28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎKİ 14 Haziran 1967 CUMHURÎYET BASINOA CÖKÜHTÜIER Dr. Hıfzı TOPUZ vavas eriyor, kayboluyorlar. New York Herald Tribune geçen yıl 300 bin basarken kapandı. Ingütere'de News Chronicle ve Daily Herald de kapandıkları zaman bir milvonun üstünde basıyorlardı. İntjiliz gazetelerinin baskısında son doknz vıl içinde bır milyonluk bir azalma göruldü. Bir yandan nüfus artışı, bir yandan da satın alma gücünün çoğalması hesaba katılırsa bu azalmanın önctni daha da büyür. Bugün Londra'da çıkan gazete sayısı ona düsmüştür (1). Son aylarda Times gazetesini satın alan büyük basın trdstü liderlerinden Thomson'a göre Londra'daki gazete sayısı yine de fazladır. On yıl içinde iki gazetenin daha batraası gerekmektedir. Zaten ulusal çapta satısı olan 8 Ingiliz gatetesinin dördü zararına çalısmaktadır. Birkaç ay önce yavınlanan bir rapora göre de basının mali durumuna çare balnnmazsa önümüzdeki beş yıl içinde ulnsal çapta satısı olan üç gazete ile bir pazar gazetesinin mutlaka batması beklenecektir. basınında Bnemll değişiklikler Küçük hakkı kalmadı. B atıhü\ük gazetelere yasamak Küçükleroloyor. Basın ellerde toplanıyor. yavas selerde. Oysa baska ülkelerdeki Srnekler bOyük gazetelerin de birtakım kosullar altında pekâlâ etkilenebileceğini gösteriyor. asındald bu son büvük krizin nedenleri her yerde aynı değildir elbette. Bir çok yerlerde televizyonun rekabeti üzerinde durulmaktadır. Televizyon gerçekten bazı ülkelerde basının ilân gelirleruıi azaltmıstır. Bazı yerlerde bu gelirler azalmamışsa da televizyondaki ilân gelirlerinin büyük bir hızla yükselmesine karşılık gazetelerdeki ilânların artmamış olması bu konuda bir gelişmenin yokluğu demektir. Kaldı ki bu ülkelerde piyasalardaki iş hacmi ve ilânlara aynlan para artmış. basın bundan yararlanamamıştır. Televizyonun ilân kabul etmediği yerlerde de basın, televizyonun rekabeti karşısındadır. Bir çok ülkelerde televizyon sayısı son yülar içinde üç beş misli artmış, gazetelerin tira.jı fazla oynamamıştır. 1950 de bütün dünyada 10 milyon televizyon varken bugün bu sayı 150 milyona yükselmiştir. Radyo sayısı da transistorun yayılması ile 182 mil\ondan 500 milvona oıkmıstır. Gazete okumadan televizyon veva transistorla yetinen insanların sayısı az değildir. Basındaki güçlüklerin en önemli sebebi küçük gazetelerin bugünün gelişmiş ekonomik kuralları altında yaşıyamıyacak duruma gelmesidir. özel ilânlar viiksek tirajlı gazetelere çok önemll bir gelir sağlamaktadır, ama küçük gazetelerin ilân geliri günden güne azalmaktadır. Gazetelerin batr masında'd sebep, okuyucu sayısının aTalmanı değil, ilânların azalmasıdır. Haberleşme tekniklerindeki gellşmeler de teleks, dizgi ve baskı masraflarını arttırdığı için ga ::: zetelerin üretim masraflan yükselmiştir. Bir yan ••*• dan uydu ile haberleşmeler gelişirken bir yandan :::: da elektronik hesap makineleri, renkli baskı makineleri, modern ofsetler, ordinatörlü dizgi makinele:: ri Amerikan ve İngiliz basınında gitrikçe yayılmsya başlamıstır. Otomasyon basın endüstrisinde çeşjtH ekonomik ve sosyal sonuçlara yol açmaktadır. Yeni kurallara uymakta güçlük çekcn sazetcler üretim masraflarını azaltmak için aralannda anlaşmalar ün zaiayarak birleşmcîere jonelmektedirler. Bazı yerlerde de okuyucu sayısını daraltan sebeplerden biri olarak otomobil sayısuıdaki artış gös terilmektedir. Eskiden sabahleyin büroya giderken trende. mctroda ve>a otobuste vakit geçirmek için gazete alan okuyucu. otomobil sahibi olduktan sonra gazete okuma alışkanlığuıı bırakmıştır. ••••••••••••••••••I • R Plân sosyal politika yönü ile de yetersiz kalmıştır Prof. Cahit TALAS "kmci beş yıllık kalkınma plinı haklı olarak sanayileşme/e | oncehk tanımıştır. Ama ne var kî, gelışen ülkeler bakımından & • nemlı olan tanm veya sanaylden bırını seçmek değıl, bunların her ıkisınl de bırden gellştirmektir. Fakat her ikl l.alde de çalışma alanında ortaya çıkabilecek intibaksızlıklar, özellüüe sanayileşıne hareketıni ciddl tehlikelerle karşı karşıya getırebilir. Bu sebeptea bturu sınaî gelişmeyi aktif bir sosyal politika ile destekJemek jerekır. İyı çalışma ilışkileri ve lşçılerın gerek Ucret. gerekse diğer çalışma şartları bakımından korunmaları, esas ıtıbariyle sosyal llerleme düşüncesinden hareket eden her çalışma poMikasının hedetterinden blridir. Bu konuda iyi tesbit olunmuş hedeflere yönelmış olan bir çalışma politikası, hem sınal gelişmeye, hem de sosyal 1 lerlemeye genış bir biçimde yardım edebilir. Fakat gelişme halındeki ülkelerde sosyal politika ile ekonomik kalkınmayı bağdaştırmak guçleşmektedir. Bu güçlülc bzellikle, çalışma ilişkilerinin, sosyal guvenliğin, işçi sağlığı ve çalışma guvenliğinin ekonomüc akislerının yeteri kadar incelenmemıs olmasmdan ileri gelmektedir. urkiye'nin Ikıncı Bes Yıllık Plânının sosyal pohtikası ve bu politika içinde çalışma sorunlarını ele alıştaki çekingenlık, cesaretsizhk ve durumu kendi haline bırakma eğilimi tes bıt olunduğu /aman, yukardaki genel düşuncelerın haklıhğının somut bir örneği ortaya çıkmaktadır. Plânın hazırlanmasmda gelışmenm sosyal etkileri ve akisleri yeter derecede gbz önünde tutulmadığından bazı relormlarla (örneğın toprak reformu) de» teklenen bir sosyal politika ele alınmamıştır. Memleketimız sosval politika alanında, gelir dağılımında adaletı sağlayacak yon de de derin bır etkısi olacak uç buyuk sosyal politika sorununu çozmek durumundadır. Bunlar sosyal güvenlilc, tanm kesiminde izlenecek sosyal politika ile Dev let Personelini de içine alman gereken genel bir Ucret politlkasıdır. Plânda kabul edilmis olan tedbir v e politikalan ele aldığımızda bu üç temel konu hakkında su sonuca ulasmaktayız. Yeni plân, eskisi içinde yer alıp da el değmemis sosyal gü venlik sorunlarını yeni bir açıdan incelemelere tabi tutmaksızın benimsemiştir. Birinci plânda gerçeklestırılemeyen ve ıkıncı plânda da gerçekleştirilmesi fevkalâde süpheli olan bazı pohtıkalar ve ilkeler kesin bır kararı behrtmeksizin ilân olunmaktadır. Tanm kesiminde, bağımsız işçiler, esnat ve sanatkârlara sosyal güvenliğin uygu lanmasma çahsılacağı, söylenmekle yetinilmiş, ve, işsizlik sigortası ıçın de çalışmalara devam olunacağı söylenmiştir. Bu ifadeler tamamiyle bir kararfizlığı açığa vurmaktadır. Bunun yanında. sosyal güvenliğin gelir dağılımındaki adaleti sağlamaktaki rolü ve ekonomik gelişme ile olan yakın ırtibatı, hemen hemen bir tarafa bırakılmıştır. Üyle anlaşılıyor ki plâncılar, belırli bır sosyal politikası olmayan hükümetten bu alanda ilerıye götürucü bir direktif alamamış olduklanndan, geçen plândaki ilkeleri yenisine aktarmakla yetinmek zorunda kalmışlardır. anm kesiminde izlenecek sosyal politikaya gelince, bu alanda da tkinci Beş Yıllık Plân döneminde ümitlere kapıl. mamak gerekmektedir. Sosyal politika henüz toprak işçisine açık degildir. Halbuki şimdi ekonomik ve çalışma şartlan bakımından Devlet himayesine en fazla ihtiyaç duyan insanlar, tarım kesiminde yaşamaktadırlar. öte yandan tarımda çalışanları da kapsayacak bir sosyal politika kalabalık bir kitleyi de kapsayacağı için, sosyal adaleti gerçekleştirmekte önemli bir etkiye «ahiptir. Ama ne var ki yeni plân, «tanmda çalışanların çaUşma şartlan düzenlenecektir» gibi belirsiz ve hiç bir taahhüdü ihtiva etmeyen bir beyanla yetinmeği uygun görmüştür. Esasen Anayasada yer almıs bulunan toprak reformunu gerçekleştirmeksızın tanm kesimındeki yapıda derın sosyal değişmeler beklenmemelidir. Kanaatimizce gerçek bu olmakla beraber hükumet, tkincı Beş Yıllık Plânın Hedef ve Stratejisini tesbit eden vesikada «toprak reformnnn zikretmekten dahi kaçınmıs ve bu konuda, «Tanm refornm, tarım«al bünyenin temelindeki aksaklıklan gidennege yönelmiş tedbirler dizisi olarak kabul edilecektir» diye her tarafa çekılebilecek, fakat bir toprak reformu taahhüdünu asla tazammun etmeyen bir beyanı ilân etmekte sakınca görmemiştir. O halde sosyal adaletin bolünmesi polıtıkasına daha devam edilecektır. 2S çüncü sorun ücretlerle ılgiI I lidir. Yeni plânın sosyal " politika yetersızlıği bu konu da daha açık olarak belirmektedir. Bütün sosyal politika tedbirlerinin amacı dolaylı ve dolaysız olarak gelir dağılışında adaleti sağlarnak etrafında toplanır. Fakat dağıhmın nitelığı, yani ftdil olup olmadığı her *eyden önce çalışan sınıfa milll gelirden isabet edes pay içinde saklıdır. Plânlamanın yaptığı ge lir dağıhmı arastırmasımn sonucu. dağıhmın tdaletsizliğıni kesın olarak gün ısığına çıkarmıstır. Ayrıca bilinen odur kı 1963 yılını kapsayan arastırmadan sonraki gelişmede adaletsizliğın buyume eğilimi içinde olduğudur. Bu durum karşısında beklenirdi ki yeni plân, gelir dağılımını adaleti saglayan yönde koklü tsdbirier gctirnzt'. Plân Hedefler ve Stratejisi bugünkü durumun ftdil oldugunu kabul ederek «fieret politikası ekonomlnin genel gelişmesi v e verim artısı nasan itibare alınarak tes bit edileeekti» diye soyut bir ilke koymus ve adaletsizliğın, başka bir deyimiyle sosyal bir skandalm devamını az çok kabul etmiştir. 1966 yılında ortalama asgarî ücret 10,72 hradır. Ucret politikasındaki yetersizlik, işvereni Devlet olan memurlar bakımından çok daha derındir. Devlet memurlarının yüzde 16.5 u 400 liradan aşağı. yüzde 35 i 401600 lira arasında brüt ucret almaktadır. Yetersiz olmakla beraber. işçılerin ücret durum ları memurlara .nazaran çok daha iyıdır. Ikıncı Beş Yıllık Plân bu durumun gıderılmesi ıçın hıç bır koklu tedbir, bır politika tesbit etmemıstır. Bınaenalejh bır ekonomık kalkınma sağlansa bile bu amacına erişememiş ve ada letsızlıği derinleşti'ı'mış bır kalkınma olmaktan ılerı g'.demez. Türkiye kanunsuzluk ülkesimidir ? Başlığunızdaki soruya cevabı elle tutulur bir olayda görmek içln önce su mektubu okuyalun: cMuhterem efendim; Bugün Türkıyedeki gerçek bunalımın hukuka ve Anayasaya içtenlikle bağlı ohnamak sonucu bulunduğuna yeni bır ömek verrnek amacıyla bu mektubu sıze yazıyorum. Bundan 16 ay önce AP iktidannın ilk çalışmalarmdan olarak 34 Valı merkeze alınmıştı. Bunlar arasında Nığde Valısı olarak ben de vardını. Bu keyfı ve partızanca işlem benım genç ruhumda buyiık etki yapmış ve o zaman idarî kaza tarıhımızde bugune kadar örneği olmıyan bir dâvayla Danıştaya başvurmuştum. Damştayın en yetkili kurulu olan Dâva Daireleri Genel Kurulunun (19 üyeli) oybırliğiyle verilen kararıyla benim merkeze alınmam ışlemi 5439 sayılı kanuna aykın görulerek ıptâl olunmuş ve durum bundan 5 ay önce ilgililere tebliğ j edilmiştı. Aradan 5 ay geçükten sonra yetkililer bu defa yeni bir Kararname ile ve baska bır kanunu uygulayarak (5442 Sayılı Kanun) beni bir kez daha merkeze almış bulunmaktadırlar. Iptâl kararlarının hukuki nıtehğıne gore, benim bir tl Valilığine gitmem gerekırken. bır kere daha merkez emrme alınmamdaki kötü niyet ve kasti ızaha lüzum görmüyorum. Ben, henüz yaşı 45 i dahi bulmamış, memleketın her yanında başan ve şerefle vazife görmus. sicilinde 20 takdirname taşıyan, buna karjılık bir ihtar cezası dahi almamış, köy toplum kalkınmasında en güzel örnekleri veren ve fakat Atatürkçü ve ilerici fikirleri yönünden «büyukleri» memnun edemıyen bır hızmet adamıyım. Bugün merkezde âdeta katıksız oda hapsine mahküm, vatanın çalışkan ve nâmuslu 41 evlâdıyla bırlıkte oturmaktayun. Işimiz yalnız ay başlarında maaş almaktır. VaUnın çalışkan ve faziletli evlâtlarının bu partizan usullerle kırım ve kıyımına daha ne zamana kadar devam edılecektir? Buna «Dur» dıyecek Anayasa guçleri yok mudur? Durumu, inandığım karakter ve kişiliğinize duyuruyorum. Amacım bir sandalye değıl, (zaten boş yok) hukukun ustünlüğünü ve mesleğin şerefıni konunaktır. Bunun mücadelesınde harcanmak da vardır, ama şeref de .. Ulusun inançlı, ülkücü insanlan adına size en içten saygılar.» Doğrusunu isterseniz son satırlanna kadar mektup sahibinin admı açıklamakta kararsızdım. Bu gibi hallerde adı açıklanan kişinin ustüne 1 doğru nasıl gidildiği. ve iyi saatte olsunlar tarafından nasıl çarpıldığı denenmemiş bir iş degildir. Hukuk ve kanun kavramlanna saygısız lktidar sahiplerinin bu mektubu yazan Insanı harcamak için derhal seferberllğe geçeceklerini biliyorum. Ama •bunun mucadelesinde harcanmak da vardır, ama şeref de.. » diyen kişinin adını açıklamak daha doğru olacak, diye düşündüm. Bu mektubun altındaki imza şudur: «tbrahim Öztürk îçişleıı Bakanlığı Merkez Valisi.» Şu garip Türkiyede Ibrahim Oztürk *e arkadaşlan Ankarada «Merkez Valisi» sıfatıyla «notralıze edilmişlerdir. Türkiyede 67 il vardır. Demek ki 42 Valiyi de yedekte tutuyoruz. Bir siyasi iktidar gelir, kendl ihtiras \e çıkarlarına utgun gornıediçi idare adamlannı toparlar. Ankarada bir oda>a doldurur. Bu haksız da\ranışın kanunsuzluğu mahkeme karanyla sâbit olsa da, si\asi iktidar mahkeme karanna, hukuka, Anayasaya boş verir.. Hâkimlcrin kararını çop sepetine atıp, kanunsuzluk yolunda kollarını sallıya sallıya yurur. Biz iktidar değişiklieinde idareciler arası kıyımın nasıl yapıldığuıı pck i>i biliriz. Daha muhalefet ricvrindc\ken kasabada ve vilâyette, valilere \e kaymakamlara diş gefiremiyen kuçuk politikacılar, seçilip de Ankaraya gcldikleri zaman kuyruk acısuıı çıkarmak emelindedirler. Cumhuriyet Kanunlarını tarafsız idare adamı şerefiyle uyguluyacak yerde. siyasi iktidarlann emrinde Pllerini uğuşturan ve halka hirmet edecek yerde koltuktaki kodamana hizmet aızeden idare adamlannı arar bulur bunlar.. Ve kendi kuçuk politikalarına «Evet efendim» demiyen idare ndamlannı harcarlar. Şimdi 67 ili olan Türkiyede 41 vali Ankarada bir odaya doldurulmuştur: , Hic bir şey yapmıyacaksmız, boş oturacaksınız, aybaşında maaşınızı alacaksınız! denmiştir kendilerine. Yoksul milletin kesesinden bu ne comert harcamadır? Siyasl iktidar. kendisi için zararlı gorduğu tarafsız ve değcrli Valileri •nötralize» etmek iciıı Hazincyi kanunsuzluk yollarında kullanmaktadır. Ve öteyandan tiyatro yasaklıyan, birtakım siyasi derneklerle birlesip dolap te\iıcn, Atatürkçülüğu bir yana Hip siyasi iktidarlann mesreblne'(çc>re yerken açan nice Vali Anadoluda koltuk tâliml yapmaktadır. İçişleri Bakanı Faruk Sükan: . Doğu Anadoluda eşkiyalık sona erecek. demijtl. Bu gidişle eşkiyalık sona ermez!. Ankarada kanunlara saygısi olmayanlar Doğu Anadoluda kanun saygısı yaratamazlar.. Bunda »üphemiz olmasın. Sonuç enel olarak kalkınma plânları ekonomik go'ısme polıtıkalarını ve te=bıt olunmuş hedeflere ulaşmak ıçın çeşıtlı alanlarda izlenecek vollan ve kullanılacak kaynakları kapsarlar. kantıtatif hesaplara ve tahmınlere elverişlı olmavan ve gehşmeden çok, değisme biçımınde ortaya çıkan konularda genel bazı ilkeler etrâfmda kalmması tercıh olunur. Bununla beraber, madem ki her ekonomik gelışmenın sosyal bır amacı olması esastır, ve çağımızın Devletı. refahı yaygm kılmakla gorevlidir, o halde kalkınma plânları da yalnız ekonomik hedefler etrafında kalmamalıdırlar. Böyle olduğu takdirde. temel felsefeden uzaklaşılmıs olur Amerikan basınında kriz tirajındaki artıs yüzde 20 ölçüsündcdir. Buna karMİık aynı süre içindeki nüfus artısı vüzde 40 kadardır. Amerika'da çıkan eazete sayısı 1750 dir ama bnnların çoğu 3040 bin tirajlı tasra gazeteleridir. Bunların da 500 den çoğu çeşitli tröstlere bağlıdır. Patronlara göre basındaki güçlütün gazeteci ve isçi ücretlerindeki artısla yazı işleri ve isçi kadrolarında tasfiye imkânsızlıklarıdır. Talnız New York Times'de çalışan personel sayısı beşbinin üstündedir. Gazeteye dısarıdan 250 kisi ücretle yazı yazmaktadır. Yazı isleri \e röportaj »ervislerinde de bin kisi çalısmaktadır. Amerikan basınında son beş vıl içinde üç hüyük grev olmns, bnniar da gazetelerin durumunn bir hayli sarsmıştır. New Tork Gazeteciler Srndikasının ele aldığı dilekler haftalık çalışma gününün dörde indirilmesi, ücretlere yüzde 20 >ım yapılması ve her on yıllık hizmetten sonra 3 6 avhk tatil hakkı'dır. durumu daha da dür. Rugün New sayıA merikan basınınınTork'ta çıkan eazete kötü«ı yedhe düsmüştür (2). Yirmi >ıl içinde basının G •• • T Fransız basınının güçlükleri ransa'da da gazetelerin durumu pek parlak degildir. 1946 da 15 milyon olan baskı toplamı son yıllarda 11 milyona düsmüştür. Avnı süre içinde çazetelerin sayısında da yarı yarıva bir azalma olmnstar (3). Paris cazeteleri tkinci Dün>a Savasından önceki önemlerini kavbetmislerdir. Bugün biçbir Paris gazetesi savastan önceki yıllarda çıkan ParisSoir'ın ikibnçnk milvonluk tirajına erişememlstir. Paris gazetelerinin savısı da 1946 dan bu vana 28 den 10 a inmistir (4). Son yıllarda Liberation gazetesinin alârm çanlan çalarak battıfını gördük. ParisPresseIntransigeant gazetesi FranceSoir'ın içinde eridi. Büvük masraflarla çıkan «24 Henres» gazetes! niflyonlan yuttoktan sonra kapanmak lornnda kaldı. Şimdi de sıra Combat'da. Paris basınının çöküntösfinde tasra eazetelerl yararlandılar. Simdi onlarda bir kıpırdanma var. Tasra şehirlerinde 500 600 bin tirajlı gazeteler çıkıvor. Ama onlar da küçükleri yutnyorlar, bir merkezlesmeye gidiliyor. F Kaliteli gazetelerin ~ durumu düzeliyor ~ % jiij • •a. Almaya, Italya ve îsveç'te merkezleşmeler • başlamıstır. Ayn politik eğilimdeki «azetelerin bile ticarî amaçlarla birlestikleri olmustur. Merkezlesme akımı yazar kadrolannda daraltmalara ve issizliğe yol açmaktadır. ttalya'da durum aynıdır. Gazete sayısı tkinci Dünya Savasından bu yana 130 dan 79 a düsmüştür. Ufak gazeteler ya başkaları ile birlesmek ya da yokolmak tehlikesi karsısındadırlar. Bn dnrum beş bin ttalyan gazetecisini düsündüren bir konu olmuştnr. Merkezlesme hastalıgı tsveç'i de sarmıstır. 1950 de 177 gazetenin çıktıgı bn ülkede bugün ancak 50 gazete çıkmaktadır. Bu gazetelerin çoâu da özel bir kanunla hükumetın kendilerine sağladığı ödeneklerle ayakta durabilmektedir. zetclerdir. Politik basının satışı azalmış ve düşünce gazetelerinin birçoğu kaybolmuştur. Fransız basınında duşunce gazetelerinin oranı 1946 da yüzde 80 iken bu oran yakın zamanlarda jüzde 25 c duşmüştur. Ama son yıllarda genel durumda bir değişiklik başgdstermiştlr: okuyucuda kaliteli gazetelere karsı bir eiilira başlamıstır. Radyoda haberlerin özetlni diııleyen, televizyonda olayların birkaç parça filmini goren okuyucu gazetede olaylann yorunranu, tepkilerini aramaktadır. Bunun en iyi ömeğini tngilterede görüyoruz. tngiliz basınında sekiz yıllık hir dönem içinde halk tipi gazetelerin tirajında yüzde 14 lük bir azalma olmasına karşılık kaliteli gazetelerin tirajı yuzde 2» olçüsünde artmıştrr. Fransada da Le Monde'un tirajında önemli bir yükselme görülmektedir. Ağır başlılığı ve zengin dış politika haberleriyle ün salan bu gazetenin baskısı son yıllarda 250 binden 320 bine jukselmiştir. B hepsl heyecanlı haber veren. kolay okunan, buyuk resimli. hüyuk başlıklı. Hurriyet tipinde ga atıda yüksek tirajlı gazetelerin hemen hemen Kanımızca sosyal görüşü yetersız ve daha çok lıberal bır göruşu, karma ekonomıve e£emen kılmaya çalışan Ikıncl Beş Yıllık Kalkınma Plânının Hedef ve Stratejisi vesıkasır.a dayanan yeni ıkıncı plânda, ıster ıstemez sosval muhteva ve hedef ler ıtıbarıyle zayıf kalmıştır Geniş ölçude iktısaden zayıf durumda olanların, işçilerın, küçuk toprak sahibi. esnaf ve zanaatkârın oylanna dayandığı halde bugünkü ;ktidar esas ıtıbariyle kapitalıst lıberal bır ekonomik anla%".sı benımsemekte ve savunmaktadır. Bu anlayıi içinde ekonomik ve sosva! ha yata mumkun <.lduÇu kadar az mudahale, temel politika olduğu na gore, tkinci Beş Yıllık Kalkınma Plânmda ılerı ve koklıi reformları öngoren ve bu yoldan gehr dağılımındaki derın.adalet sizliği giderecek bır sosyal p > Vlitikanın yer almasını ijtern#k mümkün degildir. Yeni plân iktidann kalkınma ve sosyal politika mantığına ve felsefesıne uygundur. YARİN A nın geliştigi görülmektedir. Alman Gazeteciler Birliği son aylarda tehlike^i haykırmağa lman basınında da bir merkezlesme akımı Bizdeki durum izde de duşunceyi ve politikayı ön plân a alan gazetelerin tirajındaki yukseklik okuyucunun kaliteli habcrc. joruma ve yazıya gelisen bir önem vermesindendir. Eğer liberal ülkelerde yürürlükte olan ekonomik kurallar bizde de yürurlukteyse gazete sayısını daraltan koşullann yann bizde de kendini göstennesi, düşünce ve haberleşme özgürlüklerini kısan bir takım merkezleşmelere, tasfiyelere gidilmesi beklenebilir. Bu, şimdiden önemle üzerinde durulacak blı tonudur. B İKİNCİ PLÂNIN FİNANSMANI Y azan : Doç. Dr. Kenan BULUTOGLU • • • •• • • ••••••»•••••••••«•••••••••••••nıııııım ••«••« TEŞEKKÜR Eşim Füruzan llbasan'.n 2 yıldan beri çekmekte olduğu rahatsızlığını çok kısa bır zamanda teşhis ve tedavi ederek sıhhate kavuşturan Cerrahpaşa Hastanesı Baş Hekimi Sayın ve kıymetlı yardımlarını esır gemeyen Sayın Dr. SELİM ÇAPA'ya candan teşekkürlerımi sunarım. N. Osman tLBASAN (Cumhuriyet : 7082) MEVLIT Sevgili «••< • ••I «••I «•«I Nüveyre Erozanın ölümünün 21 inci senesine tesadüf eden 17 Haziran Perşembe günü aziz ruhu için, ikindı namazından sonra Sultanahmet Yerebatan Camiınde mevlit okunacaktır. Kendısinı sevenlerin ve akrabalannın teşnfleri rica olunur. AtLESt (Cumhuriyet : 7U»1) BIR NESLÎN DRAMI Enıekli Kurmay Yarbay Hüsamettin Tuğaç'ın Çarlık Rusyasının içyüzünü anlatan ve sürükleyici serüvenlerle dolu olan bu kitabı büyük rağbet görmüştür. Kitapçüarda bulamayanlar, merkez satış yeri: BATEŞ de bulabilirler. Cumhuriyet 7065 Dr. Seyfi N. BASA'ya (1) The Times 280 bin The Guardıan 280 bin, The Daily Telegraph 1 336 bin. The Fınancıal Times 146 bin. Daily Mırror 5 milyon, Daily Express 4 milyon, Daılv Maıl 2 5 milyon, Sun 1,273 bin, DaıJy Sketch 8Ö0 bin. Mornıng Star 61 bin. (2) Daily News 2 mılvon, Wall Street Journal 900 bin, World Journal Tribune 900 bin, New York Times 600 bin. New York Post 300 bin, Long u yaııyı Beyrut'tan yazıyorum. Orada da Island Press 300 bin, Long Island Star Journal bambaska bir dnrum var. tstanbul kadar 90 bin. nüfusu olan Lübnan'da 40 gazete çıkıjor. Baskı(3) 1946 da Fransa'da 203 gazete çıkıyordu. lann toplamı 150 bin, yani bizim Cnmhuriyet'ten Bugun ıse 100 gazete çıkmaktadır. Istatistilçlere az. Her çesit söz söyleniyor Lübnan'da, her eği gore 1892 de Fransa'da çıkan gazete sayısı 414 tu. limde gazete çıkıyor. Ama bazı Lübnanlılar bun(4) FranceSoır 1.300 bin, Pansien Liber4 1 dan şikâyet ediyorlar. Çünkü dısarıdan yardım milyon. Fıgaro 500 bin. Aurore 450 bin, Le Mongören gazeteler varmış, küçük gazeteleri etkilede 320 bin, Paris Jour 250 bin, Humanıte 200 bin, mek kolav oluvormus. Büvük gazeteleri etkileLa Croıx 120 bin, Combat 40 bin, La Nation 13 mek güçtür gibi yanlış bir kanı var birçok kimbin. « • ••I • ••I • ••I • ••I ••• • •• • ••ı •••< • •P • •• ••« • •< • •a. ••• • •• • ••< • ••I • ••I Lübnan'lıların şikâyeti B T Ankara Belediye Başkanlığından 1 Mülkiyeü Belediyemize ait bulunan Çankaya Kavaklıdere'deki (Kuğulu) parkta mevcut Çay Bahçesi 2490 sayılı kanun gereğince 3 yıl müddetle ve kapalı zarf artırma suretiyle kiraya venlecektir. 2 İhale 28/6/1967 çarşamba günü saat 15.30 da Belediye binasında müteşekkil Encümen huzurunda yapılacaktır. 3 Çay bahçesinin 3 yıllık muhammen bedeli 21.600 lira olup muvakkat teminatı 1620 liradır. 4 İhaleye iştirak edeceklerin 2490 sayılı kanunun 2, 3 ve 4. maddelerin.de yazılı vasıflara haiz bulunmalan sartür. 5 Teklif mektuplarınm ihale saatinden bir saat evveline kadar Encümen Başkanlığina verilmesi şarttır. (Postada vuku bulacak gecikmeler nazara ahnmaz). 6 Bu işe ait şartname her gün mesaî saatleri içerisind* Emlâk ve İstimlâk Müdürlüğünde görülebilir. (Basın 17039 A. 6463/7058) İLkVEl TURİZM SAYISI BU HAFTAKİ BAŞYAZISI: BOŞVERİZM!.. Akbaba evinizin hu haftalık neş'esidir. Aylâlc Musa Türkiye Selüloz ve Kâğıi Fab. İşlalmesi Genel Müdürlüğünden: İ ZMİT Sap Saman Satın Alınacaktır ImaJâtımızda kullanılmak üzere baJjalı sap saman satın alınacaktır. Teklifler Trakya, Eskişehir ve Polatlı bölgeleri için 1000 tondan diğer bölgeler için 500 tondan az olmayacakür. Teklifler şartname ve mukavele tnsarısı esasları dahilinde muvakkat teminatla birlikte 30 Haziran cuma günü saat 12.00 ye kadar İşletmemizde bulundurulacaktır. Şartname, Izmit'te İşletmemizden veya İstanbul, Ankara Irtibat Bürolarımızdan bedelsiz temin edilebilir. Işletmemiz ihaleyi yapıp yapmamakta veya diledijpne vermekte serbest olacakür. (Basuı 17568/7072) Nimbüs Niğde Çimento Fabrikası Müdürlüğünden 1 Fabrikamızdan Temmuz başından Ekim sonuna kadar Ankara'ya takriben 10.000 ton çimento nakli kapalı zarf usulii ile ihale edilecektir. 2 Bu işe ait çartname fabrikamızdan ve Türkiye Çimento Sanayii Genel Müdürlüğünden temin edilebilir. 3 İhaleye iştirak edeceklerin tekliflerini en geç 24/6/1967 cumartesi günü saat 12.00 ve kadar Fabrikamız Muhaberat Servisinde bulunacak şekilde vermeleri veya posta ile göndermeleri gerekmektedir. Postada vâki gecikmeler nazarı dikkate ahnmaz. 4 Fabrikamız 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta kısmen veva tamamen diledigine yapmakta serbesttir. Teklif sahibl bu yüzden bir zarar v ziyan ve hak talebinde bulunamaz, (Basın 17599/7071) Fabrika Müdürü alınacak tşletme fktMadl ümlne vakıf Maklne 7frksek Mühendisl fabrlka müdürü olarak almacaktır. tsteklılerın aşağıdaki adrese müracaatlan ılca olunur. Günterm In Sanayi ve Ticaret Ltd. ŞH. 5 t?Çj Slgortalan Han 37/A Findıkb TU: 49 93 19 44 68 99 Ilâncıhk: 841/7M
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle