16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFEDÖRT 5 Mart 1966 CUTVm UKI YET Müfide Zehra ERKİN GUUUCJJMU OLDU HFFANY JONES «Tümünün anası kayıp, babalan mücahit.. Götürecek başka yerim yok şu değin. Onlan en iyi sen koruyabilirsin. Evvel Allah sana emanet olsunlar» demişti, ana babalannı veremezdı ki çocuklara.. Hacıbaba, ömrü yettiğince onları koruyacağını, unu bitinceye dek karınlannı açbırakmıyacağını biliyordu. Tek isteği, bu zavallı yavrucaklan sağcana ailelerinden birine teslim etmekti. önündeki yalağa yaşlı gözlerle bakarken; cAllahım.. tez elden onlan ailelerine kavuştur tahta kapımı düşmanın giremiyeceği gibi çehkten et, gâvurun gözüne kara perde çek de onları gönnesin» diye dua ediyordu. Başkaca ne yapabilirdi ki.. Ne elinde tüfek, ne de kolunda güc vardı.. Çocuklann bir köşeye çekilip, başlannı yere iğdiklerini gdrünce, içindeki acılar taşarcasına kabardı. Dünyadaki fenalıklardan habersizdi bu çocuklar. Ne için bu kilere sokulduklarını bile anhyamıyacak kadar küçüktü çoğu. Dört be» yaşlarında olduklan halde, annesiz kahp, ağlamamalannın tek nedeni, her sabah yemeğe ahşık olduklan çörekler gibi, Hacıbabanın sevimli yüzüne ahşık olmalan, ona saygı ve sevgı duymalanydı. Bunu biliyordu, Hacıbaba. Şimdi onlan susturmakla küçücük kalbciklerini kırmıs olduğunu sezerek, için için eriyordu, ihtiyarcık.. Sıska parmaklarını, bir seyler düşünürcesine yalaktan çıkararak, gözlerini çocuklardan ayırmaksızm, hamurun üstünü örttü. Ellerini una bulayıp, uğuştura, uğuştura temizledi. Davranışlannı gozetlemekte olan çocuklara zorlu bir gülümseyisle bakarak; «Işim bittı evlâtlarım» dedı.. «Aferin, sözümu dinlediniz. Uslu çocuklar çok şey kazanırlar. Başlannızı kaldınn, somurtmayı bırakın.. Çünku, size masal anlatmağa geliyorum, iyi mi?..» Sırtlannı, sıvasız duvarın oyuk larına dayamış olan çocuklar, hep bırden zıpladılar. Kımisi bağırmağa, kimisi Hacıbabanın öniüğunu çekiştırmeğe başladı. Hacıbaba, seslerin duyulacağı endışesıne kapılarak. onları susturduktan sonra, yorgun gözlerini odanın dort yanmda gezdirdi. îlkın, kilerin kapısını sürgulemeyi düşünduyse de, Ahmedin dış kapıyı çalıp da tokmak sesini duymıyacağını hesaplıyarak, azıcık aralık bırakıp, sürgulemekten vazgeçti. Tıs pıs olmuş çocuklann ortasına gelıp, bağdaş kurarak, yere oturdu, vaadettıği masalı anlatmağa başladı : «Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.. ninemın dedesı beşikte iken, kocaman heybetli bir sultan varmış.. Bu sultanın çenesinden aşağıya doğru kıvrılan sa 7 konu ve resim: Ayhan Başoğlu İLONA kalları, kulaklarının üstüne dökü len kâküllerı sapsarıymış.. Bu yüzden onun adına San Selim derlermiş. San Selimin kılıcımn kabzası da saçlan gibi san, som altındanmış.. Düşmanına bu kılıçla bi vurdu mu, gövdesini ikiye bölüverirmiş. Bileğinin kuvveti midesinden yanaymış.. Sofraya bi oturdu mu, kocaman bi kuzuyu yuduverir, bir çanak sarabı ıçiverirmiş...» Küçük çocuklardan biri dayanamıyarak, Hacıbabanın sözünü kesti; ağzını şaplatarak, «Ben de yeyim kuzucuğu a Hacıbaba» diye iştahlandı.. Diğer çocuklar da ağız şaplatmaya başlaymca, Hacıbaba daha izlemli konuşmasının gerektiğıni, küçıik çocuklann her sözden kendine pay çıkaracak dek duygulu olduğunu arüıyarak, masalını sürdürdü: «Sarı Selim içtiği şarabı beğenmemiş bir gün.. Ağız tadını bulamamış nedense! üzun, uzun bir şeyler düşündükten sonra saraydaki genç askerleri etrafına çağırt mış. Onların yağız vücutlarından, kuvvetll pazulanndan gözlerini ayırmadan kocaman kollanru Ud yana açarak, heybetli bir sesle: «Dünya iki kolumun arasındadır, demiş; dünyayı görmüyor musunuz?» Genç askerler, Sultanın önünde diz çökerek, gözlerini iyice açmışlar ama onun kollan arasında hiç bir şey görememişler. San Selim sustuklarını göriince, kollarını kapatarak, gülmeye başlamış; övgüy le; «Kaldınn başınızı, demiş. Hepiniz birer kılıç hak ettiniz. DUnyanın benim kollanmın arasında olduğunu söyleseydiniz sizi yanım dan atardım; doğru kişileri severim. Ne gordüğunü, ne istediğım bilen, yalan söylemiyen Allahın en sevgili kulu olur, dünyada onun kalbine girer. Ben de dofru kişiyım, sıze ne istediğimı çekinmeden soyliyeceğim.» «Söyleyın Sultamm» demişler. Sarı Selim önündeki altın tası alarak: «Bunun içinden çok nefis bir şarap içmek isterim, o sarabın kal btmize, bizim dücyamıza yalan bir cennette olduğunu işittim. Bu ülkeyi fethetmek için benlmle birlik gelir mısıniz?» Yağız dehkanlılar dikleserek: «Elbette gelırız Sultamm, pazularımızı ne diye kuvvetlendirdik?» diye sevmç çığlıklan atmışlar. San Selim bu korkusuz gençlere tutkuyla bakarak: «Evlâtlarım, şarabını tatmai istediğim bu cennetın yerinl size anlatmahyım, demiş; bu cennet dünyamız var olduğu günden beri var imiş. tlk inaa^inr yaşamışlar orada. O süreler, şu üstünde yaşadığunız vatammız Anadolunun topraklanna birleşikmiş derler... Bir gün, Allahbaba yeri titretmlş, dağlan yürutmüş, denizlerin suyu >üklerine. Onlara bir adımlık yertırmış. Bu cennetin topraklan, Anadolu topraklariyle kan bağır ay rılmışlar . Dağın çocuğu Toroslar, denizin sevgilisi, agacın torunu birbirine ırak kalmış. Bır sü re için, için ağlamışlar sonra başlannı etraflanna çevinnışler. özlediklerini gorür, seslerini duyar gibi olmuşlar. Onlann açık kollarına gırmek istercesine başlannı uzatmış gıbiymiş çocuklan .. «Size çok yakınız» diyorlarmış, büyükerline. Onlara bir adımlık yerdeymış Kıbns adacığı. Anadolunun yavrusu olan Kıbrıs adasının ana evlât ozlemıni ben de içımde duydum, bugün Orada şimdi korsanlar yaşıyor; Cenevizli, Venedikli korsanlar. Onlardan evvel kimler yasamamış ki; Mısırlılardan Penikeulere, Eomalılardan.. Aslan yürekli Rişarlara, Peygamberi miz Hazreti Muhammedın askerlerine dek kucak açnuş bu adacık . Müslümanlar oraya doğruluğu ve iyiliği getirmek istemişler fakat, bugun orada yaşıyanlar fena ınsanlar, herkesm malını çaian korsanlar dır. Dünya, biz Müslümanla nnkı gibi kalblerinde değıldır Oranın burkuk şarabını yüzleri gülsün diye degü, dışleri keskinleşsın, hırslanna kuvvet gelsın diye içerler Tannnın dogru kullan olan bızler o cennetı korsanların kirletmesine katlanamayız, artık.. Gidip, onlan oradan atacağız; dağ lar çocuklanna, deniz sevgilisine.. agaçlar torunlanna nefes verecelc, bız de Tannmn iyi kulu olmayı hak edecefiz.» Delikanlılar heyecanla kükremişler: «Emret Sultanım, fethimiz Kıbnsa yönelsin..» Günlerce hazırlüc yapılmış... Cen gfiverlerin en güçlüsü olan Lâlâ Mustafa Paşa kumandasında gemı lere binen, kalkamı, kılıçlı, oklanm, yaylannı sırtlıyan Türkler, açümışlar Akdenize Lâla Mustafa Paşa gibi korkusuz bir kışı olan Cambulat Pasaya güzel bir at vermiş, San Selim. Venedıkli korsanlar Adaya yaklaşmakta olan gemileri görmüşler, oturmuşlar şarab fıçısının başma. tçtikçe içmişler. Dişleri parlamış, içleri kararmış, fenahkların en korkuncunu düşunmuşler; Türk gemılerinin A daya gırebıleceklen en uygun kıyıya, Mağosa lımamna kocaman, tahta dışleri olan, dönerken yanına yaklaşanı param, parça eden bir çark koymağı kanüamışlar. Sonra da, ağızlarımn suyu akarcasına; cAdaya adım atan çarkm dıs ı.^rınde param, parça olacak.. Ne zevk! ne zevk», demışler. Türkler korkmamış o çarktan; Magosanın yüksek duvarlarla çev rılı sahılıne yanaşmış gemiler.. Çarkı gorduklerı halde atiamışlar denıze. Her attıkları okla bir korsan öldurmüşler ama, durraadan donen çarkta ezılmış pek çoğu yağız askerlenn.. Korsanlar on ları sıntarak seyrederken, Cambulat bey atılmış atına, «Benım de, atımın da canı, bu cennete bağış olsun Çarkın dışlerını benım ve atımın fcemığı kırar ancak» diye düşunerek, «Allah. Allah» seslenyle atılmış çarkm ıçıne.. Cambulat bey şehıt olmuş orada amma, çarkın dışleri kırılmış, Cengâverler kolayca gırmış ler Magosaya. Haftalarca kılınç sallayarak, korsanlann tümünü yok edıp, Kıbrıs adasını almışlar. (1571 KIBRISIN TÜRKLER TARAFINDAN ALINIŞI). Çocuklar, cCambulat Paşanın türbesını biz gördük» diye bağrıştılar Sadece, kalkık burunlu, ko caman kulaklı onbır vaşındaki Hasancık, bu çığlıklara katılmadan Hacıbabanın sözünü kestl. Sarı kaşlarını düz bır çızgı şekhne sokarca çatarak; «Hacıbaba yoruldu, dedi; masahn sonunu ben anlatayım » Küçük çocuklar önce ona kar> şı gelmek ıstedıler fakat, ıhtiyar fırıncının yaşlı gözlennı, kısılan sesını. iki buklüm boynunu gördüler «Hacıbaba hastalanırsa!» diye düşunerek, Hasanın dızi dibine kayıverdıler. Hacıbaha, derin bir nefes alarak, bır kulagını kapıya, bır kulağını da Hasana verdi Onun ne anlatacağını merak etmışcesine çocuklann arasına iyice sokuldu. Hasan, savaş kazanan bir asker gibi gerinerek, öyküye başladı; (Devamı var) İŞ SAATLERİ Sayın Cumhurbaşkam Cemal Gürsel'in devam etmekte olan rahatsızhğı dolayısiyle Türkiye radyolan normal progratnlarmı yayınlayamamaktadırlar. Normal programlara dönülünceye kadar radyo proçramlarnmz yayınlanmıyacaktır. Artık mesai cetveli tutmana filân da lüzum kalmadı, yeni geçtiğin yerde bütün çahşma saatlerin şirketin zaten. Gayrimenkul Satış llânı ELEKTROJEN GRUPLARI SATILACAKTIR Bayındır Belediye Başkanlığından: 1 Belediyeraiz santrahnda mevcut ve faal vaziyette bulunan a) Jacquet Freses markalı 230 Kva takatında alternatör ile mücehhez 270 beygir gücündeki 600 D/d lister Blackstone Grubu ve mevcut yedek aksamı ile 250.000.00 lira muhammen bedelle b) E. M. markalı 156 Kva. takatında alternatör ile mücehhez 200 beygir gücündeki 500 D/d Blackstone Grubu mevcut yedek aksamı ile 180.000 00 Lira muhammen bedelle c) Hans Still marka 82.5 Kva. takatında alternatör ile mücehhez 103 beygir gücündeki 750 D/d MWM grubu mevcut yedek aksamı ile 50.000 00 lira muhammen bedelle ayn ayrı satılacaktır. 2 Bu işe ait şartname 24.00 lira bedel mukabilinde Belediye Saymanlığmdan temin edilebilir. Ve gruplar her gün santralda tşletme Müdürünün nezaretinde tetkik olunabilir. 3 Arttırma 2231966 Salı günü saat 14.00 te Belediy» Başkanhk odasında toplanacak Belediye Encümeni tarafından yapılacaktır. 4 Arttırma her grup için ayn teklif verilmek suretiyle kapalı zarf usulü ile yapılacaktır. 5 Geçici teminat miktarları: a) MWM grubu için 3.750.00 lira b) Blackstone grubu için 10.250.00 lira c) Lister Blackstone grubu için 13.750.00 lira 6 Tekliflerin ıhale tarihinde »aat 12.00 ye kadar Belediye Başkanhğına verilmiş olması şarttır. 7 Postada vuku bulacak gecikmeler nazan itibarc alınmaz. (Basm t 6719158/2322) Kadıkoy Irro Memuriugundan Dosya No: 965/3151 Kadıköy Tuğlacıbaşı Mahallesinin Mançozade ve Velibey Sokağında 43/12 kapı No: lu 144 pafta, 605 ada 11 parsel sayılı 771 M2 miktarlı bahçe vasıflı gayrimenlrulün 150/300 hissesı ipotekli olduğundan satılacaktır. Imar durnmo: tstanbul Belediyesi Imar Müdürlüğünün 21/12/ 985 tarıh ve 7728 sayılı imar durumunda: tskân sahasında 1/5000 ve 1/2000 mikyaslı Istanbul umumi plân ve Bostancı Erenköy mer'i imar plânı dahilinde bina yüksekliği çatı katı yapılamaz kaydı ile 12^0 M., bina cephesı azaml 30 M., ön bahçe mesafesi 5, komşu ve arka bahçe mesafeleri 4 er metre bırakılmak suretiyle aynk inşaat nizamında inşaat yapılabileceği bildirilmiştir. Evsafı: Mezkur gayrimenkul Kadıköy Tuğlacıbaşı Mahallesi Ziverbey asfaltı üzennde Hamdibey durağından sola aynlan Velibey sokağı ile Mançozade sokaklannm kesiştiği köşede bahçe •asfında arsadır. Üzerinde yetişmis çeşitll meyva ağaçlan mevcuttur. Mançozade sokağı hududu kargir duvarla çevrill, diğer Velibey sokağı cephesi kargir duvarları yıkılmış durumdadır. tçinde bir kuyu mevcut olup düz blr sahadır. Arsa şeklen dikdörtgen şeklindedir. Sokaklardan elektrik ve su tesisleri geçmektedir. Hududu ve sahası tapu kaydı ve kadastro çapı gibi olup tamamı 771 metrekaredir. Kıvraeti: Tamamına 61.680 lira kıymet takdlr edilmiş olup satılacak olan 150/300 hissey» 30.840 Ur» kıymat takdir •dilmisür. SATI9 ŞARTLAKI ı 1 Satıs 8/4/1968 cuma günü saat 11 den 12 ye kadar KadıkBy îcra Dairesinde açık artırma suretiyle yapılacaktır Bu artırmada tahmin edilen faymetin «/o75 lnl ve rüçhanlı alacaklılar yarsa alacaklan mecmuunu ve satıs masraflannı geçmek sartiyle ihale olunur. B5yle blr bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak tartiyle 18/4/1966 Pazartesi günü Kadıköy tcra Dairesinde saat 11 12 de ikinci artınnaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklılar alacağını ve tatıı masraflannı geçmesi sartiyle en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya istirâk edeceklerin tahmin edilen kıymetin /ol0 u nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar millî bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lSzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir Tellâliye resml, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya alttir. Birikmiş Tergiler tatış bedelinden «denlr. 0 27 Brown katledilmis... VHIadan her ay olduğu gibi çıkıyor ve Cannes şehrine gidiyor. Otosnnu garaja bırakıyor. Oğlunun kendisine tahsis etmiş olduğu aylığmı almak üzere bir bankaya, ya da bir iş adamına uğruyor. Sonra da birkaç gün geçirmek üzere Gamsızlar Baruıa gidiyor. Maigret'yi şu anda kaplamış olan aynı sıcak tembellik içerisinde geçen birkaç gün. Ayağmda terlikler, kendini bir sandalyadan bir sandalyaya aktarma ederek. Jaja ile >iyip içe rek, sonra çıplak Sjlvie'nin dolaş masıııı seyrederek geçen birkaç gün . SİMENON Çeviren: SEMİKAMİS JTJANLESPÎS GAZİNOSÜ BtYUK ALTIN YAGMTJRU GALASI Turuncu bardaktaki buz yavaş yavas eriyordu. tşte yine, yaz tatili havası her yerde! Yani yeşile veys portakal rengine boyammş bir sandalın ke narından sarkarak denizin dibine bakmalı, hâreli suyu seyretmeli. Şcmsiye misali bir çamın altına uzanıp nefis bir öğle istirahati yapmalı ve kocaman sineklerin vı zıltılannı dlnlemek lfltfunda bulııntnalı. de Maigret'nin kendisi değfldl ya! Gamsızlar Ban'nın sarhoş eden tenbelliğine kendisini hıızur ile terkeden adam da yine Maigret değildi tabiî! .. Insamn yanaklannı tatlı tatlı oksıyan ıhk bir hav» var etrafta... Herkes tatilini yaşıyor bura» da şimdi... Hayat, bir tatil cümbiişü içerisinde imiş sanki... Hattâ bir türlü susmak bilmiyen ve nurıldanan Boutigues'in bi le tatildeymiş gibi bir hali var: Aslında, bu işin mesuliyetli tarafını bana bırakmadıklan için Ve bilhass», bi r beyelendiyle o kadar memnunum ki:... Yoksa. İşte şimdi Maigret, dünyayı hiç ilrüenmemeli. Hani, sırtının ortasına rastgele bir bıçak darbe kirpiklerinin arasından seyretmek si yiyen şu beyefendi yok mu, iş ten vazgeçiverdi. Sıcaktan mahmurlaşmış suratım arkadasına te onunla... çevirdi. Göz bebekleri dnmanlı Maiçret'in daha dune kadar ta dnmanlı idi, ama bir kaç saniye nımadığı kadınlan unutmaya ça içerisinde kendini toparladı. Ve: Iışmalı. Aman AUahım! Bu fcadın Doğrn, halrlısınn;, dedi. lann hayali Maigret'vi kâbus gibi Sonra yerinden kalkarak: sıkıyor.. Sanld kadınlarla yatıp Garson, ne kadar? diye sorkalkan kendisi imiş gibi. Berbat meslek! Pis meslek ves du. Bırakın cannn... selâm! .. Havadjt eriyen ziftin Dünyada olmaz. koknsu öylesine kurvetll olarak Masanın üzerine kâğit paralar Reliyor ki insanın burnuna... Boutigues, açık renk ceketinin yaka bıraktı. Evet! Bn anı hiç bir zaman n» sma yeni bir kınnm karanfll onutmıyacaktı. Zira doğrusunu turttu. William Brovm mu? . Düşüne söylemek lâzım gelirse, herkes cek ne var bunda? O defnedildi. gibi o da her şeyi olurnna bırakdaha ne istiyor?... Maigret'nin bu mıştı artık. işlerde bir alıp vereceği ml varHava da nefis bir güzellikte... Avrupanın en bfiyflk yatlanndan Gidiyor musnnaz? Bir tasavbirine bir zamanlar sahip olmuş vurunuz mn var? îoksa? bahtiyar adam Maigret değildi Hayır!.. Bir tasavvurum filân ya! tki martinl içer içmes, he voktu, sadece bezginlik vardı itnencectk, eli altındaki o tki ka çimde, ve açıga vurdu: nya yaklasıreren, yani alçı ra VVilliam Brown katledümis, ratlı Ihtiymra re Ubar bosnntnsu diye mınldandı. genç kadına kendini k»ptınveren (Arkan var) ilgilenebilir. Zira. babası ölünce, her ay ona vermekle mükellef olduğu beş bin frank yanma kalacak Amma, böyle gemiler dolusu ytin satan bir ailc için ayda bes. bin frankın da lâfı mı olur?.» Boutigues yine içini çekiyor: Ben de bura halkı gibi, bu işin içinde bir casuslnk olduğuna ina Çarşamba günü, saat ikide nacağım. bardan aynhjor .. saat beşte ara Garson, bir tane daha... basını gidip alıyor, ve biraz sonra Bunu diyen Maigret idi. Derhal da yani bir çeyrek sonra da bı pişraan oldu, ve emri geri almaçaklanarak öldürülüyor. Onu, \il M düşündü, ama cesaret edemedi. lanm peronunda yere yıkılmış gö Zâfını izhar etmek istemedi. Sonren kadınlar sarhoş zannediyor radan artık hcp bu saati, Cafe Iar ve pencereden sövüp sayıyor Glacier'yi, Mace meydanını düşiılar Her zamanki gibi üzerinde niip duracaktı Bu, onun ender iki bin fraıık kadar para \ar. . vâki olan zaaf anlanndaji biriydi. Maigret bütiin bunlan ağzını ae Boylesine mutlak bir zaaf ânı! Ha madan, bir kelime bile konuşma va ılıktı. Küçük bir kiz, köşe badan sadece düşündü, kirpiklerinin şuıda mimoza saüyordu. . ayaklaaralığından yoldan geçenleri sey rı çıplak, bacakları güneşten kav rulmuştu bu küçük kızın. rederek düşündu. Karşıdan, kocaman bir spor aKonuşan Boutigues oldu: Anlıyamıyorum bir türlü! Onun ölü raba sessizce geçiyordu. Şortlu üç genç kadını ve jön prömiye bıyık mü kimin işine yarıyacaktı .. İşte tehlikeli soru da bu değil lı bir delikanhyı plâja götiirüyormiydi zaten? iki karısı mı aca du her halde. ba? Bilâkis, Brown'un yaşamasmBütün bunlarda bir tâtil havası da. mümkün olduğu kadar fazla \ardı. Dun aksam da, Cannes'da, yaşamasmda onların nıenfaatları gııncşin battığı sıralarda bir tâtil bile vardı. Zira her ay pretirdiği Iki havası hiikiim sürüyordu her tabin franktan zavallı kadınlar eko rafta. Biihassa Ardena gemisindenomi bile yapıyorlardı. ki o ncfis vücutlu kadmlann ve Acaba Cannes'daki kadmlar mı onlara kur yapıp duran o gemi sa derstniz? O zaman onlar emsâlsiz hibinin hali Maigrct'ye tam bir tâ bir müşteriyi kaybermiş olarlardı. til havası duynrmustu. O müşteri ki ber ayın sekiz güMaigret siyahlar giyinmisti, ama nünde bütün ev halkına bakıyor, birine hediyeler alıyor, ötekine de o, Paris'te de hep böyle giyinlrelektrik ve gaz masraflan için pa di. Fakat bu mölon sapkanm da burada iji neydl ssnkü... ra veriyor Hayır! Maddi menfaat bakmunKarşıda, mavi harflerla bir adan sadece Harry Brown bn Ijle nons ilisti gözüne: NPU S lik Demir Satın Âhnacaktır. Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobiis İşletme Müessesesinden: 1 Müessesemiz ihtiyacı için 50 ton NPU 8 lik demir teklil alma usulü ile satın ahnacaktır. 2 tlgililer tekliflerini, tekJif fiatlan üzerinden verecekleri "o 7,5 muvakkat teminatlan ile birlikte 8.3.1966 günü saat 1730 a kadar Müessesemiz Yazı tşleri Müdürlüğüne göndereceklerdir. Teklifler bu tarihten itibaren 15 gün opsiyonlu «ayılacaktır. 3 Kısmı sipariş yapılabilir. 4 Teslim tarihi ve malzeme boyu bildirilecektir. 5 Postada vâki gecikmeler nazan itibare almmar 6 Müessesemiz ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğin» yapmakta serbesttlr. (BHia «263 A.1716/2319). 3 Ipotek sahibi alacakhlarla diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır; aksi takdirde haklan tapu siclli ile fabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satıs bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmeıs* lcra ve Iflâs Kanununun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. îki ihale arasıcdaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsü edilecektir. 5 Şartname, il&n tarihinden itibaren herkesin gSrebilraeri için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilir. 9 Satışa iştirâk edenlerin şartnameyi gdrmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi *lm«k lstlyenlerin 965/3151 sayılı dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmalan ilân olunur. (îc. tf. K. 126) 23/2/966 îcra Memurn (Basın: 1245/2331)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle