05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHÎFEÎKİ 8 Temmuz 1966 ^TJMHURİYET •>•••••••••*• CHP ELBET DE SOSYALİST DEGİLDİR Prof. Bahri SAVCI alk Partisinln birlesik grup muzakerelerindo partlnln btr sosyalizm içinde olmadıgını beUrtme hususunda bir özel çaba gosterüiyor. Ortenn iolunds olduğunu fieri surüp, bonn ispatlamak ve kabul ettırmek istiyenler bile, sosyalist oldnklan k*m«nıi verdirtmemeye dıkkat ediyorlar. Hele partlnln tntucu, durucu kanaUan, sosyalizm niteliğtnl, partlnin sırtına yapısmış bir ıfttm gibl reddediyorlar. Bunlar, daha çok ayak oyunlariyle yürütülen bir polıtika yoluflebütün kttleleri Te sınıflan kapsıyarak, onlara dayanma enretiyle, güç kazanacaklannı umnyoriar. «Biz bır kitle partısiyiz Ülkenln mutluluğunu türlü çıkarların dengesınde ararız. Onun için, bu dengenın taraflan olan bütün çıkar gruplannı yanı sınıflan kapsanz» diyerek styasal hayatlarau sürdurmek Istiyorlar. Bunnn için de parti içinde hazırladıklan büyük kavgayı, kitle partililijH ile uyuşamıyacak olan sosyalizml red gorfişüne dayatmak Istiyorlar. Neden öztürkçe Mehmet SAüHOGLU (TÜRK DIL KURUMU (DENETLEME K T J R U L Ü BAŞKANI) üçuzlu dil yerine, dorduzlü bır dıl gıdışı başgo«termıştı. Ancak, «Mesrntıyet tnkılâbı» ile uyanan ulusalhk bılıncı, dıl sorununan jenıden ele alınmasına yol açtı «Genç K a l e m l e » dergısinde yan kılarını bulan bu «Teni dil» akı mı, Şemsettın Samı Beyın daha once one surduğu duşuncelere, venı bır şev katmıyordu Halk dılindekı sozlerın yetmemesı halınde, Doğu türkçelerınden sözcük almavı reddetmek, cklise» haline gelmış «terkiplerl» atmamak ve turkçe koklerden değıl, arapça koklerden terımler yap • mak gerektiğini savunmakla, Ş Samı Bevden gerı bıle sa>ı • lırdı. Şu var kı, Tanzımatçılann, daha çok, bır dılek olarak ortava attıkları, yazı dili konuşma dılı ayrıhğını kaldırma işini, on lar yapıtlarında da gerçekleştırmeğe çalışmakla, ileriye doğru bir adım atmışlardır, denilebılır cukler, örn^ğm, fransızca \e ın gıhzcedekı, latmceden bozma soz cuklere de benaetılemez. Çün ku, o dılter, bın yıl once yoktu; latmcenın bozulmasından, yerlı dıllerle kanşmasından doğmustur Halbukı turkçe, yapısı ve ses özelhklen bakımından, farsçadan da, arapçadan da a y n , çok eskı bır dildir Nıtekim, onlardan dılımıze geçmış bınlerce sozcuğu, turkçe hıç bır zaman tamamıy le sındırememış, kendılestırememıştır ••>• •••• •»•• I ÖZÎÜRKÇE ibret belgeleri! Bugün çıkan YÖN dergısinde Ingiliz resmî arşhlerinden derlenen neigeler yayınlanmıştır. Yalnız dun'e değü, bugun'e ışık serpecek bu belgelerden bazüarını köşemıze ahyoruz. Her Turkun ibretle okuması gereken bu yazının tumu YON dergısindedır, ve devam edecektir: Pek iyi tamdığımız Lord Curzon ve Batı emperyalizmi kodamanlarının Turkiye üstündeki düşfincelerini 1966 yılında jrözden geçirmek bize çok dersler verecektir. Aslında Türkiyenin içinde bulunduğu durum o kadar açıktır ki artık üstune bır kelime söylemek bile fazladır. Neden çöktüçumuzu. neden bu hale düştoğümuzü şımdiye kadar anlıvamamış kafalara da şaşmaktan başka çare yoktur Bu kısa başlangıçtan sonra YON'de yayınlanan resmî belgelerden küçük ve pek ilgi çekici bir kısmına göz atalım: Vesika No. 32 25 Mart 1920, Amıral Sir F. de Robeck'ten Lord Curzon a: Amerıkan hukumetı onculuk yapmak istıyor Wılson, Türlderin tstanbuldan atılmasmda ısrar edıyor Bu kadar şıddetlı tedbırler sılâhlı çatışmaya sebep ohır Vesika No. 36 30 Mart 1920, Amiral Sir F. de Robeck'ten Lord Curzon a: Sadnazamdan, Mustafa Kemal'i ve bütttn milliyetçl liderlerı kotüleyen ve bunların hukumetın emırleruıe karşı çıkan insanlar olduklanm behrten bır vesika aldık. Vesika No. 63 İS Mayıs 1920, Amiral Sir F. de Robeck'ten Lord Curzon'a: . . Amerıka hukumeti, Ermenıstanın Adana vılâyeti de dahfl konınmasını istıyor. Vesika No. 46 5 Msan 1920. ffashington'dakJ Mr. Undsay'den Lord Curzon'a: .. Amerıkan Senatosu, Ermenistanın mandası ışıni konuştu. Beş senede 757 mılyon dolar verılecek tlk başlangıçta 59 bın kjsılik bir ordu, sonra da 200 bın kışı gonderılecek Amerıkan kuvvetlerının ba şına General James G. Harbord getırılecek. Aynca, butun Türkiyenin mandası müzakere edümektedir Vesika No 98 10 Temmuz 1920, Lord Curzon'dan Sir Buchanan'a... Italyanlar Mustafa Kemal ile temasa geçtıler, bu milliyetçl lider, ttalyan generalıne şunlan soyledı: «Harbin en felfiketli sonucu, fngiltereyi dünyada Ustün bir kudret haline getırmesidir Ama bu üstunlük, yanhş anlaşılmakta dır.Bufun kudretinin en vüksek noktasında gdrunen tngiltere, düşmeye hazırdır, sallanmaktadır. Islâmın vazifesi, onn yere sermektirj Vesika No. 347 30 Ekıra 1919, Lord Curzon'dan Viscont Grey'e: . Ellerinde Türk Hükümetının musaadesi olan ve kendılerlne «Amerikan arkeoloji uzmanı» admı veren bır grup insan, Standart Petrol Şırketi adına petrol aramak için buraya geldiler Vesika No. 441 25 Haziran 1919. Samsun: Amerikan bahrıyesinden Amiral Brıstol Standart Petrol Şır ketinden Mr Thomas ve New York Milll Bankasından Mr. Hut chlns'in buraya geldıklerini bildırırim Yerli Rumlardan bırini yüz de 3 komısyonla petrol işinln başına getırdiler ve ayrıca Hltün depolannı tetldk ettiler. Vesika No. 181 22 Kasım 1920, Rusya • T&rtdve • Tunanistan hâdiseleri: Erzurum üstünde RuslarfleTurklerin çarpışmasmı temln etmeliyiz. Tfirkler, Ruslaria olan anlaşmalarını bozarlarsa tzmiri Karsı ve hatta Trakyada ban haklan onlara bırakınz. Türkiye, bizlerle Rusya arasında tarafsız bır devlet haline gelırse, tngüteTenın Mısır, Hmdistan ve Mezapotamya glbı domlnyonları rahatsız hale gellrler Vesika No. 4 2 8 2 6 Haziran 1919, Amiral Sir A Cathorpe'tan Lord Curzon'a: Amerıkan yardıra grupları, Küçuk Asyada Amerikan tlcaretırp geliştırmek içm propagandalara başladılar Kuvvetli Amerikan grupları, Türkıyede tıcareti ele geçirmek için harekete geçtller Maamafih, Ingılız gruplan da faaldır Vesika No. 80 10 Haziran 1920. Amiral Sir F. de Robeck'ten Lord Curzon'a: .. Sadrıâzam, lstıkbaldeki Turk devleti için Ingllus hlmayesınl talep ettl. Ve yenı yetişen prensm tam bır lngıliz dostu olarak yeüsörüeceğini söyledi. Vesika No. 646 4 Ocak 1920, Lord Cunon'un notlanndan: TUrkler Avrupadan atılmalıdır Amerikalı Senatör Lodge^ın dediği gibi tstanbul Turklerden tamamen aJınmalı, bır veba tohumu olan, harblerin yaratıcısı ve komsulan tçin bir kUfür olan Türkler Avrupadan silinmelidir Vesika No. 652 6 Ocak 1920, Amiral VVebb'den Lord Curzon'a: Maliye Bakanhgı Fransızların kontrolu altma konulur, borç işlerinl ve bütçeyi onlar ayarlarlar Ekonomi Bakanhgı tngılız hâkı mıyetine konulur ve altı kısma ayrıljr. HBT kosnun başına bır ya bancı rnüdür getırilirj» b.irer de Turk muavm konulur. Bu sayede durum kurtanlabilir. " Vesika No. 6 6 0 1 6 Ocak 1920, Amiral Webb'den Lord Cur con'a: ... Bolşevikler, medenlyet Ue savaşta Turk müliyetçilerl üe lş birliği yapıyorlar Türkler ecnebi kontrohmu kabul ederler. Türk memurlan maaş lannı aldıklan müddetçe seslerini çıkarmazlar. Mr Cambon'a göre biz bu vaayetten istifade edip TUrkleri mal! ve idarl kontrol altına alırsak, durum her bakımdan iyi olur Mütteflklerin TUrklyede çok onemli ticarl ve polıtik menfaatleri vardır Küçulc bır Türk devleti kurulmalı, Turklerin kafası, Japonlann kinden çok daha as işler. Dolayısivle kapitülâsyonlar adll işlere de uzatUabılır Vesika No. 186 27 Kasını 1920. Sir H. Rumboid'dan Lord Curzon'a: Şayet çok şiddetlı askerl harekftU geçmezsek, mıllıyetçller loıdretı ele geçırecekler Üstelık korkumuz, halkın çogunlugunu tat mın edecek bolşevık prensıplenn Türkıyeye sızmasıdır Biz kendi mizi bolşevizme karşı Islâmın konıyucosu olarak gdstermeliyiz. Mumkun olduğu kadar bolşevikler Ue Mustafa Kemalin arasuıı aç raahyız. Aynca şimdiye kadar Rusvayı Islâmın düşmanı zanneden tslam alemı vavas yavas oyanıp bakıkî duşmanın Ingıltere olduğnnu anlamaya başladı. Vesika No. 171 6 Kasım 1920. Albay Stokstan Lord Curzon'a: Is'amın bize karşı bırleşmesı korkusunu, ortadan kal dırmalıyız. Sünn3er Ue ^lîler arasındaki aynlık büvüktür. Biz, bunu daha da gelistiririz. H geliştirip, kendisinin fikir temeH, 5rgSt prensipi, davranış dinamiği haline getirememiştir. Ama bugün, Halk Partisi içinde, yukanda söylediçimn temel dnşüncelerden kurulu «sol» görüşu, bır modern demokratık sosyalizm haline getirmek istiyen bir akunın da ortaya çıktığı muhakkaktır. Buna rağmen, kanunızca, bu akunın, partiyi normal tarihsel çizgısi uzerinde bir modern sosyalizme götfinne çabası, daha, çok dar kapüardan geçmek zorundadır. Bu akım, partiyi, bu dar kapılardan geçirinceye kadar da parti, elbette sosyalizm içinde mfitalâa edilemeı. • ••• • ••• "Ortanın SO/Ü,, deyimi Bu da sebepsiz obnamıştır. Bu formülun içl da defildir. Formülun ortaya çıkıs sebebi şudur: Toplumumuzda, Mustafa Kemalin getirdiği muspet bilim ve Lâdini yaşayıs değerleri geriletilmektedır. Bunlann yerme, onnn kovduğu asiyai itikatlar, metafizik hnrafeler, kökünden kopmus gelenekler ahnaktadır Keza, ağalann, tefecılerın, spekulâtSrlerın, seyhlerüı pücüne dayah bir siyasal kadrolanma ve siyasal etkileme devresine donülmektedır. tşte bunlara direnme ve bunun İçin Ataturk modernizasyonlarmı geliştirme prensipi olarak, ortanm solu görüşü ileri sürflbnuştur bos TEKtMİNtN MUHTEVASINA GELÎNCE: Atatfirk çağında bunun özü oldukça açık idi. Şimdı, henuz o kadar açık degıldır. Kanımızca, Inonu'nüıı şimdiye kadar soyledLklerınden çıkacak bir sonuç balinde, Halk Partisinin «ortanın solu» nun muhtevasında, şimdilik, ancak şu vardır: • Sosyal ve ekonomik kalkınmada türlü keaimleri tüm veya pek büyuk olçulerde merkezî karar ve yfirfitme usulune davatmamakla beraber, gene de bir düzene kavuştunıcu olan rplan» a sadakat, ve, her hal ve kftrda bn planda, onun uygulamalannda ısrar; 0 Plânın iç finansman kaynaklanm gehştırmek uzere, basıt bir vergileme reformu; •Bilhassa entellektüel kanadı bir sosyal buzur dnygusuna ulastıncı olrnak üzere, gene basıt bir toprak reformu; 0 Dinî ıhmalden kurtarma duygusu Ue ayarlanıknış gibi goznken bir ılımlı lâisızme de\am; • Herkesi ve her kategoriyi, mfimkün oldugu kadar sosjal esıtliklere kavuşturma guçluklerinı yenmeye kalkmaktansa, herkesi ve her kategoriyi gene kendi kader çizgisi uzerinde tutarak, bu çizgi uzerinde olurunca tatmin anlamında bir edebî haikçdık.. akat de olsa F deyimin«çıkmıştır. ortaya, bir «ortanın solu» Bu savas nasü gider? Halk Partisinin gelecefl nasıl bir gSrünt& ve 6z kazanır? Bnnlar iızerindeki dfişunceleri sonraya hırakarak hemen soylıyelim: Partl lçindeki orta kanat, sağ kanat, sola doğrn bakmak istiyen flerici kanat, simdülk müsterih ol•nn. Şimdılik hiç kimse, Halk Partisıni ciddî olarak bir sosyalist parti niteliğinde görmez. Halk Partisinin böyle bir noktaya gelmesine daha çok yol vardır. Bu partlnin önce, kendisinden kaydığı hürriyetçi • halkçı • lâik Mustafa Kemal ideoloJisinl tekrar tınnanması gerekir. Ondan sonra da, Mustafa Kemalin halkçı ideolojisini, halkı lâik bir temel üzerinde, onnn gösterdiği sosyal kategoriler İçinde anyarak gelismesi gerekir. Ancak böyle bir normal arastırma ve gellştirme çizgisidir ki. partlyi fleride, pek fleride, bir demokratik sosyalizm çizgisl fizerine getirebüir. CHP nin Ideolojısi taturk devrunlen, ıkı temel duşunceye dayanır: (î) Turk'e dofm, © Batı'ja doğru. Butun toplumsal kurumlan mızda olduğu gıbı, dılde de bu ıkı yaratıcı duşuncenm etkısi altmda hızh gelısmeler olmuştur ve olmaktadır. Buyuk dıl bılgını Antoıne Meıllet der ki: «Benliğıni duyan her nlus, özel bir uygarük dılı olmasını ister. Vlusal dil bırlıgi, buna ermis olanlann elınde, tükenmez bir guçtur». örnek olarak da Polon yayı gostenr. Polonya, geçmışın de bırkaç kez parçalandığı hal de, dıl bırlığınm golgesınde, ulusal benlığml canlı tutmus ve uğradığı nıce mutsuzluklara kar fin, her zaman yenl bır devlet kurabılmenin yoluna bulmustur. Çunkiı dil, bir ulusun e n guçlü içbağı, benliğinın, oz varhğının en sağlam dayanağıdır Ord Prof Gerhard Kessler de der kı: « Dili gereksiz yabancı sözler • den ayıfclayıp temiz tutmak, tıpkı bedenınl, vıcdanını, evını, koyünü ve kentini temiz tutmak gı bi töresel bir görevdir». Dıl rtev rımını mcelemaden, türkçer.ın devnmlerden onceki durumuna bır goz atalım. Bu bize, öztuk çecılik olayını daha genış bır açıdan gSsterecek, nedenlığıni kav ramamızı kolaylaştıracaktır. A «Dili kendi haline bırakaiım» dıyenler Dıyorlar ki: «Dili kendi baline bırakaiım. Mfidahale ve ıorlama, tabiat kanunlanna aykırıdır». Toplumsal bır degisme ve gelısmenm, her alandaki hızlı temposu içinde, dılde yavaş bır gelışm» ıstemek, bıhmsel gerçeklere uvar mı? Hele okullanmızda arapça, farsça okutulmadıgı bu lâtın harflen devrinde, dıl • dekı arapça ve farsça sozlerl elden geldığmci atarak, onlann ye rıne, turkçe karşılıklar aramaktan başka çare var mı? Bunun ıçın de, bır yandan dılın kendi soz kaynaklanna gıdılecek, bır yandan da koklerinden, eklerınden, yın» kendi orneklerine gö • re üretmeler yapılacaktır elbette». «Mfidahale» ve zorlama, neden «Tabiat kanunlanna» aykırı n olsun Canlılar acununda, yaratıcı evnm, yani devnm oldu • ğu gibı, atlama ve sıçrama bıle vardır Hangı doğal ve toplum sal oluşa «mfîdahale» edılmıyor kı, dıle edilmesın? Butun guzel sanatlar, kultur vç uygarliKİar. msan aklının «tabiata müdaha • lesi» değıl dç nedır? Eğer dıl devrimı, doğanın yasalanna aykın ıse, ters yuzü dönecek, amacına varamıyacak demektır. Bu korkuları, bu telâşları, bu gurultulen nedir oyl«yse? Neden dılı bozmakla suçlandınyorlar devrimcilen? Çünku, dılımız zor lamavı, «müdahaleyi» kabul e t mış, yapılan aşı tutmus ve bın • lerce yenı sozcuk kazanırken, bır çok e=kı «sozcükleri» de neredev*e kuımuştur değıl mı? Hem ken dı kendıne Relısme ne demektır acaba' Bızım Osmanlıca. karşıtlarımızınriayanlıs olarak bın yıUlk. turkç» dedıkleri uçüzlu .dıl^ medrese ıçı ve dısı Osmanlı bılgın ve ozanlannın arapça, farsça ve türkçeden, uydunıp uy durup kurduklan yapma bir dıl dejfıl miydi? Dıl, kendi kendıne uz«r mi h i ç ' Bunu »ovliyen ler, almancanın, son 100 • 150 yıl lık «mfidahaleli» gelışmesme ne buyururlar' Gumhuriyet devrinde umhunjet devrınde, ATATÜRK, ulusumuzun üerı, guç lu bır toplum olması ıçın, once dunya tarıhındekı yerım bıl mesı; sonra da batının havat değerlerine gore gelışmesi gerek tığını kavramıştı. Bu amaçla, Turk ulusunun, muslumanlığa gırmeden önceki hayatını, bılımsel bır yontemle inceleterek, dılını, külturunu ortaja kovmaya çalışmıştır. Boylece dılımızın uremeye elvenşlı, çok guçlu bır dıl olduğu gerçeği meydana çıkmıstır Dil devnmınm amacı, turkçenın, yabancı sozlerın sal gınından kurtarılarak, »ldfn gei dığınce ozleşmesı a n dın% ı«=ık lı bır dıl olmasıdır Bunun ıçın de (T) Dılımızden butun arapça, farsça terkıplerı atmak. Q) Halk dılınde karşılıkları olan butun vabancı sozlen uzaklastırmak, (3) Dılımızın japısına uymavan ve turkçede karşılığı bulunmayan yabancı sozcuklerle, terım ler yerme, dılımızın kendi koklerınden, yaşajan orn«klerme gore, yeni sozler, venı terımler kurmak gerektıgı anlaşılmıştır C H dnr alk Partisinln gerçek ideolojlsi, tarihsel kaynagı re « i ı m ı ı Ue, temelde, elbet de «solı Blnlerce yıilık geçmı$ı var urk dılı, bınlerce jıllık bır geçmışı olan eski bır dılriır Turklr, tslâm dınım kabul ettıkten, yanı, yenı bır uygarh ğa gırdikten sonradır kı, dılımız, arapçanın, farsçanın etkısınde ka larak, a>rı bır gehşme jolu tutturmustur. Osmanlı devletı ku rulduktan sonra da, çağının bı lım dılı arapça, sanat ve edebı yat dılı de farsça olduğundan, ana dılımız, seçkınler arasından ve saraydan nerdeyse kapı aışarı edılmıştır. Artık Turk bılgınleri, Turk sanat çrlerı, vapıtlarını ya busbutun arapça ve farsça ile yazı vorlar, >a da onları, arapçadan farsçadan uydurulmuş «kelıme ve terkıp» dolduruyorlardı Bu yuzden, oz dılımız, yuzyıllarca, t<ienmaKs1*ln bıf yüffffa ^ı^akılmış ve halkın gunluk konuşma dılı olmaktan ılenye gıdememıştır Nıce uretım ve turetım olanaklarına karşın, yüksek bır bılım ve sanat dili olamaması, bu yuzdendır Boylece arapça, farsça, v e turkçeden kurulmuş vap macık bır seçkınler dılı j aratı larak, yazı dılı ile konuşma dılı arasında, zamanla derinleşen bır uçuruma yol açılmıştır Osman lıca denılen bu dılı, ıyıce bıl mek, anlamak ıçın Arap Fars ve Turk granrerlerını, ajrı avrı oğrenmekten basKa çare yok tu u pek karmaşık, meıez dıle karşı ılk bıhnçlı tepki, Tan zımat'ın ılânından sonra bas lar. Suslu, terkıplı, tumturakh bır hale g«len yazı dılı, halk şoyle dursun, değme aydınlann bıle anlıyamıyacağı kapalı bır dıl olmuştu Başlarında, Şemset tın Samı Bey olan bazı Tanzımat yazarları, yazı dılı ile konuşma dılı arasındakı aynlığı ortadan kaldırmak ıçın A Türkçesi olan arapça, farsça sozcükleri kullanmamak, 0 Arapçanın, farsçamn kurallarını Turk dilinden atmak gerektiğini öne sürüyorlardı. Bunun ıçın de yürunecek yolu şoyle saptamışlardı: • Turk dılının yapı kuralla rını ortaya koymak, • Turkçe bır sozluk ortaj a çıkarmak, • lmla isıni bir temele da>amak, • Okuyup yazmayı kolaylaştırmak ıçın, alfabeyı duzeltmek Onlann bu dıleklerı, ço.»unlukta olan Osmanhcacılann tepkılerı yuzunden, gerçekleşememıstı. Batıda, Fransız devrimı ile baş lajan ulusalhk akımı, bazı Avrupa toplumlannm dıllennde va bancı dillenn egemenliğınden kurtulmak içm, çoktandır bır annma ve ayıklanma devnmını varattığı halde. Osmanlı toDİu • mu, sıvasa] alanda bu aşamava gelememıs olduğundan dıldekı ozlesme ve valınlasma gerekse • mesı bır avuç avdının dar çerçevesmı aşamamakta ıdı Avık lanma soyle dursun, ustelık dıümıze frenkçe sozler sokularak, Halk Partisine çekirdek olan «Kuvayl Milliye» ona fikrî muhtevasını veren Ataturk gorüşü, bu görfisun izlediği siyasal Te sosyal uygulama çizgiglnin incelenmesi, biıl, bu teşhise götıirur. Şoyle ki: O Kuvavi Milliye, Mustafa Kemal ve bunlann bhlikte yeniden Srgütlendikleri Halk Partisi, Batı emperyalizmine karsı devlet ve toplum hayatının bagmısızlığını savunma ve koruma gıbi bir ideolojiye dayanmaktadır. Burada, Atatfirk tarafmdan deyimlenen Kuvayi Milliye ruhunun, kapitalizme isyanlannı, onun •omürme felsefesine karsı direnmelerini, bn kapitalizm karşısında halk katlannın çahşma kapa•itesine dayalı bir millî ekonomi kurma ıhttyacını duymalannı kapitalizmin, bu amaca pek elvermlyen metodlanndan bir türlü sıynlamamalan yUzünden doğan çatışma ve çelişmelere ragmen esasta bir «sol» tatumdan baska nitelemeye inv kân yoktur. 0 Batı emneryalizminin siyasal eğemenliğıne S karsı bir millî devlet bağımsızlığı, çağdaş sol eI ' f i l i m içtnde yer~ aur. Bn emperyalizmın ekonomik •ömünne trygularaalanna karsı, halk katlannın çahsma ve iş ehliyetine dayanrp kapıtulâsyonsuz, Dfiyunn ITmumlvesız, yerll ve yabancı özel sennajenin dizlerine kapanmasrz bir millî ekonomi yan t a u da, gene bu aol efilim lçindedir. O Knvayi Milliye Atatfirk Halk Partisi istlbalesi, filkenin kaderine elkoyduğu zaman, Türktye, Mustafa Kemalin deyfani De, Asiyaî itikatlar İçinde yüzüyordu. Bütün vicdanlar, sindirici ve nrkfitürfi metafizik hurafelerle boğuimuş durumda idi. Kisilerin re kitlelerin sosyai iliskilerini kokrnnden kopmus gelenekler yönetivordu. Bu sosyal, ekonomik, slvasal ve ekonomik munasebetler, afalann, tefecüerin, spekülâtorlerin, tekke ve za•iye şevhleri De muvakkithane muftülerinin gücune dayalı bir Babı All kapı knlu «evk ve idareslne barh idi. şte Atatfirk'ün Halk Partisinin bu âsıyaî itıkatlara metafizik hurafelere, kökünden konımıs gelenekiere karsı; müspet bilimden ve halk tabakalan içinde yaşıyan lidinl değerlerden kurura kurallan ileri surmesi ve nygulaması, elbette, gene bir «sol» davramstı. f •••• ••>• •••• •••• •••• Sonuç ste bu durum karşısında demekteyız ki: Bu kadarlık bır davranış ve goruş, elbette sosvalizm değildir. Bu kadarla yetinen Halk Partisi, elbette sosyalist değildir Çünkü. bu kadarhkla yetinen Halk Partisi: % CreUmi, pıyasa ekonomısüıin ihtıyaçlarına göre değil, toplum ihtiyaçlanna gore düzenleme volunu plânda kesin olarak tercih etmemistir ki sosyalist olsun. A Dev halk ihtiyaçlannı karşıhyacak bir dev nretım yoluna gıtmek için, keza halka bir dev hizmet arzı yoluna gıtmek için, kamu kuruluşlanmn tesebbus imkânını öne alan bir düzenleme teklif etmemistir ki, sosyalist olsun. G Başta toprak mfilkiyeti olmak fizere lüks üretim gucu veren mülkiyet ve servet temerküzleri yolu ile hasıl olmuş aşın gelir oransızJıklannı kaldıracak bir vol bulup sunmamıştır ki, sosvalist olsun O Bir halk polıtıkası güdecek kamu hızmet lerı örgutüne ve bunlann en yficesi olan parlâ mentoya, gerçek halk insanlarmı türlü halk kategorüeri içinden suzerek ve eliyerek tnemleketteki gerçek hacımları ile intikal ettirecek bir sosyal niteliği olan bir eğitim yolu ve sosyal reformas vonlar prensipi bulmamıştır ki, sosyalist olsun. ©Taklit Batı uygarhğı otesinde, yaratıcı halk güçlennin humain anlayışma dayalı bir çağdaş uygarük kavramı formüle etmemistir ki, ve yaratıcı guçlerı buna gore knllanmaya kalkmamıştır ki, sosyalist olsun. ununla beraber Atatürkteki sosyal muhteva geleneğine bir donüs göstermektedir bu parti Bu yüzdendir ki, bizzat parti içinde ban korkular ve kuşknlar uvanmıştır. Hem Genel Merkez hem taşra çevrelerınde, bu akıma karşı bir karşı tepki organize edümektedir. Ama bu tepki şimdiye kadar şekilsiz olan sosval muhtevacı kanadın bir kabba gırmesine yol açmıştır. Parti içi sosval muhteva entellijensiyası, kendi içinde bir liderlik yaratmaya ve bu Uderliğe dayanarak açıkhk kazanmaya yonelmiştir. Bunu da durdurmak zor oUcaktır. • IIMtMNHIItlHiatİlllllllfltltMMHIIIIIIIMIIIIllltlMflllltNf Oıl devrımıne yöneıtıien çiKişıar •••• :::: ••«• •••>• •••• ••*• •••• •••• •••a •••a S t B Keza, emperyalizm kompradorlannın ve feodalite kalmtısı merkezlerin gücüne dayalı kapı kuhı sevk ve idaresine karşı köylii çi/tçi • zenaatkârlardan kurulu halkın sevk ve idaresini getiren •iyasal mekanizmafleonun ideolojisi. ve bunlan n Mustafa Kemal entellijensiyası tarafmdan uygulanması da elbette «sol» idi. Lâkin, büyük bir bilimsel gercekçilik tnıralına nyarak hemen belirtmek gerekir ki: Bu «sol» eğilim ve nygnlamalar. bugün ihtiyacımız olan, bugfinkü sosyal ve ekonomik verilerin deyımlediğı bir sosyalizm defildir. Halk Partisi de, bu mirası bır de\letçüık kurmasına rağmen jij • ••• • ••• aaa> •••• •••• • « • •• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • ' • • • • » • • • • • • • • » • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • a •• • • • • • • •••••>• taaa*sı*« ••••••• • • • • • « « « • • • • • m ı s ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı i ( t ı ı ı ı ı t ı ı t ı ı ı ı ı i f « ımdı, dıl devrımıne vöneltılen karşı çıkışlara gelehm ve bunları bır bır yanıtlayalım Dıyorlar kı: «En lyi, en guzel turkçe, gunümuzun yasayan turkçesıdır. Her dılde jabancı kelımeler bulunduğuna gore, dı lımızdekı arapça ve farsça soz len atmak yersızdır». Bız de dı>oruz kı, bır ulusun dılı, toplum sal yapısının harcı, duşunce ha >atının temelı olduğuna gore a çık, seçık ve aydınlık bır dıl olması geıektır. Bunun içm ıse, o dıldekı yabancı sozcukler, en asağı sayıda olmalı, dılın oz oenlığını golgelememelıdır Yaban cı sozcukler, ahndıklan dılın kurallan bıhnmeden ıyıce anla sılamazlar Bızım ıçın bırer ses gostergesı ve «klıse» olmaktan ılerı gıdemezler. Bunlann bır aıl dekı çokluğu, o dılın anlatma gucunu zayıflatır Hem en guzel vasayan turkçe ne demektır? Be lırlı bır zamanın dılıne. en ı\ı en guzel nasıl denılebılır? Ger çeğe uymayan boş bır sav olmaz mı b u ' Bundan otuz, kırk yı' onceki dıl, zamanın en ıyı, en gu zel yaşayan dılı değıl mıydı? O dılden bugün ne kaldı elımıze' Halıt Zıya bıle, romanlarını da ha yalın bır dılle yeniden yazmak gereğını duvmadı m»» Son ra, turkçedeki arapça, farsça soz «Osmanlıca yok Turkçe var» dıyenler «Osmanlıca dıye bır sey yoktar. Bın yıldanberı löreçelen turkçe vardır» dıyorlar Temel sorun, verılen ad değil, eskı dılın değıştırılmesının gereklı o • lup olmadığıdır Gerçı, Osmaniıca deyimi de yerındedır ve doğ rudur Eskıden gramer derslen, «Kavaidi Lısanı Osmanî» adı altında okutulurdu. Ahmet Vefık Paşa Lehçeı Osmani adında bir kitap da yazmış değıl mıdır? Demek ki Osmanlıca dıye bir dılın varlığı, eskilerce de kabul edılmıştı. •••••••••••••••••••••a YAHIN Dil Devrimine yöneltilen diğer karşı çıkışlar Millî Eğitim Bakanlığından: I J • I 1I I1 YAPI İŞLER) ILANI 1 Aşağıda yapılacağı yerler, keıf bedellerı, temınat mıktarları, ıhale gun ve saatlen ile Bakanhğa son muracaat gunlen jazılı meslek okulları ınşaatı 2490 savılı kanuna gore ve kapalı zarf usuhyle eksıltmeye konulmuştur Geçicı thale gun Bakanlıfa son Isin adı ve yerı Keşif bedeli teminatı ve saati muracaat gfinü 1 Istanbıü Haydarpaşa E S E atelyeler yapımı ve yemekhane ıkmal ınşaatı 2 Konya Ereğlısı E S E Öğretım bınası ve atelyeler ınşaatı 3 Amasva E S E . Demır ateljesı ınşaatı 3 408 105 83 2 995 100 35 448 734 97 115994 103604 21700 19/7'1965 Salı saat 1100 19/7/1966 Salı saat 15 ÜÜ 3 1.11 izahlı (orrrsponufnrf Jnsrttmr Metoduyta Elektrik Y. Mühendisi veya Möhendisi Arıyor Proje ışlerınde çahştınlmak uzere, askerlık hızmetını japrru? elektrik muhendısı arıvoruz Almanca veva Ingılızce bılenler tercih edılır Isteklılerın fabrıkamıza muracaatları nca olunur Adres Grasso Soğuk Hava Tesıslen Sanayı Ltd Şırketi Kuçukkoy Asfaltı No. 74 Gazıosmanpaşa/Istanbul Telefon: 21 42 27 Cumhunvet 7922 Sız'de Turlcıye'nin her yerinde, kendi lcendmize 14/7/1966 19/7/1966 Salı saat 16 00 2 Eksıltme yukanda vazılı gun ve saatlerde Ankara'da Mesleki ve Teknık Oğretım Musteşarlık yapısı içinde toplanacak Merkez Satın Alma Komısjonunda japılacaktır 3 Eksıltme şartnamesı ve dığer evrak her gun çahşma saatlerı ıçırde Bakanlık Yapı Işlerı Daıresı Başkanhğında gorulebıhr 4 Eksıltmeye gırebılmek ıçın ısteklılenn : A) Yukanda yazılı mıktardakı geçıci temmatını, B) 1%6 yıhna aıt Tıcaret Odası belgesını, C) Hajdarpasa ıçın 350 b:n nakıt 700 bın lırahk kredısi, Ereğll için 300 bin nakit, 600 bın hral k kredısı, Amasya ıçın 50 bın nakıt 100 bın lırahk kredısı bulunduğuna daır ılân tanhınden sonra alınmıs Banka referansını, D) Muracaat dılekçelenvle bırlıkte vereceklerı (usulune gore hazırlanmış) taahhut beyannamesı Teknık Personel beyannamesı, Makına ve teçhızat beyannamesı, Baymdırhk Bakanhğından ahnmış kesıf bedeli kadar ışın ıhalesıne gırebıleceklennı gosterır müteahhıthk karnesı ash ile noterden tasdıklı bır örnegı, enaz bır kalemde Haydarpaşa ıçın 2 270 0 0 0 , Ereğh ıçın ıkı mılyon, Amasya ıçın 300 0 0 0 lıralık benzerı bır ısı yaptığına veva denetledığıne daır belgenın aslı ile noterden tasdıklı bır orneğıne gore Yapı Işlerı Daıresı Başkanlığı Belge Komısyonundan »lacaklan yeterlık belgelennı teklif mektuplan ile bırlıkte zarfa koymalan lâzımdır 5 Tekhf mektuplan ıhale gunü açma saatinden bır saat evvele kadar ve makbuz karsılığmda Komısvon Başkanlığına verılrnesı gerekhdır. 6 Müracaatın son gunu yukanda yazılı oiup telgrafla muracaat ve poıtada olacak gecıkmeler kabul edılmeî. !lân olunur fBasm 16212 A 8298/7884) Emekll Kada=tro MüdurO Feridun Özdede'mn kıvmetll efl, Ydksek Muhendl» Haldun Ozdede ve Yuks«k Muhendıs faıiun Ozdede'nın azzze annelerı, Guler Özdede nın sevgill kajınvalıde=1 Erdal ve Av$e£iıî O^dede'nın = babaannelerı Sahhatı nıstandan olum jnldönumune musadif 10/ 7/1966 Pazar gunu lklndı namazını mut»a!cİD Kadıkoy Baklatarlası Şıfa Camii Şenfinde oktıtturulacak MevlıdI Şerlf v# Tılâvetı Kur'anı Azlmmüsşana gelebıleceklerln tesrtfleri rlc« olunur Cjmhunyet 7921 O O B I UB MEVLİD öğre nebilırsiniz. brosOrtimOzQ isteyiniz. KlZ ATA KOLEJI İLKORTALİSE Kuruluju: 1968 BÜTÜN SİNIFIARI MUADElETlf H ^ ^ ÖZEL . Erkek Reklâmcılık 2722/7911 BOndÖZİÜ •atl'1 Düriye ÖZDEDE'nin Seçkin Eğitim ve öğretim kadrosu, Kuvvetli tngüizte ve Fransızca. Muracaat sırasına g5re 40 öğrenci alınacaktır. Temmuz ayı içinde kayıtlannı yenilemeyen eskı öğrencilerin yerine yenileri ahnacaktar. Istanbol • Etiler : Müdür 63 41 06 Kayıt »sferl 63 68 / rilc lcısım • 63 40 03 llâncıhk 4395/7913 CÜZ'I BIR MIKTAR SAT1ŞA ARZEDİLMIŞTTR. TOPTAN FTYATLAR 20 40 40 20 V ve 40 W Japon MAL1 (Kondansatörsüz) V W » > (Kondansatörlü) V V tsracl » ( » ) W Japon » ( » ) 1.40 2.10 2.25 2.50 Makina Fakiiltesi Dekanlığmdan: Fakultemızde münhal bulunan ucretli bır kadroya ımtıhanla memur alınacaktır İyi derecede daktılo ile yazı yazması ve muhaberat şekıllerıne vakıi olması şartlan aranacaktır Kadro Lıse mezunları ıçın de müsaıttir. İsteklılenn 14 temmuz 1966 tarıhıne kadar Deltanlığa müracaatlan Ilân olunur. (Basın 16324/7898) Tarık Z. Kırbakan Oert 8ao ve ZGbrevt Sastalıkları Mütehassısi tttlılfll Cad ParmakkBpı No 86 Tel 44 10 79 CEYİŞAKAR ELEKTRİK MAGAZASI Bankalar Okçumusa Cad. No: 83 Karaköy Istanbul Tei: 44 «5 35 Reklimeıuk »74/7878
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle