Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 8 Mayıs 1967 SAHİFEÜÇ Eyüp Han: "Başka kaynaktan da silâh alırız,, Pakistan Dışlşleri Bakanı Moskova'da Atina NATO'daki Danimarka delegesini protesfo etti ATİNA, (a.a. AP) NATO' daki Danimarka delegesinin «Yunanistan'da demokrasinin, özgürlüklerin ve anayasa haklarının çiğnenmesini» kınayan dilekçesi ile ilgili olarak Yunan ihtilâl hükumeti akşam bir bıldiri yayınlamış ve «Danimarka'nın NATO aracılığıyla Yunanistan'ın içişlerine kanşmak teşebbüsü, kötü ve kabnl edilemiyecek bir davranıstır» demiştir. Atina ihtilâl hükumeti, Danimarka'nın dilekçesinin NATO'da tartışılmamasmı önemli bir diplomatik başarı saymakta ve şöyle devam etmektedir : «Ulusal hükumet bfitfln ülkelerle dostça ilişkiler kurulmasını istemektedir, fakat bu, Ulusal Hükümetin, bir ülkenin, ne kadar dost olnrsa ve ne şekilde oInrsa olsun Yunanistan'ın içislelerine kanşmasını kabnl edeceği anlamına gelmez.» «Danimarka'nın bu davramsı, hele bn davranış NATO üyesi bir devlet tarafından aynı teşkilâtın üyesi baska bir devlete karsı nygulanıyorsa iki ülke arasındaki dostluğun ilerlemesine yanyamaz.» LONDRA L'luslararası Sosyalist Hareketi «Sosyalist Enternasyonal» ın organı, Tunanistandaki siyasi tutnklulann tahliyesini sağlamak için çalışmalara başlıyacak bir komisyonun kurulduğunn ve mensuplarının Yunanistana gideceğini açıklamıştır. Açıklama, Sosyalist Enternasyonal Bürosunun bu konuyla ilgili olarak tertiplediği iki günlük toplantı sonunda yapılmıştır. Toplantıya, eski Avusturya Başbakan Yardımcısı Dr. Bruno Pittermann riyaset etmiştir. hadiseler araBisda nm Panoraması Mehmet Barlas Şimdi de Almanya'ya.. aşbakan Süleyman Demirel'in Almanya seyahatinın başlaması arefesindeki hava, açıkçası gerçeğin ötesindeki bir olumluluğu taşımaktadır. Gerek Şansölye Kiesinger'in, gerekse Dışişleri Bakanı Brandt'ın demeçlerinden çıkan ana nokta, «Türkiye ile Batı Almanya'nm her konuda aynı görüşe sahip olduğu» hususunu belirtiyor. Muhakkak olan şey, NATOIu bu iki müttefikin genel dünya sorunlanna aynı paralelden baktıklarıdır. Ancak, gene muhakkak olan şey. NATO içinde bile, bazı dünya sorunlanna karşı değişik tutumların var olduğudur. Halk Partisine ne oldu? 2 B Güney Afrika'lı Abraham Laing, siyahi bir kadınla evlenmiş ve yukarıda görülen kızı dünyaya felmiştir. 11 yaşındaki Sandra'yı bir Güney Alrika mahkemesi «siyah» olarak niteleyince baba kızm aynlmalan için baskılar başladı. Çünkü bo ülkenin kanunlan, siyahların, beyazlara ait semtlerde oturmalarını >asaklar: yegane çare de kızı «hizmetçi» olarak göstermektir ki, Sandra bu durumda da, evinin içinde değü, ayrı bir bölttmde yaşayabilecektir. SAVCI GARRİSON İDDİA EDİYOR : "Oswald, CİA ile çalışıyordu!..,, N NEW ORLEANS <a.a.) ew Orleans Savcısı Jim Garrison, Merkezî Istihbarat Teşkilâtı, (CİA) nı, Waıren Komisyonundan sakladığı Oswald'a ait bir resmi açıklamaya çağırmıştır. Başkan Kennedy'nin 1963'te katli olayıyla ilgiü sorusturmayı yürütmekte olan Garrison, CİA'nın VVarren Komisyonuna «Sahte bir fotoğraf» vermiş olduğunu söylemiştir. New Orleans «State ttem» gazetesi bir yazısında Savcı Garrison'ın. Oswald'ın 963'de Kew Orleans'dayken CİA ile gayet açık ilışkısi olduğunu ve «Kubs Komitesi» ıçin çalışır görünürken, aslında CİA hesabına komunıst aleyhtarı bir faaliyet yuruttüğünu ispata çslıştığım bildirmişti. Garrison, Warren Komisyonunun «CİA» den, 1963'de Oswald bir Kubaiı arkadaşıyla birlikte Mexico City'deki Küba büyükelçilığınden çıkarken çektıği resmmi istediğini, fakat CİA nın bunun yerine komsyona, «Ne Lee Harvey Osicald, n e de arkadaşı olan» saçları dikülmeye başlamış, orta yaşh bir adamın resmini verdığini söylemektedir. Garrison «özlerine cevamla, Oswald ile arkadaşına *Jt resmin saklanarak komisyona bunun yerine sahte bir resim verilmesinin sebebi gayet sçıktır. 1963 yazında Oswald veya •rkadaşı, yahut ikisi birden CtA'nın hesabına çalışmaktaydıiar» demıştir. Garrison, Warren Komisyonu raporu, belge 237, bölüm XVI'da yer alan resimde görülen adamın «teşhis edilemeyen bir şahıs olarak kayıtlara geçtiğini» soylemıştır. New Orleans State l*em gaAileniz kaç kişi olursa olsun, ihtiyacınıza en iyi zetesi, Garrıson'un soruşturmasinın New Orleans'daki bir bina şekilde cevap verecek buzdolabını ARÇELİK üzerine toplandığını, bu binada iki komünist aleyhtarı teşküâtm çeşitleri arasında bulacaksınız. En üstün kaliteyi, faaliyette olduğunu. Oswald'ın en uygun fiatı, gerçek garantiyi, memleket sathına da «Küba dostlan» broşürlerini . burada bastığını belirtmektedir. yayılmış en koraple servis teşkilâtını ve daima bol State Item gazetesinin yazısı hakkında görüşü sorulan CİA, yedek parçayı yalnız ARÇELlK sizlere sunmaktadır. gazetecilere Warren Komisyonunu raporunu hatırlatmakla yetinmiştir. Raporda CİA, Osvvald ile hiç bir Uişkisi olmadığını öne sürmektedir. Savcı Garrıson. CİA'nın Warsss ren Komisyonu raporunda yer alan ıfadesine güvenilemıyeceğini söylemiştir. DIŞ HABERLER SERVİSİ KAHİRE Pakistan Reisicumhuru Eyüp Han, Günevdoğu Asya Teşkilâtı AndJaşması (SEATO) fiyeliğinin Pakistanı «herhangi bir kaynaktan» silâh almaktan menedemiyeceğini söylemiştir. Kahire'de yayınlanan El Cumhunye gazetesinde Pazar günü çıkan bir demecinde Eyüp Han, 8. Amerıka'nın Pakistan ve Hındistan'a gönderdığı yardımların yalnızca Pakistan'ın zararına olduğunu bildirmiştir. Eyup Han: «Hindistan, Sovyetler Birliginden ve îngiltere'den, birden faz la kaynaktan silâh almaktadır. Şimdi de atom silâhlarından ve nülkeer yarısmaya girmekten bahsetmektedir. Hindistan'ın bilhassa savunma harcamalannı 300 railyon rupi'den 920 milyon rnpi'ye çıkarmasından sonra, hiç bir sey yapmaksızın durabilir miyiz?» demiştir. Pakistanlı lider, Hindistan'ın harp gücünü Kızıl Çin'e karşı değıl, Pakistan'a karşı arttırdığına ınandığını belirtmiştir. MOSKOVATA GtTTl KARAŞİ Pakistan Dısişlerl Bakanı Şerifiiddin Pirzade, Sovyet liderleriyle altı gün sürecek görü* mclcrde bulunmak üzere dün Moskova'ya hareket etmiştir. Görüşmelerde Amerikanın Pakistana askeri yardımı durdurma kararı karşısmda Pakistanın savun ma ihtiyaçlarının da söz konusu ola cağı sanılmaktadır. Pakistanın hali hazırda elinde Sovyet yapısı askeri teçhizat yoktur. Bunların başında, nükleer sılâhsızlanma meselesi gelmektedir. Cenevre'deki silâhsızlanma konferansında, Amerika ile Sovyetler Birliği'nin. «Nükleer silâhı olmayan ülkelerin bn yolda çalışmamaları» prensibinde anlaştıklan biliniyor. Almanya ıse, bu prensibe tümüyle birden karşı olduğunu kesinlikle açıklamıştır. Türkiye'nin nükleer silâhı ve buna sahip olmak yolunda askerî bir çalışması olduğu duyulmamıştır. Bn arada Amerikan görüsünün Türkiye tarafından desteklenmediğine dair hiç bir beyan, dışişlerimiz tarafından vapılmamıştır. Görülüyor kı. Bonn Ankara zirve temaslannda, eğer «nükleer silâhsızlanma» konusu yer alırsa, bazı noktalarda görüş ayrılıklarının çıkması beklenebilecektir. Diğer bir konu da Kıbns'tır. Willy Brandt'ın Anadolu Ajansına verdiğı bir demece göre, Bonn «bn meselenin karsılıklı anlayış içinde çözümüne taraftardır.» Karsılıklı anlayış kavramı, bilindiği gibi Türkiye ıçin «anlaşmalann yürürlükte olması», Yunanistan ıçınse «Enosis» anlamına gelmektedir. Üç yıl önceki buhran sırasında. Bonn'un gerek Ankara, gerek Atina'ya vaptığı askerî yardımı kestiği hâlâ akıllardadır. Ikili görüşmelerde eğer Kıbns konusu ele alınırsa, Bonn'un hangi «anlayışı» tutacağının da açıkça belirtilmesi herhalde gerekmektedir. Bonn'un baş meselesi olan, Almanya'nm birleşmesı sorunun da. Türk görüşü açıktır ve Bonn desteklenmektedir. Kiesinger hükumetinın, Doğuyla temas kurma politikası ıse, Ankara tarafından aynı şekilde vürütülmektedir. Demirel'in eğileceği konulardan en fazla ilgi çekeni. oradaki Türk ışçileridir. Bonn Büyük elçimiz Gökmen'in son açıklama sı bu konuvu şöyle belirtiyor: «tstatistiklerden anlasıldıfına göre. 1960 yılında Almanya'da Z bin 49S işçimiz vardı. Bu rakam bir vıl sonra 1962'de 18 bini, 1963 de 38 bini. 1964'de 80 bini. 1965'te 132 bini buldu. 1966 yılının Eylul ayında ise iş;i savımız 161 bin 600 olnıustur. tssizlik krizi Eylul ayında ise işçi savımız 161 bin 5O0'e indi. Çalısan işçilerimizin dışında 5 bin isçimiz de bâlen Almanya'da işsizlik sigortasından faydalanmaktadırji Demirel bu seyahatınde. 136 bin Türk'le herhalde görüşecek ve dertlerini tesbit edecektir. Zayıf bir muhalefeti arkasında bırakarak rahat bir volculnğa çıkan Demirel'in, Almanya temaslanndan olafanüstü şeyierin beklenemiyecefi söylenebilir. Kıbns eğilimlerinin yeteri derecede aksedemiyeceği endişesini ortaya koymuş bulnnuyor... Fransa'da Le Mond'un ve France Soir'ın; îngiltere'de The Times, Guardian ve Sun'ın malî güçlükleri başladığı sırada, New York'un üç gazetesi, zorlukları «birleşme» yolnyla gidermeye karar vennişlerdi. Bn üç gazete (The World Telegram and Sun, The Journal American, The Herald Trıbune), sekiz ay önce «The World Journal Tribune» adıyla yeni bir gazetede birleştiler. Son gelen haberlere göre, 700 bin tiraj sağlayan «The World Jonrnal Tribune» gazetesinin sahipleri, ayda 700 bin dolar zarar etmeye dayanamamış ve 8 aylık gazeteyi kapatmıslardır. 2.500 basın isçisinin açıkta kalmasından başka, pek çok seçkin yazarın (Lippman, Buchvvald, v.s.) seslerinin kesilmesine de yol açan bn kapatmanın sebepleri malumdur: Reklâm ve tirajın, televizyon rekabetine dayanamaması, ayrıca sendikalann astronomik rakamlara varan zam talepleri . Türk basınında da, sağlam bir zeminin yayın organlanna emin bir istikbal vaadettifi rahatça sövlenemez.. Dileriz ki, Ingiltere'de olduğu gibi, basınla ilgili bir malî gelecek çalışması bizde de yapılsın ve bu son Amerikan örneğinden de faydalanılsın... Kamu oyunun sesini duyurması ve demokrasinin sağlamlaşması yönünden konunnn önemi büyüktür. K değer herkesçe bilinir. Işte bn temsilcinin, gerek Amerika'da, gerekse Batı Dünyasının tümünde geçirdiği bnhran, şimdi kamu oyn amu oyunun temsilcisi olan basına, özellikle Amerika'da verilen 700 bin tirojla kapandı İşçiler en zannederim înönü ve bazı pek eskl Halk Partüilerden sonra gelen yaşlı ve kıdemll Halk Partililerden Uiriyim. Par ti «Cnmhuriyet Halk Partisi» adiyle 10 Kasım 1924 de faalivete geçmiştir. Ondan evvel Müdafaai Hukuk Cemiyetl ve Halk Partisi karışımı bir tesekkül ıdi. Ben 1927 Kasım ayında eırdim. înönü hariç, dlğer parti idarecilerinden hiç birinin benim kadar eski ve hele jenim kadar bu partinin çilesuıi çekmiş olacağını zannetmem. Halk Partisinden hiç bir şey iitemedim. Ve Halk Partisinden bana bir şey vermedi diye de aslâ şekvacı değilim. Çünkü partiler insanlara değil, insanİ3r partilere yardım ve hizmet ederler. Ben gençliğimde oir çok ihtilâl hareketlerine karıştım. Sanm asrı geçen bn tecrübelerden sonra partideki rolümün sadeca toplayıcı ve bağdaştıncı olması lâzım geldiğine manıyorum. Son 10 15 senelik faaliyetim bn kabilden olmustur. Son Halk Partisi ihtilâfında da oöyle vapmak istedim. Ancak ben taal deiilim ve olmak da istemem. Halk Par tisindeki yegâne rolüm Kaybe. dilecek seçimlerde lıste doldurmaktan yani dümdar «avaşiarında fedailik etmekten ıleri gıdememiştir. Bunu bilen Partiraiı de nispî seçim sistemi eelip de muayyen kimselerin mutlak seçilmeieri emniyeti »aftlandıktan sonra bana hizmet enlif etmemişlerdir. Ben de i&tememisimdir. (Belediye azalığı mustesna. Onda biraz da kıdemimiz rol oynamıştır). Son seçimlerde kaynettik. Ben Halk Partisi kontenjanını, tahminde yüzde yanm hata İle isabet ettim. 135 mebusluk tahmin ettim. 134 çıktı. Lâkin AP. nin mutlak ekseriyet alacağını asla tahmin cdemedim (Ken dileri de tahmin etmemişlerdi). Ve 1965 seçimlerinden *onra hiç bir parti mutlak ve rahat bir ekseriyet sağlayamıyacağı kanaatiyle koalisyona ha/ırlamyordn. tnönü buna hazırdı. Ve bunun için ancak foprak reformu, Petrol dâvası ve plân olmak üzere 3 şarttan başka şartı clmadığını ve hiç bir şahıs ihtilâfı çıkarmiyacafını bana söylemişti. Halk Partisi seçime partinin sol kanadınuı tesiri altmda girdi. Daha doğrusu bu kanat seçimlerden evvel ParH MecUsinde ve «Lider. nezdinde daha tesirli oldu. Parti bu hava içinde seçime girdi. Seçim önü yer yer konuşmalarda Halk Partisi şuur ve şiarına uymıyan sözler söylendl. Teşkilât ürktü. Ikazlar oldu. Biz de yaptık; ama sonunda Halk Partisinm «Sol> dan seçime gireceğini öğrcndik. Şimdi iyi mi oldu, fena mı oldu? Bunun münakaşası yapıldı. Ne var kl teşkilâtın ve Halk Partisi mensup larınuı büyük bir kısmı Halk Partisinin umduğu oyu toplayamamasının sebebinl bu «Sol» açılışta buldular. Ben sol açılısm Halk Partisinin esas üyelerine değil de sempatizan ve taraftarlann oylarına tesiri olduğu ve Halk Partisi ekseriyet kazanamasın diye de bir kısım seçmenlerin AP ye oy verdikleri kanısındayım. Böylece AP kimsenin ummadığı bir mutlak ekseriyetle ikUdara geldi.. Tabiî her zaman olduğu gibi seçimi kaybermcnin sebepleri aranırken Parti Meclisinin seçime «Ortanın solu sloganiyle girmiş olmasını ileri sürdüler. Bu iş münakaşa edilecek yerde Parti sol kanadı, bunun Parti için bir zaruret olduğundan tutturarak yer yer Ortanın solunu partililere anlatmaya başladı.. Bu anlatma hâlâ kurultaylarda beyannan.. ve bildirilerde devam etmektedir. Ve bir seçim başarısızlığmm mfl nakasası Halk Partisuıi bence vakitsiz bir çatlamaya götürdü. Ortanın solu dâvası solculuk korku ve kuşkularını belki isnatlannı takip etti. Parti organı ve Parti Meclisi bu dâvanın Akademik bir şekilde halli yolunu maalesef tutamadı. tş döndü dolaştı, şahıslar arasında bir mücadele şek lini aldı. Bizde politikayı ve partileri şahıslardan ve şahıs politikasından kurtarmak kaabil olamıyor. Olamadı ve bu çocuk vakitsiz olarak ağır bir ameliyattan sonra doğdu. Ama bunun doğması mukadderdi, ancak Halk Partisi daha bir müddet, hiç değilse İnönünün liderliği altmda kütle partisi şek|ini muhafaza ederdi ve etmeliydi. Içeriden dışandan bu çatlama tahrik edildi. Bizim gibi eski partililer buııdan mustarip olduk; ama olan oldu. Şimdi kimseyi tnuahaze etmekte fayda yok. Halk Partisinden aynlanlarla kalanlar arasında siyasî yclpazede bir mevki farkı vardır. Bunlar bir Merkez Partisi kurmak istiyorlar. Kalanlar ise Halk Partisini Merkezin solunda bir yere oturtuyorlar.. Ortanın solunda Sosya list olmıyan bir parti tasavvur edilemiyeceğine göre bugıın olmasa bile yarın Halk Partisi bir ılımlı Sosyalist parti olacaktır. Böylece Halk Partisinin sol kanadı son duruma sert bir şekilde hâkun olmuştur. Halk Partisinden ayrılanlar ise Ortacılardır. Bunlar ne yaparlar?. Zaman gösterir.. Şimdi bir Halk Partili sıfatiyle bütün bunlara bakıp: Oh iyi oldu!. demek bence abestir. Halk Partisi lönetimi maalesef daima olduğu gibi bn seferki tahminlerinde yanılmış ve kendinden yalnız 8'Ierin çıkacağını umarken büyücek bir parçanın kopmasım görerek elbette sarsılmıştır. Geleceğin ne olacağmı bir sürprizler diyan olan Türkiyede kimse kestiremez. Ne var ki ciddî bir muhalefet partisi ikiye bölünmüştur. Bundan AP.'nin memnun olacağmı ummak mümkündür; fakat faydalanacağını sanmak hatadır. Ciddi bir muhalefetsiz iktidarlar daima tehlikeli oyunlara müsait doruma düjerler. B. FELEK Her Türk yuvasının ihtiyacına göre düşünülmüş en zenain buzdolabı çeşidi Mevludn Şerif Anl olarak a ramızdan ayrılarak bizleri son suz ızdıraD ve elemlere ^arkeden melek haslet evlâdımız biricik kardeşim. canı mız, hayatımız çok sevgili kıy metli (NESBİNİMİZİN) ellm kaybının sekizlnci senesl munasebetiyle 9/5/1967 Salı gunü Kadıköy Osrnanağa camiinde ikindi namazını müteakıp aziz ruhuna ithafen okunacak Mevlidi Şerife kendisini seven muhterem dost. akraba ve arzu ederüerin teşrifleri rica olunur. Annesl: Behlre HUdaioğlu Kardeşi: Zerrin Hüdaioğlu Babası Av. Hayrullalı Hüdaioğlu Cumhurlyet 5133 TFŞEKKÜR Başanlı bir operasyon ile babam Osman Kıraç'ın ıstırablarını dindiren Göğüs Hastaliklan Çamlıca Askerî Hastahanesi Operatörü civanmert e büyük Dr. Yb. başta olmak üzere Op. Dr. Erol Işın, Anestezist Dr. Bnb. Orhan llker ile değerli Başhekim Doç Dr. Alb. Zeki Türker ve Ameüyathâne Hemşiresı Bayan Neclâ Savaşçı, Narkozitör Astsb. Samettin Sezgin'e şükranlannu sunarım. Dz. Lv. Alb. M. KIRAÇ Cumhuriyet 5136 ZÜLFÜKÂR AYTUĞ A.B.D. uçakları Kuzey Vielnam'da yoları tahrip etti K SAYGON, (a.a.) nzev Vietnam'm Güney kesimlerine akın vapaa Amerikan uçakları, karayallarıyle bn yollar üzerinde rasladıklan fconvoylara büyük ölçüde zarar vermislerdir. Sesten hızlı «Phantom» jet uçakları, Tayland'daki üslerinden havalanmışlar ve Kuzey Vıetnam'ın güneyindeki bir numaralı sahil yolu üzerındeki kamyon kervanlarına hücum etmişlerdir. Phantom'ların bombardımanı ve top ateşi sonunda kerranlarda ikinci patlamalüT kaydedılmıştir. Güneye sızmada kullanıldığı söylenen «MuGia» geçitinin 12 Km. kuzeyinde ise Phantom'lar büyük bir petrol yangıaı çıkarmışlar ve ikinci patlamalar kaydetmişlerdir. HAVA Amerikan hava ve denız kuvvetlerıne mensup uçaklar, hava şartları elverışli olmadığından Kızıl Nehır deltasındaki sanayı merkezlerine çıkış yapamamışlar, koprulerı, kıyı taşıtîarını ve Vınh ile Thanh Hoa limanları yakmındaki demir yoüs.rını bombalamakla yetinmişlerd^r. CAMBRtDGE, (a.a.) Bu yılki Pulitzer bıyografi ödiilünü kazanan Justin Kaplan, ödül olarak kendisine verilen 50.000 dolârı, Amerikanın Vietnaın siyasetini protesto amacıyla, «Amerikan Dostlan Komitesi» ne baŞışlamıştır. 41 yaşındakı yazara Pulitzer ödülü, «Mr. Celemens ınd Mark Twain» adh eseri için verılmiştir. Bürolar, muayenehaneler, yazlığa gidenler, bekârlar için en uygun dolap tki kişilik aileler, yerleri dar olanlar için çok pratik bir dolap 3 Kişilik aileler, eczaneler için çok kullanışlı ideal bir dolap 45 Kişilik aileler tarafmdan bilhassa tercih edilmekte olan dolap Kalabalık aileler, lokantalar, pastaneler, bakkallar için ihtiyaca tam cevap veren büyük bir dolap üstelik: TEŞEKKÜR HER HAFTA LİRA İKRAMİYE 20 HAFTADA 50.000 1 MİLYON LİRA İKRAMİYE HER HAFTA ŞANSINIZI DENEME İMKÂNI bütün ihtijraçlara cevap veren 5 Arçelik modelit Geçirdiğün taşlı kolislstit ve apandisit krizlerinde her turlu yardımını esirgemiyen Jnymetli doktorumuz Haydarpaşa Nümune Hastahanesi klınık şeflerinden Fettah Demirhan'a, hastalığın teshisinde kıvmetli vardım ve alâkasını esirgeroeyen aynı hastahanenin 2 nci dahiliye semsi şefi saym Dr. ASIM İSTANBULLU, sayın Dr. Rasim Gulturk. Dr. Ahmet Kefik Eren'e her iki ameliyatımı da son derece büyuk hazakatle yapan ve kısa zamanda beni şifaya kavuşturan 1 inci ha riciye kJinik şefl çok kıymetll operatör HÜSNÜ İSMET ÖZTÜRK'e, ameliyatımda ve ameliyat sonrası kıymetli alâka ve yardımlarını gördüğüm operatör Dr. İsmail Uiuman, Dr. Kemal Özbıyık, Dr. Soydan Kazlıca, Dr. Gülsün'e âlenen teşekkürü borç bilirim. ALTINTA5 4,5 ayak 6,5 ayak 8 ayak AYDA 10,2 ayak 12,5 aya£ AYDA Cumhuriyet 5131 95 1155118512101235 SMBE1İNİZİI «UIIUI s 1.450 LİRA BAŞSAGUGI Arapgirimizln güzide evlâdı, kıymetll hemşehrimiz, sayın İSMAtL AKGÜN'un muhterem valideleri. merhume peşın 2.210 LİRA peşın 2.630 LİRA peşın 3.O5O LİRA peşın 3.420 LİRA peşın FATMA AKGÜN Hanımefendinin vefatı haberini teessürle öğrenmis bulunuyonız. Cenabı Allahtan merhumeye magfiret, kederli ailesi efradına bassağlığı dileriz. ARAFGİR KÜLTÜR DEBNEĞİ İdare Heyeti Cumhuıiyet 5142