Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAfflFE İRİ 16 Ekim 1968 CDMHTJRÎTET •••••••••••••••••••••P' çocuk haklorı ve çocuğun kaderi M. Rauf INAN izdeki 23 Nisan Çocuk Bayramı gibi, 7 Ekim bütün dünyada Çocuk Günüdür. Basında. radyoda çocuk haklarından az çok söz edil di o vesile ile. Nedir bu çocuk haklan? Türk çocuğunun durumn ne? A>nca bir de «İnsan Hakları», «Insan Hakları Tüı» var. Bu yıl, 1968 butiin dünyada İnsan Hakları Yıh» dır. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi.ni 10 Aralık 1M8 de Birlesmiş Milletler Genel Kunılunun kabul et'mesinin 20. yıldöniimü olması, 1968'e bu ozelliği veriyor. Bu yıl için ilk girişün bizde Eğitim Fakül tesinde oldu; öğrencileri toplantılar, sergiler düzen lediler. UNESCO Millî Komisyonumuz 11 mart günü Çankın'da bir acık oturum yaptı. Öğretmcn Der nekleri Millî Fedcrasyonu, derneklerlne bu konnda geniş girişimlerde bulunmaları için genelgeler gön derdi. Dişişleri Bakanlığımızda toplantılar yapıldığı nı duyuyonız; Çok hazırlıklar yapıldığı. Aralık ayında girişimlerin çok zenginleşeceği anlasılıyor. Bütün dünyada "İnsan Hakları Tılı». Çocuk Günü», «Çocuk hakları. • haklar, doğal haklar. temel haklar..» kavrammda insanlıkta bir beraberlik, bütünlük, bütünleşme var; ancak düşüncelerde, ka raılarda, sozlerde şimdilik. :::: ••*• •••• ORTAHIH SOLÜ ve TÜRKİYE Kurtarıcılardan iiloîlah Aradan epey zaman geçtikten sonra Prag darbesinin anlamı üstür.e tartışmalar de\am ediyor. Moskovanın yüzeydeki gerekçesine göre «Çekoslovakya müdahalesi, kardeş Çek Komunıst Partısının çagrısı üzerine gınşilmış bır kurtarma eylemi» idi. Kapitalist güçlerın tehdidinden Çek ve Slovak halklarını korumak için Varşova Paktı orduları Prag'a girmişler, böylece sağa doğru tehlikeli bir kayma içinde bulunan toplumu karşı • devrimci kuvvetlere karşı teminat altına almışlardı. Hiç kuşkusuz bu gerekçe çoğu kişinin dudaklarında ancak bir gülümseme uyandıracaktır. Çek hükümetinin Rusyadan yardım istemediği açıktır. Moskova, Prag darbesinin hukuk kılıfını anlaşılan iyi hazırlamamiş, veya büyük devlet mantığinın umursamazlığı içinde böyle bir hazırlığı önemsememistir. Nitekim daha sonraları Pravda gazetesi baklavı ağzından çıkarmış ve: Bir komünist iktidarının vardıma ne zaman muhtaç oiduğuna Moskova karar verir dive işin içinden çıkmış \e bö\lece Doğu bloku icindeki komünist iktidarlann uyduluğunu ilân etmiştir. Ne var ki Çekoslovak isgali yalnız kapitalist dünyasında deçil. komünist âlemintlp bihük tepkiler dofurmuştur. Sovyetler bu vüzden Budapes tf'de toplamalc istedikleri komünist partileri konferansını ertelemek zorunda kalmıslardır. Arnavutluk. Yugoslavya gibi ülkeler Moskov»yı kınarlarken Çin'in tepkisi büvük olmustur. Dubçek revizyonizmine temelden karşı bulunan Çin'in Rus müdahslesine zılgıt çekmesi bir çelişme gibi jörünüyorsa da Mao Çe Tung'un düşüncesi yabana atılacak gibi değildir. Pekin'e göre: « Rusya Çekoslovakyaya komünizmi kurtarmak için değil, bü yük devlet çıkarlannı korumak için müdahale etmiştir.» Yukarıdaki çelisme içinde Moskova müdahalesini yerli yerine oturtmak icin bir iki t^mel noktava işaret etmek gerekir: Doğu Avrupa ve l'çüncü Dünvadaki adına «Marksist demokrasi» denen re jimlerin bir hâkim özelliçi vardır. Bu rejlmlerde «sağa açılış» veva ((srerive donüş» dive hir harekete yeşil ışık yakılamaz. Adına burjuva demokrasisi denen Batı ve Kuzey Avrupa rejimlerinde parlâmentoculuk geleneğtae göre: «Komünizm mi. kapitalizm ml, faşizm mi, sosyalizm mi?» t a r tıgması serbesttir. En asırı soldan en asırı sağa kadar tüm fikirler ortava dökülür: partileri kurulur: ve oyunun kaidesi şudur: Seçim sandığından hangi fikir cıkarsa, iktidar koltuğuna oturacaktır. Gerçi bu kaide şimdive kadar Iâfta kalmıştır. Ve Batı demokrasislnt örnek almak istiyen az felismiş ülkelerde sol kanat seçimi kazanmak dnrıımuna eeldi mi Amerikan silâhlı müdahalesi vürürlüğe konmuştur. 4ma kâğıt üstünde de kalsa burjuva demokrasilerinde usul böyledir. Markgist demokraside «sağa değil, sola açıkn fikirlerin tartışması vapılaecldiğine göre. kapitalizmi geriye getirecek herhangi bir siyasi evleme engel olunması zaten oyunun kaidesindendir. Ne var kl bu ölçtiyü tâyin edecek olan kuvvet bir yabancı devlet gücü olarak ortaya çıktı mi iş değişiyor. O zaman meseleye başka etkenler siriyor. Nitekim Prag'a müdahale bu yüzden kıyametl koparmıştır. Çünkü çağımız, ister Marksist olsun, ister olinasın, tüm dünyada bağımsiz milletler çağıdır. Komünist Çin millî bağımsızlığına ne kadar kıskançhkla bağlıysa sosyalist Cezayir veya Yugoslavya en azından o kadar bağlıdır. L'zun yıl lar kan ve ateş p^hasına milli bağımitızlığını kazanmış olan Cezayir veya Yugoslavva, Moskovanın güdümüne elbette karşıdırlar. Sosyalist Cezayir veya Yugoslavya kadar komünist Çekoslovakyanın da bağımsizlık özlemi tabiidir. Ama Çekoslovak milleti bu özlemi gerçekleştirecek jeopolitik durumdan yoksundur, ve durumu çok giiçtür. Prag darbesi bu güçlüğü bir daha gözler önüne sermiştir. Şimdi Prag'la Moskova arasmda derin ve sessiz bir mücadele sürmektedir. Çekoslovak milleti tarihe kansız ve medeni bir kahramanlık sayfası eklemiştir. Çek halkı aslan asker Şvayk gelenefinde bir direnme içindedir. Moskova boşlukta kalmış, Dubçek'in yerine bir satılık Kisling bulamamıştır, kaba kuvvet i arttırarak bnlacaeı bir satılık iktidarla büsbütün boşlukta sallanacagından korkmakta; Dubçek ile işi idare etmeye çalışmakta. ama aynı zamanda Dubçek hükümetini yıpratmak için elinden geleni yapmaktadır. Her halde Çekoslovakya olayı bir blok • içi meselesi olarak kalmiş, ama dünyada yankıları büyük olmustur. Bizim de Çekoslovakva olayından alacağımız büyük dersler vardır. Çünkü daha önceki Amerikan müdahaleleri gibi Rus müdahalesi de göstermiştir ki küçük .milletlerin millî bağımsızlvjına, düşman görünenler değil, dost görünenler kıjıyorlar .. Ve tehlike blok dısından değil. blok içinden 'gelryflr. Oegİşmez gerekçest de: Ya kaprtalistleri komünistlerden, ya da komünistleri kapitalistlerden kurtarmak oluyor. •••• •••• •••* •••• •••• «••• •••• •••a • ••• •• •« •••• B cukların bedence, fıkirce ve ahlâkça korunmalarmı sağlayacak tedbirleri almağa ve bu yararh, soylu eyleme çağınlmışlardır.» Bu kararlar arasmda milletvekillerinden kendi memleketlcrinde. cocukları koruma kanunlan yoksa, bu kanunları koymağa, kanunlar var da uygulanmıyorsa. bunları yerine ge tirmeye, gerçekleştirmeye. eksiklik varsa onları tamamlamağa calışmaları istenmektedir. Amerika Birleşik De\ letlerinin ayrıca kendilerine orgü bir «Çocuk Hakları Bildirisi» vardır. BÎRLEŞMÎŞ MÎLLETLER ÇOCUK HAKLARI BILDÎRİSI: Ka'sım 1959'da Birleşmiş Mllletler Genel Kurulu. İnsan Haıdarı Komisyonunda hazırlanmış olan Çocuk Haklan Bildirisini kabul ederek 15. dönem toplantısım tamamlamıştı. Öteki bildirilerden çok daha ayrmtılı olan bu bildiri üç bölümdür: Giris, 19 ilke, karar lâyihası (bildiriye verilecek alenîlik). (4). kiirııiii Ekononıiııin devanılılıiı I ördük ki, her ıki sistemın uygulamada uç noktalardan hareket ederek yakınlaşması ve birbirine benzemesi bır vakıadır. Ancak, bu eğiUmin devamıyla iki sistemin tamamen aynı olacağı ve ikiz teklerine dörîecegi beklenemez. Birbirlerini sevmelen de bahıs konusu olmayabilir. Hattâ, hayat seviyesi yükseldıkçe kaybedecek çok şeyi bulunan bır duruma gırmelenne rağmen, ihtımaller azalsa dahı, birbirlenyle savaşı bile göze alabilirler Bunlar ayn meselelerdir. Bütün mesele geneüesen bir eğilimin tesbıtidır. Prof. Dr. Yüksel ÜLKEN Halbukı, az gelişmiş ülkelerde pıyasalar genellikle bir disiplin' den yoksundur. Çeşıtlı engeller ve sebeplerle fıyat mekanızrnası, «Maharet» ini göstermekten uzaktır. Kâr hadlennde sınır tanımamak, yaygm bir davramştır. Kamu sektörüyle «tiyaüann ve miktarlarm tesbiti sayesinde özel sektör üzerinde nâkimıyet tesırını» yaratmak imkânı, pıyasanm bu dısiplinsızliğım önlemek ve ölçusüz davranışlan frenlemekte buyük etkısı olur. Bu bakımdan, ozel sektör fıyatları, bir ölçüde, kamu sektörü fiyatlannın bir fonksiyonudur, demek bile mümkündür. Niteklm. Türkiye'de fiyat yükselişlerinin ılk tıızlanm, genellikle, kamu sektöründekl fiyat artıslanndan aldıgı sövlenebilir. Aynca, kamu ve özel sektörün birlikte olmasının ters yönde de olumlu etkileri olabilir. Karşısında bır özel sektörün bulunduğunu gören kamu teşebbüslerı, valnızlığm verdığı rehavetten ve rpodası geçmiş modeller vapmakfan vaz geçerek, gunün zevklerıne uygun ve daha rasyonel istıhsal £aaliyetine yönelebilirler. Gerek kamu sektörünün tek başına faaliyette bulundugu ilk safhada. gerek özel sektörün de yetişerek katıldığı ikincı salhada, Devlet müdahalesinin oynadığı rol meydandadır. Bu sebeple, az gelişmiş iilkplerin özellikleri gözetilirse, kamu sek törü yoluyla özel sektör üzerinde hâkimiyet tesiri yaratmak ve bdyle ce, piyasayı frenleyebilmek ve duzenlemek imkâm, karma ekonomiye devamlılık karakteri kazandırnak tadır. Zira, özel sektörün mevrudıyetine ragmen kamu teşebhuslerinin tasfiyesi, bu sebeplerîe, gerçekleşmek durumuna giremez. seçım oylamalanna katüma oranları zaman zaman oldukça düşüktür. Butün bu örnekler, sihirli bir çubuğun değmesıyle hemen mükemmel bır demokrasının çıKmayacağı goruşunu rahatlıkla doğrular. Gerek demokratik renmın, gerek iktisadi kalkmmamn başan şanslan, genış çaplı reformlarda ve mevcut geleneksel müe'sseselerın adaptasvonun'da saklıdır. Halk çogunlugunun rızasma bnem veren demokratik bir reiimde ıse. bu tur reformlann çoğunlukça benimsenmesi gerekir. Az gelışmıs ülkelerin bünyesel özellikleri. seleneksel muhafazakârlığı, menfaatlerin azınlıklar elinde toplanması karşısında bu reformlann ne ölçüde zorluklarla karsılaşacaklan kolayhkla anlaşılır. ıç şüphesiz, «Demokrasi, milli kalkmma için kolay bir kestirme değildir.» Fakat, fmin yoldur ve moral yönden zorunluİuk taşır Ve ayrıca. insan toplumlanmn belirlı sürelerde perıyodık olarak uygulanan seçım de\Telerıyle en büyük umud kaynagıdır. Beğenmediğini dsgıstırmek, daha iyisını bulmak umudu, halkın dinamızmini besler. Unutmamalıdır kı, bu umud, insanlan diğer yaratıklardan avıran belki de en büyük özelliktir Umudunu yitiren bır kişinin hayatta başan şansından bahsedilemez. Hattâ yaşantısmı sürdürmesi bile şüphelidir. Zira mtihar olaylan, genellikle umutsuzluğa düşmenin sonucudur. Dığer taraftan, despotik karakterh, totaliter suratlı siyasî rejimlerin iktisadî kalkmma içm kolav bir kestirme olduğu da iddia edilemez Sovyet Rusvamn günümüzde ikinci büyük sanayi devletl olma başansını, totaliter rejimine ve sol'un ucunda olmasına bağlamak hatahdır. Zira, Çarlık Rusyası zaten kendi devrinin Belismiş bir ülkesiydi ve dünya • nın dördiincü sanayi devletl durumundaydı. Sovyet Rusyanın sahıp oldugu bu büyük avantajın ıddialarda daıma hatırlanması gerekir. 6 *••• Bizde.. rr* ^' R K ÇOCUK HAKLARI BtLDÎRÎSÎ: O*• nun metni de şöyledir: 14 Şubat 1962 günü Millî Eğitim Şfirasında. 8 Mayıs 1962 de II. Sosyal Hizmetler Konferansuıda, 28 Haziran 1963 günü UNESCO Türkiye Millî Komis yonu VII. Genel Kurulunda kabul edilmiştir. Türk Çocuk Haklan Bildirisi şöyledir: Anayasanın 10, 35, 41, 43, 45, 49 ve 50. maddelerinin açık ve kesin hükümlerl tle, 1923 Cenevre, 1948 Çocuk Esergeme Kurumları Birliği ve 1959 Birleşıniş MiIIetler Çocuk Hakları Bildirilerinin ışığı al tında Turk çocuğunun haklan aşağıdaki maddclerde saptanmış ve memleket kamu oyuna sunulması kararlastırılmıştır: % lyi bakım, iyi yetiştirilme ve çocuğa uygun bir eğitim, her yerde ilgi, sevgi ve yardım görme her Türk çocuğunun hakkıdır. Resmî, özel her ku rum. her yurttaj bu çocnk hakkını tanımak, elindeki imkaıılarla onu gerçeklejtirmck yukümünde* dir. Sikıntı içüıde bulunan çocuğun kurtanlması en önce gelir. O 16 yaşından önce hiç bir çocuk resmî öğre nirainden alıkonularak özel iflerde calıştınlamaz; hiç bir şekilde sömürülemez.. O Her ana, baba kendi çocuğunun iyi bakımı glbi, bilgili. becerlkli ve iyi yettstirilmesinl, 716 yaşları arasmda ilköğrenime, ve orta derecell bir öğrenime devam ctmiyorsa teknik veya tarunsal hilgi ve beceri kazandıran işliklere, derslere ve kurs lara devamla, çalışıp olgunlasmasını, zamanını değerlendirmesini sağlamakla yükümlüdür. Ana ve babanın yetmediği hallerde, bu ödev ço ruğun birinci derecede yakın akrabasına ve ilgili devlct kurumlarına düşer. O llköğrenimden sonra orta dereceli okullara, veya meslek okullanna, İşliklere, sanatlara devam edemiyen çocuklar için teknik veya tanmsal bilgi ve beceri veren işliklerin, pratik derslerin ve kursla rın açılması, gerekli esya, araç ve gereçlerin zamanında sağlanması ve çocuklarm bunlardan yeterl kadar yararlanmalarının temini idare âmirlerüıin, belediye başkanlannın. muhtarlarm ve Millî Eğitim İdarelerinin bdevidir. 6 Ârızalı ve intibaksız çocuklann iyileştirilme. leri, sıkmtı icindeki çocuklarm kurtarılmaları, du. rumlanna uygun bir meslek için kendi hayatlannı kazanacak derecede, başarılı ve güçlü yetiştirilmeler?• v» 4urumtnnMi n y g i ı <şltre jrrlrjtirilwnlnti ana. baba ile birlikte, devletin bu amaçta kuuılnıus orgütlerinin ödevidir. Bu kurumlar tezelden yeteri kadar artınlmalıdır. Üstün yetenekli çocuklar devletçe ve ailelerinin de yardımı ile, en geniş yetişme vâsıta ve imkânlanııa kavuşturulmalıdır. O Mevzuatımızdaki çocukla ve onun korunma sı ile ilgili kanunlar, bütün hükümler ilgili daire, ku rum ve makamlarca geciktirilmeden uygulanmalı, iılenmeli ve tanıamlayıcı kanunlar tezelden hazırlanmalı, çıkarılmalıdır. •••• •••• •••• • ••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •>•• •••• Çocuk hakları eçmiş çağlarda, hattâ yakın zamanlarda, bir kısım çocuklan öldürmenln yavgın olduğunu tarih anlatıyor. Eskiden tspartalı Yunanlılarda zayıf eocuklan. Araplarda kızlannı bldürmek olağanmış. Bazı hükümdarların. Firavunların helli bir zamanda doğacak bütün erkek çocuklarm öldürülmesini emrettiklerfni anlatan efsaneler var, Odipus bövle bir ölümden zor kurtulmuş. Ellerinde Kur'an, Sivas'ı Teymur'un kahrından kurtarmak için, onu karşılamaya çıkan rocukların öldürülüp yollann kenannda bırakıldıklan söylenir. Protestanlığı kuran Luther'in. zekâca geri eocuklann öldürülmesini öğütlediği, Hitler'in de emrettlgi bilini yor. Bütün Batıda, hele İngiltere'de sanayi çocukla rm kemikleri üzerine kurulmu?. G liii •••• Hâkim Üniteler enel bir perspektif içinde bu efilimin tesbitinden sonra, gerek kapitalizm, gerek kollektıvizm'ın bugünün az gelişmiş ülkelerinin kalkmmalannı sağlamak imkânından voksun olduklannı belirtmek gerekir. Sistemlerin :ktısadi kalkınmadaki etkenlık derecelerini inceleyen bir diğer yazımızda. bunun hem teorik, hem de pratık yönden doğrulamasını yapmaya çalışnustık (1). Bilindiği gibi, iktisadi hayatın tahlilleri için bazı basıtleştirilmiş varsayımlar genellikle zorunlu görülmektedir. Olaylarm iktisadi yönleri, çogunlukla tahllUerin agır lık noktası olagelmiştir. îktisat dışı unsurlar aynı zamanda tahIII dışı tutulmustur. Baskı, kudret, kuvvet gibi etkenlerin tahlillere sokulmasının bas sebebi, iktisadi hayattaki mübadele ve mücadelelerin daima esitler arasmda geçtığinin varsayılmasıdır. Ancak, taraflan esit olarak ele alan bu tür tahllller reel hayatı gereği gibi yansıtmakta hiç şüphesiz yetersiz kalmaktadır. Zira, bir ekonomi bUtUnüyle heterojen olup bir kısmı hitdrn, bir kısmı da mahkdm veya bafnnlı durumdadır. Buna paralel olarak, davranışlarda eş • kuvvetli tepkiler yoktur. Kısaca, kaide, taraflarm eşitliği değil, eşitsizliğidir. Hâkim üniteler, hem bir millî ekonominin iç ilişkilerinde ve hem de milletlerarası münasebetlerde bütün ağırhğı ile kendini göstenrler. S H •••• •••• •••• ::•: :::: •••• •••• •••• •a • • Çocuğun hakkını, yasama, lyi yetiştirilme hakkını kesinlikle ilkönce ortaya koyan tslâm dinidir. Kur'anuı birçok yerlerinde, özellikle öksüz haklan için ayrıntılı acık hükümler var. Peygamber, bütün doğanların «İslâm fıtratında» olduğunu belirtmiş (1). 1000 yıldan çok fazla bir zaman sonra İsviçTeli büyük düsünür J. J. Rouseau (Ruso) «EmiU yahut .Eğitim. adlı kitabına «Herşey Tanrı'nın elin den çıktığı zaman iyidir, her şey insanların elinde bozulur» sözüyle baslıyor. Gerçekte bu sözüyle kcn. di dininin görüşüne karşı cıkıyor. Onun dinine gore «vaftiz»den önce çocuk günahkâr. pis bir varlıktır. tnsan haklan «doğal hak» kavramiyle kafalarda bilinçlenmeye başlayalı birkaç yüzyıldır. Çocuk hakları üzerinde milletlerin düşün birliğine varmaları ancak yarım yüzyıl kadar oluyor. Bu 54 yıl içüıde «çocuk haklan çok sık ele alınmıstır. WAŞHİNGTOı\T KARARLARI: Çocıığun korunması. haklan üzerinde milletlerarası kararlann iikl 1919 da Washington'da toplanan İş Konferansındndır. Karar şöyledir: A 14 yajından küçük çocuktar işe sokulmamalıdır. % 15 yaşından küçük çocuklarm geceieri i; yerlerinde calışmaları yasaklanmalıdır. A Daha büyük. yeni yetmelik çağındaklTertn' ''"" çalışmalan giinde 8 ve haftada 18 saatten fazla olma malı. az olmalıdır. ::ı: •••• •••• •ttaa • ••• Î.İ.• •• • •••• Siyasî Rejim Meselesi z gelişmiş Ulkelerin kalkınmasında kullanacakları ık'ısadî görüşün dısında. en o nemli mesele, hangi siyasî rejımin kallnnma ile en etkili biçımde uyuşmasıdır. Az gelişmiş ulkeler halkının feodal rejimlpr° olan düşmanlıgı ilk elde demokratik ideolojileri harekete getinvorsa da; okur "yazar' orarlmın duşüklügü, siyasî müesseselerın geri kalmış toplumlann şartlanna ıntibakta zorluk çekmeleri, idari teşkilâtın yetersizligi ve bütün 'ilke içinde ağırlığmı gösteremeyp mahalli cereyanlan zayınataınaması sonucu, demokratik rejimler ekseriya ve maalesef anarşi ".çmde kaybolmaktadırlar. •••• :::: •••• A Ve nihavet... e nıhayet, kültür seviyesi vükselça toplumları totaliter rejimlerin baskısı altında tutmar in*ânr eittikçe zayınamaktadır. Sovyet Rusya'dakı gevşemeleri, Çekoslovakya'nın son davranışını, Ispanya ve Portekfedeki sancıiarı açık belirtiler olarak kabul etmek mümkündür. Zaten, 20 tnci vuzyıhn son yansında, demokratik rejimden başka bir alternatif tanımak cağımız için ancak bir ayıptır. Zira. kişi refahı kisive rağmen sağlanamaz. Kusursuz bir sivasî reiim yoktur. Ancak, kişinin, kişıli&ini ve haysivetini komyan ve sürdüren demokrasi ise «en az kusurlu» olanıdır. (1) bk. «îktisadî Sistemler ve Kalkmma», Cumhuriyet 1. 2. 3. Mayıs 1967. . BîttCNİTEÛLARAK a«a# •••a •••• aaaa aaaa aaaa. •Cenevre Bildirisi» denilen ve bütün devletlerce kabul edilen karar lar da şunlardır: (Altında Gazl Mustafa Kemal im. zası bulunan bu bildiri. Çocuk Esirgeme Kunımu nun Genel Merkezindedir.) • Vücutça ve ruhça tabiî bir gelişme her çocnğun hakkıdır. • Aç çocuk doyurulmalı. hasta çocnk bakılrp sağaltılmah. zekâca geri kalmış çocuk, imkânı derecesinde ilerletilmeli, sapitmı; cocuk doğru yola getirilmeli, öksüz ve kimsesiz çocuklar kabul ve bakım görmelidir. 9 Sıkmtı ve zornnluk zamanlannda ilkyardıra çocuğun hakkıdır. • Çocuk kendi hayatinı kazanmaya, geçimini saglamaya yetenekli hale getirilmeli, fakat aynı za manda her çeşit sömürüye karşı korunmalıdır. • Çocuk etkin insan sevgisine eğitilmelidir. Aynı sekilde her çocuğun şen ve neseli bir ço cnkluğu olmalıdır. BU KONUDA SONRAKt GİRİŞİMLER: Bu bil dirideki ve sonradan «İnsan Haklan Evrensel Bildirisi»ndeki hükümler. ilkelcr, hirçok memleketlerin Anayasalarında geniş ölçüde yer almıştrr; kimisininkinde hattâ, bildirinin adı da anılmıştır, ö'rneğia Ispanya Anavasasında (2). 193S'de MiIIetler Cemiyeti «Herhangi bir şekilde sapıtmış çocuklar için. her memleketin kendi özelliğine ve kur u îu;larına eörc sadece eğitimsel mahiyette olmak üzere, tedhirler almayı milletlere tavsi ye temeye» karar vermistir. 2. ÇOCUK HAKLARI 3ÎLDİRİSİ: Cenevre Bil dirisi 1948'de Mil1ellerara«i Çocuk Esirgeme Kurum ları Birliği tarafından daha geliştirilmiş, 7 madde haline konmuştur. Bn iklnci bildiri şoyle baslar: «Cenevre Bildirisi denilen işbu Çocuk Haklan Bildirisi ile bütün millrtlere mensup erkekler ve kadınlar. insanlipın. vapısındaki en mükemmel şeyle ri çocuğa vermesl gerektiğini kabul ve bu ödevi teyit ederler.» (3). «İnsan Haklan Cvrensel Bildirisinin 25 ve 26. maddeleri çocuk haklan ve çocuğun eğitlmiyie îlgi lidir. 1950 DMBLtN PARLÂMENTOLAR BİRLlĞt KARARHRl Bİ7 dc bu kararlara katılanlardanız. Kararlarda «Çcıısıın korunması uygarlığın ve mil letlerarası ahlSkın tcmcli olarak gorülmüş. miilet vekillerı, her fırsalta Meclis içınde ve dışında ço 1923 Çocuk hakları Bildirisi aaaa • ••a aaaa aaaa aaaa • •!• ifii Sonııç nsanlığın bir umudu ve bir sayıklamasıdır. Dünya Çocuk Günü, Çocuk HakJarı Bildirisi, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi.... ve b. şimdilik ancak umut veriei müjdelerdir. Öte yanda yüzmllyonlarca dünya çocuklarının, dünya vatandaşlarının onlardan ne payı, ne de haberi var. Biyafra'da açlıktan kıvranrp ölen, Viyetnamda her dakika açlıkla. ateşle. ölümle yanyana ya şıyan yüzbinlerin, milyonların kaderüıde ne etki si olmuş ve olacak bu güzel, bu umutlu kararlann, bildirilerin? Afrika çöllerindeki, Asya, Güney Amerika ovalannda. kırlarındaki yüzmilyonlara bu kararlardan düşen pay: bir hiç! Dünya politikacılan düşünürlere, sanatçılara, eğitimcilere hoşgörünmek için, belki de, bu kararlan ciddî ciddî alıyor, bu bildirileri yayınlıyor lar. en büyük politika forumlannda, agoralarında, pazarlannda. Durum şu ki. insanlık bugün bu ka rarları gerçekleştirecek güçte: ama. yine politikacılar belki başkalan o çocuklarm yurtlarmı, yuvalarını dağıtmak, genc yaşlannda onları yoketmek, sakat bırakmak için o güçleri harb hazırlıklaruıa harcıyorlar. 30 yıldaki iki Cihan Savaşında, milyonlarca genç insanı kahretmek icin har canan zenginlikler, emekler ve güçler ınsanlığın iyiliğine harcanaydı, beş kıtanm en uzak dağ köy lerindeki insanlar. çocuklar «gelişmiş. denen mem leketlerin en mutlu azınlıklan kadar bu haklara karusmuş olacaklardt. Haklar, demek ki, şimdilik Insanlığın bir sayıklaması gerçekte. Ne ise bereket ki o var. (1) Bunun içindir ki, tarihimizde köleler, cariyeler kürk giymekten ve efendileriyle birlikte oturup yemek yemekten başka, aile uyelerinin hiç bir hakkından yoksun değillerdi. (Pedro de Lamara'nm anıları Fuat Carım> (2) ,(3ı, (4) Anayasalar ve Eğitira M. Rauf İnan iiil iiil aaaa aaaa •aaa •aaa •aaa I ı::::ss:£ 'yatta hâkirniyet tesiri" büyük uygulama alanı buldugu gibi, milli ekonomiler icindeki fert'ler, firmaTar, gruplar ve bölgeler'de hâkim üniteler olarak faallyette bulunurlar. Bu mikro ve makro hâkim ünitelerin dı$ında Devletin varlığını ve hâkim bir ünite olarak oynadığı kesin rolü ur.utmamak gerekir. Devletin kendisine has hâkimiyet tesırini ampirik olarak ve başhca Uç kanaldan yapması düşünülebilir: • Vergi yoluyla: Kanuni ve teşkılâth bir baskı sonucu alınan vergı, siyasi otorıtenın kullandığı hâkimiyet araçlanndan biridır; • Hakemlik yoluyla: Devletin bu rolünü sınırlı ve ihtiyarî yapması vanında tamamen mecburî kılması da mümkündür: • Bir iktisadi kamu sektörünü uygulaması yoluyla: Devlet, OyatIann ve global mlktarlann tcsbiti savesinde, özel sektör üzerinde hâkimiyet tesiri nyandırabilir. Az gelişmiş ülkelerin iktisadi kalkınmasında Devletin rolü ve önderliği açıktır. Kalkınma için en etkili olan karma ekonomi dıizenınde, kamu sektörü ve özel sektör birlikte ver ahrlar. Bunlan n nisbi önemleri şüphesiz zamanla değişmektedir. Meselâ, Türkiye'de birçok alanlarda, başlangıçta, sadece fcamu sektörü varken (tekstil gibi), zamanla özel sektörün de buralarda serpılmeğe ve gelişmeÇe basladığı gö • rülmektedir. Bu durum, az gelismiş üJkelerde kamu sektörünür. özel sektörün de vetişmesi için, uvgun «ortam varatıcı fonksiya nu» nu yerine getirdigini belirler urada. ülkemizde de <5ik s:k ileri sürülen ve ilk elde ma kul intiba yaratan bir iddia akla gelebilir. Şöyle ki. az tjeliş miş ülkelerde sermave kıttır; bu seberjle. kamu sektörünün bulun duğu bir verde özel sektör de fa aliyete geçmişse, kamu sektöriıne ait görevin bitmiş oiduğuna hük medilerek tasfiye yoluna gidilme lidir. V '•••••••••••••••••••••••••••••a •••••••••••a Ancak, burada, demokrasi kavramı üzerinde bıraz durmak yerinde olacaktır Her şeyden önce, en ileri demokrasi sekillerinin bile gayet vavaş ve geç bir gelişim sonu cu ortaya çıktığı unufulmamahdır. Bugün dahi, siyasi rejim olarak, her yerde mükemmel olmaktnn uzaktır. Bilindiği gibi. îsvıçre'de kadmlar oy haklanm veni veni elde etmeye başladılar Amenka' nın bırçok eyaletleri zencilere Pşit haklar tanımaz ve bunun buyük mücadelesi gittikçe şiddetlenerek devam etmektedir. Ayrıca, Amerikan vatandaslannın eenel T E Ş EK KtJ R Kısa bir hastalık sonucunda kaybettığım sevgili eşim, değerli ilim ve fikir adamı, Edip ve Şâir, Profesör, SABR) ESAT SİYAVUŞGİL'e, gerek hastalığı devamınca, gerekse ölümünden sonra gösterdıkleri, beklenenın çok üstunde ilgileriyle beni duygulandırmış olan butun dost ve yakınlarına, ameliyatını yapan sayın Prof. GIYAS KORKUT'la, her an yardımımıza koşan sayın Prof. Dr. BÜLENT TARCAN'a, ölumunden sonra telgraf, telefonla ve bızzat gelerek acımı paylaşmak zahmetıne gırmış, çelenk gondermış ve ılgilerıni esırgememiş olan Istanbul Ünıversitesı Rektörü sayın Orrf. Prof. Dr. EKREM ŞERİF EGELt'ye ve Edebıvat Fakültesı Dekanı Prof. Dr. AFİF ERZEN'e, Fakulte arkadası Profesör ve Doçentlere, Kordiplomatik mensuplanna, başta Gazeteciler Cemiyetı olmak üzere bütün demek ve kurumlara, hakkında övgülu yazılar yazan gazete ve yazarlara en derin mınnet duygularıyle teşekkürlerimı sunanm. E S î (Cumhuriyet: 12312) YARIN : Demokratik düzen karma ekonomi beraberliği ALDATILDIM NİŞANLANDIK NEDRET TU.NÇER ERCAN HOŞC.t'L 13.10 1968 J L, AT.DATILDIM NİŞANLANDIK AYTÜL SEVHFR DEMİRT\<5 12 10 1968 • • • • '4>^#^» a • a • 1 •••»••»••••• •••••••••••»•••••••••»••••••••••• Cumhuriyet 12297 Cumhurıyet 12296 79 B Kodak Fotokopi Cihazının işinizde ne gibi faydalar sağlayacağını duşiindtinüz mü ? Ankara Zafer Mühendislik ve j Mimarlık Özel Yüksek Okulu : Makine ve Inşaat Atelyeleri Yeni açılan Özel Mühendislik Okullarının ve Halkın Hizmetinde BÎB. PCENS OL M O Ş T O ••• Büronuzda Hir Kodak Fotokopi Cihazı bütün kopya işlerinizi cüzi bir masrafla halleder. Fatura, resim, mektup v.s. gibi her nevi evrakın okunaklı ve sabit fotokopisini DAKİKASINDA çıkarır". •** • Inşaat Mühendısliği lâboratuvar deney cihaz ve makineleri A.S.T.M. DİN ve T.S.E normlarına uygun olarak imâl ve sipariş kabul eder. Yapılan nümuneler okulumuz atelyelerinde gbrülebilir. 15 Kasım 1968 tarihınden itibaren isteyenler: a. Zemin mekaniğı malzemeleri ile ilgili deneyleri b. Inşaat malzemeleri ile ilgili deneyleri c. Standartlarda bulunmayan özel malzemelerle ilgili deneylerı T S.E. A S.'I.M ve DİN normlarına uygun olarak okulumuz atelyelerinde yaptırabilirlor ADRES: ÇANKIRT CAD 14 ULLS ANKARA Kodak Arsa Satın Alınacak Kuzey Detıiz Saha Komutanhğı lojman inşaatı için ŞişliLeventMecidiyeköy ve Rumeb Hisarı civarında 9002000 m2 arsa satın alınaeaktir. RESMÎ DİSTRİBÜTÖRÜ , • • FOTOKOP) SISTEMÎ Fazla bilgl için müracaat ve perakenda satış yerı : Satıcılarm Kasımpaşa tnşaat Emlâk Koroutanlığina müracaaüan. (Basın: 26134/12290) BURLA BtRADERLERŞ" • • $ TEKNOSAN A.Ş. Karaköy, Istanbul Tel: 4 9 17 66 Bâncüık: 9220/12306 ••••••••••»••»»••»»»•••»•»»•••»»••••••••••••t HAS: 4132/12310