03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ 13 Aralık 1967 CUMHTJRİYET KIBRISin ardındaki gerçek Doç. Dr. Türkkaya ATAÖV ^ ^ ürkiye K ı b n ı aornnnnu gene kendi ya1 ranna çözememiştir. Bunnn başlıc» nedeni hükumetin Amerika gribi bir karsı kuvvetten medet umması, bu sorunn onunla rouzakere etmesidir. 46 yıl önceki emperyahzm dokusunu K ı b n s t a da karşımızda buluyonıı: AngloSaxon emperyalizmi ve onun nzantısı olan Tunan burjuvazisinin genisleme girısımı. Su farkla ki, bngiin, Tunanistan'ın ardtndakı kuvvet tnçiltere değil, Amerika'dır. Kıbns sornnunu Tunan askeri cnntasını destekleyen, Tunan burjuvazisiyle isbirliği halinde olan Amerika ile müzakere etmek bir çelismedır. Kıbrıs'a Amerika ve îngiltere ile bırlıkte ya da NATO içinde çözüm aramak gülünçtür. Bunlann hepsinin biie «ararlı olacak nzun vâdeli çıkarlan vardır. Amerika ENOSIS'e karsı cephe almaz. Yunan kapitalizmi, tngiliz kapitalizminin, son tahlilde de Amerikan kapitalizminin nüfuzu altındadır. Ada'nın Yunanistan'a bağlanıp îngiliz üslerinin olduğu gibi kalması Batı politikasının esasıdır. tir. Bn yüzden, adada hiç bir yabancı devletin üslenmemesi ve Türkiye'yi askerî gücüyle deneti altına sokamaraası yüzde yüz milli bir göriis olarak belirmektedir. arafsızlasmıs ve üslerle silâhlardan annmış federatif bir Kıbrıs iki eemaatin de, islerine daha fazla yönelmelerini sağlamakla onlann da çıkarlarına en nygun gözükmektedir. Kıbrıs'taki üslerden daima kusknlanan ve kendilerine yapılan askerî raüdahalelerde Kıbns'ı emperyalistlerin bir sıçrama tahtası olarak gören Arap uluslan ve vabancı mttdahalesi konusunda çok hassas olan üçünctt dünya devletlerinin de böyle bir çözüm yolunn benimseyecekleri düsünülmelidir. Batılı devletlerin haksinas çevreleri ve bansçı halklannın da bu yolu benimsemeleri gerekir. Batılı hükömetlerin kendi de savasçı ve kışkırtıeı daragalarını kamu oynnda tekrar, tekrar yememek için böyle bir çözüm yolunn kabule mecbur kalabilirler. Dofcu bloknnnn da bu tezi kabul etmesi beklenebilir. ::: plfir :::: •••• • ••• •:•: •••a •>•• Uykunun izi Nasıl çalışmasmîar ki bilim; vücut ve ruhun karanlık dünyalarının henüz kapısında bulunuyor. Beynin uyku sırasmda aiustik izîenimleri zaptetme gücü akla hayret verecek derecede olduğundan. dünyaca isim yapmış ruh uzmanları ve terbiyeciler bu noktadan faydalanarak uykuda eğitim metodunu meydana getirdiler. Hypnopedie, tek başma yeterli bir metod değildir. Fakat yapılan deneyler göstermiştir ki, uykuda kulağa «fısıldanan. bilgiler, sabahleyin kitabuı yuzünden okunduğu zaman, çok çabuk ve çok kolay kafaya girmekte ve oraya yerlesmektedir. gibi ölçütler öne sürmek doğru olamaz. Dun aşın gelcn. bugün olağan gelir. Eski yazarları okurken... Size bir sey Itiraf edeyim: Ben her sabah safcı îıkra yazarlanna ! şöyle bir göz atanm bazan keyifle okurum, bazan dikkatim dağılır. • günlerce habersiz kalırım cümlesinden.. ama bir süre sonra tekrar • başlanm Bunlann çoğu bizlere hücum eder: içlerinde seviyesiz o S lanları vardır, seviyeli olanlan vardır, kabilivetsiz olanlan vardır, S marifetli olanlan vardır, her türlüsü vardır; ama üçünü ötekiler S den ayırmak gerekir. Bunlar eski ekolden vetişme olanlardır: Or Ş han Sevfi Orhon, Falih Rıfkı Atay. Ref'i Cevad Ulunay... • Hele üstad Ref'i Cevat ülunay ile Falih Rıfkı'nm son yıllardaH • gflişmesi çok dikkati cekicidir. Yaşlandıkça bu üstadlann kalemle • rlnden bal akıvor. Ref'i Cevat deyip geçmeyin! Kaç vılm kur'ası o? • tnsan riunay'ın yazısına birinci satınndan taktı mi, sonuna kadar • okumadan edemez. Fıkra tekniğini çok iyi bllen. esH kelimelerl yerli • yerine oturtan üstad, tüy pibi yazılariyle mnhafazakâr kalemlerin J başta telenidir. Onun hemen ardından Atay'ı (törüyoruz. Bu ild y»> S 7ann ikisi de iki ayaklı birer tarihtir. ülunay: j Sadrazam Kâmil Paşa bana dedi ki, diye söze başlar. Falih • Rıfkı: • O m a l Paşava dedim ki. diye yansını bitirir. • Ne var ki hafızaya davanan tarih yas ilcrledikçe bujNlanryor • Zaran yok, böylesine yazarlar çeçmişten kalmış hâtıralardır. Gerçi • Orhan Sevfî'nin hâtıralan Atav ile Hunay kadar zenein değildlr, ama • yaşı onlardan aşajı kalmaz. Her üçü de çaiakalera giderler, bizler de f zevkle okuruz. ttiraf edelim Iri hepimiz onlan okuyarak yetisttk. S Ben ilkokul çaeimı hatırlarım. Evimize iki ş^ızete alımrdı. Babam S kısladan döndügfinde, ilk tsl gazeteleri eline alıp beni çafınnaktı: S Okıı bakalım basvazıvı! Ahmet Emin ne yazmış? • Canım sıkılırdı doğrustı.. Ama vazi dpvrtminin üstnnden çok • /recmedifi için peder yeni harfleri kolav sökemerdi. Ahmet Emin'i • Falih Rıfkı'vı, Hüserln Cahit'i okuvarak »etisti bizim kuşak. • Dal.» da bu yazarları okudukça bazı sevler figTenirim ben.. tn • san sağcı vazarlardan da elbette bir sey ögrenebillr. Sözgellşi Falih • Rıfkı durmadan: S Efendim, Snce Batılılasalım, sonra safcılık solculuk yapanz! ; dlve v»zar. Şimdi bn cümleden neler çıkarmarsınız ki! Hele ülun S ay'ın eiin konusundakl sohbetlerinde havli değerii malzeme bulmak S miimknndür. Madem ki demokrasl düzeni divoruz. elbette çeşitli e S îilimlprde vazarlar balunacak. Ahmet Emin'den Falih Rıfkı'aına ka • dar hütün «ağcılar düsiincelerint yazacak. do£m«iunu eerisini okur • lar aytracakttr. Ben fır«at bnldukca hepsini wvkle okuduktan bas • ka ba7in çok begendicHnı ranlan keslp tanıdıklara da okutuyorum. • Fallh Rıfkı ıteçenlerde. bir tsvicreli kaçakçi turistin tstanbul tev ; klfhanesindekl tahtakurulan vüzünden uvuvamadı&ını anlatarak bu • dunımu İnsan haklanna aykın buluyor ve blr hâtırasını tekrar edi • yordu: • « Kuvayı Milliye günlerüıde blr kaç tnglllz Bazeteslnl temsll ! eden blı muhabir Ankaraya gelmişti. Üc bes gün Taşhanda kaldık S tan »onra Matbuat Mudüru Agaoğlu Ahmet'in dalresine gider. Mtl S dürün yanmda bir iki de milletyeldli var. Ceblnden tahtakurusu ile • dolu b?r sişe çıkararak: • Bunlar nedir? Geldlm gelell uyuyamıyorum. Tashan da Bas • kentln'zin oteli lmi?. • Sorra uyktısuz (fözlerlnl oguçtrurarak: J Şehirlerinlz berbat. Köyleriniz yıkık dökük. Otellerinlz pta • Yahu tır deli mislniz, böyle bir memleket için kan dökülür mü? • (. ) Blzce bir Batılı kadını bir hafta tahtakurularına ısırtmaıc • bir kac yıl lcürek cezasına bedel sayılmalıdır.» S Atay gerçi bunları vazıyor. ama tahtakurnlarına rağmen tngi • Ifzleriıı. Fransızlann, ttalyanlann Anadoluda ne aradığinı da oku J »ucu r.'bet blliyor. Hatta zehirli vılanlara ratmen Afrikanın balU • Kirmemig ormanlarına rider Batılı.. madenleri için gider, petrolii • İçin gider, gider oglu gider.. Bereket versin simdl tahtakurnsuz lük«î • oteller vaptık da artık Batılılan memleketimizde rahat ettirdik! Sıra S tevkifhaneye gellr Insaüah, orasını da Batılı kaçakçılara lâvık bir S bale getlrdlkten sonra Anadoludaki toprak damlan düsünürüz. S IHunay da geçen gün çok cazibell blr hâtırasını anlatıyordn. • Sadrazam Kâmil Pasa tttihatçilar tarafından iktidardan düşürülün 5 ce kanajh Mısıra atmıştı. Bakin ülunay'ın kalemlyle o devrln tab • losu ne kadar ihrl çekici biçimde çiziliyor: • « Kamll Paşa Mısırda bulundugu sırada, Hlndlstanı tiyaretten S gelen îngiltere Kıralı JorV Kıralice Mari, Mısıra uğramışlardı. K5 S mil Pasa kendilerinl riyarete gittiği zaman gemide grup hallnde bir S resım alındı, bu resimde Kıralice Mari İle Kâmil Paşa oturuyor ve S arkalarında Kıral JorJ, Hidiv Abbas Hlltnl Pasa ve Lord Kiçner a Ş yakta duruyorlardı. Kıral JorJ elinl Kâmil Paşanın omuzuna koy • »rnusttl. >Bvr. reste) tstanbaida gazetelerda tatisar «tu ve kıyamet • ttoptH, "fiz^eler bumi yftra sraza bitiremlyorlardı O zaman Mihran • "Efe"ndinüı Sabah gazeteslnln başmuharrfrl Dikraa Kelekyan Efendi • bana: g C^lum, dedi, bizim memleltet büyuk bir fırsatı kaçınyor. în Ş glltere devleti bize Kâmil Paşayı iktldara getlrmemizl bu r«slml« • ihtar ediyor, bunu ben yazamam, bftrl slı yazın. • Blı yazdık, tttlhadı Terakkl orfl ldaresl gazeteyl kapattı.» S Nevse ki ülunay'ın anlattığı olaydan bu yana epey yol almıjıı. S tngilterenin işaretlni o zaman görmemlsis ama, Jnhnson'un Demlr S e l i e kolkola resmi Törkiyede dagıtılınca Amerika Birleslk Devlet ! lerinin işaretini görüp gereğini yerine getirdik. S Gordügünüz gibi esld ve mnhafazakâr mubarrirlerin Tazüannın J her bltl birer kıymettlr. Ber kendi hesabıma hepsini zevkle okuyup S çok şey ögrentyorum. Tanrı üstadlara uzun ömurler versin de Ba> S bıâlinin tadı tuxu devam etsin. S T Köklü çözüm yolu K ı b n s dâvammn çSzümü sâdece Kıbrıs'da ki soydaşlarımızın taak ve 6zgürlüklerine kavusturufmaları değildir. Türkiye'nin güvenliği ile da çok yakından ilgili bir mesele var. Tabancılar Kıbns'ı Türkiye ve Orta Dogo'ya bir sıçrama tahtası haline getirememelidirler. Bu iki nokta biribiriyle temelden ilgili olnp, her ikisi de ele alınmadıkça mesele kökünden çözülemez. Dikkat etmek zornndayu ki, Kıbn s sorunu tngilizlerin Süveyş'i tahliye etme lorunda kahşlanyla birlikte çıktı. K ı b n s t a Türklerle Rumlar bnrada yüzyıllarca birlikte taşıdılar, biribirilerinin bogaalanna sarılmadılar. Jenoside kadar giden kan dokme yabancılann burada üs edinme gayretleriyle başladı. Batılılar Orta Dogu'daki çıkarlarıru savnnacak, sahip çıktıklan Arap ve tran petroUerini koruyacak ve tutucu ya da gerici hükumetlerin iktidarda kalmalanm kolaylastıracak üsleri kaybetmeme çabasındadırlar. Türkiye'deki üslerin tasfiyesi yolunda artan istekler karaısında Kıbrıs'ı îunanistan'a bağlayıp orayı bir Amerikan üsstt haline çetirme çabaları da avn bir önem kazanmıstır. Oradaki Türk katliSmı, sanki, yabancıların üsleriyle birlikte «barışı korumak için» orada bulnnmalarını zorunln kılıyormuş glbi bir hava estirilmek istenmektedir. Bn bağlantıları gözden kaçırdıgımız takdirde, Kıbrts sornnnnn ne anlayabilir, ne de çözebiliriı. Bilmek lorandayız ki, Türkleri Boğazköy ve Geçitkale'de katletmenin ardında uzun vâdeli hesaplar var. Kıbns bohranım emperyalist çıkarlannı kornmak isteyenler körüklemektedirler. Buhran onlann çıkarlarına hizmet ettiği sürece, Kıbns lornnu bizim yaranmıza çözümlenemez. Bu görüsü uvgulamanın ilk adımı ise kendi «ornnlarımızın Amerika ve Îngiltere ile birlikte çözülemiyeceiHni anlamaktır. Bn tes doğrudan doŞruya ilgili olan tarafiarın, yani, Türkiye, Yunanistan, Kıbnslı Türk ve Kıbrıslı Rum temsilcilerinin katıldı&ı ve bunlara da gerçekten tarafsız bir B.M. arabnlneusunun eklendiği bir konferansta ele alınabilir. (Büyük devletlerden birinin Savunma Bakanı adayı ve Vietnam'da tırmanma politikasına taraftar oidngu sövlenen Cyrus Vance gibi bir zât ne tarafsız olabilir, ne de arabnlucn.) Bn konferansta üsler konnsu dısında, bütün konularda anlaşma imkânı arandıktan sonra, sadece üslerin tasfiresini ele alrnak üzere, bu defa tngiltere'nin de katılacagı yeni bir konferansa gidilehilir. Bir Türk doktoru uykunun izini tesbıt ettN başhklı yazıda eıcümle: «Artık hiç kbnse bundan böyle ben hiç uyumadını veya gözütnü bile kırpmadım diyemiyecek. aksi takdirde: Sen bal gibi uyumussun, lste nykv izin!» gibi susturucu cevaplarla karşılaşacağı belirtilmekte ve uyku izinin halen Amerikada bulunan bir Türk Profesörünün, Dr. Turan îtil'ln, bir bulusu oldugu ifade edilmekte idi. Sorun, yeni değildir. Jtttekim bir kaç yıl önce batılı uzmanlar tarafından, tıpkı kalbte olduğu gibi uykunun elektrosu alınmı? ve rüyalann grafiği de çizilmişti. Bize öyle geliyorki değerli bilim adamımıza mâl edilen, hastalara ve özellikle »izofrenlere uygulandığına dair sarahat verilen izler, yeni bir metodla elektronik beyinde değerlendirilmi? ve ortaya olumlu ve kombine bir sonuç çıkmıştır. Bu da hiç şüphesiz öğünülecek bir sonuç demektir. Zira insan ömrünün üçte birini te;kil eden uyku; yaşama ve sağlık için muhak kak lftzımdır. Şayet gerekmeseydi. tabiat insanı saatlerce hareketsiz olarak elbette bir yataga bağlamazdı. Bu mevzu üzerinde yapılacak her çahşma toplum hayatının aağlıfına i|ik tutacak bir davranış olacak tır. Nasıl koruyalun ? S Sonuç En uygun tez K ıbn» konusnnda Tttrklye'nin azimle savnnacagı tez hem Türkiye'nin ve Kıbrulı Türk oemaatinin hak ve çıkarlanna uygnn, hem de oluslar ailesince kabnl edilebilir olmalıdır. Uloslararan garantl altmda tarafsıılaştınlmış. üslerden ve silâhlardan annmif, bağımsıı ve federatif bir Kıbns bn hedeflere ve kendi nlnsal çıkarlarımıza en uygun yol olarak görünmektedir. Kıbns'ın Türkiye ve Orta Doğu için stratejik önemi açıktır. Kıbns'a Türkiye'nin yeniden egemen olması sBs konnsn değildir. Kıbrıs'ı tts olarak knllanan bir knvvetln Ise bem Türkiye'yi, hem diger Orta Dofn ülkelerini denetleyeceçi bellidir. Bnradan yapılacak müdahaleler bizi dogrndan dognıya bedef alablleceçi gibl, dolaylı olaylar da çevremizi bir savas alanı haline getirebllecek endl yaranmıza birtakım nygulatnalara girisebilmemiz için. önce, yabancı nüfnı ve eeempnlifindpn kesinlikle kurtulmamıı gerektir. Biraz değisik de olsa. bugün, ikinci bir kurtulus tnücadelesi ieindeviz. Tabancılar Türkive'nin toprak bütünlü6ünü bozan ve Türk kanunlannca denetlenemeven üsler ve radar sebekeleri kurmus. devlet dairelerinden sendikalara, üniversiteden köye kadar kendi adatnlarını sokmns, «Bilimsel anket» adı altında eecekondular, gençlik ve isçi çevrelerinde eğilimleri ölçmüs, kendi posta örgütlerini kurmos, gümrükten muaf mallarla satıs yerleri açmış, yerli burjuvazivle ortaklıklar yapmış. çok kalabalık sivil v e askert yetkileri tanınarak iç ve dıs islerimizdp söz ve karar sahibi yapılmıslardır. Rn müdahaielprin devletin hütün temel faalivetlerini kapsadıgı ıröz önönde bulundnrıılursa, müdahalenin çapı meydana çıkar. Türkiye'deki vabancı üsler ülkemizi kendi iradesi dısınd.ı lıir üçüncü dünya savasına sokacak niteliktedir. Bu gerçek, yurdumnznn e^rmenlik haklarının nasil temelden ihlâl edildijHnin önemli bir örneğidir. Türkive'nin bu baîımlı durnmnnnn halk tarafından ilk anlaşılması 4a 1964'deki Kıhrn buhranına rastlar. K Yabancı nüfıızu osyal hayatın en önemli sorunlarmdan birisini teskil eden uykusuzluk, artık yenilmek üzeredir. Pek yakmmda bulunduğumuz bir gelecekte uygarlığın çeşitli Stress'lerile muztarip olan insanhğm, geceleri devleşen uykusuzluğu artık bir hortlak olmaktan çıkacak. bilim adamlannın çabalarile toplum derin ve huzurlu bir uvkuya kavuşacaktır. Fakat Cumhuriyet'te de pek güzel belirtildiği gibi, her yerde vt her zaman uyumamak sartlle... Dr. Nurettüı ERDOGU Emekli General S ayın yazar, dili korumaktan söz ediyor. Osmanhca gibi irrasyonel, kullanışsız, ulusal olmayan bir dilin nesini saklayalım ve koruyalım? Şöyle ki: A Ulusal ve bağımsız bir dil knnna ve geliştirme açısuıdan: Osmanhca ulusal ve bağımsız bir dil değildir. Arapça, Farsfa ve çok az da Türkçenin oluşturduğu melez bir dildir (!). d) Osmanhca kullanışsız bir dildir: Uzun tamlamalar, aksanlar bu dilde yer alır. Ayrıca Osmanlıca' da herzaman yanlışlık yapılabilir. Örneğin mevhum ile mefhum, inkilâp ile inkılâp her zaman karıstırılabilir. Nitekim sayın yazar da inkilâp ile inkılâp arasındaki çok açık aynlığa kar^ın, bu iki sozcüğü karıştırmak yanılgısına dü;müştür. •% Toplumsal smiflar ve bir halk dili yaratma açısından: Hemen bellrtelim ki, Osmanlıca bir halk dili değildir. O bir saraylı. aristokrat dilidir. Sözgelimi bir istinkâf, bir iıticvab, meşbu, mündemiç, Ihata. inşirah, mübayenet sözcügünü hangi işçi. köylü kullanır ya da anlar? Anlamaz, kullanmaz; çünkü bu, halktan kopmaktan bajka blrsey değildir. (D tlericilik . muhafazakarlık açısından: Doğa'nın ve toplumun ve de bireylerin gün geçtikçe bozuldugunu, bu bakımdan geçmise, eskiye dönmenin ya da hiç olmazsa bugünkü durumu, statükoyu korumanın gerekli olduğunu öne süren muhaiazakârlar, bu görüşlerini bir üst yapı kurumu olan dil konusunda da öne sürmektedirler. Onlara göre an dil. «uydurmadır». tlericller ise, radikal değlsmelerden yanadırlar. Türkiye'de dil konusundaki tartısmalar da bir ileri geri kavgası biçimine bürünüyor. • *• İnatçı uykusuzluk atı Avrupada yapılan istatisükler göstermittir ki, günümüzde ergin insanlarm Vt 50 si kolay uyuyamıyor, Vt 15 i i»e inatçı uykusuzluktan muztariptir. Işin kötüsü 30 yaşmdan aşağı bulunan gençlerin e'o 20 sinin de aynı şeyden yakınmalarıdır. Ve bu yakınmalar sebebsiz değildir. Uyku; gündüz boçalan vücut motorunu gece doldurur. tnsana taze bir enerjı ve güç kazandırır. Mantal ve bılhassa fizik çahşmalardan mey dana gelen zararlı ve zehirli posalar uzviyette daha ziyade geceleyin temizlenir. B II. AbdülhamidMn Londra anılarından M Yalnız bu esrarlı şarj ameliyesi nasıl olur, bunun mekanizmasını hangi faktör ve fonksiyonlar tetkil eder? Bu noktaları henOz berraklıkla bilemiyoruz. Gunümüzün fizyoloiisi bu vâdlde, dimağm fonksiyonu ile, kaslarm kontraksiyofilan v« nihayet içsalgı bezleri arannda müjterek lliakiler üzerinde duruyor. Her ne olursa olsun, vücuda uyku emrini veren merketin dimağda bulundugu düfOncesi üzerinde bilim, bizleri aydmlatmıjtır. Bütün dünyada hekün, blyoloğ, fizikçi, kimyager ve mühendlslerden kurulu bir bilim ordusu, daha başka bir deyimle bilimsel bir işletme ekibi, uykunun meçhul kalmış derinliklerine nüfuz edebilmek için geceyi gündttze katarak çalışıyorlar. ve «dostluk»larımızın tek taraflı oldugnnu anladık. Zâten, Atatürk'ün ölümünden sonra Türkiye yava», yavas baŞımlı bir devlet olmnstur. Temeli Kurtulus Savası felsefesinde olan Atatilrk devresi uvgnlamasma dSnmek sarttır. Türkiye'de yeniden bir bllinçlenme vardır. Kıbns sornnn bu bilinçlenmenin halk tarafından kolayca anlasılmasını saftlayan, yankılar nyandıran hassas ve somnt bir 8rnektir. K Sonuç Nimbüs SİBEL, METİN Kızkardeşleri T Ü t İ N ' I n dunyaya gelişinl mujdelerler. Suna Elio Mtzrahl TeRa: 222014830 ELEMAN ARANIYOR 1 MÜDÜR SEKRETERİ : Çok iyi Ingilizce bilen, Steno Daktilo ve asgarî 5 senelik iş tecrübesi olan, tercihan yüksek tahsilli veya kolej menmu. II DAKTİLO : İngilizce bilen, asgarl lıae mezunu ve 3 s e nelik iş tecrübesi olan. Ügilenenlerin mülâkat için 2 1 2 2 Aralık 1967 tarihlerinde. rnesaî saatlerı dahilinde İstanbul Taksım Cumhuriyet Caddesi KAHAN kat 7 ye bizzat müracaat etmeleri. İlâncılık: 3877/14817 VEFAT Rl» ejmfından Meryem Blber'in e«i. Zarif», Rabiye. Sevket Blber'lo atabeyleıi. Havva, S«viy». Nazmi, N«ktye ve Sadiyc Biber'in babası, Enur, Çem'un Biber ve Ahmet Şandan'ln kaylD • pederlerl KEMAL BtBER 11 Aralık 1967 günfl Hakkın rahmetlne kavu^muftur. Cenaze*) 13 Aralık 1M7 Csr»atnb« gunO 0gle ntmaıın] müteakıp Ferlköy ca • miinden kaldırılank FerlköT alle kabristanına tevdl edilecektir. Çelenk getirümemesi ric» olunur. BtBEROĞLE Alleal Cumhuriyet 1482S Açık leşekkür Bir suredenberi çekmekte oldugum dan.ar tıkanıklığı hastalı ğımı, ilmin en yeni usulleriyle ktsa zamanda tedavi edip, bacaklarımı Dana kazandırarak mu hakkak bir felâketl önliyen Taksta Pollküniğı Mes'ul Müdüni hâzik operator doktor Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanhğı Devlet Su İsleri Genel Müdürlüğünden GOKÇEKATA BARAJ1 VE HÎDROELEKTRİK SAVTRAL1 İÇİN GENERATOR ÇIKIŞLARI SATIN ALINACAKTIR DSİ Genel Müdürlüğünce Amerika Birleşik Devletlerl lmalâtçılarından 3 acfet 103 MVA generatör grupu İçin lzole faz baralan fıat ve tekllf isteme suretiyle satın alınacaktır. thaleye ıştirak etrnek ıstiyenlerin beîge almak üzere en geç 9 Şubat 1968 saat 17'ye kadar D S ! Barajlar ve Hıdroelektrik Santrallar Daıresı Baskanlığına (Şınası Sokak, Çatal Han, Ulus Ankara) müracaat etmelert gereklidir. Müracaat eden firmalar kendılerıni ve imalâtlannı tanıtan broşur ve kataloglan ve 1950 senesinden bugüne kadar yaptıklan mömasil teçhızatı gösterir dokümanlan cfilekçelerine eklemelidırler Bu malumata ılâve olarak müracaat edecek fırmaiarın yukarıda belirtilen DSÎ adresinden veya EBASCO SERVICES INC. Attn T. J. Cotter Two Rector Street NEW YORK N Y adresinden alacaklan «Belge Müracaat Formu» nu dolcTurarak 4 nüsha halinde dilekçelerine eklemeleri gereklıdir Teklif evrakı belge almıj olan firmalara Çubat 1968 ayı lçinde gönderilecektir. fBasın: 27711 A. 15521/14812) CAVİT GÖNCER İle, İlmî Arajtırma ve Carüandırma Servisleri asıstanlarmdan VEFAT Merhum hâklm Halil Kema! Bey ve merhume Saheste Ha mmm kızJarı, Dr. Münir Halil Srem'in eşl. avukat Niyazl Nun. Snblha Kösten, Feriha Boralının ablsları. Betül. Sebma, Ceyda ve Verda>nın sevgil! atmeleri, YOk. Mühendls Höseyln Kolçak'ın k(yınvaldesl. ömer, Meral, Ayşe, Cüneyt ve Feyha'nın anneanneIcri, salihatl nlsvandan GÖNÜL AKSOY ve amDulâns, konsültasyon ser visleri yöneücüerlne. poüklinigln tnuşfik personeline candan teçejckürü borç bilirlm. ZÜHTÜ BA3ARIR Ttırk Ticaret Bankası Cumhuriyet 14832 UUK1UK erhum Haluk Şehsuvaroğlu' nun Cumhuriyet gazetesinm 9893 sayısında «tngiHz hilkümdarları ve Türkiye» yine Sehsuvaroğlu'nun «Abdülhamld, Ahdöiazlzle yaptıjh Londra seyHhatlnl anlatıyor» yazılarından özetleri, Sayın Felek'in Cumhurbaşkanımızla Londra ziyaret anılanna katıyorum. te yandan dil bir anlaşma aKraliçe misafirini Vindsor »aracı ve bir üst yapı kurumu tosunda kabullerinde, kendisiyle olduğuna göre iktisadi plânkolkola göriinmüs ve iki hükümdaki, üretim lliskilerindeki değidar arasında samimî mülakatlar ya simler, dil denilen üst yapı kurupılmı?tı. Bunlardan birinde Kralimu üzerinde de etkili olacaktır. çe kulaklanndakl Iri küpeleri gö»Aristokratların, feodalite kalıntıtererek, Onlan Sultan Mecidin he .Jarının dili olan Osmıınlıoa 4*ı bu : diye tttiği bir broftan yaptırdığım arada dejiçiktir. Bu bakımdan dllsöyliyerek bu hareketlne BBijişade özleşme gerekli, hatfâ " zorunhın gücenip gücenmediğini S^enludur. mek istemişti. Fuat Paşa derhâl. Osman KtPER Türklyeden gelen »eylere daima Ankara Hukuk Fakülteti öğr. kulak vermekte olduğunu fapat et*** tiSi için buna pek ziyade memnun olmuilardır, cevabını vermiatir. Abdülhamid gittiği dâvetleri ve gördüfeü güzel bayanlan da anlatmaktadır. Hatta Viktorya kendisine akrabalanndan bir güzel prensi vermek istemis, Abdülhamid kabul etmemış. Anılarına devam edeÇ ayın Mahmut Makal'ın lmzası lim. «Sefirimiz Mozoros Pasaydı. ** nı taşıyan «Kıyımda Nedene Prince de Galle Madam Mozoros'u Dogru» bsşhklı vmzısını okudurn koltufuna takmi} merdivenden üst HaJtkımda yazdıklan tamamen htkattaki zlyafet salonnna çıkıyorlâfı hakikattir. Gerçekten ben K«vlar, kadın gayet şişman. dekolte, seriden kendi istegimle Adana tl korse sıkmif nefes alantıyor. Beemrine tâyln ddildlm. Ama hiçbtr nim de koluma, Kraliçenin akrabalanndan birl prenses girdi. Prenzaman çevreye varanmak İçin b»n SM gayet dllber, ellnl kolunran iisizdenim diyecek kadar kOcülüp zvrine koydu. cildl gayet rakik, Alklşlligimden kayıp etmedlm. Zttten lah bilir damarlan ve içindeki knbu kellmevi dedlrtecek hlç bir «enm cevelânı görflnüyordu. Sofra bep de mevcut degll ki lüzum hisodaıına çıkıldı. Fakat Madam nesedilsin. Zira blz devlet memurufes alamıyacak derecede morarmisyuz. Devlet Memurlarının klmlertı. Remen karşımda oturan Fuat den yana olduklpruu kanunlanmız Pasa'ya «Paşa Paşa Madama diktâvin etml$lerdir. kat ediniz». dedim. Kotuna girdlBlzler, kanunlann emrinde Miller, kapıdan çıkar çıkmaı pat dlletten yana oldugumuzu çok tyl e)ye yere dliştüpünü gördüm. Madam liriz. Milletin lradeslne daysnarak orada öldü. Tabti liyafet devam ethangi parti Utttdarda olursa olgıtn sin diye «izll tuttular. Onun emrinde ve azız milletim* ondra ziyaretinin en dnemli hlzmet etmevi öas »ıar'ım wymıolayı, Kraliçenin Victoria and şımdır Sayın Mahmut Makal, tVt Albert gemisinde Sultan AziöRretim müfetti$ligi üamanmd» beze kendi elile dizbağı nişanını takni baska paTBie1'1e görmü$se bilması olmuştur. mi? olsun ki hiç btr siyts! IturuNaU UÇAB lusun paralelinde defll. millet h1t meMnde mesleğimj) »dsmıyımdır *** Biz kişiligimizi 'azanmış, yOmimtlz belli Ullrtlmüa Atatürltçülüktür. $unun bunu.n masası defili» Bunun bflylece btlinmesinl tayftılsrımla arzederim... ayın Teontan Tagkın'ın dil soMantafm SÖNMP? rununa değinen yazmı okuFlıydab KByfl tlkokulu duysam da. bu yazıda yer alan görüşlerin çoğuna katılamıyoRozan Adana rum. Yazann gdrüşlerini eleştirmeden önce, sözkonusu yazısmda kullan«• dığı dili epeyce eski bulduğumu be lartısma bSiannoc gtadert { lirtmeliyim. len vazılarm oıümkünse dakSajnn yazar, Türk Dil Kurumu' tilo edtlmeatnt «Kı keUtneyl nun çaba ve girişimlerini cfevrî» ısmamasını ve vnTarlara deiil olarak nitelemektedir. Oysa böyle urfjn nzertne «TartiSMB* , bir niteleyiş, Türk Dil Kurumu1 •ümozn yanlarak fan Islertnun eylemleri hakkında yeterli bil ie postalanraasiın rie» ederta ei sahibi olmamaktan ya da apriorî bir suçlama kaygusundan ileri gelir. Bilindiği üzere adıgeçen kurumun iki önemli niteliği ve işlevi vardır: Birincisi devrimci nitelik olup, kurum bu niteliği gereği olarak yeni sözcük, deyim ve terimlerin yayılmssına öncülük eder; ikincisi ise bilimset yada akademik nlteliktir; yâni bu torunun bilünsel yönüyle uğraşır. Kurum, her İki niteliği ve işlevi, birarada yürütmek zorundadır. Sonuç Kıyımda nedene doğru •»»•»••«• GUSTAVE FLAUBERT'iı OÜNYA EOEBtYATININ HER ÇAĞ1N0A YAŞAYACAK ONLO ESERİ MADAME BOVARY NURULLAH ATAÇ V« SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL'İN naflı çeviriıi il«, dort renKli KapaK içindt tam tercümesi (kıtıltılmtmı$ olarak) Remzi Kitabevi tarafından okurlarımız İçin hazırlanmı$tır. I REMZİ KİTABEVİ FİATI: 10.TL. Üâncılılc: 3915/14815 Dü soranu TEŞEKKUR ölflmO 11* btzlerl aonsuz aci Içinde bırakan tevgili esim, ba bamıt va büyilk babaınız BAY eenazetine lçttrak eden. çelenk gdnderen hayır müesseselerlne teberru edenlere. telgrat telefon, mektupla tazlyette bulunan akraba ve dottlara ayrı ayn tejekküre tefssürümüz mânl olduğundan gaıeteniıin tavanutunu rlca ederiz. Fşi: Dul Bajan İuda Kasapyan EvMdı: Bay ve Bayan Nersez Ltmontr ve evlltları tlâncıhk 392814833 TEŞEKKUR 3 Aralık 1967 günU «nl olarak ebediyeU Intlkali ile btzlerl büyuk acılar İçinde bırakan aevgili eşim, babamiz Emekli Kurmay Albay S Karnik Kasapyan'rn NOT:, MEHMET ERTAŞ'ın (933»9) cenaze merasimine i;tirsk eden, bizzat veya telgrafla taziyette Bulunan ve yaktn Ugllerinı esirgemlyen bütün resml erkSn. akraba ve dostlanrmzs candan te sekkür ederiz ESt »e KVLÂTLAR1 Cumhuriyet 14813 HAKIKATEN ÖĞRENMEK İSTİYORMUSUNUZ? "İNGİLİZCE SEMİHA EREM 12.12.1967 günö vefat etmiştir.Cenazesl lkindt namazını müteakıp Bursa ülucamlde lcılınarak Emir«ultandaki aile kabrlstanıns defmdilmtjtlr. AtLESİ Cumtaurtyet 14824 T. Ziya Kırhakan Oeri. Saç ve Zöhrevi Hastalık'an "••'fM«i!n tltlklAI l'nri Par"i.ıkk.ıpı No Sfl Fel M 10 73 Sayın yazar, anladığımıza gört dili kendi doğal evrimin* bırakmak ve bu evrime müdahale etmemek gerekir, demektedir. Bu görfl$, yanlış temeller üzerine dayanmaktadır. ÇünkO Türkçe'ye müdahale, sayın yazann da çok doğru olarak belirttiti üzere yabancı kültürlerle ilişki kurmamızla başlamıştır. Bir mudahale yapılmışsa. Arap ve Fars kültürlerince yapılmıştır. Dolayısıyîe Türk dili. kendi doğal ski|mdan başka yönlei' •aptmlmıstır. Iste Türk Dil Ku rumu. bu saptırmanın önüne geç mek ve diitmlzl kendi doga! evrirr çizgimirp getirmek amaç ve evle rrindpHir Bu rtpkrmdTn »erlp* mif dil», •topluinun kullandıgı dll> RESİMLERLE KENDİ KENOİNE İNGİLİZCE (îlâneüık: 3923) 14821 Resimlerle kendi kendine İngilizce, kitapçı vitrinlerinde rastlanan sıradan kitaplardan biri değildir. Kltapta 1200'e yakın resim ve 3000'e yakuı cürnle vardır. Her cümle resimlerle izah edllmiş olup ayrıca altmda okunusu ve Türkçe karîilıgı yerilmistir Kltap şimdiye kadar alı5ilmamıs büyüklükte (19X27) ebadmda olup fiat 20 liradır. Arzu edenlere (20 lira ödemeli) olarak gönderllir. İstanbul için satış yeri: tnternational Oöic«, Galatasaray, Tumaeıbafi Sok. Anabala Paıajı Kat: 3. INTERNATIONAL OFFICE. R K: 270 Beyoğfuİstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle