18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S4.HÎFE tKÎ 20 Ekim 1968 CüMHUKİüEİ »«••»••••••»•« m ı m r 'nun ZAAF HOKTAIARI Sezoi ORKUNT Berlin \e 1962 Kuba buhranlarıııdan bu jana üçüncü bir buhran daha geçinniştir. Ancak. bu buhran, Doğu bloku içinde başla\ıp sonuçlanarak A\rupada blokiararası sijasî u askeri denge>i değiştirecek bit ctki >apmamakla berabcr, ba zı gercekleri açık görülur ve daha anlaşılır bir hale getirraiştir. N'ATO'nun yirminci yılına girildiği ve üyelik ten ajrılrp ayrılmama urerinde flkri tartışmalarm cerejan ettiği bir ortamda Çekoslovakyanın blok içi işgali NATO ulkeleri arasında >eniden bir dayanısma havası estirmiş, aynı zamanda bazı zaafltrını da ortaya koymuştur. Bu zaaf noktaları nelerdir? Bunlan açık bir şekilde gorehilmek için kabaea bazı esaslara göz atmak gerckir. Bunlar: • NATO bir savunma paktıdıı. Tccaviiz insiyatifi muhtemel duşmana bırakılmıştır. • Hasmın tecavuz niyetinin yeterli bir zaman evvel oğrenilmesi, savunma tedbirlerüıin zamanında ahnması bakımından hayat! önemi haizdir. Bunun için, sjj.asi ve stratejik ihbar mekanizma slhın çok etkili bir hale getirilmesi şarttır. • NATO'da karar, ittifak i]e alınır. 9 Siyasi ve stratejik ihbarlara ve müsterek kararlara tâhi olarak kuvvctlrr kullanılır. emmuz ayı bugiine kadar T çen üç ayltkbaşuıdanzarfında dünya, gedevre 1C 91 •••• •••• •••• •••• •••* •••« •••• •••* •••• • ••a •••I •••• •*«• Hamido ve Faruk Sukan • iii • ••I •••• •••• •••• Bazı kulaklara küpe Bizden müsâde yok Fermân efendilerimizin Dolar var, doiarcık var Uç cümlelik eğitim! Yeni lugat Opera etrafında İ •••• Savunma Paktı U NATO, bir savunma paktı olarak, baslangıç trinberi teca\uz inshatifini muhtemel duşmana btrakmı;, onun mümkün olabilen hareket tarzlarına gore sa\ uıımasmı tertiplemiştir. Insiyatif mu hasıma bırakıldığına göre. savunmada onemli faktor her şeydcn evvel baskına nğramamaktır. Bu baktmdan da, siyasi. stratejik vey a a«kerî ihbarların zamanında tesbiti, değerlendirilmesi, karara ^a^larak harekete çeçilebilmesi için yeterli bir mekanizmanın kurulması elzemdir. Buna göre, Do ğu blokundan geltne ihtimali olan bir tecavüze karşı da, Mosko\anın siyasi nabız atışlannın dikkatle dinlemnesi gereklidir. NATO iiyeleri, Do|n Batı arasında bir askerî ratışmadan evvel siyasi bir tansiyon devresi ola ramna. buna eöre de askerî bir baskına u&ranılmı vacağina kanidirler ve siyasi olayların gelişiminde bazı iş'arlara bafrlı olduğunu bilmektedirler. Ru olayların muhakkak surette dıs pnlitika uygu lamasmda ciddi akislerinin bulunduğu tecrubesinden dnğmaktadır. Hal böyle oldujruna göre, blrbuçuk aylık bir sivasi çekişmeden. dostâne olmıyan sert müzakerelerden sonra: çoğunluğunu Rus askerinin teskil ettiği Varşova Paktımn takriben ikiyiiz bin kişi lik bir kuvvetinin, karadan ve havadan üç yöndcn ve tam bir gizlilik ve »ürat içinde Cekoslovak >anın isgalini başarması ve hunun NATO üyeleri arasında «Sürpriz.. olarak ifade edilmesi endije vericl eiddi bir zaaf noktası oimak lâzım gelir. ^ ? ov>etlcr Birliği idarerilerinin bir takım k y hatalı kararlara gidebilecekieri ihtimali ni. normal ihtimallerin basına alacak kadar şüp„ heci ve tedbirti olan NATO iiyelerinin bütiin iş'• arlara raimen Çekoslovakva ücerine imıüffcte'Nlla'rJ | bu ikinci demirperdeyi (blöf) veya (sürpriz) olarak gormeleri siyasi ihba>ları değerlendirmedeki Tiafına bir alâmet sayıltnası icabeder. Siyasi geliş melerin içindeki tehlikeli aîâmetleri zamanında «eçememek veyahut seçip de politik miilâhazalar la ikazlara sırt çevirme alışkanlığı NATO içinde artacak olursa, bunlann acısını her seyden evvel •«hdide ilk mâruz fcalacak olan hudut rnemleketl?ri çekeceğinden onlann gelişen olaylara karşı daha hassas olmaları gerekir. Diğer taraftan, siyasi çatışmaların akabinde celmesi mutad olan baskı aracının, yâni askerî ma nevra ve ku%vet ka>dırmalarının muhtemel bir tecavıizun hazırlığı olarak dikkatle tâkip ve det, rlcndirilnıesi şarttır. NATO, savunması içln askerî veya stratejik ihbarlara onem veren bir tesekküldur. Nükleer • ?va klâsik silâhlarla yapılmasi muhtemel olan tecavıizlerin beürtileri arn ayndır. Bunlan anlı\abilmek için NATO üyeleri rminferit veya müs•?rek olarak uzım yıllardan beri mükemmele yakm hir elektronik mnhabere istihbarat sisteml «rclistirmis ve bunu da dieer iı' ~~'*rla takviye etmiştir. Bütiin hunlar, nüklecr bir savasta NATO »ikeleTİne, yakınlık ve nzaklıklarma gbre, 2.15 dakikalık zaman: klâsik bir harb içinde birkaç gün kazandırabilmek içindir. Komputer sistemlerl saniyeler içinde değerlendirmelerini yanabllmek• e. fakat nihaî karar yine idarecilerde duSümlenmektedir. Askerî ihbarlarda da halli giiç zaaf nok 'ası budur. Efl *> ATO'nui dieer bir zaaf noktası, ";arar mekanijmasıdır. NATO'da siyasi ve askeri ihbarlarda, karar alacak bir merci mevcut deeildir. Bu ; ^i, N^TO'nun de^lptler i ' vetkiyc sahip bir vasfı olmam'is'n'lan ileri ?elir, RâİPti. BfVikada bulunan ne f > daimî ttonsevi üe daimî askerî komitesi t e ne de bunların yerinp zaı*ı»»> zaman toolanmakfa c an BaUanlar ve Genel Kurmav Ba?kar»lan Konser ve "miteleri böyle bir karar mereii olmVvtan uzak tır. Ancak, müsterek ve etkili bir karar. tam yetT EMEKLl AMtRAL j]j£ ki ile hükumet Ba«k"' •"• tntlnnm<ıcından do HîŞ ğabilir. Bu da demokratik sistemler içinde çok j | j | gııctıır. Zira. bir ülkenin geleceğine tesir edecek \\\l savaş veya buna benzer kararlar, millî meclisle : : : ; rin tas\ibine bağhdır. Bugune kadar, ciddî buhranlarda. NATO olarak pasif kalınmanm sebehi lt|| • •• de budur. Bunun yerine pratikteki durum, Var • •• şova Paktmda olduğu uzere kuvvetlinin karar vermesi ve jonetmesi gibi, NATO'da da Amerika nin liderliği ve kararlarının arkasmdan gitme eğilimidir. Bu alıjkatıhkla. A.B.D.. Çekoslovakj anın işgalinden sonra, muhtelif yetkili ağızlar vâsıtasile NATO nâmına konuşmakta, garantiler vermektedir. Bir nükleer harb tehdidinde, belki A.B.D.'nin resen karar vererek. diğerlerile istişare etmeden iKuba buhramnda olduğu gibi) nükleer darbe mekanizmasını harekete cetirnıe iıısiyatifini elde tutması bir dereceve kadar mâkül karşılanabilir. Cunkü, kaçınılmaz bir netice karşısında insiyatifin peşinen kuvvetliye tanınması, pakt olarak var olabilmenin bir yolu «a>ılabilir. Fakat, klâsik bir harb olacaksa. bunun karar onculuğunü her halde A.B.D. nin >apması cok zararlı neticeler tevlit eder. Çekoslo\akya olayları dola>ısile, A.B.D. nin NATO adına beyanlarda bulunmasına karşı, Kan>da Başbakanırıın tepkisi bu yuzdendir. E l Siyasî \e stratejik ihbarlara \e muşterek kararlara tâbi olarak kuv\etlerin kullanılması da son safhayı teşkil cder. Kuvvetlerin etkili bir sa • • « • ••«• vunma japabilmesi için her şcyden evvel buna yeterli bir bünvede olma«ı lâzım gelir. Çek olayı, NATO'nun savunma gücünün yeni den ele alınmasına, klâsik kuvvet dengesinin zajıf ve kuvvetli taraflarmın eleştirilmesine scbep olmuştur. İlk tepki olarak, mevcut tümenlerin noksan personel ve malzeme kadrolannın standart seviye\e çıkarıhnası zarureti ileri sürülmüştür. Bununla beraber, Avrupa ulkeleri, zayıf klâsik kuvvetlerin tümen adedini bir miktar arttırmış olsalar dahi dençeyi sağlıyamıyacaklanna, buna karşılık ekonomik gelismede geTİlemeler olacağına kanidirler. Diğer taraftan, NATO askerî uzmanla rı, karsılıklı kut^etleri ve arazi durumunu devam lı bir şekilde değerlendirerek kuvvet zaafiyetine mütenaztr savunma süresinin tahditlerini münaka $a etmektedirler. A.B.D. A\rupaya cidden yeni bir kuvvet katkmnda bulunacak durumda değildir. Son günlerde olduğu gibi Avruoava bir uçak fllosunun gönderilmesi gibi Acil kararlar da askeri bir anlam taşımaktan çok Avrupa kamu oyunun endişelerine î<»rşı zorak) bir çareden ibarettir. Bu genel gorünüs içinde. NATO savunma gü cunıın temelinde de ka\da değer bir zaafiyet var demektir. Bazı kulaklara küpe Uos Forman Çckoslovakyalı, dünyaca tanınmış. bir sinema rejisörü. Henüz 36 yaşında. Çok rilîm çevirmemiş, fakat çevirdiği filimler. bir çok milletIerarası festivallerde daims mükâfatlar kazanmış. Bilinen .ıâdiseler sırasında Milos Forman, bir filim çevirmek için gittiği Pariste bolunuyordu. Oradan da, yine tilim çevirmek için Amerikaya gidecek. L'Eıpress mecmuasında, bu adamla yapılmış, uzun bir konuşma çıktı. Büyük kısmı fikir hürriyeti etrafında geçen bu konuşTnadan şu parçayi özetüyelim: «Bilemezsınlz, baskı ne derece mükemmel bir yol göstencidır. Bizı, önüne geçllmez tır şekılde, üzerlnde konuşulacak şeye sevkeder. Yasak edılen her şeye. Ne kar dar yasak edUirse, o kadar çok konuşmaic lâzundır. Baskı ne kadar şiddetliyse, konu o kadar önemli sayılır.» Durup dumrken neye naklettin bu satırlan, dlyecekslniz. Bizim bazı kanuncuların, bazı tatbikçilerin, baa taklpçilerin, hazı yasakçılann ve susturuculann kulaklarına fısıldımış otmak için. *** N Bizden müsâde yok elediye Başkanımız Büyukadaya ğitmiş. Kendısine, atlann ve eşeklerin ortalığı plsledıklerlnden, fena kokular yaydjklanndan şikftyet edilmış. O da, yakında bunlann kaldırılacağıru, yerlerine motörlü vasıtalar konacagını vaadetmlş. Şabsen tanımak şerefıne ermediğim Sayın Dr. Pahri Atabey'den, dogrusu, böyle bir sözü hlç beklemezdim. Nasıl kaldırüır Büyükad^as. ajjj:, a^ajaalar^ ye eselşler? •**BnedflPi^*nteşKur '•fbndiŞHİfrını kaldırmak gSrf bir şey. Oltir mv? New York'ta, Santral Park'ı gezdiren ath arabalar vardır. Bir tarıhte, zarara glrdlklen İçln, arabacılar lşi bırakmaya karar verdllerdı. belediye, onlara yardım ederek, arabalann çalışmaya devamını temin ettı. Çünkü şehrin tipık manzaralanndan biridir bu arabalar. B Sonuç •» u kısa tartışma sonunda, «Bu zaaflann *' ortadan kaldırılmast için neler yapılma lidır? Bu konuda mıımkun olanlar ve olmıyanlar nelerdir?» Şeklinde bir sonınun ortaya çıkması tabiidir. Peşinen ifade edelim ki. bu sorulara (15) millet açıaıpdan nuddeİ£nditibnis, katî v« tatm^n "m müşteHl bir *eV!<Ş»MPfflebiI*cefini iuiit ef?* rnck asırı bîr ijimserrMtotırr. Bununla beraber, soru bugün için nazari de kalsa cevaplar aramıya ve en muhtemelini bulaıaya çalısalım: O Siyasi, stratejik ihbarlari süratle değerlen dirceek muşterek bir karar mekanizmasının imkânlan yeniden araştınlnınlıdır. Bu yapılamaz ise, A.B.D. nin kendi dünya gö rüşü ve cıkarları açısından vereceği kararların, derece dcrece NATO ulkeleri üzerindeki muhtemel menfi sonuçlarının ıstırabına katlanmak zaruri olacak, veya Fransa gibi du^ünenler kendini bu carkın dışına atmıya çalışacaktır. A Klâsik silâhlarda kuvvet dengesi NATO alejhinedir. Ya bu dengenin sağlanması için silâhlanma goze alınacak veyahut şu yollardan biri aranacaktır. Bunlar: • Paktların lâğvı. • Silâhsızlanmanın tarili, • Nükleer (kitlevi mukabele) doktrininln tekrar benimsenmesi. • NATO'nun slyasi gücüne ve nükleer dengeye güvenilerek bugünkü durumun idamesidir. Son şık. Doğu ve Batının, Avrupada bugünkü bloklaşma hudutlarını kabul ederek ve iki Almanyanın birleştirilme fikrinden vazgeçerek barış içinde beraber yaşama yollarınt araması, yumuşama havasını bozmadan çahsmalarını bu yönde ku\vetlendirmesidir. Bu durumun siyasi ve askerî garantisi de, Do ğu bloğunun, NATO'nun (15) üyesine birden tecavüz etmesinin getireceği felâketleri düşünerek taarruza germiyeceği, buna tesebbüs ettiği takdirde de bunun bir nükleer harbr. derh»l dâvet edeeefi inancına sahio olacağı faraziyesidir. Aneak. bu durum, kanadlar üzerindeki mahalli endişeleri ortadan kaldırmı$ olmıyacaktır. anımıza göre, NATO bu son şıkkı (Almanya ile ilgili kısmı hâriç) seçerek hareket ederek. Bakanlar toplanıp yuvarlak ifadeli bir karar neşrederek dağilacak, zaaf noktaları üze rinde kayda değer bir gelişme olmıyacaktır. Pislik ve koku meselesine gelince. Istanbulun göbegınde, bir türiü vaktinde toplanmıyan çöplerin plsliğinden, kokusundan, ve onlardan geçinen karasineklerden geçilmıyor. Ne olur, biraz da Adalı vatandaşlanmız katlansın buna. Yahut, Sayın Belediye Başkanı, Adayı temizlemenin ayrıca bir çaresinl bulsun. Ama, atsız ve eşeksiz bir Büyükada olmaz. Hele, motörlü vasıtalann lşledl» bir Büyükada, niç, irna hiç olmaz. Bırakmayız. *** Hamido sahtesi değil, gerçek Hamido • gene dağa çıktı. Gazetelerde fotoğraflarını görüyoruz. Doğu eskijasının klâsik ünilorması sırtında, tüfeği omuzunda, objektife poz ve muhabirlere demeç veriyor. Bize sorarsanız Doğu illerinin gerçeği sonımlu politikacılann sade suya tirit nutuklannda de|il, Hamido'nun konuşmalannda beliriyor. Içişleri Bakanı Bay Faruk Sükan, isterse jünde beş vakit : « Turkiye'de asayiş berkemâlrfır, Doğu'da kuş uçurtmuyoruz..» desin .. Hamido tekzip ediyor Faruk Sükan'ı. Bu tekzibin ne kadar acı dognl'lara dayandığını anlamak için Hamido'nun hikâyesini söyle bir hatırlamak çerekir. Bilindiği gibi Hamido, Dogu'daki dağlann bir ünlü şakisi idi. Ernh b81 s esi; Nivilan, Binerve, Çöl, Hillan, Gündsih, Hirt, Kezer, Bosi kövleriyle Hamido'nun akraba ve taallukatını barındınyordn. Dogn illerinde kövler eşkiya arasında paylasılmıştir. Köylüler besler ve destekler den 43 tanesi için Bakanlıktan tel karşıya geçitlerden geçin, daha v«eskıyayı .. Bu tutum vatandaşın keyfinden dotmnyor, bir yasama grafla emir verilmiş. Ve bu 43 ög hut, sağınızı solunuzu koUaytn (izonınluğn olarak ortaya çıkıyor. Dofiı nierimiıin Anayas» gibi rencinin, düşük notlan düzeltile bi. yürürlükte bulunan acı kosullarını iyi bilmeliyiz. Bir yandan ağaBunun eğitimi olur mu? Bu, e İar tarafından paylaşılan köyler, bir yandan da eşkivaya bağlanrek, bir üst sınıfa geçmeleri temin ğitim değil, bir disiplin meselesiedilmiş. mıstır. Bn eskiya, o köylerin aym zamanda guvenlik kuvvetidir. Çok garibime gitti. Çünfcü Ba dir. Bizde de o hjç yok, ve heybat, Şehirlerimizde barlar, cazinolar, kumarbaneler fedailere ve gangskanlık teker teker liselerin imti onun da eğitimi yok. terlere muhtaçtır. Bu kanunsuzlar bem konırlar, hem haraç alırhan kâifitlannı tetkik etmez. Et1ar. Doğu dağlarında buna benzi^en, ama daha acı, daha sefil, dameyince de herhangi bir haksıziık ha korkunç bir kanun yürürlüktedir. yapılıp yapılmadifim bilemez. U Hamido bn kanunlar çereğince nzun süre dağlarda yasadı. halde, bayram değil seyran değilKendisinin belki de bir suçu yoktu bu yaşamda ölmemek ken, bu «hariçten gazel okumak» er onune gelenın, her aklma içln öldörüyordu. Söhreti büvüdükçe büyüdü: Ankara'ya, tstan neden icabetti acaba? esenın bir takım kelımeler uybul'a vardı ve devletin emnivet kuvvetleri Hamido'yn yakalamak Mesele, ancak, lîsrnin «Isparta durduğu bir zamanda yaşıyo için seferber oldnlar. Komandolar düstü peşine . Ankara'dan BaLisesi» olduğu düşünülürse, biraz, ruz. Boylesme bu dü curcunası kanlar, salt bu is için Doğu'ya gittiler. îlle de Hamido'yu yakalaa>dınlanır gibi oluyor. başka hiç bir devırde gorülmemışyıp itibar kurtarmak için yapmadıkları kalmadı .. tır. Ama, curcuna murcuna. maAma nafile .. Hamido yakalanmıyordu. dem moda oliu ir? c» bir kaç *a"» Talnız Hamido degil. hiçbir sakî yakalanmıyordn. Tilki Selim' ne ıcad (!) edelim ban de, çorden ömer Bezek'e ve Emin özbay'a kadar nice eskiy» Doğu^nun bada tuzumuz bulunsun: dağlarında cirit atıvor, vol kesiyor, köy basıyor, adam öldürüyor. Arızatrik = Elektrık Anzafon = Telefon Anksra ile alay ediyordn. Arızapur = Vapur Bunnn fizerine baska bir yol denendi. Bizim atasSzlerimiıden Arızadyo = Radyo birinde «Biikemivecegin eh örj'» diyordu. Hamido'ya banşçı yollar Arızray = Tren teklif edildi. Eğer teslim olursa, ceza görmiyecek, hattâ mükâfat Zira, maluın ya, Osmanh devAnzaçak = Uçak görecekti. Hamido'nun »klı yatıyordu bu ise . Talnıı bir şartı varrinde meselâ «kadmlar saltanatı» Arızaylık = Devlet maaşı dı : Kendisi teslim olunca Hamido'va bağlı kövler ve kövlüler kodiye adlandırılan bazı devirler varAnzamani = Her kabahate ranacaktı. Kan akmasına ençel olunacaktı. Otorite kurnlacak, kadır. «teknlk» demek na susamış eskiya karşısında vatandaş çaresiz bırakılmıjacaktı. Eh, şimdi de, bir çeşit «İsparılletı. Hamido ile anlastılar .. talılar saltanatı» yaşıyor değil Hamido düze fndl. miyiz? Silâhını teslim etti. *** Verilen söz totuldu. Eski sakî ceza görmeai. TeTsine, «evUt kapısında kendisine i» bulundu. Hamido, senin benim gibi bir vatandas olmnştu. Yasalann teminatı altındaydı. Ama DO|B kanunları karşısında cılıı kalıyordn kâçit flstündeki kanunlar Hamido sehre iner inme* rakip çeteler, dağlar kıralınm kBvlerini bastılar. kan döktüler, köylülerini öldürmeye başladılar. Hamido dahi Siirt'te yaşarken her gece bir kursvna hedef ağlık Bakanı Sayın Bay Jet, Anza denen nesnenin bu kadar bol olduğu bir memlekette, kökü olmak «ehlikesinde ve Blüm korkustınâa geçiriyordn saatlerini. öıMUliyefin güzel esprili yazarı mökü yok ama, bu kelimelerin hiç bay çetesi dsflarda tink atıvor, Sükan buna bir çare bolamıyordu. Mete Akyol'a «Bir Türk lırası, İstanbul da ve tzmirde finiversite gençliüne insafsıı hücnmlarda bir Amerikan dolarına eşittir» de değilse bir manası var. ötekilerde onu da bulamıyoruz. bulunan. ve «Allah varattı» demiyen Sükan, dağdaki vatandaslar miş. öldürülürken seyredivor. öıbav çetesinin karşısında âciı kalıyoröyle bir hale geluUs kl, neredeyÜstad, doktor toplamaya Amerise «arz 1 hürmet» yerine <arz • ı du. özbay çetesi Eruh köylulerinden 38 bin lira h»raç almıştı. kaya gıttıydı ya, orada bir doktor Hamido diyordu ki : kendısine «biz buıada ayda 6 oın &raz» eyliyecegiz! dolar kazanıyoruz. Turkıyeye ge5jî 5jC Sj* « Köyleri vergiye baelıvan saki Emin özbay, istedigl parayı lırsek bu parayı verır mısınız?» zamanında getirmiyenlerı daea kaldırıp kurşuna dizer. Biz hükudiye sormuş. Bızim Bay Jet de, temetın vergisini vermezsek hukumet bizi öldüremez, ama ötbay'm reddütsüz «Elbette verinz, demiş, vergısıni ödemedıjimiz zaman Özbay bizi öldürür.» hele sız bir gelin, ben sıze ayda eçenlerde Paris Operas» MüdüVe datlar kjralı Hamido baktı ki iş yürumiyecek... Ankara, 6 bın Türk doları garanti ederim.» rii defişti. Biri tekattt oldu, kendisi ile kövlülerini korumak gücünden yoksnndnr... Devlet kayerine bir yenisini getirdiler. pısındaki 760 liralık maasını bıraktı. Anlasmayı bozdo ve silâhını Ba vesileyle, bir Fransız mecmuakusanıp dafa çıktı. Bir de demeç verdi ki. Famk Sükan okvrken sı, Operaya dair söylenmiş ?akahangi renkten hangi renge girmistir siz tahmin edin... Hamido: lan sıralamış. Bir kaç taaeaini k cBen hükumetimin jandarmajının görevini üstüme almts bulunuşıralım: yorum> diyordu. Gerçekten Hamido dağa çıktıktan sonr» özbay çetesinin tecavüz ve tehdidi Eruh'tan uzaklasmıştı. * tşte Hamido'nun hikâyesi kısaca budnr. Ve bn bikftyenln ıonnnda vatandaşın aklına gelen «oru sudur : *"İşteTW|fe Akyol'a bir Türk lirasıhın TSıt^Amerikan dolftnna eşıt Acaba simdi Içişleri Bakanı Famk^Sükan'ş düsen nedir? cAsaolduğunu bu vesileyle soylüyor, yiş berkemâi. Doğu'da kuş uçurtmuyoruz» diye konusmak mıdırt Sayın Bakan. Yoksa istifa etmek midir? Bir defa, mesele bir Türk lirasınm bir Amerikan dolarına eşit oYanpından sonr» yeniden yapılup olmamasında değil. Bir Th^k lan Opera hinasının (1875 de) alırası on Amerikan dolarına da e çılışında iki kişi konufuyor, şıt olabılır. Ne çıkar bundan? İ^Baa•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a Akkustik'i nasıl bnldnnnz? Altı bin dolar kazandığını söyü Fevkalâde, azizim, fevkalide. • • • • • • • • • • »• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •» • • • • • • • • • • < yen doktor, bu parayla, nasıl raBenim oturduğum koltuktan tek 4 hat yaşıyor' Ne kadannı sarfeii bir nota bile duyulmuyor. 4 yor? Ne kadarını bınktınyor? Bu• 4 rada altı bın Turk lırası, pardon, Bir mizah yazartna sormuşlar: Aılemizin kıymetli büyüğü, aziz variığımız, Kocaeli 4 Turk dolarıyla aynı hayatı surdu Operaya niç gitmez misiniz? rebılecek mi? Baymdırlık Müdürlüğünden emekli Kat'iyen. Ayağrmı atmam. Dâvanuı aslı bu Sayın Jet, ko Çünku, ben horlanm da, etrafımda uyuyanlsn rahatsız etmekten nuşmasını yapmadan evvel, Malıçekiniyonım. ye Bakanı Bılgehan'a bir telefon etseydı. onun uzmanlan var, ken• vefatı dolayısiyle cenaze törenine iştirak eden. çelenk göndısine anlıyacağı kadar izahat veMeşhur müzisyen Auber, opera deren, telgraf, telelon ve mektupla büyük acımizı paylarırlerdı. orkestrasına şef tâyin olunduğu zaşan bütün akraba, dost ve tanıdıklanmıza, İstanbul Vaman, bir dördüncü klarinetçi alın*** lisi Sajnn Ve(a Poyraz'a, Belediye Başkanı Sayın Dr. masını istemı?. Müdür, Yeni bir kJı.rinetçi almıyalım Fahri Atabey'e, Ga2eteciler Cemiyetine, Türkiye Gazeteda, şimdikilerin maaşlarını biraz ciler Sendikası İstanbul Şubesine, basın mensubu büyükarttıralım, daba sıkı üflesinler, lerimize ve arkadaşlarım'.za. hastalıgı süresince yakın üni^ersitelerde reform, fakülte fikrini ileri sürmüş. gılerıni esirgemeyen Dr. H'fzı Özcan ve Dr Cahit Özyeğin lerde öğrenci boykotlan, tek • i ile Dr. Harun Koray'a sonsuz teşekkürlerimizi sunanz. ders çift ders derken eğitim Opera şarkıcılarının târifi: dâ\asının en çetrefiline geldik da Bunlar Öyle garip insanlardır AtLESt >andık: Yayalara trafik eğitimi veki, kalblenne kılıç saplanınca, kan rilecekmiş. •••»•••••••••••••••••••••••••••••»•»•••••••« dökecekleri yerde, otnrup şarkı söylerler. Cumhunyet 12502 OOGAN NADI Yeni lugat H Dolar var, dolarcık var S Opera etrafında S TEŞEKKÜR NURI ERİNÇin cümlelik eğitim! U Fermân efcr.düerimiıin ekzip edillr diye bekledim. Havret! Se* sada çıkmatlı. Isparta Lisesinde matematikten ikinci defa imtihana girip de. yine muvaffak olamıyan öğrenciler Î » • • • • • • • • • • • • • • •• »»• »» • • • • • • • • • • • • • • • » •»» •» YENİ MELEK SEVGILİ Ş AFA K Sıneması'nda PAZARTESt matınelerden itibaren hazin bir AŞK H İ K  Y E S İ * • ARKADAŞIM (A PATCH OF BLUE) ' Sınemaskop) SİDNEî POİTtER ELİZABETH HARTMAN ÇEMBERLİTAŞ T. C. Sağlık ve Sosyal Yardsm Bakanlığı Florence liî^htinsale Yüksek Hem^ire Okulu 19681969 Akademik yıtı kontenjanı dolrnadığından 28 Ekim 1968 Pazartesi günü saat 10 00 da ikinci bir sınav; ve 30 Ekim 1968 Çarsanıba günü saat 10.00 da mülâkat yapılacaktır. İsteklilerin en kJsa zamanda müracaat ederek aday kaydını yaptırmalan ilân olunur. Adres: Abidei Hürriyet Cad. Telefon: 47 5S 77 Şişli, İstanbul Herhangi başka bir memlekette böyle bir şey var mıdır? Bilmem ama, hiç zannetmiyonım. tlkokullarda çocuklara, nasihatlerle karışık, bir şeyler öğretirler. Fakat yaşlı başlı, kocaman insanlara yolda yürümesini öğretmek oldukça tuhaf doğrusu. Aslında uzun boylu bir mesele değil bu. Kâğıda, kaleme, kitaba filân da lüzum yok. Topu tonu bir kaç cümlelik bir eğitim (!) meselâ, yol ortastnda durup yârenJik etmeyin, yahut, karşıdan i Cumhuriyet 124W İPEK GENOTO ELEMAN ARIYOR tM\L\T PROSES MtHENDİSt MAKİNA B\KBt MÜHENDİSt MAKİNA RESSAHII Müracaat: Yazı ile veya şahsen GENOTO GENERAL OTOMOTİV SANATİÎ VE TÎCARET AŞ. Fabrika Müdürlügü Ankara asfaltı, Kozyatağı, İstanbul İlâncılık: 9316/12478 Sinemasında SEVGtLt ARKADAŞrM BİR KAÇ DOHR İÇİN • Sınemaskop Turkçe Ucnkli Turkce 4> ÇARSAMBA P A Z A R T E S İ »•» • »• • • • • ••• • • • » • • • • • » »• •» • • • • • » » • • • •• • • • • • Reklâmcilık: 4115/12513 (Basın: 26348/12462) T.C. tstanbul tş Dâvalarına Bakmakla Görevll Asliye 21 nci Hukuk Hâkinıliginden: Esas No: 967/2034 Dâvalı: Ahmet Hilmı Erdebü Taksım Elmadağ Yeni Nalbant sokak No: 21/1. Dâvacı: Sosyal S^gortalar Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından aleyhinize ikâme olunan alacak dâvasının yapılmakta olan duruşmasmda: Adıruza çıkanlan dâvetiye bulunmadığından bahisle bilatebliğ iade olunmuş zabıtaca yapılan tahtokatta da sarıh adresiniz tesbıt edümedığınden 7/10/968 saat 9 30 için ilânen tebliğat yapüınış, duruşmaya gelmediğinizden ve kendinizi bir vekille de temsıl ettırmedığınızden bu defa hakkınızda gıyap karan verilmiş ve duruşmada 21/1/ 969 saat 10.30 a tâlik edümiştir. Belli olan günde mahkemede bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz aksi takdirde duruşmanın pıvabınızda devam edeceği işbu ilân gıyap karan venne kaım olmak üzere ilân olunur. I LA N TeHsS Gene' Mütiürlüğünden Rıze çav bolgesmde mevcut 1968 mahsulü takriben 5000 t m kuru cay ıhraç edılmek üzere satılacaktır. İstekhler. t'nknram'nda Tekel Genel Müdürlüğü bınasında ıDış Satış ve İstirakler Şubesine) müracaatla şartları oğrenebılırler Alıcıların. 5 11 1968 SPII günü saat 17 ye kadar, şartlara uvsi'n +nWU\puni yukandaki adrese bildirmeleri rı>a olnmır Hacettepe Üniversitesi Rektörtüğiinden: Üniversitemiz Fen ve Mühendislik Pakültesinin Kimya, Fizık, Matematik, Jeoloji ve Bioloji Bölümlerine sınavla asistan alınacaktır. Bilim ve yabancı dil sınavı 11 Kasım 1968 Pazartesı günü yapılacağindan isteklilerin 9 Kasım 1968 Cumartesi günü mesaî sonuna kadar mezuniyet belgeleri ve bir dilekje ile Üniversıte Personel Müdürlöğüne başvurmalan duvurulur. Piyasada e$iolmayan nefisbir salon radyosu TELEVİ2YON ÇAĞINDA ONDE GİDEN MARKA Manajans: 3061/124 ıeıa SA3126 Amodeli Peîin 795 lira (Basın: 26590/12511) (Basın: A. 1401526363,12457)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle