05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKt 8 Eylul 1966 CUMHURİYET GELİŞNEDE ZAMAN FAKTÖRU . **\ ellşme halindeki filkelerde yaşıyan aydınlaV J T rm büyük çoğunluğu. memleketlerini bir an 8nce medeniyet ve refah kervanının ilk sıralannda görmek arzusn ile, gelişme hızının kabil olduğu kadar yüksek obnasını istemektedirler. Herkes, yaçadığı memleketin, dünyanın refah seviyesi en yüksek filkeleri arasmda yer almasını arzu eder. Bnnu, normal ve hattâ haklı bir istek olarak karşılamamak imkânsızdır. Ancak, bu anu, relişme meselelerini daha yakından lncelemek, icaplannı daha iyi yerine getirmek, gelişme uğrunda daha büyük bir şevk ve gayretle çalışmak istikametinde müessir olursa müspettir ve deateklenmeye lâyıktır. Aksine olarak, istek fle grerçek arasındaki bir bakıma zarari farkm müşahedesi, bir ömiisizlik, kötümserlik ve karamsarük havası yaratır, üstelik bu husus türlü yoUarla geniş halk tabakalarına da yayılmak istenirse, bu akımı menfi olarak karşılamak ve bu rihniyetle mücadele etmek ferektir. Gelişme bir zaman meselesidir. Gelişme yarıçrnda geri kalmış memleketleri, bir anda en ön gaflara geçirmeyi sağlıyacak sihirli bir formül henüz bulunamamıştır. Gelişme, sabır ve sebat istiyen devamU bir gayreile sağlanabilir. Asağıdaki satırlarda, zaman faktörünün gelişme üzerindeki çeşitli iesirlerine, bu düşünce ile kısaca temas edflmiştir. Bir hâkim! YENi MÜDAHALE SiSTEMi Baadenın «lkibın vılında ddııya» vazısından aşağıya aldığınıız par ça duruma buyük bır çıkıık getırmektedu. «Ülkeler, bngün dahıl ol dukları bloklardan ayr*maz larea, 2000 yılında batı ülkelerinde yaşayanların sayibi bir milyar civannda olacak. Komünist ülkelerde va&ayanların sayısı 2,5 milyar. Uratsızlarınki de 2.5 milyar olacak. Ancak, günümüaün tarafsızlarından do^n blohuna katıUnlar çoğalıtsa, 30» vıIında komünist'eıin miktarı daha da artacak. Bu rakamlardan anlasılacağı gibi. .'000 yılına doğru yapılan varısta basan kazanabilmek için batı ve doğn taratsız ülkelerı kendi saflanna cekmete calısacaklar. Batı bu mücadeleyi kaybederse, çocuklarırnmn ve tornnlanmısın vasayacakları ülkeler dünyanın çok kücük bir bölümö olaeak. Dünyanın altıda birinde ne Darlamenter demokrasi, ne üretim arac larının özel mülkiyetınr dava nan bir ekonomi. ne de topraJın özel mülkiyetinin varoldu|u bir tarıra k^lacak.» frıka kıt'asını somurmek ıçın yapılan mucadelenın ',ırkın "yüzunü NKRUMAH'ın \enı sömürgecılık aıtabında yakından gormek mümkun oluyor N'KRUMAH'ın kıtabında, bızım tespıt ettiğımız, Afrıkanın bağımsızhğına kavuşmuş 40 ulkesınde 70 partı bulunmaKljcl.r Bunlardan 30 tanesı solcu. ı3 adedi ilericı, 20 adedı sağcı ve eerıcıciır. Dığerlerının 'emivulu açıkça bılınmemekteaır Ortadoğuda Nasır. Guntv Asyada Nehrular, GuneyDogu Asyada Ahmet Sukarno bır in\ ha reket ıçındedırler Sımdl ıNATO. CKıNTO .<• SEATO ıle dunya üzerindeki sivasi ve ekonomik hegemonyasını tamamıarnış olan A.B D. nın, dun yada ve ozellıkle ^/gelışms ulkplerde gittikçe ağıı oasan »ol baskı ve Baadenın >ukan\d aldı ğımız gorüşunun etkısı dltında doğan ve gelışen. venı pır mudahale sıstemıne şarnt oluycıuz Ikılı anlaşmalarla bırlıkt» bV7at N'ATO. CENTO ve SEATO da A.B D. njn müdahale sı«îu"iını kuvvetlendırmekte ve ona hukukılık ve haklılık vermextec<ır Vıeınama müdahale hakkının SEATO ya dayandınldığı oılın mektedir. Johnsonun H'iı,ı,,uiu konuşmasından, Vıetnamın baçma gelenlerın Turkıye de oahıl olmak uzere, daha oır çok utkelerm başına gelebıleceğını pB re nıyoruz. Kuba, Domınık ı.udtamala, Panama, Kongo. (lana, Lubnan, Iran, Laos, Endoneija ve daha bır çok ülkelerde bırbırini takıp eden mudahaleler bi Gazetelerde bir resim çördüm: Cumhurbaşkanı Sanay, Süleyman Demirel ve Adalet Bakanı Hasan Dinçer, Tarçıtay Başkanının Adalet Tılını açı» konusmasını dinliyorlardı. Cumhurbaşkanı solda yer almıştı. Onnn sa|ında Süleyman Demirel, ve onun da sağında Hasan Dinçer otumyordu. Bu fotoğrafa bakanlar, dinliyenlerin Adalet Yılı açıs töreninde bulunduklarını tahmin edemezlerdi. Sayın Cevdet Sunay sağ elinin isaret parraağını çenesine dayamıstı. Sivab gözlük çözlerini sakladığından yüzünün ifadesini kesinlikle anlatabilmek pek mümkün değildir. Bn satırları yazarken masamın üstünde bulunan resme bir daha dikkatle baktım. Sayın Cumhurbaşkanı, çekingen, sessiz, ve ihtiyatlı halıyle düsünceli çörünüyordu. Susan ve dinleyen insanların düsüncelerini belirten iki vasıta vardır: jest ve mimik. Jest, davranıstır; mimik ise »üz çizgilerinin kımıldanıslarından doğar. Siyab sözlükleri yüzünden Cumhurbaskamnın mimikleri pek belli olmuyordu. Ama saf elini çenesine dayaması, düsüncelerinin derinlifine açık bir isaret olabilir. Nitekim finlii heykelci FCodin, pek meşhur «Dü«ünen Adam» heykelini bu biçimde yaratmıştır. Bir vakitler, Bakırköv Akıl Hastanesinin sakinlerinden biri «Dusünen Adam» ın kop^asını vapmıs ve hastanenin bahçesine ^erleşti^mişti. Bilmiyorum heykel daha orada mıdır? Ve Cevdet Sunay gecenlerde Akıl Hastanesine çittiei zaman dikkatini çekmis midir? Sayın Snnay'm, Yarşıtav Baskanının konusmasını dinlerken aldıjı bn düsünceli hali sevrederken. fotojrafın acaba hançi da; kikalarda çekilmis olabilece| ni de diisündüm. Açtırn gazeteleri ve okudom : * Gerıcı akımlar toplumu ortaçaeın haslanna itmekte. bır kı^mı ise vatandaşlar arasında ırk bakımından hizipler yaratmak reformcu dinamizmi önlemek ıstemektedir. Bizim vazifemiz, Türkiyeyi din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan korumak, gericıligi önlemek, devrimleri aynı canhl:k!a ayakta ttıtmak, yalnız müspet ilim metotlan üzerinde vürümektir. Atatürk'ün ölümünden bu yana 30 yıla yakın bir zaman geçmiştir Bunları burada tekrar e'mek lüzumunu duvmak çok hazindir.» ö y l e sanıyornm ki. Yarjıtav Baskanı tmran öktettı tam bn «özleri söylerken. Sayın Sunav'ın düsünceleri alahildiîine yofunlasmıs ve sag elini çene«ine davıvarak kendisini büsbütün o dü«üncelere hırakmıstır. Cnmhurbaskanının lince hir koltnk saiında otnran Demirel'e te Prof. M. Orhan DiKMEN nür. Aslında ise, gerçek gelişme hızı, bu iki zıt tesirin bir nevi müşterek neticesi olarak belirmektedir. Zaman faktörünün gelişme üzerindeki bızlandırıcı rolünü iki bakımdan mütalâa etmek kabildir: Birincisi, yukarıdanberi izahına çabşılan dinamik gelişme dengesi ile ilgilidir. Denge unsurları, zaman içinde, birbirini tamamlar sekilde ntey dana ve bir araya geldikçe, gelişme hızı da artmaktadır. İkincisi ise, dogrudan doğruya, gelir yükselmesinin sağladığı artan mutlak farklar ile ilgilidir. Bu sonuncu unsura şöyle bir misal verilebilir: Fert başına gelirin 220 dolar olduğn bir ekonomide, bu gelir yılda yüzde üç nisbetinde arttığı takdirde, onuncu sene sonunda 295 dolar olacaktır. Yani ilk on senedeki mutlak artış miktarı 75 dolardır. tkinci on sene sonunda ise, mutlak farb 105 dolar olacaktır. Böylece 400 dolara yükselen fert başına gelir, sonraki ber on yılda sırasiyle 130, 190 ve 250 dolar olarak artacaktır. Görüldüğü gibi, fert başına gelirin artış nisbeti devamh olarak °4 3 den ibaret kaldığı halde, yıüık mutlak artışlar gittikçe büyümekte ve meseli beşinci on senede 250 dolarla, başlangıçtski 220 dolarük gelirin de üstüne çıkmaktadırr. Bu suretle, birinci elli yılın sonunda, fert basına gelirdeki artışın 4.4 olan katsayısı, ikinci elli sene sonunda, tekrar 4.4 kat »rtmak snretiyle, bastaki 220 dolarlık gelirin 19 mislinden fazlaya, 4250 dolara varan bir gelir yaratmış olacaktır. B lişmeyi hızlandıncı rolü vardır. Bn husus, ilk bakışta mantığa aykırı, paradoksal gibi göriı nna karşüık, zaman faktörünün, bir de fe Hııa tes/r eden âmiller lr memleketin gelişme hızı çok muhtelif amillere bağhdır. İlk bakışta zannedildigi gibi, gelişme hızım tâyin eden tek faktör, yatırımlar değfldir. Başka bir deyişle, gelişme hızı ile yatırımlar arasmda, iki kere ikinin dört etmesi şekllnde bir bağlantı yoktur; yani yatınmlar iki misline yükselltilse, gelişme hızının mutlaka iki misline çıkması icap etmez. Eğer öyle olsaydı, gelişmeyi hızlandırmak Için, yatınmlan arttırmak yeter olacaktı. B! AmeriKa mıidnhale cderken, ne iddia etiiği git»i «Hür Dimya» nın, ne de kendi s ivunması içindedir. Düpedüz saldın halindedir. Bu saldırı, iktisadî yayılmanın ifade ettiği gizli saldırının direnme ile karşılaştığı zaman doğar. Bu takdirde mücadele, ya Guatamala'da olduğu gihi iktisadî çıkarlar ile direkt bir bağlantı içindedir, ya da Dominik'te olduğu gibi, dolayısiyledir. Bir de, Vietnam'da olduğu gibi daha ziyade stratejik olan müdahale vardır. İbrahiınÇAMLI :::: M4NİSA MİLLETVEKÜ.İ ze yenı bır müdahaJe sıstemınm yurutuimekte olduğunu üostermektedir Ve sımdı 'içüncu Ounva daha genış çapta yurüt.jlen yeni bır GAMBOT polıtıkası ue karşı karşıya bulunmaktaoır Konuyu tamamlamak uzere emperyalızmler muvazenesinden, De Gaulle'ün polıtikasimn onemınden, Fransız NATO dan büyuk devletler konsennden ve bunun ıçınde kiiçün devtet'erıc sıvasi kaderındec. ntomık üslerden ve ikih anlasmalardan, tnuh temel entegrasyonlardan, üçüncu dunyanın lüzumu ve BnTnınden bahsetmek gerekiyor. Ancak yazı hacmı pek genışlevece ğınden bundan vazgeçtık. E?a sen, maksadımız Monroedan luhn sona gelmek ve dünyanın bugün içinde bulonduğu olayların tari hi tabıatını ve aktuel ıstıdadını ortaya kovmaktı. Mustafa OK Sonuç Monroe doktrini saldır gan maksatlarla kullanılmıstır. Monroe do'<tnnı, Atları tik ve Açık kapı d<"kınıı lerı ıle beynelmınelcı bn karakter ka/anmısîır A.VD., NATO CKN1O ve SEATO ya dayana rak dünya U7erinde sî ve «konomık bır monya knrmustnr. Üçuncu Dünya (tarafsı* Blok) emperyaıumler muvazenesınrien doSmu* Iuzumlu bır bloktuı Bugün asıl mesele dogu meselesi defil. selısmis \f azgelismiş ülkeler me sclesıdir. Dünyanın nı hai kadennı azgelı»mıs ulkeler tayın edecektır ABD. Uı;urıcu Duij\d üevletlerıne oır muriahale polıtıkrfsı (G.'mbut polıtıkası) ıçıne eırmış tır NATO. CENTO ve SEATO da Amerikanın takıbettığı bu müdahHİe polıtıkasınd^n snrumlu durlar Asıl savasın drolojılrr arasında degil. empcrvalizmler arasında verilmekte olduinnu tıatırla malıyız. Konuyu. bn hu susu daha 1835 te sflrmüs ve en ivı ifade ftmıs olan Tocquville'in sözü ile bitiriyorum. «BUGÜN YERYÜZÜNDE tKt AYRl NOKTADAN H A REKET ETMİŞ VE AYNİ GAYEYE DOGRU YÖNELEN tKl TOPLUM VARDIR. BUNLAR RUS LAR VE ANGLO A MERÎKALILARDIR • Sonuç ukandaki rakamlar, ilk bakışta nisbeten mfltevazi sayılabüecek bir gelişme hıztnıa dahi, devamlı olmak kaydiyle, gittikçe artan mutlak farklar yarattığını ve neticede çok yüksek bir feIir sağüyabileceğini göstermektedir. Aslında, fert başına gelirde !'• 3 nisbetinde bir gelişme hızı hiç de azımsanacak bir artış değildir. Nitekim, bugünün en 1leri, refah seviyesi en yüksek olan memleketleri. haddi zatmda ve bilhaassa bugünkü ölçülerle, çok düşük sayılabüecek nzuo vâdeli bir hız ortalaması ile gelişmişlerdir. Yapılmış çeşitli hesaplara göre. sözü geçen mrmh ketlerdc uzun vâdeli gelişme hızı, çoğunlukla °o 1 ile '• 1J> civannda olmuş, °o 2 ye varmaamıştır. Meselâ, Marczewki'nin 1961 de yayınladığı bir araştırmaya nazaran, Fransanın 1788 den 1958 e kadar olan 170 yılhk devre zarfındaki yılhk gelişme hızı '/• 13 olmuştur. Yine son lamanlarda Goldsmith, 1839 dan 1959 a kadar olan 120 yülık dönemde. Amerika Birleşik Devletlerinde yıllık gelişme hızının, bu nlkenin arzettiği hususiyetlere rağmen °o 1.64 den fazla olmadığını hesaplamıştır. Yukarıdaki gelişme hızları toplam gelir ile ilgilidir. Nüfus artışı da hesaba katılırsa, fert başına gelir artışı, °o 1 in de altına düşecektir. Su halde, fert başına • 3 nisbetindeki yıllık • gelişme hızı. devamlı olmak şartiyle. tatmin edici olarak kabul edilebilir. Ancak, bütün mesele, bu hızı uaın müddet aksaksız bir şekilde devam etw tirmekten ibarettir. Bu devam sağlanabilir mi ve • 3 gelişme hızı. • ' felişmiş ülkelerin bilhassa İkinci Dünya Harbinden sonra girdikleri hızlı gelişme temposunda, az gelismiş ülkrlere ne dereceye kadar bir başan vâdedebilir? Bu. ayn bir inceleme mevzmıdur. •••• $ Y Aslında, yatınmlar ile gelişme hızı arasındaki kapital • hasıla münasebeti, daha c İ" bağlanb, yahut * * bir çok âmillerin tesiri altmdadır. Bn âmilleriD ; • • ~ bir kısmı, paralel veya y^rdımcı istihsaller ,ön, ^ yahut hazırlâyıcı veyar sonraki. yani emici, kullar . nıcı istihsaller v.s. seklinde istihsal sahasında tef sir icra eder. Daha başka âmiller, iç ve bazı hallerde buna eklenen dış talep ve istihlâk, yahut para, kredi ve gelir sahalan ile ilgilidir. Ayrıca, bizatihi istihsalden başka, alt yapı durumu, ithalât, işgücü yetiştirilmesi gibi bir çok âmiller de \ kapital • hasıla münasebeti üzerinde tesir icra et= mektedir. Kısaca, iktisadi gelişme, çok taraflı dinamik bir denge halinde meydana gelen bir vetiredir. Bu.. nu, çok basit bir sekilde şöyle izah etmek nriim1 kündür: Faraza, imalât sanayiinde yatınmlar bir anda iki misline çıkarılsa, yeni kurulan tesisleri c ^ işletmek için lüzumlu yeter sayıda teknik perso^ nel bulunmadıği, ham ve yardımcı maddeler sağ~. lanamadığı, encrji kaynaklan yetersiz kaldığı. yeni J mamulleri emecek bir piyasa teşekkül etmediği .'takdirde, yapılan yatınmlardan miisprt bir netice s j*lmak mümkün olmıyacaktır. Gerektt •personeî kadrolarının yetijtirllmesi, ^•«pislerin kurabnaa « tatn kapasite ile isler hale . gelmeleri, mamullerin tam olarak sürümü, ilh. zaman ister. Bu bakımdan, rasyonel ve dengeli bir gelişmenin muayyen bir hızm üstüne çıkamanıası normaldir. Zaman faktörü, bn bakımdan tahdit er did, smırlayıcı bir rol oynamaktadır. •••• •••• iiil :::: •••• •••• •••• •••• :::: •*•• •••• •••• •••• •*•» •••• •••• *>•• •••• •••• :::: İİİİ •••* • ••• • ••• • ••• ımdi üç paralel sıyasî oluşumu hatırlayarak dunya durumunu gözden geçırelım: Birinci oluşnm: 1949 da Avrupada NATO, 1954 te GüneyDoğu Asyada SEATO ıttifakUn kuruldu. 1955 te teşekkıil eden CEN TO ile bu iki ittifak grupu bırbirine bağlanmak suretı ile Komünist Blok etrafındaki jeopolitik ve jeostratejik çember tamamlanmış oldu. A.B.D. için erı önemli merhale ^şılmış, Atlantik doktrını NATO, açık kapı doktrini de SEATO ile temın edilmiş oldu. Böylece Komünist Bloka karşı yerine göre bazan Dean Achesonun «Contaınment» bazan da Dulles'ın «Roll Back» polıtıkası uygulanmak suretı ile A.B.D. nin dunya üzerindeki sıyasi ve ekonomik hegemonvası tamamlanmış oluyorau İkinci oluşnm: Bilhassa 1945 1953 yılları arasında bütün sıddeti ile devam eden Stalın müdahale sıstemi Stalının jlumu ıle sona erıvor ve 1954 te başlamak uzere «Coeıistence» Barış ıçınde yanyana yaşama» devrı açılmış oluyordu. Üçüncü olusnm: 1954 te te^ekkıil eden SEATO ya karsı oır hareket olarak HındUtan, Pakistan, Birmanya, Endonezya, Seylan devletlerinin öncüliiğü ve daveti ı!e 28 Asya Afnka devletının katıldığı, sonradan «Üçüncü Dun ya» adını alan tarafsızlar ve az gelişmışler hareketi de 18 Nıtan 1955 te Bandungta başlamış oluvordu A Eğer aitındaki yazı lar olmasa. bu resme bakanlar, ve bu resimdeki Demirel'i eörenler. kendisini Adalet Tılı açıs töreninde değil cenaze merasiminde sanırlar. övlesine bir ne yapacafını bilmezlik ve hüzün ifadesi sarmıstır yüzünü . Tanaklan biraı daba garkmıs, çözleri ve kaşları btis noktalannda biraı daha asağıya düşmüş, afız cirrileri yerçekimine biraz daha kendilerini teslim etmişler Acaba Demirel'i böylesine kavçılandıran, böylesine üzen, böylesine end'şelendiren sözler haneileridir? diye Yargıtay Başkanının konusmasına bir daha çöz attım. Acaba su satırlar mıdır dersiniz : • Nursi Saıt. Türkiyenın Batılıla?ma«ma. milll suurun uyanmasına yazılanvle ve hareketlenvle muhalefet etmek istemıçtir Türkivenin kumcusu Büyük Atatürkpün inkılâpçı hareketlerinı tasvip etmemi";, yazılanvle onu tahkir etmis, reformu durdurmak i t i t i Kimbilir belki de Sülevman Demirel'i kavgılandıran sözler bunlar degildir. Belki de Yarjıtay Baskanı fmran Oktem şu söıleri söylerken endiselere kapılmıstır Demire) : « Hiç kimse devletin sosyal, iktisadî, sıyasî ve kanuni temel düzenıni kısmen de olsa din kuraltarına dayandırma veya sivası veya ,<=ahsi çıkar veya nufuz sağlama amaciyle, dini veya din duygularını vahut dınce kutsal savılan sevleri ıstismar edemez.. Belki gene yanılıyoruz. Belki de Sülevman DemireH fotografta çörüldütü kadar açıkca rahatsız edip üzrn sözler snnlardı : « Nurculuk gibi Müslümanlann çogunluğu farafından tslâm akideler!îW telifi mümkün olmayan gericı ve sa"tcî alcımlar yurt içinde çok tehlikeli bir hal almıştır. Aydm ve.doârüyu, gSren vatandaslanTmzra dfltkât nâzarım çekefim.»" * **' Ve bu kadarla da kalmıyor ki. fotoğrar, Demirel'in sa|mda oturan Adalet Bakanı Hasan Dinçer'i de tesbit etmis. Hasan Dinçer basını Bnfine eğmiş, asafıdan yukan bir ezik bakışla îargıtay Baskanına bakıyor. Sanki Adalet Yılı açış konusmasını dinliyen bir Adalet Bakanı deçil de hâkimin karannı dinliyen bir dâvalı .. Uzun süren konusmamn hangi kesimlerinde bn ruh haline kapıldıjını da okuyucularımızın takdirine bırakırız. Bo anlamlı foto|rafı s » « t e arsivlerinde fyi mubafaza etmek gerekir. Bir gün gelecek bu açış konnsmasını hatırlıyanlar ve söz konusn fotoÇrafı seyredenler : îargıtay Başkanı tam bir Atatürkçü g.bi davranmıs, uyarma görevini yerine getirmi«ti diyeceklerdir. ve •••••••••••• « •• • « • • « • •• • !!!!S!!!SSS!SS!S!!SS!SSSSSSı~< ::::::!:::K Durum Şımdı durum »oyle gorunuyor: A.B D. nın dunja uzerınde sıyası ve ekonomik htgemonyasını tamamladığı bır u u a a ; A Sovyet Rusva Coeııstence ilân etmiştir. 0 Bandungta bır uçuncu dunja (taraisızlar ve az gehjmışler) bareketı oaşlamıştır # Azgelişmışlıgın bilincine sarılmıştır. 0 Sosyal adalet vatandaş lar arası sınırı ajarak bolgeler ve ülkeler arası takıp edılen bır mesele haline gelmıştır. 0 Sömfirgeeiligin her »eklı \erilmektedir. 0 Asyada ve Airıkada kuçuk ulkeler bağımsıziıklarına kavuşmaktadır. Kısacası dünya Üzerinde hürriyetçi, sosyal adaletçı ve milliyetçi bir yüksek tazyik merkezi dogmuştur. Bununla birlikte ortaya yeni ve önemli bir problem çıkmıstır. Ba tazyik ne tarafa kanalize edilecektir. Amerıkanın ve Sovyet Kusyanın sıradiki asıl meselesi bador. Şu anda dunya bır emperyalizmler mucadelesı ve çok şükur ki aynı zamanda oır emperyalızmler dengesi ıçındedır Kanaatımızca. bunu bır ıdeolojı muca delesı tarzında gdrmek »on derece yanıltıcı olur Dunyada tıer devırde ayakta kalmış tek tdeoloji emperyalizm olmuştur Nıce ıdeolojilerın, f.mperyaliznıın kucağında can verdığıne tarih şahıttır. Sıyasî kadenmıziD ıkı bej'nelmilelcı emperyalist kuvvet arasında, zekâ gucümüze Dağlı olarak, değışeceğinı kestirmeliyız. İdeolojık baskının polıtıkamız üzenndekı etkısıni mübalâğalandırmaktan sakınmalıyız. Sırasında, Rusyanın Komünıst Çine ve Romanvay^, ^me^kanın da Fransaya ınsaf etmıyeceğini bilmeliyız. SON degerlendirmek isteyen DEMİR DÖKÜM KALORİFER KAZANINI TERCİH EOER Garantili, yüksek randımanh cok ekonomik, uzun ömürlü, mazot, fuel oil, linyit. kömür ve kok kömürü için muhtelii tip ve boylaı inşaatını Dünyanın en büyük eseri 24 ciltlik ENCYCLOPAEDIA BRITANNICA Son baskısı gelmiştir Amerıkan Nesrıyatı Bürosu İstiklâl Cad No 387 Isıanbul TeL: 49 35 58 Mıthatpaşa Cad No 61 Ankara Tel 12 73 18 ••••••••••<•••••••••••••••••••• , aaılI lıaılI ••••••••••••«••••••••••••ıj^ AJSKARA SANAI TÎYATROSUNU1S TEŞEKKÜRV I Anadolu tumesindeki gnıpumuzun Gümüşhane yakmlarında geçirmiş olduğu trafik kazasi dolayısıyla yurdun dörtbir tarafmdan telgraf, telefon ve mektupla, ya da Ankara'da tiyatromuza kadar Eelerek teessürlerini bildiren sayın seyirci, dost ve arkadaşlarımıza sonsuz minnet ve teşekkürlerimizi sunarken, butün arkadaşlanmızın sağ ve sıhhatte olduğunu ve turnemizin herhangi bir aksamnya uğrâmadan devam etmekte bulunduğunu bildırmeyi bir görev sayıyoruz. AN'KARA SANAT TİYATROSU HAS: 2361/10502 ..J Hâncılık: 5464,10478 SATILIK EKSKAVATOR 1 Kubik, Yardalık, Kapçeli, Dreglayn Ekipmanlı, Amerikan NORTHWEST EKSKAVATÖRÜ kredıli şartlarla satıhktır. Fuarı Amerikan Ekskavatör İzmir EnteiTiasyonal Pav>onunda görülebilir. İstajıbul İstanbul DİMA TİCARET A. Ş Tünel Caddesi 18, Transtürk Han, Karaköy. Tel: 44 43 81 43 11 41 Telg.: FUNİTA, Deniz Kuvvelieri Komutonlığı Scjiı ve Hidrosraü Uairesl Başkanlığından bildirilmıştit. DEVİZCILERE VE HAVACILARA 76 SAYFLI Bİ1 DtRI 12 ilâ 16 eylul 1966 Urıhlerınde 09U0 Ile 12.1X1 ve 1300 tle 1100 saatleri arasında aşağıdakl noktalan birlestiren saha ıçınde seyretme, demirleme, avlanmtı ve bu sahanın 200 metre kadaı olan yüksekligi can ve mal emniyeti bakımından fehlikelıdır EGE DENtZİ ÇANAKKALE BOGAZ1 METHALJ 1 tnci nokta: Enlemi 40 derece 02 dakiks 30 saniye Kuzey Boylamı 26 derece 11 dakiks 00 saniye Dofu olan E «50 No lu MEHMETÇİK fenerl 2 nci nokta: Enlemi 40 derec« 02 dakika 37 saniye Kuzey. Boylamı 26 derece 01 dakıka 30 saniye Doğu î uncu nokta: Enlemi 40 derece 08 dakika 00 saniye Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika 30 saniye Doğu 4 uncü nokta: Enlemi 40 derece 08 dakik» 00 saniye Kuzey Boylamı 26 derece 13 dakika 30 saniye Do6u. Denizcilere ve havacılara önemle duyurnlur ' (Basm 19565/10480) r TÜRK DEMİR DÖKÜM FABRİKALARI A.Ş. Silâhtarîstanbul Ycnı Ajaııs 71361U477 Yeni Ajans 7151/10476 > • • • • • •• • • • • • • • • • • • • • • • • • • » • • • •• • • • • • • • • » • • • • • • • • • • • • • • • • • • •• • • • » • • : BERLİTZ DERSflNESl OKULA 3 10/1966 tanhınden her gun saat 9 dan 12 ye kadar devam eden \ • GİTMİYEN KIZLARA itibaren MAHSUS Asıl mesele fstanbul Y. Teknik Okulu Müdürlüğünden r İ N G İ L İ Z C E (İntensAe Enghsh Commercial Courses) Kurslarına öğrenci kayıtlarına başlamıştır. Beyoğlu: İstiklâl Caddesi No: 300/7 ••••••»•••••••»••••••••••••••»•••<>•»•••••••••»••<•»•••• Ilâncılık: 5592/10492 ESKİ HARBİYELİLER CEMİYETİ • J $ GRAPHÖ CNGLISH Limasollu Naci metoduyia OKULA GİTMİYENLER İÇİN DAKTİLO İNGİLİZCE STENO >BATI DİLLERİ DERSHANESİ • Sıraservıler Cad.60 TAKSıM yararına duzenlenen buyuk konser 9 Eylul 1966 Yenikapı Gar Gazınosunda. Not: Dâvetîycler Sultanahmet'teki Cemiyct binamızdan ve Gar Gazinosu gişclcrindcn tcmın edileblllr. 10U7) ımdı meselenın gelip, azgeliş1 mış ulkeler üzennde düğumlendığını görüyoruz Önlü düşunür M Duvergere göre «Ar tık asıl mesele DoŞo Batı atasında deçil. azgelismiş ülkeler ara ' sındadır.» Prof. Baadeye s»ore de mesele aynıdır. Baade dıyor kı «Batı ile dogunun arasındaki varısın büyük mücadele »lanı az, (•elısmis ülkelerdir.. Yarısın galibini de oir anlamda bn ülkeler tâyin edeceklerdir.» Nı'ıayet Papa VI. Paule göre de mesele, | DoğuBatı mesele^ı rieğıl. /engın Kuzey ve takır Güney mesele1 «ıd:r. ı Sıyın tsrr.sıl Cemın Cumhuri Mıllî Eğitim Bakanlığınca 19661967 öğretim yılı başından itibaren İnşaat ve Makina şubeleriyle faaliyete geçirilmesi kararlaştırılan Elâzığ Teknik Okulu Meslek ve Temel Bilimler dersleri için öğretim üyesi ve asistan alınacaktır. MeFİek dersleri için müraeaat edeceklerin İnşaat veya Makina Yüksek Mühendısi olması; Temel Bilimler için Tıüracaat edeceklerin Üniversite Fen Fakülteleri mezunlarından olması gerekir. Öğretim üyeliği için mıiracaat edeceklerin en az 5 yıl meslekî faaliyet göstermiş ve bir teorik çalışma yapmış olmslan şarttır. Adayların müracaatlarını 20 eylü! 1966 gününe kadar, hâl durumlannı belirten bir dilekçe ile, İstanbul Y. Teknik Okulu Müdürlüğüne yapmalan duyurulur. NOT: Fazla bilgi için Yıldızdaki Okul Müdürlüğüne müraeaat edilebilir (Basın 19865/10485) TEKLİF İSTEME ÎLÂNI 1 Müessesemiz dahilindeki rincma salonunda 19661967 yılmda gösterilecek filim için teklif alınacaktır. 2 Bu ış için mütemmim malurnat 19/9/1966 tarihine kadar Müessesemizin Beykozdaki merkezinde Ticaret Alım Servisinden temin edilebilit 3 Müessesemiz gelen tekliflerden istediğine uygun olanı seçmekte serbesttir. • SÜMERBANK DERİ VE KUNDURA SANAYİİ MÜESSESESİ (Basm 19909/10488) cueieılad* özeUedJM v y«t
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle