01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE DÖRT 5 Nlsan 1967 CUMHURÎYET 1938 1950 arasındaki olaylarm kaderine ikinci Dünya Harbi etki eder metini ajTica sarsacaktır. Ama bütün bu işlerde, hem kara, hem hava harekâtı için Türkiyenin yardımına ihtiyaç vardır. Hülâsa Türkiye, 1943 yılı sona ermeden, müttefıkler safında harbe girmeli ve bu suretle de, müttefiklerine karşı teıhhütlerini yerine getirmelidir..» İnönü bu tekliflere karşılık, başıca iki nokta üzerinde durmuştur: «1 Türkiye Sovyet Rusya'dan vnin değildir. Almanyanm yenilnesi ile beraber, Rusyanın Avru>ada, hâkim kuvvet olması mümcündür.> 2 Türk ordusunun harbe katıl nası için. bu ordunun evveiâ ve ^eniş ölçüde teçhizatlandırılması cabeder..» İnönü. burada özetlenen görüşerini Çörçile, bittabi geniş ölçüde açıkladı. Bilhassa Başvekil Saraçoğlu'nun orada oluşu ve Saraçoğlu'nun da 1939 Eylulündeki Mos kova seyahatında karşılaştığı Sovyet istekleri, onu bu konferansta, haklı olarak en kuvvetli söz sahibi kılıyordu.. Kendi yazdıklanna göre, Çörçilin bu çekingenlik kayıtlanndan bi rincisine olan cevabı, Komünizmin artık eskisine nazaran nispeten değişmiş olduğudur. 'Gene ona göre, hattâ Rusya harbden sonra Türkiyeye taarruz etse bile, kurulacak Milietlerarası Teşkilât (Yâni Birlesmiş Milletler Teşkilâtı) gereken tedbirleri alacakür!. Fakat Saraçoğlunun mukabelesi biraz sert olur. Saraçoğluya göre Almanya yıkıldığı zaman bütün yenilen memleketler Bolşeviklesecektir. Fakat Adanada Çörçil İnönü buluşmasından kalan en düşündürücü hâtıra, Ingiliz Başvekilinin hâ tıratında yeralan ve kendisi tarafmdan «Sabah Düşünceleri» olarak verilen parçadır. Bu parçaya göre, bu konuşmalardan sonra Ingilig Başvekili, gece rahat uyuyamamış tır: Sabah erkenden kalkar. Bir ta raftan karh Toroslann, diğer taraf tan önüne serilen bereketli Çukurovanın büyüleyici tesirleri altında kalır ve burada özetle vereceğimiz şu düşüncelerini Sekreterine yazdınr: • Osmanh Imparatorluğunu parça lamakla hata ettik. Şimdi bu toprak larda, bir Imparatorluk kadar g'içlü bir devlet lâzım. Acaba gene Tür kiyenin çekirdek teşkil edeceği, böy le bir güç yaratılamaz mı?...» Sanıyorum ki lngiliz Başvekilinin. hem bu itirafı hem de daldığı hayali, bazı düşündürücü mânâlar ta^ır... sında oldu. Bu büyük olayı, şu kısa satırlarla öretliyelim (4). Roosevelt Churchill İnönü arasında bu konferans, 46 Aralık 1943 te cereyan etti. Roosevelt'le Churchill, 28 Kasım 1 Aralık arasında toplanan Tahran konferan sından dörımüşlerdi. Orada Stalin'le buluşmuşlardı. Kararların birl de Türkiyenin harbe gtrmesiydi. Churchill'e göre bir taraftan Türk hava meydanlanndan müttefik uçakları ..avalanırken, diğer taraftan Balkanlardan yent blr cephe açılacaktı. tnönü'yü Adanadan Kahireye, hem de Roosevelt'İn özel uçağı ile, oğlu Elliot Roosevelt gbtürdü. Ama İnönü daha yola çıkarken şu karardaydı: « Emir almak İçin değil, eşlt hakla konuşmak için gidiyorum!» Konferans dört gün sürdU. Gece'.l gündüzlü dört günlük mücadele! Ve sonuç şu oldu: «Türkiye harbe girmiyecektir! Türkiye harbe girmemekle müttefikler dâvasma ttüyük hizmet et miştir. Bu gerçek, konferansın resml bir tebliği ile dünyaya açıklanacaktır. Balkanlardan açılacak ikinci cephe açılmıyacaktır! Muttefik bombardıman uçaklan, Türk hava meydanlannı kullanamıyacaktır..» Hulâsa Ismet Pasanın bütün gö rüşlerl doğrulanmış, kabul edilmiştir. Roosevelt'in oğlu Elliot Roosevelt, «tfşa ediyorum!» isimli eserinde der ki; Ismet Paşa bu konferansın başmda hangi noktada ise, sonunda gene o noktaday dı! Doğrudur. Çünkü Kahirede: j'alnız bir slyasetçi, yalnız blr dev let adamı değil, cephe kumandan lıklan yapmış, meydan muharebe leri vermi? bir asker konuşuyordu. Ve bu asker, Anadolu gib', Ege deniztni de, Balkanlan da biliyordu. înönü Kahireden bahsederken tatlı bir tebessümle şunu da söyledi: «Churchill, Kahireden giderken, bana biraz kırgm gitti...» Ama bu yazılann sonunda göreceğiz ki, Churchill, Kahirede kaybettiği kozuna rağmen, tnönünün en samiml bir hayramdır... 1) AIİ Fuat Cebesoy: Siyasi Hâtıralar. î) tkincl Adam: S. 193200 3) Bu konularda bak: tkinci Adam. Cilt. II. S. 256271. 4) İkinci Adam S. 55. 264270. A B I \ Türkiye tklncl Dünya Harblnln dıjında kaldı. Ama simdl birkaç kelime lle kolayca ifade edebildiğimiz netice, daha ö'ncekt yazılanmızda kısmen verdiğimlz olaylarm derinligine ve vesikalara Inllince, basdöndürücü blr mânâ alıyor. tnö nü'yü su veya bu davranışlan lle över veya yerebiliriz. Ama İkincl Dünya Harbtnde Türkiye>i harb dışında bırakan insan, haklkaten tnönü'dür... Kahire Konferansı Türkiye için çok önemliydi şuna inanıyordu ki, memleketin ba şında Inönü gibi bir direnis. adamı değil de: «Milletler, ağaçlar gibidir, budadıkça gelişirler.> «Harb, milletin erkekliğinl gelis. tirir.» «Bize bu kadar yerler vâdediyor lar. daha neye dunıyoruz> diyenlere uyacak biri olsaydı, sanıyorum ki, bugün bu topraklarda söz hakkı, çok yıllar önce bizden geçmiş olurdu... Evet, Stalin Hitler Işbirliği za manında o cepheden, Sovyetler Batılılar Işbirliği zamanmda bu cepheden bize çok yerler vâdedilmişti: 12 Adalar, Batı Trakya, Kuzey Suriye, hattâ bir aralık ve Hitler tarafmdan Kırım?.. Fakat İkinci Adam'ın cevabı daima aynı oldu: • Pek iyi ama, niçin? Butün bun larm bedeli ne?...» (2> Bütün bunlarm bedeli, Türkiyenin ikinci Dünya Harbine girmesi, yâni Atatürk'ün de en korktuğu şeydi. Çünkü harbi bilen, harbden korkar.. zımdı. Öyle de oldu.» Böyle bir Stratejik teshis için dt evveiâ bir Strateg, yâni stratejinir, problem ve kaidelerini, sadece biı takım genel görüşler ve sezilerle yürüten bir sıradan adam değil, bir strateji uzmanı ve tatbikatçısı olmak lâzımdı. înönü, böyle bir insandı. Kaldı ki bu arada hem, Almanlara karşı olan tarafın kazan? cağını önceden görmek, onların safında yer almak, hem de kaderinin ipuçlarını gene kendi elinde tutmak? Işte asıl mesele buydu ve bu her Devlet adamının isi değildi. Nitekim harb içinde bunun nice misalleri vardır. inSnü'ye gelince, o bu askerî siyasi stratejiyi, basarı ile kullandı. 0nun 5u sözlerini verelim. «Bizim kaderimiz, müttefiklerle beraber olmaktı. Bunun neticesi olarak. müttefiklerle beraber ve on ların safında harbe girmemiz, tabii ve zanıri olacaktı. Ancak, bu harbe girmek için. v«ziyetimizin özelliğini ve müttefiklerimizin bize karşı vazifelerini hak kıyla ifa etmelerinl istemeye mecbur ve bunda haklıydık. Yoksa, harbe girmememiz ve hiç bir şart altmda harbe fiilen girmemek, daha baştan verilmiş, bir karara dayanmaktadır. îşte bu süretledir ki, teahhütleri mize sâdık kalmakla, müttefiklerin bize karşı vazifelerini ifa etmelerini istemek arasındaki tartışma, bi zi harb dışmda bırakmıştır. Yâni netice şu oldu: Harbe girmek bizim için mümkün olmadı ve müttefiklerimiz de bizi bu hususta haksız bulmaya, hiç bir zaman ve 19381950 arasmda, olayların kader tâyin edici mihverini. İkinci Dünya Harbi teşkil eder. öyle ki, hattâ bu harb ile ilgili görünmeyen ve bizim içişlerimizi teşkil eden meselelerde. meselâ înönü'nün Tek Şef, Tek Parti ve Otoriter Devlet rejiminden, çok Partili Demokratik düzene yönelisinde bile, îkinci Dünya Harbinin doğurduğu jartlann etkisi vardır. Bu harb içinde Inönü, insanüstü sabır, teham mül ve Direniş Gücü gösterdi. Ancak Atatürkte görebileceğimiz bir ileri görüşlülük kudretini meydana verdi. Fakat hepsinin üstünde, nâmuslu bir devlet adammın, mill! menfaatlar bahsında, pazarlık ka bul etmez sorumluluk «eciyesini nefsinde toplamasaydı, dört taraftan gelen dev dalgalar karjısında asiâ dayanamazdı. Atatürk ölüm dö eeğinde ve yaklaşan Dünya Harbinden bahsederken: «Başta olanlar, ya bir hata yapar ve milletin yakasmı harbe kaptırırlarsa: mütarekede düs,tüğümüz vatiyetlerden daha ağır felâketlere düseriz.» diye yakınmış,tı (1). Evet, ikinci Dünya Harbi olaylannı, vesikalannı işledikçe, insan Türkiye için büyük onera taşıyan Kahire KonferanSında İnönü, Roosevelt ve Churchill sile ve imkân bulamadılar. Bu son cümlede, Înönü'nün ikinci Dünya Harbi içindeki siyaset ve davranışlarının, bütün hikâyesi var dır. Bu sözler, bir karar ve irade adammın sözleridir. Şimdi biraz da, Înönü'nün mütte fik liderlerle olan karşılaşmaları üstünde duralım. başhcaları şunlardır: Kazablanka Konferansı 1224 ocak 942 Washington konferansı: 1226 ma yıs 943 Quebec konferansı 214 ağusto* 943 Moskova konferansı: 1930 ekira 943 Birinci Kahire Konferansı: 2228 kasım 943 Tahran konferansı: 28 kasım 1 arahk 943. İkinci Kahire: 1 arahk 6 aralık 943 (3). İkinci Kahire Konferansına Ismet Inönü de katıldı. Înönü'nün o görülüyor înönü'nün ölçüleri lnönü'yü harb dışı bırakan mantık ölçüleri, tabii çok cephelidir. Ama o. kendısini neticeye ulaştıran bu göruş ve değerlendirmeleri, kısa, kesin formüller halinde açıklar: «Biz iki tarafın harbini, bir tâlih olarak, stratejik bakımdan hâdiselerin doğruladığı bir teşhis ile karşıladık. Almanya ve mihver, bu teşebbüste, kudretinin üstünde bir dâva peşindedir. Karşı taraf kendi sini yenecektir. Bu teşhisimizin, bütün politikamıza esas olması lâ cak 2 şubat arasında ve Adanada Çörçille buluşması ise, tabii daha önceye rastiar. İnönü Adana'da! Çörçıl neler söylüyor? İnönü, Çörçille ilk defa 30 ocak t şubat arasında Adanada (Yenice Istasyonunda) karşılaştı. Bu buluşma, Çörçil ve Roosevelt'in Inönü'ye 25 ocak 1943 de gönderdikleri me sajların netıcesinde olmuştur. Cordell Hull'a göre Roosevelt'in mesajı Înönü'nün Churchill'le buluşma sında bilhassa etkilidir. Adana görüşmelerine Başvekil Saraçoğlu da katıldı. Çörçılin istediği kısaca şuy du: «îtalya'ya karşı geniş bir sefer açılacaktır. İtalya'nın çöküşü, Almanların Balkanlardaki durumunu sarsacaktır. Bu takdirde de Sovyet lerin Kuzeyden, müttefiklerin de, Türkiye vâsıtasiyle güneyden hare kete geçmeleri ve harbin bu suretle Balkanlara intikali. Almanları yenilgiye doğru itecektir. Bu arada Romanya petrolleri de bombardıman edileceğüıden, Almanya'nın sJcaryakıtsız kalışı, Alman mukave Muttefik liderler veya en üst kademedeki askeri yöneticiler. harb içinde çeşitli konferanslar tertip et tiler. Bunlardan, Türkiyenin harbe sokulması meselesinin yeraldığı Konferanslar ••• PC OOTUGt/yOEiOM, Bİ U. konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU BEYAZ GOL Acılıs. Drotrram Turkuler «ecidl (1) Konusma Türküler eecıdl (2) Kove haberler Sabah melodileri Haberler ve hava durumu Kucük ilânlar Studvo G'den Istanbulda busun Kucuk orkestra Vivolonsel soloları Kentimizin sorunları M.Yıldırımdan sarkılsr Valsler Ramazan Sensesten türküler Müzik kutusu Biz ffeldik Saz eserleri Arkajl varın Batı 'mÜ7İ6l kusajl Sabah konseri Ciııan melodilerl Selcuk Alazöz orkestnn Kucuk ilânlar Turküler Üskudar Musiki Cemlyetl Haberler. R. G. de bu*un Studvo G'den Reklâm oroeramları Alâeddin Sensovdan tarkllar Dans orkestraları Saz eserleri Opfra sahnelerinden AiitaD Karacandan sarklln Kısa haberler Mikrofonda eencllk Cocuk bahcesl Kardes okullar Kısa haberler Yurdun sesi Reklâm Droeramlan Haberler ve hava durumu Kucuk ilânlar Stüdyo G'den Azlz Sensesten türküler Sanat saati Alâeddin Yavascadan sarkıiar 34 laatin olavları. K.ilânlar Dünvsınız ve ozanlar Klâsik Türk musikisi korosu Küçük lânlar Sevdiklerinizle beraber Reklâm oroKraniları Haberler ve hava durumu Radvo oda orkestraıı Oda müziîl KaDanıs ISTANBUL IL RADYOSU Acılıs ve Droeram Sizin icin Kucük konser Ivi aksamlar Senfonik müzlk Cesitll melodller Aksam konseri Genclerle beraber ODeralardan seçmeler Hafif müzik Gece konseri Caz müzi&i Cesitli müzik Gece varısı icin ~ Hafif müzik Proeram ve kaDanıv İnönü Kahire'de Fakat bence İnönU'nün 19381950 arasında milletin kaderine en büyük müdahalesl Kahire konferan tKTtDAR YORGUNLUĞU BUJLMACA 123456789 2 3 4 6 8 9SOLDAN SAĞA: 1 Atatürkün Istanbulda Harb Okuluna yazılıp gırdigi tarih (günü ve ayı). 2 Insanların dirsek ile omuz arasındaki kol kısmında bulunan yer, parasrnı bankaya yatıranın 5^1da almak istediği gelir. 3 Buğday tozunun içinden geçirildiği kalbur (karma söz). 4 Avrupanın akar sularından, başına gelecek şeylerden hiç haberi olmıyan düşüncesiz kisi. 5 Kiliselerde yapılan dinsel tören, bir sıfat takısı. 6 Orta Avrupadaki sıradağlardan, kötü. 7 «Işın» karsılığı eski fizik teriml, içinde maden eritilen tencere. 8 Orta Avrupada bir mület, insan derisi. 9 Tersl bir sayıdır, Orta Avrupadaki bir hükümetin başkenti. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Gitgide fazla yemek yemek 'SSjFiina kâpılan. 3 Kokulu Blr ve ihraç mallan ©t, üstüvane biçimine sokulmuş 1234 5 6 7 8 9 için hükümetçe şeylere böyle denilir. 3 «Karşılowiy|/*1 düzenlenen esas sındakine ıstırap veren klşi» anRk»WWWI lardan. 8 Kar lamına iki söz. 4 Eski püskü fırtmasımn dört her tarafı dökülen elbiselere böyte ikisi, bir şele denilir, bir emir, kara veya yi bir yerden adenizde hayvan tutma işl veya 1333 3333 lıp başka yere sporu. 5 Anadolumuzda bir kagötüren. 9 33 css saba, tersi «dağ kovuğu» dur. 6 «Merhametsiz Asyada Müslüman bir kıralük. 7 oonıctı valde» karsılığı Bir erkek adı, her yıl ithal iki söz. DÜNKC BULJaACANIN HAi.ı.rntı.Miş ŞEKU NASIL HALLEDİLECEK Tnkandak) rakamlı bulmacads sa dece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 tane sonuç vardır. Bos olan 12 kareııio içine 1 den 9 a kadaj uycun bireı rakam koyarak ve toplama, çarpma, çıkartma, bölme i^aretlerine dikkat ederek soldao sağa ve yukandan aşağıya bulmacada gösterileo fonoçlan bulunuz Biraz vaktinizi alır ama, boj vaktinizi boşça geçinruj olursunuz ANKARA 06.25 Acılıs. oroeram 06.30 Günavdm 07.00 Kove haberler 07.05 Mustafa Safcvasar ve Nermln Demircavdan sarkılar 07.30 Haberler ve hav» durumu 07.43 Sabah müziii 08 00 Ankarada buınin 08.05 Kucük ilâıüar 0S 10 Her telden 08 40 Kucük ilânlar 08 45 Yıldız Avhandan türküler 09 00 Günumüz Sorunlarımıı 09 20 Sabah konseri 09 35 Kısa haberler ve K. İlânlar 09 40 Arkası varın 10 00 Eîitim radvosu (1> 10 55 Melodıden melodiv» 11 15 Cocuk bahcesi 11.30 Konser saati 12 00 Öfcle müziSi 12 15 Klbrıs saati 12 25 Kucük ilânlar 32.30 Sarkılar ve ovun havalan 13 00 Haberler. R. G. de buınin 13.20 Plâklar arasında . 13 30 Reklâm Dro«r«mları 14.00 Cocuk bahcesi 14.15 Nivazl Yılmazdan türküler 14.30 Solmaz Teimenden sarkılar 14.50 Hafif müzik 14 55 Kısa haberler ve K ilânlar 15 00 ESItim radvosu (2) 15 55 Hafif müzik 16.00 Mikrofonda eencllk 16.55 Kısa haberler v« K. İlânlar 17.00 Yurttan «ealer 17.30 Saz eserleri 17 50 Reklâm Droeramları 19.00 Haberler ve hava durumu 19.40 Kücüfc Ilânlar 19.45 Nezahat Bavramdan türküler 20.00 Uvkudan önce 20.05 Ziva Taskentten sarkılar 20 25 Hafif müzik 20.30 Kücük konser 2100 24 saatin olavları. K. ilânlar 51 05 20. Yüzvılın «etirdikleri 21.35 £rkekler tODİuluiu 22.05 T.B.M.M. saati 22.25 .Hafif müzik 23.30 Hacer BulusUn türküler 22 45 Haberler ve hava durumu 23.00 Konser salonundan 23.45 Gece varısına doSru 24.00 Prof/ram ve kaoanıl flSKveOLÜM Joe, gökyüzünün tertemiz soluk kâğıdı üzerine dkülmüş mürekkebi andıran kapkara ağaçların arasından toz içinde gıdiyor. gidiyordu. Biraz sonra ay müjde olmayı da geçti. Joe ayın ucunun ağaçların tepelerini keskinleştirdiğini gördü, biraz sonra da ayın bütün tekerleğinin. tabak gibi, pek sevimli ortaya çıktığını gördü. Çobanaldatanlar ağaçlar arasuıda kaybolmuş paralar gibiydi, bir tanesi de nerdcyse ayaklannm altma değen tozlardan tedirgin olarak şaşkm şaşkın kaçıyordu. Viski yainızhk içinde silinip gitti, Joe'nin geçici olarak aldatılan üzgünlüğü yeniden yerine geldi. Biraz sonra, bir direğin üzerindeki iskeletleşmis çapraz kollarm altından geçerek demiryolunun öbür yanuıa geçti, arapların kulübelerinin arasından giden bir yolu tuttu, araplarm iç yaşayışlarından gelen kokuyu alaraktan. Kulübeler karanhktı ama, tatlı tatlı an'.amsız kahkahalar, şen ama, nedense zamanın bütün eski üzgünlükleriyle dolu belirsiz sesler geliyordu. Ayın altında, içeriden eski duvar kâğıtlarıyla kaplı beyaz badanalı duvarlar arasuıda, beyaz adamın elbiselerini kullandığı gibi geleneklerini de kullanan yabancı bir şey, ilkyazın, etin ateşinden titreyerekten, güçlü ama, gücünün farkmda değil, boğuk bir sesle: «Arabacık. beni alıp eve götürmeye geliyor...» Şu delikanh geçti yanından, tozlara bata çıka, tozlu yolda kendi bölgelerinl taklit ederekten; üzerlerinden ijin terini atınca çakı gibi olmuslardı. «Daha hızlı gidebilirsin ama, çabuk tükenirsin. çünkü anne seni dünyaya ağır ağır getirdi.» Yüzünde ay, yürüdü; gökyüzünün üzerinde ortaya çıkan mahkeme binasınuı üzerine bir iyilik tanrısı gibi bağdaş çökmüş, dört yüzüyle şehre bakan kubbeli saati görüyordu. Daha başka kulübeleri de geçti; tatlı, yumuşak sesler kapıdan kapıya sesleniyordu. Bir köpek durgun, üzgün aya uludu, bir ses yumuşak hecelerle küfür etti. «... arabacık, beni alıp eve götürmeye geliyor... evet, vallaha. beni eve götürmeye geliyooor.... Kllise heyula gibiydi, gümüs damh kara bir gölge. Çimieri aştı, uykuya dalmış, sarmaşıkh du 109 varlarm dibinden geçti. Bahçede manolya ağacmda yatıp kalkan alaycı kuş sessizliği dalgalandın yordu, evin ay vurmuş duvarı boyunca da. kıyı dan kıyıdan, biçimi belirsiz bir şey sürünüyorc Joe, onun Emmy'nin penceresine gehnce durduğı nu görünce içinden: «Bu da ne?« dedi. Çiçek tarhlarmın üzennden hızla, sessizce su raya sıçraya gitti. Surada, işe yarayacak bir oli'1 vardı, Jones'in tırmanmakta olduğu ppncerenin ' yanına gelinceye kadar öteki onun ayak sesıni 17" medi. Birbirlerine şöyle bir baktı'.ar, biri pencere tutunmuş, öbürü oluğa. Joe Gilligan: «Ne yapıyorsun?» diye sordu. Joe. san dişlerini göstererekten: «Buraya ü''f ru biraz daha tırman. gösterırim ben sana> diye h. murdandı. cin oradan aşağı, ahbap!» «Vay canına! Hanımlaıın efesi gene çık* karşımıza. O kara kadınlar ınşallah gitmiştir, dı yorduk biz senin için.» «Iniyor musun aşağı, yoksa geieyim oray:. seni alasağı edeyim mi?> «Bilmem: Ben mi aşağı ineceğim, yoksa sen mi?» Buna karşılık olarak, Joe kendini j'ukarı çekti, pencerenin çıkıntısına tutundu Jones, tutunduğu yere sarılarak, onun suratma bir tekme savurmak istedi ama. Joe onun ayağını yakaladı, oluğu bıraktı. Bir an, evin yüzünde koca bir sarkaç gibi sallandılar, sonra Jones'in pencereye tutunan eli kaydı, ikisi birlikte bir lâle tarhınm içine yuvarlandılar. llkin ayağa kalkan Jones oldu. Joe'nin böğrüne bir tekme savurarak kaçtı. Joe onun arkasından fırladı, pek çevik bir sıçrayışla önüne geçti. Bu sefer sümbüller. Lones kadın gibi döğüşüyordu: tekme atarak. pençe geçirerek, ısırarak: ama, Joe ontı çekip ayağa kaldırdı, yere yıktı. Jones gene kalktı. gene alaşağı oldu. Bu sefer, yerde süründü. Joe'nin dizlerine sanlarak onu yere yıktı. Sonra. tekmeleyip ondan kurtuldu. ayağa kalkıp yeniden kaçtı. Joe doğrulup oturdu, onun arkasından koşmayı düşündü ama, sonra vazgeçti, Jones'in ay ışığı altında zıplaya zıplaya giden biçimsiz gövdesine bakU, (Arkası var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle