümü T iberman reformlan aynı zamanda kârın te"^sebbüsle toplum arasmda bölüşümü için de veni bir sistem getirmiştir. Reformdan önce tesehbüslenn safladığı kâr, devlet bütçesine, daha öst kademedeki teşekküllere, teşebbüsün kapital yatınmlan ve döner sermaye fonuna, •'• 16 kadar bir kısmı da teşebbüsün müşevvik fonuna pirmektpydi. Plânlı kârdan aynlan bu oran »ynı kesimdeki bütün teşebbüsler için aynı oldnğundan, snsynlist teşebbüslerin plân hedeflerini aşmak için çalışmadıklan görülüyordu. Aynca, bu oran teşebbüsün kullandıgı üretim teçhlzatından da tağımsızdı Rpform, bu sistemde de köklü bir degısme getirmiştir. Üretim teçhizatı için teşebbüsün devlete yaptığı ödemeyi, üretim teçhizatının ııtteliğiDe bağlamıs, amortisman fonlan dışmda dev'et bütçesine faiz ödemcsi de girmiştir. Kârdan devlet bütçesine ödenen kısımdan geri kalan iiç fon arasmda bölüşülmektedir. Bunlar da ürctbni geliştirme fonu. mesken ve refah hizmetleri fonu, işçilere ve personele maddi mflşevvik »(.ratma fonu. Teşebbüsün başansma göre, bövlece. her çalışan merkezî olarak belirlenen ücrete ek olarak bu fondan bir ilâve gelir sağlamaktadır. Çaçımızın ileri sanayileşmiş kapitalizminde de elde ediliş şekli ve besaplanışı farklı olmakla beraber kânn ve faizin toplumla bölüştürülmesi yolnnda bir gelişme vardır. Sermaye eelirİPrinin emek gelirine nazaran daha ağır vergilendirilmesi (ayınna prensibi); sermaye şirketlerinin şahıs şirketlerinden farklı olarak aynca kururalar vergisine tabî tutulması; çalışanlann kâr'a istirak ettirilmesi, bu arada sayılabiür. ayın Ecvet Güresin ile sayın 11han Selçuk'un yazılannin başlığı bu idi. Saym Güresin yazısına şöyle başlıyor: .Gercektir ki, 45 yılda aldığunız mesafe büyüktür.» 45 yıl öncesinin kadrosunu. ortammı eleştirdikten sonra «Cumhuriyet muvaffak olmuştur» hükmünü tekrarlıyor. Bu arada çağdaş uygar hk düzpyine kavuşamadığımi7i ve bunun nedenlerini açıkhyor. Bugün toplumumuzu rahatsız eden guçlerden söz ediyor. Ancak Cumhuriyete kaışı beliren kıpırtılann dün olduğu gibi bugün de başarıya ulaşamıyacaklannı söylüyor. Biz de a\"nı görüşte olmakla beraber 45 yılda katedilen mesafeyi az buluyoruz. Bu göriişümüzü su şekilde açıklamak is teriz. Büyük Atatürk ve arkadaşlan ulusal Kurtuluş Savaşına inançla gır diler. Bunun içindir ki başarıya ıılaştılar. Ulusal Kurtuluş Savasına girenlerin çoğu devTİmci bir kültürden yoksundu. Devrimlerin yapılma sı bunu eizlivemez. Çünkü biz şuna inanıvoruz ki Atatürk bir lokomotif gibî bu kadroyu istediği yere çek miş. Çok direnenler yer yer kopmus!ardır. Atatürk ile birlikte devrimleri yapanlar ise Ata* ' 'ter sonra yaptıklarma sahip çıkamamışlardır. Atatürk'ten sonra uzun zaman işbaşmda kalan 19231930 devrimlerinin temelini atarken Atatürk'ü yal nız bırakmayanlar daha sonraları yaptıklarma sahip çıkma cesaretini Kösterememislerdir. Geriye gidis ise bunlar için olanakszdı. Ama yerinde sayan bir devrim her riman kar şı devrimi hazırlamıştır. Devrimlerden tâviz vere vere Mehter Marşı örneği bir ileri bir geri giderek buKünkü ortama gelmiş bulunuyoruz. Sayın yazann dediği doğrudur. Çok mesafe katettiğimize kimsenin kuşkusu yoktur. Ancak biz deriz ki daha çok mesafe almamak için ortada hiç bir neden yoktur. Atatürk devrimleri bugün istenilen amaca ulaşamamışlarsa, «Bizim devlet şeklimiz Halkçılıktır» diyen Atatürk Cum huriyeti bugün halka dönük bir çızgide değilse bunun nedenini ger çek devrimcilerin yokluğunda aramak gerekir. Bizim anlatmak istedığımiz gerçek de\Tİmci: S bu ulusu gerçekten seviyorlarsa onu verimsiz, hayâl ürünü olan çabalarla uğraştırmasınlar. Toplum ı rarına, toplum düzeniın daha ın=anca işlemesi için çalışan örgütleri çelmelemesinler. Bu ülke hepipılzindir. Hepimizın ortak olan bir görevi vardır: BU ÜLKEYt YÜCELTMEK. Bu gorevi yaparken yolumuzu ham havâller degil, katî rakamlar avdmlatmalidır. Mehmet Emin LEBE Hakkâri Lısesı Turkçe Öğrt. Din adamı meselesi aym Hocam Prof. Dr. Bülent Nuri Esen'in, «Kâbustan selâmete çıkılacak yol» başlıklı ve bu yurdun ne hâzindir ki ezell derdi olan ırticaı konu alan yazısını okudum. Hocam. bu yazısında: bugün Türkıye'yi ibadet yerlerinin hârimine sığınmış örümcpklı kafaların idare ettiğini bunların halkı zehirlediğıni ve sadece safsata ve taassup aşıladıklarını, düşmanhk telkin ettiklerini ve ayırıcılık öğrettiklerini, günahsız Türk çocuğunun körpecik kafatasınm anlamadığı dilden mânasmı bilmeksizin ezberlemek zorunda bırakıldığını belirtiyordu. Yine sayın hocam Prof. Dr. llhan Arsel'in bu konuya değinen yazılarını da okudum. Bu yazıların yalın bir iddia olmadığı. örneklerine günlük yaşantımızda sık «ık rastlandığı açık olmakla birlikte, bu konuda bundan üç dört hafta önce tanık olduğum bir olayı anlatmadan geçemiyeceğim. Yapmakta olduğum Akdeniz gezisi sırasmda Manavgat'ta. Alanya'ya gidecek bir otobüs beklerken 1213 yaşlarında ve pantolon yerine siyah bir potur gi>Tniş bir çocukla tanıstım. Çocuğun yüzü dolgun olmakla beraber renksizdi. Kendisi, konusmamız sırssında, halsizlik. baş donmesi ve unutkanhktan sikâyetçi olarak muavene için Manavgafa geldiğini. tansiyonunun 8.5 olduğunu söyledi. Doktor. hastalığının nzun süre kapalı ve havasız yerde bulunmaktan ve rihin yorgunluğundan ileri geldiğini söyliyerek bazı ilâçlar yazmış ve arkadaşlan ile gezip dolasmasını ve oyun oynamasuu tavsiye etmiş. Doktorun tavsiyelermi ben de tekrar ederek bu arada top oynamasını söylediğimde çocuğun yüzü birden ciddileşti ve bu oyunıtn günah oldugu şeklinde cevap verdi. tlk okulu bitirdiğini ve hâlen kur'an kursu öğrencisi olduSunu söyleyen bu çocuğa bunun nedenini sorduğumda aldığvm cevap şu oldu. Hoca efendi, top oyununu, Pevgamberimiz Hz. Muhammed'in kafasını keserek top gibi oynıyan gâvurlann icat ettiklerini söylerfliş. önümüzden geçmekte olan bir çocugu çağırdı. Onun da rengi soluktu ve o da doktora gelmişti. Hastalık ve teşhis a\Tiı idi. Konusmamız sırasında. hoca efendinin. Kur'an kursunu yarıda bırakanlann doğruca cehenneme gideceğini söylediğini anlatan bu çocuğa Kur'an Kursundan sonra da okumaya devam edebileceğini anlatarak. herkes Kur'an kursuna giderse hâkim, doktor. mühendis... vs. yetişemiyeceğıni. islâmiyette çalışmanm ibadetten bile üstün tutulduğunu, bugün gördüğümüz bütün araçları batılıların icat etmiş olduğunu, traktör sayesinde tarlalann kolayca sürüldüğünü, ilaçlarla haşerelerin öldürüldüğünü. böylece iyi mahsül alındığını belirtmcye çalıştım. O. cevaben. Kur'an kurslanna yardımm da unutulmamasımn gerek tiğini söyledi. Ve şunu anlatb. BH>ük bir pamuk ekicisi oldukça fenni bir şekilde ziraat yapmakla beraber mahallesindeki Kur'an kursuna yardım etmedieinden mahsülü iyi olmazmış. Bir sene bu kursa yardım eden ekicinin mahsülü o kadar çok olmus ki adam birden zengin olmuş ve şimdi Kur'an kursuna yardım ediyormuş. erken otobüs geldi ve bindik. Her zaman parlayan Akdeniz güneşinin altında körpe diraağların nasıl karanlığa boğulduğunu görmenin üzüntüsü ile yoluma devam ettim. Eriş GÜRSEL ANKARA S D HASKAN AKTAN ile İRZt II*SGL'LER Kvltndıler. istanbul 18 11.1968 A Devrimin bekçiliğini yapan dejil, devrimi her gün biraz daha ileri götüren kişidir. Devrimci devrimin durmasını, korunmasını anlamaz. Devrimi korumak bir bakıma devrime ihaoettir. Dcvrimio ileri gotiirülmesi gerekir. A Devrimin yerlesmest için, devrimin halka indirilmesi. halka mâledilmesi gerekir. Gerçek devrimcilerin halkı tanıması, sevmesi ve ona inmest comnlugn vardır. Çünkü devrim genis halk yığınlan için yapılır. Devrimci halkı bilinçlendirdigi an, halka vapraak istedifini söviedigi ve halkı bnna inandırdıgı an devrimcinin yükünü balkın kendisi yüklenir. O zaman devrim başarıva nlasmıs sayılır. Bu iki yetenekten yoksun olan ATATÜRK sonrasının sözde devrimcileri 45 yıl sonra bızı bugünkü ortama getirip bıraktılar. 45 yıl önce söylediğimiz gibi 45 yıl sonra da söyleyıp duruyoruz. Çağdaş uygarlık düzeyine çıkmak amacımızdır. Bu gidişle üzülerek söyleyelim ki çağdaş uygarlık bizim İçin bir seraptır. Şimdi bizden öndedir ve ileriye doğru bizden hızh gitmek tedir. Bizim ona ulaşmamız için onlardan hızh ilerlememiz gerekir. Oysa rakamlar bunu doğrulamaktan uzaktır. Cumhuriyet 14087 Merkezî Plânlama ve Kârlılık fonksiyonlan ve göstergesi f.ıdu^ıı etkinlik kıstası itibariyle, kapitalizmdekinden tamamiyle farklıdır. Vazınm amacı konuvu «yonımsuz» yansıtmak olduğu için asağıda ber iki sistemde kâr kıstasım karsüaştmnaiı olarak açıklayıp, yonımu "lruyucunun kendisine bırakacafız. D MAKRO SEVÎYEDE KAYNAK DAĞILIMINDA KÂR1T? ROLÜ: Kapitalizmde piyasa mekanizmajında kârlılık kıstası üretim faktörleri dağılımında gösterge rolü oynar; daha kârlı alanlarda Uretimin gelişmesini, daha az kârlı alan larda daralmasını sağlar. Üretim faktörleri yani, tabiî kaynaklar, sermaye, emek nin ve dolayısiyle uretimin yatırtm malları • tfiketim raallar;; sanavi tanm hizmetler gibi üretim kesimleri; üretim bölgeleri itibariyle dağılımmda çösterçe kârlılık kıstasıdır. Öıel teşebbüs veya kârlılığı esas alan devlet teşebbüsleri, toplumun refahı veya eelişmesi iein faydası ne olursa olsun, kenâisi için kârhlığı daha yüksek olan »lanlara kayar. Sovyet Rusya ve omm modelini izleyen Doğu Avrupa üll'elerinde son reformlardan sonra dahi, makro seviyede kaynak dağılımmda kârulık kıstasının fakiör daplımında eöstergelik bakımından bir >olü olmadığı anlaşüıyon Bellibaslı mal lanıı üretim oranı, üretim kesrmleri itibariyle uretimin ve yatınmlann dağıbşi: mfllî gelirin yatınm ve tüketim mallan arasında bölünüsü; üretim ve vatınmın bölgelerarası daeıhmında gösterge kirlılık olmayıp, merkezî plânda belirleson S ovvet iktisatçılanmn önerilerine göre,kârın rcformların getirdiği kâr anlavışı. KETENOĞLU ile Turkrr Hamntçuoilu evlendller. 18 Kasım 1968 İstanbul 9AB\ | ıımımınınnmı ı •••••••••••Miıımnı' Niçin? endisine, niçin ortaokula devam etmediğini sorduğumda ise, bu okula gidenlerin sigara ve içki içmek gibi kötü alışkanlıklar edindiklerini, halbuki, yine hoca efendinin, sigara içenlerin bile cehenneme gideceğinin Kur'anda yazılı olduğunu söylediğini nakletti. Oturduğu Alanya'nın Bektaş Mahallesinde dört Kur'an kursu bulunduğunu söyliyen bu çocujc bir ara, «İste, bu da bizden.^ diyerek Yenl Ajans: 606814097 2 SÂİD ARİF TERZtOĞLÜ • K •Yazılmayan yönleriyle Atatürk, İnsancıl Atatürk X • H GÜLÇm SILAT (ORHON) 11* DOĞAN SELAY Evlendiler. • Atatürk'ün Ahmet Çavuşu,,nu i Bütün kitapçılarda arayınız. Ödemeli gönderilir. • Atatürk Bulvan 79/3 Ankara t »»••»»»•••••••••••••••••••••••••••»•••»• Cumhuriyet 14086 eserlerinden sonra X Yazdı X S o nu ç basında belirttiğimiz gibi, günümüzde doktriner tutumlann dinsel inançların yerini alnıası dolayısiyle, bu konuda yazan düşünürler, ağır bir sorumluluk altma girmektedir. Bu da, kamuyu bir konuda aydınlatmak için vapılan rçıklamalarda gerçek durnmlan yansrtmak için meselelere dışardan bir gözleyici olarak b % karak kend! inançlannı tahlillere karıştırmama landır. Bu sonunluluk duyçusu ÜPdir ki. yazıyı yorumsuz yazmayı yeğ bulduk. Fakat, çağdaş fiziğin dahi Einstein ile, Newton f'ziğinin «gerçekte meveut dünya» sı yerine, «gözleyicinin durumun.ı göre gözlenilen bir dünya» anlayışıuı kabul pttiği günümüzde bunu ne kadar basarabildiğinüzi yaıgılamayı okuyncuya bırakjyoruz. •••• 18 11 196S Curohuriyet 14100 SONUÇ ::: •••• S ::• • ••I • ••I • ••< •••• mmmm • ••• aym yazann «Öteki yönde ise bizdeki Cumhuriyete karşı girişilen ve hızını gittikçe arttıran gericilik, bölücülük ve bölgecilik çabaları vardır. şeklinde beiirttiği gerçeği göz önünde bulundurarak diyoruz ki; TÜRKİYE CUMHURİYETÎ'nin gericilerin istediği düzeye dönüşmesi olanaksızdır. Bunu kesinlikle belirtiriz. O halde gericilere akıllannı başlanna almalarını haber veririz. Bu ülkeyi, 55. Soyısı 16 sayfa Yeni biçim ve 32 sayfalık ek: VEFAT Mertıura Sıtkı Dılber ile merhume Nimet Dilber'in oğullan, Jalt; Dilber'in eşi, Nükte önder ve Emine Süslü'nün babaları, Selma Birol, Müjan Okay, Güher Mısırlı, merhume Mübın Uğure.!. merhume Ayşa Başer'in, tbrahim Sıtkı Dilber, Abdi Sıtkı Dilber, Ali Sıtkı Dilber'in kardeşleri, Erol önder ve özcan Süslü'nün kaympederleri, Millî Demokratik Devrim îcazetli «Sosyalizm» iflâs etmiştir. 0 TİP kongresi • lnönü ve Ecevit # Marx Proudhon'u eleştiriyor. Babıâli Cad. 29 Caşaloğlu Ist. Abone 40 TL. Fiyatı 125 Krş. Cumhurıyet 14105 Bugün Türk Solu Alınız Mensucat Boyası Satın Alınacaktır Sümerbar.k Malatya Pamuklu Sanayii Müessesesi için 6 kalem MENSUCAT BOYAS1 satın alınacaktır. 1 Teklifler 25/11/1968 günü akşamına kadar Müessesemiz veya İstanbul Şubemız holündeki Alım tekiıf kutusuna atılmış olacaktır. 2 Evsaf ve mütemmim mâlumat AL. III servisinden öğrenilebilir. 3 Teklifler arasında şartlanmızla ihtiyacımıza en uygun olanlar tercih edilecektır. Dosya No: 3421/683434/683436/68. SÜMERBANK ALI3I VE SATLM MÜESSESESİ (Basın: 27826) 14095 MEHMET SITKI DİLBER Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesı. bugün, öğle namazını müteakıp, Teşvıkiye Camiinden kaldırılarak, alle kabristanına defnedilecektır. Çelenk gönderilmemesi nca olunur. A l L E S t VEFAT NUR Ofset Matbaası kıymetli ve vefakâr sahiplerinden örnek insan JİRAYR TOROSYAN'ı anî olarak kaybetmek talihsizliğine uğradıklannı büyük bir acı ile meslektaş, dost ve arkadaşlanna duyurulur. NÜR OFSET ALt SEFEROĞLU NOT : Cenaze merasimi yannki Çarşamba günü saat 14.30 da Üsküdar Bağlarbaşı Yenimahallede Şürp Garabet Ermeni Kılısesinde ıcra olunacaktır. BİLGE VE ALAEDDİN GÜLEN ^ kızlannın doğumunu, ^ dost ve akrabalarına rnüjdeler. 15.11.1968 Ankara (Heriş: 3058) 14115) U O & I O B üTarıkZ. KIRBAKAN | \ Uen, 8sq ve Zfihrevi Uastaltklan Mutehassin tatikiai Cad. Parmakkapı No 88 !>h 44 10 73 (Graf: 214/14106) MALIYE BAKANLIGI HESAP UZMANLAftl KURULU GİRİS SINAYURI SINAV TARtHt: Yaw!ı sınavlar 13/1/1969 pazartesl «tlnO Anlcarada ve tbtanhulda yapüacaktır. FAKÜLTE VE AKADEMtlEB: Sınava glrebilmek İçin Hukuk, Siyasaı BiW<»" tktisat Pakültelerinl. tktlsadî ve TiearJ tlimler Akademllerinl ve bunlara eşttliği Mllll Eğitlm BaIsanlıgınca kaöul edilen yabancı fakülfj». akademl ve okullan bitirmiş olmauclır. STATÜ GöîTOERtljlP Sınavlara glrtş şartlanm ve sınav ko nulannı döMîmJ'J o;a'Rk gösterlr statfl vukartda sözfl edjlen öğnfrîrja Suramlanndan ve Hesap üzmanlan Kurulu Ankara. tstanbul tzmlr Grup BürolanndaD saflana1 oılir tstiyşnîen edıeslenne Könderllir. BAŞVURM.4: Smavlara gırmeK tstiyenler dllekeelerlnl 20/12/ 1968 ırtuıü akşamına kadar Ankarada Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlan Kurulu Başkanhgına göndermelidirler Lüleburgaz Askerî Savcılığından: Cumhuriyet 14112 ILÂNEN TEBLİG İzin tecavüzö surundan sanık. MuşBulanıkAdıvar kovü nüfusunda kayıtlı Himmet oğlu 1945 doğumlu Mehmet Oğuz'un gıyabında, Lüleburgaz As. Mahkemesınce 22/9/1967 tarihinde yapılan duruşması sonunda As. CK nun 66MB. 73 ve T.C.K. nun 59 uncu maddesi gere*ince iki ay onbeş gün hapis kısmen yeni baştan asker edilme Fer'i cezasına mahkümiyetıne dair verilen hüküm sanık bulunamadığından kendısme tebli? eriiJmedigi cihPtle 7201 sayılı teblıgat kanunu gereğince il£nen tebliğ olunur. 7 11.1968 Sayı: 1948 (Basın: 27766/14093) Akdeniz Gübre Sanayii A. Ş. Mersin'deki Gübre Fabrikaları faaliyete gpçtifi zaınan oraya nakledilmek uzere aşağıda kayıtlı elemanlan angaje etmek arzusundadır: ü m u n Müdfir MıtaTİnl (tdart işler) Umnm Müdür Muavinl (Teknik îşler) Muhasebe Mfidurü Personel Müdüru Nakllyat Işleri Müdürü Usta Tesisatçı Alınacaktır Başmüdürlüğümüz Teknık servislerinde çalıştınlmak üzere yeteri kadar eleman alınacaktır. Aşağıdaki şartları taşıyanlann 29/11/1968 günü saat 14.30 da yapılacak sınava katılmak üzere diploma, nüfus eüzdanı ve birer fotoğrafla 27/11/1968 tarihine kadsr Personel Âmirliğimize müracaatlan ilân olunur. İSTA^?UL TELEFON BAŞMÜDÜBLÜĞÜ 1 Ortaokul, Lise. Enstitü mezunu veyî lıseden aynlmış olmak, 2 30 yaşından büyük olmamak, 3 Askerliğini yapmış olmak. tlgililerin, Ingilizceyi İyi bilmek şartraı nazan dikkate alarak, tahsil, tecrübe ve karakterlerini belirten referanslan ile Selânik CaddeM 30/3 Ankara (Telefon: 12 94 08) adresine 20 Kasım tarihine kadar yanlı müracaatlan rica olunur. iBasın. 27792) 14090 Cumhuriyet 14084 (Basın: A. 1492426360/14082)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle