Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE tKt 88 Haziran 1966 TJMHTJRtYET KONUŞ EY MİllETVEKİLİ Recep BiLGiNER Politlka lle şahsî menfaat birbirine öyle ısrarla bağlannuştır ki, herkesin siyaset adamlanna karşı, şüpheli davranmağa hakkı vardır. THOMAS PAİNE ületvekillerimiz, azımsanmıyacak bir sayınkaradakl BOyfik Millet Meclisl binası, kodadır. Her partiden 450 milletvekili fle, 130 caman bir taş binadır. Mületçe, saygılansenatörden çoğu, parti ayırunı yapmadan, mı» ve mnutlanmn, bu taş binada oturanhiç konuşmazlar. Bunlar, bir berecik olsun, her btrdadır. Bu saygılann ve umutlann devamı, dehangi bir meseleyi kürsüye getirip enine boyuna mokrasiye olan inancamızm sarsılıp sarsılmamatartışmasını yapmazlar, yapamazlar. Çoğunu, sa•uıa bağlıdır. Bu da, halk denilen o hudutsuz dece, and içme törenlerinde kürsüye çıkmıs görükudrette başlayan ye yasama organında temsil rüz. Anayasadaki metni okuyup. kürsüden inerler. edflen demokrasinin iyi islemesine dayamr. BuBöylece dört yü, Michel Angelonun Musa heykenun için gözlerimiz, Ankmra'daki o böyük taş bilindeki taşlaşmış susuşn hatırlatarak devam eder. nada oturanlara çevrflidir. Gerci, milletvekillerinin çoğu, Anayasada yazüı Ama, taş binada oturanlann çoğu, fikir söylemetni bile doğru dürüst okuyamazlar. Kelimeleri, mek bakımından, hiç konuşmazlar. Adeta, taşlaştürkçemize yakışır bir biçimde söyleyemezler. Oymış bir susnşlan vardır. Fîkirsizliğin ya da politisa, meclis kürüsüsü, en olgun fikirlerin en güzel ka hesaplarınnı beslediği bu susuş, bana. hep, Ro şekilde ifadesini bulması gerekli bir sahnedir. ma'daki ünlü Musa heykelini haUrlatır. Essiz usMillet, engin bir hoş görfl De bn kadarım hoş ta Michel Angelo'non eseri dünyada anotomik kukarşılıyor. Ama, fikir söylemek yönünden bn ebesursuzluğuyla bir sanat harikasıdır. Onu, sabırla, di susuş karşısmda, günü gelince millet susmayafistün bir sanat gücüyle kocaman bir mermer parcaktır. çasmdan yonta yonta şahane bir Musa heykeli biikri olmayan, fikri olsa da bunu söyleyemeçlmine sokan Miche! Angelo, çakşmalan bitince, yen milletvekili halka yararlı olamaz. Bugün karşısmdaki mermerden bir heykel mi, yoksa yaiçin gördüğümüz manzara, parlâmento içinde fayan bir varlık mı diye heyecanlanmıstı. Romavazifeli 600 kişllik kadrodan kürsüye çıkıp fikir nın Ueri gelenlerine ve dostlanna eserini göstersöyleyenlerin meselelerin tartışmasını yapanların mek için düzenlediği törende, heykelin fizerindeki sayısının parmakla sayılabilecek sayıda olmalanftrtüyü çekince şasıran sanatçı kendini tntamayıp dır. ötekiler, parti disiplinleri uğruna parlâmento şöyle bagırmıştı: içinde nöbet tutan, yerine göre alkış, yerine göre Konuş ya Musa! protesto gösterisine katılan kimseler durumundama, o canlı heykel, snsan bir ağza ve donuk dır. Çok yönlü, çok kanşık dertleri, meseleleri obakıslar» sahipti. Canlı gibiydi, fakat canlı lan Türkiyemizin siyasi hayatı da demokrasisi de değildi. Bir mermer heykelin nerdeyse konubu kadar yükü çekemez. şacak kadar canlı görünmesi karşısında, yaşayan Hükumetlerin parlâmento karşısmda, hele insanların konuşamayacak kadar cansız durmalan, kendi partileri içinde. imtiyazb bir durnma geçme gerçekten, üzücüdür. O kocaman taşbinanın içinleri de, meseleleri bilmek yönünden karsüannda de yasama organuun saygı değer üyeleri olarak bulunanlar, bu anlamsız ve fikirsiz susuşlarıyla, Mu çok az kimse bulmalanndandır. Netice şuna dayanıyor ki, çok kimseyi seçen, çok kimseden çok pay sa heykelini bile kaskandınrlar. beklemek durmnunda olan dolayısiyle çok külfeMichel Angelo, kendi eseri mermer heykele te katlanan millet de, fikir randımammn düşfik«konuş» derse sizleri Milletvekili yapan, yaşayan lüğü karşısmda, bu yükü çekemiyecek hale gelemfiesseselerin en yüce ve en saygıya değeri olan cektir. Politikacılarunız, partileri yönetenler bunmillet, elbette, «Konuş ey Milletvekili» demekte dan sakınmalı ve önleyici tedbir almalıdır. hak sahibidir. Artık. Türkiyede kafalann rehberliğine ihtiyaç Milletvekilinin konuşması ne demektir? Meclts var. Kafalann rehberliği demek, olayları ve mesekoridorlannda birbirleriyle sohbet etmesi mi? leleri, bilim açısından değerlendirip dile getirmek Hayır. Seçim meydanlarında nutuk çekmesi mi? demektir. Partiler, kendi kademelerindeki bizmetHayır. Bn halkanın zincirlerine, oturduğu sıradan lerin kıdem esasına, yada falan bölgede partinin lâf atmayı, küfürlesmeyi, ya da arada bir kürsüve yoklama müessesesine hakim olanlara dayanan milcıkıp şu kişiyi yerip bn kişiyi öğmesini de ekleletvekili dağıtım merked olmaktan çıkmahdır. yebiliriz. Bunlann hiç birinde, fikir olmadığı için, Mille£ zaten yfiz yülar boyu susmuş ya da suskonnşmak sayılmaz. turulmnştor. Milletvekili susmada değil, konusmaGeçenlerde, bir tstanbul gazetesinin düzenledi da vekâletinl aldıği miOetin önune geçmek duru81 ankete, büyük bir partinln milletrekillerinden mundadırlar. biri şöyle cevap vennisti: rm^ürkiyenin bugflnkfi ortamında, acılar, sıkmtı•• lar, bazı haksız tutumlann beslediği öfkeler * «Bu konu, henüz parti grubunda konuçulmadı. Grupta konuşulmayan bir mesele hakkında, hialerimize hakim olduğu için kafalanmızın eevap veremem.» rehberliği geri plânda kahnaktadır. Bn yüzden Parti disiplini denilen şeyi, bu tip davranışlar, halk, seçtiği kimseleri, mecliste memleket dâvalabir fikir ve kanaat köleliği haline getirir. Böyle rına yararlık yönünden Slçüye vurmuyorsa, bunun bir kıskacın içine giren milletvekili, her hangi bir günahı, gene politikacılardadır. Politikayı ve parkonuda, fikir sahibi olsa da, konuşamaz. O insan, lâmento hayatmı bir çoğunluk yanşması haline tekrar milletvekili olabilmek için, kendisini ebedi düçürraenin acısmı, gene millet çekmektedir. Bu yen snsmaya mecbnr «ajar. Tıpkı Michel Angeloyolda direnen partiler de şahıslar da, mnnni» t»snnn Musa heykeli gibi. fîyeye uğrayacaktır. Mesuliyet | duygusu yok mu ? | S T. ye venllği cevapta «ya yaııyı ayın Burhan Felek, «Mes"nliyet duygnsu yok mu?» başlıkdikkatle okuroamıslar veya IÖü yazısıyla T.R.T. ve Milll Ezü edilen yazıda söylemek lsteğitim Bakanhğınm yapmış oldunenleri bn şekle sokmaktan bir ğu adaletsizligi haklı olarak yermakıatlan ols» gerektirj demek miş ve finalin aynı müsabaka siste ve «Komprador» üzerine şunteml ve tam bir adalet altında tek lan yazmaktadır: rar edilmesini çok yerinde olarak «Sayın S. T. komprador »5müteklü etııüştir. Sayın yazann tekren değildır; sömürene nşaklık, lifine ben de aynen katüıyorum. hizmet edendir. Doğnda da bn Bu meyanda ben de bu hususa bir bndur, batıda ds bn bndur. Knkag cümle il&ve etmek gereğini zeyde de, güneyde de kompraduydum. dor sağladığı menfaat karşılığı Bugünedek yapılan Liselerarası ulusnnu sömüren vabancıya bizkültür yarışmalarını Sayın Yazamet edendir. Sömüren yabancı nn da değindiği üzere ügiyle ve ister doğnlu olsun, ister batılı^ zevkle izledik. Ve inanıyoruz kl bu tür yanşmaların her bakımdan ce HAYRETLE miyete faydası büyüktür. Ancak şu na cidcUyetle temas etmek isteriz ki, yapılan bazı ysnşmaların soru OKUDUM lannda önemi büyük olan bazı isa0 Tartışmacı Akın Oyat da Ebetsâlikler ve dengesizlikler olYüceliş'e verdiği cevapta eleşmustur. Bu arada öyle suâller sotirmesini hayretle okuduğunu rulmuştur ki tam manâsıyla saçbelirtmekte ve sunlan yazmakmalık diyebileceğtmiz şeylerdl. Me tadır: selâ (sayın yazann da ifade etü«Yayınlanan yazımı önüme ği gibi) Amerikalılann beyzbol oyunu kaç kişiyle oynanır? Bu ya koydum ve Sayın Yüceliş'in yorumlarında nasıl yanlışhğa düşrışmanın ismi liselerarası kültür yanşması konuldu. Buna göre so tuğünü saptadım. Bunlan açıklamadan önce. Sayın Yüceliş'e. rular Use kültürüy'.e ilgili olmavazımda gunduğum bir örneği Udır. Oysa yukanda verdiğtaıiz ml pekiştirmede daha güzel bir bel sal bize Use kültürüyle alâkası olge örnek veren yazısından domayan bir çeşit suâl olduğunu gös termektedtr. Buna benzer saçmalayı teşekkür edenm. Uklara daha bir çok ömek verlleBu belge örneği gözden gebilir. çırelim: ! kinci bir husus da her lkl şeh0 Demişım kı: «Biıim »sıl | rin yanşmalannın sistemleri üzerinde dvnnak istediğimiz, bn Tiin birbirine uymaması. Bu ya ve buns benzer sornlan tartısnşmalar TB.T. ve Milll Eğitim malara sokan anlayıs ve tntumBakanlığınca nazırlandığına göre Aarjf Sonra açıklamada bulunher ikl şehrin sistemlerinin aynı olması icabetmektedir Sebebi ise, muş ve bir örnek vermişim. Bu konuyla kansmasın diye, verbu yanşmaların sonucu Türkiye diğim örneği «özel okullar» koŞampiyonunu tâyin etmesidir. Bu nusunda geçen bir konuşmadan na göre sistemlerin aynı olması aldığımı belirtmışim. Ondan gerekmektedir ki, ortaya çıkan sonra da bu örnekle ilgili tek şampiyon adaletle ve tam bir den kelime yazmamışım. geyle kabul edilmış olsun. Görülüyor ki arada böyle büyük bir Görüldüğü gibi Sayın S.T.mn dengeslzlik mevcuttur. sorusunun ilgili olduğu konuya Şimdi Ugililerden şunu istiyodeğil. bu sorulann tipine değinruz: Ya, aradaki dengesizliği kalmişim. Bu amacı yazımın başındınn veyahut d final yanşmasını da da belirtmis, «Sayın S. T. ye tekrar edin. isterse tlhan Selçok eevap verL'fuk ÇAKIM sinj» demi'im. *** Belirttiğim amacın dışında amaçlar kesfeden Sayın Yüceliş' in, yazımın tümünü aynı dikkntle okumamış olduğunu sanırım. omprador kelimesi üzerinde kiştiren örnek tutumul Sayın Yüceliş'i hataya düşüren ana nokt» «tlkelere bağlı olmak» sözünü «doktrinlere bağlı olmak» diye anlamış olmasıdır Oysa bütün doktrinlerde ortak olan ilkeler vardır. Ve insanlar ılle belli doktrinlerde bulunan ılkeleri benimsemek zorunda de ğildir. 6 mayıs günü aynı sütunda çıkan Sayın Nurten Bilginer'in ya zısını okumanızı sağlık veririm. 250 kelime az değildir. Fakat 250 kelimeyi. üstelik yazılı belge iken yanlış yorumlayan bir kişi ile yüzlerce kelimelik konuşma yapmak istemem. Saygılarımla.> Gerçek suçlu! Adana Ecza Odası da bir bıoffir yayınlıyarak İstanbul Ecza OdasıkoBI us und na katıldı ve Türk hekimleriyle. eczaalannm ilâç » » * " ,T tizlikle durmalannı istedi. Broşür henüı elimiıe geçmediğinden ktfn0 0 dekileri trferrnatıyla bilmiyoıuz. Ama bUdiğimiz ve S ™*™ ?*' P f ta oosegmde hastayı somürmek isteyenlere karsı bur duenme harekeD ^ S t ş a r m bir ince.emesinden ald.fın.u aşağıdak, Türkiyede ilâc kontrolunun ne basıboşluk içinde bulundugunu goster ^ : S ^ i a z e p i n eğer tsvicredenitt.1 edüirse g . o ^ dolâ» gelmektedlr. Aynı madde İtalvadan getirtilirse klloin 51 dolara malol M İSTEDİKLERİ YÖNE GETİRDİLER 0 Tartışmacı Barış Sayıl da S. T. ile Erdoğan Yukseliş'e cevap vermekte, genel olarak diğer tartışmacı Aytuğ Ankanla birleşmektedır. «Tartışmacı bay S. T. ile Bay Erdoğan Tücelis, komprador sös cüğünden yola çıktılar, döndüler dolaştılar, istedikleri yöne getirdiler tartışmayıj» diyen Barış Sayıl yazısını şöyle bitirmektedir: «Toplumculuğa karşı iki prot. ün düşüncelerini yazmıssınu. Ben, aizin düşünceniı ne, buna öğrenmek isterdim doğrusu. Bay Tüceliş, toplumculuk nlkeden ül keye değisiklik tösterebilir. Ancak toplumculuğvn temeli birdir: Ülkenin tam bağımsızlığı, ekonominin belli bîr azınlık yararına değil. halk yararına islemesi. Soruyorsunuz. hanei toplumcn Inktan yanaymısız? Bi« demokratik toplumculuktan yanayız. Bngün Türkiyede bunun savaşını yapıyornz. Ben de sizinle böyle dar bir yerde yazışmayı değil, yüzyüze nzun boylu konuşmayı çok ister dim doğrusu.» *** F A İİİİ iii! •••a •••• ••>• •••> *••' •iii •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• • ••a • ••• • *•« • ••• • ••• • ••a • ••• • ••• • ••• • ••• • •*• • ••• • ••• Komprador K İİİt •••« :::: •••• İZMİTtN 45. KURIULDS VHDONOMO zmit bundan 45 yıl öncc özgürlüğnne kavuşmuştn. Dfişman, 28 Haziran 1921 rünü, bir bozgnn içinde Izmit'i terketmişti. Bir kaçıştı bn, ortalığı ateşe vererek, cinayetler işliyerek.. Bn kapkaranhk günler, 28 Haziran günü, Doğu'dan tzmit'e giren çetelerin nara ve silâh sesleriyle son bnlmustn. Emperyalistlerin güçlü destekleriyle Izmit'e giren lunanlılar, o gün Istanbul'a doğrn kaçmışlardı. Izmit'in kurtolojn, Kuvai tnzibatiyenin son kalesi olan îstanbulnn da düşüşünü hazırlamış oldu. îngiliz donanmasının tzmit körfezini doldurması, tedirginlik dolu günlerin ilk habercisi olmnştn. trili nfaklı gemiler namlnlanm tarihî Izmit kentine yöneltmişlerdi. Türk tzmit nefesriı kalmıştı. Gözyaşı ve kan dolu günler bn armadanm gelişinden sonra başlamıstı. Karaya önce Îngiliz askerleri çıkmıştı. Onların ardından Anzak'lar ve Hindn'lar Tersane bahçesinde tngiliı askerleri silâh çatarlarken, berikiler de çevreyi knşatıyorlardı. îngiliz yönetimi baslamıştı Bir süre sonra karadan ve denizden «Kullar» köyündeki Çuhahane yakılıp yıkılacaktı, Syle olmustu. J Şakir BALKI önce tzmifin çevresinden baslamıslardı insan avlamaya. Üçtepeler'de, Kelledere sırtlarında, BaŞçeşme yamaçlarında elleri silâh tutan Türk delikanlılannı yakalayıp knrsuna dizmişlerdi. Bu kanlı olaylardan sonra, çeteler tzrait'in dört bir tarafından saldınlara geçmişlerdi. Sokaklarda yatıp kalkan yoksul insanların üzerine gaz döküp yakmıya vakit bulamadan, tzmitten kaçmakla canlannı ve mallannı kurtarmıslardı Yunanlılar. tzmifin Doğn kesiminden kasabaya giren çeteler, halkın gözyasları arasında karsılanmıslardı. Kurtnlmnştu tzmit! Orada burada vurnlmuş olan sehitler toplanıyordn. Esaret sona ermis, özgürlük ve bağımsızlık başlamıstı (28 Haziran, 1921). T Tİusal direnlste tzmit bazı üzücü olaylara * ' sahne olmnstnr. Peyamı Sabah gazetesi başyazarı Ali Kemal, Beyoğlunda berberde traş olurken yakalanmif ve deniz yoluyla tzmife götnrnlmüstür. tlkin Merkez Komutanlığına. sonra Askerî Valinin hnzurnna çıkanlmıstı. Ali Kemal'in tzmife getırilisi, hemen ortalığa yayılıvermişti. Halk Vilâyet konaŞının anakapısına birikmisti. Halkça tutnmn iyice biliniyordn, Peyamı Sabahçının. Bir süre Askerî Valinin hnzurnnda kalan Ali Kemal, sonra dısarı çıkanlmıstı. Ali Kemal'i gören kalabalık bağırıp çagırmaya başlamıstı. Buradan istasyona fötürulecek. akşama doğru da mahkeme edilmek üzere Ankara'ya gSnderilecekti. Sinirier çok gerilmişti. Ali Kemal, lâcivert bir elbise giymisti. İpekli beyaz gömlegi itina ile ütülenmis ve kırmızıya kaçan kravat bağlamıstı. Altın çerçeveli gözlüğfinden halkın hevecanını seyrediyordn. Halk hırçmlaşmıştı. Zaptiyeler sasırmıslardı. Etraftan taslar atılıyordu.. Ortalık karısmıs ve Ali Kemal yere dösürülmüstü.. Bn linç olayı Ankara'yı ve çevreyi oldukça üzmüstü. Onun Padişahçı Hilâfetçi tntnmn, emperyalistlerden yana olusn biliniyordn. Kemal tzmife her nsrayısında devrim ilkelerinden söz açmıştı. Atatürk ilk kez parti fikrini, tstanbul basınma tzmiften haber vermistir: « . Program bütün mıllete tatbik olunmahdır. Bu ancak, siyasi bir teşekkül ile mümkündür » Hilâfetçiler ilk yumrngn tzmiften yemislerdir. Hilâfeti kaldıran kanun yürürlüğe çirdikten hemen sonra, Hilâfeti övücü konusmalar yapan Afyon Mebusu Hoca Şükrii Efendiye sn ce\abı vermistir Atatürk: •Türkiye Büyük Millet Meclisi Halifenin değildır, ve olmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi, yalnız ve yalnız milletındir.» Mnstafa Kemal olayı dedigimiz ilk <temel> ilkeyi Atatürk ilk defa tzmife açıklamıştır: •Tam tstiklâl.» «Kavıtsız sartsız Millî H&kimiyet. .» Ve tzmit, Atatürkün kntsal nâsını kucaklamak serefine de ermistir. Tarnz'Ia tstanbnl'dan tzmife getirilen aziz nâsı. gözlerden akan yaslar arasında trene bindirilmiş ve çok özlemini duyduğu Ankara'ya ufnrlanmıstı. O'nun kntsal varlığını kncaklayan ilk Anadolu toprağı tzmit olmuştnr. tzmifin 45. kurtulus yıldönümü tüm ynrda kutln ve mutln olsnft. iii; İİİİ •••• •••• •••• •••• •••• SSiS :::: •••• •••• :::: •••* • ••• • ••• •••a •>•• • ••• • ••• İİİİ • ••• • •a* • ••• • III f|ll •>•• •••• • ••• •••• «aa» •••a •••a ••a a >a«a «••• •ııı • IDt • a>a • aaa • aaa :::: bir süredir devam edegelen tartışmayı hayretle izlemekteyıtn. Sayın Selçuk'un yazısını eleştiren Kadıköylü S. T. nin ve aym paralelde düşünen Erdoğan Yücelış arkadaşlann yazılarından edindiğimiz kanaat odur kı; sayın Selçuk «Pencerede» anlaşılamamakta veyahut yazılan pek genış olmayan bir zavıyeden yorumlanmaktadır Öncelikle şunu tesbit gerekır ki Cnmhnriyet gazetesinde tartışma, sadece tartışma ihtiyacını tatmin için değil, yararlı olacak bir fikir alış verişini temin içindir. . 5u halde bu eleştırmede yazann yazıları bütünüyle düşünülmeli, yaptığı mücadele içtenhk ve gerçeklikle tesbit edilip değer yargılarına böylelikle varılmalıdır Sanılmamalı kı; sajın Selçuk' nu «Penceresi» doktrin ve rejımlerın tanımlama ve tartışmalarımn yapıldığı bir akademık kürsüdür. Saniyen yazar, doğu ve batı'dan yana olmayan tarafsız ve kuskulu vatandaşlan ıkna için her yazısının sonuna «Ben Doğn emperyalizmine de karşıyım, bilesinizj seklinde bır şerh koymak mecburiyetinde de değildır BASKIN ÇlKlYOR % Yazım apaçık ortadayken, Sayın Yüceliş'in neye dayanarak beni doğunun, somürücü duzenin... savunucusu yaptığını an lamak imkânsız. «Kendiliğinden ortaya çıkıyor» demesi ise, bir tevazu örneği.. Bana «Milliyetçi misin? Sosya list mi?» diye soran arkadaş insaflıymış. Hiç olmazsa sormay] gerekli görmüş. Sayın tartışmacı daha baskın çıkıyor, hemen hükmü verip, «Siz hangi sosyaliımin taraftansımz?» dive soruverıyor. Sinıdi belki bekler kı «Hangi sosyalizmin taraftarı» olduğumu (!) anlatayım. tste E Yücels'in verdigim örneâi pe Başarıstzlık ve nedenlerı S ''"Beİladone Total Alkoloid isviçreden ithâl edüirse 457 dolâr^ Macaristandan ithâl edüirse 1,8 dclârdır. Demek kı aynı maddeyi 5 4 mi». li pahalıya piyasaya sürenler vardır. Bu liste istenildiği kadar uzatılabilir. Halk saglıgım, lıısaa hayai s i m k t,nı ilgilendiren bir clanda t.caretin bu ««•««»••• ^™= ,£" rektiğiTaçıktır. Tabii ham ma^deleri yabane. « 1 ^ ' ^ e n p a h . h y . ^ d edenlerin ilâçları da pahall olmakte ve bn pahalüığı hasta dojegınde vatandaş ödemektedir. Şimdi denebilir ki: Pahalı ilâclar satılmaz. ucuzlar satılırsa mesele kendiliğinden çötümlenir ve serbest rekabet dâvayı sağlam sonuca baglar. Mesele saıuldığ» kadar basit değildir. tlâç pıyasasmda psikolojlk etkiler büyük rol oynamaktad.T. Kyasayı elinde tutan firmalar kıyartya bir propaganda ile Anadoluya avuclan icine almışlardır. TerU ve yabancı jaymlan ile en uzak köy ve kasabadaH doktorlan telöa altında tutmaya çalışmaktadırl.ir. Pfyasada aynı isi görecek o kadaı çeşit ilâç vardır ki cczahane vitrinleri yanında Mahmutpasadakl manlfaturacılann taflan takiı kalmaktadır. Şu fakir Türkiyede bu kadar çesitll ilâç ama aynı işı goreeek eeşltli ilâç neye yaramaktadır? Neye yaradığı ortadadır. Her yU Anadoluda ilâçsızlık yuzunden tasanlar ölüp gitmektedir. Btr kızamık gelir, yüzleree çoeutu göturur, kimsenin kılı kıpırdamaz, sehirlerde ilâclar beş mlsli, on misli pahalıya suriilür, kimsenin kılı kıpırdnmaz. Bu basıboşluğa bir son vennek <a m»nı gelmlstir. Kıyasıya bir rekabet yüzünden yükselen propaganda masrafları, lüks ambalaj. ve hinbir ithalât oyunu sonunda kabak, dar gelirli vatandaşın basmda pallamaktadır. Biz bu ilâç konusund» en «orumlo vataodaşlar elarak birtün doktor ve eczacılanmızı göreve cağırıyoruı. Bir doktor yalna hastanm nabzına bakan ve onun lyileşmesi lcin çalışan kişi değildir; bb eczacı da yalnız elindeki receteve före ilâr satan kişi değildlr. Toplum içinde ve • basta karşmnda büyük ve efniş sorumlan vardır heT Iklsinin^ Türki • yede halk sağhğı bakımından çok önemli bn dâvayı enine boyuna in • celemek ve ortaya kovmak zorundadırlar. • Yalnız kimyevi maddelerdek! pahalı ithalât yüzünden meydana ; gelen döviz kaybıyla Türkiyede mülî ilâç sanayii knrnlabilirdl. Ne ya • zık ki yülar reçmiş, değerli dövlzlerimiz bos yere dışan akmıştır. Yüz ; milyonlarca lira zarara girmiştir bn yüzden memleket• Ve tıpkı perrol dâvasındaki gibi bunnn hesabmı soran ortaya cık • mamıştır şimdlye kadar. i Daha da döviz kaybı, kan kaybı gibi sünnektedir. İlâç yapımı tçtn • kullanılacak bir kimyevi maddenin so fakir Türkiyeye 250 misli pa • halıya ithali ne demektir? S Bunun hesabmı soracak, bunnn peşini kovalıyacak, bn fed soy ; çumın önüne eeeecek kimse ;ok mudur Parlâmentonun içinde ve dı { şında? S Türkiyede akıl almaz hasselaya sığmaz işler kimsenin haberi ol S madan cevriliyor. Yüzde 35 pahalı ham petro) ithal ediliyor yıllar M S 1ı.. Yüzde yüz, yüzde ikiyüz pabalı ilâç ham maddesi ithâl ediliyor yıl 2 lar yılı... S Bir memleket handan başka türlü nasıl sömürülür ki!.. • Sömiirge olmak için ille de basında kolonyal sapka, ayağinda çut> • me, elinde kırbaçla adamlar mı gereklidir? Somürmenin öylesi geçen • yüzyılda kahnıştır. Yeni soınüreecilik mekanizması artık çok daha baş • ka biçimde ralışıyor. Az gelismis toplumlar uyanmazlarsa, millî kay. • naklaruıdan sağlıklanna kadar her şeylerini eloğlu sömürür, hem so • mürmekle de kalmaz, bu somurmeyi anlatan kişilere: J Komünlsttirler... diye de çamur atar. * Ne var kl onlarm suçu hsflftir. Gerçek suçlu, kendi milli çıkar { larını kommasıni bilmiyen. ve hasta döşeğinde vatandaşlannın sömü S rülmesine ses çıkarmıyandır. * Dr. Şükrii Kafkas Goğüs İç hastalıkları MÜtehasıın Muavenehane: Bsharrye caddesl No: 46 K. Koy Her gun: 15 ten sonra Tel: 36 96 91 KAYIP Ökokul dlplomaml kay bettim. Hükümsüzdur. Kastamonu Çatalzeyün Çepne Sadık Ozay Cumhoriyet 742S LÜZUMSUZ VE FAYDASIZ ayın Halis özgü'ntin arasıra yazdıgı gerçekten ilginç yazılanndan sonuncusu • Başansızlık ve Nedenleri üstüne kısaca değineceğim: Kişinin tüm yasamını çok önemli denebilecek nitelikte etküeyebilen konulardan biri, belki de birıncisi psikolojik olaylardır Ülkemizde, gerek toplumumuz gerekse okuUanmızda; orta derece li okullanmızdan Üniversiteye dek psıkolojı dersleri okutulması, ö lusça «Ruh Saflığıı ndan yoksun olan Türkiye'miz için. özellikle bir zorunluk kabul edilmelidır PsikoSosya) oluşumlanmıza ftdeta bir deva eibi değinen Sayın Özgü, Cumhuriyetteki bu oldukça IIginç yazılarını • hiç değilse • gelecek kuşaklanmız için sık sık yazmalılar.. Psikolojı, ülkemizde aydın annebabalan, genç kız ve erkekleıi mizi engin duygularla ilgilendiren en önemli konulanmız arasına gir miştir.. Yalnıa psikolojik değil. psikososyal bağıntımn gereklerini de düzenleyeceğinden kuşku olmayan bu tür yazılar, kişinin vaşamının en önemli çızgileridir. H. Sami HÜRRtYET öğretrnen tZMtR L ÖLÎÎM ve TEŞEKKÜR dumu, şioğlu, Feryal Ahmet Merhum İslâm Beyin ve Cemile Hanımin mahSaıme Turuntayın sevgili, vefakâr eşi, Rüksan Ekİlhan ve Engin Turuntaym çok sevjpli babaları, Turuntay ve Kâzım Ekşioğlunun kayınpederi, Cem, ve Can Nurinin büyükbabaları : AHMET Nlffiİ TURUNTAY'ın 25 Haziran 1966 Cumartesi günü an! vefatı dolayısiyle cenaze merasimine bizzat katılan, telgrai, telefon veya mektupla taziyette bulunan akraba. dost ve arkadaşlarımıza teşekkür ederiz. EŞİ ve ÇOCUKLAR1 Cumhuriyet 7432 PRENS HALIM SÂIT İngiliz Fransız ve Turah gümüş servis takımlan; leğenibrik, şamdanlar, Sevr leğenibrik, Yıldız, Gale. Krevuzane vazo; Bohem kâse; aşurelik J.P. yüzük vesaire 1/7/966 Cuma günu saat 13.30 da İstanbul Mezat Dairesinde (Sandal Bedesteninde) satılacaktır. Cumhuriyet 7431 İstanbul 1 inci İflâs Memurhıgundan: 965/12 Müflis Ensar Biber'e ait olup İflâs İdaresince satılmasına karar verilen ve 25'6'1966 tarihli Cumhuriyet gazetesinde ilânı neşredilen Beyoğlu Firuzağa mahallesi Defterdar yokuşu sokak eski 7 mü, 101,103 taj, 123,125 kapı ve 496 ada ve 35 parsel sayılı 23830 M2. gayrimeıvkulün muhammen kıymetinin Uânda 925 bin lira olarak gösterildiği anlaşdmış olup bu rakamın sehven yazıldığı ve hakikî kıymetinin 825.000 lira olduğu tashihen ilân olunur (Basın tashih 7437) îngilizlerin gelislerden sonra, îunanhlar lımit'e ayak atmışlardı. Elenizm baslamış oluyordu. Bir rüya gerçeklesiyordn. Yunanlıların gelisleri, tngilizlerin çekilmelerini izlemişti. Ingilizler bir yol açıcısıydılar. Onların bn çabaları Büyük Britanya için oldngu kadar Tunanlılarm Tarihsel tntkularını gidermek içindi. Serüven bn amaçla başlamıstı. Tunan askerlerinin ve yerli Rumların baskılan gün geçtikce artımstı. îzmitli Türklerin yaşantılan agırlasmıstı. Halk kendi dertleriyle ve eskî mutln günlerin anılanyla basbaşa kalmıştı. Kurşunî bulutlar tzmifin üzerine çökmüstn artık. * nkara basarı kazanıyordn. Ataturkçu ve •^» nlusal güçler Geyve boğazını ele geçirmislerdi. Tunanlılar için bir çözüntü baslıyordu. lzmit'in çevresindeki Türk çeteleri düsmanı ürkütmeye baslamıslardı. Bu ürküntüler yerlı Komları, Tunanlılan vahsilestiriyordu. î e r yer saldırılarda bulunnyorlardı. Sinirleri çok gerılmisti. Bn saldınlardan sonra halkın agzında bir «katliâm» sözü dolasmaya başlamıstı. Herkesın aizında «Türkler bir bir knrsuna dizilecekler.. Türkleri fınnlara doldnrnp yakacaklar. tzmıfı ateşe verecekler..» Bu gibi kötii sövlentiler yokgnl halkın sinirlerini son derece bozmustu. Ve bu yüzden orava bnraya göçler bile başlamıstı. Bir ölüm sessizliği çökmüştü sanki tzmifin «zerine. Halk fıkara kalmıştı. Açtı, umntsuzdn. Sokaklarda yatıp kalkıvordu. Acaba, katliâm ne »aman bashyacaktı? Tüm düsüncesi buydu halkın. Demiryoln boyn aile aile toplnluklarıyla dolup tasıyordu. Hastalar inliyor, çocuklar a^lagıyorlardı. Evlerini ocaklannı bırakmıs olan bu zavalh insanlar, ölüra anlarını beklesiyorlardı. Tol boylannda, sokak baslannda tutnnamıyan halk, Fransız kilisesinin bahçesine dolmoslardı. Tnnânlılar Pazaryerini atese vermislerdi. Olüm »açan silâh sesleri ortalığı atese bogmustu. Bn Insanlık dısı saldınlara dayanamıyan bir Fransız Papazı : «Bu raasum halkı öldüremezsinız.. Onlar benim sancajımın altındadırlar. öldüremezsiBiz!.^. dhe bağırmıstı. KatUftm b»*lamı»tı (23 2« Uaııran, 1921). İİİİ ••a» •••• S ayın Selçuk, Turkıye şartlarını açıklıkla gorenlerden ve bu zaviye ile bağımsızlık mucadelesini yapanlardandır. Ka naatımce tartısmacılar şartları ve Türkiye'ye hâkim kuvvetleri gormemekte veya görmemezlikten gelmektedirler. Kabul etmek gerekır kı memleketin bu gunkü durumunda «Ben batıya olduğu gibi doğu emperyalizmine de karşıyım. demek ve her defasında bunu tekrar etmek lü zumsuz ve faydasızdır. Çünkü hali hazırda: Ikilı anlasmalarla üs'leri «doğululara» vermemişiz. Yer altı, yer ustü servetlerimızı «Doğulular» sömürmek çabasmda değıl. Adlî ve idarî muafıyet ve masunıyetlerden «Doğnlnlar» faydalanmıyor. Devlet dairelerinden plânlamaya kadar direktif verenler «Doğiıln» değil. Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti Basvekiline dostça tehdıtler «Doğudan» postalanmadı, ilh... Şartlar değifir ıse. sizlerle aynı fıkirde olmamağa imkân var mı? Bağımsızlığı «Ne Doğu, ne Batı» düsturunda kabul etmek ve bunun savunuculuğunu yapmak kimsenın tekel'ınde değildir ki... , Hatır için ve memleket çartları değisecek ise sayın Selçuk ile milletçe bağıralım «KaBrolsun doğu sosyalizmi ve emperyalizmi.» Aytnğ ARIKAN A%ukat stajyer Izmir GAYRÎMENKÜL SATIŞ ILANI İSTANBUL DOKUZUNCTJ İCRA MEMURLUĞUNDAN: Dosya No. 1965/152 Şişli Mecidiyeköyü mahallesinin Şişli Büyükdere asfaltı caddesinde EE:9 mü. kapı, 1946 ada, 11 parsel sayüı 8494 m2. miktarmdaki tarlanın şüyuun izalesi maksadı ile tamamının satılmasına karar verilmiştir. 31852,50 TXu vakıf taviz borcu alicıya aittir. ÎMAR DURUMU: Bu yer ve civarina ait sanayi plânları 29/4/1966 tarihinde İmar İskân Bakanlığı tarafından tasdik edilmiş olup plânların tatbik şekli yeniden Bakanljğa sorulduğundan imar durumu tanzim edilemediği bildirilmektedir. MEVKİİ EVSAFI VE DEĞERİ: Leventte Şişli Büyükdere asfaltı üzerinde Eczacıbaşı ilâç fabrikasinın sol taraf bahçe duvarına bitişik, cephesi dar, derinliği çok fazla arsadır. Önden arkaya doğru hafif mail ve ârızalıdır. Civarı ilâç fabrikalan ile muhattır. Kadastro çapma göre arsanm 5n ve arka cepheleri vasatl 20, derinliği ise 371 m. dir. Tamamma 637.050,00 TXı. kıymet tahmin ve takdir edilmis bulunulmakla karaı dairesinde: İlk açık artırması 27/7/1966 Cuma günü saat 10 dan 11 « kadar, tehiri halinde on gün sonraya müsadif 2. artırması ise 8'8/1966 pazartesi günü saat 10 dan 11 e kadar İstanbul Adliye Sarayı satış mahallinde yapılacaktır. Artırma şartnamesi 15/7/1966 tarihinden itibaren memuriyetimizde açık bulundurulacak ve 100 kuruşluk posta pulu verilmesi şartı ile istiyenlere bir sureti gönderilebüecektir. Teminat nisbeti % 10 olup fazla malumatın yazılı numara ile memuriyetimızden alınabileceği ilân olunur. (Basm 3884/7416) ALTIN SERİ TÜRKİYE KIZILAY DERNEGI GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN: Yüksek Mühendis veya Yüksek Mimar ve Mühendis ahnacaktır. Ankara'da Fen Müşaviri olarak istihdam edilmek üzere Yüksek Mühendis veya Yüksek Mimar ile Mühendis alınacakOr. Mukaveleli olarak alınacak personele yevmiyeli teknik Personel Yönetaıeliğine göre ücret verilecektir. Aranılan vasıf.an haiz olan isteklilerin en geç 11/7/1966 tarihine kadar refer3n.«=1an ile birlikte Kızılay Genel Müdürlüğüne yan ile müracaatları rica olunur. Cumhuriyet 740» i*aa ••a DİĞER TARTISMACILAR 0 Bu konuda Ankaradaki okurumuz ömer Kuskan'dan, Barış Saygılı'dan, tstanbul Teknik Üniversıtesı öğrencisi Akın Oyafdan mektup «lmıs bulunuyoruı. Tırtifmacı ömer Ku|kan, 8. RADYONUZA DEĞER VERİR İlââncıiık 4262/7414