29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AJANSLAR * RADYOLAR hadiseler arasında Başkan Sukarno kuvvet C. komutanlarıyla görüştü H BOGOR (33.) Başkan Sukarno dün Bogor saraymda başlarında Genel Kurmay Başkanı Suharto olmak üzere Kuvvet ko mutanlarını kabul ederek bir sü re konuşmuştur. Toplantıya gazeteciler alınmamış, sonradan başkanın basın sekreteri General Sumutmo, yaptığı bir açıkla mada «başkan ve kuvvet komutanları ülkenin içinde bulunduğu durumu gözden geçirdiler» demiştır. Endonezyanın içinde bulunduğu durumu gözden geçirmek için Panaraması Mehmet Barlas Endişelerveseheplerî ^^nönü'nün ilk koalisyon hukfi1 | meti zamanmda basında gene J \ b i r perişanhk belirmişti. Her^ ^ kes birbirine küfrediyor, lânet ediyor, hakaret ediyor; hulâsa kötü kokan bir curcunadır gidiyordu. Herkes bundan endişeli iken İnönü bir kapab basın toplantısı yaptı: Kendinizi toparlayın! Bu gidiş fena! Memleketi birbirine düşürür. Çarenizi bulmazsanız ben bulurum. dedi. O sıralarda bir taraftan eski iktidar liderleri türlü şekiUerde medhedilirken, diğer taraftan 27 Mayıs ihtilâli yerilir dururdu Tabiî buna karşı cereyanlar başladı. Ha kapıştılar, ha kapışacaklar!Basın zaten tam mânasiyle sahibinin elinde değildi. Her elme kalem alan yazıyor, basıyor, satıyordu.. bn yaym iptizali meslekî disipline pek riayetkâr obnıyaıı bu kolda anarşi yarattı. O kadar ki tnönü'nün başkanı olduğu koalisyon hükömeti Tedbirler Kanunu adı verilen 38 nurnaralı karmnu Meclise getirdi ve ittifakla kabul edildi. Hâlâ uu kanun vardır; fakat kanunun vasakladıği hareketler bol bol yapüdığı halde demek ki adalet cihazı bunda bir zarar görmemiş olmalı ki tatbika yanaşmaz. Sade o da değil! Bugün TürH. yede bir aile yuvasına sokulabilecek, hele çoluk çocuk eüne geçmesine asla müsamaha edilemiyecek kadar açık saçık. müstehcen bir yaym, alıp yürümüştür. Bunlar, hep daha üçüklerin elindedir. Kimse ne aldırır, ne sorar? Halbukî bunu da yasaklıyan kanunlar vardır. Daha bir kaç ay evvel ttalya Gazeteciler Birliği, böyle müstehcen neşriyat yapan 30 kadar derginin kapatılmasım istemiş ve kapatmıştır. Adına seks denilen hep bildiğimiz ayıp ve ayıplık edebiyatı, resimleriyle ve tafsüâtiyle Rençlerin psikolojisine ve fizyolojisine hitap etmektedir. Ne ohır yahu! derler. Eğer insan ve cemiyet düzeninde ve ahlâkiyatında cinsî münasebetlerin serbestliği ve daimîliği kabul edilmişse ona diyecek yok.. ama tabiat bile «kızma mevsimi» ile hayvanların dahi bu münasebetlerini bir nizama sokmuş iken insanlann tabü ve şehvanî hislerini bir edebiyat ve sanat perdesi arkasma saklayıp ticaret metaı yapmak.. sonunda babasız çocuklann, kocasız bâkireler ve türlü taraftan sapıklann cen ete dolmasına sebep olursa bu akıbetten şikâyet etmemeye imkân var mıdır? Bütün bunlar, fert ve cemiyet ablâkiyatını müşahede altında bulunduran cihazlarımızm ya kam» sadığını, ya iyi işlemediğini gö* termekten başka şekilde izah edllemez. Basın bu cihazlardan biridir. Bir deherhflrriyet devrinde oldn ğn gibi memlekette aşın siyasi cere yanlar alıp yürümüştür Bunların en sağı ve en solu vardır. Gerçi en sağ Türkiyede ne organizedir, ne doktrin ve ideolojisi vardır? Bizde sağ din bakımından yobaz, ekonomi, politik bakımından mad rabaz denen ve cemiyetçe hoş görülmiyen bir zümredir. Türkiyenin yakın tarihinde yegâne irticaî hareket olarak sösterUen 31 Mart Vak'ası gerçi Cemiyeti Muhammediyeyi kuran Derviş Vahdetî'nin eseri olarak gösterilebilinir. Vahdeti bu işe çok yardım etmiştir; ne var ki asıl hareket İttibat ve Terakki Komitesinin Rumeliden getirttiği avcı taburlan tarafından yapılmıştır. Hareketin başında bu taburlardan «Hamdi Çavuş» isminde Arnavut bir başçavuş vardı. Vahdetî neşriyatı, hücumları ve dinî tahrikâtiyle zemini hazırlamış tır ve bütün bunlar hâlâ mevcut bir müessesenin, hilâfetin hak ve imtiyazlarını arttırmak, batıya doğru kayan bir takım ahkâm ve âdabı şeriate irca etmek için yapılmış şeylerdi; fakat bu ihtilâli tahlil edenler arasmda; İttihat ve Terakki Komitesinin bu hareketi tertiplediğini ve ondan istifade ederek padişahı hal'ettiğini iddia edenler de vardır. Ne var ki sonradan ipin ucunu ellerinden kaçırmışlardır. Sonunda da Meşrutiyet devTİnin en kanlı tenkil hareketi olmuştur. Biz, on gfinden fazla süren bu dehşet âlemini yaşadık. Elinde ya lm kasaturalarla sokaklarda dolaşan biçare askerleri gördük. Bu hareketlerin tehlikeli tarafı din namına yapılması ve halkın da müteassıp olan büyük çoçunluğunun bunu elden giden dini kurtanyorlar zannetmesiydi. İç âlemi zayıf olan memleketlerde böyle kargaşalıklardan dış düşmanlar da istifade etmenin yo Iunu bulurlar. Bagün için böyle bir harekete imkân var tnıdır?.. Ben şahsen buna ihtimal vermem; çünkü ne Türkiye 60 sene evvelki Türkiyedir; ne halk o balktır. ne de ortada kuvvetlendirUmek istenecek bir halifelik vardır. Mahalli ufak tefek hareketler ıse Menemen hâdisesinde olduğu gibi bemen bastırılır. Bugün o zamana nazaran eksik olan şey hareketi reddedecek kuvvet ve salâhiyette din ulemasımn mevcut olmayışıdır. O /amanın uleması ve hakiki hocaları 31 Mart ihtüâline hemen cephe abnışlar ve mücadeleye girismişlerdi. Bugün öyle mücadele edebilecek «ulema» mız yoktur. Ve en fenası böyle bareketlere karşı gelenlerin dinsizlikle itham edilebilmeleri imkânıdır. Onun için ben din bahsindeki hareketlerin çok dikkat ve ihtiyatla karşılanmasını ve bu hareketlerin islâh ve izalesinde diosizlik mânası verilebilecek tutumlardan ciddi şekilde kaçınıl masını lüzumlu bulurum; tâ ki bu ıslâh ve uyarma hareketlerine I. A. herkesi kiralamış tertıplıyen Beynelmılel Piyasa Enstitüsü adlı özel bir teşkilât; New York'takı Afrika Kültürü Amerikan Derneği Washington'daki Ortadoğunun Amerikalı Dostlan ve New York' takı Uluslararası Kalkınma Fo nu. Kısaca.. I Sozcü, gazetecüerın sorularını cevaplandırmadan çekinmiştir. Bazı çevrelerde dolaşan söylen tilere göre Sukarno ve Suharto parlâmentonun gelecek ay yapacağı toplantıdan önce, başkanın Endonezya'dan aynlması hu susunda anlaşmaya varmışlardır. Parlâmentonun bu toplantıda başkanı azletmesi bahis konusudur. FİNLANDİÎA BÜYÜKELÇİMİZ İTIMATNAMESİNİ VERDİ Helsinki (Hürol BÎLÂL bildiriyor) Finlandiyaya yeni atanan Türkiye Büyükelçisi Irfan Karasar'ı Fin Cumhurbaşkanı Kekkonen törenle kabnl etmiş ve itimatnamesini kabul etmiştir. Başkan Kekkonen iki ülke arasındaki ananevi dostluğun her yıl daha kuvvetlendiğini söviemistir. Ynkarıda (soldan sağa) Fin Cumhurbaşkanı V. Kekkonen, Büyükelçimiz Irfan Karasar, Müstesar Miinir Kekevi, Ticaret Atasesi Dr. Coşknn Kadıoğln itimatnamenin verilmesinden sonra görülüyorlar. Atom bombasının babasıydı Brezilya'da sel gene zararlara sebep oldu RlO DE JANERİO, (AP) Rıo bolgesinde dün gece sabaha kadar şiddetli yağışlar olmuş, ilgılıler en az 10 kışinin öldüğunu bıldırmişlerdir. Yüzlerce insan evsiz kalmıştır. Kurtarma ekiplerı enkaz arasında yaralıları toplamağa çalışmaktadır. Şıddeth yağışların husule getirdıği sellerde derme çat ma evler tamamen yıkılmış ve suruklenmıştır. Rio bolgesinde geçen ay dört gün süren yağışlarda 184 insan can vermıştı. Oppenheimer gırllak kanserinden öldü PRİNCETON, (a.a. AP • Radyolar) lk atom bombası fizerindeki çalışmalara başkanlık etmiş ve teorik fizik alamnda ün yapnuş Dr. Robert Oppenhek mer evinde gırtlak kanserinden ölmüştür. Oppenheimer 62 yaşında idi. «Atom bombasının babası» Oppenheimer, 1947 yılından beri Princeton'daki «İleri Çalışma Enstitüsü» Müdürü idi. Bilgin, îkinci Dünya Savaşı sırasında New Mexico eyaletinin Santa Fe şehrindeki Los Alamos Laboratuvarı Müdürlugunü yapmış, burada ileri gelen fizikçilerle atom bombasının imalini sağlamış, ilk nükleer infüâki hazırlanuştı. Ancak Amerika'daki aşırı sağcı Mc Charty'ci akım, Oppenheimer'in komünistlcrle üişiği bulundugunu ileri sünnüş ve bu çalışmalardan çekilmesini istemişti. İ Princeton Üniversitesinin İleri Çalışma Enstitüsü Başkanlığından geçen sene istifa eden Oppenheimer aleyhındeki hükumet tahkikatı Başkan Harry S. Truman devrinde açümış, daha sonra, Başkan Dwight D. Eisenhower, gizli plânların Oppenheımer'e hiçbir şekılde gosterılmemesini emretmişti. Fermi ödülü Fakat bundan uokuz yıl sonra, Atom Enerjısi Komisycnu, 50.000 dolarlık «Fermi Odülü»nü kendisine vermış ve «teorik fizik alanındaki büyük başanları ile ilim ve idarecilik alanlarındaki liderIiğinden dolayı» kendısini tebrik etmiştı. 1963 yıhnda, Başkan Johnson'dan Fermi Ödülunü alınca tekrar hükumetle beraber çalıştığına dair söylentiler dolaşmaya başlamışsa da, aslı olmadığı anlaşılmıştı. X Satılık Mfilk 15 IR AT L 1 Tel: 4414 06 (Reklâmcılık 569) • 1773 • SAO PAULO Brezilya «ağlık makamlan, tifo salgımnı önlemek maksadıyia buranın 330 kilometre batısındaki Igaracu do Tiete kasabasını tecrit ettiklerini açıklamıslardır. • MADRİT Burada yayınlanan resmî istatıstiklere gore, Ispanya başkentinin nüfusu geçen seneden bu yana 73,218 kışilık bir artışla 2,866.729 olmuştur. • NEW YORK Hudson ııeh ri üzerinde bulnnan ve dünvaca meşhur Sin Sinç hapisancsiParavana nin kaldırılması düsünülmekteC.İ.A. nın öğrenci teşekküldir. Bir yetkili. hapısanenin kallerini kiralama işleminde kuldınlmasının dttşünüldüğünü, falanılan paravana, Amerika'nın kat henüz kesin bir karar alınmeşhur vakıfları oluyordu. Tek madığını söylemiştir. sas'ın Dallas şehrindeki «Fun• KAHÎRE Birieşik Arap dation Hoblitzelle», «Republic Cumhuriyeti hükümeti, Ürdün'e National Bank», «Uruslararası sılâh taşıyan Amerıkan ve İngiHukukçular komisyonu Ameri liz uçaklarının Mısır üzerinden ka Şubesi» gıbi vakıf ve kurugeçmesi ve Mısır alanlarma ineluşlar, her yıl CÎA. hesabına bılmesine müsaade etmesi yoyuzbinlerce doları öğrencileri lundaki bir Ürdün isteğini redkıralamak için «bağışlıyordu». detmistır. Kiralanan ve Amerika hesabı • ROSARİO önceki akna casusluk etmekle görevlensaır geç vakitler bir Arjantin petroi tankerinde yangın çıkmış, l dirılip yabancı ülke öğrencilerıyle ilişkı kuran «küçuk ajantanker büyük bir patlama ile lar» ın ücretleri çeşitli şekillerikiye aynlmıştır. San Lorenzo limanında petroi yüklenirken de belirleniyordu. Bazısının asyangın çıktığı için alevler kısa kerliği tecil edıliyor, yılda 3000 zamanda sahile yayılmış ve Ardolara yakın cep harçlığı verıjantin'in en bü;,ük petroi tasfilıyordu. yehanesini tehdit etmeye başlaDaha da fenası kiralanan öğmıştır. rencı kuruluşlarının Amerika dısında da bulunmasıydı. • BEYRUT «El Muharrir» gazetesinın bir haberinde, AmeNew York Times'a göre, «Holrikan ve Ürdün hükumetleri alanda Uluslararası öğrenci konrasında varılan gizli bir anlaşferansı», Bruksel'dekı «Dünya maya göre, Amerikanın Ürdün' Gençlik Topluluğu> da Cl.A ta de Hawk füze üssu kuracağı bil rafından kıralanmışlardt. dırilmektedir. Liste • LAHET Kraliçe Juliana, New York'takı «Bağımsız AÇarsamba giinü yapılan nlusal raştırma Servisi» «Amerikan seçimlerden sonra istifasını suGençlik Konseyi» «New York nan Basbakan Jelle Ziflstra'yı, Haberleşme Komitesi» nin de yeni Holânda hükumetinin KUbulunduğu casus kuruluşlar lis rulmasında kendisine danışman tesinde ayrıca şu isimler de var seçmiştir. Ziflstra'nın danışman dı: seçilmesi 150 sandalyeli parlâFlorida'daki Miami Üniversirnentoda çoğunluğun eüvenini tesine bağlı PanAmerican Fosağlayacak bir tek politikacının bile bulunmadığım ortaya koynu: Massachusetts'te Harvard muştur. Ticaret Okulunda seminerler erşey aylık Ramparts dergısınin bir incelemesi ile başladı. Dergı, Amerikan Merkezî İstihbarat Teşkilâtmın (C.Î.A). Amerikan Ulusal öğrenci Derneğine para yardımın da bulunduğunu yazıyor ve «Dernek, Amerikan dış siyaseti nin bir âleti olarak kullamlıyor» dıyordu. İddıa korkunçtu ve üstelık doğruydu da.. Derneğin başkanı Sam Brown, bu iddialan doğ rulayan demecinde daha geniş s ";. bilgıleri vermiş, C.I.A nın me| todlarını da anlatmıştı. Buna g gore, C.l.A. parayla kiraladığı öğrencılere «sadakat yemini» et tırmekte ve gittiklerı ülkeler hakkında raporlar hazırlamakla görevlendirmekteydi. Sadakat yeminine ihanetın cezası ıse «20 yıllık bir hapis» tehdidiydi. Gazeteciler Öğrenci kuruluşlarının «kiralanması» ile ilgili tepkiler devam etmekteyken yeni bir açık lama ışi daha da berbat ettı. «Hashington Post», Amerika' nın en büyük ışçı konfederasyonun (AJ.L • CJ.O) üyesı olan «Amerikan gazeteciler Sendikasının da» (Guild) C.İJ\. tarafından kiralandığını yazmıştı. «Broad High» «Chesapeake» «Gramnery» ve «Andrew Hamilton» vakıfları burada da paravana olmuşlar, Sendıkaya bağışta bulunarak işçi liderlerı ni casusluk göreviyle kıralamış lardı. Merkezi Brüksel'de bulunan «Uluslararası Gazeteciler Federasyonu» ve Panama'dakı «Amerikalılar arası gazeteciler federasyonu» da, dolayısıyla C.Î.A. ile münasebete girraiş oluyorlardı. «lnquirer» gazetesine göre, «Amerikan Gazeteciler Sendika sı» aldığı parayla. diğer yabancı gazeteleri Amerikan görüşlerine itmeye çalışıyordu. şekküllerınin Dünya toplum hayatına katılma yönünden büyük ihtiyaçlannı teslim etmektedir. Başka ülkeler, bu çeşit faaliyet ler için esaslı yardımda bulun maktadır. Başkan benden. Ame rikan teşekküllerinin kendilerine özgü ve hayati rollerini oy namalarını sağlayacak tedbirlerin incelenmesini istedi». Korkunç Olay, görüldüğü çibi yoruma ihtivaç göstermiyecek kadar kor kunçtur. Aralannda Türkiye' den de bircok gençlik ve işçi kuruluşunun, gazetecilik teşekkülünün münasebet kurmus bu lundağa uluslararası organlar, dolaylı şekilde Cİ.A. ile karşı karşıya veya yanyana gelmiş bulunmaktadırlar. Herhalde bunların durumları ve içinde bulunduklan tehlike ler, en az Amenkan kamu oyun da olduğu kadar tartışma ve in celeme konusu yapılmalıdır. Meşhur şarkı da değışmelidir bu arada: Her verde CİA var. Endisem derin bu gece.. A.F.L. C.İ.O. lş bununla da bitmemişti. «Amerikan Otomobil tsçileri Sendikası» başkanı Walther Ren ter. (AJ.L. CJ.O) Konfederasyon milletlerarası münasebetler şefinın C.Î.A. ajanı oldu ğunu ileri sürdü. Yanı bütün dunya sendikalarına yardım eden «Amerikan İşçi Konfederasyonları», bu yardımlarmı casus luk faaliyetini yürütebilmek içın yapıyordu. Mesele gıttikçe büyürken, Baş kan Johnson'ın bir tahkikat için emir verdiği haberi geldi. Başkanın tutumunu bilenler şaş mışlardı. Nasıl olurdu da, bu çeşıt kiralamaları tasvip etmesi gereken eğilimdeki Johnson, şimdı C.l.A. nın karşısına çıkar dı. Mesele sonra anlaşıldı: John son kiralamamn sona ermesini değil, «kamu oyunu ayağa kaldıracak şekilde yapılmamasını istemişti. Dışişleri yöneticisi Katzenbach'a göre Johnson'un arzuları şöyle şekilleniyordu. «Başkan, Amerikan özel te* MOSKOVA, (a.a) ovyet «Nedelya» (Hafta) derfisi Çin'de aile saadetinin «Bir burjuva zevkı» olarak görüldüfünü ve kültür ihtilâlcilerinin aile saadetinin, ye rini cdevamlı bir eleştiri atmosferine ve ideoloji çatışmasına» bırakmasıru istediklerini bildir mektedir. «Nedelya» Kızıl muhafızlann gazetesinde «Evli çiftler arasın da çıkan tartışmalann barışmayla sonuçlanmamaa gerekti ği zira bunun Mao Çe Tung'un fikirlerine aykırı olduğu» yolunda yazılar çıktığım belirtmektedir. öteki Çin gazetelerinde de çu şekilde yazılar yer almıştır: Aşk slelâde bir burjuva bük mü, emperyalizmin doğurduğu bir rezalettir. Düş görmeye ve romantik konuşmalara bir son vererek zamanımızj Mao'non eserlerini okumava avıralım.» < Ask bir burjuva zevkidir; ailede çatışma olmalı!» S MELEK SİNEMASI YENİ SiTAH LALE (LA TÜLİPE NOİR) RENKLİ SİNEMASKOP SALI Matınelerden ^İtibaren ALEXANDRE DUMAS'ın şaheserı," nârikulâde heyecanlı bir film Çamaşırı hırpalamıyan "Hidro® Prop"tertibaa yalnız AEG' de var! ALAiN DELON ViRNA LİSi AKiM IAMİROFF Şehzadebaşı YENİ Çemberlitaş İPEK Çemberlitaş ŞAFAK SİTAH LÂLE ALAIN DELON TÜRKÇE PAZARTESİ Reklâmcılık (620) 1775 CEHENNEMDEN GELEN CASUS RENKLt ÇARŞAMBA ALTIN PAR1VUK RENKLİ SİNEMASKOP BİR HAPTA DAHA makinelerinde camaşırlar BEMBEYAZ ÇAMAŞIRLAR ******* 250 fr Her çe?if naylon, perfon, dakron, terylene gibi senteiTk ve normal dokuma giyecekleriniz için STAR, emniyetle kullanobileceğiniz yegâne üstün kaliteli deterjandır. Erişilmez derecede ekonomik oluşu ve çamaşırlarınızda yarattığı göz kamaştırıcı beyazlık ile ailenizin sevinç ve gurur kaynağı olan STAR, onbinlerce ev kadınının en büyük yardımcısıdır. f Bu en son, en gelişmiş wttmrm\ sistem sayesinde çamaşırı, sadece ve sadece rsahlanan su yıkar! AEG makinelerinde kazanın tlibine gömülu olan hasık ve özel şekilli bir disk, dakikada 5rO del'a dönerek suya inanılmaz bir canlılık kazandınr. Böylere sahlanan köpüklü su zerrelerı. en kirlı çamaşırlara dahı hıçbir yıpratırı teMii olmadan nüfuz eder \e tertemiz yıkar. AEC makinesi ile bir kazan dolusu ramafin yıkanıak irin 34 dakika kâfidir. Siz de en M>II. en gelişmiş ranıaşiın yıkama sistemi ile ralı^an bir nıakineye sahip olmak irin tercddütsüz bir AE(> alıııız. KUTULARDA VE î 1510 *" KİLOLUK >fTORBALARDA v * tn yıkama gücü daha fazla artmıştır. suyu daha fazla yumuşatır. çok daha beyaz yıkar. daha fazla ekonomiktir. TAM OTOMATİK AEG SüPER Peşin 2.240 vey» 135 Iirahk 18 ukait mamulüdur. AEG dıllere destan kalite Geuel Sstıcısı. GRC.VBERG TİCARET A.Ş., Mıli» H u , isUnbal
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle