05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHİPK ÎKI 7 Agustos 1967 CUMHURtTET Nillî Eğitim UletinizLn ve memleketimizin gerçek ihtiyaç larını gözönünde rutarak yapmaya çalıstığı mız plân ve programlar çerçevesi dahilinde milli eği tira hizmetlerimize nasıl bir yön vermemiz gerektiği, tesbit edeceğimiz hedeflere nasıl ulaşmamızra mümkün olacağının bir yürütme organı olarak Milli Eğitim mensuplannı düşündünnesi ve çözüm yollannın arastırılması başta gereken prob lemleri arasındadır. Milli Eğitiraimizin bugünkü durumunun Bakanlığın ve bizzat Bakarun rauhtelif çabalarına rağmen öğretmenleri, öğrencileri ve öğrenci velilerini tatmin etmekten uzak olduğu elde edilen neticelerden ve gelen haklı tepkilerden anlaşılmak tadır. Muhtelif zamanlarda yapıldığı gibi şimdi de yainız sınıf geçme yönetmeliklerinde yaptığımız ve yapacağımız şekll değijikliklerin karşımıza yeni yeni pürüzler çıkarmaktaa ileri gideceği söylenemez. Yakın bir geçmişte bunun ömekleri çoktur. Ortaöğreümde önee sınıf geçme, sonra bitirme imtihanları. olgunluk imtihanlan, sınıf geçmeyi dik kate almadan bitirme imtihanları, liselerin dört yıla çıkarılması, tekrar üç yıla indirilmesi, borçlu sınıf geçme şekilleri. Bakanlık emirleri ile yeniden açılan kurtanna imtihanlan, notlann t o p lam ortalaması ile sınıf geçme veya kalmalar 1015 «enelik geçmişi olan sınıf geçme sekillerimizdir. Yıl sonlarında yapıla gelmekte olan öğretmen kurullarının aldığı kararlar bu durumu iyice çıkmaza aokan problemler arasındadır. Bu öğretim yılı lise ve dengi okullardan melun ettiğimiz öğrencilerin (kalanlar ve eklenenler birbirine yaklaşık olarak esit düşünülürse) on bir yıl evvel ilkokula başlıyan öğrencüer olması ge rekir. Onbir yıl evvelki ükokul birinci sınıf mevcutları ile lise ve dengi okullardan bu yıl mezun ettiğimiz öğrencilerin sayısı karşılaştınidığında bu lacağımız sayı ilk sayuıın *h 58 idir. Bu, bize ilkokula başlıyan 100 çocuğun ancak 58 nin lise ve dengi bir öğretimi tamamlıyabüdiğini göstermektedir. Elde etüğimiz bu neticeye tesir eden sebepler ne olursa olsvm milli eğitim yönünden harcadığımız maddi ve manevi emekler yanında tatmin edici olmaktan çok uzaktır. ve Problemlerl Muhhs YÜCEL Geç bir uyanış ve kaçırılan fırsat Prof. Ragıp emokrasinin bir gereği de: açıklıktır. Yani, kâmu yararının gerekli kıldığı hallerde, toplumu ilgilendiren her konuda hangi kuruluş veya kurum içinde olursa olsun hiç bir aksaklığın kamu oyundan gizlenmemesi: demokratik bir zorunluktur. tste bu yazı, böyle bir nedenle kaleme almmıstır. Kamu oyuna açıklamak istediğimiz konu da: 30 yıldır bir fiyesi oldatnmu, Istanbal Cniversitesinin tutnmondaki genel bir aksaklıktır. Bu aksaklığı. bugün, dile getirmemize aktüel bir vesile yol açıyor. Şöyle ki, son zamanlarda Basından öğrendiğimiz üıere HACETTEPE Üniversitesinin kuruluşu karşısında, dört ana üniversite arasında tstanbul Üniverlitesi adına, Rektörümüz de tepki göstermekte ve bunu kamu oyuna açıklamaktadır. Bu açıklamaya göre: Yeni üniversitenin kuruluşuna ilişkin kanunun hazırlanmasında, gerek (yetki) gerek (usul) yönünden, sakatlıklar olmuştur. Bunun gibi, böylece çıkanlan kanunun muhtevasında hem Anayasa, hem üniversiteler kanunu, hem de Üniversite kurallan ve gerekleri açısından önemli aykırılıklar da var dır. Işte, bütün bunlardan, kamu oyuna şikâyet edilmektedir. Biz, bu sikâyetin doğruluğu üzerinda durmayacağız. Çünkü bu yazımızın amacı: Üniversitemlıin, genellikle, tntnmundaki aksaklıfı belirtmekten ibarettir. Şiddetli baş ağrılarına karşı M ögretmen okullanmıza vermemiz gerekll sekli ilgilendirir. Buna erişebilmemiz için gözönünde tutacağımız esaslar veya prensipler neler olmalıdır, bunlan birer birer sıralıyalım: D Memleketimizin teknik, ziraat, sağlık, öğretim ve eğitim alanında oıtaöğreüm veya yüksek öğretim görmüs çok sayıda elemana ihtiyaç vardır. Q Muhtelif sahalarda yetiştirdiğimiz elemanları öğrenimlerini hangi sınıfta terkederse etsin veya bitirmiş bulunsun devlet kapısmda is arayan zümre olmak durumundan kurtarmalıyız. Q Her öğrenciye kabiliyetleri ve cahskanlıkları oranında yükselebilme imHıılımııı hazırlama, Iıyız. Q Devet olarak bütçt hnkanlan dahilinde maddi ve manevi gerekli yardunları esirgememe liviz. Q Öğretim ve eğitim kadrosunu çok çalısması gerekli. fakat maddi jöndcn tatmin edilmij bir zümre halinde muhafaza etmeliytz. Bugün Orta öğretim görmüş öğrencilerimizin ancak "o2O si yüksek öğrenim görebilme imkânlanna sahip olmakta bunlann bir kısmı da yüksek öğrenimlerini muhtelif sebeplerle yanda bırakmaktadır. Yüksek öğrenim gören Orta öğretim okulları mezunlarının ^b99'unu da Lise mezunları teskil eder. Bu ise 3. maddede belirttiğimiz duruma aykındır. Liselerimizin Edebiyat bölümü ögrencilerinin sayısı Teknik, Sağlık, Ziraat, Ticaret V A alanında öğrenim yapanların toplammdan çoktur. Bu da birinci maddede belirttiğimiz duruma aykındır. Bugün Lise mezunlarmın büyük bir kısmı devlet dairelerinde kâtiplik seviyesinde is aramaktadırlar. Bu ise ikinci maddede belirttiğimiz duruma aykındır. Dördüncü ve besinci maddelerde belirttiğimiz özellikler milli eğitimin dışındaki ünkânları ilgilendirdiği için üzerinde duramıyoruz. Meslek okullarında okuyan öğrencllerimizin istikballerinin tıkalı olusu veya belirli sahada az bir yükselme imkânlannın bulunması bu okullara gerekli ilgiyi azaltmakta veya maddi imkânsızlıklarla karşılaşan öğrencilerin devam etmek mecburiyetinde olduklan birer okul haline getirmektedir. Sebepleri ne olursa olsun bu okulları basan ile bitiren öğrencilere Üniversite ve Yüksek okullann kapılannı ardına kadar eşit haklarla açmak mecburiyetindeyiz. Lisenin edebiyat kolundar. mezun olan bir öğrenci îktisat Fakültesine girebilsin de niçin Ticaret Lisesi mezunu giremesin? ukanda sıraladıfnmz esaslar ve bugün gördüğümüz, karşüastığımız neticeler bize ?unu telkin etmektedir ki orta öğretim (rören öğrencilerimizin hepsinde aramam» gerekll bir ortak hilgi seviyesi bulunmalıdır. Bunun dışında her öğrencinin seçeceğl brans dahilinde bügisl ve mesleki formasyonu olmalıdır. Bu ise orta öğretim okullannda lise 1. sınıf seviyesinden sonra başlatılmalıdır. (Bu seviyenin esas olarak ahnısının psikolojik nedenleri vardır.) Bütün orta ögretimlnin ikinci devre okullan Lise adı altında birleştirilmelidir. Bu esaslar dahilinde özelllğine göre yalnız bir kol üzerine öfretim yapan okullar olabilecegi gibi, bugünkü liselerin yalnız fen ve edebiyat kouan verine ihtiyaca göre muhtelif brans lar konulmalıdır. Bu »ekilde öğrenciler kabiliyetlerine göre yöneltUmelidir. Bu esaslar dahilinde kurulacak okullarda, öğrencilerden istenilecek a»gari bilgi seviyesi ve olgunluk göşönünde QMolara|| yapUacak objektif imtihan ve değerlendirUmelerle ders geçip kalmalan verine grup derslerinden geçip. kalmalan düşünühnelidlr. Orta öğretim okullarından mezun olanlann meslekt formasyonlan tesbit edilecek staj sürelerlnde arttınlmab ve değerlendirilmelidir. D iiii bu arada, bu görüsü Senatoda iırarla lavunan uyanık bir kac Senatörümüz haklı imisler! öte yandan böylece, bu gün, anlaşılmıştır ki; temel hak ve hürriyetlere ve özellikle düşünce özgürlüğüne vâki ctehdit ve tehlikeyi Senatomuzun hareketsizliği üzerine. daha bu ilk tesebbüs safhasmda, bir bildiri ile, hiç değilse, çahısları adına protesto etmeyi «kaçınılmaz bir ödev» sayan öğretim üyeleri ile yardımcılan tamamen doğnı bir yol «eçmişlerdir! Gene, bu vesile ile. bir noktaya daha isaret edelim: Sözü geçen cyasama teşebbüsü» nun, henüz Adalet Bakanlığınca hazırlanmış bir tasarı aşamasma ait olması bakımından; «protesto bildirisi» nin mevsimsiz bir tepki olacağını ileri sürerek, bu gibi bir gerekçe ile, bildiriye katılmayanlar arasında Orman Fakültesi üyeleri de yer almıslardır. çıkanlmıs olan «kendi varlık ve görevlerini» ilgilendiren kanunlara karsı, süresl içinde, iptal dâvası açma hakkını tanımış bulunuyordu. Gerçekten: Bu gibi kanunlann, yeni Anayasamıza aykırı hükümler taşıması, akla yatkm bir ıhtimaldi. Çünkü bu kanunlann çıkarüdığı tarihte «Üniversite özerkliği», hiç değüsa, bugünkü özellik ve nitelikleriyle, bugünkü anlam ve kapsamıyla mevcut değildi Bu itibarla bu ıtanunlaıda, Anayasaca konulan «özerklik» kuralına ve bu kuraldan doğan her türlü hukuki ükelere ve gereklere, otomatik olarak, aykın düşen hükümlerin yer almış olması, hemen hemen, muhakkak ldl. Işte; Ünlversitelere, bu kanunlann, Anayasaya aykın bulunan, nükümlerini • süresi içinde iptal davası açarak • ortadan kaldırmak imkanı verilmişti. Bu, Ünlversiteler İçin eşslz bir fırsat idi! Oysa tstanbul Üniversitesi (diğeı Ünlversiteler gibii • her nedense • harekete geçmemls. Bu hakkı kullanmamış. Bu imkâr.dan faydalanmamıştır. Böylece de, bir daha ?1de edilmiyecek, bu fırsat, tamamen, kaçmlmıştır. Bu fırsatın kaçırılmıs olması yüzündendir ki: Anayasaya, yüzde yüz, aykın bulunan bir çok kanui hükmü, bugün hâla yürürlüktedir. Ve. tablatiyie, bunlar Üniversiteler bakımından • uygulana gelmektedir. Anayasaya aykın kanun hüktimlerini sıralayalım: (T) Tâ başta; Üniversitelerin kendl kuruluşlanna dogruca ilişkin olan 1946 tarih ve 4936 sayılı «Üniversiteler Kanunu» nda yer alan vo Anayasaya aykın bulunan hükümlere işaret edelim: a Doçentlerin, Fakülte ve Ünlversite içinde eylemli olarak torevlendirilmelerinde, son sözün, yani «tâyin» işleminin • 23. madde uyannca Millî Eritim Bakanına ait olması; b Doçentlikten profesorluje yukselmede ve, daha da genel olarak, Üniversiteye profesör alınmasında da gene son sözün, yani «tâyin» işleminin 26. maddeye göre • Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Mll11 Eğitim Bakanınm «müsterek karar» ına bırakılması; c Yabancı profesör ve uzmanların, sözleşme yolu ile, Üniversitede görevlendirilmelerinde ve görevlerine son verilmesinde ?6. madde gerefince Milli Eğitim Bakanına. yetki tanınması; d Üniversite Genel sekreterl, Zat t?leri, Yazı Iş'eıi ve Kitaplık Müdurleri ile Fakülte sekreterlerinin • 43. madde ile ön görUldligü üzere • «Uyin» işleminin Milli Eğltim Bakanınca yapılması; e Rektörün • 71. maddeye gflre • izin alma konusunda gene aynı Bakan'ın yetkili kılmması... (2) Şimdi de, 1954 tarih ve «435 aayılı kanunda yer alan ve, gene, Anayasaya aykın bulunan önemli bir hükmü belirtelim: Bu kanunun 2. maddesi uyannca Milli Eğitim Bakanı'nın, Üniversite mensuplannı, Bakanlık emrine alarak, görevlerinden uzaklaştırabümesl.» mümkündür. (5) Son olarak Üniversite personelinin kişisel durumu bakımından değil de! Üniversitelerin bilimsel görevleri açısından Anayasaya «.ykınlık gösteren 5680 sayılı Basın Kanunu'nun 31. maddesine işaret edelim. Gerçekten: Üniversitelerl de kapsamı içine alan bu madde hükmü, yabancı memleketlerde çıkan tıasümıs eserler hakkında yasaklamalar koyma yetkisini hükumete ve, acele hallerde İse, Içişleri Bakanlıgı"na vermektedir. Yukandan beri sıraladığımız bu kanun hükümlerini, gelecek yazımızda, teker tPker ele alarak Anayasaya aykırılıklannı belirtmeye çalışacağız. Garip tecelli ysa, ne garip bir tecellidir ki: Aynı Fakülte, aradan çok zaman geçmeden, Hükumet veya Bakanhkça bile değil de! memurlar seviyesindekl bir Hey'et tarafından hazırlanmış, Orman kanununda değişikliğe ilişkin bir ön tasarı taslağına kar;ı üstelik kurul olarak ve oy birliği ile bildiri yayınlayarak tepki göstermek lorunlugunu duymuslardır.) O •••* • ••• •••• •••• :::: :::: •••• •••• •••• • ••• •••• •••• ••• •i: Genel bilgi noksanlığı : : : İslanbul Üniversitesi geç kalıyor teden beri görülen bu aksaklığı şöylece özetleyebiliriz: Ço|n kez, Istanbnl Üniversitesi, hattâ doğrndan dofrnya kendl «varhğı ve görevi», îtiban ve prestiji ile ilgili konnlarda öğretim üyeleri ile yardımcılarının kişisel reaksiyonları dısmda Knmlnş olarak, organlan (yani Fakülte kurullan, Üniversite Senatosu ve Rektörü) yoln ile kendl yüceliğine yaraşaeak titiılik ve hassasiyeti yansıtacak tepkiyi göstermemektedir. Gdstermeye kalkıstıgı saman iıe; gee kalmaktadır. Bunun en tipik örneği: Söz konu »u Hacottepc ünivHiitesinin u^ılus^fijgjtki »>JrilWitlre »ykınlıklan, çok daha önce, öğrenmis olduğu halde; Üniversitemizin, gerekli tepkiyi, ancak kanun, yürürlüğe girdikten sonra yani i?, işten geçtikten sonra göstermek lüzumunu duymasıdır. .Fırsat çıkmışken bir parantez açalım ve bir noktaya değinelim: Hacettepe örneği ispatlamıstır ki; «Temel hak ve hürriyetleri koruma» konusundaki mâhut yasama teşebbüsü karsısında, lstanbul Üniversitesi Senato'sunun vakit kaybetmeksirin cephe alması lüzumuna inananlar ve. etişmekte olan çocuklanmızda yaygın olarak gördüğümüz genel bilgi uoksanlığı, mes'uliyet duygusu zayıflığı, lâübali tutum bizi bu problemlere eğilmeye daha çok sevketmektedir. tmtihanında başardığı dersin kitaplannı yakarak bundan ayn bir zevk alan öğrencimize aşıladığımız öğrenme sevgisi yanında öğretmen ve öğrenciyi not alıp verme mücadelesi sekline iten öğretim sistemimizin düzeltilmeye muhUç taraflannın çok olduğu muhakkaktır. Milli Eğitimin temelini ilköğretinı ve halk eğitimi teşkil eder. îlköğretim alanmda imkânlanmız dahilinde başarılı bir yolda olduğumuz her zaman söylenüebilir. İlköğretimden sonra gelen ortaöğretimde eğitim ve öğretimi birbirlerini tamamlayan unsuriar olarak düşünmek mecburiyetindeyiz. Orta öğretimin bünyesinin sağlam temellere oturtulması senelerdenberi çareler aradığımız çok problemi çözebilecektir. Müsbet ilimlerde neticeye varmak için doğruluğu herkes tarafından münakasasız kabul edilen ••prensiplerden ve bu prensiple* yardıraı ile bulun:inu} bir tafcım dogruluktazâam faydalanılır. Bu konuda da aynı yolu takip etmemizde bir mahzur yoktur. O halde varacağımız gerçek netice nedir, önce bunu tesbit etmemiz gerekir. Bu neticenin milli eğitimi ilgilendiren iki yönü vardır. Bunun birincisi okullarımızda ahlâklı, faziletli, memleketini ve milletini seven, saygıh ve duygulu öğrencileri yetiştirmektir. tkincisi ise Türkiyenin bugünkü durumunda ve ilerideki çalışma alanlarındaki elemanlarını ihtiyaca göre kabiliyetleri ve imikânları dahilinde yetiştirmektir. Birinci olarak belirttiğimiz gaye daha ziyade eğitim konularını ilgilendirmektedir. Ikinci hedefimiz ortaöğretim •••< •••u • ••c • ••• V iii! ::» İİİİ •••• ••*• :::: O Parantezimizi, burada, kapayarak; konumuza dönelim: Genellikle Üniversitemizin, ramanında, gerekli tepkiyi göstermedığine, gerektiği halde harekete geçmediğine ilişkin Hacettepe örnegine, daha bir çok örnekler ekleyebiliriz. Bundan vaz geçerek, genel olarak, diyelim ki: Iktidann, «Üniversitenin çanlanna ot tıkamak> yolnnda açık veya kapalı biçimde ortaya çıkan zihniyetine karşıt; Üniversitenin bütün alarm çanlannı çalması, Milletce, beklendiği sıralarda... Üniversite ve Fakülte organlarınm, kendi Rektörlerinin, «Üniversite Hükumetin yanındadır, emrindedir» yollu felsefelerini açığa vuran beyanlarını bile »ineye^ektiklerine dair örnekler de göstermek mfimkündür. Hattâ, daha da yürek sızlatan Brnekler verilebilir. Şöyle ki: Tartışılmaz bir gerçektir ki: Ünivergitenin bilimsel fonksiyonu yanında, bOînun kadar önemli ve kutsal bir misyonu ( a : Toplumu, rejimi, demokrasiyl, Anayasayı, Hukuk kurallanm, AhlSk düsturlannı tehdit eden, zedeleyen, hele çiğneyen îktidarlann, bu doğrultuya yönelmi» tutum v« davranışlanna karsı. Millete seslenerek, en önde çıkmaktırl Oysa; bu gibi bunalım zaman* larında organlan aracıyle sesini duyurmak, tehlikeler önüna çıkmak, Iktidar karşısına dikilmek şöyle dursun; genellikle Üniversitemizin, tam bir passiflik içinde kaldığını ta gerilere kadar uzanarak nice örnekleriyla ortaya koymak, ne yazık ki, imkânsız değildirl Fakat biz, bunu yapmayıp; sadece 2'nci Cumhuriyet Anayasası ile, Milletce, Üniversiteye tam bir «bilimsel ve idari özerklik» sağlanıldığından bu yana kendi cvarlığı ve görevi» ile direkt ilişiği olan konularda, sahip bulunduğu bir hakkı, Üniversitemizin, zamanında, kullanmamak biçimindeki harekettizliğini belirtmekle yetineceğiz. Bunu yapabilmek İçin; gereken 6n bilgileri verelim: 1961 Anayasamızın 120. maddesine göre: Ünlversiteler, birer «özerk kurulus»tur. Aynı zamanda «bilimsel ve idari özerkliğe sahiptlr» ler. Bu «özerklik» gerefince de «Universiteler, kendileri tarafından seçilcn yetkili öğretim üyelerinden kurulu organlan eliyle yöneltüir ve denetlenir.» öte yandan «Üniversite organlan, öğretim üyeleri ve yardımcılan, Üniversite dışındaki makamlarca, her ne suretle olursa olsun, görevlerinden uzaklaştınlamazlar.» Bunun gibi «öğretim üyeleri ve yardımcılan serbestçe araşbrma ve yayında bulunabillrler.» Bunun yanında, Anayasamızın 149. maddesine göre de: «Üniverslteler... kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren alanlarda... kanunlarm veya bunların belirli madde ve hükümlerinio Anayasaya aykınlığı lddiası ile, Anayasa Mvhkemesinde doğrudan doğruya rptal dâvası açabüirler.» Ekleyelün ki; Üniversitelerce, lptal d&vası açılabilecek kanunlar: Anayasadan sonra çıkanlacak tanunlar olabilecegi gibi; bundan önce çıkanlmıs kanunlar da olablUr. Nitekim; Anayasanın 150. madde• i lle geçici 9. maddesi bu İki lhtlmale göre hüküm koymustur. Şöyle kl: Yeni Anayasamızdan sonra çıkanlan bir kanuna karsı «iptal dâvası açma hakkı, lptall <stenen kanunun... Besm! Gazetede vayınlanmasmdan başlayarak doksan gün sonra düşer.» Oysa; önce çıkanlmıs kanunlara karsı «İptal dâvası açma hakkı, Anayasa Mahkemesinin görevtns basladığınm Resml Gazete ile yayınlandığı tarihten ltibaren alU ay sonra dflser.» • GRİPİN, bas. di$. adale, lumbago ve romçıtizma ağnlarım ieskin eder • GRÎPİN, bayanlann s muaYYen zamanlardaki sancılarında basan ile kullanılır • 4 saal ara ile günde 3 adei ahnabilir faydalıdır (Yeni Ajans: 6075) 9272 Baş Sağlığı Ortadoğu Teknik velli heyeti üyesi Üniveersitesi camiası, İstanbul Teknik Üniversitesi Insaat Fakültesi Profesörü ve Üniversitemiz müte •••• :::: Dr. Mustafa inan'ın vefatiyle bilim dünyaraufn uğraaığr açı...fcay« .teesşürle bildinı, kederli aüesf ile' meslekJaslarına başsa^lıgı diler. ORTADOĞU TEKNİK ÜNİVERSrrESİ Cumhuriyet 9309 Büyük insan, değerli hoca, Odamız üyesi tlk hedef ve planlannı tesbite çalıştığimız orta öğretim okullanmızin vukanda belirttiğimiı eRaslar dahilinde daha verimll ve faydalı elemanlar yetiştireceği düşünülmekle beraber, öğrencilerimizin de kabiliyetleri ve imkânlan ölçüsünde verimlerinin artabileceği kanaatindeyiz. « • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •» • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • » ^ ••••••••••>•••>••••••••• « • • • • • • • • • • • > • • • • • • • > • « « ••• ••• «•• :::: ::: " ı: Prof. Dr. Mustafa İnan'ın vakitsiz ölümünden duyduğumuz çok derin elemle İ. T. Universitesine, İnan ailesine ve bütün mühendislik camiasına başsağl'.ğı dileriz. İNŞAAT MİIHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU Cumhuriyet 9308 Nimbiis ACI BİR KAYIP Emekli Maliye Müfettişlerinden nıerhum Nazmi Ar ve Atiye Ar'ın kızı, Denizcilik Bankası başveznedarlığından emekli Nuri Yönet'in kıymetli eşi, Nebahat Günsav'ın sevgili ablası, Turgut Günsav'ın baidızı, Suna Yönet ve Tuncay Yönet'in biricik anneleri, H^san Nezihi; Nazan ve Cüneyt'in fedakâr büyükanneleri, Yakut va Şenol Birol'un sevgili teyzeleri, Leman Even'in kıymetli yengesi Tekel Emekli Khnyagerlerinden CTalât Pasa Caddesi No.,262) GÜLTEPE YARIN Ayakta duran Anayasaya aykın kanunlar TEŞEKKÜR Eslm Hedlye Sancaktarofilu'nun. senelerdir müDtelâ bulundufu rahaUızlısı. sifa dlleii ile basvurdu£umuz Ankara S.S.K. Hastanesinde isabetle teshis ve «melivat ederek, sıbhate v» ıstırsDsız teneffüs saadetine kavusturan hazik ve müsfik Inaan. JinekoloE Dr. Bu konudaki endise ve teredd'jtl«rimizl. önceden izale etnıekle kalmaviD. bize maddi ve manevi cesaret ve vardım bahseden Dek muhterem. Op. Dr. Gerek amelivat sırasmda. serekse ameliyattan sonra. her türlü yardım ve müzaharet lutîunda bulunan Hastanenin savın mütehassısları E)r. Mansur Pekdefier. Dr. Muallâ Yıldıran. Dr. AJI Ünlükava. Dr. Birsen Gökmen. Dr. Sevinc Karaku» lle »melivat hemsiresl Kadrive Erare. Servi* hemsirelerl Göl Özcan vs Havva fHandanı Dilvell'y* v« dlier «örevU t>er»onele »on•uz mlnnet v« «ükranlarunızı an «derlz. U: All Sancaktarolln Cumhuriyet 9311 Doktor Op. MELÂHAT YÖNET 581967 Cumartesi günü geçirdiği kalb krizi neticesi Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 781967 Pazartesi günü öğîe namazını müteakıp Şişli camii jerifinden Merkezefendideki ebedî istirahatgâhına tevdi edilecektir. Cumhuriyet 9312 KREDI BANKASI Şubemiz 7 Ağustos 1967 Pazartesi günü hizmetinize girivor. GulteDe'Şubemız Mosterrteri icin Ö2el cekiiis MELİH CANER'e, İ LA N Ankara Valiliğinden: 1 Ankara Emniyet Müdürlüğüne bağlı Süvari Merkezinde mevcut binek hayvanlan yeralık ihtiyacı için beher küogramı 70 krs. olan 62720 kg. yulai, her kilogramı 35 krs. tahmin olunan 94000 Kg. yemlik balyalı kuru çayuotu ve her kilogramı 20 krş. tahmin olunan 70000 kg. yatakhk balyalı sap nm»n, kapalı zarf usulü tle satınalınacakür. 2 Hcsütme 17/8/1967 tarihine tesadOİ eden persemb» gunö saat 15 te Ankara Emniyet 6 Şub« Müdürlügunde lcra edilecektir. 3 ~~ Satın almacak maddelerifl hepaiııiıı muhammen bcdell 90^04, Ura olup muvakkat teminatı 5.790^0 liradır. 4 Bu lae dair fennl ve İdari sartnameler her gün mesat »aatleri dahilind» Ankara Emniyet 6. Şub* Md. de îörulebilir. 5 İsteklilerin muayyen gün rm saatten en geç Mr nat evveline kadar usulüne göra tanzim edecekleri v« teminat makbuz va Ticaret Odan vesikalannj havl teklif mektuplannı kapalı olarak Komityoo Başkanlığına vermiı olmalan lâzımdır. 6 Posta vesalr gedkmeler kabul edilmet. (Basın 2U212 A. 94839288) NEVZAT BİLGtN'c 50.000 lira tutannda para ikramiyelert. Moron 17139295 İzmir Körfeztnde «DENİZLE BAŞBAŞA» geçen bir maceramn ölümle biten hazin sonucunu hikâye eden MÜNİR TEVFİK URASrın USKUDAR TURK KIZ KOLEJI *• •« tLK ORTA LtSE YATTLI GÜNDÜZLÜ Kayıtlar 28 Ağustos kapamyor. T 1: 36 29 80 Cumhuriyet 9300 Üniversitelere tanınan hak ukandaki hUkümlerden anlaşıldığı üzere: Anayasamız, Üniversltelere • en aziTidan bu Anayasadan önco DENİZLE BAŞBAŞA adlı romanı yayıniandı. Genel Dağıtım: BATEŞ Cumhuriyet 9301 Ziyaettin Naktav Kolaa. Boran, Bofas, Agım, Çene Cerrahisl mâtehaatm Taksim Receppa»a Cad. 6/1 Telefon: 48 30 68 Y
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle