11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ 28 Ocak 1968 CUMHÜRtYET 6ATT ve Yeni Delhi Konleransı Doç. Dr. Ali Sait YUKSEL un>a ticaretinin • 80'ini elleriade tntan » 76 ulkenin temsildleri geçen yılnı son »ylaruıda GATTın (General Agreement on Tariffs uıd Trade Giimriik ve Ticaret Genel Antlasması) £5. oturumu için bir araya geldiler ve ozellikle Kennedy turunun raajıs ayında alınajı olumlu sonuçlarını genişletebilme konularını gorustuler. Bu goruşmeierde, kesin sonuç almmadan çozumii >ine geleceğe atılan konnlar arasında tanm ürünleriyle ilgili ticari tahditlerin azaltılmast ve az gelişmi; ulkelerin ozel sorunları da \ardı. Ote jandan, hemen aynı meseleler, 11 subatta Yenı Delhıde toplajıtılarına başlajacak başka bır uluslararası toplantının. Birleşmıs Milletlerin Dun}a 2. Ticaret Konferansınuı (UNCTAD) da ana temalan arasında >er almaktadır. Soz konusu topIantının gundemınde ağirlık, ham madde ve az gelişmiş ulkelerın tarımsal ihraç ürunlerinin dünva pi>asasındaki fiatlaruıın kararlı hale getirilmesini amaç edinen dunya mal anlasmalannm yapılması ile az gelişmiş ulke ekonomilerinin diğer sorunlanna verılmiştir. Bu vesileyle amaç ve kararlan hakkında basınımızda bazan aşın ovgulerin yayınlandığı GATT Antlaşmasını bir de az gelişmiş ülkeler açuından lccelemek faydalı olsa gerektir. Ima koyacağı fiatı daha rahat hesabedebilmekte ve tthaiât ulkeshıde malının her hangi ucuncu bir ulkenin rakibine nazaran daha kotu işlem gormiyeceğinden emın olmaktadır. Sevr'den bugüne... Bu zahmeti değerlendirmeli Ah# minelaşk Ayıklasınlar pirincin taşını Ayağına geleni tepmek Hem var, hem yok Dönüp dolaşıp Aşırmaktan hoşlanır mısınız? lar, tevkU etmi$Ier. Şimdi ağır ce> zalardan birinde muhakemeleri japılıyor. Kızın, kendi gibi, adı da güzel: Olga. Bu arada, \nkaralı zengm bır iş adamı Olga'ya âşık olmuş. Bır koşu Istanbula gclmış Kızın avnkatından «butun masrafı kend'.sinm vereceğinı, ne pahasına olursa olsun» Olga'yı tahliye ettirmesini istemiş. Geçen gün mahkeme. 11) bin lira karşıhğında Olga'nın tahliyesine karar vermiş, fakat arkadaşını bırakmamış. Bunun üzerine kız «bu adam henim se\gilimdir, onu bırakmadıkç ben hapiste kalırım, çıkmarr.» demiş, ve yine, tevkifevinin yolunu boylamış. Pek tabiî olarak salonda buiunan, ve tahliye kararım heyecaula bekli>en, Ankaralı âşık iş adanunın halini duşünün bir kere'. edin, silâhlıdır. Polisler (belki tesekkür de etmışlerdır) bunun üzerine öteki e\i sarma tertibatını alırlarken, beriki, elini kolunu sallaya sallaya çıkmış gitmiş. Meğer Naü Seıim'in evini gösteren genç adam, Nail Sevim'in kendisıymış. Az daha unutuyordum, yukarıda babsettiğim atalar sözü «Mum dibine ışık \ermez» dir Sabıkalılarımız, bu sozun ne kn dar doğru olduğunu, öjle bır guzel ispat ediyorlar ki... *** Ticaret serbestliği u ilkenin, az gelişmiş ulkelerle »anayi filkeleri ekonomılerine etkileri aynı değildir. Az gelismiş ülkelerin en çok iki elin parmaklarıyla sayılan maHarının ıhracatı geleneksel bir kaç pazara hitabedebilmektedir. Birleşmiş Milletler istatistiklerine gore meselâ 195355 doneminde 36 az gelişmiş ulkenin ihracat gelirlerinin • SV\ Üç • urunden elde edilmiştır Buııa karşılık meselâ Kennedv turu goruşmeleriue ABD 6 000, A\rupa Ekonomik Topluluğu ulkeleri ıse 3,000 e jakın kalemlik raal lısteleriyle gelmişlerdi. Onun için de briyle bir antlaşmanın amacını teskil eden GATT çe\relerinin diliyle «uretıme dunya pazarlarını açma» nın aslında kimlerin işine jaradığı ve ne türlü bir soğuk gerçeğe jaldız vurduğu açıktır. Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre meselâ 15 >ıl oncesinde Batılı sanayi ulkelerinin dunya cirosundaki paylan •'. 64 ten ibaretken, 1962 de •. 75 e >aklasmıştır. Az gelişmiş ulkelerbj aynı donemdeki paylan ise •• 3* dan • • 23 e Hujmuştür. / B Bu zahmeti değerlendirmeli evlet babanın kesesınden sevahate gitmenın, her halde, pfk müstesna bır tadı olacak. Kıyısmdan köşesınden çımlenıp, tek tek gıdenlerın, yarüarında eşleri de ol sa, ısımleri pck geçmıyor. H e y t hallne geldıler mı iş değlşiyor. Değışıyor da ne oluyor? Bır ş.ey olduğu yok ama, lâflar edlliyor gazetelerde bır takım gevezelıkler yapılıyor, o kadar Yoksa, gemısı ne atlayan Üskudarı geçmekte ber devam. Ama, çene bu. Durmuyor ışte Gelın, bu haf*^, biz de biriz gevezelik edelım. Efendım, Balıkesırın tl Genel Meclısı uyelerının sayısı kırkm'ş. Sayın Uyeler (şüphesiz muhalif • muvafık kap^ması olmasın dıye) hep bır araya gelmışler. Bu yaz hele şoyle bır, Avrupaya uzanalun demişler. Program da çok güzel: Bır otobüs kiralanacak. ltalya, Almanya, Avusturya, Fransa, hoşlanna gıden yerlerde uzunlu kısa'ı molalar vererek, bır «lâm elif» çizıp donecekler. D Hem var. hem yok Bay Süleyman Demırel uzun bır basm toplantısı japtı. Radvodan dinliyebüdiğım kadannı dinledim, gazetelerde oknyabildığım kadarını okudum. Demırel'in dılı çetrefıldır, sojlediklerı de bevlik şeylerdir. Yeryüzündeki bütün iktidarlar yaptıkları icraat ıle övünurler. Güney Vietnam'dan Kongo'va kadar bSyledir. Şu kadar yol yaptık, bn kadar okul açtık, hastane insa ettik, baraj açtık Dünya ilerliyor, ve siz istemeseniz de avağınıza gelip proje nzatıyorlar : Verin parayı size bir köprü \apalım ! Abdulbamıt'in 33 vıllık komprador saltanatı zamamnda eserlere eserler katılmıstır. Sağa sola baksanız bugün dahi «Ulu Hakan> dan kalmış nice şey görürsünüz. Ama 1909da Abdülhamit du sürüldüğü zaman Osmanlı Imparatorlueu içten vıkılmıs bir jarısömürge idi. Nasıl bn hale duşürulraustü devlet? îşte bn sornnun ce\abını vermek ve Tflrkivenin boıün hangı noktada oldufnnu anlamak için biraz rakam gormek gertkir, Sevr Antlasmasında Osmanlıların harb öncesi kamn borçlarının dökümu sbvle yapılmıstır : 5 Kasım 1914'te altın Sterhn esasına gore Osmanlı Devleti borçları • Bırlestırılmış borçlar (1903) 36 799 840; Turk borcu (1870ı 10666973. O m a n n e (1890) 2952 400. 1896 juzde 5 (1893) 2 814 020 Balıkçılık (1888 "l903) 2 439 228. Bağdat 1. serı (1903) 2342.252 1904 yuzde 4 (1903) 2 594 064; 19011905 yuzde 4 (1901) 4 976 422 Teçhizatı Askenye (1905) 2 441.340; Bağdat 2. Serı (1908) 4 718120 Bağdat 3 Serı (1908) 5 221700; 1908 \uzde 4 (1908) 4 538908; 19.4 vuzde 5 (1914) 22 000 000; Tersane \ e Bahrı msaat (1913) 1 48=) 0O0 Tonbekı (1893) 664 510; Sark Demır.volları (1894) 1567192; Gumruk ler (1896) 7523534, Bağdat Beledıve (1912) 26 070; Osmanlı Hazıne bonoları (1912) 1.063 644; Hazıne bonolan (1912) 4 400 000; Harb ge mılen (1911) 1778 587; Tutun re]isı avansı 890.039; Konya Ovası sulaması 818 970: Toplam : 143.241.757 altın Sterlın'dır Gdrülüvor ki Türkler, komprador kapitalizmi volnnda kalkınmavı ılk kez sınamıvorlar. 19 uncn vnzvıhn ikinci \arismdan son ra Batı kapıtalistlerinin vardımı, kumpanvası. kılavuzluğn ile ik tısadi kalkınma, Abdülhamit de\rınin esas politikasıvdı. Abdülhamıt'ın 33 vıllık saltanatında vabancı knmpanyalar memleketi sarmıstı Ne var ki, memleket Kızıl Sultan zamamnda 100 milyon sterlin borçlanmaktan knrtulamadı. Sömüru alabildijine işliior dn, ve kalkınıvoruz zannederken batnorduk. Ahdülhamit'in tahttan indirilmesi bir sevi deçistiremedi. Borçlanma devam etti. Bır Gazi Mustafa Kemal çıkmasaydı. simdi üstünde yasadıgımız top rakiara vatanımız divemivecek idik. Peki Geçmişe bövlece teshis kovdnktan sonra, görelim bakatım ikinci kez komprador kapitalizmi ile kalkınma yolunda ne reye varmısız? Tabancı kumpanvalı, vabancı sermayeli, Mendfres li, Bavarlı. Demirelli nvdulnk politika«ı bizi nereye götürmüş? Rakamlan 1%8 Bütçe gerekçesinden çıkararak kısaea yazıyorum : 30 Eylul 1967 gunü hesabına gore Türkivenin dovızle ödenecek dış borçları 1 mılvar 329 milyon 600 bın dolârdır. 30 Eylül 1966 ile 30 Eylul 1967 arasında dovızle ödenecek borçlar eksılmemış, artmıitır. Turkıve bır vıl ıçınde 142 milyon dolâr daha borçlanarak 1967 Eylülu sonuna varabılmıstır Borçlann öden mesı 2014 vılına kadar surecektır 1968 vılı ıçınde alacaklılara 145 milyon dolâr ödemek durumunda\ız. bunun 45 milyon dolârı bor cun valnı? faizidir 30 Evlül 1967 gününe göre dovızle degıl Turk lirası ite ödenecek dıç borçların toplamı da 3 mılyar 317 mılvon 500 bın lıradır 1968 vılında bu borçlann 301 mılvon hrasını odemek zorundavız Bu ödevecegımız 301 milyon lıranın 172 mılyonu (yanı yarısından çoğu) faızdir Gene 30 Eylül 1968 günune gore devletın ıç borcu 18 milyar 170 mılvon 100 bin lıradır Bütün bn borçları üstüste koyup da daha da üstüne memleketin basına cöreklenmis vabancı kumpanvalarını oturttujumuz za man dnrnmnn ne kadar parlak oldugu kendiliginden ortaya çıkmaktadır. Törkive iktisaden boŞarına kadar borçlu bafımlı bir devlet durumnna ikinci defa diisürulmüs ve Batı kapitalistleri Ga zi Mustafa Kemal Atatürk'un kurtulus savasını banka hesapların da hiçe ındırmıslerdır Abdülhamıt'in komprador saltanatı bngün memlekette tam mânasivle eçemendir. Biz bir Basbakan bekleriz kı. bir sürü ıvır zıvır rakamla mil letı uvntacak ve komprador kapıtalızminin batagına daha fazla sürüklevecek verde bn acı gerçegı Türk toplnmunun gözleri önu ne tersin : Vatandaslanm! Bu bataktan ancak alınteri, emek, zahmet \e çok büvuk mücadele ıle kurtulabilirîz.. desin. Bu g^rçegi mUlete sdyliyemıyerf ve 'norcmf İjA'stn'j^e borç kata rak seçim kazânmlva çalışan politikacifârın sözleri, gfiniflk politi ka goygoyculugu olmak niteli^ınden kurtalamıvacaktır Amaçlar antlaşmanın preambelinde (dibâcesinde) GATT'ın amaçlan. «hayat scviyesinin yukseltılmesi, tam jstıhdam şartlarının gerçekleştırılmesı, dunya uretirn kaynaklarmdan en ıyi sekılde yararlanma ve mal ahş venşlerının arttırılması» olarak belirtilmistir. Aslmda GATT'a temel olan i e antlaşmada belirtilmeyen duşunce, uluslar•rası rekabet duzeninin işlemesini sağlama gerekçesiyle OECD, IMF, APA, EMA, AET, EFTA gibl Batılı ülkclerin hemen diğer bütün ekonomik anllaşmalarında müşterek olduğu iiıere iıye ülkeleri gumruk politikalan bakunından himayeciHkten alıkoymak, dış ticarette liberalizmi teşvik etmektir. ^ * r ¥ ^ f T ^ I n 1 > U gelişiminden hoşnut J* *^ • M ohnıyan az gelişmis ulkeler• den onemli bir grup, ozel durumlarına ilgi gbsterılmediği gerekçesi>le GATT'tan aynlıp, Doğu Biokunun ağır bastıği rakip organizasyon sayılabilecek B.M. Dunja Ticarcl Konferansına katılma tehdidinde bulunmuşlardı. Batılı ulkeler için sijasî sakıncalan bu>uk boyle bir yönelmeyi bnlemek uzere 1963 şnbatında GATT'a üç maddelik «az gelişmiş ulkelerın ekonomı ve ticaretlerinin teşvıkı» ara başlıklı yeni bir bölihn eklenmiştir. Bu hükümlerle ileri sanayi ulkeleri, az gelişmiş ulkelerden japılacak ihracatın artinlması içta tedbirler alma yukumumı ustleniyorlardı. C Sonuç akat ozellikle az gelişmiş ulkelere yardımla ilgili konferans masalarınm kulak oksıyan bu tip kararlarını, mgulamada konkre sonuçlara vardırtmak cok guç olmaktadır. Şimdiy kadar GATT'ın çeşitli kademelerdeki toplantılarında az gelişmiş ülkelerce istenen, kurulan sanay ilerine serbestçe giimruk koyabilmeleri İçin antlaşmada genel >etkl konulması hususu, her zaman redde uğramış ve sadece, gelişmiş ulkelerın de bolca >ararlanahildikleri antlaşmanın 25. maddesindeki . . waı\er. denen istisnanın yeteceğine işaret edilmiştir. Her GATT kurulunda bolca edebiyatı yapılan, az gelişmlşlerin ihraç mallarına ihracat kolaylıklan sağlanması meselesi de bu gunc kadar genel \e pratik bir çozume bağlanamamıştır. eni Delhıde çalışmalarına başlayacak Birleşmiş Milletler 2 Ticaret Konferansi, bu konularda az gelişmiş ulkeleri memnun edeeek muşahhav kararlara varabılırse, temeli ABD'nin 1945'teki Ha\ana . Charta'sına dajanan GATT'a yeni bir çeki duzen verılıtıesi çabalannm gerçekleştırilme şansı da artabilecektir. Ana ilkesi F D ıs licaretle ilgili hemen her konu hakkında hukumlerin jer aldığı GATT'ın temelin. «en ziyade musaadeye mazhar ulke» kuralı teskil etmektedir. Antlasmanm 1. maddesindeki bu kurala gore, üye ulkelerden birfain herhangi başka bir devlete gumruk kolaylıkları sağlaması takdirinde. diğerleri de otomatik olarak bir karşı edim kulfetine girmeksizin aynı imtiyazdan yararlanabilmekledirler. O halde en ziyade musaadeye mazhar ulke» kuralmda soz konnsu olan, gumruk hukuku yonunden belirli blr ulkeye deyimden anlasılanın aksine bir ustunluğün tanınması değil, baska ulkelere ustunlukler sağlanmasının onlenmesi. butıın u>elerin eşit isleme tâbi tutulmalandır. Bu bakımdan kurala meselâ <eşıt ışlem kurah» denmis olsaydı, amaç herhalde daha açık anlatılmış olacaktı. Bn kuralla ozellikle ihracatcı ülkeler, rekabet şartlannda ortaya çıkabilecek âni surprizlerden korunmak istemişjerdir. Bu suretle ihracatcı ma :::: •••• •••• •••• •••• iiii fih, minelaşk •••• •••• •••• ••*» ır çok bakımlardan, belkl, fa kır bır memleketız ama «ısi1 ı var. cısmı yok» dan yana haylı zen şınız BPİedıve var Beledıye yo'Unıversıte var • Ünıversıte yok Hastahane var • Hastahane VO'Î gıbılerden muesseselenraız dolu Hafta ıçınde Haber Ajansı bıldırdı 75 yataklı Küıs hastahane Pariste de çok zengin bir (ab sınde tek bır hekun varmıj D o ğumdan dış ağrılanna, cilt hasta rikatör, (ama, bu vak'a değil, saUklanndan mıde ve kaJbe kadar dece hikâye) uzun zamandır peher derde tek başına o zat deva şinde koştugu bir genç kızı, nihabuluyormuş.. Operator olduğu ı yet, bir akşam yemeğe çağırmava çın amelıvatlar da onda muvaffak olmuş. Iş bu kadarla da bıtmiyor. Tek Sofrada havyardan ıstakoza, vısoldugundan otürü hastahanenm kiden şampanyaya kadar, dedikienobetçi doktoru da o zat. Ayrıca ri gibi kuş sütünden başka, her Kılıs Kız Öğretmen Okulunun da şey var. Kız da başlamış, hayret vamlı doktorluğu da uzerınde edilecek bir oburlukla hepsinden Bıçarelığmı, kolayca tahmın e Tabıl tahmın etmışsıaizdır, ba atıştırmaya. O kadar ki fabrikator deceğınız sayın doktorumuz, üstpyolculuğun baş tarafına. artık klâbile, bir ara, bu hale şaştığuıı saklık, hasta çokluğu karşısında, bır sık olan, bır «tetkık gezısı» lâfı üyamamış: Siz evde de bö>!e kondurmayi unutmamışlar. Ve mj yemek yersiniz? dije sormuj. boylelıkle masrafları (galıba 200 Güzel kız: Hayır, havır, debın lıra kadar) ll Genel butçesınmiş, elbette evde böyle yemem. den sağlamayı becermışler. Ve ilâve etrniş: Çunku ev<le Onlara «ıyı seyahatler» düemel:benimle yatmak istiyen olmaz ki.. ten başka yapacak bır şey yok. Bizimkiyle bir benzerliği jok deYalnız, sevgıli Balıkesırlilerden rıca ederız, uç beş ay sonra yenılenecek seçimlerde oylarını yine bu yatağa ıki kışi yatırmak zorunda uyelere versınler. kalıyormuş Versınler ki, bari, tetkıkleri (!) Şımdı, gıdın Ankaraya, sorun boşa gıtmesın! Saglık Bakanlığuıdan «Memleke* *** te kaç tane devlet hastahanesı B Ayıklaciî?lar pirincin taşını ugoslavyab bır adamla yanı.ıtfakt Renç ve cfizet bir kızı, marmi kaçakcıheuıdan, jakalamış Y S SİNEMAYI HERGUN EVİNİZE GETİREN GUNLUK TEK GAZETE Günlük Fotoroman Gazetesi fersembe 1 Sııbat ıtut w n ı oı>.!:ı YAY N I D I » akarya Din Gorevlüeri Derneği, imam ve hâfızların «m ve haysıyetı j l e baj t prı meşru eflencelı evlenme ve* sunnet, cemıyetlerıne gıtmelerını» yasaklamış. Imam ve hâfızlar için ayrı bır dın olamıyaca^ına gore, demel; bütün Muslumanlara bu çeşit toplantılar yasak. Zaten Derneğın vajınladığı bildiri de «Butun Musıtıman kardeşlerımıze duyurulur» diye hitiyor. Neden acaba? diye düşündum. Cevabını bulamadım. var°» diye. Kaç tane olduğunu soylıyecek'.er se, rakamın Içınde, şuphesız Kt'ıs hastahanesını de sayacaklar sıze Defterde oyle ama, var mı Kİ lıs'te bır hastahane, Allah aşkını za' .•««**.. Dönüp dolaşıp ürriyet'e mektup yazan bir okuyucusu «Karaborsa bilet satışını önlivecek vegâne kuvvet halktır. Vııtandaş, bilet bulamadjçı zaman, karaborsadan almazsa, karaborsa satışları kendiligindrn > ortadan kalkacaktır» diyor. Yerden gdğe hakkı var. Elbette rivle. Hattâ neden yalnız sinema biletleri? Halk isterse daha neler yapar... Geçenlerde bir Avrupa şehrinde (hangisi olduğunu hatırlıyamıyorum) otobüs fiyatlarına zam edüdi. Bunu protesto için halk iş verlerıne yaya olarak gidip gelmeye başladı. Çok değil sadece üç gün. Ve bu uç günun sonunda fiyatlar eski haline getirildi. Galiba bır sene kadar oluyor. bir Batı Almanya şehrinde (yme hangısı olduğunu bulamadım) so sis fivatları arttırddıydı. Mahalle mahalle ev kadınları bir arava gelip sosise boykot Uân ettiler. Kısa bir zaman geçince de fiyatlar ındirildi. H w NASI ELİZA İle BENJAMİN PİNHAS niçanUndılar. tstacbul 20/1/1968 NİMET «e AYDOĞAN BIRSA Othjllari CENK BLRSVnın doSumunu akraba dost ve arkadaşlarına mujdelerler. Cumhurıjet 863 C u m h u m e t 868 ESIN L'SUK ile CENGtZ ŞENER nisanlandılar. Caddebostan 27 Ocak 1968 Hilton Cumhurıjet 851 O1A TL'RKER Ile r i ' A T UYCAN nijaıJandılar. 27 Ocak 1968 Şimdı, zamana uymadıfından dolayı, kola> kolav tertiplenemıven «kırk gun, kırk gece duğun» bizde, dedelerimizden, dedelerinıizin de dedelerinden. kalma bir an ane degil midir? Sonra siz «eijlencesiz» bir sunnet duğunu tasav\UT edebilir misiniz? Apandisit ameliyatından i e farkı kalır bunun? Arada, bunca zamandır, çocuklarının evlilıklerini, eğlenceli çalgılı toplantılarla kutlajan Müslıimanlara acıyorum. Bunların, benım bUUiğim sonuncusu, pek savın dostumuz Vehbi Koç'tur. En kuçuk kızını (dördüncü düğün olarak) daha geçenlerde, Hilton otelinde evlendirdi. Meğer, hepsi günaha girip dururlarmış da, farkında değilleımiş. Işlediklerı bu birikmiş gunahların altından nasıl kalkacaklarını. ne edıp de bir affa mazhar olacaklarını, artık. kendileri duşunsunler. Bizden haber vermesi. VEFAT Kemalıve esrafından Icra Rcısı merhum Bekir Efendı ve Emlne Hanımın kızı tuccardan mer hum Ömer Lutfl esı Mellha Koser Semıha Goksenın Bedıa KozıkOKİd'nun annesr Av Selcuk Koser Özden Goksen'ın Nurbın Ko«er Yaman Ko«er ve Candan Goksenın'in ann*annesı merhum Nurı Kozıkoglu'nun tevzesı Dr Necdet Cankafın hahsı Ufuk GucKı'niırt buvıikP n neann^s1 Cumliurıyet TEŞEKKİIR Sevffilı e=im babamız blrıcık oalum agdbevımız ve damadımız NEJAT SÖZ.MEN'in sefatı dolavısıvle cenaze merasıi'iıne ı^tırak eden celenk ve te!«raf jonderen telefonls ara van ve pvımıze selm acımızı nıvlaan ba«ta s^vın Tıoaret Ba k^nı Ahmet Turkel olmak ıızere Bakanlık mepcfibıı jrkada» larına T^tanhııl Tırqret Oda^ıı a T^'anbu! Sfnavı Od«ına akrabn \e aostlarımız^ en dertn m ( nnet ve suktpnHnmızı ar7ederi7 SOZMFN vc RFVITI.FK Aiielerı Hi'ri> 52 87H Ayağına geleni I HERGÜN 2 5 KURUŞA 5 NEFİS FOTOROMAN .J r tepmek ıkkat ediyor musunnz bilmem, son zamanlarda, bizim sabıkalılar, eski bir atasozümuzü. hayrete değer, bir ustalıkla yeniden tatbike koyuldular. Vak'alardan biri şu: Hapishaneden kaçan bır katil zanlısı, iş aramış ve bulmuş. Nerede bulmus? Bır sav cı yardımcısının' evinde. Hançi savcı? Kendisıni muhakerne eden D Bunun misalleri pek çoktur. Protesto denince bızLrin aklımıza he men «sessiz yürüyuş» geliyor. Hal bukı sessiz sndasız yapılacak bir suru şey var. Sinema bıletinın lâfı mı olur? Toplu bir davranış karşısında, ne eşek eti satan kasaplar, ne eksik gramajlı ekmek yutturan fırıncıl~. ne fazla para istiyen taksiler, velhasıl, hiç kimse dayanamaz. Ama, bunun için •benlm işim görülüyor ya, üst tarafı neme l i zım» demekten kendimizi kurtarıp «anca beraber, kanca beraber» zihniyetine uymalıyız. Gelselelim, heyhaaaaaat..., o da bir olgunluk meselesidir. *** AYSE KOZtKOĞLU 2711968 tarıhınde vefat ctmı= tir Cenazesi 281H68 Pazar eıınu (buffun) Fatıh camıınde oâls namazını muteakiD EdımekaDi Sehıtlıkteki aıle kabrıne delne dılecektir. Cumhurıvet 871 ACI BIR KAYÎP G E N E R A L 19041914 \ılları arasında Turkı>e Janridima reskılatının organızasvonunda bu\uk emekierı geçmış ve 1923 19ü yıllarında Istanbulda Fransız Askeri Ataşesı oiarak bulun muş olan | Aşırmaktan hoslantr mısınız? Auguste Sarrou'nun 25/1/1968 tarıhınde Nıce'de ânı bır kalb knzı netıcesınde 94 yaşında vefat ettığını buvuk bır teessurle bıldırırız Cenaze torenl 29 Ocak 1968 tarıhınde ChatelGujon (FransaJ'da yapılacaktır. AtLEbî NAM1NA L^l Dul Bayan LLC1L SARRUU 68, Avenue de la Vıctnıre NİLL (bedef Reklam »71/877) oı l 1 şubat •• • • perşembe günü çıkiyor B damın biri, bara abanmış, kim* * bılır kaçıncı kadehten sonra, etrafındaküere (usulüne uygun olarak) felsefe yapıyor: « Evet, bu dünya öyle olmalı.. Bu dunyada herkes yaşayacak Dunyada herkes yaşanjıhcür .. M* ağır cezanın savcısı. Adam orada selâ ben az evvel, doktora gittim 10 15 gun rahat rahat çahşmış. Muavene etti Bır suru ilâç verBir başkası: Uç hafta kadar evdi Elbette, ben de, ona ücretinl vel Sultanahmotten gurültülü paodedım Çünkü doktorun yaşamatırtüı bir şekilde "'rar eden snçlusı lâzım. lardan yakalanamıyan sonuncusuuun nerede gizlendiğıni polis tesbit «Oradan eczahaneye gittim... Şietmiş. Adapazarında, Akyazıda, Eşe şışe ılâçları aldım .. Tabiî, dervin etrafını sarmış polis, ve ter hal, parasını verdım Şuphesız . tibat tamamlanmca. memurlar kaÇünkü eczacının da yaşaması lftpıyı vuımuşlar. Genç bir adam zım. açmıs: «Derken eve uğradım.. tl&çları, olduğu gibl, sepete atttm .. tst« Bir emrlnls ml vardı etenburaya geldim 2'bette böyle yapdim? malıydım Çünkü ıih»vet ben'm Nall Sevim btırada mı? de yaşamam lazrm » Ntll ml? Ha O. ?u yanımiı (Le Ueriason'dau) daki evde oturuyor. Aman, dlkkat Büyiik Bir İlâç Firması Prtpagandis! Adayı Alacakttr Aranan vasıflar: 1 Asgarî lıse mezunu olmak, (Yüksek okul mezutüan tercıh edılir). 2 Aikerlikle Uişığı olmamak, 3 Azamf 30 yaşmda olmak. trtekhlerin P K. 45 Levent adresıne '"iırazaatları rica olunur. Radar Rekiam. 43 872
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle