28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHTTOİYET 7 Mart 1967 SAHtFE ÜÇ AJANSLAR * RADYOLAR W»1IER hadiseler arasında DÜNYAD4 BUGÜN seçimlerindeki rakipler IIPPMANN Totaliter ve açık toplumlar Vahem bir mesele ekimlerin ticaret ettikleri ve kendi Uaçlarını hastalarına verdikleri yeni bir şey değüdir; ama hastaha ne ve müesseselerde söz ve reçete sahibi bir çok doktorların memlekette ilâç fabrikaları kurup ken di ilâçlarım sürdükleri pek görülmüş değildir. Bugün bu bir gerçektir. Ve üzülerek söylüyorum, oldukça yaygın bir «nispet» almıştır. Nasıl olmuş bu iş? Ben hikâyeyi bir kaç sene evvel de dinlemiştim. Bu defa Konteı» jan Senatörü Sayın Enver Kök'ün Senatodaki açıklaması üzerine tekrar meşgul oldum. Doktorsunuz.. muayenehanenize birisi geliyor.. güler yüzlü girgin bir adam.. size bir kâğıt veriyor.. Doktor beyefendü. Zatıâlini. ze şirketimiz 10 bin liralık hisse senedi takdim ediyor. Lutfen kabul buyurunuz.. Ama benim param yok!.. Para mevzuubahis değil. Yalnız siz hastalarınıza lüzumu ha> linde Şirketimizin şu (liste verir) ilâçlarım tavsiye buyurursunuzbaşka şey istemeyiz. Hekimlerin bir kısmı buna reddetmiştir. Bir kısmı tabii iyi niyetle kabul etmiş. Günler, aylar geçtikten sonra aynı şahıs yukanda söylediğim heküne gelip: Beyefendü Sizin 10 bin linlık hisse senedinden mütevellit borcunuz şirket kârlariyle tamamen itfa edildi, diye haber veriyor. Adam durup dururken gelen bu 10 bin liralık hisseden memnun.. biraz da hayrette.. Ertesi sene, aynı hekime 10 bin liralık hisse senedinin payına düşen bin küsur lira temettü hissesl nakden ödeniyor. Bunlarda bir gayri tabiîlik yok.. ama ilâçlarım süremiyen veya işlemekte müşkülâta uğrıyan lâboratuvarlardan bir kısmı tesislerini ve ilâçlarım bu şirkete devrediyorlar.. bu şirkete meselâ Vefa ilâç şirketi diyelim.. Türkiyede kendisine ortaklık teklif edümiyen tanmmış hekim yok gibidir. Bugün bir çok lâboratuvarlar bu şirketin eline geçmiştir. Memleketin büyük lâboratuvarlarmdan birinin yan hisse* sinden fazlasını da bu şirketin aldığını öğrendim. Şimdi ne oluyor? Doktorlar, kendi hissedar oldukları şirketin mamullerini başka ilâçlara tercih ediyorlar.. belki etmiyen var; ama hâlâ dönen tevatüre göre bu şirketin sermayesi 5 6 sene içinde 40 milyon lirayı bulmuş. Bunlara işlerin iyi gittiğüü gören bazı eczacüar da katılmışlardır. Ne olur?.. Bu bir anonim şirkettir. Herkes ortak olabilir. İşin püf noktası burada.. Bugün birbirine yakın ve m n v dil olaj*ak bilinen ilâçlar vardır. Bir *ekim hastalanna veya basında bulunduğu müesseseye kendi şirketin L ilâçlannı tavsiye en derse kanun! bir mahzur ohnaz; fakat tıbbî ve vicdani mesuliyet muhakkaktır. Esasen şirketin knruluşunda müteşebbislerin baş vurduklan kimselerin bir kısmı siyasî ve idari mevki sahibi kimselerdir. Hiç bir harekette ve teşebbüste bulunmasalar dahi bu vasıflan ile şirketin işlemesi ve işi üzerinde müspet ve müsait tesirler yapıyorlar. Bu da yavaş yavaş ilâç sanayünin tekeline doğru bir adım teşkil ediyor. Ve nihayet bunlar da melek değil.. ortak olduğu müessesenin yararına hareket de edebilir. Hele bunda kanunî bir mahzur yoksa.. Ne oluyor? Şimdi bir çok tıbbi ve ziraî ilâçlar bu hekim ve eclacı grupunun eline geçmekte, öteki lâboratuvarlar ya kapamaya, ya zararla çalışmaya, yahut kendileri de bu kartele girmeye mecbur kalmaktadır. İşte Senatoda ortaya atüan mesele budur. Bence bunun bu halde kalmasi doğru değildir. Zahiri şekliyle de buna kimse bir şey diyemez; ama hele içlerinde resmî pozisyonda bulunanlarm, anahtar yerlerinde olanların da bulunduğu bu zümredeki doktorların kendi şirketlerinin ilâçlarım hastalara ve müşterilere sürmesi apaçık bir ticarettir ki, hekimlikle ve memurlukla telif edilemez. Kanunen telif edilse bile hastaların ve hekimlerin emniyet ve selâmeti bakımından güç kabul edflir bir durumdur. Piyasadaki bellibaşh hekimler nezdinde ufak bir anket bu söylediklerünin dcfrnluğuna ortaya çıkanr. Bazı doktorların kendi flâçlannı bile bile hastalanna tavsiye ettikleri vardır; görülmüştür. Ama orada durum açıktır. Bu, benim bir müstahzanmdır, diye tavsiye edebilir. Öteki öyle değil.. yapılacak şey? Hekimlerin kendi hastalanna kendi fabrikalannın îlâçlannı tercihen tavsiye etmelerinin önüne geçmektir. Ondan sonra da devletin vazif esi son derece ciddî çahşan bir farmakoloji lâboratuvannd.1 bütün ilâçla' kontrol edip, terkibi, tedavi kuvveti, vesairesi hakkında detaylı raporla şu muadil ilâçlar dâvasına da bir çözüm yolu bulmaktır. Çünkü resmî müesseselerden reçete ile istenen ilâçlann bir kısmını bu müesseselerin eczahaneleri vennemekte ve yerine başka ilâç sürmektedir. Bilhassa İşçi Sigortası bu yüzden hastalariyle mücadele halindedir. Biz de bunlardan biriyiz. Bu yüzden bir çok ilâçlan para ile dısandan tedarik etmek zarureti hasıl olmaktadır. Şu «hekimler ilâç sanayii» münasebetiyle bunu da ortaya atmak zorunda kaldım. Gazeteciler camiasına yardımlanm hiç esirgememiş olan Sağhk Bakanı ve Bakanlık erkânına hürmetlerimle bu ciheti de arzetmeyi biı vazife bildim. Yani dileğimiz şudur: Hekim hastasına ilâç verirken: Bu bizim Hâçtır, ötekinin aynıdır. Buna vereyim, hissine kapümamalı.. bu bir. Sonra da hastaya verilen ilâcı resmî eczahaneler: O, yok.. bu da onun aynıdır, diye başka bir ilâcı sürememeU.(Arkası Sa. 7, S0. 1 de) Kıbrıs Tiirklüğündeki bölünme ı b n s Türklüğü içinde eskidenberi varhğı bilinen ikilik ciddileşmekte ve gün ışığına çıkmaktadır. Soydaşlarımız arasındaki bölünmenin karsı tarafın Kıraliyet Konseyi toplantısında ortak ve partilerüstii bir politika izlemeğe karar verdiği bir sıraya raslaması, büyük talihsizliktir. Haberleşme güçlükleri, ikiliğin mahiyeti hakkında aynntılı ve sıhhatli bilgiler edinmemizi imkânsızlaştmyor. Ama bölünmenin Ankaranın müzakereci ve bekleyici tutumu üzerinde olduğn anlaşılıvor. Bir grup, Ankaranın direktiflerine kayıtsız şartsız uyulması fikrini benimsemektedir. Yunan basınının «âsiler» olarak damgaladığı diğeri ise daha enerjik ve kararlı bir tutnmu savunmakta, Ankaranın politikası üzerinde söz hakkı istemektedir. Rumlann emrivakilerine emrivakilerle, siddet hareketlerine şiddet hareketleriyle cevap verilraelidir. Görülüyor ki, bölünme sadece eemaat içinde değildir. Aynı zamanda soydaşlarımızın bir grupnyla, Ankara arasındadır. Cemaatimiz ile Türkiyenin gösterdigi sarsılmaz ve yekpare taştan yapılmıscasına birlik ve beraberlik, son zamanlara kadar karşı tarafça gıpta ve hasetle izlenmisti. Bugün ise kurrıaz Makarios ile fırsat kollayan Atinanın haz içinde ellerini ovuşturduklarını görür gibi olnyornz. Kanştklıktan yararlanıp cepheyi çökertme yollannı arastırmaya koyulduklarından hiç şüphemiz yok. Kıbrıs gornnn iç ve nlnslararası, iki yöne sahiptir. Bölünme, iki yönde de dâvanuza zarar verecektir. Içte soydaşlarımız azgın Rnm çoğunluğuna kolay yutulur bir yem baline geleceklerdir. Ikili görüsmeler, Birleşmiş Milletler ve diğer nlnslararası fornmlarda da Türkiyenin durumu zayıflayacaktır. Tehlike ve felâket insanlan kaynastınr. Aslında bölünme, ustun süren mütareke ve sessizliğin yarattığı normal bir baş ağrısıdır. Ama mutiaka önlenmesi gerekir. Çünkü Kıbrıs sorunu çözümlenmiş olmaktan çok uzaktadır. Acı olan, ikiliğin, aynı zamanda meselenin birlik ve beraberliğimiz sayesinde lehimize gelişmek istidadı gösterdiği bir sıraya raslamastdır. Bnnca fedakârlık, kan, göz yaşı ve masraf pabasına elde edilen kazançlaçn bir çırpıda heder olması ihtimali, maalesef belirmiştir. Ne Kıbrıslı Rumlann, ne de Türklerin, Atina veya Ankaranın desteği olmaksızın barışta bile tek başlarına varlıklarını koruyamıyacaklan bir jerçektir. Diğer bir gerçek de, Ankaranın en büyük kozunun Adadaki Türk toplumunon birliği v e kahranianca direnişidir. Direniş çöker ve soydaşlarımız birbirlerinin boğazlarına sarılırlarsa, Ankara için Kıbrıstaki hak ve çıkarlarına güzel bir mezar yeri aramaktan başka yapacak iş kalmaz. Mesele dâvayı sonnna kadar götürmek azmini yitirip yitirmemiş olmamızdır. Eğer yitirmediysek, bölünmeyi giderecek formülü, ynkanda izaha çalıştığımız iki gerçegin ışığında bulmak kolaylaşacaktır. Soydaşlarımız, savaşın başvurulacak en son çare oldugunu, Türkiyenin maddi ve mânevi desteçi kesildiği an Rnm boyunduruğu altına girip ezileceklerini hatırdan çıkarmamalıtlırlar. Türkiye de temaslan sıklastırma çarelerini arastırmalı, politikasını çizerken dâvamızın savunulmasında çektiğimiz ıstıraplan n en afcırı hissesine düsen soydaslanmızın seslerine daha fazla knlak vermelidir. tktidardaki De Ga Komünist Partisi, ge Merkez Demokratlar, Sol Federasyonu, Sos nlle'cü «Yeni Cunıhu çen seçimlerde mute yalist ve Radikal Parti gayrı memnun De Gariyet Birliği», hâlen ko ber oyların • 21.3 ünü lerln « ' birleşmesinden ulle'cüler ile Komüalisyon ortaklarıyla toplamışsa da. adayla meydana gelmiştir. Sol nistlerle güçbirliğine gi birlikte Millî Mecliste rının sadece 42 si Mil Federasyonu Başkanı dilmesini onaylamayan ki 482 sandalyeden 266 lî Meclise girebilmiş ve muhalefet lideri Sosyalist ve Radikalle sınııı ashibidir. 1962 ge tir. tkinci turda Sol François Mitterand, rin oylarına bel bağlanel seçimlerinde mute Federasyonu ile yapa 1965 aralık ayındakl mıştır. De Gaulle'cüber oylann • 40.2 sini cağı güçbirliği sayesin Cumhurbaşkanlığı se ler mutlak çoğunluğu < toplamıştır. Onceki gün de daha iyi bir sonuç çimlerinde De Gaulle sağlayamazlarsa. Lecakü genel seçimlerde almayı ummaktadır. ün başlıca rakibiydi. nuet ile koalisyona gide 470 aday göstermiştir. 470 aday göstermiştir. bilirler. 351 aday. 416 aday göstermiştir. Eski Basbakan Pierre MendesFrance, aşın sol ve bağnnsız Sosyalist Partisinin başında siyasi hayata yeniden atılmayı denemektedir. lkinci turda Sol Federasyon ile güçbirliğine gitmek karan, bazı faydalar sağlayabilir. 116 aday göstermiştir. Ünlü avukat Maitre Tiıier Vignancour ön derliğindeki aşın sağ Hürriyet ve Terakki için Cumhuriyetçi Ittifak, sadece 33 aday gös termiştir. Tixier Vig nancour, De Gaulle'ün rakiplerinin hemen hep sinin avukatlığım, hiç bir ücret talep etmedea üzerine almıştır. ( Gaullizm cazibesini kaybetmedi «Yeni Camhuriyet Birliği» mutlak zafere doğrn ilk adımı attı OIŞ HABERLER SERVtSl aşkan Johnson'ın CIA meselesini tahkik lamacıyla görevîendirdiği üç kişilik komite adına konuşan Adalet Bakanı Nicholas Katzenbach, varacaklan sonuçları ve tavsiyeleri birkaç haftaya kadar açıklayabileceklerîni söyledi. Katzenbach sözlerine devamla, o zamana kadar CIA'nın kanun çerçevesinde hareket etmekte ve Truman, Eisenhower, kennedy ve Johnson İdarelerinin en yüksek sorumlulannın çizdikleri ulusal politikayı izlemekte olduğunun unutulmaması gerektiğini öğütledi. Her ne kadar ilk panik havası daha dağılmamışken Johnson 1daresinin bazı üyeleri gizli harekâtla hiç bir Ugileri olmadığını belirtmişlerse de, C.I.A. nın aldığı direktiflerin sınırı dışına çıkmadığı şüphesizuir. Katzenbach aynı zamanda, programı yönetenlerin uzak görüşlü ve cesur Amerikalılar olduğunu kaydetmiştir. Bunun doğruluğuna inanıyorum. C.IJİ. DirektörS Richard N. Helms'i takdir ederim. Bu programlarda çalışanlann bir çoğu eskidenberi ve halen de sahsî dostlannıdırlar. Hiç birinin niyet ve karakterleri tartışma kabul etmez. Adalet Bakanının konuşmasmın rahatsızlık verici noktası, sonuncu paragrafıdır. Orada, meseleyi Merkezî İstihbarat Teşkilâtının ulusal güvenliğimiz bakımından zarurî olup olmattafı biçiminde göstermektedir. Mesele asla o degildir. Aklı başında, uluslararası politika ve istihbarat işi hakkında biraz bilgisi bulunan bir kimsenin bir tepeden tırnağa silâhlı devletler dünyasında, karşunızdakilerin plan, yetenek ve niyetlerini bilmemizin zaruretinde tereddüdü olamaz. önümüzdeki mesele şudur. CIA. nın kara propaganda, kirll oyunlar ve müdahaleci harekât gibi gerçek istihbarat dışı faaliyetleri, ulusal çıkarlarımıza uygun mudur, değil midir? Yukandaki soru, *C.1A., yabancı kuvveüerie aramızdaki çatışmalarda bizim safunızda dövüşen vatanseverlerden kurulu bir teşkilâttır» şeklinde haykırarak cevaplandınlamaz. Bu, bir futbol maçında lehinde tezahürat yapacağımız takımı seçmede iyi bir yol olabilir. Fakat Amerikan hükümetinin en ciddi icraatı hakkında aynı yoldan düşünüp konuşamayız. ARİS Cumlıurbaşkanı General de Gaulle'ün «Yeni Cumhuriyet Birliği> Fransız genel seçimlerinin birinci turunda mutlak bir zafere doğru ilk adımı atarak Parlâmentonun kontrolünü daha şimdiden beş yıl için ele geçirmeğe muvaffak olmuştur. Kendi seçim bolgesinde rahat bir zafer kazanan Basbakan Georges Pompıdou, sonuçlann alınmasından sonra gazetecılere verdıği demeçte, iktidar partisinin butün tahminleri altüst ederek Millet Meclisindeki çoğunluğunu artırdığını belirtmiştır. Sabaha karşı 14 milyon oy'un sayımı sona ermiştir. De Gaulle' culer, sayılan oyların °o38.46 sını alarak sol federasyona karşı arayı bir hayli açmışlardır. Yeni Cumhuriyet Birliğini, oyların O ,o20.35'ini alan sol federasyon izlemektedir. François Mitterand' ın buyük ümitler bağladığı federasyon bu şekilde beklediğini bulamazken, Komünistler °o20.08 ile önemli bir başarı kazanmışlardır. Oyların ool3.44'ünu Merkezci Demokratlar almış, gerısi de Sosyalistler ile çeşitli sağ kanad partilerine girmiştir. Parlâmentoda şimdiye kadar belli olan üyeliklerden 60 ını De Gaulle'cü adaylar kazanmj.ştır. 6 üyelik Komünistlere, 1 uyelik Sol Federasyona, 3 üyelik de Senator Jean Lecanuet'nin Merkezci Demokratlarına gıtmiştir. 486 sandalye için yapılan seçimlerin kesin sonucu önümuzdeki pazar günü yapılacak olan ikinci turda alınacaktır. Tahminlere göre, De Gaulle'cüler 185 seçim bolgesinde favoridir. 85 kadar üyeliğin de Sol Federasyona gitmesi beklenmektedir. Ön sonuçlar, Gaullizm'in cazibesinden bir şey kaybetmedığini ortaya koymuştur. Buna ra§men, seçimlerden hâlâ ümit kesmemiş bulunan Sosvalıstler ve bunların önderlennden bıri olan eski Basbakan Guy Mollet, ikinci turun sürprizli sonuçlar verebileceğini ileri surmekten geri kalmamışlardır. Içişleri Bakanlığı, 486 üyelikten 470 i için bir sonuç tablosu yayınlamıştır. Bir tahlil şeklindeki tablo şöyledir : lkinci tura kalanlar ve seçimi önde götürenler S e ç i l e n l e r ^h ^ ^ R. Kennedy'nin Başkan oimasanı istiyenler teşkilatlandılar I enator Robert Kennedy'nin gelecek yıl Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayhğını koymasını isteyen bir grup, New York'ta Milli Genel Merke zini açmıştır. Senator William Fulbright'in de Başkan Yardımcısı olmasını isteyen grup, Amerikanın 25 şehrinde kendilerini destekleyen 25003000 üyesi olduğunu ileri sürmektedir. Teşkilâta, «Kennedy ve Fulbright'i destekleyen vatandaşlar» adı verilmiştir ve oaşın da 32 yaşında Dr. Martin Shepard adlı Nevv Yorklu bir asabiye uzmanı bulunmaktadır. Senator Robert Kennedy 1968 seçimlerinde Başkanhk için seçime katılma niyetinde olmadığını pek çok defa belirtmiştir. Felâketli sonuçlar C.IA., hisler ve hamasi sloganlar dünyasında değil, fakat realiteler dünyasında, meydana çıktıklan takdirde felâketli sonuçlar doguran bir çok gizli faaliyetlerde bulunmuştur. Bazı öğrenci, ilim adamı ve gazetecilere yurt dısında Amerikan davasını savunma imkânı verilmesi değil, fakat bunların bir kısmına gizli ödemeler yapıldığının meydana çıkması yurt dışına çıkan her Amerikalının samimiyeti üzerine gölge düşürmuştür. Böyle bir sonuç doğuran bir faalıyetin muazzam bir fiyasko olmadığını kim iddia edebilir? Uç kişilik Katzenbach komitesi, vatansever ve muktedir kimseler tarafmdan yürütülen bu faaliyetin kendi kendini başansızlığa sürüklemesinin nedemerini araştırmayı ihmal etmemelidir. Kanaatünce sebep, kara propaganda, gizli müdahaleler, entrika ve adam satın almaların bizim açık toplum sistemimizle bağdaşamamasıdır. s New York (a.a.AP) AnıeriKan ı . ,,,ın yunlışlıkla bombaladıl'.ları tiiıney Vietnam'ın Lang Vci koyünde öksiiz kalan bir çocnk. Amerikatılar, çıt. rılçıplak kurtarılan çocuğu, ellerinde mevcut en küçük elbise ve ayakkabılarla giydirmeğe çaüsmıştır. Totaliter metotlar Bunlar totaliter devletlerin metodlarıdır. Gizlilik ve terörün hftkim olduğu totaUter bir çevre olmadıkça işlemez. Bu fevkalade talihsiz ve hayal kıncı tecrübe, açık bir toplumun totaliter bir toplummuşçasına hareket ederek başan kazamıyacağının delilidir. Katzenbach komitesi eğer C.I.A. nın meydana çıkan faaliyetinin yarattığı meselelerle uğrasacak yerde meseleye çözüm bulmaya çalışırsa, işe, ispatlanan ve Amerikada totaliter metodlann işlemediği gerçeğ'iyle başlamış olacaktır. Böylece, Amerikanm sarsılan uluslararası itibarını tamir edebileceği, yararlı olabileceği hareket noktasuu bulacaktır. (Bu makalenin Türkiyede neşir hakkı yalnız «CUMHURİYET» Gazetesine aittir.) 100 Güney Vietnamlı sivil ölmüş, 175i de yaralanmıştı Uçak ve tren kazalarında 99 kisi öldü Amerikalılar, yanlışlıkla bir köyü bombaladıklarını kabul ettiler Saygon (a.a. AP ' Radyolar) LONDRA Amerikanın «Lake Central» Hava Yollarına aıt iki motorlu yolcu uçağı, dun Ohio eyaletinin Kenton şehri ya kınlarında yere düşerek parçalanmıştır. Polis, uçakta bulunan 34 yolcu ile 3 görevliden kurtulan olmadığını bildirmiştir. Columbus'tan Toledo'ya gitmekte olan «Convair» tipi iki jet motörlü uçağın enkazı 1,5 De Gaulle'cüler mıl karelik genış bir alana ya(5 inci Cumhuriyet) 62 208 yılmıştır. Komünistler 8 35 Onceki gün de Abıdcan Hava Sol Federasyon 1 86 Alanma inmeğe çalışırken duHizipçi Sosyalistler 5 şerek parçalanan Brezilyanın Merkezci Demokratl. 2 26 «Varig» Hava Yollarına aıt «DC Sağcılar 10 8» dev uçağı da 56 kişinin ölu27 uyelik için adaylardan hıçmüne sebep olmuştur. Ölenlenn biri ilk turda kesin bir avantaj besı, yerdeki köylülerdır. Kayhan SAĞLAMER I sağlıyamamıştır. Öte yandan bir ekspres treni Seçimlerde 28.291,838 kayıtlı dun gece Conington garmdan seçmenden 22.392,317 sı oy kul hareket ettikten az sonra raylanmıs, seçime katılma oranı dan çıkarak devrilmiştir. Lon°o81 i bulmuştur. Bu, İkinci Dündranın 80 kilometre kuzeyınde CHİCAGO (AP The Chicago ya Savaşından sonra yapılan meydana gelen kazada altı kiSunTimes» gazetesinde CENTO herhangi bir seçim için yeni bir şinin öldüğü ve 15 kişinin de hakkında şu makale yaymlanmışrekor sayılmaktadır. yaralandığı bildirilmektedir. tır. tlk tur sonuçlannın ortaya çı«Merkezî Andlaşma Teşkilâtı, kardığı durum, «Besinci Cumhu1955 yılmda Rusyanın Ortadoğuya riyet» (De Gaulle'cüler) adaylasızmasmı önlemek için kurulmuşrının parlâmentoda mutlak çotur. Fakat CENTO. Rusyanın hasğunluğu sağlıyacağı merkezindesas Ortadoğuya sızmasını önlemek dir. te başansızlığa uğramıştır. İran, ge İlk defa olarak seçimlere katıcenlerde Rusya ile 90 milyon dolâr lan Basbakan Pompidou, Saınt lık bir askerî ve iktisadî yardım an BONN, ( 8 3 . ) Federal AlFlour'da kolay bir başarı elde lasması yapmıştır. man kabinesinde bir süredir etmiştir. Seçime katılan 26 BaRusyanın. silâhlarla beraber Iratartışma konusu olan işsizlik ökandan yedisi ilk turda parlâna askerî «müşavir!er> göndermesi deneklerinin artmlması kesinmentoya girmeye muvaffak olkarsısuıda Batı CENTO'ya asdece lesmiştir. muslardır. Bunlardan Dışisleri lâfla yardıma kalkışırsa bunu sonKoalisyon hükumet, yaptığı oBakanl Maurice Couve de Murra pahalıya ödeyebilir ve Ruslsr turumlarda, önce °'o 20 oranında ville, Paris bölsesınde aşırı sağKübada olduğu gibi Ortadoğuda bir artış teklif edilmiş, ancak cı adaya karşı 17,983 oy toplamışda bir askeri kale meydana getirebu miktarm fazla olduğu görutır. bilirler.» şü kabul edilerek, işsizlere yapılan yardımın ° o 15 nisbetind» / artması kesinleşmiştir. îşsizlik sigortası zammı 1 nisan tarihinden itibaren yürürlü ğe girecek ve yabancı işçiler için de aynen uygulanacaktır. Kula MensTicat Fabrikası A. Şti. nin kumcularindan merhum Şerif Çolak'ın eşi, Saadet Pakel, Nazım, Kemal, Salim, Süreyya Çolak'ın anneleri, Emine ve Öüleyman Çolak'm kardeşleri, Refik Pakel, Feride, JNevzer, Şehriban ve Hikmet Çokayınvalideleri Hemando (Mississippi), (sjt.) Desoto Hapishanesinde patlak veren bir seks skandalmdan sonra Hemando Polis Müdürü, hapishane duvarlarınm yeni baştan en iyi çimento i!e örülmesine karar vermiştir. Olay, bir cinayet suçundan hapishanede bu6 Mart 1967 pazartesi günü vefat etmiştir. Cenazesi 7 Mart lunan 18 yasmdaki Margo Freshwater isimli bir kızın incelmiş 1967 salı günü öğle namazını mütaakıp Şişli Camiinden alınabir duvardaki tuğlalan sökerek rak Zincirlikuyu Aile Kabristanına defnedilecektir. yandaki hücreye geçip dört erTanrı rahmet eyleye. AILESI kek mahkumla münasebette buIunm3sından sonra meydana çıkCumhuriyet 2359 mıştır. HÂLÂ GUÇLU SUKARNO GİDDİ BİR MESELE HALİNE GELDİ Dış Haberler Servisi AKARTA Halk Danışma Kongresinin toplanmasma birkaç gün kala Sukamo'nun âkibeti üzerinde kesin bir karar almaya çahşan askerî liderler ile adli makamlar, dün ortak bir toplantı akıederek Başkanı, hakkında bir soruşturma açılmadan .sürgüne gönderecek» bir çözüm bulmaya çalışmışlardır. Ancak, Sukamanun, bütün baskılara rağmen Endonezyadan ayrılmamakta direneceği anlaşılmaktadır. Endonezya Parlâmentosu, geçen ay, Sukarnonun azlini ve ekim 1965 darbe hareketinde oynadığı rolün açıklığa kavuşturulması için hakkında adli tâkibata girişilmesini halk danışma kongresine tavsiye etmeye karar vermişti. Bununla be raber Cakartadaki siyasi gözlemciler, kongrenin Sukarno hakkmda keisn bir karar alabileceğine ihümal vermemektedirler. Bu görüs, ülkenin kuvvetli adamı General Suharto'nun geçen cumartesi günü verdiği bir demeçten sonra kuvvet kazanmıştır. Suharto, «Sukamoya karşı izlenecek politikada akılsızca bir davranış yeni uyuşmazlıklara yol açabilecektir» demişür. İyi haber alan kaynaklara göre, Suharto, Kongreye Sukamo'nun mahkeme önüne çıkanlmasını önliyecek bir teklif getirmeye hazır lanmaktadır. Öte yandan, bir yıldan beri »okak gösterilerinden baş kaldıramıyan öğrencilere dün nihayet «okula» emri verilmiştir. Cakarta Kumandaru General Amir Mahmud, derslerinden ziyade siyasetle uğrm şan lise öğrencilerine, okullarm açılmasından sonra sadece dersleriy 1& meşgul olmalannı tavsiye «taü} tü. A C GENTO ve İran merikan Komutanlığı, Lang Vey köyünü 2 mart gecesi yanlışlıkla bombalşian uçakların Amerikan uçakları olduğunu nihayet dün kabul etmiştir. Komutanlık 100 Güney Vietnam lı köylünün öldüğu ve 175 köylünün de yaralandığı Lang Vey' in, Delta kanatlı iki avcı hombardıman uçağına «Büyük bir yanhşlık eseri» bombalandığını açıklayan bir bildiri yayınlayarak hatayı tamamen kabullenmistir. 25 dakika süren bombardıman hücumu sırasında köy bir harabe haline gelmiştir. Uçaklann attıkları bombalardan biri de yakındaki Amerikan özel kuvvetler kampına düşmüş, maddi zarara karşıhk Amerikalılardan ölen olmamıştır. Bu yanlışlığın nasıl olduğu açıklanmamıştır. Amerikan kumandanhğı sozcüsü ölü ve yaralıların ailelerine 50 şer dolar yardım yapılacağını bildirmiştir. Daire Aranıyor Çiftehavuzlar, Goztepe, Caddebostan cıvarında bir daire aranmaktadır. Eski veya yeni yapı olabilir. Tel : 48 55 93 (Cumhuriyet : 2341) GÜLSEVtM rOSHOB ile ERTAN AB nlşanlandılar. 4J.1967 Ankara (Heris Rek: 7552355) HOTEL BAYRAM TATİLİNİZİ rahat, konfor, sükun içinde v e ailenizle birlikte dilediğiniz gibi geçirebileceğiniz yegâne yerdir. BAYRAM'da dahi normal tenzilâth kış tarifesini uygulayan otelimizde pek mahdut kalan yerler için rezervasyon kabul edilmektedir. HOTEI> BOĞAZİÇİ (Adliye durağı) YENİKÖY Rezervasyon 62 40 01/38 Telgraf: HOTELBOĞAZ Cumhuriyet 2356 Batı Almanya'da işsizlik ödeneğine % 15 zam yapıldı BOYA VE VERNİK SANAYIİ A Ş VEFAT Gezaevinde seks skandalı YENİ BÜROSU 9 MART 1967 PERŞEMBE Kat 2 Kabataş Istanbul Tel. :.44 11 0549 10 3944 70 04 den itibaren Meclisi Mebusan Cad. No 147 Tütün han Mediha Çolak A • SYLVANİA Amerikan Paraşut kulübünün Sylvania'da yapılan bir toplantı * da 34 yaşındaki paraşütçü Benjamin Hale, paraşütünün açılmaması üze rine 1650 metreden düşerek ölmuştür. Yetkililer paraşütçünün bundan önce 400 defa atlamış tecrübeli bir paraşütçü olduğunu soylemişlerdır. Reklâmcılık: 794/2342
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle