03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFEİKİ 10 Eylul 1966 CUMHURtYET DİN ADAMI ve EZAN Prot. Reşat KAYNAR in bilginimlz, finlfl tarih yazanmız Cevdet Paşa, kendl el yansını taşıyan Te simdi lstanbul Belediye Kütüphanesinde bulunan bir belfede, Müslümanükta, din hizmeti için bir ruhban nnıfına yani din adamı veya din görevlisine, ihtiyaç olmadığını açıklamaktadrr. İslâmiyette din hizmetinin, sadece hayrat işçisi eliyle yerine getirüeceğini ileri sürmektedlr. Din adamı veya din görevlisinin öbür dinlerde, özellikle Hıristiyanlıkta hüküm sürdüğünü belirtmektedir. D nı zihinierde uyandırabilir... Biz, Takm tarihimizde gördüğümüz felâketleri de gözönünde tutarak, bu olaylar üzerinde dikkatle dnrmayı ve ügilileri şimdiden uyarmayı önemli bir görev saymaktayız. Bu arada, Cevdet Paşanın adı geçen belgesinl temel hükümlerimize dayanak yaptığımrz İçin, hatırlatmak amacıyla, onu da ana hatlariyle göstermeyi faydalı bulduk. SiVAS Kongresinden beri S ayın İlhan Selçuk'un Sivas kong resi ile ilgili yazısını okudum. Yazar zamanın Sadrazamı Damat Ferit Paşa ile Padişah Vahidettin'in görüşleriyle, bugün bazı çevrelerin görüşleri arasmdaki benzerliğe haklı olarak dikkati çekmektedir. Bu vesile ile bazı görüşlerimizi açıklamak isteriz. mperyalizme karşı maddi ve tin sel gücünü kullanarak ulusal kurtuluş savaşını kazanan Atatürk Türkiyesi olarak, bugün de, ya nn da dünyanın neresinde olursa olsun emperyalizmin her çeşidine bütün gücümüzle karşı çıkmalıyız. Şâmil İLTER ilhami'ye saldırı! Olaylar jenı ıkiıdarın geçmışten en Küçük bir ders almadıgım gösteriyor. Gazetecilere saldırı, şairleri tevkif, poli» tertipleri, ve fikirlerinj söyliyenlere kaba kuvvetle karşılık verme hikSyeleri 1960 öncesini aratmıyacak biçimde hortlamıştır. Menderes devrinde Orhao Birgit, Sadun Tanjn arkadaslanmıza tnzaklar knrnlmustn. Sadun Tanju arkadan hücum» nframıs, kafasına ağır bir cisimle vurulmustu. Bu işi tertipliyen siyasi memur, 1960'tan sonra Sadun Tanju'dan oziir dilemis : Kusura bakmayın Sadnn bey, o günkü şartlar içinde böyle davranmaya mecburduk . demiştir. llhami Soysal'ın uğradığı saldırı, bunlardan kat kat ağırdır. Profesyonellerin düzeni olduğu ilk bakışta ortaya çıkmaktadır. Siyab arabalar, siyah elbiseli soförler. tabanca kabzalan, ıssız yollarda profesyonel usullerle dayak. ve kırlarda yola atılan kurban. Bir hafiye romanı mı oknyomz? Türkiyenin belli baslı gazetelerinden birinin Ankara temsilcisi ve yazan arkadasımızın basına gelenlerin anlamı nedir? Gerçekten cesur ve güzel yazılariyle özellikle son aylarda dikkati çeken tlhami Soysal'ın ngradığı profesyonel saldırıyı daha önceki kannnsuzluklarla beraber düsünmek gerekir. Geeeyarısı parlâmento basan cihniyet. Medis içinde eski Harb Oknln Kumandanını çevirip döven çürnhun zihniyetidir. Bu tıynette olanlar, bngünkü iktidarın »ornmlu koltnklannda oturuyorlar. Kendilerine can ve mal ruvenlifi emanet edilmistir. Emniyet kuvvetleri, vasalara saygı duymıyan kisilerin eline verilmiştir. Bugünkü iktidarın «özler önüne serdigi manzara budnr. Ve bunnn içindir ki tsmet Pısa'ya : Eşkiyanın bu gece ne yapacağı bilinmez... dedirteeek kadar dnrnm agırlasmıstır. Hemen sövlivelim ki. devletin Emniveti içinde politikacının kanunsnzlnğnna boyun efmiyecek nitelikte cok insan vardır. ama ber iktidara usaklık edecek soysozlan lıer meslekte bnlmak da'ma mümkündür. Adaletsizlik ve kannnsuzluk yollannda kendisine basan arıyan zehir hafivelerin memleketj kısa sürede anarsiye sürüklivecekleri ve kendi baslannı da yivecekleri daha dün seyrett'fimiz bir filim ribidir. Gene de bundan ders alınmamıştır. tlhami Sovsal'ın ujradıfı saldın profesyonel bir tertiptir. Bunda siyasi polisin parmağı var mıdır. yokmndur? daba sonra çıkacaktır ortaya Simdilik kesin bir sev sövlemek, lamansız bir suçlama olnr. Ne var ki. bn «aldırıvı varataoak kanunsnzluk ortamı. bufiin en «îorumlu koltuklarrla hulnnan vetkili kisilerin ellerivle özene hPTene hazırlanmıstır. Bu acık hir rercektir. Elbette. tivatro basmaktan Merlis haskınına. tivatrolan birbirine katmaya. cemivetlerin toplantılarına hiicnm edip hinaiann altını üstüne tetirmeve. adam dSvmeve. dernek merkezlerini zorla •sjral etmeve kadar bütün kannnsnzlnklar dzli ellerle bfınaye görürlerse fikirlerini yarmak eesarrtini eösteren bir çazetecinin galdırıva nSramasına sasılmaz. Gazetelerin yazdı$ına sröre. naldırranlar bir yandan tltaami'ye vnnırken bir yandan da : « Seni namussuz alçak. büyüklerimizin ıleyhinde yazar mısın?..» diye lebdit ederlennis. Zaten mesele sv «büyük» sanılan kisilerin meselesidir. Bizim bugünkS îktidara. onnn «Biz hürrıyetten vanavız» diye demeç verip hürrivetleri cifniven büvüklerine, bn «büvük» denilen kisilerin tahrik ett'fi usakianna tavsive edebileceğimiz bazı seylffr vardır. önce deriz ki : Efendiler sakin olnnuz! Keskin sirke küpüne zarar verir. Adam kacirmak. jazeteci dövmek. Meclis ba^mak sahte beıanname dafıtıp parti suçlamak. parlâmentoda senatörlerı knsatıp davak atmak sibi fayla sinirlilige delâlet eden birtakım olavlar ne sizlere varar, ne demokrasive. ne memlekete . Efendı *ibi otarup ırazetecilerin yazdıklan tenkidleri okuytınnz. Kızmak köpürmek. çıgnndan çıkmak. sinir nöbetine kapılmak hiç iyi deS'ldir. Vaktivle böyle asabî iktidar sabipleri vardı, »onlan hiç iyi bitmedi. Hattâ Emniyet knvvetlerinin basında hnlnnan bir »inirli zat ancak kendisinl pencereden assÇı atmakla sfikânete kavnsabilmlsfi. Bnnnn içindir ki sakin oimakta, gıralamakls bitmeı faydalar vardır. Terblvesizlik, <ıirretlik, tecavüz, denresizlik, »Ivri çıkıslar. iyive alâmet dejildir. Tasalara savjfilı olnnuz! Fikirlere saynlı olnnuz! Davranıslannızda terbiveli olnnuz! Yoksa azgınlık rüzırânnın zararlannı eeJ «e »izler eekeceküinfz. S^s^i'%. E Ona göre, İslâmiyette ber Müslümanın, ister tek başına, ister topluca Tannsma yalvarması, temel esastrr. Bu din o derece sadedir fci, mensuplarının tek baslanna ibadetlerini yerine getinnelerine, «İlmfl hal» dcrülen oknl kitaplanndaki din bflgisi bile yetmektedir. Atatürk de Cevdet Paşa gibi, Müslümanlığın bu •na prensipini benimsemişti. Din adamı veya din görevlisi mekanizmasının, Müslümanlığa siyaseti sokmaktan başka bir şeye yaramıyacağını sezdiği Içindir ki, böyle bir ruhban zümresinin Türk toplumunda tüketid olmasın» imkân vermemişti. O da, Cevdet Paşa gibi, din hizmetinin hayrat Işçileriyle yerine getirümesini yeter saymıştı. Müslümanlık kurallannm ve fbadetinin öğrenilmesi koonsunda da, yalnra oknl kitaplannın ve okulların yetkili olduğuna lşaret etmişti. Tevhidi tedrisat Te bir kısım devrtm kanunlannı, bu amaçla yürürlüğe koymuştu. Ne yazık ki, dar düşünceliler ve İslâmiyette rahipliğin kurulmasnu politika çıkarlarına uygun bulanlar, dinin toplum hayatındaki etkilerini, Atatürkfin kavnyamadığını yahut düpedüz din diişnıanı olduğunu yayarak, onu kötülemeve gtriştiler. Ama, aynı yolda yürüyen Cevdet Pasanın, kendi ncaklanndan yani medreselerden yetiştiğini gözönünde tntarak, ne olursa olsun onu yennekten kaçındılar. Oysa, Möslümanlıfa rahipliği sokmamak için, devirlerine ışık tutmalan dnlayısiyle, ber ikisinbı de, hem milletlerine, hem de Müslümanlık donyasına buyük iyilikleri dokunmuştur. Müslümanlığa rahiplik sokulamaı u belge, tstanbul Belediye Kütüphanesindekı Cevdet Paşa defterlerinin 10 uncusunda ve 26 ncı tezkeresinde bulunmaktadır. Konusulan dile çevirerek özetleyip, anlam bakımından aşağıya naklediyorum. Cevdet Paşa, Fransız Büyükelçisi ile Tuna vapunındaki konuşmalartndan birini şöyle anlatır: «Fransız Büyükelçisi M. Motıe*, aramızdaki ko nuşmaların birinde, bana Napolyon Bonapart'uı şu sözlerinl anlattı. Napolyon dermiş ki: Eğer bir dinle bağlı olsam Müslüman olur dum. Zira Müslümanhkta Klerje yani rahiplik yoktur. Motie"'nin bu sözlerine karşılık şöyle dedim: Napolyon bu meseleyi pekâla araştarmış ve pek güzel söylemiş. Gerçek şudur M, İslâmda rahiplik yoktur. Gordüğünüz sarıkîılarda, ne resmllik, ne de, ruhanilik vardır. Hıristiyanlarla Müslümanlar arasmda da başlıca ayrıntı bu nokta dadır. Nitekim, bir Hıristiyan çocuğu doğar. Vaftlz yani Hıristiyan defterine yazılmak ve bu suretle dünyaya gerçekten gelmiş sayılmak için papaza muhtaç olur. Bir Müslüman çocuğu İse, doğar, babası ku lağına bir ezan okur. Ve adını kor. tmarn efendiye muhtaç olmaz. Bir Hıristiyan Tanrıya ibadet ve arasıra gunaklannı bağışlatmak için papaza muhtaçtır. Bir Müslüman ise, tlmü hal denilen din der<;leri kitabmı okur ve kendi kendisine Tanrıya ibadet eder. öğrenim için Hocaya muhtaç olur ama. ibadet için imamama muhtaç olmaz. îslâmm gözünde günahlan ancak Tann bağış lar. GEPEKLt OLAN SEY, TEMÎZ KALBLE YAI, VARMAKTIR. Kısacası şudur ki, imam ve müezzin gibi sa rıkhlann hepsi isçidirler. Bunlarm üst mertebesincie buhınanlar, hAkimlerle profesörlerdir Yok sa buniar ne kardinaUerdir. Ne de piskoposlardır Bu söyledıklerimi Fransız Büjükelçisi Motie dinledi, anladı ve teşekkür eyledi. Bir süredir İstanbulda oturuyorum. Bu konuda gerekli bilgiyi alamamışım, dedi » B Atatürkün ölümünden sonra tatürkün ölümünden kısa bir süre sonra, Kur'ân kursları ve hafız okullan kanaliyle, tevhidi tedrisat kanunu ük darbeleri yedi. Ardından da, hayrat işç ileri yerine, deviet bütçesinden kadrolar ve maaşlar ayırarak. resmi sıfatlar kazanacak bir din adamı zümresini, toplnma takmak yoluna girdik. Bu tutumumuz ne gibi sonuçlar doğuracaktır? Bu sorunun cevabını şöyle özetliyebiliriz: Hıristiyanlıktaki din hiznıeti karramiyle, Müslümanlıktaki din hizmeti anlayışı arasmda kesin bir ayrıntı bulunmaktadır. Hıristiyanlıkta rahiplik normaldir. Zira din adamlan bnlunmazsa, Hıristiyanlar ne ibadet edebflirler, ne de dinin emirlerlni yerine getirebilirler. Müslümanlığa bir rahiplik zümresinin takilması ise, sunidir ve suni olduğu için, deviet bütçesindeki tüketicilerl çoğaltmaktan başka bir şeye yaramıyacaktır. Çünkü Müslümanhkta din adamının yapacağı hiç bir din hizmeti yoktur. Ne yazık ki, bu gerçeğin tam tersine hareket ederek, bu konuda direnip topluma ağır zararlar îennekteyiB. Gerç«kten «te, *em dinde var ohnıyan Jıir hizmet fçin. ift»»n çüeMMİ israfa sürüklüyoruz. Hem, bu zümrenin iirctim alanlarmda sağhyacakları faydalardan toplumu yoksun bırakıyornz. Daha acısı da şndur: Hayrat işçiliğinden din adamı hayallerine sıçrayanlar, dinde yapacak g5revleri olmadığından, toplumnn sırtmdan geçindiklerini zamanla duyarak, küçiiklük kompleksine uğnyacaklardır. Bu duygulann bilinç altında yaptıklan etkilerle, kendilerlne önem verdirtmek için, İslâmiyette var ohnıyan bir takım din hizmetierlni, Müslümanlıfa takacaklardır. Gerçek Müslümanlıkta bunlara tzin verihnediğinden. hâtıl inançlara basvurarak. İslâmiyetin sadeliğini harap edeceklerdir. Bu yüzden gürültülü ve olumsuz davranışlarla, toplumnn rahatuu ve huzurunu ledeliyeceklerdir. A Atatürk "doğru yol„ u göstermişti evdet Paşa, yukandaki yazılariyle kesin olarak şu noktalan aydınlatmaktadır: O Osmanlı tmparatorluğn da. din adamına yer vennemiştir. Din hizmetini tsçüik seviyesinde bırakmıştır. 0 Her ne kadar bir kısım tarihçiler «ULEMA» sınıfıru din adamı olarak göstermişlerse de, bu sınıf din. adamı 4e£U. meslek Mtam olan kadılarla. müderrislerdir. Atatürk, bu noktalardan ilerleyip, lâiklik ham lesini yapmıs, toplumumuzu dünya işlerine, çağdaş medeniyete yöneltmisti. Ölümünden sonra onun hazırladığı ortam İçinde, halkunızı dünya işlerine ve ekonomik faaliyetlere yöneltecektik. Millet. basannın bn aianda oldnfurra. rünlük hayatmda da hissedecekti. Ama, tam terslni yaptık. Halkımızı tekrar öte dünya işlerine dofru ittik. Sanki Atatfirk dini harap etmis de. Müslümanlığı savunacak bir zümrenin varlıği gerekmiş eibi, Atatürk düşmanlarma hak verdirtecek biçimde, her yerde cami yapımma ve özii medreseden farksız olan din okullarının ve kurslannm açılmasına eaba harcadık. Bu yolda öv.el tesebbüsün ve deviet bütçesinin sarfettiği gücü deferlendirenler, bunun altı milyar Türk lira*mı astığını bildlriyorlar. Eğer bu parayı halkunızın eçitimine. ekonomik ve sosyal kalkmmasına harcasaydık. ülkemizi eelişmiş mîlletler düzeyine bugünden pek daha çok yaklaştırmış olacaktık. 1 Dışışierlmiz ve Vietnam C • ••I • ••I Idarecilerimizi ve adliyecilerımizı uyarma şte bu hastalığın ilk belirtileri, ezan alanında su üstüne çıkmış bulunmaktadır. Ezanın hayrat işçisi tarafından minarede döne döne insan sesiyle okunması geleneği, bu küçüklük duvgusnnun etkisi altında yıkılıyor. Artık eski hayrat işçisinin minareye çıkarak yaptıği din hizmeti de küçümsenmektedir. Bunun yerine tabii sesi, ölçüsüz biçimde yükselterek boğan, bir hoparlör gürültüsü geçmektedir. Böyle gürültülerle, yapma gösterilerle, takma hizmetler ve görevlerle, bugünün Türkiyesinde ancak geçici olarak dikkatler çekilebilir. Ama geçicidir. Asla sürekli olmaz. Bunlar normal değildir. Bu davranışlar sağlam bir ruh ile bağdaşamaz. Bilinmelidir ki, ne biçimde olursa olsun. hayrat işçiliğinden din adamlığına doğru sınıf defiştirmek hevesleri, her şeyden önce din duypusnnu zedeliyebiür. Bu hoparlörlü ezan fürültüsü. bele şafak sökmeden ezannı gürültü haliııe eetirilmesi olayı, normal ruhlu Müslümanlara öfkelenme gü nahını işletebilir. Bu uyarmalarımız, din duygusunun zedelenmesi bakımındandır. Fakat biz uyarmayı, idarecilerimizin ve adliyecLlerimizin üzerinde toplaroak istemekteyiz. Yürürlükteki kanun ve tiuükleri maddelerivle vazımızın sonuç kısmında göstereceğiz. Buniar giirül tüyü ve bu arada elbette ezan sesinin srürültii haline getirilmesi olayını da. vasaklamıs buhınmak tadırlar. Neden bu hükiimler uygıılanarak bu aşınlık ve hastalık belirtileri ortadaıı kaldınlma7? Bu hal adlîvecilerimizin ve idarecilerimizin p 7 Ö yumma eğiliminde olmalarım, daha kötiisü. bu zümre karsısında cekinpen bir riurnma «okulduklarım, zihinlere getirebilir. Hattâ resmîlik sıfatının yanında. kanunların üstüne çıkan bir ruhanilik sıfatının da, bu zümreye verileceği ihtimalleri I Saray dalkavuklueundan halk dalkavukluçuna jjjj ne yapacağız? Bizim için huzur ve ra • • • yolu olan, Atatürkün gösterdiği doğru : : : insan gibi. yaşamaktan gayri isteği yola tekrar yaklaşmamıza, en büyük engel kötü : : : olmayan Vietnam halkı üzerine ateş politikacılardır. Buniar, padişahlara da doğruyu ve ••• kusmaktadır. Ama şu da ayrı bir ger çektir ki, Devletler hukukunu, ingerçeği söylemezler, onun alışkanlıklarına dalkajjj «an haklannı pervasızca çiğneyen %ukIuk ederek, ganimeti pavlasmaktan başka bir jj: Amerika, özgür dünyadaki dejrerinı şey düşünmezlerdi. Bugünün kötü politikacılan da : : . tamamen yitirmiştir. halka doğruyu söylemezler. Onun alıskanlıklarına ::: kavuk sallıyarak, ganimet paylaşmasını gözetler : : : Böyle olmakla beraber o, napalm bombalarını Vietnam üzerine tüyü kıpırdamadan yağdırmaktadır. Ame Buçün en kuvvetli dayanağimız, bunların dı •;: rikanm bu da\ranışı karsısında, yeşmda kalan ve devletin daimî tesekküllerinde yer • : • ni bir dünya savaşının belirtilerini alan aydmlarımızdır. Özellikle idarecilerimiz ve • • • görebilen uluslar, Amerikanm bu adliyecilerimizdir. Ne var ki. buniar da, kanunları • • • nolitikasına resmen karşı çıkmışlar uygnlama hususunda duraksamaya düşerlcrse, • • • cır. Bu uluslar arasmda az gelişmış rurdumııza saymakla bitmez felâketler yağar. Bu «• 'er de, geüşmişler de. geri kalmışlar çün tevhidi tedrisat kannmı yürürlüktedir. Bu • ; • da vardır. Bunlar içinde Amerikas'un ceza kanununun 535 inci maddesi. polis va • • • nm müttefiki olanlar bile vardır. zife kanununun 14 üncü maddesi, çeşitli şehirle ; • • Bütün bunlara rağmen tutumunrirnizdeki belediye zabıta talimatnameleri yürür • • • r:a değişen hiç bir şey yoktur Amelüktedir. Bu hükümlerin uyjulanması. ezanın hn •• ! rikanm. rtarlörle gürültü haline eetirilmesini de nnler, Müs::: lümanlığa sokulmak istenen rahipliği de ortadan \\\ Ve durum şımdi öyle bir noktaya kaldırabilir. jjj selmiştir ki. Üçüncü Dünya Savaşın Türk milleti, bir iki gün sonrasını bile çöre Zll dan söz edilmeye başlanmıştır. Eğer miyenlerle değil. kötü politikacıların dışında ka :j: tüm barışsever uluslar, dünya düsünürleri ve yazarları dinsel güçle lan. Atatürkçü aydınlarla yükselecektir. Ama. ba : : : rinin bütününü ortaya koyarak Ahadırlıkta ve fedakârlıkts örnekler vermek sere : ! ! merikan salduılannın önüne geçekıyor. ;:; ••> ••• mezlerse öyle görünüyor ki zavallı ••• • •• dünyamız yeni bir dünya savajına ••••••••••••••••••••••«••••••••••••••••••a••••••»••••••••••••••••••«••••• " • • ••••••••••••••••••••>••••••••••••••••••••••••••>••*•«••••••••••••«••••«•«• * daha sahne olacaktır. y " lhan Selçuk'un «Türk Halkı Tembel midir?» başhklı fıkrası dolayısiyle sayın Ahmet Uğur Öter'in yazmış olduğu yazının son paragrafını üzülerek okudum. Sayın Öter, burada «Amerlkan kolejlerinde okuyanlar «Amerika olmaz sa kalkınamaz, Rusya'ya yem oluruz» dlyorlar» gibi yanlış bir düşün ceyi bütün bir kolejliler zümresuıe mal etmek hatasma düşmüştür. Böy le gereksiz gerçek dışı genellemeler yapmaktan hiç değilse yarının «aydm>ı olmak durumunda bulunanlar kendilenni kıırtirabilmelidirler. Sa>in Öter bilmelidir ki, bugün Robert Kolej, Halide Edip devrinin Robert Koleiı dejildir. Kolej gençH5i Atatürk ükelerine baelılığını •Atatürk Konferansları» ve bu konferansları ihtiva eden «Çeşitli Cepheleriyle Atatürk» adlı eserle isbat etmiştir. Bu kitap. Mustafa Kemal hareketinj en güzel bir şekilde anla tan. en yetkili kimselerin yazılariy le dolu olarak iki sene önce basılıp piyasaya çıkarılmıştır. Türk gençliğine ve Türk aydınına obert Kolej Yüksek Okulunu bu mücadelede büyük görevler düşbenzeri diğer okullardan ayıran mektedir. Milli hedefimiz. Türk ha! vasıf. Kolejde daha fazla fikir kmın yaşama düzeyinin bir an önce yüceltilmesi olmahdır. Bu da an hürriyetı. daha fazla tartısma olma sıdır. Yoksa, Batı tekniğini ve ilmi cak çıkarcı ve engel'eyicı zümreni öğrenmek demek. ulusal bağımnin kurduğu barikatı asmakla müm sızlık ve n. Milli Kurtuluş Savaşıkün olacaktır mı?ı reddetmek snlamına hiç bir 7? Dr. Tiırker COKTÜRK man şeîemez. Elle tutulur bir belge olarak da Sayın Uğur Öter'e 5 haziran 1966 se cimlerinde Kolejlilerin oylarını kul landıkları Bebek 114 sayılı sandıgın sonucunu vermek isterim: AP 38, CHP 37. TtP 43, MP 2. Muhakkak ki her toplumda çeşitli kanaatlere sahip insanlar bulunabilir. Ama az çok tanıdıjhmız aym Mehmet Barlas, «Dısişlerlüç kişınin fıkirlerini bin üç yüz ki mlz ve Vietnam» başhklı yorumşiye tesmi! etmiyelim. larından ulusumuz içinde önem Tolon TEK'ER taşıyan Vietnam sorununa değinmekteydiler. Rnbert Kolej înşaat Fak. m Sınıf Öğr. Ben de. yazarın düşüncelerine ko jut olmak üzere bu konadaki gd^üşlerimı aniatmak" istiyorum.Kıbrıs bııhranmm meydana çıkar dığı çok acı gerçekler karsısında, yıllarca akılsızca yürütülen bir dış politikayı bırakarak esas kaynağa ki bu kaynak Atatürkçü dış politıkadır yöneüî yolunda olumlu, ümitli adımlar atılmıştır. îyi bir baş langıcm şimdiki iktidar tarafından sürdürülmesi sevindiricidir. Ama bir yandan da bu sevincimize, üzün tu karıştırmaktadır. Üzüntümüz sa ym Bsrlas'ın işaret ettikleri gibi, Vietnam konusunda hukumetin. şımdiye kadar her hangi bir görüş avın Tufan Alpat «Mabketesbit etmemiş olmafindan gelmekmelerin Bağımsızlığı ve "Hâtodir. kimlik teminatı» ^d.ı yazıAkılcı, gerçekçi ve hümanist bir sıp.do mahkemelerın bağımsızlığı karakteri olan Atatürk dış politika ve hâkımlık temınatını ıncelıyesına dönerken, hukumetin Vietrek Yüksek Hâkımler Kurulu' nam konusunda susuşu, bu politiks nun teşekkülüne daır Anayasa açısmdan büyiık bir eksikliktir. hukmünün detıjtınlıp bu kuruadsımak götürmez bir gerçekla üye seçımı için başka esaslatir ki. Vietnam bugün, Batının rın getırilmesı gerektiğinı ılcn iktisadî emperyalizmi ile, Doğu surmüştur. Yazı sahibı denetim nun ideolojik emperyalizminin kur konusuna da değınmış fakat bu banı olmuştur. Bunlardan birincisi, konuyu gerektiğı kadar açmamış yâni Amerika açıktan açığa salt ken tır di çıkan için, özgürce, insan olarak. Sivas kongresi Türk egemenliğıne doğru atılan çok mutlu bir adım olmuştur. Büyük Atatürk'ün o gün lerin ileri gelen aydınlannm dahi ummadıkları ve tahmin etmedikleri Türkiye Cumhuriyeti hedefine doğru büyük bir ulusu nasıl tedricen üerlettiğini bugün derin bir hayranlıkla raüşahede ediyoruz. Ona olan şükran borcumuz sonsuzdur. Bugün karşılaştığımız sıkıntıların sebeplerini onun ilkelerinden kısmen de olsa ayrılmış oluşumuzda aramamız gerekir. lyi niyetlerin bü tün çabalanria rağmen Atatürk ilkelerinden ve devrimlerinden verilen tavizleri, onun bize gösterdiği yoidan oldukça değişik bir yön izie memize sebep olmuştur. Bir zamanlar Atatürk'un yenici iradesi önünde ezilen gerici kuvvetler bugün meydanı oldukça boş bulmuşlardır. Temel mücadele yıllardan ben devam ctmektedir. Yalnız bugün idealler ve taraflar isim değiştirmis lerdir. Tutucu gelenekçılerie devrimci sosyal adaletçiler isim değışikliği altında sosyal hayatımızda yerlerini a'.mışlardır. Dış siyasetimiz de bu etkenlerin tesiri altındadır. Biz her şeyden önce Atatürk il kelerine dönülmesini istiyoruz. Atatürk devrimlerine saygı gösterilme sini istiyoruz. Türk halkı tembel midir? I olmasmdan doğmaktadır. Bağımsızlık ve teminat kavratnını tanımlarsak oızde bunların nasıl yanlış anlaşılarak Anayasa'mıza gırdiğini daha KOİay açıklıyabiliriz. Genel teminat anlamında olan bağımsızlık mahkemelerin ve yargı görevlisi hâkimlerin siya»i güç olan yürütme organımn (hükumet) tasarruflanndan masun tutulmasıdır. Bu duruma göre Yüksek Hâkimler Kurulu tarafından yapılan her türlü denetimin mahkerae bağımsızlığı ve hâkim teminatını zedelemiyeceğı açık bir gerçektır. ANAYASANIN 144. MADDESİ nayasa'mızın 144 maddesi ise (denetim yapacak mercıın hükumetten ayrı ve bağımsız Yüksek Hâkimler Kuruiu olduğunu nedense nazara »lmıyarak) hâkimlerin ancak helırli konularda denetıme tâbı cıtulacağını behrtmiştır Belırli konularda denetilmek; bır hâkımın. ancak hakkınria bır ıhbar veva şikâyet yapılması halınde sadece ıhbar veya şikâvet kon:ısu ile sırırlı olarak murakübe edilebılme=ı demektır. Halbukı Adaiet çorevının her şeyden önce manevi nıtelik aradı ğını ızaha lüzum voktur Bu bakımdan hâkimlerin periyodık olarak (Hâkimler Kurulu tarafından ve hâkıro sınıfından kımselere) denetlendirilmeleri ve haklarında tezkiye düzenlettirilmesı şarttır. Böylece maddl olçüler dısındakı maneti nıtelıkleı de hâkımın tâvın v »erfılerınde rol ovnıyacak, oır çoğu hâkımlığm yüksek nıtelıklerıne «ahıp hâkimlerimizin bu suretle çalısmj şevkleri de artacaktır Savın Adaiet Bakanı ve Yük• e Hâkimler Kıınılu övelennın, =k bu ve bunun uibı. hâkimlerin kendi kendilerini en iyi şekilde ıdaresı için gerekli konuların. hajımsızlıkla ilgili olmadıSı Be^ çeeıni topluma mâl edip arkasından hâl çaresi getirmelerini ponülden dilemekteyiz C. Metin SEKERCİOfiLU Ilgaz Cumhurivet Savcısı A R S TEŞEKKÜR 1 2.91966 günü .vt":tJitİfmiıT babamır vr ail» büyı>#îkniiz eskl D S f İ=«anbıt( Ba?miıheTKlijf;*r^"" Mahkemeierm bağımsızlığı ve hakimlık teminatı ccnaze torenine teşrif eden, çelcnk gönderen. mektup. telgraf, telefon ve blzzat eve gelerek acımızı pay laçan akraba, dost ve vakınlanmıza, merhumun değerll mesal arkadaşiaıına mirmet v« sOkranIanmızı arzederiz. F.KF.R DİNÇER DEĞFR AKMAN vc DÖLEN aileleri Cunıhuriyet 1057S HAMİT ERER'in . ^ B a k ı n u ^ i m d i îlh*mî.*«n»e«e «HaVTS«W«aigi volda. daha matla, daha azlmle yürüyecek; yürüdüfii yolda fikirlerinl beğenmi venler tertipledikleri saldınnın asagılık snçunn da yüklenmis olarak tlhami'nln karsısında eziieeeklerdir. Ve Türk basm tarihine sBrSlen bn leke. demokrasi lâfını afzından düsürmiyen sahtecilerin maskesini ynzlerinden bir parca daha indirecektir. S YEFAT Eskı Mulkiye Bajmüfetttslerinden Hacı Husnu Toköz'iln esl. Avu. kat Kadri Aytaman'ın kardesi. Cclâlettın re Necmettin Izmırli'nin «»vzelerl. Keîat. Sedst. Vedat ve Suat A>taman'ın ve Süeda Mimar. oğlu'nun halaları. Saime Ayt»man'Tn eörümcesi. Tahsin Toköz ve Vasfiye Onar'ın yengeleri. Asuman ve Diirdane Toköz'ün VayınvıhdeleH. Sule Toköz'ün babpannesl. NuretHn ve Muhittin Tv.Vö7'in fedakâr ve vefakâr anneleri ödeme Emrinin İlânen Tebliği istanbul Yedinci icra Memurluğundan 1966/1418 Borçlu: Vılvam Jozef Kavzer Yeşilköy Muhendis Ziya sokak No: 25 de iken hal^n ikâmetgâhı meçhul. Alacakh Zeki Salihoğluna olan borcunuzdan dolayı aleyhinizde açılan icra tâkibi üzerine yukarıda yazılı adresinize gönderilen ödeme emrinin bilâ tebliğ iade edilmesi üzerlne zabıta tahkikatma rağmen simdiki iş ve ikâmet adresleriniz meçhu) kalmış ve bu sebeple ödeme emrinin 7201 sayılı kanununun 28 ilâ 31 inci maddeleri gereğince ilânen tebliğine karar verilmiştir Bu itibarla 6500 lira alac ığm kanuni faiz: masraf ve sair masrafları ile birlikte tahsili bakkında tebu ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren borcu takip ve masraflarmı yedi gün içinde ödemeniz (teminatı vermeniz) borcun tamamına veva bir kısmına veya alacakhnm tâkibat icrası hakkına dair bir itirazınız varsa senet altındaki size ait değilse yine bu vedı gün içinde ayrıca ve açıkça bildirmeniz aksi halde icra takîbinde bu senedin sizden sadır olmuş savılacağı imzavı red ettiğiniz takdirde meri önünde vapılacak duruşmada hazır bulunrnanız buna uymazsanız vâki itirazmızın muvakkaten ka!dınlacağı senet veya borca itirazınızı yazı'.ı veya sözlü olaraV icra dairesine yedigün içinde biidirmediğiniz " takdirde a.vnı müddet içinde 74 üncü madde gereğince mal beyanında bulunmanız. Aksi halde hapisle tazyik olunacağınız. hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykın bevanda bulunursanır hapisle cezalandınlacağınız borç ödenmez veva itiraz edilmezse cebri icraya devam oîunacağı, tâkibe itiraz ettiğiniz takdirde itirazla birlikte tebliğ piderlerini ödemeniz, aksi halde itiraz etmemiş sayılacağınızı havi işbu ödeme emri ile ilânen tebliğ olunur (Basın 5258HO570) Y Oysa Anayasa'nın «iargı» bolümünde bır cieSışıklık duşünüldüğünde ilk aki« eelen; hâkımlerin Yüksek Hâkımler Kurulu' nca tam bır denetıme tâbı tutulması meselesı olmalıdır. Zıra Yüksek Hâkımler Kurulu'nun bu gün çoklarınca iyi bulunmıyan çalışma tarzı Sayın Tufan Alpat' ın çare aradığı üyelerin seçilme şeklınden ziyade, vanlış anlaşılan hâkim bağımsızlığı ve teminatı sebebiyle kurulun (Anayasa tarafından) elinin kolunun bağlı AYSE FİKRİYE TOKÖZ 5 9 196fi günü sabahı Hskkın rahmetine kavusmuş ve yıllardır *ıi«re»ini cektigi kızı Muallâ ToVo7'ur medfun bulunduğu Ankara A T Î mezarhğma defnedilr "i'='1r. Hastalıfı sırasında alâk»laıTnı ı>Kir»eTniyen Hacettepe Hastahanesi doktor ve saîr' mensupIirına. yakinlarımıza ve dostla. rımıza sıikranlarımızı arz ederiz. OĞULLARI Cumhuriyet 10580 TASFİYE HAUNDE RAYBANK T.A.Ş. UMUM MÜDÜRLÜGÜNDEN: Bakanbkça blokaj kaydı konanlar dişmda, açılışı yirmibin (20.000 dahil) liraya kadar olan vadeli mevduat bâkiyeleri 12/9/1966 gününden itibaren ödenecektir. oayın ilgililere bildiririz. Ankara Ajansı 173/10581 ' Dev/et Demiryollan ilanlan YakaciK Sanatoryumu Satın Alma Komısyonu Başkanhğmdar. S Muhtelif Cins Gıda Maddesi Alınacak ~^~ 1 Sanatoryumumuzun ıhtıyacı bulunan aşağıda mütredatı yazılı gıda maddeleri icapalı zarf usulü ile eksıltmeye çıkarılacaktır. 2 Eksıltme Yakacıktakı tdare bınasında yapılacağından tıliplerin teklıf mektuplarını en geç eksıltmeye 5 dakıka kala ooakbuz mukabıhnde Komısyona vermelen veya ladell taahhütlü olarak posta ile göndermplerı lâzımdır Postada vuku bulacak gecikmeden TCDD tdaresı mes'uliyet kabul etmez 3 Sartname ve mukaveie projelerı Sanatoryıım Müdıirlüğünde, TCDD Sırlıecı Alım Satırn Komısyonu Başkanlıgıncla bedelsiz olarak görülebılir. 4 Komısyonumuz ıhaleyl yapıp yaprnama'ıta veya kısmen yapmakta ve tercıh ettiği talıbe ihale etmekte tamamen serbesttjr t (1 n s i Kuru Gıda Maddesi Yazlık kışlık meyva ve sebza Muhammen Miktarı Bedeli 46 Kalem 102444, 48 kalem 63245, Muvakkat Temtnatı 5122.20 3162,25 thale Taribi Gfln Saat 10 n öylentilere bakı'acak olursa Vietnam sorunu B. M. üı bu yı!ki, Genel Kurul toplantılannd» gorüşülecektir. Bu durum karsısında hükumet müzakereler başla madan, Ulusumuzun Vietnam ko nusundaki görüşünü dünya kaım ovuna duyurmalıdır. Hükumet bir görüş saptamadan B. M. e giderse bir zamanlar olduğu gibi. haksızm zalimin sözcülüğünü ve savunuculuğunu yaparsa emperyalist damgs s.nı bize de vurur tarih. Orta DoğuTeknîk Üniversitesinden isı Santralına ilâve Kazan Alınacaktır 1 Ünıversıtem.i Ankara %>enır cıvarındaki arazisinde mevcut ısı santralı ıçın 1 adet 30 t/h kapasıtelı radyasyon kazan alım ve montajı ihalesi kapalı zarfla teklif almak suretı ile yapılacaktır. 2 Geçıcı teminatı 100.000 TL. (Yüzbın TL.) dır. thal» şartnamesı ve eklerı Üniversıtemiz Satınalma Müdürlüğünden 100. TL. karşılığında alınabılır 3 Kapalı zarflar 20 Ekim 1966 günü saat 15.00 de »ynı binada toplanacak Satınalma Komısyonu tarafından açılacaktır. 4 Isteklilerin ıhaleden evvel yatıracaklan geçici teminata aıt makbuzları ile şartnamede yazılı vesaiki havı teklif mektuplarını usulüne göre zarflayarak en geç ıhaleden bır saat evvel Satınalma Komişyonuna makbuz mukabılınde vermelen şarttır Postada olacalc secıkmeler nazara ahnmaz. 5 Ünıversite ıhaleyi yapıp yapmamakta ve işi istediğine kısmen veya tamsmen vermekte serbesttir. (Basın 18847 A. 10825/10551) Atom Enerjisi Komisyonu Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezinden Atom Enerjisi Komisyonu Sözleşmeli Personel Yönetme'ik hükümlerin e göre Sanat Okulu mezunu ajağıdaki persone' istihdam edilecektir. 12. 3. 4. Soğuk Demirci Kaynakçı Sdıh! Tesisatçı Kaynakçı Elektrik Teknisveni Türk Clusu, bugün de emperyaKzme karşı ulusal kurtuluş savaşm vermekte olan Vietaam halkmm t? mamen lehine olan bir kararla gitmelidir. B. M. e. Hükumet, konunun barışçı yo'.lar dan Vietnam halkınm yararına so nuçlanması için bütün gücünü kul lanmalıdır. Ulusumuz, akılsızca bir gidişin ününe geçilrr.esi için, yapılan ve ya pı'acak çabalara katılmazsa, çıkacak büyük bir sava;ta insanhk önünde scrtımlu bir duruma düşer. Unutul mamahdır ki, Nükleer bir üavaşta, >urduxn'oı da bu ıava|in ctkijlnd» 21/9/1966 Çarjamba 21/9/1986 Çarjtmba 5. Elektronik ve Mekanik bilgiye sahip eieman tsteklilerin 26 eylül 1966 tarihine kadar tahsil ve t«criibe durumlarım belirterek Çekmece Nükleer Araştmn» v* Eğitin. Merkezi Müdürlüğü, PK. i Hava Alanı, İıtanbul adresine di'ıekç» il« müracaatlart rica olunur. (Basm 20077/10578) (Basm 19137/10550)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle