23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HİFE tKİ 17 Ocak 1968 CUMHTJHtTET Ikademisi ve 85 yıl 6 Ocak 1968. Bu tarihin tktismdl ve TJcarî llimler Akademisi Topluluğu tçin önetni ve anlamı vmr. Fakat n d e c e on> mi? opluluğa dahil olanlann, memleketin V»zel ekonomi kesimlerinde, kısaca, mllll içinde bir asra yakın bir zamandır her e seviyede görev aldıkları, sorunünluk rı göz Snünde bulundurulursa, 16 Ocak belki bir bakıma, kendl yönünden, t ölçüsünde bir öneme sahip bulundugu sürülebUir. kfisadiTicari llimler ı Doç. Dr. Halil NADAROGLU nel mödflrlüfe kadar yönetlm islerinde çesltll vasifeler görürken, iktisadl devlet tesekkfillerinde ve 6zel ekonomi kesimlerinde önemli sorurnluluklar yüklenenlerin sayısı da gün geçtlkçe artmaktadır. Bu arada, diğer Akademilerle birlikte Istanbul Akademisi de bir kısun Fakültelerin mezunlanna Siyasal Bügiler ve Hukuk Fakülteleri gibi doktora ve akademik kariyer İçin kapılarını açıp yeni bir formasyon kazandınrken kendi mezunlannın bir kısmı da difer bau eğitim müesseselerinde İktisat FakfilteM ve Teknik Üniversitenin ilgili kürsuleri gibi lisans üstfl doktora öğrenimlerine devam etmektedirler. Kısacası, tstanbul Akademisi bu 85. yüdönümttnde eğitim faaliyetleri Ue Türkiye'nin yüksrk öğretimindedir; mezunlariyle memleketin yönetim ve denetimindedir; asıl önemlisi ise, bütün bu yapıcı giicü ve kuvveti Ue daha da gelisme ve faydalı olma azmi içindedir. 1 hiakimier icdân özgıirluğü» ilkesi ile, hem eski hem de yeni Anayasamızda yer almış bulunan .lâiklik» ilkesi arasında çok sıkı bir bağlantı vardır. Bunlar birbirinin ayrılmaz parçasıdır; Zira bir memlekette vicdân özgürlüğü olmayınca lâiklik, lâiklik olmayınca da vicdan özgürlüğü olamaz. Türk hâkimi Anayasanın öteki prensipleri ile olduğu gibi. vicdân özgürlüğü ilkesiyle de sıkı sıkıya bağlı olduğundan, bu nokta üzerinde de durmak gerekir. I ANAYASAMIZ ve HÂKIMLERIMIZ Emperyalizm nedir ? Son yıllarda en çok soylenen kellmelerden blri emperyalinndir. Iş, o kerteye geldi ki her lâfını dokuz kere yutkunup ondan sonra soylıyen tsmet Paşa bile geçmişte emperyalizme karşı nasıl savaştığını anlattı, ve emperjalistlerin Türkiye üstündekl emellerme karşı olduklarını acıkUdı. Türkiye emperyalizme karsı Milli Kurtuluş Savaşıyla kurulmuştur. 1921 Anayasa gerekcesinde: Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti. halkı kaplUlizmm emperyalizminden kurtarmak amacıyla kurulmuştur.. diye yazar. Aradan 47 yıl gecmiştir, ve tsmet Paşa 196S yılının ilk ayında em. peryalizme karşı olmak gereğini duymaktadır. Bu kadar ihtiyatlı bir devlet adamını konuşturacak kadar büyük tehlike haline gelen emperyaItane karşı Türkiyenin devrimci cevreleri yıllardan beri halkı uyarıyorlardı. Üniverpite gençliğinin tstanbul kaldırımlanna, duvarlarına. caddelerine yaıdıkları: Emperyalizme paydos! Kahrolsun emperyalizm!... şian gittikçe yayılarak dalga dalga memleketi sarmakta, emperyalizmle savaş kutsal bir mes'ale gibi yiirekleri aydınlatmaktadır. Ne var ki emper> alizmle eercekten mucadele edebilmek icin emperyalizmi iyi tanımak şarttır. Dıişmanı tanımadan savaşa çıkmak, kor gözle karanlığa kurşun sıkmağa benzer. Emperyalizm ne demektir? En saf bir ko>lünün anlıyacağı dille tanımlarsak: «Emperyalizm yabancının Türkü sömürmesi. demektir. Yabantı kapitalizmin Turk milletıni. ynbancı devletin Türk devletini somürmesi demektir. Bu «ömürü nasıl olur? Empervalizmin çeşitli yolları • ırdır. Ama yabaııcıların Türkiyeye gelerek Türk milletini somürmeşinde en bü>ük araclar yabancı kumpanyalardır. Bazan jabancı kumpanvalar kendi adlarıyla gelmezler. Kendilerine yerll ortaklar bulurlnr. EmDPryallzme aracılık gtrevini yıirııten bu ytrll ortaklara kompradnr drrlrr. Komprndnr, yabancı kapitalistin TUrkiyedeki aracısı, komisyoı.cu u. maşasıdır. Kompradorların hepsi bir sımf mevdana getirlr. Türkive »ömiirüldükce. yoksal düştükce. koınprador sınıfıyla yabancı kumpp'na kâr erier. zeneinleşir. Ve kazandığı parayı Uter'ie dısarı götürür. isferse Tıirkiyede kullanır. Yabancı kıımpanva «iahİDİerivle verli ortaklar'. va"i \abancı kapitalistle komprador sınıfı. Türk millî pnzarında eld» e'tiUİpri büyük kârlarla de\lot içinde devlet kurarlar: «ermayeye hâklm olurlar. Ellerlndeki büyük pnra gücü. ile biıyUk bir Iktlsadi örgüt haline geUrler. Üniversitelerin mârifetlt prof?<örlerini. Türklvenin en mârifetli elemanlannı yıiksek maaslarla kendilerine batlarlar. Memleket içinde kurdukları hu vnçıın İktisadl güç, tiyasi nüfuza dönüşür. Sedm propagandası parayla yamldıeı icin spcimleri genlş ölçüde etkilerler. parayla oy satın alırlar. adnm «afın alırlar. memleket icindeki yerli menfaat şebekeleri ve mütesallibp ile Isbirlltine girisirler. Gazeteleri clc gcçirirler. Gayrlmlllî polltl'^nyı Tiirkl\eyr hâklm kilarlar. Memleketin gazozundan çeliğine, bor cevhprlndeıı petrolline. Mâcmdan bakırına kad»r her vanında etnperyalizmin ellni ırorehllirslniz. Demnkrasivi %07İaştırır yaba'icı nıifuzuna acarlar: devleti çöküntüye götürürler. VP siva'i ba?'msi7i'k bağımlılığa riönüşür. Sirrrii hnn \a<»nd's'arımız burada: (Vkt. hiç mi vnbnneı yardımı nlmıyalım? d!ye «oracaklardır. Emperyalizmiu ağıııa düşmeden yabancı yartlını almanın koşullan vardır. Bir kere yabancı kumpanyaların Türkiycde ^erli. ozel kisilerle işbirliğindc egemenlik kurmasını engellemek gerekir. Millî pazarımız iistiine jabancı ortaklık kabul edmıc>iz. Yabancı yardımı ancak devlelten devlete olur. Bir yabancı kumpanya gelir, fabrikayı, tesisi kurar çeklllr. Kendisine yardımının karsılığı ödenlr. Yabancı kapitalln gelip Tiirklye içinde demlr atması, Türkiye pazarmda yerlejme*!, memleket içinde karar ve nüfuz kademeleri kurması emperyalizrnin tâ kendiıidir. Komprador sınıfı bir yoksul milletin alevhıne yabancı lehine örgütlenen gayri millî sınıftır. Komprador sınıfı yaratacak her toy yabancı yardımı emperyalist oyunudur. Emperyalizm bir memleketr girdi mi, jalnız Işçislnl ve köylüsünii sömürmez; memurunu, subayını, öğretmenini, küçük esnafını, küçük burjuvasım. tornacısını. şoförünü, küçük toprak sahlblnl, aydmını, cahilini .. yanl büyük çoffunluguyla milleti sömUrtlr. Bunun içindir ki emperyalizme karş> ıava|, millet MVaııdır. Ve bu savaşın düşman cephesinde yabancılarla onlann ortakları olan komprador sınıfı bulunnr. Türklyede bugün en büyük emperyallıt Amerikadır u Amerikaya hlzmetkâr kompradorlarla birlikte Türk milletini sotnurmektedir. Emperyalizmi. Yunan ordusunu vatanımızdan kovdugumuz fibi topraklanmudan defetmeye yeminli olmalıyır Vıcdan ozgurlugu Ord. Prof. Dr. H. V. VELİDEDEOGLU ısıl kurüldu ve gelişti 1883, aylardan Ocak, o zamankl adı Kânunu sâni ve takvimler 18 rakkasteriyor. tktisadi ve sosyal ortam ne lsun, ber yerde ve her zaman olduğu giınlı Devletinde de, içinde bulunulan sartnen, ileri göriişlü ve aydın bir takıtn dev ları var. Bunlardan biri olan Ticaret Nizv ı Paşa diğer birçok olumlu hizmetleriniıl ı, sözü geçen tarüıte, daha önce baskafından teşebbüs edlldiği halde gerçeklesniş olan bir işi daha başariTor: Hamldlye fcfektebî Âlisinin kurulup faâliyete gecnıe» in ediyor. ıllâtif Suphi Paşa Ue birlikte bu işte RÖıların hizmetlerini ve İstanbuld» 19. as* ırında dünyadaki benzerlerinin altıncısi urulan bu yüksek dereceli eğitim müesı o eünden bugüne kadar geçirdiği sakatettiği merhaleyi bu yazınm dar kartnde ayrıntılı bir şekilde inceleyecek decak, hemen belirtelim ki, 1883 ün Hamt:aret Mektebi Âlisi (sonralan sırasiyle Mektebi Âlisi, Ulumu Âliyei Ticarije ve Yüksek tktisat ve Ticaret Mektebi almıstır) bir a s n tamamlamasına çok yacak bir sürenin kaldığı 1968'de, üniver* viyet ve karaktere sahip genç bir Akaline gelmiştir. Eski büıasımn üstundeki levhada dokuz yıldır yeni bir isitn okuKTISADİ VE TİCARÎ tLİMLER AKA V Gelişmeyi engelleyenler ıtanbul Akademisinin hiç şfiphesiz aynı zamanda diğer bfitün Akademilerin bu yoldaki azünlerini daha da kuvvetlendiren acı ve garip bir sebep vardır ortada. Yıkıcı, geri ve M a sis bir clhniyet yülardır bu llim müesseselerinın Kelİşmelerini önlemekte, btlerek veya bUmeyerrk mUli eğitün darasına kötülük etmektedir. övle ki. Akademilerin hüimsel özerklikleri vardır: fakat mali özerklikleri yoktur. BuradaU mall özerkliğin dar anlamda kullanıldığını ve katma bir btttçeden mahrum olusn ifade ettiğinl bilhassa belirtmek gerekir. Aynck, üniversiter kmrakterdeU bu yüksek eğitim müesseselerinin tfizel kiailikleri de, her nedense bunca yıldır kendilerinden esirgenmiş, çesitli kompleksler ve baskılar sonucu, bu tabiî hakları kabul edilmek istenilmemiştir. AkadetnUUer topluluğu bu tabli ve tarurl haklannı, yıllardır, ilml seviyelerine "yakışır bir vekar içinde savunmuş ve tâkip etmişler, mese* leyi hiçbir caman ayaja ^ «okaga düsürmemişlerdir. f Vicdan özgürlügünun anlamı nayasanın «vicdan ve din hürriyeti. kenar başlıgmı tasıyan 19 uncu maddesine göre vicdan özgürlüğü aşağıdaki noktaları kapsamaktadır: (T) Bu Bzgürlük, herşeyden önce, herhangi bir dini inanç ve kanaate sahip olma, ya da olmama özgürlüâüdür. 19 uncu maddenin birinci fıkrasında aynen: «Herket vicdan ve dini inanç ve kanaat httrrlyetine sahiptir» denilerek, bu öz«ürİuğin müspet bakımdan tanunlaması yapılmıştır A •••• •••• •••• ••«• î::: :: :: :::: • ••• ••*• :::: .::: •••• dini *yln ve törenlere katılmaja, dini inanç ve kanaatlerini açıklama | a zorlanamaz. Kimse, dinî inanç ve kanaatlerlnden dolayı kınanamaz.» kurah bunu açıkça göstermektedir. Bununla kabul edilen ölgürlük başkalarından ayn bir dini inanca sahip olma, ya da herhangi bir dinî inanca sahip olmama özgürlüğüdür. Çünkü insanm vicdanı hürdür. Bu vicdan, hayat pahasma da olsa, hiçbir baskı kabul etmez, hiçbir baskıya boyun eğmez. Bir gerçeği burada belirtmek gerekir ki bugün Türkiye'de Insanların vicdanı üzerinde devlet tarafından yöneltilmis resml bir baskı yoktur. Fakat hükumet tarafından seyirci kalınan bir «kara kuvvet» baskısı vardır; seriatçılık artık aleni hale gelmistir ve iktidann sözüm ona mUliyetçi fıkra yazarlan buna «dindarhk» demektedirler. Biz bunları yazıp umumi efkâra açıkladığımız zaman güya dindar bir takım kişiler bau gazetelerde ve koro halinde din, «hlâk ve terbiye ile bağdaçmajına imkân olmayan yazılar yazmakta, tehditler savurmaktadırlar. îşte, Atatürk devrinde bu kara kuvvet baskısı yoktu. Çünkü o zaman lâiklik ilkesi. bugünkü gibi. cadece kâğıt üzerinde kalmıyordu. durmelidir. Hele Anayasanın bekçlsi olan Turk savcı ve hâkimlerinı büsbütün düsündürmelidir. Oysa bugün bazı «nurcu» hâkimlerin görev başmda bulunduğu söylentisi bile vardır. Vicdan özgürlüğünün sınırı nayasamızın 19 uncu maddesinin son fıkrasında =u kesin kural yer almıştır: «Kimse. devletin «osyal. iktisadl. slyasl veyi hukuki temcl düzenlnl. kısmen de olsa, din kurallanna dayındırma veya siyasi veya şahsi cikar veya nüfuz sağlama amacı ile. her ne »uretle olursa olsun. din'l veya din duygularuıı yahut dlnce kutsal «ayılan şeylerl istlsmar edemez ve Uötüye kullanamaz. Bu yasak dışına cıkan veya başkasını bu volda kıskırtanlar kanuna eöre cezalandırılır....j» Bu fıkra vicdan özgur'üğünün sınınnı açıkça belirtmektedir. Fakat soruyorum: din duygulan bu memlekette açık açık Utismar edildıği halde, bundan dolayı kim cezalandınlmıştır? Bmiinkü iktidar kendi iktisadi politikaMnı yürütmek ve çoğunluğu uzun yıllar elde tutmak için, Anayasanın bu hükmünün gtreğl gibi isltmesln» taraftar görünmemekte ve böylece yavas yavaş Anayasa dışına sürüklenmektedir. Oysa yanlız bugünıin değil ilerlki günlerln bütün iktldarları. Türkiye'de bilım ve düşünce özgürlügünun, vicdan hürriyetinin hâkim olmasını, yuıdumuzun medeni milletler topluluğunda lâyık olduğu yeri almasını istıyorlarsa, yukanki hükme sıkı sıkıya sarılmalı ve bunun uygulanmasını sağlamalıdırlar A İhadet özgürlüğü icdan özgürlügünun bir anlamı da «ibadet özgürlüğü» dür. Anayasanın 19 uncu maddesinin 2 inci fıkrasında: «Kamu düzenine veya genel ahlaka veya bu amaclarla çıkarılan kanunlara aykırı olmayan ibadetler, dinî â>in ve törenler serbesttir» denilmektedir. Meselâ bugün Türkiye'de. Hristiyanlar, Museviler, inanifları hütün medeni dünyaca bir «din» olarak kabul edilmiş bulunan Bahailer. Budistler, tıpkı müslümanlar gibi, iba det hürriyetine sahlptirler. Çünkü Türk Anayasasma göre vicdan hürriyetine sahip bulunmaktadırlar. îniversiter karakter ? Akademik kariyer sadî, idari ve sosyal illmler alanmda e£ia yapan mflesseselerin, memleketiminie, Mektebinden şimdlld adı Ue Siyasal Fakültesi sonra kıdem itibariyle ikinı ve kendi alanındaki Akademilerin de e tzmir, Ankara, Eskişehir ve Adaııa ve Tieart llimler Akademileri) hem Snhem de en eskisl bulmıan tstanbnldakl ssesenin geride braktıfı 85 yıl içinde rferafı elbette ki n d e c e adından ibaret de&n, memleketin iktlsadl, mal! ve ticari aki kalifiye yüksek tahsil elemanına olan ıı karşılamak için dört yıllık tahsil süunca yaptığı lisans öfretlminden ayn ol» ctora, kur ve seminerleriyle, kendi alallmî araştırmalarivle lisans üstfl öğretierçekleştiren ve akademik kariyerin icapiniversiter anlamda tam olarak intibak tanbol tktisadi ve Ticari tlimler Akadeasıl başansı, yurdun dört bucağına yayı» adedi çoktandır binleri aşmış bulunad ınnda, daha yerinde bir tâbirle, mezun:azandırdığı formasyonda'dır. uniarın bir kısmı millî »konominia kau fcesiminde müfettişlik, besap Dsmaıtlıgibi denetim; bir kısmı da seüikten ge Engeller kalkıyor mu? stanbul tktisadi ve Ticari tlimler Akademisinin 85. yıldönümünü kutladığımız bu Künlerde, AkademUiler bir baska yönden daha kendUerini ınutlu hissetmektedirler. Nasıl etmesinler ki, yıllardır sfirlip giden ve fonksiyonlannı çereği gibi yerine getirmelerini önemli bir şekUde engeUeyen katma bütçe ve tüzel kişUiğe sahip olmak gibi problemleri, nihayet, anl»yı»lı bir kısım Devlet adamlan ve tdarecller sayesinde bir hâl yoluna girmis ve yeni bir kanun tasaruı HOkumet tarafından Tanama Organına sevkedilmistir. f Sonuç a mutlu yıldönümünde btz Akademililer, geçmisteki değrrli hizmetleriyle bugOnlerl hazırlayanlara ve bizleri yetistirenlere olan sükran ve teşekkür borçlanmızı yeniden ifade ede> bilmenin sevinç ve huzurunu da duymaktayız. 1883'de Hamidiye Ticaret Mektebi AlM knnıldugunda talebe^sayıaı. 5ö imls. Bugüu» liirkiyedekl Akademilerin talebe sayısı 30.000 clvarındadır. Yaklaşık olarak yüksek tahsil gençlifinin •• 25'i Akademilerin çatısı altında yetismektedirler. Bu mutlu sonuçta hissesi olup da hayatta bulunanlann haklı gurur ve sevinçleri elbette ki sonsucdur. Olmayanlan da bizler yürekten ha. ürlıyor ve kendUerini rahmetle ve müınetle anıyoruz. • ia • •• Ortaçağ'da ve Fran«ız Ihtilâlinden önceki Avrupa toplumlarında boyle bir ozgürlük yoktu. tlk çağlarda da yoktu. Eski Yunanda Sokrat bu özgıirlüğü savunduğu için idama mahkum edilmişti Roma'da da, devlet henüz resmen hristiyanhğı kabul etmeden once ve özellikle hristjyanlığıa ilk devirlerinde vicdan ve din hürriyeti diye bir ilke kabul edilmediğinden, sırf başka bir vicdant kanaate, başka bir dine sahip oldukları için. erkek, kadın ve çocuk olmak üzere birçok insanlara oLmadık zulümler yapılmış, ilk hristiyanlar dıri diri vahşi hayvanlara yem olarak atılmıştı. Fakat hristivanlık söndürülememiş, «yeraltı faaliyeti» şeklinde devam etmiş, gittikçe genişleyerek dünyanın her tarafma yayılmıştı. Bu «yer altı» faaliyeti sözcüğünü yalnız manevi değil, maddi anlamda da kullanıyorum. Anadolunun birçok bölgelerlnde ilk hristlyanlann tapıriak olarak kullandıklan tabii ya dayapma ve oyma mağara ve dehlizleri ve Roma şehri yakmlarında katakomb (catacombes) denılen yer altı mezar ve mabetlerini görenler, o devir hristiyanlarının kendi dinî inançlarını muhafaza için ne çetin bir savas verdiklerini gösterir. u, kimsenin herhangibir dini inancı kabullenmeğe zorlanamıyaca,»ı ilkesidir. Anayasanın 19 uncu maddesinin ücüncü fıkrasında konulmuş olan: «Kimse ibadete, V Sonuc B Aylak Musa Nimbiis urk hâkıminin ve Türk savcıMüslümanlar arasında «kars kuvsının memlekette bütün gavet' baskısı işte burada da kendinı rantıleriyle, milli, demokraRöstermektedir. Halbuki Atatürk tik, lâik ve sosyal hukuk devletini devrinde ibadet yapan. yapmayana kuran bu»imkü Anayasa üzerine yan bakmaz: ibadet yapmayan da •••••••«••••••••••••••••«•••••••a,,. titreme^ini. ona sahip çıkmasını. hıç IM yapanı hor görmez, ona «softa» ve>MI»»ll bir iktıdara âlet olmamasını gerekya «yobaz» demezdi. Anadolu'nıın tıren ba^ sebcp. vatamn uçuruma her şehrmde râmaaan ayında birOlaylann içyüzünü sadece !^iiHik^<^l'rvp'inı onlemektir. Çıkalçok lokantalar ve çayhaneler açık larını Turkıv'de gerici, dinci fa*ist ANT'tan öğrenebüirsinlz. bulunurdu. Bugün ise, kara kuvvet bir ıdare knrulmasında gören bir baskısı altında, bu hürriyet ortadan kalkmıstır. Çünkü vicdan or Jakım dıs dostlarımız (!) la, böyle bir idarenin sonunda zarurl olarak gürlüğüne dayanan böyl» bir dü?ep doğacak büyük karışıklıklardan şeriatçılara göre bir dinsizlik dü?«menfaat bekleyen dış düşmanlanmız nidir. Oysa lâiklik sadece devletın pusuda fırsat kollamaktadırlar. Budin ve vicdan hürriyetine karışmagün Türk savcılarına ve hikimleriması değil. bu hürriyete karışan KIne düsen iş, bu fırsatı hazırlamak isşilere de taviz vermemesi, ve ençel teyenlere, büyük bir yüreklilikle olması demektir. Bütün tarih: boengel olmaktır. yunca ba?ka din saliklerine karşı en Camhurîyet geniş hosgörüyü göstermiş olan bir Hâkimlerimiz, yargı görevi İle gö• • • • • • •• »( • • • • • • » M» milletin çocukları bugün daha korpe revli olduklan için, Anayasanın lsçağlarda kara kuvvetin baskısı altıtediği sosyal reformları yapmak. na slınmakta ve böylece Türkiye bu yetkisine sahip değildirler. Fakat yönden karanlık bir gelecese doeonlara düsen i*. bu reformlan Isteru ilerlemektedir. Türk halkının kıtdıkleri için karşılarına sevkedilen le halinde fanatik bir duruma s;etıkişileri. memleket gerçekleri yönünden mihenk tssına vurmak. düşünce rilmesi ve böyle eğitilmesi: Turk Aziz Büyüğümüz ve vicdan özgürlüğü de dahil olhaikının gözünü bu dünyanın iktıEMEKJLİ ORGENERAU mak üzere. Anavasada kendilerinı sadî işlerine yöneltmesini engelleyeba51avan bütün ilkeiere bilinçli bir rek onun daima ote dünya işleriyle şskilde bağlı olarak karar vermekmeşgul edilmesi. bir yandan kendi çıkarlarını sürdürrnek ve bu surettir. le Türkiye'yi somürge haline getirhastalığı süresince ve ebediyete intikalinden S O N mek isteyen emperyalist devletlerın sor.va bizlerden en sıcak ve y&kın ilgisini eslröte yandan da bu tehlikeyi bir türlü gemcmiş olan Saym görmeyen ve görmek istemeyen içte(1) Bakuıız: Cumhuriyet. ki çıkarcı çevrelerin ifine gelmektedir. ve YAPI KREDt BANKAS1 İSTANBUL VE ADAPA2ARI merkez vc şubelerinin değerli mensubine en içten mır.net ve şükranlarlMerhum Mehmet Celil Bey »• Rukiye Hanımın kerimelerl, mızın acımızin büyüklüğünden ötürü gazemerhum Atifet Majgönül. Prof. temz delâletiyle iletilmesini istirham ederiz. Ömer Celâl Sarc, Cenin Sarc ve AİLESİ Fazilet Eyüboilu'nun ablaları, Dr. Sevda Ceyhan ve Muh. Cenayasanın 19 uncu maddesinin lâl Alatas'm annelerl. Dr. Sedat 4 uncü fıkrasma gore: «Din Erol: 24'515 Ceyhan'ın kayınvalidesi. Muh. eğitim ve öğrenlmi, ancak kiMetin MaggoniU'ün teyzed. Muh. şilerin kendi isteğine ve küçüklerin Paruk Sare'ın halası. Sadık ve (Hürriyetimizi ve SmırLirını T^n.tan Eser) Kemal'in büyukanneleri de kanunî temsilcilerinin isteğine Yakında çkıyor bağlıdır». T İNÖNÜ TİPE NİÇİN SALD1RDI OHP VE APDEKİ CEKİŞMELER TEŞBKKUR ALl FUAT GEBESOY'un KÂZIM TAŞKENT Din öğreniml VEFAT A Görülüyor ki Anayasamız bu tercih hakkı ile de vicdan özgürlüğünü en genif ölçüde kabul etmiş bulunmaktadır. Işte büyük sermayedarlar tarafından geniş bir teşkilât halinde organize edilen (kur'an kurslarıi faaliyeti bu özgürlükten faydalanmaktadır. Ancak bu faaliyet fa ! kir Türk çocuklannı, çöküs devrimizin dejenere olmuş medreseleri gibi bir takım yurtlarda toplayarak onlann kafalannı körletmekten başka bir sonuç vermemektedir. Bu kafalar o kadar körlenmektedir kl. bu kurslardan mezun oianlar, tmam Hatip Okullanndan mezun olanlara bile yan bakmakta ve onlan gerçek müsiüman saymamaktadır. Böylece Türk toplumu içine ikilik, kin ve düşmanlık tohumları ekilmekte| dir. Bu hâl vicdan özgürlüğü değil, «vicdan özgürlügünun suiistimalidir. «Liselerde din öğrenimi» konusu üzerine bu «ütunlarda yazmış olduğum bir makale (1) dolayısiyle almıs olduğum Imzalı ve .mzasız tehdit mektuplarmdan bazılan. memleketimizin geleceği bakımmdan, beni acı acı düşündürmüstür. Böyle dunımlar vatansever, namuslu her Türk aydmını da derin derin düşün SÜHEYLÂ SARC Hanımefendl AHahın rahmetine kavusmuştur. Cenazesl 17 Ocak Çarjamba günü öğle namazını müteakıp Tesviklye cımiinden alınarak Feriköy mezarlığın» defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyleyc. Cumhuriyet 508 HÜRRİYETLER ÜZEPINE DÜSÜNCELER Yazan: Prof. Bahri S A V O Genel Dağıtım • İst Minnetoğlu Kıtabevı Cağaloğlu Alanı • Ankara Gül Kitar Da? Mer Ulus P K No. 708 • Ankara Ulus P.K No 687 • Büyük kitapçuarda bulunur. Cumhuriyet 499 TEŞEKKÜR Aziz Büyüğümüz Eskişehir havalisinde bir İtalyan firmasınin aşağıdaki merlara ihtiyacı vardır: 1 İtalyanca bilen telefoncıı 2 Ingilizce, Tiirkçe daktilo bilen, 3 Yazıhane memnrları ve İtalyanca bilen tercümanlar. Müracaat: Tophane Rıhüm İskeJft Caddesi înd Han kat 2. efon: 44 14 54. Mncıhk: 4519/503 MEMUR ARANIYOfi TEŞEKKÜH MEHMET RAŞİT EL ABED'in vefatında cenaze merasimine istirak eden telefon, telgraf, mektupla veya evimize kadar gelerek tâziyetta bulunan akraba ve dostlanmıza ve merhumun meslek arkadaşlarına candan teşekkür ederiz. AİLESİ Reklâmcılık: 188/511 Kıymetli eşim ve sevgiH babamız ALI FUİIT CEBESOY'un •bediyete lntikali dolayısıyla merasiminde gosterdiklen yakın ve cıırıdan ıigı ve değerli yardmJaından ötürü Cumhurbaşkanı Saym CEVDET Sl'NAY, Sayın Başbakan SÜLEYMAN DEMİBEI^ T.B.MJkl ve CUMHURİYET SENATOSU Başkan ve temsilcilen, Gene) Kurmay Başkanı Saym Or<eneraJ CEMAL TURAL, BAKANLAR KURULTJ üyeleri, 1. Ordu Kornutanı Sayın Orgeneral MEMDUH TAĞMAÇ, 3. KOLORDU KOMUTANI Saym Korgeneral ZEKİ İLTER, Merkez Komut«M Sftıın Korgeneral SELÂMİ PEKÜN, Deniz Kuvvet'eri Komutanlan, C.H.P Genel Başkaru Saym İSMET İNÖNÜ, SİYASÎ PARTİ LİDERLERİ, İstanonl'un değerli Valisi ve Belediye Başkanı Saym VEFA POYRAZ ve Saym HAŞİM ÎŞCAN, Saym EMNİYET MÜTJTJRLÜĞÜ temsildleri, Istanbul *« fige Üniversiteleri ve İstanbul Teknik Ünivers^e ve Yüksek Okullar Sayın REKTÖR, MÜDÜB, * * temsilci'.eri, Sayın KORDİPLOMATİK temsilcıleri, Kocaeli Valisi Sayın HÜSEYİN MEYDANOĞLTJ, Sakarya Valisi Savın ALÂEDDİN ERIŞ ve eşi. Izmit 15. Kolordu Kumandanı ORGENERAL BÜRHANEDDİN ERCAN ve Kolordunun değerli snbayları, Adapazan 2. Piyade Tümeni Komutem S»s'in Tümgeneral HAMZA GÜNALP ve tümenln değerli general ve subaylan, KOCAELİ v» AJ5APAZARI Vilâyet, Belediye ve Emniyetin değerli mensubi, vefakâr ve fedakâr Kuvaî Milliye MOcahitleri ve Türkiye MUHARİPLER CEMrYETİ'nir değerli mensubi, YAKIN DOŞT ve AKRABALARI, A1İ FUAT PAŞA BELEDİYE REÎSI, mensuplan ve kadirşinas halkı, KADİRŞİNAS TÜRK MİLLETİNE Mmsuz minnet ve fükranlanmızffi, acımızin büyüklüğünden ötürü gazeteniz delâtiyle Üetilme sini istirham ederiz. AİLESİ EMEKLI ORGENERAL PTT Genel Müdürlüğünden Teşküâtımızda çalışmak üzere 29 Ocak 1968 pazartesi günü saat 14 de test ve mulâkat usutüyle yüksek tahsilli personel alinacaktır. Lisan bilenler tercih edilecek, ealışmalannda bafanlı oianlar dı^ memleketlere de gönderüecektir. İsteklilerin kanunî niteliklcri haiz, askerllginl yapmi|, 35 yaşını bıtirmemiş olmalan, 27 Ocak 1968 cumartesi günü mesaî saati sonuna kadar Genel Müdürlük Penonel Dairesine müraoaatları lâzımdır. Fazla bilgi 10 62 42 numaralı telefondan ahnabilir. Y APTIRIL AC A KTIR İmalâtçı veya sabcıların kendilerlni tanıtacak PJC. 453 İst?nbl adresine göndermeleri rica olunur. bilgUerı KUMBARA Oaktst Op. ZiyaettİD Maktav Kalak. Bornn. ttafas, Ağu. Çeoe Cerrahlti cnfltebmMisı Takdm Rec«ppa»a Cad 8/1 r«lafönt 48 10 M
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle