Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DÖRT 26 Ocak 1968 CmviHURİYET Oaüarda ötüsen kuflar kabilem Bilmezier elem Ağlarsak bizimle beraber olur Hemşirem yağmur Sızlaruk bizimle beraber nzlar Kardeşim rüzçâr tsteyen toplasın binlerle arşın, Karlardan kışın Mutlaka öptürür kırlarda temmua Çıplak bir omiız Severim kırlarda ben yaşama.n, On iki ayı. Severim kırların yeşil göğsünfl, Bütün süsünü. Ölürscm istemem ne yaş, ne kefen, Ne başka bir fen. Üstümden kaUanasın çimen, çlf, yosun; Ruhum uyusun. Azv yazmış erken susmuş bir şair 2 Ahmrt Kutsi Tacert 1938 yılı Eylülltde tanıdım. Garip bir tesadtif )enl birdenbire onun karşıaına çsardı. O tarihlerde îstanbul Ünversitesi îktisat Fakültesine kayilıydun. Ankarada nüsafir kaldjgin eski, bakunsız, pi» bir otelde cüzdanımı asırdılar. İçindeki mitevazi para bir yana, Fakültedea aldığım kimlik kartım da meçîıul hırsızın elinde kaîmıştı. O z&maniar s a n basın kartı olmadığı için gazetecilere Devlet Demiryollannda, Denizyollannda, tenzilâtlı seyahat lmkânı yoktu. Ancak öğrenciler kimlik kartları sayesinde yüzde elli tenzilatla seyahat edebüiyorlardı. Saga başvurdum, sola basvurzi, biraz jürden havadan sudan dum, cüzdarumı ve klmlik kartıkonuşahm diye ütifatta bulundu. mı bulmaya imkân yok. Nihayet Bana refakat eden gazeteci dosbir gazeteci arkadaş derdime çatum, müsaade istedi ve bizi Kutre buldu: si Tecer'le başbaşa bıraktı. Kalk, dedl, Maaril VekâleU*** ne gideceğiz! O günden sonra, artık arkadaş Maaıif Vekâletinde ne işimız olmuştuk. Zaman zaman buluşuvar? yor, siirden, folklordan söz ediyo* duk. Kutsi Tecer içine kapanık i Sen gel benimle... bir insan olmasına ragmen daima < îtirazsız arkadaşıma tâbl olaneşeli, hayatı ve tabiati seven bir rak, oturtiuğumuz kahveye üç beş insandı. Büro hayatı, şehir hayatı ı adım ileride Ulus Meydanındaki onu sıkıyordu. Anadolunun şehr eski Maarif Vekaletine gittlk. ve kasabalanna, köylerine özlem Becerikli arkadasım, orada baduyuyor, kırlara, ormanlara gitzı tanıdıklariyle konuştu, gordu melt istiyordu. soruşturdu. Sonunda Maarif VeGayet sftkin ve hareketsiz blr kâletinin Yüksek Tedrisafc Vmum mizaca sahip agır ağır konuşur, MUdürlüğünde ögrenci işleriyle kızmaz, lüzumsuz yere söz söyleuğraşan Şube Müdürüne müramez, bagırıp çagırmasını bilmez, caat etmerruz gerektigini öğrençoğunlukla güler yüzlü ve çok terdik. Ancak derdimize deva bulabiyeli bir insandı. Tecer'in kobilecek olan Şube MüdürilnüD nuşmalarına daima bir ölçü, bir Jrim olduğunu bilmiyorduk. mantık hakim olmuştur. Ele alBize rehberlik eden odacı, Vedığı bir komıyu bazan en ince aykâletin alt katındaki odalardan nntılanna kadar anlatmak ve ÇOK bJrinin kapısmı vurdu. Içerid'm sade bir dille anlatmak onun baş«Buyurun!» sesi gelince bizl bıralıca endişesi idi. Belki de ögretkıp gitti. Bir kaç saniye sonra, menliğinden gelen bu alışkanlıgı, tızun boylu, lrl yapılı, kalın gözonu halkımızın, hele köylülerimilüklü, sanşm, kibar tavırlı bir zin yanında konuşurken hatip sdatn okumakta olduğu gazetsdegilse bile çok ^ i , çok sevilen den gözlerini kaJdırarak, yumubir öğretici haline getiriyor ve çak bir sesle: saatlerce kendini dinletebiliyorda. Buyurun efendim, ne istiyor» Kutsi Tecer genç yaşında Sisunuz? dedi. vas Maarif Müdürlüğünden başlıyarak halkla konuşmaya, dertleşmeye alışmış ve çok sevdiği bu önce adımı söyledim, ziyaret çeşit çalışmalan onu hatın sasebebini kısaca anlattım. Sâkin yılır bir folklorcu yapmıştı. Anasâkin beni diniedikten sonra: doluda gidip görmedigi yer he Demek Baki Süha sizsiniz.. men hemen pek azdı. Gerek Milli Çok memnun oldum, ben de AhEgitim Bakanhgı aduıa, gerekse met Kutsi'yta, dedi. özel olarak yaptığı folklor inceBirdenbire şaşırdım kaldım. Bir lemeleri tam anlamiyle bilim nrîlki dakika evvelki sıkılgan, 'çetodlarına uygundur. kingen halim birdenbire. kayboldu. İçimde bir rahatlık hissetmeya başladım. Kısaca derdimi anlattım' Ahmet Kutsi zile bastı, bir Çok sevdiği arkadaşlan HalU rnemuru çagırttı, kendisine gerek Bedii Yönetken ve A'uzaffer Sarıli talimatı verdi. On beş dakika sözen ile birlikte yaptığı folklor içinde muvakkat bir kimlik kartı derleme gezileri, Devlet Konserhazırlattı. vatuan arşivini çok zenginleştirKendisine çok teşekkiir ettim, miş ve sonradan radyolarımıza ayrılmak üzere ayağa kalktım. Overilen bu Anadolu ezgileri, Türk muzumdan tutup beni yerime ohalk musikisinin büyük kitlelere turttu ve sigara ikram edip kahkadar ulaşmasına, sevilip benimve ısmarladik.tan sonra: senmesine sebep olmuştur. Yoo... Oyle çabuk galrriam' HKuîsl Tecer'in büyük hizmetle AHMET KUTSİ TECER rinin başında, Sivasta Maarif Mü dürü iken bir folklor derneği kur ması ve bunun başına Muzaffer Sansözen gibi ciddl, çalıskan bir folklor sevdalısıru bulup getirme sidir. Bugün radyolarımızda ç»lrnıp söylenen, yurdumuzun her bölge sinden derlenmls olan türkülerde, başta Kutsi Tecer olmak Üzerp. Muzaffer Sarısözen ve Halil Bedii Vönetken'in büyük emek re hiz metlerl var. Tecer, derleme geztlerine çıkar ken bir çocuk gibi »evinir, kendi nl hazine aramaya giden insanlar gibi tarifi imkftnsız bir zevke kaptırırdJ. Gezi sırasında köylülerinıizie kırk yıllık ahbapmış gibi hemen sıcak, inandıncı bir dostluk kurar, onlara titix bir folklorcu olarak fthiret sualleri sorir dı. Haliî Bedii Yönctken'in anîattıgına göre, Kutsi, aynı ramanda e şine az rastlanır iyi huylu, vefau bir yol arkadafi iml$. Gezi gırasında arkadaşlan en küçük bir rahatsızlık geçirse, hemen doktor îara, eczahanelere koşar, onlara bir koruyucu melek gibi bakarmış. Güzel bir tesadüfle, 1942 yılmdan itibaren Ankarada Kutsi Tecer'le tam beş yıl aynı apartımanda oturdum. Kocatepedekl Rize apartımanında. Tecer ve sayın eşi Meliha Tecer o zaman gençtiler. Biri oğlan, biri kız lki yavruları vardı. Biz de aynı apartımanın çatı katında blr buçuk odada eşim ve kızımla oturuyorduk. Yazan: BAKİ SUHA EDIBOGLU Eskisl gibt peşlnden kosarsanıa yakalıyabilirsiniz. O da bir devirmiş, geldi geçti... Kabul etmek lazımdır ki, Kutsi Tecer, az yazmış, erken susmu? şairlerdendir. Fakat bize kalan, sayısını kesin olarak bilemediğim yüz kadar şiir, onu Birinci Dünya Savaşmdan sonra gelen şairlsr kusağının ön sırasında saymamıza yeter de artar büe. Duydum ki Kutsi'nin sayuı «şi dergilerde, şurada burada kalan şiirlerini bir kitap halinde toplıvacakmış. Çok sevindim bu habere. Kitap çıkıncaya kadar biz ondan bir tanımhk kendisinin çok sevdiği ve mizacma çok jy gun düsen «Tabiat Odam» adlı şii rini okuyalım: Severim kırlarda ben yaşamayı On iki ayı. Sererim kırların ye?il RÖjsünü, Bütiin süsünü tstemem başımın üzerinde dam, Tabiat odam. Istemcm topraktan başka bir yatak. Kphkeşanlar taak. KuşUrdan savrulan bir incecik tül tstümde örtü. Ve aydan kırpılan bütün yıldızlar, Riiyamda kızlar. Her sabah neşeyle uyanan bir eş, Kornumda güneş. Yarın BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR I 6 AHMET KUTSİ TECER det Paris Kültür Ataşeligimuı yaptı, yurda dönünce tekrar ögretmen oldu ;«Halk Oyunları ve Halk TUrkUleri Yayma ve Yaşatma Derneği» nin çok çalıskan bir Uyesi olarak Anadoluyu yeniden baştanbaşa dolaştı. Ahmet Kutsi Tecer, çok yöniü bir insandı. Pakat çalışmalarını ve çalışma konularını dağıtmazdı. Şiirleri ancak bir küçük kitabı dolduracak kadar azdır. 1932 yılında sadece dostlarına dağıtmak üzere iki formalık iki yüz tar.e «Şiirler» admda bir kitap yayınladı. O da bir çoklan gibi son yıllarda şiiri bırakır gibi oldu. Arka arkaya bir kaç piyes yazdı. Bunların içinde en çok sevilip tutulan «Kösebaşı» idi. yazmıyorsunuz? diye. O, kendine mahsus kibar fakat hüzünlü tebessümü ile cevap ver di: An o vefasızı bir yakalıyabüsem.. kimbilir 'langi ufukların ar dında? 1 1 3 S67B9 5 U U 1 1 1 F1 SOLDAN SAGA: 1 Bir insanın annesinin kızkardeşinin oğlu veya kızı böyle adlandırılır (karma söz). 2 Vücudünde birdenbire sogukluk ve ürperti duyan (iki söz). 3 Terti «henüz rafineriden geçmemiş petrol» anlamma iki sözdür, nota. 4 Çevrilince bir kadm adı olur. 5 Etrafı duvarla çevrili eski Yunan şehri (tarih terimi), tersi eskiden bir kısım halkın «kadın eş» lerl için kullandıkları bir terim idi. 6 Yabancı, bir edatın kısaltılmışı, tamamiy'e özgür durumda. 7 «Bir şeyi vticudünün orta kısmına dolam.ı» mânasına iki söz. 8 «Büyük ziyana giren» karşılığı iki söz. 9 Tabiat huy veya yaradıhş esası (uluslararası bir terim). • Yirmi sekiz günde devrini tamam YUKARIDAN AŞAtilYA: «vüeudünü or1 «Yeni yetişmiş bahçe mah hyan uydumuza tadan kaldır!» sulü yiyecek maddesi» anlamına iki söz. 2 Kolay aldatılabiline12343678' karşıljğı karma bir emir. 8 cek saf insaniar (ço|ul). 3 G5«Vücudünde dezü pek kahraman. meselâ «Veşik vücude gezüv» ün fırlatıp attıklarından. 4 tir!» mânasına Küçük grup ve sınıflar (çoğui). bir emir, bir er5 Birbirine tıpatıp benzer isim kek adı. 9 (iki söz), «sağlam ve sılüıatte» «Çok cüzi mikmânasına bir yeni terim. 6 Ettarda fasıla ve rafı ışıkh daire ile çevrili ve güneş sistemine dahil bir yıldızın 0"PM) hulmacınm açıkhk» mânasına üç söz. eski adı, bir coğrzlya terimi. 7 hslledilmij «ekll |x / 2 i T Bir tanışma Mükemmel aile reisi Tecer, çok mükemmel blr alle reisi, çok müşfik ve iyi kalbli bir baba idi. Aksamlan evine erken döner, eline bir kitap alır, her zaman oturdugu pencere yanındaki koltuğunda yemek saatine ka dar okur. yemekten sonra yine okurdu. Sokakta olsun, evde olsun onu hiç bir zaman kitapsız göremedim. Kısacası çok kitap ckuyan bir adamdı. Kutsi Tecer, uzun zaman MillJ Eğitim Bakanlıgınd* Müdür, Şube Müdürü. öğretmen olarak çaJjştıj Sonra mebus oldu, bir müd DÜNKÜ BULMACANIN HALLEDtLMİŞ 5EKLİ NASIL RALLEDfLECEK Yukarıdaki rakamlı bulmacada sadcce 4 tane ar.ahtar (ipucu) ve 8 taııo sonuç vardır. Boş kalan 12 karenin içine I den 9 a kadar uyçun birer rakam koynr^t ve lopUniH. çarpma, çıkartm», bölme işaretlennc dikkat ederek toldan sağa ve yukarıdan aşağıya bulmacada göst^rilen sonuçları bulunur. Bira» vaktinizi alır ama, bos vaktinizi hosça geçirmis olursunut a l D 1 m ÎÎJ TDT OS •y a B x X \7 3 T K jfl X 3 Anadolu ezgileri İ S T A N BU L 0625 Acılıs. Droffram 06.30 Kuranı Kerim. acıklamasl ' ve vorumu 06.50 Saz eierleri 0700 Kove haberler 07 05 Günavdın O" 30 Haberler ve hava durumu 07 45 Istanbulda bueün 07.50 ilânlar ve hafif müzik OC0O Hafif Batı nıüziM 0S.15 Beraber ve solo sarkılar 08.45 Arr> soloları 09.00 09. i 5 09 30 0940 10.00 10.05 1020 10.40 11.00 11.43 12.00 12.in 12 25 12.40 13.00 13.15 13.30 14.00 14.15 14.30 14.45 15 00 15.05 15.20 16.00 17.00 17.05 17..10 17.50 1900 19.35 1945 20.00 20.40 VV1LL1AM SAROYAN DUNYADA BİR GÜN Ç«t n T A R I K D U R S U N K. ı i« : Bir yakalayabilsem Bir gün kendisine sormuştum: Artık bıraktınız şiiri, nive Dişi Bond MODESTV BLAISE Garth Keruai) soloları Saz eserleri Ev icin ' " ' Ara haberler Rumba ve Ca Ca'lar O.Scnerden sarkılar Arkası varın Sabah konseri S Köktürkten sarkılar Ara haberler ilânlar Türküler Kücük orkestra M.Mukadderden sarkılar Haberier ve K G. de bueün A.ustünden sarkılar Reklâm oroeramları Pasifik vedilisl Saz eserleri N.Dadaloeludan türküler KGulesoEİu orkestrssı Ara haberler MToDerden sarkılar Cn? müzici Okul radvosu Ara haberler Kadınlar faslı Köv odası Reklâm Droeramlan Haberler ve hava durumu Hafif müzik A.Sensesten türküler Acık oturum Y.Gürses A.Gürsesten sarkılar 21.00 24 saatin olavları, ilânlar 2110 A.Yavascadan sarkılar 21.30 Mercekdeki böcek 21.45 San soîoları 22.00 Reklâm Droeramlan 22.45 Haberler 23.00 Plâklar arasında 23.55 Özetler. Droeram ve kaoanı İST.1NBUL İL RADyOSU Acılıs ve nrosram 16.55 Diskoteeimizden 17.00 Kücük konser 17.30 Genclere müzik 18.00 Senfonik müzik 1R.30 Haftf muzik 1900 Aksam konseri 19.30 Genclerle beraber 20.15 Oda müziti 21.00 21 30 Liedler ve ozanlar Hafif müzik 21.45 22.00 Gece konseri 23.00 Caz müziei 23 30 Hafif Batı müzlgl Program ve kapanif 0100 20 Titfatıy Jones TiFFANY JONES UAVLI IÇ V A E . E y t BMUU fc5OIÇ(M âEU>IM ^ AİTI u V U t M G£E£3£k. • 1 Ö E E P A UAt / CJ4. t r O J U Ş ^ AN KARA Siitt Valiliginden 1 Kurtölan ilçesinde yapılacak 6 daireli Halk Komıtu inşaatı 2490 sayılı kanun hükümlerine göre kapalı zarf usulü Ue eksiltmeve konulmuştur. 2 İşin keşif bedeli 212.604,30 Hradır. 3 EksiUrr.o Siirt Bayındırlık Müdürlüğü odasında U İhale Komisyonunda 19.2.1968 pazartesi günü saat 10.00 da yapılacaktır. 4 Eksiîtme şartnamesi ve diğer «vrak Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek için tatekülerin: A (11.880,22) liralık geçici temüıatını, B 5968 yıhna ait Ticaret Od«« btigMİ, C Müracaat dilekçeleriyle birlikts w»e*kl«rt * < siltme »artnameainde belirtUen ve urılün» gör» hazırUnmif olan plftn ve teçhiıat beyannamesi en az bu işin keşif bedelinin yarısı kadar bir iş başarmış ve kabulünü yapmi} olduklarına dair bclge eklemeleri ve buna göre Bayındırlık Müdürlüğünden alacaklan yeterlik belgelerini teklif mektuplan ile birliktt zarfa koymalârı lâzur.dtr. 6 tstekliler teklif mektuplarmı 19.2.W68 pazartesi günü saat 9.00 a kadar makbuz karşılıgmda İhale Komisyonu Başkanlığına vereceklerdir. 7 Yeterlik belgesi »lınması için son müracaat tarihi 18İ.1968 cuma fünü meml wati tonun* ludar. Telgrafl» mfiraeaat v« poatada vtld gecikmeler kabul edilmet. Keyflyet ilin olunur. (Ba«n: 10761/784) 06.25 Aeılıs. DrOKram 06.30 Kur'anı Kerim. »cıklama»ı ve yorumu 06.50 Saz eserleri 07.00 Köye haberler 07.05 Günaydın 07.30 Haberler ve hava d u n ı m u 07.45 Sabah müziği 08.00 Ankarada bucün 08.10 S.Teğmen ve K. Öncandan sarkılar 08.40 Türküler gecidi 09.00 Cocuk ve eelisiml 09.20 Sabah konseri 09.35 Arkası varın 09.55 Ara haberler. ilânlar 10.00 Okul radvosu 11.00 Hafif müzik 11.05 M.Yıldızdoğandan sarkılar 11.23 Konser saati 11.55 Ara haberler. llânlar 12.00 C.Cevhercicekten türküler 12.15 Kıbrıs saati 12.30 Beraber ve solo sarkılar 13.00 Haberler ve R.G. d e bueün 13.15 Hafif müzik 13.30 Reklâm Droflramları 14.00 RSensesten türküler 14.15 A.Melikten sarkılar 14.35 Albiimlerden secmeler 14.55 Ara haberler. iJânlar 15.00 Okul radyosu 16.00 N.Tttfekciden türküler 1615 K.Pavaslıdan sarkılar 16.35 Plâklar arasında 16.55 Ara haberler. ilânlar 17.00 Yurttan sesler 17.30 Köv odası 17.50 Reklâm oroBramlan 19.00 Haberler ve hava durumu 1935 Y.Cınardan türküler 19.50 Uvkudan önce 19.55 Tabiat ve insan 20 05 Gül Barudan sarkılar 20.25 Trafik 20.30 Dinlevicl lstekleri 21.00 24 saattn olavları. üAnlar 21.10 Acık oturum 22.05 TBMM w a t i 22.45 H a b c r l n > «Bloom at fox'dan az önce telefon ettiler..» de<|i Henry. «The H'anderers'in temsücisi olup olraadığunı öğrenmek istiyorlarmış. Öyle dediler. Nabız yokladım, eğer temsilcin isem. bir konuşma yapmamı rica edi yorlardı. Ben, bir bakayun dedim. Senin San Francisco'da olmadığını da öfrenmişler. PTT, «NewYork'a gitmiştir. kaydıyla yolladıklarını geri çevirmiş. «The Wanderers'i almak niyetindeler senin anlayacağm. Benden haber bekliyorlar gimdi. Ne diyorsun?» •Temelli satmıyorum. Yedi yıllığına verebiliriz.» «Fo x bütün teİif haklarını satın almak ister.» • Bütünüyle olmaz.» • Telefon edip söylerim «ynen. Sen nasılsınî» «Tatsız.» .N'oldu ki?» «Gecmişten bazı şeyler »kluna geldi de.» • Ne çıkar bundan peki?» • Neb'leyim etkiledi işte beni.» «Neyse, geçmiş olsun! P a n durumun nasıl?» «Boktan.» «Vergi haczin geldi, biliyorsun. Telil hakkından bir sekizyüz dolâr kadar payma düşüyordu, maliyeye yoiladım hepsini.» • îyi etrnişsin.» • Biraz ödünç verebilir miyim acaba?» • İstemem. Cüzdanımda bir bin dolârlık yatıyor. Gerekirse onu bozdururum, olur biter. Adolph Zamlock diye birilerini duydun mu? Onu soracaktım. Benden prodüktörîüğünü yepacağı bir oyun istiyor da. Bana bir binlik gönderdi, San Francisco'lardan New York'a çağırdı. Bugün öğle üzeri buluftuk. Tanıyor muydun?» •Duvinuşluğum var. Parasını oyunlar* yatıran biri değil mi?» •Bence öyle biliyorum» «Borç paraya ihtiyacın olduğunda bana haber ver emi!» •Olur.» Zak'ı aradı. «Acendalardan n'aber bskalım'» diye sordu Zak. Mahsustan Ermeni ağzıyla ««cenda» diye üstüne basıyor, kıs gülmemek için kendini zor tutuyordu. «Yürüyüşe var mısm?» «Varım. Nereye doğru ama?. «Neresi olursa olsun. Bilirsin bayılırım yüriimeye, iyi geliyor bana. Utah't» iken kırhklarda bol bol yürüyordum. New York'taki, herhalde sahiden yürüme olur. Hadi bakalıra hazırla kendini.» «Bir beş dakika bekle, îimdi ararım seni.» Yatağa yavaşça uzandı, gözlerini yumdu. ZakTa birlikte Foley'e giünişler, Shag Shamshoyan'ı gözlüyorlardı. Shag makine gibi kutuları çakıyordu: Bir çivi, bir keser darbesi, bir çivi, blr keser darbesi daha; kutu dört bir yanından çıkılıp kutu oluyordu: Bir çivi. bir keser darbesi, bir çivi, bir keser darbesi, bir çivi, bir keser darbesi daha. Sonra elin dekini bırakıyor, bir yenisine geçiyordu. Shag, kutu başma bir penny'den günde on dolira para demiyordu. On dolâr o günlerde çok iyi paraydı Üç dolâr gündeliği bile kimsenin hor gordüğü yok tu. Shag, bol bir spor pantolon giymiş. ayağına da ten ni? ayakkaplarmdan geçirmişti. Üstünde başka hiç bir şey yoktu. Sağ kolunun yukariannda büyük biı döğmesi vardı. Kafasuıdaki saçlan nerdeyse kadın saçlan kadar uzundu, kapkaraydı; o saçların altmdaki yüzü, tipik Ermeni yüzüydü. Kolundaki döjmede Ermenice «MyrAnne» yazıhydı. Zak'la birlikte durmuslar. olağanüstü birilerini seyreder gibi Shag*! seyrediyorlardı. Shag. Fresnodaki sokak döğüşçülerinin en yamanıydı. Şehirdeki en iyi dostlarındandı ikisinin; durmadan çalıjır, arada hüzünlü eski Ermeni şarkıları söylerdi. Simdi de durmaksızın çalışıyor, kutu yapıyor tahtalan birbirine ekliyor, yanı başında bitmiş kutulardan koca bir yığın meydana getiriyordu. Keserir bir yanmı nacak gibi kullanıyor, fazlalıklan ahyordu dümdüz, dengeli kuhılar yapıyordu. Bir kutu biı penny'di. Sonra yenisini yapmaya başlıyordu. Zak'la olduklan yerden. Shag bir küçük falso yapacak m < diye bakıyorlardı. Ne gezer! Shag, ne bir fazla ne bir eksik aynı işi aynı dengeâe, aynı ustahkta çıkarıyordu hep. Koca San Jo>quin vâdisinde ondan daha usta bir kutucu yoktu. Shag'ı seyrederlerken neler neler öğrenmişlerdi. Yep yazı yazmasını, Zak da kutu yapunını. Sonunda Z»k, en az Shag kadar bajanyls kutu yapabilir olmustu. •Ah bu gOnumflzün hödük dansçılan.» diye «klından geçirdi. «Kırk yıl öncesinin Shag ustannı kutu yaparken göreceklerdi ki... Hsyır kırk degil. Otuı yıl. Zak'ın göıüyl» leyretmeliydiler tabii. Modern .Museum'a asıl Shag uitamn tezgâhını, keserini, kerpe t»mni koymalı da bütün dünya âlem görmeli. Aslmda Shag'ın yaptığj katıksız gerçek sanattı. Ne afcademiye gitmişti, ne üniversiteye. Ne resirtı1 biîfrdi ne gönye. Ne gördüyse ne öğrendiyse hep kendi başınay dı. Buna karşılık, günde on dolâra para demiyordu. Ona buna kul köle değüdi ayrıca. Onurundan olma dan para nasıl kazanılır. asıl onu öğrenmi§ü hayatta.> Telefon. Henry Hyam'dı: •Herif tutturmuş, bütün masraflar bana ait, atlasın bir uçağa, gelsin Holb^ood'a görüşelim diyor, Yep. «Bana kalırsa, o «The Wanderers'le falan ilgılenmiyor, Henry. N'apacağını da bilmiyor onunla. Yalnızca büyük iş adamı pozu atıyor bize, hepsi o kadar.» «Ben de senin fikrindeyim Yep.» «Sağ olasın. Herif i aramak niyetüıde isen. boj yere telefon parası verme emi?» «Canı cehenneme.» «En iyisi de bu..» «Ama bana kalırsa. herif, gerçekten s*nin oyununu satın almak istiyordu.» •Satılık değil ki. Dilerse kiralanm onu, ona ya da bir başkasına. Bir kere yaptım o budalahğı, bütün copyrvright haklarını sattım, bana avucumu yalamak dü§tü. Bir ders oldu o. Yazdıklannın bütün haklarını satan bir yazar nâmuslu yazardan sayılmaz.» «Seninle konuşmanm mümkün oîup olmadığuu da sordu bana. Zannetmiyorum dedim..» • İyi demişsin. Boşveriyorum ona zaten. O ya da bir başkası, kim olursa olsun oyunumun yedi yılhk oynatma ücreti yüzbin dolârdır. On yıllığına olursa. yıllık on bin dolârdan olur. Böylece maliye cilerden yakamı sıyırma imkânma kavuşmuş oiurum ben de.» • Aşağı yukan buna yakuı lâfları ettim. Satma ya niyeti yok dedim. Eğer yarım saat içinde kendisini aramazsam, teklifiyle ilgüenmediğini anlayacak. Öyle dedimdi.» «Teşekkürier • «O hârika geçmiş anılarından n'aber şimdi?» •İyi, iyi. Shag Shamshoyan diye bir arkadaşımız vardı, kutu yapardı. Tam onu düşünüyordum ki. sen telefon ettin. Shag koluna Myt« yazılı koca bir döğme yaptırmıştı.» «Ne?» «Myr». £rmenice anne demek.» «Ha, evet..» Sonra kalktı, pencere3'e gitti. Güneş hâlâ binalarm arasında dolanıyordu ama artık alçalmaya başlamıştı; bir süre sonra kaybolan, ancak yarın sabah yeniden doğaeaktı. Zak'ı aradı: «Hadi elini çabuk tut artık. Aşağıda bu'.uşuruz. Bowery'ye kadar bir yürüyüş çekelira. Sonra Çin Mahallesi'ne gider karmmızı bir güzel doyururuz.» Ayakkaplarını değiştirdi. Ayağındakiler böyle bir uzun yürüyüşe dayanır soyundan değirierdi. Elini yüzünü yıkadı, sonra aşağıya indi. Bert, asansördçn çıktığmı görünce koştu geldi: «Carlo da karısı ve çocuklarıyla burda» dedi. «Herhalde özlemişsinizrlir onları... «Nasıllar, iyiler mi?» «Hârika. lkindi çayına burdaydılar, Valencia da gelmişti. Bu ikisi kardeşten de ileridir, bilirsiniz.» Köşedeki satıcıdan bir paket çiklet aldı. Yürürken çiklet çiğnemek hos oiurdu. Tarr. bir parça çikletl ağzına atıp çiğnemeye koyulmuştu ki, Elliyedinci Caddeye bakan koridordan Zak'm koca vücudu göründü. Bir yandan sırıtıyor, bir yandan da sağ koluru herhangi bir müzik parçasmı yönetiyormuş gibi oynatıyordu. Bu, hiç bozulmayan bir düzendejdi. Beş paket çikleti birden satın alırken: «Hayat dediğin bu işte ^oca Burun.» dedi. «Zengin adam. Büyük ış sahibi. Para Kıncı kerata. Dün/amızı ilerleten yüce kişi. Uran>urn. Ve.. beş paket çiklet, öyle mi?» «Beşini birarada çiğTiyorum..» dedi Zak. «Yanm parça çiklete fit oldujhimrız günleri unuttun mu?» .<ü günlerimizden dahs fakirlz simdi, degil mljrtz dersin? Ne var ki şimdi koca bir çikleti dlledigimlz gibi çiğneyebilyoruz.» Tezgftha abanmış satıcı Acres'n kulağı oniardaydı. Hafifçe gülümsedi. O ara sapsarı altm saçlı bir sanşın, sipşirin minicik btr kripegi de j'anı sıra tasmMindan çekiştire çekiştire çıkageldi; tezgâhın tam önünde durdu. (Arkau var) I : l »00 Kıftuun 1341 Ote* TmntiM Osfen) toM Owtl*r, Dro«r«m T«