29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Iklidar IMTF'yi tobrip elmek 12 ıslıyor İstanbul Yüksek Teknik Okulıı Talebe BirJiği 10 . Genel Kurııltayı başJadı DUNUN GENÇLERİ KBUGÜNKÜLER .Neyyire KOÇER. ürk Tersanelerinde Türk i«çisinin emeği ile yapılmakta olan 12 bin 400 tonluk llk büyük Tütk cpinin, gerek Hallj ve gerekse ılcükteki tersanelerde parça inüan hızla ilerlemektedir. Haliç 'sane sahası önümüzdeki günlergenisledikten sonra. 12.4W ton'< şilepin omureası tamamen mey na çıkmış olacaktır. Gelecek yıl şında denize indirilecek şilep, ma ia aksamı hâriç tamamiyle Türk mi mühendis ve Türk isçisinin leğiyle meydana gelecektir. Jimdiye kadar bir yıl içinde 42 mi inşa edilen Denizciük Banka ıın Hasköy, Camialtı, Hâliç ve inye Tcrsanelerinde özel sahıslar Denizcilik Bankası, Demiryolla ve Donanmay» ait yeni gemiler pılmıştır. Camialtmda yapılan gemiler sun rdır: îstanbul Gümrüklerine ait notör. Salacak araba vapuru, Deiryollanna ait 3 pilot römorkör, manmaya ait LCU çıkarma aracı, n filikası. 21 adet tahlisiye sanlı, Şile II motoru, Hasköy tersanesinde yapılan g* iler, 5 adet 8.5 metre boyunda Manbot, 26 metre boyunda Layter • yine 26.15 metre boyunda Demir )llanna ait 2 römorkör. Haliç Tersanesinde yapılan 8 gei ise şunlardır: 73 metre boyunda emiryoln II Trenferisi, 44 raetre ıvunda 2 tane Donanmaya ait CU çıkarma aracı, 4 tane punton ııbası, 2 Anrajman dubası ile 61 letre uzunluğunda Koç'a ait J"G) Aygaz tankeri Bunlardan başka Haliç tersanen 63 gemi tâmir edilerek 118 geli havuzlanmıştır. Camialtı Tersanesinde devam een yeni inşaat da şunlardır: Demirj'ollanna ait 2 adet Dalgıç ıotoru, Eminönıi araba vapuru, leniz Kuvvetlertne ait I2M ton u tcemisi. Yüksek Deniıcllik Oku una ait motorbot, 3 adet süratli urarük motoru. tzmirde Alaybey tersanesinde 800 ÎP kuvvetinde «Karsıyaka» römor orü de bitjpis durujndadtf. Yapılan gemiler içinde Salacak raba vapuru 2 yılda inşa edilmiş •e 9 milyon 394 bin 36 liraya roal ılmuştur. r VEDAT ETENSEL tonluk şilebin yopımı ileHiyor Ajgaz L.P.G. tankeri POLISE Camialtı Hasköy SAAT SATINCA TEVKİF EDİLDİ ir polis memuruna, 25 Uralık bir kol sastlni nzun pazarlıklar sonunda 200 liraya satmaya muvaffak olan sabıkalı «tavcı» Salih Göncü, paraları alır almaz yakalanmıştır. 4. Şubede çalışan bir polis memuruna gelerek, «Abi, iyi bir saatim var, sana 300 liraya olur» diyen tavcı Salih, polisin kurdugu tuzağa düşmüş ve saati teslim edip parayı almıştır. Pazarlığın hemen ardından blleklerine kelepçe takılan 40 yaşındaki Salih, önce ne olduğunu anlıyamamış, sonra müşterisinin polis oldugunu farkedince duştüğü tuzağın far kına Yarmıştır. Haliç B stanbul Yüksek Teknik Okulu Talebe Birliğinin 10'uncu Genel Kurulunun açılış konuşmasmda Genel Başkan Tuna Öztamur, son günlerde basında, Amerikan Merkezi tstihbarat Teşkilâtı (C.I.A.)) hakkında çıkan haberleri ele alarak, «Ne yazık kt, Türkiye'de de en yetkili kademelerdeki birtakım insanların bu teşkilâta âlet oldukları bir gerçektir. Yeni sömürgeciliği bilmeyen Türk halkını uyarmak ve satıltnıslara (Dur) demek zamanı geldi» demiştir. Genel Kurulda, özellikle TMTP*in durumu ele alınmış, Alp Kuran, bu konuda hukumeti suçlayarak, şunlan söylemiştir: «Bazı çıkarcılar, TMTF'i kanunsuz birtakım davranışlar içersinde göstermeye çalışmaktadırlar. Bu kanunsuzluğu yapanlar iktidara bağlı birtakım siyasi kişilerdir. Siyasi iktidarın TMTF'İ Uhrib etme çabası içinde olduğu, 150 bin liralık bütçesinin AP'liler tarafından verilen bir önerge üe "5 bin liraya indirilmesinden bellldir.» Daha sonra konuşan oğretim üyesi Mehh Köknar: «Yabancılar Türklve içinde yerli hain bulmak mücadelesini yürfitfiyorlar» demiştir. Kongrede «Türk Devriminin Meseleleri» konusunda bir konferans veren Prof. Tarık Zafer Tunaya; «Türk devletinin temelinde tam istiklâl düşüncesi yatmaktadır. Bu sadere siyasî. değil sosyal ve iktisadî anlamda bağımsızlıktır. Dış yardımlarm Türkiyenin menfaatlerine göre ayarlanması şarttir. Türkiyeyi kalkındırmak için kendi kafamızın yaratacağı fikirleri uygulayacağu» demiştir. Ayrıca TMTF Genel Başkam Sencer Güneşsoy da bir konuşma yapmıştır. İ Sonuç: Uç ayrı düşünüş E mevcııt Buhran, bunalım ve benzeri hütün dertlcrin bir ölçüde »onu, evlenmek ve çocuk sahibi olmak geliba... limden geldigi kadar değıfik olarak seçtığım tıplerın düşüncelerini, genel çizgiler içınde toplanamıyacağı ıçm, gruplandırmaya çahtacağım: O Muhafazakârlar: (Tntacolar) Konuyu daha cok din açısından görüyorlar. Bunlara gore «Günün Kızları'nın lokalleri ahlâksızlık, danslan, müzikleri çılgınlık, yaptıklan ve ıstedikleri rezalet.> «Dini terbiyeleri olmadıfı lçin yapıyorlar bnn ları.» «En fazlası, arkadaşlığa kadar izin. Kız arkada* gıbi erkek arkadaşları da olabılir.» «özgürlük erke|indir. Koklanmadık gül ister erkek.» «Çalısabiürler, çalıssınlar, ama ekonomik bakımdan gereklidir, diye. Kendi yüklerini hafifletmek, 1lerde bir sıkıntılı da ramda kocasını desteklemek için.» Kişilık sözkonusu değil. A Sağdnyucnlar: Aileci • toplum açttindan «ürüyorlar : «Gençliklerim yaşasınlar, erkek arkadaşlan da olabilir, temiz tarafından, hatta flörtleri de. Yalnız bu flbrt seks değil de kadınerkek arkadaşlığıyla romans karışımı bir çey «Danslarını yapabilirler». •Zevkleri aileninkinden baska olabilir J» «tttediklcri müzijti sevsinler, minik etek te giysin ler ama, yalnız giyim knsam Dğrana ve kifilik iddiasıyla para kazanmaya bayır. Aileyle uzlaşmak var. Bir i?e yarasmlar, topluma uysunlar. Flört için flort asla. Erkeği tanımak için flört. evet. Erkeği de evlenmek için tanımak Bu iki tip, neden'lerde birleşiyorlar: Dı«arıdan gclen örT nekUr: Sek» flimlerı. çılgın tnüzik, açık saçık vavınlar. Ve ailedeki aksaklıklar: lhmâl. şı martma, geçim darlıgı, geçim«izlikler. 0 Asınnç tip: Bn tlpin ha~yâtaeveri: «Gençtirler, gençlikİerini diledikleri gibi yaşasınlar.» (Gerçekçiıi) Realisti: «Bizim toplumda, kadınerkek ilişkile» rinde devrin» lizım. Günün Kızları gibi öncüler çıkmah, çoğalmalı. Bu bir ahlâksızhk değildir. bir devrimdir» Ya da: «Bu bir AdemHavva rneselesidır. Samimî oldukça affçdilmeüdır, ahlâksızlık değil, tabiî »evdir > Dış etkiler çok önemli amnmış bir egitimcimiz gibi, konuştuklarımın çoğu Günün Kızları'nın davranışında dış etkilerin bulunduğunu söyIliyorlar, filimleri, danslan, battâ turistleri örnek gösteriyorlardı. Şu anlama alınabılir bu: Eski kuşaklar yenilerin bocalayısını bizim soıyal şartlanmızdan, Î kendi başına, dojran bir mesele gibi görmek istemiyorlar. Onu dünyanın ve bicim geçirdifimis deği«imlerin bir «onncu diye almaktansa, dışarıdan esen bir moda, bir dalga, bir taklitçi akım gibi görmek yoluna gidiyorlar. ENDÜSTR! KURBANLARI Naci Sadullah mahkum oldu Gaze^ci Mustafa Naci Sadullah Danış, önceki gün 142. maddey* muhalefetten. 1 5 yıl açır hapse mahkıım olmıı^tur. İkinci Ağır Ceza Mahkemesi, Naci Sadullahm haftalık «Kirpi» dergisinde yayınlanan «Dostum Nazım Hikmrt» ya/ısını. «komünizmi övücü» mahiyette bulmuş tur. Derginin Yazı Işleri Müdürü Can Kaya Çelıkkanat da, yazıyı yayınlayarak suça iştirak ettıgı gerekçesıyle aynı cezaya çarptlrılmıştır. Uep yarına bakıyorlar. Düne eğilince de bir suru çıkıyor ortaya. an\aşnuubk Kuşaklar çatışıyor Yeniler B Alaybey *lâk fabrikası: lokavt yaptı Yesılköyde kurulu 55 işçinın çahştığı Gramafon Plâk Fab rıkası isvereni, lokavt kararı al mış ve bunu, dün uygulamaya başlamıstır. Petrollş Sendikası üyesi olan Işçiler, toplu sozlesme müzakerelerinde işverenin haklarını vermediğini ıleri surmuş, aynca uyuşmazlık sonueu sendikanm grev kararı aldığını bUdirmişlerdir. Bu durum karsısında isveren, lokavta karar vererek, hemen uygulamıştır. Halk şairi Âj.ık^ Ihsani.^durı Sutfananmer MeyiSahmdS*"riir basın toplantısı duzenleyerek, Ankara Emniyet Müdürü Muzaffer Çağlar aleyhine 20 bin liralık tazminat dâvası açtığını bil dirmistir. îhsani. bu konuda • «Şair Hatayi gecesinde okuduğum «ürlerden dolayı. Ankara Emniyet Müdürü Muzaffer Çağlar, kannn dısı bir basın top lantiii duzenleyerek, yargıctan önce blzi snçlu gösterdl. Mahkeme i«e. beraetimize karar verdi» Aşık İhsanî Ankara Emniyet Müdürünü mahkemeye verdi Kadırgs'da bulunan cesedîn kimliği anlaşıldı önceki gece Kadırga, Şair Sermet Sokakta arkasından tabanca ile vurulmus olarak bulunan cesedin kimliği dün tesbit edilmiş ve Abdurrahim Demircan adında bir bakkal çırağına ait olduğu anlasılmıştır. 2 ADET JEEP SATILACAKTIR Vasıtalar 1958 model olup şartname Müdürlüğümüzden temin edilir. TtMLO Istiklâl Cad. 181 185 Tel: 499901 23 (Basın: 984 2170) izde kuşaklann çatışması ahlâk problemine dökülüyor. Dünya jörilşü, çalışma »nlayışı ikinci plâoda kalıyor. Ablik probleminin temeli de özellikle cinıiyete dayanıyor. Kızlar aile ve toplum baskısı diye flörtün yasaklanmasından yakınıyorlardı. Tıpkı onlar gibi eskilerde de her şeyin ucu donüp dolaşıp cinsel konuya varıyor. Cinsel konu da, genel likle, e»ki aile ve eski terbiyeye. Yani bu konuda erkekkadın eşitliğini tanımamakta hareket eden bir patriyarkal aile anlayısına dayanıyor. Dünyanın gidişi »skileri birtakım şeyleri kabule zorlamıç: K»dının çalifman, erkeklerle bir arada bulunmsn. Ama. şımdi de, arkadaşlık diye bir (sınır) koyuyorlar. Flört diye de bir çeşit sozlulük devresi. Görünür perdeler kalkmış ama, görünmez perdeler her zaman var. Hangi noktadan başlarsa başlasın anlayışlar (ıtnır)a vanyor, burada bırleşiyor. «Kafatınm içine bir müdör «Kız kendirıi terazilemeli.» «tradesine bâkim olsnn.» Eskinin korkunç oldugunu »öyleyen bile: «O »arma? d«l*f b»na çirkin görünuyor» diyor. Esat olan, kızın bn sınırın feritinde dürüst k»hp iyi bir evlllik yspması. Hattâ, kimi vakit, evlenebilmek için durüst kalması : «Yapsınlar ama, sonra koe» bolamaılar.*. «Kız evlenmek için flört eder, erkek eğlenmek için. Kızlar bunu nnntmasın.». «Kıı erktk arkadaşıyla da gezsin ama.. • dıyorlar. Düşüncelerinin temelinde cinsel aynm var. Bir beraberliğı, cinsten arınmı? bir arkadaşhk haline sokarak duşününce rahat edıyorlar. Gorünüş de kendilerıne hak verdiriyor: Son yıllarda, başta lokaller olmak üzere, filimlerle, plâklarla böyle bır akım çok kuvvetlendi. Hattâ endüstrilesti de dıyebiliriz. Bir grup insan kazanç peşinde, gençlerin cebindeki o birkaç kuruşu çekecek ticaret mallannı sürüyorlar pıyasaya. genç hevesler sdmürülüyor, körükleniyor. Böylece bir kısır dongü (fâsit daıre) meydana geliyor. Günün Kızları'nın ekonomik özgürlük diye can attıkları çey ashnda pavyon, lokal, kafeterya, moda plâklara ulaşma anlamına geliyor. Pesinden koşmak gereken bir «amaç» halini ahyor bu. Genç kız ona ulaşmak için kesürmeden para kazanmak, kazandığını, ya da aileden eline geçirdiğini bunlara serbestçe har* camak için de özgürlük istiyor. Bir çeşit endfistri reklâmlarının kurbanı oluyor. BATIDAN ESEN RÜZGÂR ıpkı gıyinış modamız gibi, bu hevesler de Batıdan geliyor. Pıyasao»i4..bujtük şehirlerde*, Batı üstüne kurulu. Yeni bir endustri gelişiyor. Tamamiyle Batı'nın ufak kopyası bir endüstri. Eskiden baslt bir pastahane çerçevesi içine sıkışmıs S' n Ç beve»ler şimdi, sayıları günden göne artan, yeni yeni lokallere yayjlıyor. Daktiloluk, dekorasyon, modellik, mankenlik... Yeni yeni olanaklarla para kazanmanın yolunu bulan genç ku kazancını bu yeni endüstrinin ağına kaptırıyor. Ve bundan yeni bır atmosfer, yeni bir çevre doğuyor. Toplumun ne anlayışiyle, ne de alışkanlığıyla uzlaşamıyan bir çevre. T 3 Mart Zilkade 21 fll V. E. 6 11 [ 12.36'15.15'18.02 19.321 4.55 1 12.30] 6.25] 9.35112.00; 1.3Q'10.55 atılan bomba • II DUnküler bocnlamıyor mu sanki? R Dış etkiier sadece kıyafetle değil, ruhî yapıda da kendini gösteriyor. Ordu Karargâh Tesisleri Mimari Proje yanşması YAİIIŞMA ŞARTLAR1 (Kona ve Amaç): İstanbul Ayazağa mevkil Ayazağa Kasn müeavirüıde İnşa edilecek olan Ordu Karargah Tesisleri Projesinin hazırlanması işi BayıruiııUk Bakarüığı Yapı ve tmar tşleri Reisliği tarafından «Bayuıdırlık Bakanlığı Mimarlık. Mühendislik ve Şehircilik müsabakalarına ait yönetmelik» şartlan ıçerisinde yarışmaya çıkanlmışür. Yanşmanın amacı güzel sanatlan teşvik gayesl Ue programda gösterilen lhtlyaçlan ekonomik şeKilde karşılıyabilecek, günümüzün mimarlık ve sanat anlayısına uygun, projenin esas fikirlerini bulmak ve iyi projeleri değerlendirmelrtir. Bu yanşmaya Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği üyesi olanlar iştirak edebilir. DANIŞMAN JtÎRt ÜYELERt: Gen. Kur. Bşk. îstihkâm Dai. de îs. Yb. 1 tsmaü Helvacıoğlu Bay. Bak. Müsteşar Mua. Y. Müh. 2 Sami Baran M. S. B Inş. Eml. îsk. BşK. tnş. Dai. Bşk. ts. Kd: Alb: 3 Şefik Denizalp M. S. B tnş. Eml. İsk. Bşk. Eml. Dai. Bşk. ts. Alb: 4 Halil trinesü Bay. Bak. Yapı ve t. tş. Rs. gi Reis Mua. Görevlisi Y. Mimar 5 Sabih öke K. K. K. tnş. Eml. Dai. Bşk. da Y. Müh. Yb. 6 H. Basri Gökçiğdem M. S. B tnş. Eml. Dai. Bşk. da Y. Mak. Müh. 7 Salâhattin Safye ASLÎ JÜRİ ÜTELERt: D. Güze) Sanatlar Afcademisi ög. Üy. Y. Mlm. 1 Asım Mutlu Prof. Y. Müh. Mimar (t.T.Ü.) 2 OThan Bozkurt Proı. Y. Müh. Mimar (t.T.Ü.) 3 Gazanfer Beken Serbest Y Müh. Mimar 4 M. Arman Güran BayBak.Yapı ve î.tşJ&s.ği Yapım Dai. Bşk.YardımcısıY Müh. 5 Asım Yücemen Bay Bak. Yapı ve t.tş.Rs. ği EtüdProje Dai. Üni. ve 6 Sami Anolay Yurtlar Fen Hy. Md. Y. Müh. Mim. M.S3. tnş. Eml tsk Bşk. da Tgm. Y.Mim. 7 Bilgin üygur TEDEK JÜRİ Ü Bay. Bak. Yapı ve 1. tş. Rs. Etüd • Proje Dai. tdare Bin. 1 Ruşen Baban Fen Hy. Md. Y. Müh. Mim. Bay. Bak. Yapı ve t. tş. Rs. ği Etüd • Proje Dai Sağlık 2 Semra Dikel Tes. P. Hy Md de T. Mimar Bay. Bak Yapı ve t . îş. Rs. ği Etüd • Proje Dai. Tarım 3 Pigen Obüs Tes P. Hy.Md. de Y. Mimar M S. B tnş. Eml Dai da Y. Mimar 4 Nejat Erer RAPORTÖRLER: M.S.B. tnş. Eml. Dat. Bşk. da Y. Mimar 1 Hamdi Kargınet Bay. Bak Yapı ve t. tş. Rs. ği Etüd • Proje Dai. Sağlık 2 Necati Çömlekçi Tes P. Hy. Md. de Müh. Mimar RAPORTÖR YARDIMCOARI: Bay. Bak. Yapı ve î. tş. Rs ği Tesisat Formeni 1 Sadi özgün hsat nıron = Bay. Bak Yapı ve t. tş. Rs. ğinde. 2 Esat Niron Yansma sonunda derece alan yanşmacılara aşağıda yazıh bedeller Milll Savunma Bakanlığı tarafından net olarak ödenecektir. ÖDÜL VE MANStTONLAR: 25.000 TL. Birinciye * : 20.000 TL. tkinciye 15.000 TL. Oçüncüye '• 5.000 TL (Net olarak Sdenir) 5 adet Mansiyf^n (Beherine) Son soru sorma tarihi 15 Mart 1967 çarşamba Proje teslim tarıhı 2 Mayıs 1967 «alı saat 17.00 dir. Froje şartnamesi ve ekleri, Maliye Bakarüığı veznelerine 25.00 TL. yatırıldığım »nsterir makbuz Ue biılikte Bayındırlılt BakanlığJ Yapı ve tmar tşleri Reisliğinden temin edilir gençliğin bilinç altında patladı B ir ttalyan yazarı. geçenlerde, esprili bir yazıda «byle diyordu: «Yeni bir ırkçıiık M bir sınırı da yok bunun. Eskı ırkçılık insanlan derilerinm renklerine ayırırdı. Yenisi, derinin tazeliğme, yıpranmışlıgına göre ayırıyor. Renkliler • Be yaılar yerme, şimdı, Gençler Yaşlılar var. Günün Gençlen kendilerinden önceki kuşaklarla en ufak bir görunüş bağı bıle kalmasın, ayırım yüzde yüz olsun diye ellerinden geleni yapiyorlar. Hiç bir yaşlınm, gülünç olmadan giremiyeceği kılıklnra bürünüyorlar: YeYe saçları. mini etekleri var.» Bu lantezide bir büyük gerçek gizli, o da şu: Tüm dünya gençliği dünden kopmada. Ben de Prof. Nüzhet Gökdoğan gibi, bunun «Bilimin eiirtde akıl durdurucu bir sıçrama yapan bir dünya» dan geldiğı kanısmdayım. Hatta gençiığın bır buna lımı olduğuna ve yine buradan geldiğıne de inanıyorum. Bugünün genci kendini İçinde bulduğu bu ileri ama çelişmelerle dolu dünyada insanın o hârika gücüyle yire insanın güçsüzlüğünün çarpıştığım görüyor. Bir düğmeye basıyor, mil ler ve millerce ötelerden istedi ği melodi emrinde. Ama, insan olarak, kendi trajedisi de bir düğmenin kendinde. Bu fon mü ziği gibi dinlediği şu oluyor: «Günün birinde, bir yerlerde, bir el bir düğmeye basınca...», evet bir el bu düğmeve basınca dünyası masal olacaktır. Günü gün etme felsefesinin ve bizi şaşırtan sonuçlanmn bu radan dofdnfrnnda şüpbe edilemez sanınm. Geçen yaz şehrımıze gelen bir Avrupalı gençlik önderi ne güzel söylemişti: «Hiroşima'ya atılan bomba gençliğin bilinç • altında patla di.» diye. Gençlik sorunlarını, dünyayı kapsayan bu psikolojik durumun fonu ustünde incelemenın Dünküler sanki mücadele etmedi mi? Onlar toplum kurallarıyla yaptıklan mücadeleyi unntuyorlar galiba... İki ayrı dünya var: Işın ıçyuzu eski ve yeni dünya bir özlemdir: Dünküler, kendilerinden öncekilerden devir aldıkları duzeni kabullenmek, bemmsemek anlayışıyle yetiştirildiklerinden, problemlerin bunlardan gelebileceği düşüncesine vabancı ka lıyorlar. Bunun için, meselâ: «Aile zayıf». «Genç kın yönetmiyor.», «Genç kızı şımartıyor. ihmâl ediyor, başıboş bırakıyor.» Diye yığınla hakh tenkitler yağarken, sorunların asıl kaynağı olabilecek «aile yapısı» akla geti rilmiyordu. Bu önemli nokta an cak psikiyatr Dr. Özcan Köknel'le konusmamızda aydınhğa çıktı: Kısaca, genç kız bugünün kişisı. Bizim alışa geldigimiz «Pat riyarkai aile» düzeninin ekonomik ve psikolojik havası ile nzlasamıyor. tçinde yetıstıği bu «Küçük dünyası» ile çatı«ıyor. nin m. öportajın su yüzüne çıkardığı önemli bir nokta da şu: Yalnız yen) kuşak değil, dünküler de. çoğunlukla, bocahyor. Hız la değişen dünyada onlar da sağ lam yerlerini bulmuş değiller. Âdetlerin, gözü kapalı ınançların uykusunda akıp akıp gelmiş o es ki kuşaklardan sonra dünkü ku«ak alttan alta tedirgin. Sorulan nız biraz sıklaşınca «bilmem ki» lere, «acabalar» a sarılıyor. Eskı inançlar yıpranmış, gizlice bir yana bırakılmış. Yerlerine, bilinçle, yenileri konulmuş değü. «Bizden öncekilerin dediği jolda gitmek istiyoruz. Ama biz de değiştik.» Değıştıklerini bilseler de düşünceleri hâlâ dumanlı, Düşündükleriyle davranışları birbirini tutmuyor. •Ben kızım gibi düsünüyornm bâzen ama, açık vermemeye çalıfiyorum.» «Çocuklarunız bizim samuniyeti mtze inanamıyorlar.» Evet genç kızlar onlann açık vermek istemeden açık verişleri nı görüyorlar. •Annem beni anlayacak gibi oluyor ama, korkağın biri. Korajulardan çekiniyor.» Kaç kereler dinledim bunu. «Aile zayıf» diyor dünküler. Bence aile otoriteden yana zayıf değil, otoritesine hâlâ sarılmak çabasında. İnançları zayıf ailenin. Genç kızlarda bizi şaşırtan boca layışın bir bakıma buradan başladığmı söyleyebiliriz. 6 enç kız bu atmosfere «Kisiliğimi geliştiriyonım, özgflrlüJŞümü bulacağım» diye kaptınyor kendini. Baslangiçta bilinçli belki. Ama sonra bn çarkın içinde kisiligini yitiriyor. Günün havasının esiri oluyor. Bir «minı etek», bir «cinsel özgürlük modası» na kapılıyor. Geçen röportajımda çoğu, mtselâ flört konusunda, makiyaj konusunda, hattâ dans konusunda bunu açıkça söylemişlerdi : «Oışında kalmamak ıçın yapıyoruz» demişlerdi. Bunun Batı'yt saran «In and out tçinde ya da dışında olmak» dalgası oldugunu yine o yazılarımda belirtroiştim. Ama, kecdını yasantının ortasında buluveren 1 5 2 5 yaşlarında bır kızdan butün bunlara kapılmıyacak kadar sağduyuyu her zaman beklejebıhr mıyiz 7 rıntılarıyle, getirdigi sürekli ça tısmalar da buna eklenince kız hem aileye, hem topıuma, ikisine birden başkaldırıvor. Dünün Kızları röportajımda bu yolda dinlediğim ısvanlar bi tip tükenmek bılm°mıştı: «Bn siçarayı bîle neden içiyorum biliyor musunaz? Anneme babatna inad olsun diye.» «Hızlı danslarımızın fistüne çok diisüyoruz. çiinkü bfiyfikler hoslanmıyor.» «Elimde olsa, baska bir toplum seçerdim.» «Bana birak?alar. kendime ba«ka aile ısterdım » AJışılmış, rah^t t>;r yargıya. bunlar bırer «kapns, taklit, b zenti, sımarıkljk» gıbı görün seler de, bir «Küçük dünya» q<t tısması görüsıinün ı«ığında ayrı bir anlam alıyoılar: «Daba demokratik bir aile vspısı» için bır cı*n. bir uyarma olabilır özgürtiik özlemi! ilenin yanıldığı noktalardan biri şu oluyor: Ashnda bilinçli, devamh bir uyanış ve özgürlük anlayışıyla (Hoşa gidip gitmemesi ayrı kona) moda dalgasına tutulmanm arasındaki ayrımı sezemiyor. Böylece, görünüşte daha bır çekici, daha bir modern kız ti pi ortaya çıkıyor, ama bir görünüşten ibaret bu. Kişilik gelişemiyor. Eski aile havasını ta şıyan kızın verinde kendi sorumluluğunu taşır görünen bir tip türüyor. Bir görünüş bu yal nız. Gide gide bitevıye bir tip oluyor. Ama konunun bir yüzüdür bu. üzaktan, dışarıdan. top yekun bakınca görünen taklitçı yanı. Yaklasınca, vakından izlenince bır ba"=ka vanı görünecektir Gerceh bocalayış ve ter A Dudak kenarındaki bir tebes
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle