05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE tKİ AOUAVELVÂ 25 Temmuz 1966 TJMHURÎYFT Sonoyi kalkınmomız neden gerçekleşmiyor? Hilmi ÖZGEN eri kalmıs blr toplnm olan Yurdumuzun hızla kalkmabilmesl, temel maddeler sanayii dediğimiz «ansyi kollannda üretimin artfevümaama, maliyet ılatlaruıın düşürülmesine ve lantabilite oranmın yükseltilmesine bağlı olup nygulamakta olduğumuz «indicatif» tavsiyeci plânlama sistemimizle bn amaçlara ulaşılması mümkün degildir. Çünkü: O Yurdumuzda fanalât sanayii vergi kaçakçılığı ve sermaye yetersizliği yüzünden Iüzuraundan fazla dağılmı; olup Sanayi Odalarma kayıtlı iş yerleri nyısı sadece 6989 olduğu halde Devlet İstatistik Ensritüsünce yapılan anket ncticelerlne göre 162.755 Is yeri mevcuttur. Bu kadar dağınık bir örgütün mfiessir bir jekilde kontrolü. üretim rakamlannm toplanması ve plânlı bir hedefe yöneltllrnesi imkânnz olduğnndan gfttikçe parçalanan 1; yerleri genis halk kitlelertne faydalı olacak bir şekilde işlememektedir. Q Özel SektSr imalât sanayiinde katnıa değer eranlan çok düşük olup Devlet fabrikalannda ortalama */*& olan katma değer orantısı özel seklör is yerlerinde »/ı32 oranına düsmektedir. Yani Devlette 100 değerindeki bir malı elde etmek için 51 değerinde hara madde ve enerji tüketildiği halde iizel sektör fabrikalannda aynı değeri elde etmek lçta 68 değerinde ham madde ve enerji tüketilmektedir. Tavsiyeci bir plânlama sistemi özel sektör fab rikalarının işleyiş şekillerine. yatırnn miktarlanna ve imalât programlarına müdahale edemediğinedn bu israflı durum devam edegelmektedir. S Özel Sektör İmalât Sanayiinde malî rantabilite oranlan normal verimlilik hadlerinin çok altmda olup sanayi odalarma kayıtlı 6282 iş yerine yatınlan sabit ve döner sermayelerin toplamı 13 milyar liraya ulaştıği halde Maliyeye beyanname veren •anayicuıin 1963 yılmdakl net gelirleri toplamı sadece 6C3 milyon liradan ibarettir. Sennaye piyasa•ınm ••10.5 faizle çalıştığı Yurdumuzda imalât sansyiinin *>2 3 oranındaki kârhlıkla yetinmesi mümkün olamıyacağmdan ya büyük rnikyasta vergi kaçakçılığını veya özel sektör iş yerlerinin çok verimsiz ealıştıklannı kabul etmek zorundayız. O Özel Sektör imalât sanayiine yatınlan sabit ve döner sermayeler yetersiz olup sennaye plyasaıınm en önemli kaynağı olan anonim şirketlerin çok az kâr etmelerl ve meselâ 1962 yılmda 329 şirketin 238 milyon Iira tarar göstermiş olması genis halk kitlelerinin güvenlerini sarsmakta ve büyük şirketler bir aile ortaklığmdan 1leri gidememektedirler. Halbukl modern sanayi tesisleri çok büyük sermayelere dayanan işletmeler olduğundan Sanayi Odası Istatistiklerine göre •W3'ü 500 bin liradan aşağı olan lermayelerle çalışan özel sektör fabrikalannın Yurt ekonomisinde iaydalı olmalan mümkün değildir. % Beş Yıllık Kalkınma Plânımızda «bölgeler nrasında dengeli kalkınma» ilkesi kabul edildiği halde tavsiyeci bir plânlama sisteminde devlet yatınmlara hâkim olmadığmdan özel sektör iş yerleri büyük sehirlerfanizde toplanmaktadır. Nitekim Doğa ve Güney Doğu Anadolu Bölgesindeki 8 ilimizde sadece 16649 is yeri toplanmış bnlunmaktadır. Yurdumuzun topyekun kalkınabilmesi için Devletin yatınmlara hâkim olması, özel söktör yatırımlanna dahl plân hedeflerine göre yon verilmesi lâzım gelmektedir. fculianan e r k e k t « blr slhlr nr. G terilen yatınmların gerçek olarak yapılıp yapılmadığı da kontrol edilmemekte olup plânda ön göriilen yatırımlann en lüzomlu alanlara yöneltilmedi ği kesin bir gerçektir. Nitekim yurdumuzun en çok yatırnn ihtiyacmda bulundağu makine imalât «anayii ile tanm makineleri imalâtına yapılan özel sektdr yatınmları plânda ön görülen miktarlaıa nazaran çok düşük olup: • 1963 yılmda 191 milyon liralık tanm yapılması öngörüldüğü halde sadece 22 milyon liralık, • 1964 yılmda 18» milyon liralık yabnrn yapılması öngurüldüğü halde sadece 33 milyon liralık yatırun yapıldığı görülmüştör. Gcri kalmış toplnmlann hızla kalkınabilmeleri tüketim mallarından ziyade üretici makineler iraalâtmm hızla gelişmesine bağlı olduğundan bu konuda öngörülen hedeflere ulaşılanıamıştır. O Bütün bu sebepler jüzünden özel sektör imalât sanayiinde maliyetler çok yüksek ve kaliteleri çok düşük olup bu şekildeki düzensiz ve kontrolsüz bir üretim sistemiyle Ortak Fazara katılmamız yurdumuz için çok kötü neticeler doğuracaktır. Tavsiyeci bir plân sisteminden ileri gelen bu aksaklıklar dolayısiyle beş yıllık kalkmma plânımızm 1963 1964 diliminde •'. 12,6 oranında gellşmesini bcklediğimiz sanayi üretiml ancak • 8,6 lık bir hız' « la gelişebilmiş olup bu sistemin uygulanmasına devam edildiği takdirde sanayi ürünlerimizin artan nüfusun asgari ihtiyaçlarmı karşılayabilmesine imkân yoktur. Yeni Anayasamızm 36. maddesinin son fıkrasuıda «mülkiyet hakkınm kullanılması toplum yaranna aykırı olamaz» denilmektedir. Kanun yapıcısmın «kamu zaranna olamaz» demeyerek «kamu yararına aykın olamaz» deyimmi ktıllanmış olmasını geniş anlamda yorumlarsak yukanda açıkladığımız sebeplerle kalkmmaroızı sağlayamayacak olan smai tesislerin kamulaştınlmasmın mümkün olacağı kanısındayız. Yahut, cemredici» bir plânlamanın tesbit edeceği şartlan kabul ederek en az üretim ve en az vergi öderae taahhüdünde bulunacak olan işletmeler merkezî bir kontrol sistemi tarafından sıkı sıkıya denetlenmek suretiyle özel sektör elinde bırakılabilirler. Yenl Anayasamızm dayandığı ilkeleri «eık layan Anayasa Komisyonu Raporunda belirtildigi üzere: •Artık mülkiyet hakkı, Roma Hukukundaki anlamında, ferdin toplum menfaatini dahi hesaba kat maksızın istediği gibi kullanabileceği bir hak, hudutsuz bir hürriyet niteliğini taşımamaktadır. Batı Medeniyetinin öncüleri olan ve kollektif iktisat temayüllerinden çok uzak bulunan memleketlerde ve hatta eski hukukumuzda dahi müikiyet anlayışı, mülkiyetin aynı zamanda sosyal hareketlere sahip bir hak olduğu yolundadır. Sozü geçen hükmün bazı Anayasalarda olduğu gibi Anayasamızda da yer alması, kanun koyucuya yol gösterecek, içtihatlara isükâmet verecek ve genel olarak fertler üzerinda terbıye edici bir tesire sahip olacaktır.^ Barış gonullulerı hakkında V.ü TrttUn »nrt ICE BLUE AOUA VELVA, t)2« nefslnlz» itlmad »afltayın hmayı verlr, cildinlzl korur iflzfinOzs tazellk getirlr. içlndakl HUttECTIN clldinizl düzottlr. ICE BLUE A U VELVA kullanın m OA ICE BLUE kokusunun oazibetfnl »tıfafınızdakl bayanlarda göffin. KE BLUE willlams nıaulltulır.. İlâncıhk: 4679 8651 IACI BIR KAYIPI Arhavi eşraiırıdan ınerhum Hurşit Beyle Fatma hanımın oğlu, sevgi ve kaybın acısını hiçbir zaman unutamadığı merhume Mürvet Yener'in eşi, çok sevdiği kızı İnaye Kurtoğlu'nun aziz babası, Zeren ve Sabri Kurtoğlu'nun sevgili dedeleri, Sezai Kurtoğlu'nun muhterem kayınpederi, Servet Yener, merhum Ahmet Yener, merhume Sülbiye Yener, Ünsiye Özgelen, Muzaffer Balta, İzzettin Yener'in büyük hâmileri, kardeş ve ağabeyleri, Ayşe Yener, merhum AH Özgelen, Mehmet Balta ve Neclâ Yener'in kaympederleri, BÜYÜK İNSAN HAMİYETFEaVER VE İYİLİĞİN TİMSAIİ (VELİ) FEYZİOĞULLAKINDAN i •••• •••• m •••• •••• :::: Sonuç nayasamızın hazırlanmasmdaki ana fikr hâkhn olan bu gerekçedekl ilkelere dayanarak iddia ediyoruz ki bu günkü işleyiş şekII ile özel sektör sanayi faaliyeti Yurt kalkınması jararına ralışmamakta olup bunların erarcdici bir plân sistemi içinde yönetilmesi ve bu planın öngörduğü amaçlara göre çalışmayı kabul etme^ea islelımelerin fcamulaştınlması gvrekmektedir. ' O Özel Sektör İmalât sanayiinde yatınmların genis halk kitleleri için verimU alanlara yapılmadıtı ve lüks mesken inşaatı ile mensucat sanayiinde toplandığı görülmektedir. Bundan tnada plânda gös • ••a • ••• • ••• 01 DUIHİZ ve DEYİŞ 6UCU • ••• «••• • ••• m Oğuz Kâzım ATOK zenğinliğine, öz yapısına ulaştırmak zorundayız. Oerleme, köklerden üretme gibi çabalarla elde edilen Türkçe sözcüklerin, kaç türlü anlam orUmında nasıl, nerede kullanılması gerektiğini bol örnekleriyle göstermeliyiz. Sözcüğün mısra ya da düz yazıda yerine otnrtulması sıntırsa deyiş gücü zayıflar. Biz kisisel bir görüsle bu önemli noktada direnenlerdeniz. Türk diline gir n « sSzcükler üslubu zayıflatıyor, gibi karşıt görfişlerin önüne güçlü örnekierle çıkmak gerek. Herakleitostanberi insanoğlu, bilincine vardığı her bonnda çelişmeler, çatısmalar ve yanlısla doğrn arasında bir başka doğmlar bulma uğrunda dursuz duraksız değismeler bnnalımı içindedir. tlerlilik, knsknsnz her konuda asamalar örgüsü bir bütünlüktedir. Dil yapımızı hozuyorlar, savıyla koruyuculuğa ve donduruculuğa gitmek, ancak kültürsözlüğün ürünüdür. Arapça, Farsça sözcüklerin köklerini ve dallanma niteliklerini bilmeden uvdurmak ve onu Türkçe knramlar içinde bir başka kılığa ve sese sokmaktansa, bir çok tutnlan Türk sözcükleri ribi, duru ve öz dil olanaklaına ve Türkçe deyis gücüne sanlmak herhalde en ulusal bir davranıştır. Goethe'nin, «Başlangıç eylemdi özdeyisıni bu konn için de yakıstırabiliriz. Dil birliğini eylera alanında bayraklaştırmak için yürütme gücüne büyük bir sorumluluk ve tarafsız bir destek görevi düser. Altı yüz yıl Osmanlıcayi isleyenler, çabalannı bu belirttiğimiz ölçüde halktan yana bir tutumda yoîunla<îtırsavdı!ar, Divan siiri bövle bir kac usta j etiştinnekle mi yetinir ve düz yazı alanı hiç böylesine bir sonuçla mı kapanırdı? Divanın sürecesi kımıldamalarsa, Osmanlıcanm eski deyimle mazmunlar, mefhumlar örgüsü kalıplı yapısından knrtulamadığından, Svünülecek sanat ürünlerinden yoksun ve klâs'ksiı hir ulus durumona düstük. Nevse ki. dil çücü kaynağmı halka dayanan bir kaç ustamız var. Kitn ne derse desm, bngnn elle tutulnr bir siir ve düz yazı gücümüz var. Bunun bas nedenini, sanatcılarımızın deyis çüclerini öz dilin bilincine dayamalarına, görüş ve duyuşlarını, sereserpe bir anlatım rahatlığı içinde öz dile yaslanmalanna baçlayabiliriz. Kalbnrüstü bütün ozan ve yazarlarımız elinde Türkçe deyiş gücünâ çfinden güne bir gelişim, oluşnm içinde buluyoruz. Bize göre, yeni kuşağı yetiştirirken, bir çok densiz nedenlerle, Türkçeleri dururken onlara Osmanlıca seslenmeleri, böylece körpe dimağların Türkçe deyis gücü kazanmalanna engel olmalan, yapılabilecek kötülüklerin en büyüğüdür. • ••I firk dili sesi, özü, yapısı bakımından ileri bir dilin yücelik ve niteliğini taşır; Osmanlıca karma örgiisünden kendısini sıyırdığı ölçüde bn değerine yaklaşır. Türkçenin arınması, özleşmesi uğmndakl çabalars yöneldifimizdenberi durn, güçlü bir dil düıeyine biraz daha yakınUfmaktayız. Eski dönemlerin kalıp bilgelik ölçüleri içinde nydnrma, ağdalı bir kitap dili ile konuşmanın, çevrede nyandırdıgı bir büyüklük sanısı vardı. Agsğılanmanın bir başka küçüklüğü idi bn. Ulusumunın kendi benliğini bulma kıpırtılan arasında ilk fözden dusen, Arapça ve Farsça sSzlfik ve ilkeleriyle yüklü ve büyülü bilim ve sanat kitaplan olmnştar. Bn bir yıkış evriminin baslangıcı olmnştnr. Bugün zamanında bir değer olan karma dilli ve karısık üsluplu yapıtlardan okunabilenleri özel ugrasılara kalmıştır. T ::: • •• Bir ffln Ataçla konuşuyorduk: «Kurmav Binbası bana bir talimname göstcrdi. Çok özlü çevrilmiş, tümüyle Tiirkçeye yaslanmış. Hele amaç, yargi, ana düsünce, yığınak, kayma, knşatma, yarma, toparlanma, çarpısma, savunma, saldın, derinliklere dalma, yoketme, yedek, yardım, destek, ulaslırma örgütü, kesin sonuç, yoğun sis, korugan, dîrenek, tutsak, öncii, artçı, yancı, kazı, bııyrnk, nygulama, açı, kaynak, baskın, geri çekilrnr, elde etme, pekistirme, kurnlnş, konuş gibi sözcüklere bayıldım. Talimname, dfîsman, zafer, hat, nokta, âmir gibi sözcüklerde karıştırılmasaydı, Türk dilini ilerletme çabamızm en verimli bir yapıtı olarak bu betiği öne siirebilirdim,» dedi. Ataç'a. «Ordunun diğer talimnamelerinde cie bu dil kayçısı. bu Türkçe söyleyise yaslanıs vardır. Baska tiirlii bir davranış. yüzde sekseni köylü gcnçlcrdcn kurulu bir kadroya askerli|in o/iinü. s.ıııatıııı. kuram, kural ve ilkelerini öfretemez. Subaylar erlerine yönetmeleri belletirken, bu talimnameIerin de üstiine çıkarak, onlara islenmemis jalm Türkçenin özüyle \e biçimiyle seslenîrler,» dedim. Bn anıvı sunnn için ya/dım: Nasıl subay. eIlndeki insan gücünü savaskan vapmak irin onun dil kaynağma, deyiş bicimine inmek zorunluğunda ise, diğer meslektekı aydınların da, büyük kitle ile birlikte olmalan. dil ayrımıyla nlus içinde anlaşılmıyan bir bilgelik süsünden çıkmalan için böyle davranmaları gerektir. Oysa bn dediğimiz de dil sornnunun yalnız bir ereğidir. Ulu« benlifimizi kökten duvmanın, bihnı sanat alanında, düsünüde, duyuda a>nı sezgilere erismenin önemli aracı olan dilimizi. varçücümüzle işleyerek, onu elimizden geldiğincc rıhinde vatan hainl, lhtilâl hastası olarak nitelenmemişler vatan kurtaran kahramanlar, arslanlar diye övülmüş ve adlanna büyük anıtlar dikilmiştır. Gazetenizde tanınmış, tecrüljell eski bir yazannıa 14 Temmuz 1966 tarihli yazasında akıl ve mantığın asla kabul edemiyeceği su şayanı hayret cümleleri kaleme almıştır: «İkinci Meşrntiyet devrinde zaman zaman ihtilâl teşebbüsleri olmuştur. 31 Mart, Babıâli baskını, takUbi hükumet, nigehbancUar, halâskâran hareketleri, Manmut Şevket paşa'nın katU, daha sonra Anadolu harekâtı, tstiklâl harbi, Bohı, Yozgat isyanlan. Atatürk'e suikast teşebbüsü .. daha da vardır, hatıra gelmivorjı Bu cümlelerde şayanı hayret olan fikir şudur ki Türk Kurtuluş Savaşı yani ihtilâli; isyanlar, komitacı ve anarşist faaliyetler, gerici akım vak'alan, suikast teşebbüsleri, katil vak'alan Ue eşit anlamda mütalâa edilmlş ve hepsine de hastalık adı takılmıştır. thtilfil kastedilerek şöyle bir cürnle de kullanılmıştır: «Bilhassa verem gibi genç bünyelere musallat olur.» Evet, ATATtÎRK daha Harb Okulu sıralannda iken bu hastalığa tutulmuştu Zamanla bu hastalığı ilerledl. Onu zayıflatacağına daha çok kuvvetlendirdi. Amerıka'dan 18 20 yaşlannda olgunlaştırdı. önder ve kahraman Banş Gönüllüsu diye ne idüğü yaptı. Neticede Milleti köhnemiş belirsiz kadın ve erkekler gelecek; blzını yegâne ümltlerimiz o bir istibdat tdaresinden ve yabancı sömürgecilerin pençesinden lan liseli çocuklaranıza hoca olup. onlann körpe dimağlarına A kurtardı. Ebedl Şef, Yüce önder merikancılığı aşılıyacak ve biz; bu ATATÜRK; Kurtuluş Savaşımızın çocuklarımızın omuzlanna beşon sonuna kadar padişah ve onu uysene sonra memleketin idaresini dulayan sömürgeci ve müstevli yükleyeceğlz. devletler tarafından âsi vatan haini olarak ilân edilmış ve idam Türk Milletinın hiç bir ferdirun fermanı çıkanlmıştı. Ama onun kabul etmediği barış gönüllüleihtilâli. kudret ve dehası sonrarıni Hukümetımizın yakında alalan bütün geri fcalmış sömürülen cağı bir kararla Ana ve Babalarınm yanlarıa gnöndereceğini ümilletlerin elinde kurtuluş meş'amit ederiz. lesi olarak kullanı'dı ve halen kullanılmakta, ileride de kullanılacak. İhsan MERStNOĞLO Yukanda üç madde halinde öKADIKÖY zetlenen ihtilâli meşru ve mutlak *** kılan bir ortam memlekette mevcut olduğu takdirde, elbette genç kuşaklar ATATÜEK'ün kendilerine emanet ettiği hitabeye uyaralt harekete geçeceklerdir. Eğer A TATÜRK'ün GençUğe hitabını bir ihtilâl ve kurtuluş savaşı direktlayın Ilhan Selçuk 2 Temmuî fi olarak tammıyorsak ATATÜHK 1966 tarihli Cumhurıyet gaü de, onun gençliğini de tanımızetesinde ŞÜKİMtZDE YÜ yoruz, inkâr ediyoruz demektir. .RÜYEK başlıklı fıkrasıaua VıeıYazar. 27 Mayıs ihtilâl ve deynam savaşmdan, açlık ve açıklıkriminden hiç söz etmemiştir Dütan söz eden şaırleri alrrus yürütne kadar aynı sütunda 27 Mayıs müs, geri kalanlan İse tıpkı Orihtilâl ve devrimini ağzında sakız taçağ yargılarıru andıran tek ta gibi çiğnlyen ve göklere çıkaran raflı ve pek kesin bir vargının yazar şimdi bunu neden hatırlıçok su götürür yüzevi Ozerine o yamıyor? Cevabı basit ve kısa, turtmuş. çünkü halihazırda esen havaya Biz bu konuda şlmdilik sözü uydu. Yoksa Türk devrimi tarifazla uzatmıyacak ve yalnız şu hine girmiş çok yakın zamanlı ökadarını söyliyeceğiz ki, çağırmz nemli bir ihtilâl bu kadar çabuk şiinnin ille de Vietnam savaşı, il unutulabilir mi? le de açlık ve açıklık gibi şeyleri Yazar «Bilhassa verem gıbı genç dile getırmesı volundaki yaygın lsoünyelere musallat olur tlâcı, bu tek, cağımızın büyük çelişmelehastalığın yaptığı tahribatı gbstennden, umut kırıcı tutarsızhklarip anlatmak ve Türkiye'de anrından bırıdır. Çünlrii, bilindiği gicak meşru yolla iktidara gelınebi, çağımızda kalem sahiplerinbileceğine şüphe bırakmamaktır.» den sadece yaşadıklan, yaşıyarak diyor. Başka bir ifadeyle yazar, gördükleri, duj'dukian ve düiçtimal ve hukukl bir üil olarak şundükleri şeyleri söylemeleri. bilınen ihtilâli kabul etmiyen yeyani gerçekçı olmalan istenmekni bir doktrin ortaya koyuyor Etedir. ğer ATATÜRK, Türk aydınlan ve Yasamadığı, içinde bulunmadığı topyekıın Türk Milleti bu doktribir şey bir şair için ne dereceye ne göre hareket etselerdi şündi kadar gerçek olabilir? Türkiye'yi pek az bir ihtimalle haVe kendisinın hani şöyle kenarıtada gorebılecekdık. rındanköşesinden bile yasamadıSeçimle iktidara gelip meşruluğı. hattâ binlerce kilometre uza ğunu kaybetmiş bir kadroya ve ğında bulunan bir savaşı ya da muayyen çıkarcı bir zümreye karkarnı toksırtı pek olduğu balde şı girişılen 27 Mayıs ihtilâl ve devaçlık ve açık'igı ele alan bir şa rım hareketi hangi tahribatı yapirin yazdığı şiir, çağının olmak bir mıştır? 27 Mayıs devrimine kayana, ne dereceye kadar o şairın dar agıza ahnması, büyük suç osayılabilir? lan bazı söz, hak, hürriyet ve kurumlar Anayasa'da yer aldığı ve Ama bugün boyle şiırlerle uğşuçlular ceza gördükleri ıçinmıraşanlar çok olduğu gibi, bazs başdir ki bu ihtilâlde memleket için ka konularla ilgilenen şairlerl robüvük tahribatta bulunmuştur? mantizmle suçlayanlar da pek çoktur. Oysa, bizce. yukarda soBence asıl hasta kafalar. llâca, ziinü ettiğimiz sairler de bu çağ:n tedaviye ihtiyacı olanlar ve mem(yalnız bu çağm değil, bütün leketi harabiyete sürükliyenler: çağlann) gerektlrdıği gerçekçiliçıkarcı zümrelere boyun eğen, ğin çok ötesinde. bir çeşit ad ve onları söz. yazı ve tıareketlenle kılık değiştirmlş bir romantizsavunan, destekliyen: ıhtilftl ve min çıkmazlan içinde şayet devrim kelimelerinin hukuki ankendilertai bir alıp vürüten bulamlarını vak'a, lsyan. anarşist lunmazsa dönüp durmaktadırhareketler, suikast teşebbüsleri lar eıbı adi olay ve terimlerle esıt tutarak onun meşruluğuna ve vüceEğer sadece bazı gazete resımhğine gölge düşürenlerdır leri, radyo haberleri ve kitap sayfalan arasında «Suni teneffüs» Orhan AKDOĞAN kabilinden almıp verilen, daha Emekli Kurmay Albay doğrusu aldırıhp verdirilen soluklarla yaşamaya da vaşamak denırse. buna bir diyeceğimız olamaz tabii... Yılmaz AYBAR 3AKIRKÖY ayın Kenan Esengin'in gazetenizde yayınlanan «Bir Çağrı» başhklı yazısının en ilginç kısmı, bence NELER YAPILMALI? bahsindeld (Gizll maksatlar için geldıkleri anlaşılaa ve olumsuz çalışmaJar yapan barıa gönüllüleri derhal Türkiye'den alınmalıdır) parBgralıdır. Türkiye topraklannda yaşayan her Türk, mutlak surette vatanını ve milletini, dünyadaki bütün milletlerden daha fazla sever. Bundan hiç kimsenin tekçüphesi olamaz. Bizlm yöneticileriınlz de, vatanmı ve milletini çok seven kimselerdir. Fakat, demokrasi tecrüben sizin 20 sene gibi çok kısa bir maziye sahip olması, değlşik doktrinli muhtelif partüerin tktidarların lcraat: üzerlerine etkıleri, 80 yaşmdaki bir siyasi liderimizi bile yanıltabilecek kuvveüi blr politikaya sahip yabancı dostlanmızm politik çalışmalan glbl faktörler, iktidarlanmızda blr bocalama devri yaratmıştır. Fakat, özbeöz Türk evlâdı olan Iküdar fertlerimizta sag duyusu, çok kısa bir zaman İçinde, hiç bir etki altmda kalmadan, Vatan ve Milletımizin yüksek menfaatleri için icap eden bütün tedbirleri almakta gecikmlyecektir. S de, azamt randıman verecek sekilde yetişmesı trzu «diliyor ise. bu, öğrenim «üresinin uzatılmasıyla değıl, (yetismeme) nin nedenlerinin tesbiti ve onlann ortadan kaldınlmasıyle mümkün olabilir. Bugün, köylümüz hayvanlarına dahi ayrı bır yer bulmaktan âciz iken. okuyan evlâdına a y n bır çalısma odası mi temin edebilir? Geri kalmı$hgın miyanndan olan, beslenme yetersızlıSmin çocuk zekâsındaki, gelisme ve kabiliyet engelleyici rolü sekiz yıllık egitımle mi giderilebilir? Okullarda. ders eereçlerinin vok denecek kadar azlıEı. büyük savıdaki susuz, yolsuz ve elektriksiz köv ile. daha iyi ilkokul mezunu düsünülebılir mi? Netice olarak denilebılir kı. çekiz yılhk İlk ÖŞretim. eger tat bikinde ısrar edilirse, «astan yüzunden pahalı» ya mâl olacaktrr. M. E. ÜÇER *** Dr. Op, SITKI YENER 24.7.1966 Pazar günü Hakkm rahmeüne kavuşmujtur. Cenazesi Pazartesi günü (bugün) Faüh Camiinden öğie namazını müteakip kaldırılarak Edirnekapı Şehitliğindeki aıle kabristanına tevdi edılecektir. Tann rahmet eyliyeAİLESİ Cumhuriyet 8676 Hazin bir tezat ürkiye'nin bir numaralı kültür gazetesi «Cumhuriyet» kurt gazeteci Çetiner'in, lstanbul'dan yurt dışuıa çıkanlan Yunanhlarla yaptığı röportajı yayınladı. Bu ilginç röportajı hepimiz merakla izledik. Bu konu üzerine 3 temmuz günü sayın Ilhan Selçuk Hazin blı tezaU başlıklı bir fıkra yazdı. Sayın Selçuk, smır dışı edilen Yunan'lıların tstanbul'a olan hasretlerini onlann ağzından şöyle dile getiriyor: «Ah gözünü sevdiğim masmavl lstanbul Boğazı ah Tarabyaah Yenl köy... Kuracaksın akşam üstö deniz kıyısına masayı. Buz gibi Yenl Rakı, âlâ beyaı peynlr, kırmızı domates, taze salatalık, püfür püfÜT rüzgâr, sandallar, motorlar, kotralar. Hava yavaş yavaş karanrken sahilin ışıklan denize vuracak. Gece ayırtacaksın masayı Maksim'de, Çalsın sazlar, söylesin kızlar. İstanbul'un taşına toprağma kurban olayım.» îstanbul'un taşına toprağına bırakın biraz da biz kurban olalım!. Sayın yazanmız Selçuk bey, Yunanhlar için şöyle diyor aynı fıkrasmda: •Kendilerine acımamak elde değil.» Sayın Selçuk beye soruyorum. Yunanlılar tzmir'e çıktıklannd» masum kadınımızı, kızımızı çocuğumuzu vahşice katlettiler. Daha söylenecek çok söz var.. Eskiyi bırakalım.. Dün. hatta bu gün, acıdıgmız Yu nanlılar Kıbrıstaki Türklere, ırkdaşlarımıza neler yaptılar. neler? Kundaktaki çocuğu, yaşlıyı, kadını, kızı insafsızca kitle halinde öldürdükleri zaman bize acıdılar mı? Ama biz böyle yapmadık. Yani onları ne kurşuna dizdik, ne de ban yolara tıkarak öldürmedik. Yalnızca: • Siz Yunan uynıkiusunuz. Burası Türkiye haydi vatanınıza» dedik. Bu sanırsam insanî bir davranıs o!sa gerek. Biz icabında bağışmasını da biliriz. O başka mesele. Sayın Selçuk'un usta kaleml ay nı fıkrada bir gerçeği çok güzel dile getiriyor. Smır dışı edilen Yunanlılar Îstanbul'un özlemini çekerken kardeşlerimiz Almanya'ya kapağı atmak için türlü sıkıntılara katlanıyorlar diyerek şunlan söylüyor: Kim onlan bu derekeye düşürmüştür? Bangi nizam. hangi düzen, hangi kanun işleri böyle ters götürmüşrür? Bu sorulann karşıhğı verildiği ve gerekli tedbirler almdığı zaman kardeşlerimiz yurt dışma çıkmaktan vaz geçerek doğup büyüdükieri vatanlarında mutlu yasayacaklardır. îlhan Selçuk bu konunun aydınlatılmasında sözünü ettiğimiz fıkrası ile büyük yardımda bulunmuştur Kendilerini kutlarken yazımı divan şairimiz Baki'nin şu beyiti ile bitiriyorum: Bu şehri Stanbul ki. bi misll bahadır, Bir sengine yek pare Aeem mülkü fedadır. En derin saygılarımla. A. AKBULUT BOŞ YERE ISTIRAP ÇEKMEYİNİZ T S Cağımızın Romantizmi SİZİ HUZURA KAVUŞTURUR OPON OPON, baş, diş, ağrılarını tes* kin eder. OPON, romatizma, siyatik ve Iumbago ağrılarına karşı başan ile kulIanıIır.OPON, günde 6 tablete kadar alınabilir. Yeni Ajans 5738 8647 Ereğli Kömürleri İşlefmesi Miiessese Müdürlüğünden (Inşaat Ehsütmo tlânı) 1 Müessesemizin Zonguldak'ta Yeru Lıman sahasında yaptıracağı aşağıda yazılı işlerın, eksiltmelen karşılannda gösterilen tanhte Müessesemiz Inşaat Müdürlügünde yapı:mak uzere kapalı zarl usulU Ue eksiltmeye konulmuştur Tahmini Muvakkat Eksiltme Işin isml Keşif tutarı teminatı tarihi a Normal hat Dizel Lokomotif Bakım ve Tamır Atelyesı inş. 450 000. 19 ağustos 966 26 550.Saat 15.00 b Kantar Kulesi fnşaatı 120 000 2 Eksiltrne dosyası Zonguldak'ta Müessesemız tnsaat Müdürü ğünde. İstanbul'da T K t Satmalma Müdürlügünde Ankara'da T.K 1 Etüd Tesıs Müdürlügünde görülebilir 3 İsteklilerın şımdiye kadar yapmış olduklan çelık konstrüksi yon işleri ile halen taahhüdünde bulunan ısleri göstenr Tek nik teçhizat ve Personel beyannaraesi ve Banka referansı tle birlikte. eksiltme tarıhmden 3 eün evveline kadar Miiessesemıze müracaatla (Eksiltmeye tştirak Belgesi) ni almalan lâzım dır 4 Teklif zarflan eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş ola rak ihale günü saat 12 00 ve kadar Müessesemîz Özel Bürosu na teslim edilmiş olacaktır 5 MUessesemiz belge verip vermemekte ıhaleji yapıp yapma makta veya dilediğine yapmakta serbesttır. ( Basm: 17771/8656) * •P •!» Asıl hasta olan kimdir? ukuk balnmından meşru sayılan ihtllâller, tanh boyunca üç kuvvete karşı yönelmiştır: (J) Yabancı bir sömürgeci ve mustevll devlete totrşı. (5) Hukuk dışı tutum ve davranışlariyla mesrulugunu kaybetmış bir iktıdara karşı, (5) Yabana bir sömürgeci veya sömürgecilerle iş ve çıkar blrliği balinde çalışan bir Iktldarla. somürgecilere karşı. Tarihteki bütün ihtllâller bu ortamın mevcut olduğu her memlekette gBrülmüştür ve görülecektir. Dünya tarihi bu mUcadelelertn hikâyeleri tle doludur ve yenileri de eklenecektir. Sömürgeci bir devlete veya meşruluğunu kaybetmiş bır iktidara karşı milletin direnme hakkını kullanmasın] örgütleyen vani Ihtilale önderlık eden »eya edenler p milletin vt dünya mületlerl ta Hi I 21k ölretimin sekiz yıl a çıkaIrılmasıyla ılgılı. Sayın N. • Nadmin ve M. Egıtım Bakanımız Sayın O. Dengızm yazılarını okuduk. Bu yazılardan tlk oğretımın sekiz vıla çıkanlmasıyla ılgilı kısımlarında Bay N Nadı'ye hak vermemek mümkün değıl. Dıyebılinm kı. tlk ogretımın Üç vıl arttırılması fayda temın etmekten uzak ve dolavısıyle lüzumsuzdur. Bu yargıya ulaştıran nedenleri aşaSıda kı» • a a ıki grupta ıncelevebilinz: =c 8 yıllık ilk öğretim... VEFAT Çok sevgilimlz, eşim, babamız. DU;. uk babamız ve akrabami7 YORGİ S. AMASLtDİS M. Eğitim (yani devlet) açısından: Binnci Bes Yıllık Kalkınma Plânı. 1972 yılında tlköSretim problernınin halledümiş olacağım öngormüstür Fakat süre sekiz yıl olduğu zaman. vaDilacak okulların kapasitesı ve öğretmen sayısının daha da arttırılması lüzumu doSacaktır Plân latbik edilemevecektir Lion. Melba Çikolata Fabrikası sahiplerinden vefat etmiştir. Cenaze merasımı Pazartesı 25 Temmuz 1966 saat 13 te Beyoğlu Taksım Aya Triyada Rum Ortodoks kilisesınde icr« olunacaktır. Kederli ailesi ve akrabalan Cenazp Servısı PÎSTOF Telef. 4998 73 Cumhuriyet 8675 T. C. Devlet Demiryolları İstanbul Alım ve Satım Komisyonu Reisiiğinden Sabunlu kösele alınacak 1 3000 Kg. sabunlu kösele müteahhit nam v e hesabma açık eksiltme usuliyle satın almacaktır. 2 Geçici teminat. teklif edilen bedelin yüzde beşidir. 3 Eksiltme, Sirkecideki İstanbul Alım ve Satırn Komisyonunda 4 Ağustos 1966 Persembe tfünü saat 15. de yapılacağından arru edenlerin vaktinde komisyonda bulunmalan lâzım du4 Şartnameler Komisyonda parasız olarak temin edilebilir. fBasın 17134) 8663 Türkiye Kömiir Işletmeleri Kurumu Genel İAIidürlUsü'nîin Yenişehir İnkilâp sokak No: 6 ya taşmdığı, Yeni santra! nnmarasının: V ÇIĞDEM GÜZEY 11* SEYF1 OLÜÇ Evlendiler Dr. KEMAL ÇAĞLAR Idrar Kollan ve reoasül Bastahklan Mütehassısı Ualatasaray, Turnaab«»ı Sok No 12 Uğur Apt Saat 10 • 13 ve 13 • 18 I » • 44 14 » \7 Direkt 9 2 3 O ( h t) o u u 5 a l ğ, d değiştnediği, duyurulur. 9663) 8654 Cumlmriyct M72 teleton numaralarınuı Ögrenci (yani toplum) açısından: (Basuı 17604 A Eger bir ilkokul mezununun, Milll haıılay», tahıili çercevetin tincılık 4361/8652
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle