02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Türkiye, Kurtuluş Savaşının en karışık dönemindeydi Çiçerin'in diplomasi dersi... Son ramanlarda Moskovada, «Bir Sovyet diplomatınıa hatıraları »adlı blr eser yayımlandı. E•erin yazan, S. î . Aralov'dur. S. 1. Aralov, Natsariyanusiuı kısa süren mlsyonu hesaba katılmazsa, Milll • Kurtuluş S&vaşının en karışık. en önemll dönemtade, Sovyetler Birllğlnln Türklyede ilk elçisidlr. Aralov, 1922 yılı basiannda Tür kiyeye gelmiş, 1923 yılı sonlannda memleketimizden aynlmıştır. Böylece yazarın kişlsel gözlemlere dayanan anılan, büyük taarruz hazırhkları, Yunan ordusunun im hası, Izmirin geri alınışı, Padişahüğın kaldınhşı, Cumhuriyetln llanı. Mudanya ve Lausanne konferanslan gibl iç ve dıs çok önemli olaylarla dolu blr derrl tçine almaktadır. Yazar, TUrkly«de bulunduğu sürece, b&şta Atatürk olrnak Uzere, o devrin deylet adamlariyle, toplum kişllerlyle yakmlık kurmuş, bir çok seferler, Atatürktln dâvetllsi olarak cepheye gitmişür. Yazann, TUrk Millt Kurtuluş Savaşının ldarecileri olan Gazl Mustafa Kemal, smet, Fevzl ve Kâzıra Paşalarla; ayrıca konuşmak ve t»nirn**r fırsatıru bulduğu All Fuat ve Reiet Paşa ve Rauf Beyle, Yunu» Nadi, Ağaoğlu Ahmet Beylerle Halide Edip Hanımla yaptığı konuşmal&r çok ilgi çeklcl olup, tarihçiler 1 çin çok yararlı Dtrer vesika rütaUğindedir. Çeviren: H. ALI EOIZ Türkiye'ye atanmam Çiçerin'in öğütleri: 1921 yılı Kasım ayının başında, Sovyetler Birliğinin Litvanya elçisl olarak bulunduğum Kovna'dan Moskovaya çagırıldım. Litvan yada, benim için tamamiyle yeni ve bilmediğim bir çalışma alaru olan Sovyet diplomatının İlk stajı ru görmekte idim, Ekim Ihtilâlinin ilk yıllarını iç savaş cephele rlnde .askerlÜE tşlerinde geçtrdim. Büyük yurdumu başka ülkelerde, hem de blrdenblre, elçi olarak temsU edeceğimi hiç blr zaman aklıma gettrmemiştlm. Moskovaya geldim. Dışişlerl Bakaru Çiçerin, elçi olarak Türkiyeye gitmemi teklil etti. Önemll bir iş, büyük blr sorumluluk, diye akhmdan geçirdim. Acaba üstesinden gelebilecek miyim? Türkiye.. kısa bir süre önce Küçük Asyayı, Balkanlan, Mısın elinde bulunduran bir dcvlettl. Gerçi «lmdi ikincl sınıf bir devlet haline getirümlş bulunuyor, 19221923 jılları arasında Sovyetleria Ankara'daki elçilik binrnsı an», yine de dünya. diplomaslsin de büyük Mr rol oynamaktadır. Çanakkale Boğazı, Karadenizin anahtan gayılan Istanbul Boğazı Türkiyenln elinde.. Büyük devletlerl doguya, trana, Suriyeye, Irak'a. Hindistana götüren yollar TUrklye üzerinden geçmektedlr. Dumam Ustünde bir Ermenl meselesi, bir Kürt meselesi.. Pan îslâmizim, Pan Türkizm gibi meseleler.. Üstelik şimdi orada bir de savaş var. Başında Mustafa Kemal olduğu halde yeni TUrkiye, emperyalist devletlerle ve onlann maşası Yunanistanla, Istanbulda itilâJ ordularının himayestade bulunan padişah hükümetlyle savaşmaktadır. Blr yığın şüphe kafama üşüştü.. Bu şüpheleriml Çiçerin'e açtım. Çiçerin gözlüklertnln Ustünden bana baktı. Oldukça birbirini tutrruyan sözleriml sonuna kadar dlnledl ve konuşmaya başladı: îşçl köylü devletini kimlerin kurduğunu htç düşündünüz mü? îşçiler, Köylüler, üerici aydınlar kurdu. Bizler sanki anadan doğma diplomat mıyız? Diplomat olmak için bir öğrenim mi gördük? Siz de Çarlık ordusunda cephe komutanı değildiniz, ama, yine de İç savaşta ordular idare ettiniz! Bu iş için neden sizi seçtik? Bunun iki nedeni var: Bîrincisi siz askersiniz, Türkiye ise bir iç savaş içindedir. tkincisi, ben sizin Litvanyadakl çahşmalarınızı izledim. Oradaki çalışmalarınız olum ludur. Çalışmalanmın böyle övücü söz lerle değerlendirümesi berd se çek kültür, bilginin edinümesi ve benünsenmesi, geçmişin kültür mirasına sahip çvkılması, bu mirastan akılhca ve eleştirmeci bir gözle yararlamlması, durumun ve koşulların doğru olarak değerlen dlrilmesidir. Çiçerin bu konuşmarmzda bana btr çok pratik öğütler verdi: XIX uncu yüzyıl AxTupa politikası meselelerini öğrenmeniz, emperyalist savaşm çıkış nedenlerini incelemeniz gerek.. Bu konuda Lenln'in eserleri size büyük ölçüde yardımcı olabilir. Versailles, Sövre ve ötekl andlaşmalan, TUrkiye Ile lmzalanan Mondros silâh bırakışmasım aynntılı olarak inceleyiniz!.. Talle^Tand, Metternlch, Bismarck gib'*XIX uncu yüzyıl diplomatlannın en önemli yanlarmı bilmek lazımdır. Ku« diplomatlannın çalışmalarını inceleyiniz!.. Türkiye ile ilgili olarak bu devletin tarihinl, Çarlık Rusyasırun onunla yaptığı andlaşmaları bilmek zorundasınız!.. Birleşlk Amerikanın, Almanyanın Fran sanın ve ötekl emperyalist devletlerin Türklyede lzlediklert poliakayı ögreniniz!. Türkiye ile Ugül ekonomik meseleleri günü gününe izleyiniz!.. Bu, temellerin temelidir. Çiçerin son söz olarak: Sovyet diplomatı onura çok değer vermek, bununla birlikte kibirli olmamak, dürüst olmak zo rundadır. Sovyet diplomatı, çeşitli kanşık durumlarda, serbest ve korkusuzca davranmalı, düşmanlarının hiyle ve metodlanm elden geldiğince iyi bilmelidir. Her şeyden önce gerçeği ele geçirmeye çalışınız! Şu, ya da bu politik meselenin konuşuluşunda her zaman açık olunuz! Önünüze konulan bir mese'.eye cevap vermekte güçlük çekerseniz, daha sonra cevap vereceğinizi veya hükümetinize daruşacağtnızı söyliye rek onu erteleyiniz!.. Ya da, düpedüz ou meseleyi bümediginüi söyleyiniz!.. Doğruluk her zaman saygı uyandınr. Çiçerin konuşmamızda. bUyuk bir açıklıkla, yeni Türkiyenin b»ğımsızlık için yaptığı savaşın ve bu Kurtuluş Savaşında Mustaîa Kemal'in oynadığı önemli rolün bir tablosunu çizdl. 38 yıl sonra, bu konuşmamızı kelimesi kelimesine anlatmak tabil mümkün depdir. Ama bu konuşma. aslında blr diplomasi dersi idi. YARIN TÜRKİYE'YE GİTMEDEN ÖNCE ÇÎÇERİN vindirdi ve heyecanlandırdı. Kendimde bir sözcük olsun söylemek gücünU bulamıyor, susuyordum. Çiçerin gözlüklerini çıkardı. O turmakta olduğu koltuğun ark&h gına yaslandı ve sözlerine devam etti: Blr dlplomatın kültürlü olması gerek.. Kültür, bazüarının sandığı gibi, yemekte balığı bıçakla kesmek değüdir. Dış alışkanlık lar çabucak benimsenebilir. Ger T, Ziy^ Kırbakan trtikitı C«d Ptraılnm NO m r» M m n RtftalıKlan O OK TO B ÖĞBETMEN MUHTAB tMAM Okulsuz Köylere Okul înjasına öncü Olunuı İyi Ahlâk Derneii S. t. ARALOV Dişf Bond İSTANBIL 06.25 06.3f) 06 4S 07.03 0705 n"30 07.45 07.50 080(1 08.20 08.40 09 00 0910 09.30 09.45 lfl.00 10.15 102S 10 40 11.90 11.05 11.40 11.52 12.10 12.15 12.45 1300 13.20 13.30 14.00 14.2(1 14.35 14.50 15 20 15.40 15.55 16.00 16.55 17.10 17.20 17.25 17.50 19.00 19.40 19.45 20.00 20 10 20.30 20.55 22.00 21.40 21 45 22.00 22.45 23.00 24.00 Acılıs. program Kur'anı Kerim T» türkc» acıKlaması Saz ««erleri Köv« hab«rl«r Türküler «tecidl Haberler ve havâ dunnna Kücük ilâniar Stüdvo Gden •• liUnbuld» bueün Hafif müzlk Darvas ve arkadasl»n Keman soloları Günümüz Sonınlarımıı M. Denıirkırandan sarkılar Rumba ve Ca Ca'lar Hüsevln Ovlumdmn türküler Müzik kutusu Tarihte kadın Inci Cayırlıdan Mrkılar Arkası varın Kısa haberler Satoah Xon»erl Valsler Kemal GülesoHu «kettrmn Kücük llanlar Ekrem Kongar S*v)m D«randan sarkılar Aziz Sensesten türküler Haberler. R. G. de bueün Stüdvo Gden Reklâm Droeramları Gönül Akkonlan sarkılar Ilhan Feyman orkestrası Saz eserleri Sazlannın ünlüleri Caz dünyasından Oyun havaları Kısa haberler Eâiüm radyosu Cocuk bahçesi Sür ve cocuk Kısa haberler Kadmlar fasıl topluhılu Eeklâm proeramları Haberler ve hava durum» Kücük Slânlar Kücük orkestr» AUe sohbeti Piyano aoloları Erkekler korosu 24 saatin olaylsrı. K. USnlar Yuvarlak Masa Yönelten: Ecvet GOrMİa Kücük ilânlar G. Güvenliden «arkllar Reklâm DrOKramlarl Haberler ve hava durumu Her zaman istenen olaklar Kaüanu ISTANBTJL IL RADYOSU 18.55 17.00 17.30 18.00 18.30 19.00 19.30 20.15 21.00 22.00 23.00 23 30 24.00 00.30 01.00 Actlıs ve ı>rogı«m Sizin icin Kücük konser Ivi aksamlar Senfonik müzik Cesitli melodiler Aksam konserl Genclerle berabeT Oda müziSl Gece konserl Caz müziâl Ooeretler Cesitli müzlk Hafif müzik Proeram ve kaDamı BULMACA 56789' daha yakın blr duruma glrebilen 1234 5678 kişi. 2 Anatol Prance'in tanınmış bir eserl, bir keski. 3 İnsanlan içten duygulayan şilrler çok defa bu edebî çeşnide yazıimış olanlardır, çocuklaT bundan kışın insan heykeli yaparlar. 4 Caka satanlann keserek gezdikleri, sevgüiîerin gizlice kaçıp ötede beride attıkları. 5 Bir erkek adı. 6 «Büyükçe çapta ya osnrn buimacmnm pılmış içine istenilen madde ko h»ıı<d|iml» nulacak şey» kaıj şüığı iki söz. T «Fabrikada vücude getirme metodu» anlarru na iki söz. 8 Kış sebzelerin| den. 9 Bir sı£at takısı, tersl ilk okulda öjrenilen marıfetlerdendir. J SOLDAN SAÖA: 1 A J TUrk pitotu bu 1A aşarak başan kazancülar. 2 Bir kadirî âdi^ir çeşit kıiç. 3 lnce ve uzun tahtalardan, Hind Avrupa ırkı mensubu. • Böylelerlnin yukasına adalet makamlan yapışır, küçük sosyal topluluklardan. 5 Çanakkale çevresindeki eski ve değerll kalıntılarlyle tanın mış bölge (adı söylendlğl gibl yazümıştır). 6 Böyle insanın hiq blr geliri yoksa ölüme mahkum demektlr, lnsanlann nüfus k&gıtlannda yazıh olanlardan, 1 Yol kesen haydut, bir cins hayvanm sevimli yavrusu. 8 Sucuklar bu biçimde yapılıp satılırlar. 9 «Biz bu kadar kişiyiz birbirimizi bUiriz» diye bir atalar sözü vardır, yaprak sigara. TTJKAKIDAN AŞAĞIYA: 1 Insana bazan kardeşten D D Q D BB D D D Garth B B • H •• D • • NASTL HALLEDİLECEK îukandaki rakamb bnlmacad» Boş olan sa l! dece 6 tane aaahtar (ipncn) ve 6 tane sonuç vardır lama, çarpma, çıkartma, bb'lme işaretlerino Biraz vaktiniri aJır ama, boj vaktinia hosça dikkat karenln içine ] den 9 • kadar nygtuı birer rakam koyarak n top ederek «oldaı olursunusajta v e yukandan aşağıya bulmacada gösterilen soouçlan bolnoaı geçirmij Trffany Jones TIFFAHY JONES BİE PAEıS BU flSKveÖLÜM 66 « Unutaıasvn, B. Dough. Size güveniyorum.» Olur, olur. Siz gidin |U B. Smith'len dan» edln.» , . Cecily kalkü. Yalancıktan, ağınna gıtmıs gibl yaparak: «Beni uzaklaştırıyor» diye aöylendl. Sonra. sinirli sinirli, kısaca bir omuz silktl. «Biliyonnn, bizler Fransız kadrnlan gibi çekici değilizdir ama, İyi yanlanmızı görmeye çalışacaksınız. Şu lavalh Lee, hiç Fransız kadını tanımamıs, bunun için biz onua hoşuna gidebiliriz. Ama, siz askerler «rtık bizden hoslanmazsıruz, korkarım.» « Hiç de değiL Biz sizleri B. Lee'ye gene blze donüp gelmek üzere bırakıyoruz.» Cecily: «Bakın bu daha iyi» dedl. Sonrm: «Aroa six bunu ancak nezaket gereğince «öylüyorsunuı» diye de suçladı. « Yo, yo. Şu B. Lee'ylen dans etmezsenlz «iz nezaketsizlik etmis olursunuz. Kaç kere ric* etti size!» Kız ^ene sinirli sinirli omuz silkti. « Öyleyse, dans etmek zorunda kalıyorum bence, Lee Sen fikrini değijtinnedinse, beni istiyorsan.» Adam onu elinden tuttu. « Hadi, gel.« Cecily, onu durdurarak, ötekilere döndu. îkisl de ayağa kalkmıştı. « Beni beklersiniz, değil mi?» Bekleyeceklerini söylediler. Onlardan aynldı. Dough'm takma bacağının gıcırtısı çalgı sesi arasında boğuldu. Cecily kendini B. Rivers'in gıcırtısı çalgı sesi arasında boğuldu. Cecily kendini B. Rivers'in kollan arasma bıraktı. Yükselen nağmeye ayak uydurdular. Adam kızrn yassı göğsünün, dizlerinin kendisine kısaca bir değdiğini duydu. Kolunu biraz daha dolayarak, elinin altında kalçasının kabarıklığmı duyarken: «Ne yapıyorsunuz siz ona?» diye sordu. « Ona ne mi yapıyorum?» « Neyse, dans edelim.» Birbirine kenetlenmis, durdular, kaydılar, durdular. Çalgmın vuruşunu duyuyorlar, onunla oynu yorlar, ondan ayrılıyorlar, yeniden anyorlar, yarım kalmı? bir düş gibi sürüklenip gidiyorlardı. IX George Farr, dışarınm karanhğından, ona gözlerini dikmiş bakıyor. bir erkek koluyla ikiye bölünmüş gövdesini seyrediyor, başka bir başın yanındaki basını seyrediyor, gümüş elbisesinin altında oyun arkadaşmın bacaklarından önde giden bacaklarım görüyor, adamm kara omuzlarından dolanan kolunun parlak uzanışıni, akşam üstü bir söğüt gibi bükülmüş bileğinden sarkan yelpazesini görüyordu. Saksofonlarm tedirgin edici o uyumlu densizliklerini duyuyor. karanlıkta bellibelirsiz bir takım biçimler görüyor, toprağın, içinde yetişenlerin kokusunu ahyordu. Bir çift onlann yanından geçti, bir kız: «Merhaba, George. Geliyor musun içeri?» diye sordu. William FAULKNER « Hayır» dedi. îlkyazm, gençliğin, kıskançîıgın bütün atej umutsuzluğu içine gömülmüj, bunlardan pek hc bir baygınhk duyuyordu. Yanmdaki «rkadan. btr ıod» tezgahtan, cigan •mı tükürdü. « Birer tane daha Içelim.» Sişe, bir içkici dükkânından tsınlmı», alkollı tath bir şurup kansımı bir jeydi. önce boğan yı kıyordu ama, bu geçiyor. yerinde içten içe tath b ates, bir cesaret kalıyordu. « Canları cehenneme!» dedl. « İçeri girmiyorsun, değil mi?» diye aordu * kadaşı. Birer tane daha içtHer. Çalgı, yıldızlann altrı lı sessiz kumkuması altında, körpe yapraklarm rasından karanlığın içine doğru gümbürdüyord Sondurmadan yükselen ıjık kaybolmuş, ev, gökyi zü üzerinde heyula gibi görünüyordu: Ağaç dall rının gelip gelip parçalandıklan, parçalanıp pa çalanıp kalakaldıklan bir kaya. Yıldızlar da ma çayırlarda işitilmez kişnemelerle haykırışan. çayı lara buz gibi kıvılcımlar saçaraktan keskin tekm ler savuran altm tekboynuzlardı. Gökyüzü, aU tekboynuzlann tekmelerinden kaçarak öyle uta çekilmi», öyle uzgündü ki! Günbatışından gündo; funa kadar sessiz sessiz kişneyen tekboznuzlar o lan görmüşlerdi, kızı görmüşlerdi... gergin g5vd si tatlı tath ikiye aynlan dar bir göl gibi, uzanın çıplak... bir kavnaktan çıkan iki dere. Çiralerden geçtiler. Bir gülibrişimin gölgesinı bir soluk sessiyle, birtek iki oldu. Gözlerini bag yana çevirerekten, hızlı hızlı yurüdüler. George gene: «Hayır» dedi, «girmeyeceğbnj ı Gün Yeniyetme'nin günüydü, kız, erkek. Margaret Powers: «Çunlara bak, Joe» dedl, « C henneme girmek üzere bekleyen serseri nıhlar gil oturmuşlar or'da.» Araba diklemesiae durmustu, oradan daha görebiliyorlardı. Joe Gilligan, coşkunlukla: »Hiç de oturuyor gibi görünmüyorlar bana» diye karşılık verdL « ikisine bak: Bak oğlan elini nereye götürmüş. Kibı ca dans etme diyorlar buna, Syle mi? Ben hiç 6ğı nemedim bunu: Böyle dans etseydim her yerden 1 pıdışan ederlerdi beni. Ama, benim gençliğim p > betbaht geçmiştir ya: Hiç hoş kimselerlen dans etn mişimdir ben.» Birbirlerinin tıpkısı iki kaluı manolya ağacıı srasından ışıklar içindeki kapı ağzı sahne gibij Dans edenler. ikişer ikişer kenetlenmişler, değii ışığa bürünerek, ondan kaçınarak, gidip geliyorlaı « ... Salla onu, kır onu, bırakma düşmesîn... Parmaklık boyunca kuşlar gibi oturmuşlardı, b übelirsiz döğüşken. Sarışebboylar. « Yok, yok, şu seki askerleri diyorum ben. C lara bak. Şurada oturmuşlar. orduda Fransızcala lan konuşuyorlar, şakalaşıyorlar. Niye gelmisler l raya, Joe?» (Devamı va: konu ve resim; AYHAN BAŞOĞLU BEYAZ GÜL A N K AR A Acılıs. proeram Kuranı Kerim »• tOrkM acıklaması B takımından oyun hav»lan Köye haberler Haberler ve hav« durumu Sabah müziü Ankarada buaün Kücük ilânlar Her telden Kücük ilânlar Salih Dizerden türVtüler GUnümüz Sorunlarımız Sabah konserl Kısa haberler v» K. llânlar Arkası varın EHtim radyosu (1) Melodiden melodiy» Cocuk bahcesi Konser saatl Öğle müziâi Kıbrıs saati Kücük llânlar Beraber ve solo ssrkılar Haberler. R. G. de bueün Plâklar arasında Eeklâm oroeramları Cocuk bahcesi Ziya Taskentten sarkılar Bueün icin sectiklerimiı Kısa haberler ve K. llânlar ESitlm radyosu 2 Bedia Akartürkten türküler Yerli orkestralar N. Demircavdan iarklUr Müzik dinliyelim Kısa haberler ve K. llânlnr Yurttan sesler Köv odası Reklâm proCTamlan Haberler ve hava durumu Haberler ve hava durumu Kücük ilânlar N. Dadaloeiudan turkul«r Uvkudan önce M. Seyrandan sarkılar S. Erorhandan türküler V. Dogudan Ciean müziâi 24 saatin olavları. K. ilânlar Stüdvo konseri T.BM.M. saati Güler Gökselden sarkılar Haberler ve hava durumu Haftanın besteclsl Gec» yarıuna doJru FroEram v« kaoanıı Vw^^>%*^^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle