20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 Mayıs 1967 SAHİFE BEŞ İtfaiye otosu yangına YURTTA HAYAT BAŞKADIR, Oya'nın giderken kaakili kaza olclu ilk defa Müjde: Batılılaşıyoruz Hepsinin kendi ne önceki gece Röportn): Ş ü k r a n SONER atılılaşmakta dev adımlarla ilerlediğimize dair süphesi olanlara bir müjde verelim : Avrupa'da kurulan Beynelmilel Arkadaşlık Kulübünün bir şubesi de Istanbul'da açıldı. Üyelığe lâyık buldukları mümtaz şahsiyetlere gönderdikleri sirkülerden bazı pasajlan sizlere aynen sunuyoruz : «Beynelmilel ahlâk yasalarına uymayı taahhüt eden kulübümüzün ablâk dışı mektuplaşmalardan dolayı sorumln olmıyacagını ve raesuliyeti fail Uyeye yükliyeceğine dair önemli ikazına katıldığımı taahhüd ederim. Imza: kurucusunun adı.» Bunun altına sız de imzanızı attmız mı kulübün en şerefli üyelerinden biri olarak dunyanm ne tarafından isterseniz size gösterılen fotoğraflardan birini seçerek derhal mektupdaşhğa başlayabilirsiniz. Hele hele bekârsanız bu mektuplaşma mesut bir c on'la da bitebilir. Ancak bu husnsun da arzu edildiği takdirde kulüp tarafından gizli tutulacağına dair söz verilmektedir. B Silivrikapı Caddesınde çıkan yangını sondurmege gıden Fatıh İtfaiye grupundan Hasan Çırpan yonetımındeki 34 AF 624 plâkalı itfaıye arabası ile Alâaddın Cantürk yönetimindeki 34 AL • 833 plâkalı otomobil, Vatan Caddesinde çarpışmışlardır. Kaza sonunda; 55 yaşındaki Sabriye Saraç ağır, Müşerref Yılmaz ile Sabriye'nin kızı Nuriye hafif yaralanmışlardır. Olay sebebiyle geç kalan itfaıye, bir meyhaneden çıkan yangını, güçlükle bastırabitaiiştir. yemek yedi Sultanahmet Cezaevının tek kışılık hücrelerinden birinde devamlı kontrol altında bulundurulan Oya Olcay'm kaatili Ömer Güler, ılk defa önceki gece kendisine gotürulen yemeği yemıştır. Kaatıl, sıhhati hakkındaki gardiyanların sorularını cevapsız bırakmış, hiç konuşmamıstır. Lınç edılmesmden korkulduğundan şımdılik genel koğuşlara konulamayan Ömer Güler'in hucreye alınması konusunda dün bir cezaevi yetkilisi, «Biz kaatili, hücreye almakla, cezaevi içinde vuknu muhtemel olayları önledik. Dısarda olduğu gibi, j içerde de bir infiâl var. Bunun "j >atışmasını bekliyoruz» demiş %: tır. 3 KATLI BtNA YANDI Yine dun, Üsküdar Şemsipaşa Caddesınde îsmet Özturkmen'e ait üç katlı ahşap evden çıkan yangın, binanın tamamen yanmasına sebep olmuştur. göre bir aşk hikâyesi vardı... Akıl Hastanesinden kaçan sanık tutuldu Mıliî Eğitim Bakanlığının 28 inci Devlet Resim ve Heykel Sergisiııde Devlet Reisi Cevdet Sunay, Lerzan Bengisu'nun bakırdan yapılan bir heykelini uzun uzun tetkik etti ve ne ifade ettiğini sordu; hattâ nasıl yapıldığını öğrendi. Yıllardır ağaçları oyarak tiirlü şekillera sokan Lerzan Bengisu gimdi bakırı yuğurmayı tercih ediyor. Avrupa müzelerine de eser satan sanatçının en büyük hayranı. da eşi göz doktoru Prof. Nacı Bengisu'dur. Ankara'da Prof. Moore için jiibile yapılacak nkaralılar önümüıdeki giinlerde bir jübile yapmağa hazırlanıyorlar. Ancak bu bir sanat jübilesi değil, ilim jübilesidir. Jübilenin kahramanı 1907 de Türkiye'ye gelip uzun yıllar Robert Kolej'de hocalık etmiş ve bu arada Türkiye'ye ait kimsede bulunmayan değerli eserleri kütüphanesinde toplamıştır. Prof. Moore, eşı Amerika'da yaşadığı halde bır türlü memleketine donememektedir; çünku onun tek arzusu kütüphanesini satın alacak bir Amerikan üniversitesiyle anlaşmaktır. Turkiye'yi Amerika'ya tanıtma çabaları yanısıra konferanslar da verecek olan Prof. Moore, Ankara'da hemen her davete çağırılır ve yaşına hurmeten gosterılen aşırı nezakete sinırlenır. Meselâ herhangi bir davetli profesorü arabasıyle evine bırakıp bırakamıyacağını teklif ederse derhal bfkeli bır tepkiyle karşılaşacak ve şu cevabı alacaktıt: «Ben nenüz kendi yolumu bulacak kadar aklıbaşındayım.» Profesörün aksilenmesini bile sempatiyle karşılayan dostları şimdi onun için tertipliyecekleri «jübile» ile inşallah onu büsbütün kızdırmazlar. Bir suçtan sanık olarak cezaevıne konulan ve daha sonra Bakırköy Akıl Hastanesinde müşahede altındayken kaçan Mustafa Kaya Tekinsel, dün Sirkecı'de yakalanmıştır. Onbeş gündenberi hastane kaçaModa Caddesı Şaır Nefi Sokak ğı olarak aranan sanık, öğleden 37/2 sayıda oturan Ingıliz uyruklu sonra Sirkeci Garı önünde annesiyJohn Charles Johnson, yatak odale buluşup Gar Lokantasına gelirsında olü bulunmuştur. ken, polısler tarafından ele geçiElektrık kordonu ile kendisini rilmis, muhafaza altmda, tekrar tavana asarak hayatma son verdiBakırkoy Akıl Hastanesıne gon ğı bıldırılen Johnson'un, son günderilmiştir lerde sınır krızi geçirdiğı öğrenilmıştır. 55 yaşındaki İngılizin, Pepsi Cola fabrikalarında görevli olduğu 21 Mavıs Sefer 11 anlaşılmıştır. Istanbulda kimsesi bulunmadığmdan Johnson'un cesedı, tngıliz Konsolosluğuna teslim edilmiştır. Bir ingiliz intihar etti V. J 4.36 12.10|16.08|19.25 21.19J 2.32 9 121 4 46| 8.44|12 00| 1.54| 7 09 stanbul'da «Hayaletten en çok korkan kimdir?» diye bir anket açılsa listenin başına herhalde kadınlardan aktris Âdile Nasit, erkekierden ise Turgay Şeren gelecektir. Her Ikisine dair son günlerde anlstılan iki olayı size de nakletmeden geçemiyecegiz. Âdile Naşıt rol arkadaşı Ga İki Istanbullu ve hayalet \ zanfer özcsn tarafından o kadar sık korkutulmuş kı, bir gece de kendisi hayalet olup mısılleme yapmağa karar venniş. Uzun hazırlıklardan sonra sanldığı beyaz çarsafla usulcacık Gazanfer Özcan'ın birlikte kaldıkları oteldeki odasına doğru yürümeğe başlamış. Fakat aksilik bu ya... o gece Gazanfer Bey de Âdile Hanımı korkutmak üzere meşhur kılığına girip karanlıklarda onun odasına doğru ilerlıyormuş. Tıyatro ekibi o akşam duyduğu canhıraş seslerle odalarından fırlayınca Âdile Naşit'in butun vucuduna dolaşan çarşafl nasıl parçalayıp odasına ko^fcUÖ»nu anlata anlata bitiremiyorlSr? TTJRGAY Turgay Şeren'e gelince... Bu kalelerin aslanına hayaletten bahsedilince beti benzi atarmış. Arkadaslan da sık sık bu zaafından istifade edıp türlü muziplıkler yapar ve her seferinde Turgay Şeren'e aynı korkulu dakikaları geçirtirlermiş. Son olaylardan birıni hâlâ unutmayan kaleci, «Ben de siıi bir hafta uyutmayacağım, intikamım kanlı olacak» diyormuş. Olay şu: Bir akşam Şeren yatağında uzanmış dinlenirken penceresinin önunden yavaş yavaş gö'ğe doğru uçan bir hayaletle karşılaşmış. Neden sonra teskin olup uzun uzun inceleyince, bu azizliğın yapıhş şekline kendi bile hayran kalmış. Deneyeceklere tarıfıni verelim: Beş adet çocuk balonunun etrafına sanlan çarşaf müthiş kaleciye unutamıyacağı kadar müthis dakikalar geçirtmeğe kâfi gelmıs. A E. 1 Haydarpaşa Lisesi Pilâv günü bugün Haydarpaşa Lisesı'nın gelenekjel pılâv gunu, bugun saat 10'dan itıbaren kutlanacaktır. Haydarpaşa Lisesi Müdürü Ha lıl Tekınalp"ın verdiği bılgiye gore, bu yıla rastlayan 32'nci pılâv günunde lısenin verdiği mezunların sayısı, 15 bine varmıştır. TESEKKUR İstanbul tl Genel Meclisi eski başkan vekillerinden, merhum Yurdun kspılannın kapanma saati kantinin en canh ve en kalabalık zamamydı.. sık sık kahkaha sesleri geliyordu.. derece sade görunüşlü genç kız gorucülerin karşısına çıkmışçasına kızararak yüzünü ortuyor ve heyecanla anlatıyordu: «Kendisini ısteyen delikanlıyla önceden bır arkadaşlığı yoktu. Delıkanlı mühendisti ve bir akrabalannın tanıdığıydı. Zengin ve çok iyi bir ailenin çocuğu idi. Kendisini görmemişti, fakat uzun boylu kumral olduğunu söylemişlerdi. Bır hafta sonra akrabalannın evınde nasıl tanışacaklarını duşundükçe şimdiden yerin dibine giriyordu..» Genç kızın anlattıkları arkadaşlannın hoşuna gıtmiş, neseli kahkahalarla teşvik etmeye başlamışlardı : «Sakın reddedeyim deme», «O gün güzel giyinmelisin. Istersen sana yeni aldığım kazağımı verebilirım..» Yurt sakinlerinden ders çalışmak isteyenler etüdlere toplanmışlardı. Bu sırada sekizer kişilik odalardan birinde ise radyo programlan dinleniyor, çeşitli konular konuşuluyordu. Bu arada gezmede olanlar da dönmüşlerdi. Oda sakinleri toplandıktan sonra sohbet canlanmış, herkes aynı zamanda koltuk olarak kullandıklarını soylediklerı yataklarına yerleşmışti. Son derece neşeli geçen sohbetin ağırlık noktasını kıyafet ve moda konusu teşkıl ediyordu. Bazıları yeni yapacakları elbisenın veya almak istedikleri ayakkabının modelini tarif ediyor, arkadaşlarından fikir soruyorlardı. Beyoğlunun şık mağazalarında gbrulen elbıse, ayakkabı modelleri uzun uzun anlatılıyor, fiyatlan ile kendi bütçeleri mukayese ediliyor ve zevkle yapılan bu tıp konuşmalar arasında saat süratle ilerliyordu... Yurtta kalan genç kızların büyük çoğunluğunun kendine gore bır a^k hıkâvp'sı \ardı.. Kantın Neşeli gruplardan HÜSEYİN MARAL ÖZDAM'ın cenaze torenine lştırak ederek kabnne kadar gelen Istanbul Valisi ve Emniyet MUdurü ile diger Vilâyet. Beledıye ve Tıcaret Odası erkânına. Adalet Partisi mensuplarına ve acımızı paylaşan vefakâr akraba ve dostları mıza âlenen teşekkür ederiz. AILESİ Cumhuriyet 575i Canan Butik'in defilesi Salı gönö Zeynep Kâmıl Hastanesi «Pem be Melekler» yararına, «Canan Butik» . tarafından duzenlenen defıle, Sah gunu Hılton Otelınde yapılacaktır. Şirin gelinceî.. Aktris Şirin Devrlm bir ayhğına Amerika'ya giderken arkadaşlan kendisine takılıyordu : «Dönerfcen bir Tekıaslıyla evlen de burada sana büyük bir tiyatro binası açsm hepimiz eglenelim...» diye. Şimdi duyduğumuza göre Şirin Devrim'ın bir Teksaslıya tahammül etmesine luzum kalmadan bu iş kendiliğinden olnıuş: Genç kadın beklenmedik bir yerden mirasa konmuş. En yakınlarımn yalanladığı bu haberin doğrusunu Şirin Devrim' den yaz tatilini geçirmek üzere Istanbul'a geldiği zaman öğrenmek kabil olacak. Müdavimi olduğu Kuruçeşme'deki Galatasaray Adasına yaz boyunca neşe saçacağma emin olduğumuz genç kadın sonbaharda kontratla bağlandığı bir Amerikan üniversitesinde tiyatro dersleri vermeğe devam edecek. «Esmeralda» adh Şilili okul gemisi'nin tstanbul'da bulunması münasebetiyle Şili Büvukelçisi Ekselâns Angel Gonzales ve eşı once biri Hilton'da, diğeri gemıde iki balo verdiler. İki Gonzalesve iki balo lllllllHllllllllllllllllMllllfllllllllllllllMIIIIIIIIIIIIIIIII Vıolonselist Reşit Erzin'in başına ufak bir devlet kuşu kondu: Violonselinin bir tek yayı Karaköy Köprüsü, dün saat 22'den itibaren kara ve deniz traiçin meşhur Fransız yaylı saz imalâtçısı M. Vatllot bes bin li fiğine kapah tutulmustnr. Köprünün Eminönü vakasındaki ayağının 60 santimetre kadar yükseltilmesi islemi, yarın sabah saat 6'ya ra kıymet biçti ve derhal satın kadar devam edecektir. Karaköy ve Atatürk köprüleri açılmadıalmak istedi. Resit Erzin bütün israrlara rağmen yayını satmadı. I Şı için Haliç'e giris çıkıs, yapılamamıstır. İki yakanın araç irtibatı, madı. Atatürk köprüsü üzerinden sağlannustır. Karaköy Köprüsünün trafige kapalı bulundufu saatlerle köprüden yayalann geçmesi, mümÜİIUIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMMIIIIIMIIIIII1IIIIIIIIIIIH: kün olmuştur. (Fotoğraf Selâhattın GİZ) Yayı bile bir servet Onarılan Karaköy Köprüsü ve Trafik Gunlerden cumartesıydi ve universıtelı genç kızların kaldığı yurdun kapılarının kapanma saati yaklaşıyordu .. Yurdun önundekı yol genç çıftlerle dolmuştu. Yurt sakinlerinden gezmeden en son donenler nişanlı, sozlu, sevgili veya arkadaşlarıyla vedalaşıyorlardı... Balkonların bir kısmında arkadaşlarına el sallayan genç kızlar yer alıyordu... Bu sırada içerde kantinin en canh ve en kalabalık zamamydı. Son derece sık, saçları mizanplili, gezmeden yeni dönmuş genç kızların yanında, saçları bigudılı, sabahlıklı arkadaşlan yer alıyor, neşeli gruplardan sık sık kahkaha sesleri gelivordu.. Kantine girer girmez dıkkatlerV iizerîn'e çeken en son modaya uygun kıyafetli ve mini etekli iki genç kız, mikrofondan yayılan hareketli melodinin ritmine uyarak ıslıkla tempo tutuyorlardı. Aynı masada tezat yapmak istercesine saçları kısa kesilmiş, sade giyimli ve makiyajsız üç kişılik bir grup yer alıyordu. Müziğe ıslıkla tempo tutan mıni etekli genç kızlar arada bir bundan vazgeçerek en son danslar konusunda tartısıyor, oturdukları yerde ayakları ile birbirlerine yeni öğrendıkleri fıgürleri gösteriyorlardl. Yanlanndaki üç kişilik grup ise imtihan durumlarını, ne zaman mezun olacaklarını konuşuyorlardı. Fakat çok geçmeden konu değişmiş, konuşmalarından Makina Fakültesinin 3. sınıfında olduğu anlaşılan bir genç kız arkadaslarına kendisine görucülerin geleceğıni haber vermışti. Genç kızın bu haberi arkadaşlannın neseli çığlıkları ile karsılanmıs, derhal soru yağmuru baslamıştı: «Tanıyor musun? de yeni dansların provasını yapan mini etekli genç kızlar için aşk, çayda, kulüpte, sınemada beraber eğlendikleri ve oldukça sık değışen erkeklerle kurulan arkadaşhklardı. Makıne Fakültesinde okuyan genç kız için henüz görmediği, kendisine görücü vasıtasiyle evlenme teklifi eden delikanlı. Kimi nişanlıydı, kimi sözlü, kimi tek bir insanla ciddi bir bağlıhk kuruyor, kimi sık sık sevgili değiştiriyordu... Burada herkesin muhakkak bir bağlılığı varmıdır? sorusuna, «Üniversiteye yeni gelenlerimiz hariç, herkesin bır erkek arkadaşı vardır» cevabını veriyorlardı. Üniversiteli genç kızların yaşıtları olan erkekierden farklı olarak sosyal hayatla, özellikle yurt sorunlarıyla ilgUeri. oldukça zayıftı. Birkaç üniversiteli gencin bir araya geldikleri an başladıkları siyasi tartifmalar, genç kızların topluluğunda çok daha değişik bir sekil alıyordu. Meselâ Adalet Partisine sempatısı olanlar Demırel'in karısının güzel ve zarıf olduğunu söylüyorlar, Halk Partililer ise Inönü' nün hanımının daha zarıf ve serapatık olduğunu savunuyorlardı™ Genç kı?ların erkekierden daha fazla başarıh olduklan, «zamanlannın büyük bir kısmını alan> derslerin dışında ilgilendikleri konular, moda, güzellik, aşk ve bir dereceye kadar sosyal hayatın bazı bölümleri etrafında toplanıyordu... Üniversiteli genç kızların kaldığı yurtta bir cumartesi akşamı, kapının önünde vedalaşan çıftleri, kantinden gelen kahkaha sesleri ve odatardaki neşeli sohbetleri ile, genç kızlara has bır hava ıçınde tartışmalardan, cıddi konulardan uzakta geçiyordu... Geziler yurt ve nıillet yararına olmalıdır Önemli mevkiler işgal eden devlet adamlanmızın jurt içi ve yurt dışı seyahatlerinde aslî vazifeyi felce uğratacak kadar bir artı$ görülmektcdir, Kalabalık bir erkan kitlesinin katıldıklan bu gezilerden edinilen istifade, devlet hazine yüklediği külfetc galebe çalar bir seviyede ise ferden ve milletçe bir diyeceğimiz olamaz, aksi takdirde zihinlere bir takım istifhamlar resmedebilir. Bu bakımdan hususî (ruristik) olan gezilerle resmilerini birbirinden ayırmak icabeder. Meselâ Kuşadasına gitmek, tarihi harabeleri etüd etmek, fundalıklarda dolaşmak, Farah Diba'yı karşılamak, bir kilometre uzunluğunda halı üzerinde yürümek şahsen bana resmiyet ifade etmiyor. Bu ve benzerleri için \apılacak masrafın şahıslarca ödenmesi yerinde olur. İsveç Kıralı Güstav bu gibi harcamalarda çok titizlik gosterdiği içindir ki tebaasının sonsu7 sevgisini kazanmıştır. Rivayete göre Kıral hazretleri hararetli bir cumhuriyet (araftarına: Arzu ettiğiniz gibi bir rejim değişikliği olsa Cumhurbaşkanlığı için oyunuzu kime verirdiniz sualini buyurmuşlar. Aldıkları cevap ise size haşmetmeap olmuştur. Örnekteki hüner Cumhurbaşkanı gibi kıral olabilmektedir. Eskiden fetihten dönen hükümdarlara gösterilen saygıyı, sevgiyi milletçe fuzulen harcarsak zaten az verimli olan devlet adamlarımızı tembelliğe sevk etmiş oluruz. İller de başta vaii olmak üzere merasim kıtası, emniyet mensupları. müdürler. çeşitli kademelerdeki memurlar. öğrenciler karşılama ve uğurlama tbrenlerinde bulundurulur. Halk ve hattâ yakın kırdaki çobanlar bile merak sebebiyle sürülerini Allaha cmimet ederek merasimi izlemek üzere caddelere dökülür. Başkentte buna dost. akraba, umum müdür, dalkavuklar, çıkarcılar eklenir. Neticede nice işgünleri ziyaa uğrar. Bu sebepler ışığında merasimlerin azaltılması hatta topyekun kaldınlması demokratik rejim icabıdır. Unutmıyalun ki açdan gozlere jirin görünmekte büyük fajda vardır. İRFAN ÖZYURTLU EMEKLİ ALBAY HAVADA JET KARADA JAWA 1 VE Bakanlıkların § dikkat nazarına | Manavgatın Ahmetler köyünün Aksekı hududunda Kanunl Yavuzdan kalma vaylalannın yolunu 1966 ve 1967 yıllarında Akseki murakabe heyeti ile AntaJya Vilâyeti yasak etmişlerdir. Yollan İle ügisı olmıyan Göktepe yolunu göstermek gafletine düşmüşlerdir. Aynı yaylanın içinc ve sınırlanna Ahmetler köyünün karşısmdakı mürakip olan Cımi köyü tarafından otlakısıyla satılarak (5. ve 6) köy daha yaylamak için çıkıyor. Aynı yollar bu köylere yasak edilmiyor. Ahmetler köyüne neden yasak ediliyor, zabıta ile yollan kesiliyor. Ahmetler köyünce Akseki ile vilâyete şikâyet edilirse de Cimi köyünün isteğine före hareket ediliyor. Bu yol İle yayla bakılmıyor. tçişlerl ve Adalet Bakanlıkların ca bu kararlar ile Akseki adliyesindeki 12/9/1966 tarihli mesken hk. dâvanın Ahmetler köyünün huzurunu kaçıran vol ile yaylaya bır zabitanın ilgililerce el konulmasını, bu hale Bakanlıklanmızın âcü müdahalelerini bekleriz. Mutımut Vnral Ahmetler köylüleri adına Manavzat» HER YERDE İ HER ZAMAN I DAİMA EN GÖZDE I MOTOSİKLETLERİ | GENCİN KALBiNDE YATAN MOTOSİKLETİ CELIK MONTAJ Türkiye ve Ûrtaşarkın en Modern Motosikiet Fabrikası T R İE T P A SATldSI: Ç E L I K O K OTN Y M O T O R TİCarjt Ltd. Ştİ. ' TICARET VC EANAYİ A 9 Sirkıcf, 6ar kırçısı 217, Ttl.: 27 34 62 • 22 82 23 Tıkjraf: S O A • Istınbul KO I I İSTANBUL ACENTALARI: OTO ÇINAR, Tel: 27 84 75 SEBAT KOLL. ŞTİ., Rifat Mazıcı ve Oğulları, Şehit Muhtar C. 43 A, Taksim, Tel: 48 61 16 SELÇUK SAT..1. ^f iî an fvrn HfİRnr. • >• Sfi 43 Sl HAYnAR ÖrAT. Y. Mshalle C lfil Sarıver FARUK HEPGÜL. Fevzinasa C. 72 Bevko/ SEREF DEMİRii ?!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle