06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ç0GUN1UGUN DİKTASI! Recep BiLGiNER «... Azınlığın haklannı hiçe sayan bir çoğunluk sistemi demokratik rejim değildir. ARÎSTO» zı politikacılanmıza hocalık etmesi İçin getirebllsek. Hemen joyle diyecektir: « Aşın zenginlikJe çok fakirlik, demokrasi için tehlikeüdir.» ::: am yirmi yıldır, daha demokrasinin târifinde politikacılarımız da aydınlanmız da anlanadı. Biz, batılı gibi olmak düşüncesiyle çıktığımız nokrasi yolunda, demokratik ölçüleri, hep kençıkanmıza göre değerlendirdiğimiz için, ba sisai bir tiirlü yörüngesine oturtamadık. Devletin ve milletin kaderine, zaman boyunca <im olagelenlerin taşlaşmıs inadını kırar umuduy>asadıkları çağlar ayn olan iki ayrı düşünürün konudaki sozlerinden örnekler vereceğiz. Önce Aristodan başlayalım. Hemen belirtelhn Aristo, her tiirlü aşırılığa karsı ve orta yol talısı bir filozoftur. tki bin üç yiiz yıl öncesinin büyiik düşünre adaminı. bugün bile bazı politi•ılarımızınkinden çok ilerde olan düşüncelerinı dolajı. kemikleri bile kalmamı? mezarından arıp suçlamamaları için bu gibi giriji yapmak eğini duydum. ••••••••••• Köy Enstitüleri ve baltalanan kalkmma hamlesi zü edilen yazınm kendisini iki ayın Ord. Prof. H.V. Velideyönden ilgilendirdiğini ve duy. deoğlunun Cumhuriyet Gagulandırdığmı belirtmekte, özelzetesinde yaymlanan Köy Enstitüleri ile ilgili bir seri ya likle şunları yazmaktadır: zılannı, büyük bir kıvanç ve heKöy Enstitüleri vecanla okudum. Çok ilginç bir yazı serisiydi bu. Sayın yazar ve bir benzeyiş gerçekten Köy Enstıtülerine yüAklım erdi arelı, Köy Ens rekten bağlı. Yurdunu ve Ulusu titülerinin kaderinin Alevütnu seven bir Türkten başka ne ğe, Aleviliğin kaderinin Köy beklenebilir ki? Fıkirlerine aynen katılmaktan Enstitülerine benzediğini görerek, onur duyduğumu belirttikten son her ikisinin de mührünü sırtımda taşımanın acıiarmı çekmekra bu konu üstüne bir kaç söz teyim. Daha doğrusu hor gorulde ben edeceğim. Evet bundan 27 yıl önce Türki mekte ve komünist sayılmaktayede bir kalkmma namlesi biş yız. Insanlığı yokedıci silâhlardan lamıştı. Hamlenin ilk hedefı vüz başka, pek de ilerleyememış sayıllar boyunca hayat hakkı, hıîr yılan kor bir dünyanın yanında. riyet hakkı. insanlık hakkı, kısa daha da geri kaftnış bizim halkıca her şeyi elinden alınan Turk mızın uyanmasını engelleyen Os kdylusünü elinden tutup çagrias manlı Idaresinı ne kadar kınauygarlık düzeyine ulaştırmaktı. sak azdır. Ya ondan sonra? Bir Bu uğraşiya gönül veren insan insan ömrü kadar yıllar eskıten lar işe öyle girişmişlerdi ki, pün Cumhurivetimizin, lâik düzeni luk politika gürültüsünden ote. ruhumuza işleyişindekı aksaklık gece ile günduz farkını ortadan lar. usta olduğu halde dikiş *utkaldırarak kendilerini yurdun turamayan bir terziye benziyor. kaderi ile sarmaşdolaş olan bu Az gittik. uz gittik, bir de baktık akılcı kalkınma hamlesine ada ki, köy çocuklarınm okumasırı mışlardı. bile istemiyoruz. Baktık kı, Türk Çok kısa bir zamanda uğraşı lükten evvel şeriat düzenine yameyvelerini verdi Yurdumuzun pışıyoruz. Baktık ki, gericılıği en ücra köşelerine kadar dağılan milliyetçilik sayıyoruz. genç öğretmenler, nendilerini ye Gerçi, bundan ne bedbın ne de tiştirenlerden aldıklan feyz ve dinamizm ile içinden çıktıkları şaşkınız. Ne var ki, mılletler ha topluluklara yaşamayı, özgürlü yatının uzun süreli oluşumu, bize gelince ğü, insan olmayı öğrettiler. Bu o başka... daha çok gecüuyor hızlı gidişi, yabancılar bizden da örneğin Köy Enstitüleri: Oluha iyi görüyorlardı. Görüyorlar dı da aynı örnek üzerine ülkele şumu ve ilerlemeyi hızlandıran rinde bu denli çalısmalara giri bir atılımdı. Hem de kendi bun yemize göre kendi icadımız olaşiyorlardı. rak... Devletin sırtından gelı«ima gel gör ki, bu uyanı;, bu güzel geçinmeden, kendi olanak yeniden varoluş, Türk Ulu lariyle; maddî manevî fantazılısunun bünyesinde bir ahta ğe kaçmadan ucuza öğretmen, upot gibi yüzyıllar bovu mevcut cuza sağlık memuru, ucuza ebe olup, her ileri hareketin karşısı yetiştirip. ucuza da çalışmaya ra na dikilen gericilerın ve Sayın zı olmak. Velidedeoğlunun dediği gıbı, hal Geleceğin vapılan hesabı öylekın uyanmasını ıstameyen, onu sine gerçekleşti ki, bir zamandoğru yoldan saptınp. her cahil lar toplumun kolavca Kayabıleceği, mış»«buralar komünist yuvasiydiye kızını okuldan kaçırsn statükoculuk batağına iten. söz bir babanın. daha sonraları k:z de aydın, sözde milliyetçi, ger torununu bari aynı okula sokaçekte ise düpedüz oy avcısı çıkar bilmesi için nasıl çabaiar harcacıların işine gelmedi. dığını gözlerim buğulanarak sey Gelmezdi çünkü: Köy Enstitü retmiştim. leri eğer o hızla devam etseydi, Anasından doğmadan kusursuz O Köylü, yoksulluk ve cehalet olanlar, Enstitülerin doğuş ve çukurnndan çıkar, kuruluş O tlköğretim dâvâsı h»l yolans bir türlüsırasındaki aksakhkları hazmedemediler. Bıngirer, bir iftiralarla hikâyeler yarattıO Din bezirgânlan, toprak afs lar. Kusurlar da ne imiş? Diyelan bn ülkede ıstedikleri gibi lim ki, kız ve erkek çocuklar bır at oynatamazdı. ârada okuyormuş! Diğer bütun O Sömürücüler bn günkü ddzea Öğtenim"'dâlIariMaa' bu türlüsü lerini knramazlardı. mübah, Enstitülere gelince guO Her köylü Anayasayı Te onun nah. getirdiği sosyal adaleti anlar, Ikincisini Alevilık üzerine geti kendilerini yerinden ederdi. recektım ama, uzayacak... Yukar ısacası, yurdun hakiki sahibi daki benzetişle bir bakıma anlayurdunun yonetimınde söz tıldı sayılır. Sayın Velıdedeoğlu sahibi olurdu. Işte bu olayazısında dokunmuş ışte.. Keşke naklar, çıkarcıları ürküttu. Ne bütün aydınlarımız bu yöne bivapmak lâzımdı? Iş gayet ba raz daha eğilerek, temız duygulu sit. Bu kurumlarla ilgisi olanlahalkımızın saf goruşlermı orgara komünist adını takmak, ve nıze etmede yararlı olsalar..» kurumlan kapatmak. Öyle yap• Tartışmacı E. Atasel ile Metılar ve kapattılar. Muratlarına tin Miral de yazar Prof. Velıdede da erdıler. oğlu'nun fıkirlerini paylaşmakAma ümidimiz odur ki, vurdu tadırlar. nu ve ulusunu seven gerçek mıl*** lıyetçi her Türk aydını, Köy Ens titüleri üzerinde uzun U7un liusünecek ve bir gün gereğıni yap mak için aynı konu etrafında bır leşecektir. I. T. DELfAGAOGULLARI öğrenci Eski Roma gibi. Arada sırada Altıncı Filo'nun asina gölgesi Bolazın »nlanna dnşer ve Istanbulln artık pek iyi tanıdığı gemilere şöyle bır bakıp günlük hayatına devam eder. Şehrin kaldınmlannda surten denizciler.. Dolmabahçe rıhtımında nargile ve çubuk satışı.. barların ve içkill yerlerin vitrinlerinde İngilizce «Hoşgeldiniz» çagnları.. Ne var ki, diinden bngüne bir şeyler değişmiştir. Bır vakıtler îstanbnl halkının kurtancı gibi karsıladığı Amenkan fılolan Dngün başbelâsı gibi görünmekte, ve bir vakitler şebirlının bagnna bastığı bayriyelilere : Aman dikkatli olnn, her yere çirmeyin, dagılmayın, ne olnr ne olmaz! diye uyarmalar yapılmaktadır. Sevgi ve dostlnk, yerini nefret ve düsmanlığa bırakmıştır. Yalnız Türkiyeye özgü bir değişim sayılmamalı bn... Dünyanın her köşesine Romaîılar gibi yaygın Amerikaya insanlar kotu gozlerle baitıyorlar. Bn duygulan yüklenen de elbette Amerıka adına yeryüzüne serpilmis Amerikalılar oluyor. Bnnlara bazan Sayçonda, bazan Santa Domingo'da, bazan İstanbnlda, bazan Manıla da, bazan Atina'da, yeryüzünün nzak yakın yetmiş ülkesınde ras'anır. Ve ancak lillahı dolâr olan kisilerin çevresinde itıbar gorurler. Aydın kisiler ve dünyadan haberli olanlar. Amerikalıya baktıklan zaman : ...... tşte, diyorlar, Vietnam ulusunn teknik ve para ile çurutmeye çalısan, baş eğmiyenleri öldüren, yokeden tste Dominik'te küçücük bir halkın özgnrlüğünü çiğniyen.. îste Brezilyada hükumet darbesi yapan.. tste Yunanistan'da son arbedeyi tezçâhlıyan» Dünyanın ne yanında savas, ateş, kan, darbe, ihtilâl, zulüm, ölüm varsa Amerika onnn içindedir ve onun yaratıcısıdır; yoksul nlnsların büvüyen nefretini yüklenmektedir. Medenî dünyanın namuslu aydınları Amerikan politikasından iğrenmekte, Avrnpa kültürünün ünlü simalan bu düsünceleri açıkca söylemektedirler. Toynbee'den Sartre'a ve Russell'a kadar nice söhret, Amerikanın yirminci yüzyılda oynadığı rolün kötülüğünü belirtmekte yarışıyorlar. Bir zamanlar Stalin'in çevresinde yognnlasan korkn ve dehset dnygulan çoktan nnntnlmnstur. Rus diktatörünün ölümünden bn yana kaç yıl geçti?.. Dik yakası, pos bıyıklan, sert bakıslarıyl» tarihin sayfalarında kaybolnrken, yerini, kıravatlı, beyaz yakalı, yumnsak çizgili, ama belki de gelmis geçmis mnktedirlerin en hnnhan ve en zalimine bırakmıstır. Doğndan Batıya, Asyadan Afrikay» ve Güney Amerikaya kadar yoksul ulusların başbelâsı Johnson, Vietnam'daki vahşetin tarih önündeki suçln sandalyesine oturmuştur. GSrülmemis bir kan dökücü çibi yıldan yıla çözlerde büyflyen Johnson, yoksnl nluslan ezip sömüren mekanizmanın basında hükümranlığını sürdürmekte, bn hükümranlığı pesinen kabnl etmis küçük devletlerin baskanlannı hediveleriyle birlikte kabul etmekte; kendisine baskaldıranlan ise hükumet darbeleri ve savaşlarla yoketme nsullerini dünva nizamı eibi sürdürmektedir. Stalin'in tipinde acımaz bir ihtilâlcinin çizgilerini, Hitler'in yüzünde tnarazî bir ihtirasın donuklngnnn görmek kolaydı.. Johnson'un kapanık ifadesinde ve yan bakısJarında, ençizisyon devrinden mirasını ynklenmis bir zalim papazın havasını görmek için zahmete ihtiyaç yoktnr. Dünyanın her kösesinde üniversiteierde, oknllarda. »anat çevrelerinde. bilim kurnmlarında, avdınlar arasında, meydanlarda, salonlarda «ittikce artan bir gürültüyle Amerikanın tntnmn protesto edilmektedir. özçürlük düsmanı. kan dökücü. darbe nzmanı Johnson'a karsı nefret gittikçe yoÇnnlasmakta, kendini bilen insanlar insanhk düsmanlarını lânetlemektedir. Ne var ki dolâr, silâh, kredi, knvvet, para, kumpanya. banka. asker. deniz piyadesi. hile, tnzak ve daha nice vasıtayı knllanarak nüfuzunu genisletmek ve insanlan kölelestirmek için pek zengin imkânlara sahip cörünen Amerikanın egemenliijini yıkraak ve kendisini dünya nluslariyle esit hizaya getirmek kolay olmıyacaktır. Ama tarih. yeryüzüne hâkim olmak isteyen nice hükümdann mezarlariyle doludur. Dünya yönetimi ihtirasını sürdürmek isteyen Amerikaya karsı direnmek. yoksul ulusların millî knrtnlus savaslannı gerçeklestirmeleri için şarttır. Amerikaya karsı haysivetli ve serefli olmak zorunluğu, yalnız yoksul ulnslann değil. zengin Avrnpa nluslannın dahi meselesi olmnstur. Ve bn konnda General de Gaulle hareketinin anlamı daha aydınlıkla ortaya çıkmaktadır. Türk milleti Gazi Mnstafa Kemal'in kendisine emanet ettiti <istiklâli tam ilkesini serefle yürütebilmek için dünyadaki sornmunu, durumunu bilmek zorundadır. Bn tarih şuurnna sahip olmıyan bir Türkiyenin Atatürk'e lâyık olacajını iddia edemeyiz. T Çoğunluk mese/es/ nan ya da çoğunluğa dayanıyonım diye kendinde her hakkı gören demokrasi fikrine karşıdır. « Çoğunluğun mutlak,. hâkimiyetine dayanan bir demokrasi, demagogların meydana getirdiği bir demokrasidir. Çünkü, kanunların hükmedemediği yerde, bir yandan demogoglar türer, öte yandan halk, bin başh bir ejder kesilir. Böylece kanun fik rinin kontrolundan çıkan çoğunluk bir hükümdar gibi hareket eder. Dalkavukluk el üstünde tutulur, iyi vatandaşlara despotça hükmedilir.» Türkiye böyle bir yolda mıdır? Değil ama, mem leketin kültürel ve sosyal yapısı bakımından. büsbütiin de endlşeden uzak kalamayız. Siyasi dalgalanmaların heyecanı büyük çapta olduğu için. halk yığınları hem anarşiye, hem de aşın derecede disiplinli bir rejime kolayca gidebilir. S B lesi olarak ele alanlarımız var. Aristo isc, çağtnm site devletinde bile, sadece çoğunluğa daya ugün. hâlâ, demokrasiyi bir çoğunluk mese « Huzursuzluğun sebebi ugün, Türkiyemizin asıl derdi, ülkenin geri \e geride kalmıs.hğından çok, devlet ve ıset hayatımıza hâkim olagelenlerin, kafaca gekalmışlığıdır. Onlar, çağimızın gerçekleri dışınkalmak için direnme hallndedirler. Çoğunlttkla, lelerinin, demokratik düzen içinde, itibarda sları, ayrıca, hazin bir durumdur. Çünkü bizde, ıtikacılar. belll bir tecrübe ve bilim ortamından ısmek yerine, miting meydanlannda yetişir. Son da birdenbire, kendisine devlet adamlığı kapısı ıverir. Particillkle. Devlet adamlığmm kartjmaıu yüzdendir. Elbette bn kafa yapısmdaki InsanTürkiyede demokrasiyi, gerçek anlamıyla, yögesine oturtamıyacaktır. Huzursuzluğun bir başka sebebi de şudur: Haet halinde bulunan sınıflar, durmadan yer deirmek için birbirlerlni itelemektedir. Bizdekl lokrasi, ashnda vazifesi olduğn halde, sınıflar »ndaki dengeyi koruyamamaktadır. Neticede, ursuzluk. derinden derlne. toplumn sarmaktaBu düşünceden hareket edilince, tehlikede olan ece demokrasi değil, devletin kendisidir de. Çaresi nedir? imdi, çağımızın bir düşünürünün Maurice V Duverger'nin düsüncelerine gelelun. Duverger de, tıpkı Aristo gibi, kendi çağının siyasi rejimlerini bir bir incelemiştir. M. Doverger, demokrasinin ayakta durabilmesini, siyasi hürriyetler yanında, halkın, ekonomik hürriyete de, bütünüyle sahip olmasmda görüyor. Yâni, demokrasinin, siyasi ve sosyal yapıda birleşmesini istiyor. Duverger'e göre, sadece, siyasi hürriyetler yönünden işletilmeye çalışılan demokrasi, artık, eskimiştir. Ve böyle sürdürülmekte inat edilirse, er veya geç çökecektir. «Eski geleneklere bağlı olarak işletilmekte olan demokratik rejimler, bu. günkü sosyal zaruretlere uymamaktadır.» Sosyal zaruret şu demektir: Demokrasi, günün dünya ve toplum şartlarma uygun olarak sosyal ya na yönelecektic tnsanlar. şuurlandıkça, sadece, siyasi hürriyetlerle yetinmez olmaktadırlar. Yaşadık lan vatanda. hattâ. dünya icinde. daha başka seylere hak sahibi olduklarını öğrenmekte, bunu da elde etmenin savaşını eöze almaktadırlar. Siyasi demokrasilerin, gün güne sosyal yana eğilmeleri, «IOS risto, sanki bugün, hattâ Türkiyede yajıyor yal demokrasilerin sivasi özgürlüklere doğru bir meyil duvmalan, bundandır. \ muş gibi, bu konuda şöyle diyor: M. Duverger, her iki demokrasinin birleşme« Devletin ayakta durabilmesi için, müınkun sinde buluyor selâmeti. uğu kadar benzer ve eşit insanlardan meydana « Sivasi demokrasi ve sosyal demokrasi, esas •nesi lâzımdır.» Yâni, demokrasinin gerçek malzemesi ve sahi ta. birbirlerine zıt olmadıkları gibi, aksine, birbirlerini tamamlar. Gerçek demokrasi, ancak ikisinin ılan halk. sadece fikJr yönünden değil, ekonomik ânlar yönünden de, a?ın farklılıklardan kur birleşmesinden doğacaktır. Aslında, demokrasinin nalıdır. Aristo bunu demek istiyor. Oysa, bizim gayesi, her ferde, mıimkün olduğu kadar büyük bir tnlanmız, siyasi yönden çok. ekonomik yönden hürriyet sağlamaktır. Siyasi demokrasinin hatası, şartlan ılrine zıt kamplara bölünmüştfir. Servet, kiiltür, hürriyetin kullanılması için gerekli maddi hâkimietmemesi lyıs ve çevreler arasmdaki aştnhk ve (arklılık kabul görmemezl ve ekonomik kuvvetlerin yetini ikten gelmesidir.» ıdadır. Aristo. Türkiyedeki huznrsuziuSun teme Demek ki, siyasi hürriyetlerin kullanılabilmesl, teskil eden bu durum hakkında, ikl bin üçyüz gerekli maddi sartların teminine bağlıdır. Yâni vaöncesinden şöyle dert yanıyor: tandaş. siyasi yönden olduğu kadar, ekonomik yön En akıllı ve itidalli vatandaşlar orta halli den de hür olacaktır. Söyle bir sonuca bağlayabililir. Aşın zenginlerle çokfakirlerin akla uyma riz bunu: Ekonomik Minden füclıi ve hür olmayan ordur. Çünkü çok zenguder dercbeyliği, çok rai y?s' j oiidcjı de huı değildir. ik de kini körükler. Orta'' sınıf, DU ikisi arasdP* ^ ît, lîk günden bu yanaT demokraslyl satfece, lampon vazifesi görür.» siyasi hürriyetler yönünden ele almışızdır. Bizim gibi, orta sınıfın eriyip yok olduğn ülke Sosyal yanını hiç düşünmemis. ya da günlük tedle, demokrasi çok fakirlerle aştrı zenginlerln birler fizerinde durmuşuzdur. Üzerine, demokrasiyi 'adele sahası haline gelmektedir. Halkın, gerçek otuftmak istediğimiz toprağm kaygan olması bunımdaki özgürlüğünün zedelenmesi de bn yüzden dandır. Onu, sağlam bir temele oturtuncaya kadar Çünkü, gene Aristonun dediği gibi «Demokrasl sarnntı devam edecektir. Yâni, toplum yapımızdacm hâkim olduğu bir rejim değil, hürlerin hâ kl her tiirlü nsırılılık ve farklılık, bu anlayıs içinde olduğu bir düzendir.» siiriİD gidecektir. Yâni bu halk, bizde olduğu gibi, çok farklı kim Nasıl insanlar tek başlanna yaşayamıyorlarsa, rden meydana gelmişse, demokrasl isteniien te bugünün dünya şartlan da. devletleri. kendi sisteattaıı yoksun demektir. tlk çağların filozofu bi mi içinde yaşamaya bırakmıyor. Biz demokrasiyi se eşitliği ve hür olraayı, zenginlikle fakirlik ara çip. bağlanmışız. Onu korumak, sadece lâfla olmaz. laki aşırıhğın ortadan kalkmasında buluyor. Tehlikeleri. önlemck zorundayız. M. Duverger'in ıkü diyor: «Zenginler silâhlı, fakirler silâhsız deyimiyle demokrasi için tehlike şu: Bu sebeple, devlet, kolayca zenginlerin eline « Soldan komünizmin hücumuna uğrayan, si:r.» Günümüzde. bu silâh, ekonomik silâhtır. yasi demokrasi, sağdan da fasizmin tehdidi alündaavlı da olsa, politik hayatımız. bu silâha sahip dır. Çünkü, komünizm, sosyal demokrasiyi kurıların hâkimiveti altına girme istidadındadır. mak için siyasi demokrasiyi kaldırmak ister. Faa Devlet, bütün sınıflarıyla bir bütündür. Kül şizm de sosyal demokrasiyi b'nlemek için, siyasi de;r ayn, nimetler ayrı sınıflarda olursa, devle mokrasiyi yok etmek ister. Gayeler ayrı, fakat netemeli sarsılır. zayıflar. Gitgide. devlet kendi ticeler aynidir. Yâni her iki halde de. demokrasi dine yetmek gücünden yoksun düşer. ortadan kalkmaktadır.» r risto, devletin kendi kendine yeter halde bu™ lunmasını şu sartlara bağlıyor: 0 Yabancı devlet yardımına veya yabancı devaşadıklan çağlar ve verdiği isimler ayn ay"•in iyi niyetlerine güvenmemek. n olmakla beraber. Aristo da, M. Duverger 0 Devletin içindeki bütün sınıflarm yasaları de, aşağı yukan aynı hükümlere varıyorlar. O da, ıtm.ıda kararlı olması. demokrasiyi yaşatmak için, halkın, her sahada güçBilhassa bu ikincisi, ortama bağlıdır. Ortamın lü hale getirilmesi.. Yoksa. demokrasi binasımn ta le olması ise. sınıflar arasuıdaki düşmanlığı kalvanı çöker, demokrasi yolculan da onun altında nak. kanntılan ve ekonomik tcminatı sağlamırmakla mümkündür. Aksi halde denge bozula kalır. Esasen, acı olanı. demokrasiye inanmış gorıilır. Bozulunca da, er veya geç, ya aşın zenginle nenlerin tuttuğu yolun. demokrasinin ana prensiplerine aykırı olınasıdır. Bundan da çıkan sonuç ;uya da çok fakirlerin diktası gelecektir. Aristo dur: Demokrasiyi. demokrasi düşmanlarından ön} zaman teşhisini koymuş: ce, demokrasi taraflısı görünüp de onu anlamayan« Aşın zenginlerle çok fakirlerden hangisi ların ya da kendi işine geldiği biçimde uygulamaya leti ele geçirirse, adaletli bir idare kuracağı yerkendi sınıflarınm menfaatını üstün tutan bir kalkışanlarm tasalludundan kurtarmak gerek. Unutmamah ki, demokrasi hep ileri giden bir • kuracaktır.» e vâsıtadır. Ah, keşke, Aristoyu, tarihin içinden çıkarıp ba ı::: :::: onun his ve heyecanlarıdır. Çocukluk çağında sevgi ve şevkat gören bir çocuk ilerde iyi bir şahsiyete kavusurken. aksine sev gi ve şefkattan yoksun çocuklar yaşamın diğer çağlarında iyi bır şahsiyete pek sahip olamıyorlar. Iste çocukluk yıllan kişinin tüm yaşamı boyunca onun yazgısını (Kaderini) meydana getirmektedir. Bu gün psikyatri ile uğraşan kimseler ruh hastalarını tedavi ederken, daha ziyade hastanın çocukluk yıllarını incelemektedirler. Çünkü hastalığın kökü çocukluktan gelmektedir. Bu bakımdan çocukluk ve gençlık çağı hassas bir çağdır. Çok dıkkatli olunması gereklıdır. Aksı halde çocuk, gerçekleşemiyen arzu ve isteklerini bılinç altına (Şuur altına) yerleştirmek zorunda kalmaktadır. Çocuğun bilinç altında biriken bu arzu ve istekler zamanla onu rahatsız etmeye başlıyacaktır. Günün birinde bel ki de ruh hastası olup gidecektir. Işte çocuk ve gençlerın ruhen sağlam olmasınl istiyorsak, onlara karşı sert hareketlerde bulunmaktan kaçınmalıyız. Onları üzmemeye dikkat etmeliyiz. Her zaman gerekli anlayışı gostererek mutlu olmalarına çaba göstermeliyiz. Haydar Baştürk îlköğretim Müfettişi Diyarbakır 5jC SjC 5jC Hangi gemi kurtarır? Aristoya göre •••• •••• A S sal B K Gocuk ve gencin ruh sağlığı • ••a Sonuç Y SS5SSS5S5S5SSSS5SSSSSSSS5SSSSSSSSSSSSS55SSSSSIIS!SSSS£SSSSS::::SS:::SSS5SS£«=J «•••••»••••••••••••••••••**«lllll*UHMI«llıl ıııııııııııtıııiHaıı» • Aynı konuda Sıddık özmerzifonlu'dan, E. Atasel'den. Arif Bas'dan ve Metin MiralVon mektup almış bulunuyoruz. Tartışmacı Özmerzifonlu Ord. Prof. H.V. Velidedeoğlu'nun yazı sını okuduğunu, aynı fıkırlere ıştirak ettiğinı ifade etmekte ve «Bn Enstitüleri Kapatanlar Atatürkü hayatta iken tanıyanlar Atatürkün yanında çalısanlar. Atatürkün vatanı için düsündük lerini ağzından dinleyenler oldu Iar. Bn netice eser Atatürkün olmasa da, Atatürke yapılan ilk ihanet, Türk yurduna yapılan düsmanlıkların en büyüğü olmustur» demektedir. # Tartışmacı, Arif Baş ise sö. Diğer tartışmacılar ı kul ve ailenin üzerinde önemle |durulması gereken konulardan biri de çocuğun ruh sağlığı durumu olmalıdır. Çunku ruh sağlığı yerinde olmıyan çocuk yada genç, ya^amın diğer çağlarında sağlam bır şahsiyete sahip olamaz. Esasında sahsiyetın temelleri çocukluk çağında atılmaktadır. Nasılki bir binamn da\anikh olabılmesi temelinin sağlam olmasına bağlı ise, kişinin sağlam ve düzenli bir şahsiyete kavusabilmesi ancak onun çocukluk yıllarınm mutlu geçmesine bağlıdır. Bir fidanm büyümesi için nasılki «uva. havava ve ısığa ihtiyacı varsa, çocuğun da bü yuyup gelismesınde esas olan şey, o ayın llhan Selçuk'un «Hangi Gemi Kurtarır» baslıklı fıkrasını okudum. Yazar, kızağa konulmuş Turk gemisinin yolculanndan birinin sorularına cevap veriyor yazısında. Kıymetli yazar cevaplannı veredursunlar. Geminin yolculanndan biri olarak bu konuda benim de diyeceklerim var. Yazar fıkrasınm sonunda; «Şttnu iyi bilelim ki, ne Amerikan gemisi ne Rus gemisi . Yabancı bandıralı hiçbir gemi bizi kurtaramaz. Biz bizi knrtaracak Türk gemisini kendi ellerimizle insa edetnezsek, knrtnlamayız. Bu böyle biline..» diyorlar. Şüphesiz hiçbir yabancı gemi bizi kurtaramaz. Ve de hiçbir zaman kurtaramıyacaktır. Hayır kurtarır dıyen bîr vatandaş"Hrarsi,*6ni"' bir cevabım vardır: Unutulmasın ki Cihan Savaşında etrafımıza les kargaları gibi üşüşen bu kurtancı gemi korsanları, bugun yıne av pesinde, yine miras pe* şındeler. Fakat bu sefer zorla değil zarla yapmaktalar işlerini. Ve böylece de bal gibi tatbik ediyorlar plânlannı. Onun için o an bizi boğulmaktan kurtaran, bizce de dost ve kurtarıcı bilinen bu iyi kalbli insanların ne yazık ki bezirgân olduklarını, ilk limanda bizi köle pazanna çıkardıktan sonra anlıyabiliyoruz. O zaman kurtulduğumuza pişman olsak da i" ısten geçmiştir artık. halde tek kurtulus; yazarın da belirttikleri gibi kendi gemimizle, Türk gemisi ile mümkün olabilecektir. Bir milletin aydınlığa çıkması için kendi emeklerıni ortaya koyması gerekır. Emeksız hiçbir şey yapılamaz. Sunun bunun uydusu olmak insanı ergeç ölüme mahkum eder. Ama kendi çahsmaları, didinmeleri ile bir yapıt ortaya koyanlar mutludnrlar. Onlar için basarıya ulaşmamak için hiçbir sebep yoktur. Kanımca bu yeni geminin insası pek güç olmamakla beraber uzun bir zaman çerekmektedir Bu zaman içerisinde yapılacak bir sey varsa; seneler öncesi yara alan Türk gemisini onarırken. geminin daha fazla su almasını Snlemek ve içeriye sızan pis suların çaresine bakmaktır... Baki KAYA Marmara Aksam Tekniker Ok. Beyazıt Ist. ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••»«•••••••a RUTH BATEMAN Kimya Y. Mühendist TILD1KIM CİNCİ nlsanlandılar. 30 Nisan 1M7 Ankar» (Cumhuriyet 4774) Dr. İle TAKUP PAKER Nişanlandılar. Londra Ankara Cumhuriyet 4777 0 lliveli yeni basım Ortaokul ve Lise Türkçe Edebiyat ders kitaplannda yazılan bulunan 220 edebiyatçı ile bilgimn hayatlan ve eserlerini • resimleriyle birlikte tanıtır. M. Eğ. Bakanhğı Tebliğler Dergisiyle Orta Dereceli Okul öğrencilerl ile Halk Okuma Odalarına tavsiye edilmiştir. 228 s.: 6 liradır. Genel dağıtım: BATEŞ Ist. Cumhuriyet 4770 OZANIAR VE YAZARIAR Türker Acaroğlu TURİSTİK TESİS ve OTEL YAPACAKLARA : SALAGAK PLÂJ ve GAZINOSU Dahil 13 donum sahalı emsalsiz gayrimenkul satılacaktır. 100 metre deniz cepheli, turistık bütün ımkânlara sahip, şahâne manzaralı, merkeziliği ve şehre yakınlığı ile maruf bu yer için ciddi müracaatlarm bızzat yapılmasj. RİFAT KUNTMAN, Eminönü, Bahçekapı, Anadolu Han 23. Cumhuriyet 4771 Öü Aylak Musa BABAN Urfa IIi Daimi Encümeni Başkanlığından 200.000 00 lira muhdmmen bedellı Vibrasyonlu Tandem, kapılı şoför mahaili, asgarı 4 ton kapasiteli. 25 HP gücünde bir adet yol silindiri 2490 sayılı kanunun 31 inci maddesine göre kapalı zarf usulüyle eksiltme suretiyle 15/Mayıs/1967 pazartesı günü saat 14 de İzel tdare binasmda toplanacak olan Daimî Encümence ihale suretiyle satın almacaktır Tâliplerin kanunun târifine göre hazırlayacaklan teklif mektuplarmı, 1967 yılı Ticaret Odası vesikası ile (11 250.00) lirahk geçici teminat mektup veya makbuzlariyle birlikte, ihale saatmdan bir saat öncesine kadar Encümen Başkanlığına vermeleri, posta dahil her türlü gecikmenin kabul edilmiyeceği, bu işe ait dosyanın hergün mesai saatlannda Encümen kaleminde görülebileceği ilân olunur. (Basın: 143001 4756 'BAŞINDA SİNEK ALlP Santrifüj Elektrik Motoru ve Şalt Techizatı Satın Almacaktır Genel Müdürlüğümüzle, Istanbu! Büromuzdan alınacak sartnamelere göre hazırlan3cak tekliflenn 22 Mayıs 1967 günü saat 17,30'a kadar Genel Müdürlüğümüzde bulundurulması ilân olunur. Türkiye Şeker Fabrikalan A.Ş. (Basm: 14886 A) 4290/4751 Nimbiis 1022 adet Diesel Lokomotif gömlekleri imâl ettirilecektir. Ereğli Kömürleri İşletmesi Müessese Müdürlüğünden Şartnamesine göre kapalı zarfla teklif alınmak suretile 1022 Adet Diesel Lokomotif gömlekleri imâl ettirilecektir. Teklif zarflan 105.1967 carşamba günü saat 12 ye kadar E.K.l. Özel Büro Şefliğine verilmiş olacaktır. Şartname Zonguldak'ta Ereğli Kömürleri İşletmesi Müessesesi Ticaret ve Materyel Müdürlüğünden, Ankarada Türkiye Kömür Işletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğünden, Istanbulda Beyoğlu îstiklâl Caddes.i Deva Çıkmazı Sümer Han Kat 5 de Türkiye Kömür î§.letmeleri Kurumu tstanbul Satınalma Müdürlüğünden temin edilebilir. Ijletmemiz arttırma ve eksiltme kanununa tâbi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta veya kısmen veya tamamen dilediğine yapmakta serbesttir. Tıırkish American Company Has Vacancies For Applicants should be able to take dictation in EnSflish and to translate from and into English. Knowledge of other languages will be an ad • vantage Apply to P.K. 393 İstanbui (Sekreter) MANAGING DIREGTOR'S SEGRETARY AND FOR FINANCE DEPARTMENT SEORETARY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle