29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Hctftanın naıranın nıımierı Bakalım.. dönüşle de aynı şeyi yapar mı?. Yapacak kardeşim.. Bir haftadır ben kontrol ettim.. Sen bana inanmadın.. Buyurun! Gözünle gördün?. Evham mı imiş, hakikat mı? Dur bakaiım.. dönüşünfi bekliyelim, hakikat, beş altı dakika sonra adarn ters istikametten göründü. Gene temkinli yürüyor du. Daha evin önüne gekneden.. bizim tarafa baktı.. dnrdu. Cebinden bir küçük defter çıkardı. Bir şey kaydetti.. Gördün mü? Ha?. Nasılmış.. ISPİYON cak aymt sennem.. çok ken yaz.. ben gelir seni alınm.. Ben gelirim senin buraya da zorladım; sevemiyorum. Bir kere kış ayı.. geunene hacet yok.. Ama.. ne kadar hava açık olsa Aması, maması yok! Gelirim. soğuk oluyor. Ondan sonra da uznndur bre, uzundnr. 31 çeker Saat? derler ama 32 çeker. Çünkü Ara On ikide gel.. yanma doğru lık da 31 çektiği için bir günlük bizim abbap geliyor. sıkıntı Ocak ayırja geçer.. olur Olur.. 32.. soğuk, ay sonu züfürtlüğü, Teşekkür ederim.. haydi Alkış sürprizleri.. üstelik yılbaşı di laha ısmarladık. ye bir sürü masraf kapısı.. sev Giile güle.. sen herife bir mem vesselâm.. bele adının da şey yapayım deme! Ocak oluşu.. büsbütün sinirime Yok.. sen görmeden bir şey dokunur' Ne ocağı yani?.. Yeniçe yaprnam.. ri ocağı nu? Kabve ocağı mı? Ve çıktı gitti. Mutfak ocağı mı?.. Yoksa baba ocağı mı?.. Halbuki hiç biri değil.. •£' eskiden bunıın adı Kânunusâni idi. Kânun Arapçada «ateş ocağı» demektir. Aylann isimlerini Tflrk çeleştirirken Kânun kelimesine de Ocak dedik, oldu bitti. Ama Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül.. bunlann hiç birisi Turkçe değil.. bereket onlara ilişmedik.. Arapça değil diye.. şimdi lâfı açümışken söyliyeyim. Arapçada hem de en müteassıp Arap memleketlerinde Ocak ayının adı «Jenayer» dir. İn pilizceden kırmadır. Kânun yazanlara rastlamadım. Lâfı uzattık, ama öyle icap etti. Ocak ayıru sevmem.. Şubatı da severim.. eskiden denildiği gibi muhtasar, müfit bir aydır. Bütfln ağaç dikme falan bu ayda yapüır. Üstelik boyu kısadır. Aylıklılar için Ocak ne kadar zararlı ise (çünkü bir gün fazla çalışılır) Şubat o kadar rahattır (çünkü iki jün noksan çalışıbr). Bu Şubatm acayip tarafı boyusun Taıpat^ zaman uzamasıdır. Dört senede bir heveslenir.. 9 gün olur. Derken pişman ılur. Tekrar üç sene 28 gün ılur. Niçin ve ne zaman 39 gün oar. Onun hikâyesi uzundur. Salece sene rakamının son iki saısı 4 ile taksim edilebilirse o sete Şubat 29 dur. Yani 29 gün saibr... Şimdi 29 Şubatta doğan ıır adamın doğum yıldönümü ne amandır.. çünküm 39 Şubat 4 se ede bir gelir. 28 Şubat deseniz oğmadan bir gün evvel olur.. huisai kelâm.. içinden çıkılamaz rsselâm.. bu Şubat böyle bir ayır. Kısacık boylu ilkbaharm dış abuğudur. Bu kabuk pilti mı, lart gelir ki o iç kabuktur. O da >yulunca bahar eelir... Diye kendi kendime avunurken ışanda kelebek kelebek kar yağı >r. Karı yağarken görmeyi sevem.. de yere düşüp vıcık vıcık ola mu yüziine bakamam. Bir ür?rmedir gelir bana.. Ama faydalı imiş.. yağmazsa ol lazmış.. belki doğru. Tabiatm gü 1 kanunlan var. Onlardan biri • bizün üşümemiz.. neden nşöız.. falan.. derken kapı çalındı. sveseli dostlarundan birisi enşeli bir çehre ile içeri girdi. Rahatsız etmedim ya!.. Yok.. ne münasebet? Mecbur oldum.. sana bir şey ınışacağım.. Ben de yazı yazmaya hazırlamrdum. Pek münasebetli zamangelmedi; ama ne yaparsınızbap.. Hayhay! Nedir derdin? dera. Beni takip ediyorlar.. Kim takip eder canım? Bilmiyorutn.. anlatayım da kmünii ver. Efendim, bir bafta r ki saat 12 ile bir arası.. bir ım bizim evin önünden geçi".. ve bizim pencereye bakıyor.. rar yürüyor.. bir kaç dakika ıra ters istikametten geliyor.. le bizim eve bakıyor. Ve gidi'. Ama bu ber çün böyle Allah Allah! Tesadüf obna Yok, tesadüf değil.. ben bir tadır kontrol ediyorum. Artüt hem kalmadı. Beni gözetüyor Kim olabilir?.. Ne bileyim ben kardeşim. ıdi öküz altında buzağı arıyor . ben akşamları Sirkecide araşlarla biraz içerim.. o esnaileri geri lâflar ederiz.. birisi ımazlamış olabilir. Bu dostum bir mühendisti. Acayip bir adamdı. Meselâ ispritizmaya inanır, evde ruhlann gezdiğini sanır.. bir takun sivri sosyal felsefelere ısımr.. derken Hitler'i beğenir.. arkasmdan ona kızar «Lenin» i takdir eder.. bir gece bir rüya göriir: Dalalayma nın mezhebini edinmek ister.. dai ma kafası işleyen, işledikçe kendini rahatsız eden bir adamdı. Ge niş malumatı, fakat dar bir havsalası vardı.. daima küskün görünürdü. Temiz kalbli bir kimse idi. Acıdım. Ben bir Paranoya vak'ası şüphesine düştüm. Ertesi gün söylediği saatte eve gittim. Beni bekliyordu.. Hoş geidin.. çok memnun oldum.. şimdi berif geçerken, benim vâhimeye mi kapüdığımı, yoksa hakikî bir gözetleme altında mı bulunduğumu görürsün! Gel şöyle pencerenin önüne.. pek sokulma.. azıcık geriye otur.. Peki peki!.. Yalnız sen bana söylesene! Üstünüzdeki katta kim var? Boş!.. Altta?.. AJtta kapıcı oturuyor.. arka dairelerin de sokağa yüzü yok. Hırsız falan olmasın.. Acele etme kardeşim.. Şimdi geçerken nırsıza benzemediğini görürsün! Olnr. Kahve içer misin?. İç iç.. Ben de içeyim.. Hemen yapayım ds herif geçerken kaçırmayayım... Çabucak kahveler geldi.. içtik.. Oturduk pencerenin önüne bekliyoruz.. Asağı taraftan gelir.. Ters istikamete bakma!. Gelir ken ben sana söylerim.. Şimdi saat kaç?. Onikiyi yirmi geçiyor.. Nerede ise gelir.. Hadi bakahm. . Bekledik.. Tabii beklemek tat sız bir şey.. Lâf ettiğimiz de yok.. Canım sıkıJdı.. Gelmiyecek galiba!. Gelir gelir.. Biraz daha bekledik.. Bir sigara.. bir sigara daha!. Saat kaç?. Bire yirmi var Kaça kadar bekliyeceğim ben?. Geçinceye kadar.. Ya geçmezse.. Olur a.. Geçer geçer.. sabırlı ol.. Ama kardeşim.. biraz mantıklı ol.. Ben burada sabahtan akşama kadar da bekleyemem yaî. Ee ben de herifi zorla buradan geçiremem ya.'.. İyi ama benim işim gücüm var.. Ben saat birde kalkar giderinı.. Bir gün bana bir saatini vermek pek mi zor yahu?. Kardeşim Fazıl.. Ben senin Kim KorkarHain Kurttan? AtiMâ DORSAY on yıllarda oyunlan bütiin dünyada ilgiyle karşüanan Amerikalı tiyatro yazan Edward Albee'nin, evvelki yıl Kent oyunculan tarafmdan da başan ile oynanmış bulunan «Kim Korkar Hain Kurttan?» adlı oyununun sinema uyçulamasıru seyrediyorıız bu hafta... Film, 1966 rnn üzerinde en çok konuşulan filmlerinden biri olmuştur. 4 Şubat 1928 tarihli Cumhurîyet'ten S Who s Affraid of wirginia woolf ? Yöneinıen : Mike Nichols Oyuncular : Elizabeth Taylor Richard Burton George Segal Sandy Deıınis. Bir Warner Bros filmi. (Konak • Atlas ve Renk'te) Yunanlılara yaptığımız teklif Atina gazetelerinin verdikleri bilgiye göre mübadeleye aıt işlerin doğrudan doğruya iki devlet arasmda diplomasi yolu ile müzakere edilmesi hakkmda Atina Sefirimiz Cevat bey, Yunan Hariciye Nazınna bazı tekliflerde bulunmuştur. Bunlar, Mübadele Komisyonunun kaldınlması, Yunanistanın evvelce kabul etmiş olduğu ve hattâ bunun için taahhüt mektubu verilen 500 bin Ingiliz lirasınm derhal Türkiyeye ödenmesi, Turkiyede Istanbul Rumlarının ancak mahdut bir miktar Rumun hudut dışına çıkanlmasından başka diğerlerinin etabli olarak kabul edileceği bıldirilmiştir. Cevat bey, Yunan Türk emlâki arasmda farkın hattâ bunun iki misli derecesinde olduğunu da ilâve etmiştir. ve ticaretle meşgul kimselerden okuma ve yazma bilmiyenleria mecburen burada ders görmelerı gerektiğını bildirdik. Şimdilik yüz kişi her akşam saat 5 ile 7 arasmda Galatasaray Mektebinde okuma yazma öğrenmektedir. Bu sene Muallimler Birliğine verilmek iizere on bin lira istedik. Bununla şehrin muhtelif yerlerinde halk dershaneleri açacaği2. Azınlıklar için de kendi mekteplerinde Türkçe öğretmenleri tarafmdan Türkçe öğretilmektedir. Küçük memurların maaş meselesi Yeni maaş kanunu düzenlenir» ken küçük memurlardan ziyade buyük memurların istifadeleri düşünülmüş olduğu artık şüphe götürmez bir hakikattir. Meselâ 1000 kuruş aslî maaşı olan bir memurun göreceği zam 500 kuruş, aslî maaşı 5500 kuruş olan bir memurun gSreceği zam ise 2750 kurustur. Küçüklerden ziyade büyüklerin lehine tanzim edilmis olduğu gayet açık olan bu hesabın vur abahya bir hal aldığı görülmektedir. Maliye Müstesan Ali Rıza beyin bundan evvel gazetemızde yayınlanan beyanatmda söylediği gibi, küçük memurlara aynı derecede yapılacak zammın bütçede milyonlarca lira değil ancak 390 bin lira kadar bir bosluk yapacağı hesaplanmıştır. Zannetmem yahu? Her mey'de konuşanlan takip etseler, memur mu jeter.. Sen öyle düşünürsün; ama se bir vakıa.. gözüme uyku ııyor. Kimse ile bir maraza falan mi? Ne münasebet? Ben kimse if bile etmiyorum. Yok canım.. sen evhamlanmış Yahu! Sana bir hafta kontrol ı diyonım.. Olabilir ki.. Olamaz.. olamaz.. sen bana ıkıl ver.. yoksa herifin kafupencereden bir şey atacağım. Bırak divaneliği.. ben... Şimdi sen bana bir iyilik etister misin? İsterim.. Öyle ise.. saat 12 de bize giı.. adamı bir kere de sen gör. Ben naaparım.. Hayır hayır.. bir şey yapBir kere gör, bakaiım, vâhini. tesadüf mü, yoksa bana bir hareket mi?.. Bir fikir Rpnim rii evhama kapılmadığına inansam, akşama kadar beklerdim; ama görüyorsun yaî. Herif merif yok.. Ayol! Sen beni iyice zır deli sanıyorsun galiba?. Yok onu demek istemiyorum ama, samimî olarak söyleyeyim.. Evhama kapıldığını sanı yorum.. Bak saat bire geliyor.. adam yok. Öyle de olsa.. Beni yatıştırmak için bir buçuğa kadar beklersen ben de belki.. bunun.. bir tesadüf diyelim .. Tesadüf olduğuna .. Hab geliyor.. Ama biraz geri çekil.. Geliyor kerata.. Bak hırsıza benzer hali var mı?. Gerçekten temiz giyinmiş. gözIüklü.. derli toplu bir adam.. Yavaş yavaş, evin önüne doğru ge!di.. Tam bizim pencerenin önünde arkasına baktı.. Sonra pencereye baktı. . Bir daha arkasına baktı .. bir daha pencereye baktı.. ve gene yavaş yavaş yoluna devam etti... Bizimki bana sordu.. Ne dersin?.. Evet!. Bu her gün böyle.. Beş da Muhakkak seni gördüğü için bir şey not etti kardeşim.. Kimdir bu adam.. benden ne istiyorlar. Bak bak.. şimdi.. ha?.. Nasıl.. İşte gene bize bakıyor.. İnadıma ben de ona bakacağım.. Bak hemen başmı çevirdi... Birdenbire de. Hadi, inelim asağıya.. Sen de gel... Nereye.'.. Gel benimle beraber.. dedim.. tşi bu halde bırakmak olamazdı. Çünkü Fazü'ın dediği vâhime falan defildi. Bal gibi adamı gözetliyordu.. Sokağa indiğimiz zaman adam beş adım kadar ilerlemişti.. Seslendim: Baksanız a!. Hiç aldırmadı.. Size söylüyorum BayımDöndü, baktı.. ve durdu.. Yamna yaklaştık.. sordum. İsminizi bağışlar mısmız? Rüstem.. Neden sordunuz Hüviyetiniz!.. Neden sordunuz?.. Hele söyleyin de.. Siz söyleyin bakayun! Yolda giden bir adamı çevirip nasıl hüviyetini soruyorsunuz?. Ben sorarnn.. gazeteciyim?. Yaa! Gazetecüer ne zamandan beri hüviyet kontrolüne başladüar.. Uzatmasanız iyi olur. Siz ber gün buradan geçip şu evi gözetliyorsunuz. Ben mi?.. Bizimki dayanamadı... Yok baban! Biraz daha nazik konuşabilirsiniz. Beni hiddetlendirmeyiniz rica ederim.. Yani hiddetlenirsen ne olur?.. Kalbimden hastayım.. kriz gelebilir.. Baktım.. adamın halinde öyle bir tabarrt memuru, gözelleyici gibi bir alâmet yok... Biraz içeri teşrif etmeı misiniz?.. N'e münasebetle, tanraıadığım kimsenin evine giremem?. Bizimki atıldı: Her gün gözetlediğiniz evin içini de görmüş olursuouz.. (Adam güldü) Hiç dikkat etmedim.. Ben bu eve mi bakıyorum... Fazıl güldü.. Yahu.. göz göre göre de yalan söylüyor.. Adam kıpkırmızı oldu .. Ben müdahale ettim.. Buyurun, buyurun.. Hem biraz dinlenmiş olursunuz.. hem de tanışınz... Yemeğe geç kalırım.. Beş dakika canım... Bir kat merdiven . İçeri girdik.. adam yorgundn» Ben hemen vaziyeti anlattım.. Adam güldü.. Ben eski elçilerdenim. Emekliyim.. bir kalb krizi geçirdim.. Ankaradan İstanbula geldim. Kızunın yanındayım.. Biraz aşağıdaki apartımanda oturuvorum.. Her gün beş yüz adım vürümem lâzım.. Öğle üzeri yürüyüşü yapıyorum.. Sonra yemeğimi yiyorum, doktor tavsiye etti. Fazıl atıldı: Peki beyefendi, her gün bizim eve bakmayı da doktor mu tavsiye etti.. deftere not almayı da . Adam güldü.. Hayır.. Boyun kemiklerinde kireçlenme başlamış.. Elli adımda bir boynumu iki yana çeviriyorum. yukan aşaçı oynatıyorum. Belki bu sizin evin önüne tesadüf ediyor.. Benim kimseyi gözetleyecek halim mi var.. bakınız.. gene... diyerek cebinden bir kutu çıkardı.. Beyaz bir hap attı ağzına.. Birbirimize bak tık.. Fazıl; Affedersiniz beyefendi.. Bunu önceden bilse idim... İyi olurdu.. aeni sinirlendirmezdiniz.. Ama ben burada böyle kıldan nem kapan kimselerin oturduğtmu henüz öğrenpmedimİnşallah bundan sonra bir suitefehhüm olmaz diyerek çıktı.. Yavaş yavaş merdivenleri indi... Çıktı.. Gçne yavaş vavaş giderken iki yanma baktı .. Ben Fazıla baktım.. o da bana baktı. Haksız mı imişim?. Haksız tnışsın.. Sen ne diyorsun?. Eee uzatma!. Her sokaktan geçen seni mi gözetleyecek? Evhamın bu kadarı da.. fazla... Uuu saat de bir buçuğa geldi., ben gidiyorum.. sen de aklını başına topla!. dedun.. Çektim kanm cık Bunda oyunculannın ünü ve konusunun çarpıcılığı kadar, birçok yönlerden bizim sansürü aratmıyacak kadar tutuca olan Amerikan sansürünün bazı konuşmaları «Müstehcen» bularak filmi yasaklamağa kalkması ve ayrıca birtakım katolik kuruluşlardan «Gayri ahlâki» damgasını yiyince. bazı \merikan eyaletlerinde gösterilrıesinin önlenjnesi de birer neden olmuştur. Tabii her zaman olduğu gibi, bütün bu tedbirler geriye tepmiş ve filme reklâm malzemesi sağlamaktan başka bir işe yaramamıştır. Fılmi ?örd\ikten sonra ise, bütün bu yasaklamaların gülünçlüğü apaçık belirmektedir. Albee, oyununda, evliliklerinde mutluluğu bulamamış, anlaşamamış, orta yaşh bir kankocanın, bir Cumartesi gecesi evlerine çağırdıkları daha gens bir çiftin önünde, içkinin de etkisiyle ıçlerindeki herşeyi ortaya dökmelerini, birbir lerini, sabaha dek, insafsızca sına kemirmelerini anlatır. Aslında birbirlerinden nefret etmezler, aksine, oırbirlerine gereklidırler. Ama mutsuzluklarıaı unutoak için bırbirlerini suç lamak en kolay yoldur. Albee' nin oyunu, bu bir gecelüc acımasız, vahşî savaşı katı, çarpıcı, soluk kesici bir biçimde vermiştır. Oyunu Broodway'de sabneye koyan Mike Nichols, sinema uygulamasını da yuklenmiş, sinema için son derece elverişsız olmasına rağmen, burda bir haylı başarılı da olabilmiştir. Nichols gerçı klâsık ırajedının yer ve zaman kurallan içınde geçen oyunun sınırlarını £.izla zorlıyamamış ve filmını tiyatro havasmdan kurtaramamjştır. Ama oyunun dramatık yoğunluğu nu koruyabılmiş, yer yer, özellikle kişilerin ruhsal patiama sahnelerinde, sinemanın imkânlarını. dramatik gerilimi arttırıcı öğeler halinde başarıyla kul Janmıştır. Nichols, oyuncuların desteğınden buyük olçüde yararlanmaktadır. Ünlü aşklanndan berı, yalnız birlikte film yapma ve gerçek birer oyuncu olma çabasını umutsuzca surdü ren TaylorBurton çıfti, «Kleopatra», «Aşk mücadelesi • V. t. P.'s» ve «Sandpiper» eıbi 3 büyük başarısızlıktan sonra, nihayet oyunculuk değerlerini ispatlamakta, üstün birer oyun vermektedirler. Ikısinin de önümüzdeki aylarda verılecek Oscar armağanlarmda söz sahıbi olacaklarını soylemek, kehânet sayılmamalıdır. George Segal • Sandy Dennis ıkilısi de ayni ba çan çızgisine erişmektedirler. «Kim korkar hain kurttan», sonuç olarak, tiyatrodan tama men kopamamış olmakla birlik te. ilginç bir fılmdir, «ınemayı yalnızca eğlence olarak değil, cjddi bir san'at dah olarak kabullenenlere öğütlenecek bir film... Gece dershaneleri Maarif Eminı Behçet bey, Istanbul maarifi hakkında bir muhabirimize su demeçte bulunmuştur: «Bolgemiz içerisinde tahsil çağında bulunan çocuklarla okuma yazma öğrenmemış amele ve işçileri okutmak için ne yapmak kabilse yapılmaktadır. Şimdi ise halk mekteplerine büyük olçüde önem vermekteyiz. Halk lisan dershanelerimize pek çok istekli var. Galatasaray Mektebinde gece dersleri açtsk. Polis ve mahalle ihtiyar heyetleri yolu ile otel. kapıcı, bekçi Elizabeth Taylor ile Ricbard Burton «Kim Korkar Hain Kurt'tan» filminde sanat hayatlarmın belki en başarılı oyunlannı veriyorlar Dürüst bir çalışmanın ürünü: BEKLEYİŞ KÜNGSLEDEN Yönetmen: GUNNAR HÖGLUND Oyunculaı: MATHİAS HENRİKSON MAUDE ADELSON LARS LİND , , JEJenls.U Bir İsveç Filmi ,'.!.. , , ', ,'. (EMEK'TE) ESSİZLİK ve «BİR AŞK GECESİ» nden sonra İsveç sinema. sından yeni bir ömek var kargumzda... Daha önceleri yaptığı kısa filimlerde basan sağlayan Gunnar Höglund'un ilk uzun filuıi... Isveçli yazai' Bossc Gustafson'un bir romamndan alınan konu, 10 yıl önce bir kızla yaptığı dağ yolculuğuuu bu kerre tek başma tekrarlayan bir gentin geçmişle hâl arasındaki bocalayışını anlatır. Bir yerden sonra olaylar esrarlı bir niteliğe bürünecektir, ama fılin., esas olarak, ruhbilimsel (PSİKOLOJİK) dir, bir takım sembollerin arkasında kahramanmın bilinç altına inmeği denemektedir. Höglund, hikâyeyi, yer yer teknik ucuzluklara ve ticari sekse saplanmakla birlikte, genellikle temiz bir sinema diliyle anlatmaktadır. «BEKLEYIŞn, önemli bir diyeceği olni'yan, ama dürüst bir çabsmaıun ürünü, eli yüzü düzgün bir filimdir. Yükieme Boşaltma ve Taşıma işleri Yapılacakfır Toprak Mahsulleri Ofisl jstanbul Bölge Miidürlüğünden: 1 İstanbul şehir ve lünan dahilinde Ofisimiz nanuna yapılacak hububat, nakliyat vesair maddelenn bır yıl rnüddetle yükleme, boşaltma ve deniz taşıtlan ile taşıma işleri kapalı zarfla teklif aluımak suretiyle üıaleye çıkanlmıştır. 2 Teklif mektupları 20 Şubat 1967 tarıhine rasüayan pazartesi günü saat 15 de îstanbul Bolge Müdürlüğü binasmda teşekkül edecek komisyon önünde açılacaktır. 3 thaleye Iştirak edecek kimselerin 25 000. Iiralık geçicî teminatlarmı Ofis veznesüıe yatırmaları ve alacaklan makbuzlan teklif mektupları ile blrlürte Bölge Müdürlüğüne tevdi etmeleri lâzundjr. 4 Ofisimiz arttmna ve eksiltme karramma tâbi olmadığından ihaieji yapıp yapmamakta veya diledlgine yapmakta serbesttir. 5 Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme tasarılan 10. lira mukabilinde İstanbul Hububat Şube Miidürlüğünden temia edilebilir (Basm 10953/1214) S AZOT SANAYİİ T.A.Ş. 6ENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN: Bütün Sınıfları Muadeletli ÖZEL 19 xMAYIS KOLEJİ Tecrübeli öğretmen ve idarecilerle hizmettedir. Tasdikname ile öğrenci kabulüne devam olunmaktadir. ADRES: Paris caddesi No: 11 Tel: 17 13 20 Heris Rek: 377/1222 Mütercim Alınacaktır Kütahya Azot İşlebnelerimizde istihdam edilmek üzere tecrübeli Almanca ve İngilizce Mütercimi alınacaktır. İsteklilerin Azot Sanayii TA Ş Genel Müdürlüğüne (Ankara Kızüay Ziya Gökalp Caddesi İşkurhan'da) müracaatlan rica olunur. (Basm 10712 A. 513'1219) Ne zaman* Ne var SINEMALAR B EY OGL O AS: (47 63 13 «Aşksız Yaşanmaz» ATLAS: (44 08 35) cKim Korkar Hain Kurttan» (Elizabeth TajOor) DÜNYA: (49 93 61) «Neşeli 4LCLEK: (Bytlp) (21 Sg 16) 1) Aslanların Dönüşü, 2) Seni seviyorum RENK: (21 15 25) «Kim Korkar Hain Kurttani ŞIK: (22 35 42) «Kumarbazın Intikamı» TINAZTEPt f71 55 İS) Neşeli Günler (Julie Andrews) (Muzikal) XXN1 ıbaKırKOv, (716R2S) 1) Seni Seviyorum (T.F. 2) İki Yabancı (T.F.) rENI: (SEH > ızi t» 02) «Yılmayan Ajan» ATLANTİK: (55 43 70) Cengiz Han ÇELİKTAŞ: (Maltepe) (53 35 07) «Çılgınlar Batakhanesi' FEZA: (36 35 84) «Yedi Dağın AsJanı» (T.F.) KADIKÖY: (36 49 24> «Çılğın Adam'i (Sean Connery) I A L E : (Üsküdar) (36 51 86) «İki Yabancı» (T.F.) OPERA: (36 08 21) «İki Yabancı» (T.F.) ÖZEN: (36 99 94) «Kumarbazın İntikamı» REKS: (36 01 12) «Beni Rahatsız Etme» EFES : «Jamaika Casusları» B. Aris, (R. İ.) SİNEMA 63: <5S 10 84) «Fransada Aşk» (Jean Seberg» SUNAR: (36 03 69) cCengiz Han» (Ö. SerifJ.Mason> SÜREYYA: (36 06 82) «Cen gız Han» (Ö. Şerif TIYATROLAR 11V « r R (44 21 57) «İçimizden Biri» Pazartesi, Çarşamba, Cuma, Pazar. saat 21 00 de 5KHIR OPERAS1. (44 /» 58) (Tet>eba?> nvatroEuı «Rigoletto» Salı, Perşembe. Cumartesî 21 de. Salı 18'de ?EN1 KOMEDİ rtYATRO. SUNDA (44 04 09) (Nuhun Gemisi). Her gün 21 00 de Pazar 15.30 da matlne. HENSIİ GRETİL (ÇocuJt Oyunu) Çarşamba 14.30 Pazaı saat I) de FATIH TIYATROSU (22 01 71) «Pinokyo» cocuk temsilleri Carçamba 14.30, Pazar 11 L ) de M «Çatallı Köy« Her gün 21. Pazar 13.30 da. Pazartesi günleri oyuT> yoktur ZEYTINBURNU nYATROS D : «Urnut Çeşmesi» Çarşamba <sal 14.30: saai 11 de DSKÜDAR TreATKOSU: (36 55 11) «Işguzar» remsıl cunıerı Heı eOr laai t l : Pazar •aa» Gunleı (4. hafta) flşksız Yaşanmaz The Man Who t nderstood VVomen Yoneten : Nunnally Johnson. Oyuncular : Henry Fonda • Leslie Caron • Cesare Danova. Bir Fox fıJmi. (As Y. Melek Marmara'da) H o!lywood'da yıllardır film | çevıren Nunnally Johson' un başlıca ozelliği, fılmlerinın hem senaryocu, hem yapımr cı, hem de 3 önetmelığini bir arada yürutmesıdır. Buna karşılık Johnson, hiçbır zaman üzerınde fazla konuşulabılecek onemli bir yapıt koymamıştır nr taya.. Bu kez Johnson'un, 8 yıl bnce, populer yazar Romain Gary'nın bir romamndan yarar lanarak çevirdığı bir filmi seyrediyoruz. Hollywoodlu ünlü bir yapımcı vönetmen ile, üne kavuşturduğu bir yıldızın aşkları anlatıhyor. Ama ne anla EMEK: (44 84 39) «Bekleyiş. (Is\eç filmi) FİTAŞ: (49 01 66) tCasuslar ÇafPJ?ıyor» İNCİ: (48 45 95) «Kumarbazın İntikaroı» (T&) KEKVAN: (48 04 23) olki yabancı» (T.F.) KONAK: (48 26 06) «Kim Korkar Hain Kurttan» LALE: (44 35 95) «Kumarbazın İntikamı» (T.F.) LEVENT: (63 55 39> .Pembe Panter» ıRI.I (D. Niven C. Cardinaleı LÜKS: (44 03 80) «İki Yabancı» (T.F.) RÜYA f44 zO 07) ..Çılgm Adarrn (R.İ.). Sean Comery SARAY: (44 16 56) «Yılmayan Ajan» (Renkli. İng.) SİTE: M7 77 62) »007 Casuslar Çarpışıyor» SİNEMA TEK (49 87 43) Rysopis (Özel Belirüsi Yok) (Polonys fiimiı SAN (48 67 92) «İki Yabancı» YENİ AR: M9 64 72! «İki Avuç Dolar» VKM ME1EK (44 43 89) «Aşksız Yaşanmaz» KAÜİKÖT 15 30 da matlne ÇocuK remsil lert (YoRsullaı HarSı) Çarşamba «aaı 1430. pazaı ssai lı de İSTANBUL TİYATBOSD: (44 23 36] Bnantaru Bende. <Suı (Her ewi 2115 C^r. samba. Cumartesi • Pazaı 15 te matine Pazartesi temSil »nltnıt BAKIRKÖY TİYATROSU: (7 59 49) Orhan Erçın, «Çapkınlaı Kralıı Pazartesi Saiı nariç. heı gün 21 00 de. Pazar matlne 16.00 da KF.NT OYUNCULAK1: M a n 8S> «* AU1K K1Z» Carşajnos nariç Beı çün 18'de Pazartesı 18 ve 21 15'dı K4RA.CA TtYATRODA: (44 54 02) «Demlrei e Söylerım» Pazartea) Banc her •*• tam 21^0 da FaleBeye Cuma rtes) Pazaı nariç ber afc sarn nalka cums aksamlan tenzilSth DORMEN TrfATROStJ: (44 97 36) «Yeı Demlr, Golî Bakır» Salı. PerşemDe. Cuma, Cumartesi, Pazaı 21 İS te Cums 'Cumartesi. PazaJ İS te «Âşşk». Çarşambs İf *e 21.15 te, Perçemb* ıt te GEN AR TİYATROSK: 149 31 1 9 VObCU Heı 11 gl)f> 21.36 Çarşamba 18 da. Cumartesi pazaı İS te GLI.RİZ SURURİ ENGİN CKZZAK topluluğTJ (Elhamra Tiyatrosunda (44 Z2 36) •Kurban»' Pazar, Pazaı • tesı. Perşembe, Cuma. Cumartesı: 18.15 te. Pazaı tesi 21,30 Cuma 15.00'te «Paltot: Salı 18.15'te MÜCAP OFLUOĞLU TİÎATROSU: cK.aKruı Çiceglı (49 5A 92) ıKucük Sanne) Pazartea najic Det gec« 21.13 te Carşaroba Cumaı tesı Pajaı U i* matlne ULVİ L'RAZ TfYATROSÜ: 144 V» <TJ' K n r l s ı Ipkme si Her gun: 18.00. Pazartesi: 21.30 ve Pazar: 15.00 te. BULVAR TİYATROSU: (21 >e 431 u u öasmacı Kenan 8uK» Pazartes) Ha nç, heı gün 21.15 te, Çarşamba Curnartesl Pazar 16.15te ıMinib Eteililer» ARENA TİYATBOSU: (49 84 i9i .Anastasra» Pazartes) narlc her glİD 21 ]S te Çarşamba Cumartesı Pazar 18'de AZAK (Goniil ÜllrO Gazan ter Örcao) (32 62 46) Cumartesi oaı 21 Pazaı I S I K N 6 D L ALEMDAR: (22 36 83) «Ylğit Yaral) Olur» BULVAR: (21 35 78) «Kumarbazın İntikamı> GÜNES: (21 61 40) 1) Meydan Köpegi f l F . l 2) Para. Kadın. Silâh İPEK: (22 25 13) Günler» J. Andrews KtTT.ffP m 7 «II H .İ Devlel Demlryouarı Haydarpasa (36 04 15) Sirkec) (27 00 SU) Oenizyolları) (49 18 96) (TatU günJeıl (44 03 07ı Sehlı Hatları: (44 42 83). Türk Hava Yollan Bilet Satışı: (44 47 ()0) (Danışma: (44 02 96) (Hava alanı (73 82 73 • 13 84 40). thkyardım Hastahanesi: (49 Sü 00) NÖBETÇİ ECZANELER B.AKIRKÖY: Zaıer, Yesiljurt, ni Ye pı, Yeni Beyazıt, Hulusi Bayer, Bulvar EYÜP Sükran. Sağmalcılar, Yeni, FATIH: Buyük Akdeniz. Yerü Fa(ih, Cumhuriyet, AJcın, Duygu, Sa lihpaşa GALATA: Karaköy Nur GAZIOSMANPASA: Sağlık, Şıfa KADIKÖY: Göfüş. Moda Cevizlik, Pelın. Kalamış, A. Cafer Çağatay KASIMPASA: Azim. Yeni (Haskoy) SARIYER: Buyukdere Istinye Ünal. «A$k Memunj» Pazartesi nanc ner gun 21 15 de Çarşamba Cumartetesl. Pazaj 18.15 de ıSuluman Bacanak» Salı Çarşamba Perşembe AKSARAV HALK TtTATROSÜ: (44 16 56) ıSam Rül gârları. net gun 21.15'te Çarşamba Cumartesi. Pazar 16.1» mattne AKS*RA¥ KİJÇÜK OPEKA: (2) 57 22ı .Horoî Nurl Derleı Benlro Adımaı Vahl ö z Tnpiuluğu (Suare ı\ ı s ı Cumartesi pazsr Carsamba gunleıi mstln« 15 00 Neiat Uveuı it Arka daşlan ıPasava Sevierlm» ner JUP IH.IKI k m n p f l t\ 15 O R " o f i L D rİTATKOSU:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle