Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT 30 Kasım 1967 fafı, CUMHURtYET Artık Paristeyim tızey garından çıkıp da, çamurlu, gürültülü bir meydana ayak bastığım o Aralık gününü çok iyi hatırlıyorum. Ruzgâr benl şaşırtmıştı. Onda, denizin soluk alışmı duyar gibi oldum. Hem neşelendim, hem kors tum. Bavullarımı emanetçiye bıraktım, hemen kendimi serbest hissettim. Gerçi kılık kıyafetim uygunsuzdu, ama kimsenin bana aldırdığı yoktu. Hemen, daha ilk dakikalarda, bu şehirde kimsenin dikkatini çekmeden, kimse seninle ügilenmeden yaşanabileceğini anladım. Rus politik göçmenlerinin Lâtin mahallesine yakın bir yerde oturduklarını biliyordum. Oraya nasıl gidebileceğimi bir polise sordum. Bana bir omnibüs gosterdi. Meğer Pariste de bizim atlı tramvaylar işliyormus.. Yalnız bunlar raysız ve iki katlı idi. Yol bir hayli uzunmuş. Şehrin t% bir başından ötekl başına gitmek gerekiyormuş. Bir çok bulvarlardan geçtik. Burada yalnız gelenes ve göreneklerin değil, takvtmm de başka olduğunu anladım. Meğer burada bugün 20 Aralıkmış, bir kaç gün sonra Noeldi. Vitrinlerdeki reklamlar, hediyelik eşyalar bundan 1leri geliyormuş. Caddelerin köşe baslannda, bir takım şarkıcılar, nota ile hazin bir takım sarkılar okuyorlarlı. Çevrelerine toplanan işsiz güçsüzler, llgl Ue onlan dinliyorlardı. Soğuk bir ı rüzgar esiyordJ, ama kimse acele etmiyordu. Belli ki halk dolaşmaya çıkmıştı. Sivastopol bulvannda buharlı tramvay gördüm. Paytonlar, bizım genel valilerin paytonlan kadar güzeldi. Bu paytonlardan blrinde öpüsen bir çiftl gördüm. Onlara engel olmamak İçin hemen başımı çevirdim. Arada bir Btsız isllyen arabalar da gördüm. Bunlar otomobilmiş.. Otellerden birinde kendime bir oda buldum. Ertesi sabah da Lfttin mahallesine yollandım. daired* oturuyorlardı. Odalar her halirle, Moskova Ünlversitestnln ögrend odalannı andtrıyordu. Savçanko otuı yaşlarında (b* n» ihtiy»r göründü) becerlkll bir kadmdı. Otelde oturduğum içfcı benl payladı. Ve hemen bana, çok daha ucuzm gelecek olan bir pansiyon aramaya koyuldu. Bu aksam da beni bolşevik grupunun toplantısına götürmeye söz rerdiler. Toplanüds Lenln de bulunactüttı. Lemn'le karşı karşıya olşevik grupu, Orle'ans caddesindeki bir kahvede toplanıyordu. Kahvenin üzerinde, ikinci katta büyük bir salon vardı. Toplantılar burada yapılıyordu. Paristeki ge'eneğe göre salon kirası olarak bir şey verilmiyordu. Yalnız herkes kahve, bira ya da buna benzer bir şey içmek zorunda idi. Salona ilk gelenlerden biri biz olduk. Savçenko'ya, garsona 1 e ısmarlamam gerektiğini sordum: «Nar şurubu, dedi. Bizimkilerin hepsl de nar şurubu içer». Gerçekten de herkese, koyu kırmızı tatlı bir şurup getirdiler. Sonra da bu şuruba soda kattılar. Ya] nız Lenin kendisine bir duble bira getirtti. (Sonralan bir çok kisilerden işittim. Pransız garson lsrı buna pek şaşıyorlarmış: Şurup içmivor, sonra da kalkıp ken düerine ihtilftlci diyorlar.. bunlar ne biçim ihtilâ'ci?» Fransızlar. genel olarak bu çeşit şuruplara, yüksek dereceli sert içkiler katıyorlarmıs. Pazar günleri, aileleriyle birlikte ge'enlerin çocuklanna nar şurubu parasız olarak ikram edilirmiş). Toplantıda otuz kişi vardı. Ben yalnız Lenin'e bakıyordum. Siyah bir kostüm giymiş, kolalı yaka takmıştı. Nelerden söz ettiğini pek hatırlamıyorum. Ama, oldu.cça kustah ve pervasız olduğum için söz istedim ve Lenin'in sözlerinden bazılanna ttiraz ettim. Bana hiç kızmadı, falan ve filân noktalan anlamadıgımı söyliyerek, çok yumuşak bir tonla açiklamalarda bulundu. Lüdmilla, c saat bana, çok budalaca davrandıgımı söy'edi. Toplantı bitince, Lenin yanıma geldi: ıSiz Moskovadan mı geldiniz?» diye sordu. Ocak ayına kadar Moskova teşktlatında çalıştıgımı, sonra tutuk ERENBURG'un ÇEViREN: HASAN JU.1 EDIZ landığımı anlattım. Lenin benl evıne çağırdı. B Lenin'in evinde enin'in evi, Monsouri parkının yakınlannda bir sokakta ıdt (Sonralan bunun Bonier sokagı olduğunu öğrendim) Kapın çalıp çalmamakta tereddüt ederek uzun bir süre kapmm önünde dur dum. Bir gün önceki küstahlıktan bende eser büe kalmamıştı K.ıpıyı Lenin'in kansı Krupskaya açtı. Lenin, düşünceye dalmış bir halde, uzun bır kâğıdm başında oturmuş, çalışıyordu. Gözleri hafifçe kısıktı. I yoktu, her şey yerli yerınde İdi. Kısacası bu oda, ne bızım Mos kovadaki arkadaşların odalarına, ne de Savçenko ile Lüdmılla'nın odalarına benzemiyordu Lenm bir kaç sefer dönüp donüp kansına: «Ya, ışte oradan geliyor.. gençliğin nasıl yaşadığım bılıyor» dedi. Lenin'in ba«ı beni şaşırtmıştı. On beş yıl sonra Lenın'i, meza nnda gördügum zaman bunu ha tırladım. Uzun uzun bu eşsız kafatasına baktım: Lenm'ın kafatası msanı anatomıyı degil mımarlığı düşünme"e zorluyordu. Lenm'ın ölümünden uzun yıllar sonra Krupska'a'nın «Anılar» mı okudum. Krupskaya, Lenin'in 11* romanımı okuduktan sonra «Biliyor musun bu, dağınık saçlı tlya'nm (Erenburg'un takma adı) romanı, güzel yazmış doğrusu» dedığıni yazıyor. Ben 1909 yılı başîarında Lenin'in evme gitmiştım Olumunden az önce, 1922 1923 yıllarında Uk romanım olan «Julıo Jurenıko» yu okurken hayalen onunla konuştuğumu bılmıyor dum. Yarın Yurt özlemi BULMACA 123456789 re hâkim bır dâvada meyhaneni ney Afnkada bır bolge, bir palerden şahıt ısteyınce onlar d î rola. 7 Bır edat. musıkımızdebu meslek sahıplermi gostermış kı saz eserlerı çeşıtlerınden 8 ler (çogul). 2 «Çok mukemmel «Yatıp kalka123456789 huy ve tabıatta Hınd hukumdarı» cak bır pansimânasına uç soz 3 Tersı Avyon hucresı bul rupada «Balaton» golunun bumaya çalış!» anlunduğu memleketın halkındanlamına ıkı sözdır. 4 «Mânalar ve anlamlar» lu bır emır, bir karşılığı bır pskı usul çoğul, bır soru takısı. 9 hayvan. 5 Bınanın kısımlarınînsanların ayrıldan, din kitaplannda saf ve temız dıkları gruplaraynı zamanda kanatlı olarak tas Di'nkıı hulmaranın dan süt danıiavır edılen kadınlardan. 6 Gu halledilmiş şekll sı yerı. LENINTN KARISI H. K. KBUPSKAYA birilerinı duyar duymaz, hemen Rus kitaplığınm nerede olduğunu soracaktım. Orada bana her halde Lüdmilla ile Savçenko"nun adreslerini söylerlerdi. Bu iş içın yarım günümü harcadım. Rus kltaplığı Gobelin caddesinde, çamurlu bir avlunun dip tarafında imiş. Döner bir merdivenden çikarak, ahıra benziyen bir binaya girdim. Etajerler Rusça kitaplarla dolu idi. Ortada bir yığın Rusça gazete vardı. Kitaplığı idare eden Mıron (Ingber) Yoldaşla tanıstım. Kendisi Menşevikmiş. Bu biraz canımı sıktı. Ama kısa bir süre sonra onun yalnız bir şeyle, okumak üzere kitaplıktan kitap alanların bunlan geri getirmeleriyle ilgilendiğini ögrendim. Kitaplann nasıl kullanılması gerektiği üzerine bana uzun bir dlskur geçti, Ben de ona, sahifelerin kenarlannı kıvırmıyacağıma, sahife'ere yazı yazmıyacagıma söz verdim. Ama o yine de beni lğnelemekten geri kalmadı: özellikle kiml bolşeviklerin kitapların kenarlanna yazı yazmayı alışkanhk haline getirdikîerinl söylemek ten kendini alamadı. Sonralan bana çok lyi davrandı; ben artık şiir yazmaya başlamıştım, o da şıire bayılıyordu. Her akşam Broque caddesindekl küçük bir birahaneye gider, biras sosisten ibaret olan aksam yemeğini yer ve üzerinde çalışmakta olduğu yabancı yayınlar katalogu nu bitirmeye çalışırdı. Lüdmilla ile Savçenko'nun adreslenni bilmiyordu ama, kltaplığa gelen bolşevık grupu üyelerinden öğrenebıleceğine söz verdi. Nitekim öğrendi de. Lüdmilla ile Savçenko, ayrı mut Rus kitaplığında S aintMichel bulvannda gelip geçenlerin konuşmalanna kulak verdim. Rusça konuşan Ona öğrencl teşkilâtının durnmunu anlattım. Dıkkatle beni dtn liyor, arada sırada da, belli belirsiz gülümsüyordu. Henüz daha çocuk oiduğumu anlamış olmasından korkuyordum Gazete gön dermek için gereklı bütün adresleri ezbere bildiğimi soyledim. Krupskaya adresleri yazdı, ben gıtmeye davrandım. Lenm bpnl alıkoydu. Gençliğın moralıni. hangi yazarları en çok okuduğunu, hangı tiyatrolara gittiğıni sordu. O, o sırada dolaşıvor, ben de btr taburede oturuyordum. Krupskaya yemek vaktinın geldığtni haber verdi. Gerektiğınden fazla oturdugumu sandım. Ama. beni bıraicmadılar, yemeğe alıkoydular, kar nımı doyurdular. Lenin'in odasın daki düzene hayran oldum: Ki taplar etajerlere düzenle yerleşri nlmıştl. Lenin'in çahştıgı masa nın üzerinde hiç bır dagınıklık SOLDAN SAĞA: Dişi Bond MODESTY BLAISE ISrASVCKlU SUAPOKJ CZALF ş C/VF ACFlF $£VLEE SC/LEJl Acılıs. nroeram Ovnavdın (1) Kove haberler Gunavdın (2) Haberler v e hava durumu Istanbulda b u c u n Hafıf muzık Sabah limnastHH Hafıf müzik Beraber ve solo sarkılar Müzıkll ovunlardan N.CamlıdaJdan turküler Gıtar soloları Ovun havalart Ev icın Ara haberler Fransadan muzlk Sarkılar Arkası varın Sabah konseri S.Dlzerden sarkılar Ara haberler N Mercanlıdan türkuler R H muzik orkestrası Av'â Gürsesten sarkılar Haberler ve R G.de bueün P. Bıreitten sarkılar Peklâm rjroeramları Ç»7 sarkıları İ Cavırlıdan sarkılar P Se^sesten türkuler Doruk O r a t k u t orkestrası Ara haberler P Frtenden sarkllar ü " i ı i solistler !"<«> 17' 17 in 17 •»! Ara haberler KOV odası P o t i â m rjrotrramlan 1 Karısından aynlıp tsveçli güzel yıldız Ursula ile evleneceM •f K soylenılen erkek ..inema artıstının soyadı 2 8 ı r sayı. «etrafı su X\ X X ile çevrilı kara parçası ısmi» anlamına ıki soz. 3 Toprak ışle:2 me ve ekıp bıçme bilimi, bır çeşıt beygır bineceğinin yarısı. 4 . «Açık ve bel'i» mânasına eski bir terim, «bembeyaz» karşılığı iki «oz. 5 özel bır çeşıt olarak do 1= ? kunmuş kilimler (çogul). 6 Se••3 cıye ve karakter tokadın çıkardığı seslerden. 7 Tibet papazlan DÜNKÜ BULMACAPflN (çoğul) 8 Karnından ziyado HALUCDILM1S ŞE3CU gözü böyle olanı doyurmak güç NASIL HALLEDİLECEK Yukandaki rakamlı bulmacada •«tur. bır peynır cinsi. 9 Tersi bır yemıştır, bırını bır yerden tard dece 4 taoe analıtar (ipucu) ve 8 tane sontıç vardır Bu$ kalan 12 karenin içine 1 den 9 a kadar uygun hirer rakam koyarak ve topediş. lantd. çarpma. çıkartma, bölme işarellerino dikkat ederek soldan YLKARIDAN AŞAĞIYA: saga ve yukarıdsn aşağıya hulmacada feostprilen sonuçlan bulunuz 1 Eski bır atalar sozüne gö UİTZ.% vaktinizi alır ama, boş vakrinizi fjoş<,a geçirmiş olursunux • 1BJ• •I I • • j• + 9 X t 2 1 •• • • • Çevuen: Gorth Vohdet GÜLTEKİN 4İ Byron kıza sarıldı. dudaklanndan öptü. Annabel la, orice bir şaşırarak irkildi, sonra kendini bıraktı. Göğuslerıni okşamasına da ses çıkarmadı. Sonra, tirtır titreyerek: .Hiç de yatıştırıcı bulmadım ben bunu» dedi. « Sabırlı olmalı, Elmacık » Annabella geri çekildi, sert adımlarla köşke doğr j yurüdü. .İçimden nasıl birdenbire, bir mucize olur gibi, güçlü bir duygu uyandı, fark etü mi acaba?« diye düşünüyordu. Kendi kendine kıskıs güldu. Hem de güpegündüz opüşmüşlerdi! lyi ki onların bu ufacık sevişme sahnelerini kimse görmemiştı! O akşam yeni bir gezinti teklif etti. Ondan sonra da. her akşam yürüyüşe çıkmak aralarında âdet oldu. Annabella bütün gün kendini Byron'un kollan arasına bırakmak için can atıyor, geceleri de yatağında bunlan düşünüyordu En sonunda, kendi kendinle carpıştıktan sonra kesin bir karara vardı. € Sana bir itirafta bulunacağım, Byron, ayrıca senden bir şey isteyeceğim.» € Önce itirafta bulun. Elmacık.» Annabella yüzünü onun omzuna dayayarak sak ladı. c Birbiriyle evli olmayan bir kadmla bir erkeğin aynı evde oturmalan eün, kanın dayanabileceği bir şey değil. Senin daha önce tanıdığın bütün kadınlar gıbı ben de yüz üstü bırakılmak tehlikesi içindeyim.» Byron: «O yatıştırma usülümüzden dolayı ha bü tün bunlar!» diye güldü. Annabella sert bir tavırla: «Gülme!> dedi. «Isteyeceğım şeye gelınce; hemen Londra'ya doneceksin. Yapılacak ışlerin var orada: Kâğıtlar imzalayacaksm, evlenme beyannamesini dolduracaksın... Hayır, Byron, bir daha öpmeyeceksin beni. Sonra, buraya donünce.. » « Usulü dairesinde dügünümüz olacak, kendini kollarımın arasuıa ancak ondan sonra bütün bü tün bırakacaksın.» Annabella'nm gözleri yaşardı. « Bılsen sana kocam diyebileceğim günü nasıl dört gözle bekliyorum!» Byron: «Ben de» diye, baygm baygm bir iç çekti, «sana karım diyebilmek için.» Lady Melboume Byron'u yatak odasmın yanın daki küçük odaya aldı. Vakit ikindiye yakındı ama, anlattığma göre, bugünlerde gittikçe daha geç ka] kıyormuş. Byron onu son gördüğünden daha yaşlanmış buldu ama, kadınm kaiası gene eskisi kadar cin gibi işliyordu. « Hobhouse söyledi, senin sağdıcın o olacak mış» diyordu. «Ne zaman hazırlığa başhyorsunuz?» « Belki de hiç bir zaman.» « Evlenmekten mi korkuyorsun, yoksa evlili ğin bağlarından mı?» « îkisinden de.» « Londra'ya döneli beş, altı hafta oldu. Bu ge cikme benim biraz midemi bulandırıyor.» Byron somurtarak: «Kabahat Annabella'nmı cedi, «Yoksa, ben bundan iki yıl önce evlenecektim.» Lady Melboume derin derin bir içini çekti. Senin o ilk evlenme teklifini reddetmekle hiç de iyi etmedi. «Ondan sonra ablanı bir daha göı mezdin belki. Evlenmen için kesin bir tarih veremeyişın onun yüzünden mi?» « Evlenmemi önlemeye çalışmak şöyle dur sun, Augusta bana her mektubunda: «Çabuk evleD de olsun bitsin» diye yazıyor.» Lady Melboume alaylı alayh: «Olsun bitsin ha!» diye mınldandı. Bu adamdan başka ne beklenirdi ki! Byron onun aklından geçenleri anlamıştı. yüzünde gızliden gizliye bir gülümseyiş belirdi. • Anlayışuıız gene eskisi gibi yerinde. Lad^ Mel'cilim. Yalnız, şunu söyleyim de içiniz rahal etsm: Augusta kadar bencil olmayan bir ınsan daha yoktur fu yeryüzünde. Onun yanlif davranısları hep benim yüzümden olmuştur, kabahat hep benim. Bunun için de ne kadar özür dilesem boş.» Lady Melboume hemen konuyu değiştirdi. « Ağabeyimın yazdığına göre, kilisede evlenmeye hiç niyetın yokmuş Bunu anhyorum. Kalabalık içine çıkmaktan çekinirsin. Evet ama, Annabella ne diyor buna?» « Seaham Koşku'nün oturma odasında, aile« nin bağrında evlenmemiz de onu daha az sevindırecek değildir.» « Ne hmzırsın sen! Evlenme müsaadesi için başvurdun mu?» Byron üzgun üzgün başını salladı. • Geri çekemiyeceğim adımı attım. Canterbury Başpiskoposu benim ne uslanmaz bir günahkâr olduğumu biliyor ama, gene de müsaadeyi verecek besbelli.» « Içime su serptin, Byron.» « Müsaadeyi almak başka. bunu kullanmak başka.» Byron böyle diyordu ama, Noel'den bir iki gün önce, Hobhouse'ın desteğıyle, müsaadeyi almaya Hekimler Odasına gıttı. « Hayatımı Annabella'ya bağiıyorum» diyor du. «Daha doğrusu, hayatımı elden çıkarıyorum.» Hobhouse yalvarır gibi: «Evlenme herkesın hig olmazsa bir kere tamması gereken bir şeydir düşuncesıyle evlenmıyorsun ya?» diye sordu. « Kimbılır. belki de oyle Her neyse, korkunç da o!sa, gene yeni bir duygu olacak bu benim ıçın.» Hobhouse üsîelemedi. • Tam Noel gunu Seaham'da olabileceğiz.» Byron: «NoePı ablamın yanında geçırmeye karar verdım ben» dedi ama. o dakikava kadar boyı» bır karar falan 1vermıs deâıldı Kollarını ıkı vana açarak: «Bayram » diye haykırdı. «Son bayramım. Bır daha olacağı yok1» Evlenme müsaadesi cebınde. eve gelince. baktı oturma odasında genç bır kadın bekliyor: Daha ön ce de bırkaç kere kendisine şıırlermi okumaya gelen Elıza Francis Byron'dan daha gençti ama, ancak üç, dört ay kadar Esmer çüzeli bir taze. Hep pek sâde gıyınirdi, şur duzmekte de Annabella'dan da, Caroline'den de daha ustaydı. Byron ona şiirlerini yayımlamasını öğütlemiş, yoksul olduğu içın bıraz para da vermişti. Yalnız. canı çekmekle birlikte, o güne kadar işi sevısmeye dökmeye kalkma mıştı. İçınden: «Hep o hıkâye» diyordu. «O kibar buluşma evlerinde bile. ilk adımı kadının atmasını beklerim.» Onu görünce Eliza ayağa fırladı. Byron ona sert sert baktı çünku içınden kendine kızıyordu. Artık çekınmeyecekti Nasıl olsa Seaham'a gıdıyor du, ne kadar geç gıderse o kadar iyi ederdi. Son bır hovardaiık. Elıza nın kolları arasında çılgınca geçıreceğı bırkaç gün. Ehza: «İngıltere'den bır daha dönmemek üzere ayrıldığınızı sdylediler bana, Lord'um!» diye haykırdı. « Doğru, sevgilim Su köhne kemikler hâlâ burada ama, ruhum başka ülkelerde.» Eiıza, kıpkırmızı kesılerek: «Sevgilim!» diye, onun sözlerini tekrarladı. Byron kendini bır koltuğa attı, ellerini ona dog ru uzattı. « Kızarınca tıpkı bir genç kız gibi oluyorsu nuz .. yapmacıksız, korpe, el değmemış.» Eliza titreye titreye onun ellerim tuttu, alçak, titrek bır sesle, içını dokmeye başladı. O daha dokunur dokunmaz elektrıklenivormuş. Daha ilk gelışınde, el sıkışırlarken. ondan sonraki geiişlerınde de, ondan kendisine bir elektrik akımı geçer gibi olmus. Hangı kadını olursa olsun kendisine kole edebilecek bır seymiş bu... Başarılarmda yuzunun güzellığınden, sesinin ahenginden çok, bunun payı varmış. « Kör bile olsam, sizinle ilk defa bile karşı laşsam . » Byron'un kaşlan çatıldı lyi, hoş ama, işte gene ı!k adımı kadın atıvordu Yapmava h^zırlandığı hamle yarıda kalmış, sılâhj elınden duşmüştü. (Uevamı var) SEPFB ZCLCOKf GELECEK: asruMuı<su Tiffony Jones JIFfANY JÛNES POP Ş A R K I C I BİLİNMCyCM BİR yOLCÜLUÖA STEEL VDEUMBUUJH MACH ?•> ts F^^rler v» hava durumu ?>oo Haf'f müzik ? > ıo Onerava «rldellm • 24 00 Kanann ISTAVBUL I I RADYOSU lfi "S Acili"; ve Tjroerara 17 no rocî«H müzik 17 in K"r>.k konser mÜ7İk ^o Qo«fonik müzik no Hafif müzik •n A iç«»m kortser! > V beraber 21 00 v n . i k Batı müzl« dinlevlcl sarkılar ve kananıs ANKARA 06 25 06.30 07 00 07 05 07 30 07.45 08 00 08 10 08 40 09 00 09 20 09 35 09 55 10 00 11 00 1105 11 25 11 55 12 00 12 15 12 30 13 13 13 14 14 14 14 15 16 16 00 15 30 00 15 35 55 00 00 15 İstanbul özel İdare Küçükçekmece Y. Dairesi Tahakkak Şaflîginden Mükellefin Adı. soyadı Mahallesl Mevkü Kapı No Nevl D«y« No: Vnknat Anud 117 th. T«riU İttb« 21111967 1958 Btromuzun 3458 sicil sayısınd» kayıtlı bulunan T«fmt etmiştir. Cenazesi, 30.11.1967 perşembe (bugün) gunü öğle namazını müteakip, Şişli camilnden alınarak, Zincirlikuyudaki ebedl lstirahatgâhına tevdi edllecektir. Merhuma Tanrıdan rahmet ve kederll ailesiyle meslekdaşlanmıza başsağlığı dileriz. îttonbul Barosu Bafkanlığı (Cumhuriyet: 14292) YEFAT Avukat ESAT TEKELt Hasan Kırcalı Safra Köyü Kapanarya Parsel: 62 Küçükçekmece Özel İdare Tahakkuk Şefligi mükelleflerinden arazl vergisinden düzenlenen ve tarhını gösteren ihb^rnamelerin bilinen adresierinde bulunmamalan dolayıaiyle tebliğ edilemediğinden 213 sayılı kanunun 103 ve 106 ıncı maddeleri hükmüne istinaden ilgilinin ilân tarihinden başhyarak bir ay içinde Küçükçekmece Vergi Dairesi Tahakkuk Şefliğin» birz»t vey« bilvekâle müracaat etmeleri veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildinneıi halinde kendisine süre ile kayıtlı tebliğ yapılacağı, bir ayın hitamında müracaatt» bulunmıyan ve adresini bildirmediği takdirde işbu ilânın neşri tarihinden itibaren bir ay «onundm tebliğ y»pilmi} sayüacağı ilân olunur. (B««ın: 27033/14277) İSTANBUL 6. İCRA MEMURLUĞUNDAN DOSYA NO: 967/7235 MLSTAFA KLXOĞLU İşçi Sıgortaları Han No: 322 Fındıkll/İstanbul. Etibank Genel Müdülrüğüne masraflar hariç 100 000. lira borcumuzdan dolayı yukarıda yazıiı adresinize çıkarılan ödenıa emri bılâ tebliğ iade olunduğundan, ödeme emrinln ilânen tebliğine karar verilmiştir. İşbu ilânın neşri tarihinden itibaren kanunî müddet 5 güne 30 gün ilâvesi ile 35 gün içinde boreu ödemeniz, veya bu müddet içinde bir itirazınız varsa şifahen veya dılekçe ile beyanda bulunmanız ve yine bu müddet Içlnde mal beyanında bulunmanız, aksi halde taklbin kesinletecegi teblig olunur. Çanakkale Deniz Salınalma Komisyon Başkaalısından: Çanakkale Bogaz Komutanlığı bağh birliklerinde bulunan cephaneliklerin paratönerleri 2490 sayılı kanunun 31. maddesi gereğince yaptınlacaktır. Keşif bedeli 49,986.00 TL. olup geçid teminstı 3,750.00 TL. dır. İhalesi 15 Aralık 1967 cuma günü saat 15,00 de Komisyonumuzda yapılacakür. Bu işe ait kesif ve şartname Ankare ve İstanbul Levazırn Âmirlikltrl ile Komisyonumuıda görülebilir. Teklif mekruplan lhale taatlnden bir uat evveline kadar kabul edllir. Poctada vakl gecikmeler k«bul edilmez. (Sıyi 20K fBnsın: 76299/14281) lfi 35 16 55 17 00 17 30 17 50 10 00 19 35 19 50 19 55 20 05 20.25 20 45 21.00 21.10 21 40 22 05 22 45 23.00 23 41 Hafif müzik 24 00 Kncanıs Açıhş, prograra Gunavdın (1) Kove haberler Gunavdın (2) Haberler ve hava durumu Hafif müzik Ankarada bueün Her telden M.Sevrandan sarkılar Ev iein Sabah konseri Arkası varın Ara haberler Okul radvosu Hafıf müzik V Gurselden sarkılar Konser saatl Ara haberler A Sensesten türküler Kıbrıs saati F KozinoSlu ve Necdet TokatlıoSludan sarkılar Haberler ve R.G.de bueün Hafıf müzik Reklâm Droeramlan H Bulustan turküler H Gokmenden sarkılar Hafif Batı müziSi Ara haberler Okul radvosru Â.Vevselden turküler Gııl Batudan sarkılar Plaklar arasında Ara haberler Ince saz Kov odası Reklâm Droeramlan Haberler ve hava durumu S Candan türküler Uvkudan önce Din Ahlâk sohbetl N.Demircavdan sarkılar Suvla baslavan havat Kücük konser 24 saatln olavlarl Sanat olavları 0 solistler O.orkesiralar TBMM saati Haberler ve hava durumu Geee konseri *••