Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT 27 Fviul 1967 CUMHURtYET Yugoslavyalılar hayatlarından eskisine oranla daha memmın Yugoslavya, ük başlangıcındaki samntı donemıni atlattıktan sonra, «osyahzmin uygulan masında, dogmatizmîn sekterlıği ne düserek halkın hosnutsuzluğuna ve dırenmesine vol açacak bir «ertlıkten çok deneysel bır metot uygulama yolıına gitmiştır. özellikle tarım alanında koy lulerin direnmesi ite karşılaşınca, Stalin gibi onları kurşuna dızdırecek ya da iş kamplarına sürecek yerde metotlan değistırmeyi yeğ gormüştür. Kolkoz denemeleri tam bir iflâsla 10nuçlanınca Kooperatıfçiliğe önem verılmis ancak söyylünün bu yönde de direndığini gorunce onlar ortaklıklara katılıp katılmamakta serbest bırakılmıştır. Her ulkede toplumun en tutucu tabakasını eşkil eden köyluler kendi topraklannda, kendı ahn terlerlyle yetıştırdikleri ürunleri kendilerinin değerlendırmelerini istiyorlardı. Kesın dırenme karşısında kooperatifle re girip çıkmak ta serbeıt bırakıldı. Bugun çıftçılenn b'iyuk Liberalleşme akımları ve halk!. bir bölümü kendi topraklannda kendi hesaplanna çalısmayı tercih ediyorlar. Kooperatiflerin makineli çalışmada ve ürünlerin «atımında kendilerine yardım et mesini, kredi açarak çahşmalarını kolay] aştırmasını ve bunun la yetinmesıni, çalışma düzenle rıne buraunu sokmamasını istiyorlar. Toprak eşitliği gibi kazanç esithği ilkesi de ortadan kalkmış. Yuz donüm tarlaya da sahip olan var, 20 donüme de Üstelik. bir çiftçi iyi çalışıp kazanırsa komşusunun sattığı tarlaları alıp kendi topraklarına ka tabılır. Yalnız tarlasında yabancı işçi çahştıramaz. Ferdın îertçe sdmürülmesi yasağı devam ediyor. Bu yasak yüzünden büyük çiftlıklerin ya da fabrikaların özel tesebbüse geçmesi gene ımkânsız olmakta devam ediyor. Kuçuk zanaatlerle ticaret için de aynı ilke yürürlükte. Herkes dukkân açabilir, kendi zanaatını kendi hesabına değerlendirebilir. Hattâ devlet fabrikalarının ürünlerini, ya da başkasının el işlerini alıp satabilir. ancak yakın akrabalarından başka işçi çalıstıramaz. Kaçak işçi çalıştıran olmuyor mu? diye sordum. Var tabii, dediler. Ihbar olmadıkça nasıl önlenebılirî Bunlara karsı çok sert davranra Yugoslavyaya ilk defa 195b mak sayıiarının v e çabalannın da. rahmetli dostum Resat Nu Bu liberalleşme akımır.dan azalması sonucunu doğurabılir rı Guntekin'in de içinde bulunhalk memnun. Küçük dukkânlaki beklenen yarardan çok zararı duğu bir heyet arasında gitmişrın rekabeti büyuk devlet maolabihr. tim. Sonra, Avrupa yolumuz üğazalannı halka daha ıyi muzerinde bulunduğu için ve daha Yugoslavya amele etmeye zorluyor. Ama başka vesilelerle sık sık geçtirr. sade iyi yanlanyla kalmıyor bu bu memleketten. Her geçisimdt ve turizm akım. Ne yazık ki onunla birlik büyuk bir değişikliğin ve ona le, demokrasinin sakat ve z3 Yugoslavyaya her yıl gelen paralel bir ilerlemenin izlerin: rarh yanları da açılan kapılarmilyonlarca turistle gene her gördüm. Bu değisme son yıllar dan kollannı sallayarak teşrif yıl Yugoslavyadan yabancı ülda çok daha belirli. Yugoslavyaediyor. örneğin bu seferki gidikelere gıden yüzbinlerce turı«nın eskı halini bilenin gözunt şımde, kendim çahit oldum. Vitin yarattığı kaynasma bu memçarpmaması imkânsız. Halk da yanadan Yugoslavyaya giren lekette kalkın zihniyet değıştıre«kısinden daha memnun hayamesı ve bu zihniyet değışmesiekspres e Mariborda binen gumtından. nın zamanla politıkacılar tararuk memurlan ile bavul bavul fından da benimsenmesı sonucukaçak eşya getiren bazı YugosKitaptan nu yaratmaktan geri ialmıyor. lav vatandaşlan arasmda İsler Gızli Emniyeti ehnde tutan ve koridorlarda kolayca halledihhayata inmek Tıto'nun tek halefi gibi görüyor ve en az beş bin lira gümnen Rankoviç'in düsurulmesınrük ödenmesi gereken eşya için Sosyalist cephede gorülen ve den sonra liberalleşme akımımn Yugoslavyanın öncülüğünü yap50 liralık bır gumrük makbuzu bu yıl çok kızlandığı açıkça görü tığı bu, losyalizmin sivri tarafıle işin tatlıya bağlandığı oluluyor. larını yontmak ve kitaptan hayor. Bunun yanır.da, bizdeki giyata inmek akımı yanında, kapıtkınci Dunya Savaşından sonbi, yabancıyı gbrunce taksımetreyi açmayarak bes liralık yere yirmi lira isteyen taksi şoförlen. yanınıza yaklaşıp yabancı doviz bozman istiyen karaborsacılar l'ugoslavya'mn başkenti Belgrad da son seneler içerisinde, eskisine oranla büyük gelişme kaydetmiştir. ve eskiden ana caddelerde hiç Atom korkusu içinde tıtreyen rastlanmıyan dilenciler türemiş talist ulkelerde ve özellikle az de, dünyamızı iki duşman cepmılyarlarca ınsanın geleceğı he» heye ayıran tehlıkeli bolünmeyi, her yanda. Polis baskısının hagehşmis lıberal ülkelerde gorüsabma umahm ve bekleyelım. bır noktada buluşup anlaşarak. fıflemesi insanlan rahatlatıyor len liberallığin zararlı vanlarını S O N ortadan kaldırabüecek mı? ama iırsat düskünlerinin de ektorpülem e çabaları, günün birın meğine yağ suruyor. 1leri Batı ülkelerinde pek rast lanmıyan, ve yüksek bir yurttaşlık haysiyetinin önlediği bu çesit aksakhkları. geri kalmış ulkeler, halklarını o kultür ve çüar (çoğul), bır edat. 3 Ba söz). 8 «Adını söyleyip hâtıraahlâk seviyesıne erıştıremediksından bahseyanlann gece dâvetleri için giyçe. zorla, şıddet tehdidi ile kolay 123456789 der» mânasına dikleri elbıselere böyle deniliyor, kolay onleyemiyorlar. Bugun bir çekim, «ya(yuz ve saç bakımına son derece yüzbinlerce Yugoslav uyruklu lancmınki yatsıdıkkat etme mânasına da gelir). çahsıyor yabancı ulkelerde. Bun ya kadar yanar» 4 «Valdenin devamlı garezi» Mareşal Tito Yugoslav halkının, liderliğini yaparken sadece milll v« lar alınlannın teriyle kazandıkdiye bir atalar anlamına iki söz. 5 Üzüntüye lan yabancı paralannı en yük iktisadi bağımsızlığı goz öniinde tutmnstıır... Son yıllardaki liberalsozü vardır. 9 duşerek endışe içinde yaşıyan. 6 leşme gayretleri de halkın memnuniyetini artiran gelismelere »ebep Bir emir, sek ölçüde değerlendirmek sev Bır hayvan, denızdeki yükselolmuşrur. bazan iki grup dasındalar. tıpkı bizimkıler gibi, me harekeü (eskl terım), bir tamahalle çocukkı. 7 Bir kârlı işten kendisine meniaat sağlama ve hisse çıkar uonro oninucanın lannın birbirlema yolunu bulmaya çalışmak (iki mjledılntit «ekll r'.r.e attıklan. Liberalleşmeden halk memnun 123456789 Belgrad sehri, resmî bir ziyaret öncesinde Türk ve YugOTİav bayraklanyla »üslcnirken Yugoslavyrnm başkentinin yukarıda görülen Maresal Tito bulvan en büyük eaddelerinden birisidir. Dişl Bond İSTANBUL Acıhs. oroeram Turkuler Eeltim sohbeti Ovun navaları Ko\e haberler Sabah melodıleri Habçrler ve bava duruıtıu Tstanbulda buffun Hafif muzık 08 00 Bu sabah sızınle. 0R20 Kücük orkestra 08 40 Muzik bahc«sı 09 10 Valsler 09.30 Sabah türkulerl 09 45 Vıvolonsel çololaTk 10 00 Muzik kutusu 10.15 Sen ne euzel bulursua cexsen Anadoluvu M Parstan ^arkılar Arkası vsrın Kısa haberler Sabah konseri Orhan Avsar orkestrası Divan batlama cura Kume f u h Haberler. R.G de bueun Hafif muzık Keklâm Drofframları T. Yakarcelıkten sarkıl«r Isınet Sıral orkestraıı S.Dızerden sarkılar Kucük konser Sami Gotusten Mrkılar Kısa haberlrr Genclıee doeru Cocuk bahcesi Kısa baberler Sevılen Msler Reklim oroeramUrı Haberler ve hava durumu Ekrem Koneardan sarkılar Preveze z»ferinin 429. vılı dolavısıvle ozel Droeraıo Yurdun sest 20 15 Heredot tarihi 20 45 24 saatin olâvljn 21 IX) Plâklar arasında 21.05 K. Türk musık;v, korosu 21.3.Î Reklâm oruırramları 22 00 Haberler ve tıava durumu 22.45 Radvo vavlılar toDİulunı 23.00 Sonat saatı 23.15 23.55 Gunun haberlcrinden ozet ler ve Drosraro Kaoanıs İSTANBUL a RADYOSU Açılı; ve program Sizm için Kuçuk kunser Iyl akşamlar Senfonik muzık Turkiyeye hoş fcldınil Akşam konseri Gençlerle beraber Operalardan stçmeler Hafif murik Gece konseri 0«25 06.30 0S45 06 50 07 00 07.05 07 30 07 45 07.50 SOLDAN SAĞA: Garth MAQ& 1 «Eşyadan birinl kendisine Tanrı seçerek ona ibadet eden» + anlamına iki söz. 2 «Birinl kocaman sopa ile dbven» mânasına + İki söz. 3 tllerımizden biri, matern tutma ışi. 4 Çok hoş vapur yolcu odası (iki söz). 5 Okula giden öğrencilerin sorumluluklannı üzerlerine alan kişıler 2 (çoğul). 6 • Evlıyalık deıecesinByükşelmiş olan kışi (iki soz). 7 •2 Ruh (yeni terim), mesut olma hali (yeni terim). 8 Aile konuDÜNKÜ BULMACANIN tu, eviiyai"a bir şey vaadetme hareketl. 9 «Niçin beyaz renkte?» HALLEDİLMİŞ 3EKLI mânasına bir soru edatı ve bir NASIL HALLEDİLECER Tnkandakl rakaralı bolmacada sasöz. dece 4 tane anatatar (ipucu) ve 8 tane sonuç vardıı Boj kalan !2 TUKARIDAN AŞAĞITA: karenin içine 1 den 9 a kadar uygun biret rakam koyarak ve t<ıp1 «Suyu sıkıldıktan sonra lama, çarpma. çüortnia. bölrae işaretlerine dikkat ederek soldau genye esas maddesi kalan» karşüıgı iki söz. 2 Alaturka mız saga ve yukandan aşağıya bulmacada gösterilen sonuçtan bulunuz. raplı sazların birinl çalan sanat Biraz vakrtnizi alır ama, bos vaktinizi hoşça geçirmij olursunuz. • a • a /Q a BB a • [7TV a l B4 D QB •Q QIDHIDD s ü DQ . ALEV ALEV ıı O sâdık Joseph Murray'le bırükte golde kürek çekmeye gitti, John Hanson'la da kırlarda at gezintisine çıktı. Bu adamı yavaş yavaş sevip saymaya baslamıştı. Hanson boz bır lcsrağa biniyordu, George da giırbüz bır ufak radillıye. Hanson ona bır de kucük bir Yenıel cinsi kopek vertnişti, onunla da oynuyor, onu terbiyeye çalışıyordu. Köpek kayık gezintisini pek sevmiyordu. bundan dolayı George onun aduıı Tayfabaşı koymuştu Aberdeen'den aynlmadan önce George bir iki kulaç yüzmesini öğrenmişti. Şimdi burada Joe'nun usta kılavuzluğu altında daha iyi yüzmeye başladı. Yüzmede usUlık kazandıkça başını döndürecek kadar bir sevinç duyuyordu Topallığım unutur gibi oluyordu. Gölun sularında süzü'.up giderken kendini butün öteki çocuklarla bır goruyordu. Şimdi bir bakımdan kahraman olan Leander'i düşününce bir gun Çanakkale Boğazı'nı kendısi de yüze yüze geçmeye karar verdı. John Hanson, nezaket kurallarmı çok iyi gözettığı ıçın, bir gun dehkanlıyı aldı, Annesley Şatosu'na gotürdü. George pek gitmek istemiyordu, çünkü VVİlliam Chaworth'un nasıl öldürüldüğünü hatırlamıştı. Hanson üsteledi: Komşuluk kurallarına göre gıtınesi gerekiyonnuş Bn. Clarke, aşağı yukan Catherine Byron'un yaşında hoş, ahbap bir kadm, George'u büyük bir canayakınlıkla karşıladı. Wıiliam Chaworth'un yeğenl olan ilk kocası öidükten sonra bir daha evlenmemışti. Tek çocuğu olan kızı Mary Chaworth demek ki Hınzır Lord'un kurbanınm yeğeninin kızı oluyordu. George bunu acı acı düşündü. Mary ondan iki yaş büyüktü. Uzun boylu, Ince, güzel bir kızdı. Yalnız, George pek utangaçtı, onun gözünün içine bakamıyordu. Mary Chaworth basma bir entari gi>Tnışti, bu ona tncil okuj'an Millicent'i hatırlattı. Kendı kendini zorlayarak içmden ona kadar saymaya başladı. bir yandan da gözlerini yerdeki halıdan kaldırmaya çalışıyordu. Saymaya başlaması ona büsbütün Millicent'i hatırlattı. O gün olanlardan dolayı artık hiç bir zaman bir kızın karşısında içi rahat etmiyecekti Simdi düşünduğü gibi hep Millicentin onun iradesini elinden alışını duşünecekti. Bu tuhaf, heyecan verici güç her kızda var mıydı acaba? En sonunda, gözlerini yerden kaldırabildiği vakit bir de baktı ki uzaktan akrabası olan o kız çoktan dönüp gitmiş. George Newstad'deki özgürlüğü içinde hâlâ gülüp söylerken annesi Londra'dan geldi. Pek şen, hattâ hoppa bir hali vardı. Nefesı de, Hanson ossaat fark etmisti, bir hayli viski kokuyordu. En sonunda maaşı koparmıştı. Şimdi kendi gelirine bir de yılda 300 lira eklemişti ki bunun bir servet olduğunu söylüyordu. Hanson: «May ner'de?» diye sordu. Cathenne şakrak bır kahkaha attı. « Bir temiz dövdüm, sonra da bohçasmı koltu£unun altına verdim.» Yüzü asıldı. cHepsini açıkça anlattı ama, zerre kadar pişman olmadığını da söyledi. Niye düşmüş, biliyor musun? Kabahat dindeymiş! Bıkmış artık, bundan sonra canı istediği gibi yaşayacakmış. Tann niye onun oracıkta canını almadı anlayamıyorum!» George da «nlayamıyordu, annesinln. simdl günahkâr olan May Gray'in ona bütün öğrettiklerini F. W. KENYÖN Çevıren: Vohdet GtİLTEKİN Tıftany Jones TIFFANY JONES D6SILÛAU.) Lâtın Am*rıka melodıleri Caz muziti Bır sarkıcı Gec» vaıısı icin \ NK AR A 07 00 07 05 Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğünden 1 Topkapı Sarayı Muzesi ihtiyacı içtn 1386 Kg. 35X35 lik kö«ebent demirl, 71 Kg. 35X40 lık Te demıri ile 37 Kg. 40 lık Lama demirl, »artnamesindekj hükümler datulinde 2490 tayüı kanunuo 41. maddesine müsteniden açık eksiltme usulü ile satın aHnacaktır. 2 Muhammen bedeli (3647.01) lira olup geçici teminafa (273.53) Uradır S Buna ait şartname ve diğer vesaik mesal saatlerl dahilind» MÜ2e kaleminde isteklilerce görülebilir. 4 thâlesi 12 ekiın 1967 persembe günü saat 15.00 de Topkapı Sarayı Müzesinde toplanacak komisyon tarafından yapılacakür. 5 Isteklilerin vukanda açıklanan belirli gün ve «aatte geç!d Teminat makbuzlan ve Ticaret Odası 1967 yıh belgesi ilt komisyone müracaatlan ilân olunur. (Basın 23H1A1372) Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünden: 3202 sayılı Bankamız Kanununun ilgıli maddesi ile bunu değiştiren 5389 sayılı kanun hükümlerine göre Bankamızca çıkarılan % 5 faizli altıncı tertip tahvillerin onüçüncü itfa keşidesi 1.9.1967 tarihinde Noter huz\iriyle Bankamız Genel Müdürlük binasında yapıimıştır. Bu çekilişte kur'a isabet eden tahvil numaralan 15.9.967 gün ve 12700 sayıl: Resmî Gazete ile yayınlandığı pî'bi tasdikli listelerde mahallî Bankalarımızda müşterilerimizin tetkikine hazır bulundurulmaktadır. Itfa bedelleri ile 13 numaralı kuponlann ödenmesine 2.10.1967 tarihinden itibaren bütün Şubelerimizde başlanacağı ilân olunur. (Basm 23390 A. 12323/11378) 07 30 07.45 0e 00 08.10 08.40 09.00 09 20 09 35 09.40 1000 10 20 10 35 10 55 11 15 11 30 12.00 12 15 12 C0 13 00 13 20 13 30 14 00 14 15 14 35 14 55 15 00 15 15 15 45 15 55 16.5c Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu 1967 Fen Bilimlerine Teşvik Bıırm AnJcara, tstanbul, Ege ve Orta Dogu TeknDt Onlversltelerl Feu Pakilltelerinln çeşitli bblümlerine bu yıl glren ögTencilere rerilecegi daha önce Uân edüen teşvik bursuna müncaat »artlan ve şekli Fen Fakülteleri Dekanlıklanndan Bğrenlleblllr. tlgllilere duyunılur. Sarıkamış Askerî Salınalma Komisyonundan1. Kagızman Garnizonu ihtiyacı için (40) Ton sığır eti kapalı zarf usulü ıle satın almacaktır. Muhammen bedeli (300.000) lira olup geçici teminatı (15750) liradır. Evsaf ve şartlar Ankara, tstanbul Levazım Âmirliklerile Komisyonda mesai saatı içinde görülebilir. Ihalesi 12 ekim 1967 persembe günü saat 11.00 de yapılacaktır. 2490 sayılı kanun gereğince hazırlanacak teklif mektuplannm ihaleden hır »aat Bnce Komifyon B^şksnlıjuıa verilmesi sarttır I7.cn 17.31 17 50 11 00 19 45 20 00 20 15 20 35 ?0 T5 21 00 21 05 21 25 21 50 22 05 22 25 22.45 23 00 23.4S Kove haberier M Ucur'.u ve M. Ersetten sarkılar Haberler ve nav» durumu Sabah muziSi Ankarada bunın Her telden Nevin Akoldan türküler Bir baska eozle Sabab konseri Kısa haberler Arkası varın Cesıtli muzik Hacer Bulustan türküler Vedat Gurselden «arkılar Melodlden melodive Cocuk bahcesi Konser saatı • t°7£mıi<M' mrkuler \ Kıbrıs saati Sarkılar ve ovun haviıarı Haberler. R G de bugun Hafıf muzik Reklâm Droeramlar» Cocuk bahcesi N" Demircavdan sarkılar ; Bueun c:n «cüklennıx Kısa haberler Ahve Akkılıctan türküler Konser saati Plâklar arasında Gençlığe doğru Kısa habcrler Yurttan «esler Kov odası Reklâm oroeramlarâ Haherler ve hava durumu ^Gıırkandan tıırkıiler Silâhlı Kuvvetler saati M Guverden sarkılar Itslvadan mü2ik U^'kudan önce 2i saatin olavUrı Bırde teknik dğretün Fıkekler torluluiu KtKMik konser Plâklar »rasında N DadaloMu'dan rürirülef Haberler ve hava dururmı Gecen mevslmın konserleri Gece vatısin* doSru Dıpsiz Kuyu bekliyordu onu, orası öyle. Hoş, Georg» çımdi Dipsız Kuyu'ya da pek uıanmıjordu ya. Bu da belki Tanrı'nm o akılsır ermez şeylerinden birıydi ama, dıpsizse nasıl oluyordu da içinde bütun o atej» ler, kukürtler durabiliyordu? Annesi: tLondra'dan çıkmadan önce bir falcıy» gittım» diye anlatıyordu. «Oğlum olduğunu söylemedım ama. o bildi. Hattâ. «Topal bır oğlunuz var» dedi! Sen iki kere evlenecekmişsin. George. İkincisinde bir yabancı kızı alacakmışsın.» c Ben hiç evlenmiyeceğim, anne:» > Falcı kadın öyle sdylüyorsa, evleneceğin de« mektir. Sonra, pek de macerah bır hayatm olacakmış. Yalnız, hayatmda tehlikeli iki dönem varmış, bunlara dikkat etmeliymişsın Bıri yirmi yedı yasında, biri de otuz yedi yaşmda.> Bn. Clarke kızuıa: «Delikanlı hâlâ pek utangaç» diyordu. «Ona biraz ilgi gösterirsen buyük iyîik etmif olursun, yavrum.» Mary Chaworth'un yüzü bir kuşkuyla asıldı. • Sen öyle istiyorsan, peki. annc dcdT. Sonra, taraçaya doğru baktı. George, ötekı mısafirlerden uzakta aşağı bahçeye inen basamakların yanında, duruyordu, kendi düş dünyasına dalmış gıbıy di. Mary ağır ağır ona doğru gitti. Yaklaştıkça daha iyi gördü: Şimdi on beşine gelmiş olan bu çocuk gen» onun hatırladığı gibi guzeldi; yalnız, yasına gore belki biraz topluydu. Mary alaylı alaylı gülerek: «Hava üzerine konojalım mı?» « Nasıl isterseniz.» « Annem tâlihliymiş. Bahçe eğlenüsi için guzel bir hava • « Evet» George konuşurken Lord Grey De Ruthyn'e bakl yordu, Lord oradaki derebeylerinden birinin oğluyla hararetli harareüi bir şeyler konuşuyordu. Çok güzel bir delikanlıydı bu. Mary Chaworth hassas bir kızdı, George'un dalgın halinde bir öfke sezer gibi oldu. Newstead Şatosu jimdi Lord Grey"indi, George ergin yaşa gelinceye kadar da öyle kalacakü. Lord Grey, gene de. George'u yaz tâtilini geçirmek üzere oraya çağırmıştı. Mary'nin annesi «Adam düşünceli davran mış, eksik olmasm» diyordu ama, öyleyken, bilinmez di ki, George Byron pek gunırlu bir çocuk olduğuna göre... Mary ciddi bir tavırla: «Canını mı sıkıyor Newstead'de başkasrnın oturması?» diye sordu. George kızardı, Lord Grey'den yana bakmasına devam etti. Şimdi bakıyordu ama, görmüyordu. Mary nin gözlerini kendisine dikmiş olduğunun farkmdaydı, bundan da çok sıkıhyordu. Kız, merakls: «Ne var?» diye sordu. «tçinden bir şeyler söyler gibisin> « Sayıyorum.» « Annemin misafirlerinl mi? Çok eğlenceli bir iş!, George büyük bir çaba göstererck kendini zorladı, Mary'ye dosdoğru baktı. Uzun boylu. ince yapılıy dı, omuzlan hos bir eğimle iniyordu. Pek özenle tam ortadan aynlmış saclan onu yaşından daha büyük gösteriyordu. Genis, pürüzsüz alnı, hafif kemerli kaşlan da ona ciddi bir hava veriyordu George'un gözleri önünden bir sis geçer gibi oldu. Kızın gdzleri n« renk, bir türlü kestiremiyordu. Yalnız, bunlann o güne kadar gördügü en guzel gözler olHıSunu bili