Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHtFE DÖRT 18 Ocak 1967 CTJTVIHURİTET Rusyanın kalkınma hızı ortalama yüzde 67 Materials Policy Commission'un raporlarından biri bu komıda alârra işaretini şöyle veriyor: • Birleşik Derletler ham maddeleri gerçek bir dev iştahıyla yutmaktadırlar ve bu Iştah tarmin edilmi? değildir. Bir Amerikan ailesi yılda ortalama 750 konserve kutusnnu çöpe atmaktadır. Ve erkek veya kadın her Amerikalı çocuklar dahil her yıl 18 ton ağırlığında malzeme knllanmaktadır.» | u duruma göre Amerikalı ikti| sat uzmanları tehlike çanlarını ' çalmaktadırlar. Çünkü Amerikayla So\yetleria milli ekonomide ölçüleri başka başkadır. Kalkınma hızlarının karşüaştınlınasında ise 5u gerçekler ortaya atılıyor: « Amerıkalılar bugün ortalama yıizde 3'lük bir kalkınma hızı tutturmaktadırlar. Sovyetlerinkl ise ortalama yüzde 67 dir.» Washington uzmanlanna göre Rusya aradaki yüzde 4 farkı surdürebilirse Birleşik Devletleri 24 yılda geri bırakacaktır. MO8KOVA GEÇtŞt Bu sure yüzde 3'luk bir farkla 31 yıl, yÜ7de 2'lik bir farkla 47 yıldır. nin ancak dörtte biridir. 1970 vı lında Sovyet randımanı Amerikan randımamnın üçte ikisine erişebilecektir. Ama buna karşılık Sovyet randımanı iki kat fazla bir hızla gelişmektedir. Tirmi yıl içinde Sovyetler Amerikalılardan daha çok çelik üreteceklerdir. 2000 yılında Rusyanın çehresi ne olacaktır? Bilimsel bes > ıllık plânlaTİa knrulan geleceğin toplumunn simdiden tarif etmek oldnkça güç. Bu toplumda lüks tüketira maddeleri, Cadillac'lar yok. Buna karsılık ortak tasıt araçları, büyük tatil ve eğlence merkezleri var. Verei, kira, ilâç masraflan gibi seylere de rastlanmıyacak. Kısaca bizim toplumun tam karsttı.» Uzmanlar geleceğin Sovyetleri hakkında daha da otelere uzanıyorlar : « Sovvet Sorumlolarıyla bn konnlar konnsalurken öne sürdtikleri ilk sey güçlerinin anahtarı olan bitmez tükenmez mnazzam Sibirya oluyor. 2000 \ılı konusulurken tartısma Asya'daki topraklara sıçnyor. Dünyanın en büyük metruk toprağı olan Sibirya insan havalini zorinior. Urallardan Bering bogazına kadar uzanan topraklardaki elmas yatakları Güney Afrika'dakilerden daha zenein, yine bn topraklarda çıkan altın dünva bor sasını allak bnllak edecek. petrol ise Avrupa'M sular altında bırakacak miktarda. Sibirya milyonlarca mühendis, bilim adamı ve teknisyenin yeni vatanıdır. Paris'ten daha çenis olan Novosibirsk varının bilim bas UZDK KOMŞU RUSYADAN bEZl NOTLARİ insan mntlnlnğuna kendi sisteraiyle vanlacaginı ispatlamak istiyor. Tarihte esi benzeri olmıyan bir düello. m İLHAN SELÇUK Sibirya sadece soğuk değil. zengin de.. • Sosyal üretimln yüzde seksenl ötel tüketime gitmektedir. Kalan kısraını silâhlanma giderleri eritmektedir. Millî eğitime, bilimsel araştırmaiara ayrılan para rezalet derecesinde azdıı.» Arthur Schlesinger bu sözlere şunları katıyor: « Mağazalanmız akla gelen gelmiyen eşyalarla dolup taşıyor. Üstümüze her yandan lüks tüketim maddeleri yağıyor. Buna karşılık okullarımız her gün blraz daha harabeye dönüyor. Öğrencilerimiz üstuste, öğretim üyelerimit her gün biraz daha az ücret alıyorlar, ve yorgunlar. spor sahalanmız yetersiz. jehlrlerimiz gun geçtikçe daha pislesiyor, yollarımız tıklim tıklun ve bakımsız, poltsimiz bitkin..» Bu sözleri Kennedy'nin özel danışmanı söylemektedir. Ne var ki bu tenkldler Amerikan ölçüsüne göredır. Türkiyeden Amerikaya gi den biri içın Amerika boyle gorülmeyebilir. Nitekim yukarıdaki ten kıdin dozunu Amerikayı pınl pınl görmek isteyen bir Amerıkahnm kendi düzeyındekı sert tenkidı dıye ele almak daha doğnı olabiiir. Ancak... Amerıkahları adamakılh tedirgin ecien bazı noktaların bulunduğu da su göturmez. Amerıkalılar toprakaltı zenginliklerinin bitmekte olduğundan endışelıdırler: • Çinko ve kurşun kalmamıstır. Bakır tükenmek üzeredir. On >ıl lçinde demir ve nranyuma da veda edüecektir. On uçyıl içinde petrol sıkıntuı başgösterecektir. SujTin bile sıkıntısı çekilecektir.» Gerçek gerçektir Con«tellation dergısinden yukandaki parçalan özelhkle aldım. Uzmanların kaygılarını çisirilmis bulanlar çıkabilir. Ama Amerikan uzmanlannm, Bevaz Saray Daniîinanlanmn, Rusva lehine temelsız bir propagandaya kalkıstıklarını kimse iddıa edemez. Yukanda okuduğumuz düşünceler Amerikanın millî çıkarlarını düsünen insanlann Sovvet Rusya'nın gelismesine bakarak dustükleri kaygılardır. Bu kavgılann ciddivetinden şüphe etmek kolay değil. tfte bizim gittigimiz ve gezdi6'miz Sovyetler Birliği böyle bir üikedir. Sovyet Rusyaya gidip lüks kadın çorabı bulamadan dönen ve: Kardeş, satın alacak bir şey yok, diye dudak büken sivri akıîhlar bir yana. gene Rusya'ya gidıp donen Ve gördüklerini «Sonra bana komünist damgası vorurlar» di>e korkudan vazamıyan ya da tahrif edenlerin kapitalistlerden ders almalan gerekir. Kıbns olayı çıkmadan dış poli tika Türkıye'de tartısılamıvordu. Körkütük cahil ve karanhktaydı kamu oyu . Vaktaki çok acı bir dersle kafamızı taşa vurduk, gerçekler ısımağa başlad:. Kuzey kompumuz konusunda sımdı avnı durum vardır. Oysa Rusya'nın nerede bulunduğu ve ne yaptığı meselesind» en çok bizim bılgi sahibi olmaraız gereklidir. Çünkü bu ülkeye en yakm devletlerden biri biziz. S S C.B. ile dost olmak niyetinde bulunsak veya düşman saysak hıçbır < e değısmez: Dos =v tun da dusmamn da gerçek durumunu bılmek zorundayız. B Tehlike çanları RUSYAT>A OTOMOBtL SAYISI GİTTÎKÇE AK11İ.UR kentidir. Novosibirsk'in yanıbaçında bir slanda kurulan Zl engtitüde 20.000 bilim arasttrmalan nzmanı aileleriyle birlikte otnrmakta ve çalısmaktadır. N'ovosibink'te ısınma bir problem degüdir. Şündiden Kamçatka'da ise yaramadan yanıp duran 60 kadar yanardaÇdan favdalanma düsünülmektedir. Uzmanlar kömürü yeryüıüne çıkarmadan toprak altında yakarak yararlan mayı arastırmaktadırlar. Bnzln topraklarda on iki ayın doknzunda bitki yetiştirilmekte ve Kntnp sahillerinde limanlar kornlması tasarlanmaktadır. Sibiryada tabii zenginliklere henüz el dokunulmamıştır. Sovyet kömür reıervlerinin yüzde 75*1. ormanlann yüzde 80'i, demir'in >üzde 6O'ı bn topraklarda yatmaktadırj Amerikaiı uzmanların asıl kaygıları kultur ve eğıtım alanındadır : « Moskovanın asıl kozu ktiltur alanındadır. Rns vöneticileri milli efitim üzerinde iddiava girmislerdir. Sovyetlerde nüfnsnn dörtte biri. yani 60 milyonu oknmaktadır. Kadınlann vüzde 98i okuldan geçmis durumdadır. Resmi belgelerde so ibareye rastlanmaktadır: «Tılda A.B.D. den üç kat daha fazla mühcndis yetistirmekteyiz!» Görülüyor ki Rusyada gerçek ibtilâl eğitim alanında olmnştur. Amerikan çevrelerl uznn süre So\yet bes > ıllık plânlarına birer propaganda aracı gözüyle bakmıslardır. Bir zamanlar çoğunlukla böyleydi. Ama simdi mesele bö>le degil. Durum degismistir. Sovvet Rusya ile Amerika arasında iktisadî yarısma başlamıştır. Her iki taraf da Ve Amerikan uzmanları tahmınlenne şoylece devam edıyorlar : « Gerçi bnfün Rns bayat »eAmerikan bsyat seviyesi Sibirya geleceğin anahtarı Mo«kovaya Vnukovo hava alanına inerek vardık. Vakıt aksamdı. O cun ve daha sonraki günler het> kar altındavdı Moskova. Kann bu sehre yakıstığını sövluyorlar. tki defa başkent Moskova. Rus Sovyet Cumhuriyetmın ba^kenti. ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğının başkenti. Bu yedi milyonluk koca şehrin bende bıraktığı etkı nedir ? Birbirı üstune yığılmış büyüklü küçüklü mağazalar, büvük caddelerde ve dört yol ağızlarında duğümlenmiş trafik. an kovanı gibi isliyen borsalar, dev bınalara oturmuş dev şırketler. kimbilir hanci macera pesinde kosuşan kalabahk. ve i^ hayatının bitip tükenmek bilmiyen tığultu^unu aramaym Moskovada.. New York'un yanında bir sayfiye şehrı kadar sakin ve du7onli Rıı<;va'nın başkenti Moskova! YARIN: Rusyada tiyatro BULMACA MODESTY BLAISE I STA N BU L 06 25 06 3(1 06 45 06 50 07 110 07 05 07 30 07 45 07 50 07 55 ns 00 08 20 m 40 09 01 0910 09 30 09 45 10 00 10 15 10 25 10 41 1100 11 05 11 40 12 00 12.10 1215 12 30 13 0(1 13JM> 13.30 14 00 Acılıs. DroErarı Turkuler Kecıdı (11 Konusma Turkuler eecıdi (21 Köve haberler Sabah melodilcrl Haberler v e hava durumu Istanbulda bueun Stlıdvo G'den Kucuk ilânlar Haflf muz'k Kucuk orkestra Vivolonsel sololarî Gunumuz Sorunlarımız Rad'fe Ertenden sarkılar Valsler Fahrıve Canerden sarkllaı Muzik kutusu Ev k a d ı n ı ile rÖDortal Turk muzİBİnden istekler Arkası v a n t ı Kısa haberler Sabah konıerl Cıean melodllert l»met Sıral orke«trası K ü c ü k il&nlar M. O v h a n l ı d a n turkuler Üsküdar Musıki Cemivetl Haberler R G. de bueun S t u d v o G'den R » k l â n Dro2raml«rı Kacanıs • 123456789 lâm devletinin hükümdan (iki söz). 2 Eskiden «bravo!» yerine kullanüan bır terim, nota. 3 Kazancımıza göre her gun har cadjkJanmız (çoğul). 4 MÜU Eğitım Bakanlığının eskl adı. 5 Tersi bizim dilde kelirnelerin sonuna gelen ektir, bir nvmurun gorevine son verme L,i. 6 Romanya parası, iskambil destesi nin kâğıtlann<2 3 4 S 6 7 f l 9 dan bin,7 Es | ki Yunan tannçalanndan, kötu. 8 Nota, «Esas büyük düzlük arazı» karşıhgı ıkl söz. 9 Bır soru edatının bolmacanu) çogul şekli, bir enur. halledllml* «eklJ SOLDAN SAĞA: 1 Yılbaşılarında uydurma tahc minleriyle kamu efkarım aldatan düzenbazlar (çoğul). 8 "Caka satarak gezenlerln kestikleri, kendisinden sağlam iphk yapüan bıt M. 3 Bir 1? için işletümek üwre konulmuş kapıtal. 4 Eskiden «olnıma kitaplan» nın adı böyle idi, hayvan ayakkabısı. 5 Yugoslavyada bir dağ, yoksullara para yardunı yapma işı. 6 Birinın adını sOyleyip hAtrrasmı yâd ederek, güzel sanat. 7 Tlcaret lşlerinde göze alınan tehlike. 8 Sahip, «hortumlu hayvan lara mahsus konut» karsılıgı iki soz. 9 Bacalarda bol bol bulunan, gemüerin fırtınah zamanlarca bır an önce oraya ulaştırılması gereklr. YVKARDAN AŞAGYA: 1 Kuzey Afrikadakl blr îa DÜNKti TIFFANY JONES OTBLlNDe •• ( TıBKANvVteyı r 1335 16 00 ltü 17 10 17 25 ]"5'T 1" 00 19 4n 19.45 2(1.(10 2015 20 35 2TI.5S 21 00 21 15 21 41 21 45 2201 22.45 23 00 23.20 24 00 Acüıs. proaram MUcrofonda eenclık Cocuk bahcesı Kardes okuüar Yurdun sesi Reklâm Droeramları Haberler ve hav» durumu Kücük i l l n l a r Necdet Kovuturk orkestrMl N CamlıdaJdan turkuler TUrk vorumcuiarı Incl Cavırlıdan sarkılar 24 saatin olavları. K. flânlar D u n v a n ı z v e «=ilr K. Turk musıki korosu Kucuk ilânlar Sevdiklerinizle beraber Reklâm DroaramİBn Haberler v e hava durumu Radvo vavlılar t o c l u l u i u Oda n ü l U i Kaoarıis BULMACANIN ŞEKlJ NAS1L BALLEDİLECEK? Yukandaki rakamlı bulmacada sadece 6 tane anahtaı (ipuca) ve C tane soaut vardu B03 olan 12 kareniB içine 1 deo 9 a kadar aygun birer rakam koyarak vc topUtn& çarpma, çıkartma, bölme Içaretlerine dikkat derek soldao sağa f yukarıdan aşağıya bulmacada gösterilcn sonuçlan bulunuz. Biraz vaktinizj alır ama, boj vaktinixi hosça gf ıis otursunaz. flSKveOLÜM 37 Mubarek adam, uyuşuk bir haldeydi, Joe' nin arkasından gidecekti ama, Joe onun yanından sıçradı, merdıvenden yukarı çıkmaya başlad! Papaz baktı Bn. Powers bahçeden doğru geliyor, çımenlığe indi, onu karşıladı. Margaret Poıvers onun selâmına karsıhk : «Günaydın, Doktor» dedi. cÇiçeklerinıze baktım. Kızmadırız ya?» «Ne münasebet, n^ münasebet, hanımefen diciğim. Benim gibi yaşlı bir adamın koltukları kabarır çiçekleri beyenilince. Gençîer ne guzeldir! duygularının beğenıleceğine emindırler: Küçük kızlar ablalannın elbisflerini giyerler; ablalan da elbiseleri, ençok, ihtiyaçlan olmadığı için, sırf ış olsun diye hterler, ya da belki de erkeklerin muhayyelelerıni ıkşkırtmak içın. Ama, bız yaslandıkça ne clduğumuzun onemı kalmıyor, ne yaptıklanmız ön»m kazanıyor. Ben ise çiçek yetiştirmekten baska adamakıllı bir sey yapmış değihm. Bu da, bence, içimde, bellibeîirsiz, duygulu bir ev kadınlığı bulur.masından. Güllerimin arasında, kitaplanmlan bas basa kocamayı düşünmüstüm. Gozlerim artık okuvamıyacak hale gelinceye kadar okuyacak, ondan sonra güneşte oturacaktım. Ama, simdı, oğîum döndü eve geldi ya, bundan vazgecmem gerek, elbet. Donald'ı bu sabah gormenizi çok istiyorum. Gözle gorülür bir duzelnıe olduğunu fark edec?eksiniz.» Margaret Powers: «A, ona eminim» dedi. Adamm boynuna sarılmak geldı içinden ama, papaz öyle iriyanydı, öyle de kenüine güvenir bir hali vardı ki' Evin köse'inde, ortalan beyaz, inc»cik yapraklarla, bir sis gibi, akarken akarken duruvermis gümüsten bir su gibi yapraklarla kaph btr ağaç vardı. Papaz ağır blr kibar tavırla kolunu verdi. «Kahvaltıya gıdelim mi?« Emmy nergislerîe olan işini onlardan önce bi'irmiştı, bir vazodaki kırmızı güller de mavi kâseler ıçindeki çileklerin kırmızısını tekrar ediyorlardı. Papaz kadının sandalyesinl çekti. «Biz bizeyken Emmy burada oturur ama, tuhaf bir çekingenliği vardır, yabancılarlan birlikte yemek vemez, ya da misafır varken.» Margaret Power» oturdu, Emmy, görünürde hiçbır neden yokken, kısaca bir görünüyor, bir kavboluyordu Derkçn, açık kapıya doğru inen merdıvenden ağır ağır bir ayak sesi geldi. Margaret onlann bacaklarını gördü, sonra gözlerınin onunden govdeleri geçti. Kapıda göründüklerinde, papaz ayağa kalktı. «Günaydm, Donald» dedi. (Bu benim babam mı? Evet, Teğmenim, o) •Gnnaydm. »(endim » Joe Gdlligan Donald Mahon'u fandalyesine Witliam FAULKNER oturturken mubarek adam heyula gibi, gergın, oyle kalakalmıs, ayakta duruyordu. «Bayan Powers de bur'da, Teğmenim.» Donald or'dan oraya gıden çaşıcın bakışlarmı kadına çevirdi. «Günaydın» dedi. Kadının gözleri Donald'ın babasınm yüzündeydı. Gözkapaklannda sıcak sıcak yaşlar hıssedince, gozierinı tabağma eğdı. «Ne yaptım ben'» diyordu içinden. «Ne yap tım ben!» Yemeye çalıstı ama, yiyemiyordu. Gozü ötekilerdeydi: Donald, sol kolundan dolayı tedirgm, hiçbir sey y«miyor gıbıydi; Joe o sağlam elleriyle çatah, bıçağı ne guzel kullanıyordu; papaz bir lokma bıle almamıştı, oğlunun her hareketine koyu bir tizüntuyle bakıyordu. Emmy gene göründü yenı yiveceklerle. Yüzünu yana çevirerekten, yivecekleri becenksizce koydu, sıvışmak üzereydi, papaz başmı kaldırıp bakarak onu durdurdu. Kız, çekingen bir korkuyla kaskatı kesılerek, başı onunde, döndü. «Emmy de burda, Donald.» Donald başmı kaldırıp babasına baktı. Son» ra o şaskm gözleri Joe'nm yüzuyle karşılaştı, basını gene tabağına eğdi, eli ağır ağır ağzma doğru kalktı. Emmy bir ara durdu, o kara gozleri iri irl açıldı. yüzunden kan ağır ağır ççkildı. Sonra, kıpkırmızı bir elin tersıni ağzma kapatarak kaçtı, kapıya carparak gitti. Mar»aret Powers, ıçınden: «Buna dayanamam» diyerek, Joe'den baska kimse görmeden kalktı, Emmv'nin arkasından dısarı çıktı Emmy. mutfaktaki bir masanın üzerine iki büklün eğilmiş, basını o kıpkırmızı kollarına gommuştü. Margaret, içinden: «Ne biçimsiz bir durum ağlamak için» diyordu. Emmy'ye sarıldı. Kız sıçrayarak doğruldu, gözİPrini ona dikti. Yüzü ağlamaktan aîlak bullak olmuş, çirkinleşmişti. «Yüzüme bile bakmadı'» diye hıçkırdı. «Babasını tarumadı, Emmy. Deli olma!» Margaret kızı dirseklerinden kavradı. Bulav şık sabunu kokuyordu. Emmy de ona sanldı. «Ama, ben, ben! Yüzüme bile bakmadı benim!» Margaret'in dilinin ucuna geldi: «Niy« bak» sm'» diyecekti ama, Emmy'nin boguk hıçkınkları. şaskın şaskm kıvranan gövdesi; gözyaçıy» la gözvajı arasında doğan yakınlıîr, bunca zaman baskalarına destek olduktan sonra tutunacak bir şey bulunması. Pencerenin dışında kafese sardınlmış bir kahkaha sarmasığı vardı, içinde de bir serçe. Margaret, Emmy'y* sarılaraktan. bir gelip giden karsılıklı üzgünlük içinde birbirlerine de»tek rlurlarken, boğazında sıcak bir tuı tadı du>du. V (Devamı var) ANKARA 08.25 Acılıs. pro«ram 07.00 Köye haberler 07.0S Semahat Ozdenses ve Mıutafa Sevrandan sarkılar 07.30 Haberler ve hava durumu 07 45 Sabah mtızlSı 08 00 Ankarada bueün 08 in Her telden 08 45 Nivazı Yılmazdan Hlrküler 09 00 Günümüz Sorunlarımız (19 20 Sabah konserl 09 35 Kısa haberler r» K. il&nlar (19.40 Arkası varın 10 00 ESİtlm rıdvosu (1) Melodiden melodiv» Cocuk bahcesi Konser saatı Haîlf müzik Kıbns iaatı Kucuk Ilânlar 12 3(1 Sarkılar ve ovun havaları 13 00 Haberler. H. G de bueun 13 2(1 plâklar arasında 13 30 Reklâm oroerarnlan 14 00 Cocuk bahcesı 1415 S Erorhandan turkuler 14 30 Günerı Tecerden sarkılar 14 50 Hafif muzık 14 55 Kısa haberîer ve K. ılânlar 15(10 Eaıtım radvosu {2\ 15 55 Hafıf muzık 16 00 Mıkrofonda eenclik Kısa haberler ve K. ilânlar Yurttan lesler Vedat Gurselden sarkılar Reklâm uroeramları Haberler ve hava durumu Kucuk ilânlar M Turuneden turkuler U\kudan once Mustafa Ersesten sarkılar Hafil muzık Kücük konser 24 saatin olavlarl. K. llânl»r 2(1. vuzvılın getirdikleri Erkekler toDluluSu T B M.M saatı Hafıf muzık Ulku Ydrukogludan türk "«r Haberler ve hava durum Konser salonundan Gece varısına doscru Proeram ve kaoanıs ISTANBUL tL RADYOSC Acılıs ve Drogram Sizln icin Kucuk konser Ivi aksamlar Scnfonik müzlk Cesitli melodiler Aksam konserı Genclerle beraber Operalardan secmeler Hafıf muzik Gece konserl Caz muzısı Ccıitlt müzlk Dıskotekten secmeler Halif müzlk Program ve kacanıı H 130» ^ f â f ^ • f konu ve resim: AYHAN BAŞOĞLU BEYAZGÜL