07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKt 24 Temmuz 1966 CUMHÜRİTET TÜRK BASINI VE SANSÜR Mustafa YUCEL Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteıı iirk gazetecileri, 58 yı! önce basın üzerinden nnsüriln kaldırılması dolayısiyle, her yıl 24 Temmuzda oldağn gibl, bugün de bayram yapmaktadırlar. Kökfl çok eskl çaglara kadar dayanan ve Atinalılarda Aristo, Enripides, Eschyle'e dindeki yeni ve ileri anlayışlanndan dolayı ıstırap çektiren sansür, bizim dilimize de >nz yıl Snce yerleşmiş ve yıllar yılı sosyal, siyasi ve kültürel bünyemizde tahribat yapan bir iskence rnüessesesi halinde devam etmiştir. Basın ve sansür daima birbirinden ayrılmaz iki kelime haline gelmistır. Türk basını 1860 ta yayınlanraaya baslanan Ilk bağımsız ükir gazetesi «Tercuraanı Ahval» den Cumhnriyetin ilânına kadar geçen 63 yıllık devresinin bile hemen 60 yılını çesitli sansür tazyikj altında geçirmistir. Bizde basına sansür ilk olarak resmen 1816 da konmus ve 1908 inkılâbına kadar 32 yıl aralıksız devam etmiştir. 1876 dan önce de basın üzerinde birtakım kararnamelerle baskı yapılmaktan geri kalınmamış, Âli Pasa, 1867 de cMilletın zaafını mıllete sdylemek bir vatanperverlik değıldır» diye kararlar çıkartmıstır. 1876 da Abdülhamid'in basına koyduğn sansür ise bn felâket ve mânevi iskence müessesesinin gaheserlerini vermistir. Türk basınında sansörün ilk defa tadını tadan çazete, Agâh Efendinin <Tercümanı Ahval»idir. tlk sayısında cMadem ki halk kanunla vazıfeler yuklenmistir, buna mukabıl memleket menfaatlerı hakkmda söz ve yazı ile fıkrini beyan etmesi de kendisi için bir haktır. temel prensibini savnnan Tercüraanı Ahval 43 üncfi sayısında bir tnçilizin gazetesi olan «Cerıdei Havadıs» ile münakasasından dolayı kapatılmıstır. Bir Yıldönümü •••• ••«• ••«• »••• ••»• DOGAN NADI Pirincin taşını bulamıyoruz Soyunmaya, giyinmeye dair Zanistan Düzen zor geliyor Bir kanun teklifini veto ediyorum Suyunu arayan adamlar Mille Luci macerası velhasıl, hep var zannederiz. Hattâ, baksanıza, TR.T. nin <T> lerınden bırı televızyon olduğuna gore demek onu da, var zannedıyoruz *** mihracesi» tipi turistlerin mo • dası. Bizde «turistik» deyince «lüks» kelimesi de beraber gıdiyor. Lüks Tarabya otelı, lüks Çınar oteli, lüks Efes (Izmir) otelı gıbi Üstelik «turistik» dedığımiz yerlerin tarifeleri de serbest. Tam tersine, efer mutlaka bir kısmını serbest bırakmak lâzımsa, turistik olanları sıkı bir kontrol altına almalı, otekıleri serbest bırakmalıydı. T Sürçün edılen ilk gazeteci tarafından kapatılan bir gazetenin kurucnsn olarak meslek idealinin en parlak örnegini vermis, tornnlan da pîrlerinin tattıçı bn cezalardan vıllar boyunca bol bol nasiplerini almıslardır. 1876 dan sonra Abdülhamid'in sansiirü basın tarihımıze zaman zaman çok acı ve acı olduiu kadar da çok eulünç bâtıralar bırakmıstır. Sansürün binbir turlü garabetini \e budalalığım bu kısa yazı çerçevesi içine sıgdırmak süphesiz ki mümkün degildir. Gazeteler, her gün akşamdan sonra. il&nlara vanncava kadar bütün yazıların matbaa provalannı iki takım basar, sansüre gönderir ve oradan geldiği sekilde bir harfine bile dokunmadan yayınlarlardı. Bazı kelimeler vardı ki, onlann knllanılamıyacagını bütün gazeteciler bilirlerdi. Meselâ bnrun'dan bahsedilemezdi. Bu kelime Abdülhamid'in büyük bnrnn ile alay etme anlanıına gelecefi vehmiyle agıza alınmaz, coğrafyadaki «burun» terimj «karaların denızlere doğru ılerlemiş kısımları seklinde yazıhrdı. Vatan. hücriyet, müsavat. cumhuriyet, ıhtı. III, anarsi. zulüm, grev, hal', suikast, dinamit, ' Kanunn Esasî, yıldız kelimeleri de yasak kelimeler arasında idi. Kardeş ve murad kelimeleri eskl padişahı imâ edebileceği eihetle yazılamazdı. Türk piri saMİan B ağımsızEfendi, gazeteciliğinin defa hükumet Agâh Türkiye'de ilk defa sürgüne gönderilen bir gazeteci ve yine ilk Sansür, her yazıda bir maksat arar, her şeye kansırdı. Bazan bir harf veya bir kelime yanlışlıgı, gazetecinin basını derde sokar, sorgular, hapisler birbirini takip ederdi. Okudnklannı anlıyacak kültürden mahrnm bulnnan cahil sansür memnrları çok defa selâraeti bu yazjlan topyeknn yayınlamaktan men etmekte bulurlardı. Sansürün yasakladıgı çuvallar dolasn yazıiar, eserler sık sık yakıhr, dısardan gelen kitaplar, dantelâ z\bi oynlnrdn. tstibdat ve keyfî idarenin cehaletle mümkün olabilecefini çok iyi bilen istibdat idaresi memleketteki ajdın fikirleri söndürmek için elinden gelen her se>i yapıvordn. ürk irfanına âdeta bir engızisvon havatı yaşatan istibdadın sansiirü, türlü mânasız yasakların rekorunn kırarak yıllarca devam ettikten sonra 24 Temmuz 1908 de bizzat gazeteciler tarafından kaldırıldı. 1908 îkinei Mesmtiyet Inkılâbından bir gün sonra 24 Temmnz sabahı Babıâli yoknsnnnn o zamanki mensupları kendi aralarında toplandılar ve su karara vardılar : «Artık yazıların provaları sansüre gonderilmıyecektı» Esasen o günlerin getirdi»! peniş hürriyet havası içinde sansür de ortalarda görünmeye eesaret edememisti. Böylece 25 Temmnz 1908 sabahı, Türk gazetecileri yıllardan sonra ilk defa sansürün hısmına uğramayan yazılarla çıkmıştı. Aydın fikirler en önemli zaferini kazanmıs bnlnnnyordn. Ancak Türk basınının 58 yıl önce elde ettiği bn hürriyet her türlü teminattan mahrnm, nazarî sahada kalan bir hürriyettı. Nitekim kazanılan zafer maalesef nznn Smürlü olamamıs ve basın hnrriyeti günesi, onnn çileli mensnplanna çok görülerek sonraları istibdadın sansürünü bile aratan nice nice sansürler, baskılar, örfi idare kararları, siddet tedbirleri uzun yıllar bn günesi gölgelemiştir. Düzen zor geiıyor Pırincın taşını uulamıyoruz •••• •••• AKBANK DORTYOLAGZI 103. ŞUBEMİZ 25 Temmuz 1966 Pazartesi günü (ADANA ) Muavini Süksek G Trafik Müdür Balinın çok guMuhendis thsan eçen gün Mıllıvet'te Istanbul T ••>« •••• :::: •••• ::: ::•: •••• •••• :::: Mütareke yıllannda kileri bastırmıştır. «Ne mumkun zulm ile bidâd ile ımhajı hurrıvet, Çalıe idraki kaldır muktedırsen âdemıj etten • Diye tek basına znlme ve istibdada karsı koyan, bir kılıç gibi kullandıŞı kalemi oğrunda Macosa 7indanlanna sürülen Namık Kemalin bn fervadı yıllar yılı onnn fedakâr torunlarının dudaklarından eksik olmadı. Gâh Galata Köprüsü üzerinde arkadan kahpece sıkılan knrsnnlarla canını veren. gâh zındanlan, sürgünleri boylayan Türk gazetecisinin bakkı ve hürriyeti savunan kalemi rok defa olaganüstü tedbirlerle kırılmak istendi. Fakat bfltün sidde» ve baskı hareketleri : • Felek her türlü esbabı cefasın toplasm gelsın, Donersem kahpevim mıllet \olunda bir a7İmetten » * N*nut* KetMLgtto, Tnrk ;azete«il«rtnt de memleket ve millet yolnndaki şerefli vazifesinden asla alıkovamamıstır. M ütareke yıllanndaki bem padişah. hem isgal ordnlarının sansüru ise daha evvel •••• • ••• Q ızlerı bılmem ama ben, bi"^ zım Meclıs muzakerelerını, takıp edemez oldum. Hangi meseleyı konuşuyorlar'' Doğrusu kat'ıyen anlıyamıyorum. Çunku, ortaya bellı bir takım ısler atılmıyor değıl, atılmasına atılıjor ama, sonradan durum bırdenbire karmakarışık olu\erıyor. Dıyelım, sayınlardan bırı, vahut birkaçt, kursuye bır onerge vermış. O önerge konuşulurken bır başka sayın, soz alıp, bır başka şey sojluyor. önerge ile alâkası yok. Fakat Meclısın bır kanadı buna çok kızıyor. İlk verıl°n önerge bir kenara bırakı lıp, bu ıkınci soz uzenne, munakaşa başlıyor. Bu munakasa yapılırken bır sayın daha çıkıp o sozJe alâkası olmıyan, bır baska lâf atıyor ortaja Bu sefer, ıkınci soz de bır kenara bırakılıyor, üçüncu lâf üzerme kavga başlıyor. ve hep bbyle. Meselâ, su sojı, yemın meselesı nereden çıktı' Herhalaç bır şey konuşulurken Turhan Feyzıoğlu dostıımuz, Devlet Bakanı sayın Bılgehan'ın M.B.K. ne sadakat yemını ettığını söyledı O da etmediğını ılen surdu. Şahıf Orhan Erkanlı O dostumuz da Bılgehan ır. yemın ettığını doğruluyor Bılgehan da ıspat ütı>or Bızım bıldığımız kadar «Bılaehan yemın ettı mi etmeriı mı"» diye bır mesele yoktu ortada. Ama esas cnerge neydı'' Gelın de çıkın işın ıçınden. *** ^^^^^^m^^m^^^^^^^*^^^ • zel ve yerınde bir yazısı çıktı. Büyuk şehirlerimızin sonu gelmıyen trafik derdine tara bir teshis kovuvor: Disiplinsizlik. Doşru degil mi? Biz büyük bir sehirde oturmanın en basit sartlanna kendimizı, oldum bittim. uydnramavız. Ne yayası, ne soforü, ne otobüsü, ne kamvonn, ne dolmusu, ne bosanmışı hepim z boyleyizdir. BSyük Batı şehırlerinde bır meydanın bır tarafından ötesine geçebilmek ıçın, bazan, ıkı, üç kilometre yürümek icap eder, herkes de bnna katlanır, kimse elini kolunu sallaya sallaya ortalarda dolasmaz. Ne hnsusi. ne umumî hiç bır soför istediğı >erde arabasını durdnrmaz, hiç bir yolcu da istedigi yerden arabaya binip istedigi noktada inmez. ıVlille Lucı macerası QU konuda sıze bır başka ^ hâdıse anlatayım. Italjan gazetelerınden okuyarak nakledı yorum . Afrıkalı bır turıst Mılle Lucı (bınlerce ışık) ısımlı bır kabareye gıder. Bu kabare pek tanınmıstır, ve Roma nın en bu juk caddelerınden bırı olan Vıa Nazıonale ustundedır Afrıkalı turıst bır şı^e şarap ıster Onu bıtırdığı sırada kaba renın numaraları başladığı ıçın bır sışe daha ıster. Şarapların hıçbır fevKalâdelığı yok. Çarşıdakı fıatını sordum «olsa olsa ıkı bın lıret (bızım para ile 40 • 50 lıra) ya edçr, >a etmez» dedıler. Derken bızım turıst hesabını ıster. Gelen hesap: 100.750 lıret Evet, tam yuz bın yedı yüz ellı. (Bızım para ile aşagı yukan 1200 lıra). Afrıkalı bırkaç sıfır yanlışı olacağını duşunerek itiraz edecek olur Bunun üzerine masasma dort tane ızbandut gıbı adam gelır. Turıst, usielık bır de da>ak yıyeceğını anladığı için, hesabı gorur. ve g°ceyarısı doğru polıse gıder Kısacası Polıs. cürmumeşhutt&n kurtulmam.^n ıçın, hemen kabareye baskın yapar. Hesaplara el kovar. Tunstm haklı ol • duğu anlaşılır. Kabare, ıçeridekı müşteriler bosaltılmak suretıyle, derhal kapatıldı Sabıbı tevkıf edildı Turıstın parası gen venldı. Mud detsız olarak kapatıldığı ıçın, ben Poma'dan aynlıncaya ka dar, vazıyet boyleydı. Bırtrr fçılılere takdım olıınur HİZMETİNİZE GİRİYOR AKBANK tlancıhk 47218617 jjjj Soyunmaya, >••• Bizde ise. alabildığıne genıs caddeler de acılsa, vapabildiğiniz kadar. cesıt çe<it, >eraltı. >erüstü ve \er ortası gecitlerı de >apsaııız. hiç bır fa\dj vermez. Degilmi kı, basıt olmakla beraber. bu esa^ sartlara bovun eçemivoruz. Bn nasıl olnr? Orasını bılmem. Bildiğ'm bir sey varsa, bn disiplın olmavınca, ne yapsanız boşunadır. *** V E ¥ AT Merhum Hacı Sadık Vefa nın oğlu, Fatımetüzzehranın eşi. Mustafa, Vehbı, Orhan Vefa'n • babaları eski Güres Federasn yunu Başkanlarından VEFA BOZACIS1 Haeı İsmail Hakkı VEFA 1 giyinmeye dair >e sahneleriy şohret yapmış pek çok artistımiz artık bu isten vazgeçmısler. Yani soyunmuyorlarmış. Bnndan d o ^ ı sinema firmaları ve bazı sahne sabipleri çok roüskül bir duruma düsmüslcr. Bereket versin hayırsever bır vatandasımız (erkek) çıkmış, ve sanat hayatımızın bn pek feci eksıfini doldurmak için bir okul armıs. Slmdi orada, etrafına topladığı kızlara, kadınlara, nasıl «ilmi bir sekilde» soynnnlacağını, tatbıki olarak, öfretiyormus. Neme lâzım, hiç de fena bır fikir degil. Zaten bu özel okullar çoğaldıkça memleketin ilim ve irfanı her sahada ılerlnor. Allah hepsinden razı olsnn. l)emek artık kızlanmız ve kadııılarımız ilmi bir tertiple soynnacaklar. Ob, oh, ne âlâ. öyle ya, her şeyın bir ilmi, bır fenni, bir âdâbı erkânı var, demisler. Ne\di o eski iptidai so>unmalar Don bır tarafa, gdmlek bir tarafa, sütyen bir tarafa. Çekilir şey miydi o? Bnnun hangisini evvelâ çıkaracaksın. kiminin dügmesini, kıminın nçkurnnu nasıl ilikleyip, nasıl çözeceksin? bütün bunları, söyle bir ijı"• "*">nmelı erdelerımızde Bir kanun tekl.fini veto ediyorum ır ttk'i h.olöru arabasında B bulduğu 72îüO'lırayı goturup Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 24.7566 Pazar günü öğle namazını müteakip Eyup Sultan Camiinden Eyiip aile kabrıstanına kaldırılacaktır. AİLESİ NTOT. Celenk gonderilmerreM rica olunur. Cumhuriyet 8636 Sonuç hak ve maksadının yalnız yasamak I nsanın hürriyet içinde ve şerefle yasamak oldegil, dufuna inanan Türk gazetecisi, her devirde karsılaştığı açık ve sinsi baskılardan asla yılmamış, her türlü mihnet ve mesakkate, hayat gailelerine gögüs gererek zulme, haksızlığa ve geriliğe karsı koymustnr. Bugünün Batılı Türk kafasının vücnt bulmasında ve memleketin her alandaki ileri hareketlerinde her seye rağmen büyük hizmet payı bulunan Türk gazetecisi, bundan sonra da, elindekl silâhın verdiği açır mesnliyet hissini de müdrik olarak millet ve memleketinin saadet ve bütünlügü nğrunda kendine düseni yapmaktan hiç süphesiz geri durmayacaktır. •••• • ••• •••• Istibdat ve aydtn fikirler de cYıldız Boceğı» baslıklı bir hi5 kâye yayınlayan «Mecmuaı Funun> adlı bir mecmua bn büyük (!) suçundan dolayı derhal kapatılmıştı. Sansiirün basında bulunan matbnat müdürlerj sık sık mâbeyne çağırılır ve direktif alırdı. Sansür tahsisatı ve «ihsanı sahane» boldu. Çok genıs selâhiyetleri bulunan matbnat müdürlerinin, o zaman yalnız bazı Nâzırlann sahip olabildikleri lâstik tekerlekli arabaları vardı. Abdülhamid'in kuruntusn memnrlarına da geç mişti. Bndalahğının şaheser örneklerini veren poh'îe teslım etmış. Paranın sahıbı gelmış 72 500 lırayı aldıktan sonra, şoforun bu ıjılığıne karşılık çıkarıp 500 lıra vermış. Refı Cevat Ulunay buyuğumuz 500 lırayı (haklı olarak) az buluyor, ve bır kanun teklıf edıyor' «Bulunan paraların juzde onu bulana v erılmelıdır. Bınaenalejh bu soforun hakkı 7 b.n ku=ur liTartır ^ I N AZ TAKSİT EN UZUN VADE •«••••••••••••«•••••paaaaı •••••••••#• •••••••••••••••••••••••••I V EF A T Rize eşrafından Salıh Kalkavan kızı, merhum binbaşı Kahraman Beyın reukası, merhunı Kemal Sadıkoğlunun kayınvaüdesi ve Makbule Sadıkoğlu'nun teyzesı; Vuslat Sadıkoğlu, Muazzez Kalkavan'm sevgıli annelen; Berna Tokar, Esin Sadıkoğlu, Rabia Çapa, Varlık Yalman, Celâl ve Kalıraman Sadıkoğlu'nun kıymetli anneanneleri, NLRAN DEMtKF.LLl (DENIZ) Curnhurıyet 8603 ^ UNSEVIN ile HÜSNİYE KALKAVAN 23.71966 Cumartesi sabahı Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 24 7.1966 gunu (Bugun) öğle namazını muteakip Şışli Camiinden kald:r:larak Zircirlikuyu aile kabrıstanına defnedilecektjr. Çelenk gönderilmemesi rica olunur DURAN NEJAD ALPER Evlendıler ÇANAKKALE ORDUEVÎ 23 7 1966 Dr AİLESİ Cumhuriyet 8639 kızlarının doğumunu akraba ve dostlanna tnujdelerler. Ouzelbahçe Klıniaı TR.AÜTK K bOMER OZKOK Hattâ bu vdtandasımız, bana kalırsa, bır de kitap çıkarmahdır. Çiinkü valnız tstanbulda dcğil, yurdun her tarafında, ilmen soyunmayı bğrenmeye ihtiyaç var. NOT Eğer ilmi eserine resimler de koyarsa bir tane de ben alınm. Olacak şey değıl ja, farzedehm kı, çıktı boyle bır kanun. Pekıvyyyyyy . Zaten ıhtıyaç içinde kıvranan herhangı bır tahsıldar, içinde meselâ 50 bın hra bulunan, çantasını bır yerde kajbederse, bulunduğu takdırde bunun yuzde onunu. yanı beş bın lırayı, kım verecek9 Sonra, bazı açıkgoz memurlar (mutlaka devlet sektoru şart değıl) dığer bazı açıkgözlerle anlasıp «ben fılân yerde emanet paravı unutacağım. Sen bul, polıse gotur. Yuzde onunu kırışırız» hesabına başlarlarsa bunun altından kım kalkacak? Hattâ hırsızlık bile kolaylasır. Adam yüz bın lıra çalar, buldum dıje polıse götürur. Hadi, yuzde on cebe. Üstehk de tebrikler. Dedım ya. olacak şey değıl ama, bızım ustad bu yazar. *** Suyunu arayan adamlar • talva'da meşhnr bir sn var' dır: Fıuggi. Bizim Taşdelen tipi bir sey. Geçenlerde Roma'da dikkat ettim. Bizim otelin barı 23 7 1966 SEKRETER ALINACAK Cumburıvet 8634 Zanistan ^Z alatasaravın ve mıHi takımm ^ ^ kalecısı Turgay Şeren, Londra'da, Dunva Kupası maçlarını gordukten sonra «bız de Turkı„ e'de futbol oynandığını zannedıyorduk» demış. Bız pek zannetmıjorduk, doğusu. Çunku tekme ve tokatia ıaxera pataklaya pataklaya, hee sışe ve «ıite yaşmuru altında Tutbol değıl çelıkçomak bile \ nanmaz Çok iyi Türkçe, İngilizce, Steno ve daktilo bilen sekreter alınacaktır. İsteklilerin P. K. 654 Galata adresine (Personel) rurauzu ile muracaat etmelerı rica olunur. Yeni Ajans: 5707 8599 SINCER SİZE BU İMKÂNI SAÛLAR AYRICA Ûnlü marka buzdolaplannın muşte rek bütün ÜSTÜNLÛKLERİNE sahip bulunan SINGER BUZDOLABI 24 saatte 12.5 kilo buz yapabilen tek buzdolabıdtr YALNIZ Denizcilik Bankası Mensuplarının Yapı Kooperatifinin Kadıköy Yıldızbakkal Sarayardı Caddesindekı İnşaatı MEHMET ve HASAN KOTEVOĞI,U Fırmasına İhale edılmış, İnşaata başlanmıştır Sayın ORTA.KLARA DUYURULUR. Telefon: 36 42 47 Cumhuriyet 8610 DUVURU ELEKTRIK ^ MAKMES1İLETRAŞ OIHAD«N ONCE KULLANINIZ" Ilâncılıli 44038621 SEKRETER ARANIYOR Dr. Şökrö Kafkas Göğüs Iç Hastalıklan Mütehassısı Muayenehane: Baharıje Caddesı No 46 Kadıkoy Her gun: 15 ten sonra Tel: 36 96 91 Sınaî bir Müessc^ede Mudürıvet sekreterliği yapmak üzere eleman aranmaktadır. Türkre, Fransızce ve daktilografı bilmesi şarttır. Munzam lisan tercıh olunur. Karakoy Posta Kutusu 820 \e jazı ile muracaat edılmesı. ReklâmcıUk (2978) 8613 ııa bir çok Amerıkalı, Kanadah. kadınlı, erkekli, hattâ çocuklu bile, turistler geliyor. Bir si*e o sudan ıstiyorlar ve soru vorlar: «Odamıza götürebilır mı vız?» Garsonnn «götürebilirsinı/demesı üzerine de, şiseyi alıp çidiyorlar. Bu, böyle, sık sık tekrarlan dıkça, bayağı merak ettim. tçr cekse barda içer, odasında isti vorsa oradan siparis eder. Bara selip, siseyi alıp, gitmek de nr ola? Nihavet bir gün barmene sor Yalnız, Turgay sadece futbolu dum. Dediği su: Odalara ser\K soylemış. Halbukı memleketıyapıldıfı zaman vüzde 15 zam mızde daha bır surü şey var kı alınır. Bnnlar, o farkı vermeıneU bsz hep mevcut olduklarını «zanıcin, bnradan alıp bendileri go nederız». turuvorlar. Meselâ telefonumuz var 2arDusünün su\un yüzdesıni... nederız, sujumuz var zannedeIsle zamanımızın turıstı. ve bırız, komurumuz var zannederız, zım bır üırlu aıılı\amadığımı/, elektnğırr.ız var rannerierız Uturİ7m dâ\ası hu Gertı. o e?ki, zun uzun Eiralamava iuzum yok, otellerde katlar kapatan «Hint SINGER BUZDOLABI PARASININ İKİ KAT DEĞERİNDEDİR. *TUÇb EDİLMİJ MAKKADIR. ReUamcılıJs 2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle