08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
uorî deviet Almanya politikasında bir tiirlii anlaşamıyor fDM n: . .Konrad Almtnyt'nın ekonomik b!r bütün yapılması hakkında Potsdam Konferansında ahnan karann uygulanamıyacağı kısa zamanda meydana çıktı. Galip devletler arasındaki anlaşma, Kontrol Koneeyi'nin her karar için oybirliğini şart koşuyordu. Kontrol Konseyi, dört müttefikin Almanya problemlerinin tümü hakkında karar alma yetkisine lahip organı idi. Fakat dört devlet Almanya politikasında hiçbir zanıan anlaşamamıs, özellikle Sovyet Rusya kendine göre bir Almanya politikası yürütmüstür. Hattâ üç Batıh devlet bile baslangıçta hemfikir değillerdi. Almanya'nın dört işgal bölgesi, ekonomik bakımdan devamlı sekilde birbirlerinden uzaklaşmıs, ekonomik kaos, 1945 yılının ilkbahanndaki çöküşten bu yana, gitgide yaygın bir durum almıstır. Almanya'nın ekonomik düzeni, özellikle Doğu Almanya'dan, kısmen de güneyden tarım ürünleriyle Ruhr havzasının ve diğer endüstri bölgelerinin ürünleri arasında mübadele yapılma«l zaruretini doğuruyordu. Almanya'nın dört bölgeye aynlma«ı, bu mübadeleyi imkânsız hale getirdi. Her bölgenin askeri komutanı kendi hükumetinden talimat alıyor, sonuç olarak her biri kendi bölgesinde ayrı bir politika yürütüyordu. Bu suretle savaşın tahribatından zaten felce uğramış olan ekonomik hayat büsbütün can çekişiyordu. Tahribatta nkurtulan fabrikaların sökülmesi dolayısiyle işsizlerin sayısı artıyor, ekonomimiz tamamiyle mahvoluyordu. 1945 Temmuz ayında Potsdam'da ah Gıdasızlık hastalıklara sebep oluyordü... mal agırhğın yüzde 13 oranındaki kısmını bulmuştur. Ihtiyar yurtlarmda ağırlık düşüşü ortalama olarak, 12 kilo, yani normal ağırlığın yüzde 20 oranmda İdi. Gıdasızlığın büyüklerden zi yade çocuklarda tehlikeli etkiltr yaratması bize endişe veriyordu. 1946 yılında, bir ilkokulun on yaşlarındaki çocuklara mahsus sınıfında yapılan araştırmalar, bunların yüzde 50 sinden fazlasının verem hastalığına tutulduğunu ortaya koymuştu. Hamburg öğrencilerinden yüzde 62 sinin, gıdasızlık yüzün den derslerinde ancak ortanın altmda başarı sağladıkları anlasılmıştı. 1946 yılında Ingiliz işgal bölgesinde 46.000 açık verem olayı tesbit edilmistir. Fakat bu ağır hastaların tedavisi için hastanelerde ancak 13.000 yatık vardı. Halbuki ayrıca tedavisi gereken 100.000 veremli daha vardı, gerçekte, Ingiliz işgal böl gesindeki verem hastası sayısının en azından 260.000 olduğu hesaplanmıştı. Bu sari hastalardan bir çoğunun, aileleriyle birlikte tek bir odada yaşamalarının halkımızın sağlığı için ne korkunç bir tehlike arzettiği ve gıdasızlığı önleyememekten ouy duğumuz endişenin ne büyük olduğu meydandaydı. Yetkililerin tahminlerine göre, is kapasitesi yarıdan fazla dflfmüştü. ölüm olayları da gitgid* çoğalıyordu. 1938 yılında ölüm oranı 1.000 kişide 11,8 iken, bu oran 1946 yılının Nisan ayında 15,1 e, haziran ayında ise 18 e yükselmiştir. Potsdam anlaşmasından sonra, Oder Neisse hattının gerisindeki bölgelerden sürülen onbir ilâ onüç milyon insanın daha bölgemize sıkıştırılması gerekiyordu. Yine Potsdam anlasmasına göre, endüstri kapasitesinin azaltılması grekti. Bu mecburiyetler gerçek bir felâkete yol açıyordu. Memleketimize akın eden göç menler ve sürgünler özellikle Ingiliz işgal bölgesine yerleştirilmişlerdi. Schleswig Holstein ve Hannover vilâyetleri, imkân larını asan sayıda göçmeni kabul etmek zorunda kalmıştı. Nüfusu 1,3 milyon olan Schleswig Holstein'e 1946 yılı ortalarında 1,2 milyon göçmen kabul edilmiş, buna, müteakip aylarda yüzbinden fazla göçmen daha katılmış ve bu suretle yerli halka göre göçmenlerin oranı yüzde 100 ü bulmuştu. işgal devletleri sık sık Alman milletinin «yeniden tarbiye edilmesi» nden Demokratik yolda «eğitilmesi'nden bahsediyorlardı. Nıyetleri muhakkak ki iyiydi. Fakat işgal kuvvetleri Harb bittikten «onra Beriin falip devletler arasında bölgelere ayrılmışü. Resimde, Amerikan, ve İngilis bölgeleri förülüyor nan kararlar, Kuzey Ren Vestfalya ile Almanya'nın diğer bölgelerindeki büyük demir ve çelik fabrikalarının sökülmesini öngörmekte idi. Inancıma göre Alman milletinin geleceği uzun yıllar için mahvedilmişti. Bu fabrikaların sökülmesi, Almanya'nın çok uzun süre ihracat yapamaması ve kalkınma için gerekli çeliği bile temin edememeti anlamına geliyordu. O sıralarda tüketici basına isabet eden 1000 kalori ile çalısma kabiliyetinin asla sağlanamadığı gözönünde bulundurulursa, bu gıda payının daha da azaltılmasından doğabilecek »onuçlar anlaşılır. 1946 yılının ilkbahannda çıkarılan yağ payının ayda 400 gramdan yarıya indirilmesini öngören emirname bizim için ağır darbe oldu. Çünkü özellikle yağ ve albümin eksikliği verem, açhk ödemi gibi hastalıklann çoğalma Rus sına yol açıyordu. Sağlık işleriyle ilgili makamlarm 1946 yılındaki tahminlerine göre açhk ödemi hastalarının o sıralardaki sayısı birkaç yüz bini aşıyordu. Yine o sıralarda halkımızın ağırlıkları üzerinde yapılan istatistikî araştırmalar şu korkunç sonuçlan vermişti: 1946 yı lının mart ayında erkeklerin ağırlığı ortalama olarak 7 kilo düşmüş, 1946 yılının haziran aBu sartlar altmda çalışma ! ayında ise 9,1 kiloyu, yani norpasitesi de gitgide azalıyordu. Ölüm olayları gillikçe artıyordu Siyasf faaliyetlerine engel olnnduğu siralar Adenauer'in en ukıntılı günleri olmuştu... kuvvetleri arasındakl ilişkilerin tarafından bu amaçla izlenen düzelmesi bakımmdan büyük yol kötü idi. faydalar »ağlanabilirdi. Bence 1946 yılının temmuz ayına kadar geçen aylar içerisinde, Alman makamları ile işgal makam ları arasındaki havanın bulanmasına, çok önemli müzakprelerin gizli tutulması sebep olmusTayinle kurulmuş bulunan, tu. fakat açık toplantılar yapamayan şehir meclisleri, kanaatime göre hıç de iyi müesseseler deYARIN ğildi. Şuna inanıyordum ki, ser best seçimlerle kurulacak şehir Ruslar Almanya'y» meclislerinde, temsilcilerin fihâkim olmak istiyor kirlerini kamu oyuna açıklamaları, gereğinde açıkça tenkidlerde bulunmaları, halk ile işgal İşgal kuvvetleriyle halkın bozuşması Dişi Bond 06.25 Acılıs. Program ve Dünün ' haberlerinden 06.30 Türküler Gecidi (1) CMi 4 5 Konusma 06.50 Türküler Gecidi (2) 07.00 Köve Haberler 07.05 Türk Halk MüziSi 07.30 Haberler ve Hava Dururau 07.45 Kücük İlânlar 07.50 Stüdvo B d e n 07.55 İstanbul'da BuEtto 08.00 Haflf Müzik 0720 Pasadobleler 08.40 Pivano Sololarl 09 00 Doktorunuz Divor M 09.10 Sabah Sarkıları 09.30 Carli Rahci Orkestrası i 09.45 Nidâ Tüfekciden Türküler \ 10.00 Müzik Kufusu ; 10.15 Bozkır Rüzeârı ; 10.25 Meral Armasandan sarkılar 10.40 Arkası Yarin ' ft 11.00 Kısa Haberler • , 11.05 Sabah Konserl , 11.45 Kadyo Armoni Mızıkast 12.00 Bu Hafta Dinleveceklerlnta 12.10 Kücük İlânlar 12.15 Divan Sazı. Bazlam» r* Cuıadan Ovun havaları ı 12.30 Küme Fasıl Topluluâu 13.00 Haberler. Resmi Gazeted* 13.30 Reklâm ProeramlBrı 13.00 Cumartesi Konseri 15.25 Gonül Akkordan Sarkılar ( 15.45 Genclik Saatl 16.00 Mac Nakli 16.45 Radyo Dans Orkestrası 17.41 Kısa haberler v e K. Uanlar 17.20 Yurdun Sesi 17.50 Reklâm Programları 19.00 Haberler ve Hava dunnnu 19.40 Kücük İlânlar 19.45 Stüdvo G'den 20.00 Metin Ervürek'ten TUrküler 20.15 Sizln Sectikleriniz 20.55 24 Saatin Olavları v e Kücük ilânlar 21.00 Liseler Arası Bilgi Yarısması 21^0 Türk San'at Müziö Konseri 22.00 Reklâm Proeramları 22.23 Kücük İlânlar 22.45 Haberler v e Hava dunımu 23.00 Genclerle Basbasa 24.00 KaDanıs. İSTANBUL İL RADYOSU 11.55 Acılıs v e Proeram 12.00 Sizin lcin 22.00 Ö£le Konseri 13.00 Tatil Melodilerl 13.30 Koncerto Saati 14.00 Lâtin Ammerika Melodilerl 14.15 Valsler ve Polkalar 14.30 Caz Müzigi 15.00 Kücük Konser 15.30 Geneler icüı 17.00 Cay Saati 17.30 Karısık Sololar 18.00 İyi Aksamlar 18.30 Sonat Saati 19.00 Cesitli Melodiler 19.30 Aksam Konseri 20.15 Genclerin Sevdlkler! 21.00 San Soloları 21.30 Her Ülkeden H. Sarkıları 22.00 Hafif Müzik 22.15 Gece Konseri 23.00 Caz Topluluklan 23.30 Sevilen Melodiler ( 24.00 Gece Yarısı icin 00.30 Hafif Müzik 01.00 Proeram ve KaDanıs. BULMACA 123456789 YUKARIDAN AŞAĞIYA: ve tuvaletinl yapan (karma söı). 1 Cumhuriyetin ilanından ön 6 Bir renk, tecrübe etme 1 ^7 8 9 şL 7 Özyurt, ce bizde hafta tatilinin yapıldıgı | tersi «hiç de ge yirmi dört saat (iki söz). 2 Her değil» mahangi bir kurula mensup (çoğul), gelir. 8 bir keskinin yarısı. 3 Vaktiyle j «Buğday tosaraylarda ve paşa konaklarında ] zu tedarik et!» her türlü hizmette kullanılmak 1 anlamına karüzere yetiştirilen kızlar (çoğul). 1 ma bir emir, 4 Rumca «bir» ıvısı, yüksel• bir soru edatı. me hevesi ve hareketi (eski te„„ 9 Gidişen yerim). 5 Hayvanın temizliginl haiwnmt« ri tırnaldamak. SOLDAN SAGA: 1 Bir atalar sözüne görs «böylesb ber gün piliç sayılır (iki söz). 2 /Dikkatli Te'tetlkte bulunan valde» anlamına ikl söz. 3 Konya şehrimia çevresindeki bağlık bir bölgenin adı, parçalanınca ve ufalanınca «toprak» olur. 4 Bir erkek adı, etrafı su ile çevrüi kara parçası halkından. 5 Boğazından ve ağzından gaz çıkarma hareketi yapan. DÜNKC 8T7UIACANIN 6 Bitki veya hayvan neslinl ço HALLEDtLMİŞ SEKU ğaltan ve fazla nuhsul alan, bir edat. 7 Herhangi bir işe sarü NASIL HALLEDİLECEK Tukandald rakamb bnlmacada samış kişilerin başı ve ^efl. 8 dece 4 tane anahtar (ipucn) ve 8 tane sonuç vardır. Bos alao 12 «Düzinenin dörtte biri sayıda falc karenİD içine 1 den 9 a kadaı aygun birer rakam koyarak ve toptör» karşıhğı iki söz. 9 «Orta lama, çarpraa, çıkartma, bölme tşareUerine dikkat ederek goldao kısımda ileriye sürülen sebep» sağa ve yukandan aşağiya bnlmacada göstertlen sonuçlan buluouz. Biras vaktinizi abr ama, bo« vaktinni bogça geçirmit olursuauz. anlamına iki söz Arkadaş Islıkları 15 Kan tepeme sıçramıştı: Sonra? Bu. Artık çeşitli diller.. gençliğine benziyormu şum da, güzelliğim karşısında dayanamamış da, bu güzelliğime yazıkmış da, sana hiç lâyık değilmişim de. Sonra, evlenmek de ne demekmiş? Şurda rahat rahat otururmuşum. Sense işsiz, başı boşun biriymişsin. Akşamdan akşama yanıma gelsen bile, bütün gün onunla olurmuşum. Gezer, tozar, sinernaya gider eğlenirmişiz. Ne çıkarmış? O da kadın mış ben de. Bana ne zaran dokunurmuş? Beni öyle sever öyle severmij ki.. Yemez yedirir. gijTnez giydirirmiş Öfkeden deliye dönmüstüm. Benimkini falan bırakıp kocakarıya koşup, yakasmı desteleyip ona dünyanın kaç bucak olduğunu gösteresim geliyordu. Vay anasını, dedim. Vay nâmussuz kan bel Kanm koluma girdi, beni sıkı sıkı tuttu: Boşver! Akıl diyor atla git gırtlakla inek kanyı! Sakın ha! Unut bunlan. Kendi hayatımıza bakalım. Hem ne? Sana bütün bunlan anlatmıyabi lirdim. Duymamış ol! Kanmı dinler görünmeme rağmen, kadının rastıklı kaşlan, alev alev gözleri, hâlâ genç kız kıvraklığmı yitirmemiş hafifçe dolgun vücudu kafama fena takılmıştı. Bir gün karımdan habersiz gitsem, bu meselenin nasıl olduğunu bir de ondan öğrenmek istediğimi belirtsem? O da karıma atıp tutacak, belki de « Iftira!» diyecekti. « Valîahi de iftira, billâhi de!» Bunu derken de kimbilir nasıl sokulacak. belki de kolunu boynuma atacaktı. Belirsiz bir titreme geçti içimden. Gine de: Sana dua etsin, dedim. Gider onu.. Koluma ası'.mıs, şeytanca sordu: Evet Gider onu? iki paralık ederdim! Nasıl? Nasıl olacak? Oglunun arkadasım olmasına falan bakmazdım! Heyecanlandı: Yâni? Yani, Hristo, Pendell. Kolumdan öfkeyle çıktı: Açık konu? açık. Arkadasmın annesi olmasına falan bakmazdm, Dpmanna mahsustan bastnn: Ifadesini ahverirdiml Iğrenmijçesine burusuveren «uratıyla: Pis, dedi. Midesiz. Defol. defol da git al lfadesini! Birfc»hV«t»B«ttım: Yanlif anladın ^T*»T« ^ oou domak istamedlm ki! N« d«m«k istodin yaT Ylnl mahalİMİn*, oğlun», blldflt gflrdflk tentdlklanna rıail adardlm damslr imt^Atm ı ORHAN KEMAL *">nu veresim: AYHAN BAŞOGLU BEYAZGÜL A N K ARA 06 25 Acılıs. Proeram 0630 Günavdın 07 00 Köve Haberler 07.03 Nusret Ersöz v e Müzeyyen Yıldızdoean'dan Sarkılar 07.30 Haberler v e Hava dunımu , 07.45 Sabah MüziH 08.00 Ankara'da Buün 08.10 Her Telden 08.40 Kücük İlânlar 08.45 Nivazi Yılmazdan Türküler 09.00 Günümüz Sorunlarımız 0920 Sabah Konseri 09.35 Kısa H. ve KUcük uanlmp 09.40 Arkası Yarin 10.00 Kutlu Paraslı'dan Sarkılar 10.20 Sanat Saati 10.50 Plâklar Arasında 11.00 Nimet Oeuz'dan TUrküler 11.15 Cocuk Bahcesi 12.00 Öele Müzigi 12.15 Kıbrıs Saati 12.25 Kücük İlânlar 12.30 Gönül Akın v e Mustaf» Saevasar'dan Sarkılar 13.00 Haberler Resmî Gazetede 13.20 KaviD Mektuplan 13.25 Kadırüar TODIUIUSU 13.55 Haftanın Proeramı 14.00 Cocuk Bahcesi 14.15 Reklâm Proeramları • 15.15 Kısa haberler v e K. llanlar 15.20 N. Camlıdae'dan TUrküler 15.35 Genclik Saatl 15 0 H. Gökmen'den Sarkılar 16.10 Dilek Kutusu 16.55 Kısa haberler v e K. Hlnlar 17.00 Cocuk Saati 17.50 Reklâm ProgramUrı 19.00 Haberler ve Hava dururau 19.40 Kücük İlânlar 19.45 Erkekler T. Türküler 20.05 Mustafa Savardan Sarkılar 20.25 Kücük Konser 21.00 24 Saatin Olayları v* Kü \ cük İlânlar 21.05 Sanat Olaylın 21.45 Sarkıl«r M.05 T.B.M.M. Saati 22.2 İtalyt'dan MOzlk 22.45 Habcrler •• Havt Junımu 23.00 Slxln S«ctUüeriıüx 23.45 Oaet Y ı n t ı n a Dotru J400 Pro»r«m T « ICacanıs. . Yatıştı, koluma yeniden girdi: Hele öyle söyle. Ben de sasdım ki. Ne sandın? Mâlum.. Deli. Baba dostum bizi sokak kapısında bekliyordu. Sakalmı kırpıp düzeîtmiş, saçsız başma lâcivert beresini itinayla kondurmuştu. Birkaç saat önceki yobaz, yerini Paris'li yaşlı ama alabildiğine şık kart bir zanparaya bırakmıştı sanki. Bizi görünce: Vay vay vay vay dedi, nerelerde kaldınu iki gözüm? Kapıdan içeri seslendi: Gel hanun, gel gelüıine, koş! tnsanı şaşırtacak, aklına kötü şeyler getirecek kadar içtendi. Bu içtenlik bana mı. yoksa «Gelinimiz^e miydi? Nitekim «Gelinimiz«i elinden tutmuş, diller dö kerek içeriye bu3^ır ediyordu. Karısı kendi akran, hanım hanımcıktı. tnsana hiçbir aykın düşünce vermiyordu. Tam tersi. Onu daha önce görmemiştim. Dirî bir kadındı. Beyaz başörtüsünün çerçevelediği yüzü yaşmdan çok daha genç, çok daha güzeldi. Kocası karrma, kendisi de bana kibarca yol gös tererek, bizi dik bir merdivenden çıkardıktan sonra, salonun bir köşesindeki içki ve mezeler yüklü bir masanın yanına getirdiler. Karım şaşırmıştı. bana baktı. Bu bakıştan anladığıma göre o da bendeki önseziye benzer bir şeyler sezroiş olacaktı Yanına gittim. Buz gibi eliyle elimi tuttu Sanki « Beni yalnız bırâkma. Korkuyorum!» demek istiyordu. Baba dostum'sa masanın baş köşesine geçip. arkası yüksek özel koltuğuna şen, şâtır kurulmuştu bile. Gel, dedi karıma, gel yavrum. Şöyle gel, şuraya otur! Yanındaki iskemleyi işaret ediyordu. Öyle neşeli, öylesine mutluydu ki, kara sakalı hazdan parlıyordu. Gelsene evlfidım, şöyle gelsene! Niyetini anladığım halde. hadi dedim dalgasma taf atmıyayım. Bakalım işi nereye kadar götürecek! Karım bana bakıyor. ne diyeceğimi bekliyordu. Otur, dedim. Otursanal Birazcık kızdığı btlli, oturmadı, iliştL Ben de karımm tam karfıSına geçtim. Adam vara yoğa kahkahalar atıyor, hazdan kay nıyordu âdeta. Karısmg takılıyor, dönüyor bana lâf atıyor, ama en çok gözlerini karıma dikiyordu. Karunsa hiç hosnut görünmüyordu. Bana da baküfi yoktu. Ne diy» yanına oturtmustum sanki? Ha? N« diy»? Hâlin» jülmemek için k«ndüni zor tutuyordura.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle