29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
. Ve Yozgat üzerinden ııkara yolculuğu başladı Çeviren: H. ALI Bir gurup halk tereddüt içindeydi ılaca'dan başhyarak yolumuz : Eikıntılı geçti. Hep dağlardan nek zorunda idik. Akşama doğ Yozgat şehrine geldik. Bütün Elk meraurlarımızı lise binasına •leştirdiler. Akşam yemeği, ko îmalar... Özellikle okul müdüAli Fuat Beyle Tarih Öğretmeni : ateşli birer konuşma yaptılar. nuşmalarında, Türkiye ile Rusarasındaki dostluğun büyük öninden söz ettiler. Vali Hilmi y bizi, Türk halkı aduıa selârolı. Sabahleyin okul öğrencileri, ; oğlan çocukları, toplandılar. rler ve Mustafa Kemal üzerine zılmış şarkılar okudular. işimle çocuklanmı ve beni ayn • eve yerleştirmislerdi. Evin Ha TH temiz bir Rusça ile konuşma başlayınca, çok şaşırdık. Hanın, biri kız, öteki oğlan olan, ço klan da Rusça konuşuyorlardı. îğer, hanımın kocast doktormus, rinei Dünya Savaşında esir olak Ukrayna'da bulunmuş. Orada, lerinde oturduğu ailenin kıyla sevişmiş ve evlenmişr. Kız da onunla birlikte Türyeye gelmiş. Kocası ile çok iyi •çiniyorlarmıs. Kadın Türkçe ko ışmayı öğrenmiş.. Bue çok can ın ikramlarda bulundular. Soru iğmuru bütün gece sürdü. Karı)ca, Rus ihtilâli ve Lenin üzene birinci elden bilgi edinmek iı yorlardı. Biz de, kendi payımua, ürk milll hareketine, Kemalist rduya, Mustafa Kemalin kendisi üzerine ayıu ilgiyi gösteriyorduk. Sonraları, bizim konuksever ev sahiplerimiz Ankaraya da geldiler, bana bir aile fotoğrafı hediye ettiler. Fotoğrafın üzerine şunu yazmışlardı: «Rus halkının sayın temsilcisine.. Onu candan sevmis olan bir Türk ailesinin hâtırası.» Konusmamız sırasında. evin sahi bi hanıma: Yurdunuzu, Ukrayna'yı göreceğiniz gelmedi mi? diye sordum. Gelmez olur mu? dedi. Anamıbabamı görmek isterdim. Gerçi onlardan mektup alıyorum, ama, çok seyrek. Oraya gitmek zor. Ço cuklarla, böylesine uzak bir yere, hele böyle bir zamanda nasıl gidilir? Burada savaş. var. Ortahk kanşık.. Üstelik kocam askerî doktor, ona izin vermezler... Kocam ol madan da ben gitmem. Artık Türkiye benim yurdum oldu. Halkı çok iyi.. Bana da çok iyi davranıyor,. Subay bize başından geçenleri anlattı. 1919 yılında, Yunanlüarın Izmiri işgâl edişlerini görmüş. Bu, çok korkunç bir sahne üniş. Yunan işgal ordusuna, şehri ve dolay larını zaptetmek için İngiliz, Fransız, Amerikan ve Italyan gemileri yardım etmiş. Türk subayı: Bunlar, Türk kıslalarınl top ateşine tuttular, diye anlattı. Halbuki ateş etmelerine lüzum yoktu. Çünkü bizim zaten silâhlarımız alınmışü. «Medenî» canavarlann bi ze, reva gördükleri vahşice davranışları anlatmak zordur. Bizi dövdüler, bize hakaret ettiler. Birçok Türkler öldürüldü. Bizi esir olarak götürürlerken Yunan gemisi «Patris» kıyıya yaklaşarak kafileye ateş etti. Ben kaçmak fırsatını bul dum. Bu canavarlıklan, pek tabiî, bütün Anadolu Türkleri öğrendi. Subay, sözlerine devam ederek: Simdi Türklerin de silâhları \ar. dedi. Köylüler de silâhlanıyor. Canımızı, haklarımızı koruyacağız. Sonuna kadar döğüşeceğiz!.. Bizi esaret altına almalarına izin vermi yeceğiz!. İngilizlerin îstanbulu işgali sırasında nasıl davrandıklarını yine bu yolculuğum sırasmda öğrendim. Samsunda mutasamf ve Türk subaylan. büyük bir öflte içinde bunu anlamışlardı. îstanbuldaki Mebuslar Meclisi dağıtılmış, Mebusları tutuklayacak Malta adasma sürmüşlerdi. Bütün ileri düşünceli aydınlar, yer yer tutuklanmıs, hap se atılmış, ya da sürgüne gönderilmişti. Yanundaki subay: Sizinle birlikte yolculuk eden sayın Ağaoğlu Ahmet Bey de Malatyaya gönderilenlerden biridir, dedi. Kışla ve cephaneleri koruyan Türk erleri öldürülüyordu. Minarelere, makineli tüfekli İngiliz nö betçileri konuyordu. Bu bizim yurt severlîk ve dinsel duygularımıza büyük bir hakaretti. Biz Türkler bunu hiç bir zaman unutnuyacağız!.. Ancak yurt hainleri İngiliz emperyalistlerini destekleyebilir. Yolculuğumuz çok ağır geçiyordu. Samsundan bükumet merkezi Ankaraya kadar olan 400 kilometrelik yolu, yaklaşık olarak iki haftada aldık. Ama, bu durumdan yine biz yarariandık: Duraklamah geçen bu uzun yolculuk bizi ülke nin yaşantısmı, gelenek ve görenek lerini, köylünün, şehirlinin ruh ha lini halkın kurtuluş savaşına olan ilgisini, itilâf devletlerinin istilâcı amaçlarım. toprak tneselesini öğrenmemize imkân verdi. Yolculuğumuz sırasında, hava, büyük bir çoğunlukla bize, pek de güleryüz göstermedi. Genel olarak hava, soğuk ve yağışlı idi. Dağlarda sulu kar yağıyordu. Buna karjılık çevreleri dağlarla kapalı olan vâdüerde ılık rüzgârlar, sanki bahar gelmi? gibi bize tize ot ve kır çiçekleri kokusunu getiriyordu. Meclisinin, Mustafa Kemal'in direfc tiflerini tutmıyan hiç bir köy halkı yoktu. Türkiyede isçiler azdı. Bunlar sa dece Istanbulda, Zonguldakta, tütün şirketlerinde toplanmış bulunuyorlardı. Türk halkınuı milH kurtulu? çabalan. daha çok kendili ğinden, eeteler kurmak biçiminde ortaya çıkmakta idi. Köylülerin ço ğu, Mustafa Kemal'in kurduğu or duya seve seve, gönüllü olarak gir mekte idiler. Onlar bu ordunun kişiliğinde kendi koruyuculanru görmekte ,onun yardımile değH yahuz yabancı boyunduruğundan, ama, iç zâlimlerden kurtulmayı ve en önemlisi, toprağa kavuşmayı, vergilerden yakayı sıyırmayı da ummakta idiler. Şehirlerde ve kasabalarda küçük burjuvazi, esnaf, tüccarlar, daha iyi bir yaşantının özlemi içinde, ama kararsız bir halde idiler. Halk, Padişaha, halifeye olan inancuu hızla yitiriyor, emperyalistlerin haris amaçlarını anlamaya başlıyordıu Türk burjuvazisine gelince, yeni akunların, cesur davranışların. ve pek de sonuncu bir yer almıyan köylülerin toprak hareketlerinin doğurduğu korku içinde idiler. Gît tikçe daha yüksek sesle sözü edilen Türk kadınlannın kurtulusu düşüncesi, gericiliğin en teşkilâtlı bir gücü olan gerici hocalarm propagandaları için bir besin teşkil etmekte idi. Halifeye bağlılık, Türkiyenin bütün sosyal sınıflan arasında hâlâ çok güçlü idi. Ama, top rak ağalarının burjuvazinin, eski memurlann başlıca korktuğu şey, tanmsal bir devrimdi. Gericiliğin bu güçleri, daha o zaman. köylülfi ğün toprak konusunda, vergilere ve gerici hoca baskısına karşı mücadele etmek üzere birleşmelerine engel olmak için ellerinden geleni yapmakta idiler. Kimi yerlerde valiler, mutasarnflar v e öteki idare âmirleri, eski devrin adamlan idi. Mus tafa Kemal, yavaş yavaş bunları kendi taraitarları ile değiştiriyordu. Yeni düşünceler, toplum teşkilâtlarında, şehir işlerinin idaresinde gittikçe kendini duyurmağa başlamıştı. Ama, toplum adamlan da her zaman davramşlannda kesınlik gösteremiyor, kuşkulu adımlar atıyorlardı. lanmakta idiler. Resmî ve resmt olmıyan bütün görüşme ve konuşmalarda bu göze çarpmakt» idi. Mustafa Kemal Paşanın asker arasındaki ünü çok yaygın v« büyüktü. Mustafa Kemal, taşradaki işlerle ve halkın morali il« ilgili haberleri bunlann aracıhğı ile almakta idi Azınlık halinde kalmakla birlikte, GeneralPaşalar arasında, yeni idareye düşman, padişah halifeye bağh kişilere de rastlanmakta idi. Bütün tümenlerin, bütün alaylann milli hareketten, Mustaf» Kemal'den yana olduklannı söy lemek yanlış bir davranış olur. Böyle düşünmek, herşeyi bir renge boyamak demek olurdu. Çoğu zaman, şu ya da bu tümen ve alay için mücadele edildiği oluyordu. Nitekim 1920 yıhnd» Samsun'da, 15'inci Tümenin Padişah taraflısı bazı subaylan Büyük Millet Meclisine karşı yıkıcı propagandalara girişmisler* di. Buna benzer durumlar, baska yerlerde de görülmüştü. Muı tafa Kemal Paşanın karargâhı bu çeşit davranışlann önüne ge^ mek, bu gibi subaylan uzaklaş tırmak zorunda kalmıstı. Ankaraya kadar bize eşlik etmek üzere, Yozgat'ta yanımıza bir subay verdiler. Onunla aramızda dik kate değer bir konusma geçti. Bu konuşma, Yozgat'tan Yahşihan'a ka dar sürdü. Şohsi?han bir simendifer istasyonudur. Oradan Ankaraya kadar trenle gidilecek. Yahsiaan'a gelinceye kadar, dinlenmek için Başıbüklü, Ali Elma, Hacüar köylerinde mola verdik. Türk subayı ile konuşma Anadolu yoiculnğunun genel izlenimleri Türk tnillî kurtuluş hareketinin lideri Mustafa Kemal Pasa, sömür gecilik düzeni ile esaret altına alm mış geri bir doğu ülkesi için işitil memiş derecede büyük bir politik iş, büyük bir teşkilât işi görmeyi başanmsü. Köylüler, jehir burjuvazisi ve askerler arasındaki etkisi, jöhreti; ona olan güven v e inan; çok büyüktü.. Büyük Millet Hep ordu, her zaman ordu Elçilik Heyetımizin geçtiği Anadolunun «Samsun • Ankara» bölgesinde bütün yurtsever güçleri birbirine bağlıyan başlıca halka, basta komutanlar olmak üzere askerî birliklerdi. Kendi bölgelerinde politik önderliği bunlar yapmakta idiler. Mustafa Kemal'in, Türkiye Büyük Millet Meclisinin emirleri, genelgeleri, kararları, Ankara'dan bunların aracılığl ile çevreye yayılmakta idi. öğretmenler, doktorlar, gazeteciler ve benzeri demokratik güçler, askerlerin çevresinde top YARIN YUSUF KEMAL BEYLE ÎLK KARŞILAŞMA YOZGATTAN BİB GÖRÜNÜŞ Dişi Bond MOOESTV BLAISE İSTANBUL 06.25 06.30 06.45 06.50 07.00 07.05 07.30 07.45 07.50 0800 08.20 08 40 09.00 09 10 09 30 09 35 10.00 lfl.15 10 25 10 40 11.00 11.05 11.40 12.00 12.15 12.30 13.00 13 20 13.30 14.00 14.20 14.35 14.50 15.40 15.55 16,fM 16.55 17.10 17.15 17.20 17 25 17.50 19.00 19.40 19.45 ÎO.OO 20.15 20.35 20.55 21.00 S1.20 21.35 21.40 22.00 22.45 23.00 23.30 24.00 Aç.ılı«. program Türküler ffecldi (l\ Konusma Türküler cecldi (9) Köve haberier Sabah melodllerl Haberler v e h«vs durumu Kücük ilanlar Stüdvo G'den *• I*t»nbulda bueün Halif müzik Radyo hafif mürlk orkestrss: Keman soloları Günümtiz Sorunlartmu Istanbulun sesl Pasadobleler Serao Tansellden (arkllar Müzik kutusu Kadın ve çevresl Suheylâ Kutbaydan »ari"l»r Arkası varın Kısa haberier Sabah konseri Caz sarkıcıları Pivanoda rnelodller 4 ses: 4 sazdan türküler Sclma Ersoz Mefharet Yıldırımdan sarkılar Haberler: R. G. de buaün Stüdvo G'den Reklâm t>roeramları Tuncav Eraslandan sarkılar Radvo dans orkestrası Saz eserleri B. Orkesrtralan tanıvalım Ümit Tokcandan türküler Kısa haberier î e i t i m radvosu Cocuk bahcesi Bir sev unutmadınız ra? Cocuk korosu Kısa haberier Karma fasıl tooluluBu Reklâm oro«ramları HaberieT v e hava durumu Kücük ilânlar Parlâmentoda «ecen hafta Ramazan Sensesten türküler Unutulmavan sesler Türk h a l k m ü z i l i n i tanıvaUm 24 sa«tin olavları. K.ilânlar Sanat d ü n v a n u z S e v d l k l t r i n i ı l e beraber K ü c ü k İlânlar Tivatro o k u l u Reklâm OToeramlart Haberler v e h a v a d u r u m u Avın bestecisl Barok müzik Kaoanıs BULMACA 123456789 söz). 3 Kaba kişiler insarüann nazik söylen burnuna sofear gibi bir şey gös 1 2 3 4 5 6 7 8 9 t a r z l 8 B terirken bu sözü söylerler, son '" • ^ ^ ' emir, çevriUnMısır Kıralının adı. 4 Gırtlak, bir yemlş olı tersi fcarada veya denizde hayvan bir edatın kıs Ulmış ve kaiı tutma veya vurma işidir. 5 «Haaştırlmışı. 9 yat belirtisi dolu baş» karşı lıgı ikl Bazı hastauk söz. 6 Hayatlarında bunu kan önlemek iç zanmış olanlar tarihlere geçerler, kullamlır, 1 Batı musiklsinde tatlı ses ve bir DOnkfi balmaeanıs maluı satiş ( musiki aracı. ? «Taraça» nın ğerinin vans RİMAVI UCÜEö i l . *Ai PCBOSfö? V» DOLPUH j SOLDAN SAĞA: 1 Avrupa. Asya, Afrikadaa başka öteki iki kıta böyle coulırlar (iki söz). 2 Bir çeşit pamuklu bez, benzer veya hayat arkadaşı. 3 Büyük kent. 4 tplik bükme aracı, bir sahne artistimizin soyadı. 5 Bitkl ipüği, ilkbaharda dalları bastığı söylenerek satılan yemiş. 6 «Yayla atılan silâhı bulmaya çalışan» anlamına iki söz. 7 TekTarlanınca «kafa törpüleyen dırdır» olur, Kuzey Afrikadaki ülkelerden. 8 DÜNKt BüUaACAJ Nil nehrt üzerinde kurulmakta HAJuLEDtLMtg SEK olan baraj (adı söylendiği gibi yazılmışür), nota. 9 Eski Türk bnlmacad» gruplanndan birinin mensubu, bi NASIL HALLEDtLECEK îukandaki rakamh nanın kısımlarından. dece 6 tane anahtar (ipucn) ve 6 tane sonuç vardır Boş olan YÜKARIDAN AŞAGIYA: karenin içine 1 den 9 a kadat nygnn birer rakam koyarak ve ı 1 «Baştan başa zümrüt gibi lama, çarpma, çıkartma, bölme işaretlerine dikkat edereb M I > düzlük alan» mânasına iki söz. 2 sağa v e ynkandan aşagıya bulmacada gösterilen «onaçlsn btüu Belden aşağı kısımdaki lcadm dış giyim eşyasının boyu uzun ol Biraz vaktinizi alır ama, bos vaktinizi hoşça geçinni 3 olursu mıyanı giyene böyle denüir (iki fl D E 3 D ÖSK ve OLÜM 69 Jones, iki keresinde de başansızlığa uğraymca, sarı san düşünceli bir hal aldı: Bir oyundu bu. Sonra, fırsat kolladı, zamkh saçla bir smokin üzerine saldınp kızı onun elinden aldı. Adam ütülenmiş bomboş yüzünü sinirli sinirli yukarı doğru dikti ama, Jones kızı sıçrayıp dursn kalabahktan pek ustaca sıymp aldı, parmakhğın köşesinin çevirdiği açıya götürdü. Burada ancak sırtına saldırılabilirdi. Üstün durumuntın geçici olduğunu biliyordu; onun için, çabuk çabuk konuştu : «Arkadaşın bu gece bur'da.» Kızın tüy yelpazesi usulca oğlanın ensesine düştü. Oğlan diziyle kızın dizini aradı, kız pek beceriklicesine ondan kaçındı, köşeden kurtulmaya çalıştı ama, bosuna. Kızı almak isteyen biri arkadan ojlanı dürtüyordu. Kız, öfkeyle: «Dans eder misiniz. B. Jones?» dedi. «Burada güzel bir döşeme var. Bir denesek mi?» Oğlan kızın yassı göğsünü, ondan kaçınmak içln yaptığı sinirli çabalan duyarken: «Senin arkadaşın Donald dans ediyor, ondan iste» dedi. Oğlanı arkadan dürtüyorlardı. Kız o güzel olmayan güzel yüzünü yukan doğrulttu. Saçları yumuşaktı, inceydi. başının çevresine gelişigüzel dolanmışh, boyalı dudağı da bu ışıkta morumtrak kırmızıydı. «Burada mı? Dans mı ediyor?» .O iki meleğinlen birlikte. Dişi meleği gördüm, erkek meleğin de bur'da olduğunu anladım.» «Meîek mi?» «Şu Bn. Powers mi diyorlar ne..» Kız onun yüzünü görebilmek için ba^mı arkaya attı. «Yalan söylüyorsun.» «Hayır. yalan söylemiyorum. Buradalar.» Kız gözlerini oglana dikio uzun uzun bir baktı. Oglan onun bükük bileğinden yelpazesinin yanağına usulca değdiğini duydu.Arkadan dürtüyorlardı. «Şimdl dışanda, arabada oturuyorlar» dedi. «Bn. Powers'len mi?» «Ayağını tetik al, b»cı, yoks» bu kadın onu kapacak.» Kız bİTdenbire ondan sıynldı kaçtı. «Dans etmiyeceksen...» Arkadan dürten bıkıp usanmadan boyuna ddrtüp duruyordu. «Ben alabilir miyim?» Kız Jones'in kolundan kaçtî. «O! Lee. B. Jones dans etmlyor.» Gereği gibi olan delikanlı gereği gibl: «Bu dansı rica edebilir mlyim?» diye mmldsndı, kolunu kızın beline dolayaraktan. Jones afallayıp v.ı,.v«lmıg. saDsarı duruyor, kızın oyun »rkadaşının ceketi üzerinde sessiz bir su dalgası gibi ran yelpazesine, bükük boynuna, kara bir c ışıltıh bir sıcaklıkla dolanan koluna. oyun a daşının bacaklannın önünden yanm kalmış düş gibi giden bacaklannın belİTli gümüş kı masına san san bakıyordu. Bir salıncakta tek başına oturan bir ac birdenbire: «Kibritiniz var mı?» diye sordu posunu yaktı, basamakların yanında parmak üzerinde oturan bir toplulugun arasında y fişkin bir döğüşkenlikle ağır a|ır dolaşı başladı. Boru çalan Arap adamlarını daha ateş) didinmeye mahmuzladı, pirinç boru sustu. meyi alçak perdeden yanık sesler aiıp göt en scnunda pinnç boru yeniden aldı. Jones. ellerini ceketipe sokmuş, piposuı miyordu, narin bir kol birdenbire şayak ye altından sokuldu. «Bekle beni. Lee.» Jones dönüp bakınca kızınyelpazesini. e sinin cam gibi dokunsan kırılacakmışlığın dü. «Arabada birilerî var, onları görmel rundayım.» O§lanın ütülenmiş yüzü leke=iz keteniı zerinde sinirli bir ablaklığa büriinmüstü. «Ben de pelevim » «Hayır. havır Sen ben' bPkle B Jor türecek beni. Sen onları tariTiıvrır'ur) bil dans et V\en. ppiinceve kadar Sciz?» « Ama, sey . » Kızın eli incecik bir alev eibi çakarak nu durdurdu. « Hayır. havır. N'olur! Soz?» Oğlan söz verdi. durup onlann arka baktı: Basamaklarrtan asağı indiier. o iki ya agacının altından gectiler. karanhga lar; karanlıkta kızın elbisesi erkesin h şayaSının yanında özsüz bir kıvranı» nlu\ Bir süre sonra, oğlan döndü. bo^almak sondurmava doğru vüröfiü «Bu çamur d den çıktı?» diye düsünüyordu. iki k>7in. bir çagınyla. gözlerini ona dikmis bakt corünce. «Insanı bur'da rahat bırakma; hiç?. Duraksarken. evsahibi hanım bovuna şaraktan göriindü ama, oğlan uzun denı gelen ustalıkla onun üstesinden geldi Bi cağın yan karanlığında loş bir kösenin bir adam tek başına oturuyordu Oğlan y ca, daha o istemeden, adam bir kutu kibri Lee, hiç şaşmadan, cıgarasınt yakaral olun» diye mırıldandı. çekildi Kibritin s ufacık gevrek tahta kutuyu eüerken tat «Bakalım üfüncüsü kim olacak» diye yordu. (i>evam MdllCOÇOğlU j konu ve resim: AYHAN B Ş Ğ U AO L BEYAZGÜL S ISTANBUt IL RADY.OSU 18.55 Acılıs ve orogram 17.00 Sizin lcin 17.30 Kücuk konser 18.00 Ivi aksamlar 18.30 Senfonlk müzik 19.00 CesitU metodiler 19.30 Aksam konseri 20.15 Beraber secelim 21.00 4 rüzaânn getlrdizl ezttiler 21.15 Sonat saati 21,45 Naoollten melodller 22 00 Gece konseri 23.00 Caz saati 23.30 SevUen sarkllar 24.00 Piyano sotoları 00.15 Taneo ve Dasadobleler 00.30 Hafif müzik 01.00 Proeram ve A N K AR A 08.25 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 08 .ns 08.10 08.40 08.45 09.00 09.20 09.35 09.40 1000 1055 11.15 11.30 12.00 12.15 12.25 12.30 13.00 13.20 13.30 14.00 14.15 14.35 14 55 15.55 16.10 16.20 16.40 16.55 17.00 17.30 17.50 19.45 20.00 20.05 20^5 21.00 21.05 21.35 21.50 2205 22.25 22.30 22.45 23.00 23.45 24.00 Acılıs. Droeram Köye haberler F. KozinoSludan sarkılar Haberier ve hava durumu Sabah müzlH Ankarada bueün Kuçük ilânlar Her telden Kücük Uâıüar Nuri Sesieüzelden türküler Günümüz Sorunlarımız Sabab konserl Kısa haberler ve K. ilânlar Arkası varın «Sefiller (71 Egitim radyosu (1> Melodiden melodiy» Cocuk bahcesi Konser saati ÖBe müziel Kıbrıs saati Kücük ilânlar Beraber solo sarkılar Haberler. R. G. de bueün Plâklar arasında Reklâm Droeramlan Cocuk bahcesi M.YıldızdoBandan sarkılar Bueün icin sectlklerlmlz Kısa haberier ve K. üinlar H.Sözeriden türküler Plâklar arasmda M.SaSvasardan sarkılar Müzik dlnlivellm Kısa haberler v« K. ilanlar Yurttan sesler Birlikte düsünelim Reklâm oroeramlan Ahmet Seıeinden türküler Uvkudan Bnce N.Tokatlıoftludan sarkılar 0 »olistler: O. orkestralar 24 taatln olavları ve K.ilânlar Anadilimlz Türküler Hafif müılVc T.B.M.M. u a t l Hafif müzik Nevln Akoldan tttrkuler Haberler ve hava durumu Oper» «Ibumünden Gce« vtruına doftru Proeram va kaDanl»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle