17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHÎFE DORT 23 Mart 1966 CUMHURÎYET •••• •••• ;ii«lames Bondüü •#•••••••••• TEHLIKE Müfide Zehra ERKIN b'j yüzden çoğu arkadaşıyla hatta annemle kavgalar ettiğini nasıl Rasgele çevirdigi sayfalann unuturum.. Annem ona; «Ben birmde okumuştu bunlan.. İsa' Tîirk evlerinde işçilik ederek dranın sözleriydi bunlar. Bir günah homamı hazırladım, sen de onlaişlemekten korkarcasına istavroz rın arsalarmı birkaç sandık paçav çıkarırken hem düşünüyor, hem ra vererek satm aldm. on'.ann sa de için için söyieniyordu; yesinde adam olduğunu nasıl u «Kişiîiğini araj'an kişi. ona var nutursun» diye bağırmıştı.. ınak için çıktığı yolun sade (ddealü Kaçıp gidecegir.i. yino Türlkere dönemecine diker gözünü. Âdeta hizmetçilik edec?gini söylediği zagözü kapalı bir yanşmaya çıkar man babamın yüzünü korkıtnç bir Yanıbaşmdan geçenler elde olma hırs sarm:ş onu kucakhyarak odan onun heyecanlı ve değişik yüdasma götürmüstü. Annem konırü\üşüne kapılırlar çok zaman bu şumuz olan Türk evine giderek ilginç kişinin ne yapacağı merasaatlerce ağlamış, derdinin nedekıyla kendi asıl amaçlarını gitnini söylemeden onların yamnda mekte oldukları bir başka yolu uyatışmaya çalısmıştı... Evet benim nutup, onun peşine takılırlar. İdede ne iyi arkadaşlanm vardı Türk aller, gözü kapalı yürüyen yolcu lerden..!> ların şoke olup, ölümle karşıla ESki anılarmı içinde canlandırın şacağı dönemeçtir. «İdealist» kenca aklma Müslüman arkadası tadi amacına erişiriteye dek çoğuküdı. Okul yıllannda onun Peynun patırdısı. yanısıra yürüyen gamberleri Hazretı Muhammet lerin gürültüsüyle sersemleşip, is hakkır.da konuştuğunu duymuştediği dönemece gelince sonsuzca tu; «Yaşadığımıza inandığımız gijx>rulur köşedeki pırıltıyı arkasınbi, ölecegimize de inanacağız dakilere bırakarak ölür; Kişiliğisonsuziuk sade Tanrıya hâstır» deni ararken havatım kaybeder.» miş. Kur'âm Kerimden bir sure «İsa da böyleydi» diye düşündu okuyarak anlamını açıklamıştı: Eleni..» Fakat O ölmedi.. İdealine «Kişilik insanlık kalbinde bırakıerişip ölmeyen yek kişi O. Tanrılan insancıl duygularlatielirir.Hanın oğlu O. Makarios'a ne oluyor! yatta iyi yolda yürüyen canını ka O'nun gibi konuşup, «svlerinizi, zanır.» işlerinizi bırakm. karınızı, çoluğuMüslünıanlar «kişiliği» insancıl nuzu, çocuğunuzu unutun, benim davramşlara, Hıristiyanlarsa İnci peşime takılın. Kim canını kur;in şaşırtılarla, nıucizelerle dolu tarmak isterse onu zay edecek hikâyelerine ve bilmedik'.eri çabatir fakat kim canını benim uğ îara yönetiyorlardı. îdeal peşinde rumda zay ederse onu kurtara koşarken «insanlan düşünmek ge caktır,» diyerek hepimizi «Enosis» rekir» eflsefesi savunuluyor, oiuğruna perişan ediyor.. Yülar yılı deab) insancıllıktan önce geliyoryediğim her lokmanın içinde bu du. «İnsancıllık» da bir idealdi fazehirli hapı da yutmuşum. Her kat kişi kişiligini iyüik içinde asabah, her akşam. her eğ'.ence, rarken insancıl davranışlara 5'ör.eher mutlu günde bu söz konuşulip ideal peşinde koşunuyordu. luyor, Rumlsr arasında. Daha ben «İdeai», «insancılhkıı tan sonra geküçücük bir çocukken babamın liyordu. 25 NimtB&is Tiffany Jones TIFFANY JONES o g | i S xxxxxxxxxxxx>$ ::i:iî:iiii:::::i:i::::::::::::::S::.:i:i:::::::i:i:::::::ii::::::iİ":: ••••••••••• ::::::::::: ••••••••••• I S T A N B U L Şİ2SİZ...İYİ İNS4NLAKSINIZ 6 25 Açılış 6.30 Günaydın 6.25 Açılış 6.30 Günaydın 7.00 Köye haberler 7 05 Oyun 7.00 KSye haberler 7 05 Sabah havaları 7.2S Sabah melo. 7.43 müz. 7.25 Güler Gökstlden şarkıHaberler 8.00 İstanbulda bugün lar 7.45 Haberler 8.00 Anksrada 8.05 Türküler 8.20 Küçük ilânlar bugün 8 10 Sabah kon. 8.25 Her S 25 Bu sabah iizinlc g.40 Rıza te'.den 9.00 Hnfif müz. 9.15 SoRit'ten çarkılar 9.00 Gitar soioları rur.larımız 9 35 Üç sesten srrkıîar 9 15 Türküler 9.30 Kadın ve ev 10 09 Arknsı yarın 10 20 K ha 9 50 Müzik kutusu 10.05 Arkası berler 10.25 'smpt M n ' d e n ?aryarın 10.25 K. haberler 10.30 kılar :n.4n B!rlikte sHvlfveüm S ,bah kon. 11.00 Afife Ediboğlu 11.00 Cocuk bıhçes! II 15 Osman da:ı şarklUr 11.20 Trafik 11.25 Türen'den tirkiiler 11.30 CesitM Türküler 11.40 Barok müz. mi:z. 11.45 Konser saati 12.15 12.00 Şarkılar 12.20 Radyo hafif Kıhrıs saati 12 25 K. ilânlar müz. ork. 12.35 K. ilânlar 12.40 12.30 Sevim Derandan şarkılar Gülizar Ersefden şarkılar 13.00 12.45 Selâhattin Erorkan'dan türküler Haberler 13.20 Çigan melo. 13.00 Haberler 13.20 Plâklar 13.40 Sa* eserleri 14.00 Mıkrofon 13 30 Rekâlmlar 14.00 Trafik 14.05 Dans müz. 14.25 Türküler da gençlik 15.00 Kapanış. 14 40 Bando müz. 14.55 K. haberler 16.05 Açılış 17.00 Yurdaer Do 15.00 Çocuk bahçesi 15.15 MikJulu ork. 17.15 Erkekler fasıl iop. rofonda eenclik 16 OOCevdet Bol 17.40 Çocuklar için 17.55 K. ilân vadin'den sarkılar 16.35 Melodiden lar lb.00 Reklâmlar 19.00 Ha melo. 16,55 K. haberler 17.00 berler 19.40 K. ilânlar 19.45 Yurttan sesler 17.30 Radyo Halk Sabite Tur Gülerman'dan sarkılar pkul'.ı 17.55 X. . ilânlar 1S48 20.05 Yuvarlak masa 20.45 Oyun Reklamlar 19 Öp Haberler 19.40 havaları 21.00 K. haberier 21.05 K. Uârlar 19*.« Uykııdan önce Alâeddin Yavaşça'dan şarkılar 21.25 19 50 Mustafa Sagyaşardan şarkılar Bitmez tükenmez Anadolu 21.35 20.10 Silahlı Kuvvetler saati 20.25 K. ilânlar 2031 H. Batı OU12 dakika caz 22.00 Reklâmlar müz. din. istekleri 21 00 K. haber 22.45 Haberler 23.00 Çajdaş ler 21.05 Siz ne dersiniz? 21 35 Türk müz. 2S.35 Gecenin Eesi Erkekler top. 22 05 T.B.M.M. saati 24.00 Kapanış. 22.45 Haberler 23.00 Konser saİSTANBUL İL RADYOSU lonunda.n 23.45 Gece yarısına doğ17.57 Açılış 18.00 iyi akşamlar ru 24.00 Kapanış. ANKAKA İL RADYOSU 18.30 Senfonik müz. 19.00 Çeşitii melo. 19.30 Akşam kon. 20.15 17.57 Açıhş 1S.00 Bir solist. bir Plâklar 21.00 Opera kon. 21.30 topluluk 18.30 Oda müz. 10.30 Gençierin sevdikler: 22.00 Türk Günün melo. 20.00 Akşam kon. yorumcuları 22.30 Caz saati 21.00 İzahh caz 22.00 K. konser 23.00 Gece kon. 23.30 Dans edelinı 22.20 Müzik sesleri 23.00 Gece ya 24 00 Sevilen melo. 00.30 Geee rısına doğru 24.00 Gece ve müz. nin seslenişi 1.00 Kapanış. 1.00 Kapanış. A MK A R A Eleni kendini gür.ahkâr seziyordu düşündükçe. Durmadan istavroz çıkarırken Papa Makarios'un davranışlarını okuduklan ve duyduklariyle kıyaslıyor, onun İncili yan lış anladığını, idealine yönelirken insanlıgı zerrece düşünmeden 9. lünı saçarak, üısanlığı kana bulaj'arak «Enosis» diye haykırdığını titrercesine dujnıyordu. tç âlemine dönüş, dîşıyla kurmak istediğ! ilişki ömründe ilk değin arılıkla İncile bağlıyamıyordu onu... Düşüncelerini tartışması bu kutsal gecede yapayalnız, kuşkulu ve umutsuz olmasmdan ötürüydü İncili okurken bu dek günahkâr bir ruha bürünmesi yine yakınla nnı savaşa sürükliyen adamın di ni bir önder oluşunu bilmesi bunu kanıjamamasıydı. Bildiklerinin ço ğu korkudan, çoğu da canavarlık hikâj'elerini anlatmaktan ara bulup yanma gelememiş olmalıydı lar Kocası Dimitro'nun da onlann arasında olduğunu aklına getirince hüngür hüngür ağlıyarak yatağına sokuldu. Sokaktan hızla geçen arabalann nedenini öğrenmek istediği halde soydaşlarını görmekten korkarcasına başını yastıklann a resına saklarken kendinden geçercesine hıçkırarak söyleniyordu. «Hs^r.. hayır bir günahkâr degilim ben.. Günahkâr Makarios' tur. İnrilin mucizelerle dolu hikâyelerinden insancıllık taşıyan satırlannı okumadan geçen. sadece mucizelere kafa işleten Makarios Hıristiyanlann tümü onun gibi olamaz... Dimitro da olamaz. Konuşmalıyım kocamla, cesaretimi toplayıp konuşmalıyım; düşüncele rimi söylemeliyim ona; yanhş bir yolda olduklannı. Roma İmparatorluğunun tekrar kurulmasının bir mucize olduğunu, soydaşlarına daha iyi yollarda hizmet etrnesi gerektiğmi anlEtmalıyım . Kîbrıs halkına daha iyi bir yaşan: sağlamak istiyorsa Kıbnsta sadece Rum değil. Türkler de o!du*unu, ber.i sevindiren beraberce lefkara işiediğimiz arkadaşlarıma öz lemli oldugumu, Ayşeyi yülardır görememe acısının içime işledigini bağıra çağıra söylemeliyim.. soylemeliyim..» NOT: Dimitro ve Eleni. Makarios'un bir idpalist oldupuııa inanmıyaıı kişilerdir. Oniarca Makarios olumsuz bir imza peşintîp koşan sarie şiihret dü)iinen.. isminin tarihe sevmesirji istiyen bir ruh hasıasıdır.. Dimitro.. yazar X... ismiııdeki Eoka Udcriyle ileriki konuşrnalarda düşüncesini dolambaçh yolla açıklıyacaktır. KISIM XI Dimitro, küçük etli dudaklarını, Apollo burnunu, siyah kıvırcık saçlannı avuçhyarak, oflayıp pufluyor, yere yık'.lmamak için ağaç gnvdelenne destekleniyordu. Kayalıklar aras'.nda zeytin ağaçlarıyla sıperlenmiş manastıra bakarken, Marianın merrrrer'^trnuzlannı ımgeliyerek bir adırojuriaha attı. «Yaklastım. ona yaklaştım. koşmahyıtn» diye son bir çabayla, yalpa vura vura karanhklar içine daldı. Manastırııı ön avlusunda durmadan kırpışan bir kalabalık olduğunu izledi, bu sırada. Kimler di? Heyecanlı davranışlarını nasıl açıklardı bilmediği kişilere!.. «Ya sıvışmalı, ya da doğruyu söyleyip, kişiliğimi bildirerek girme liyim içeri..» Biraz daha yürüdü.. «Fakat bu arabalar ne? Manastıra bir şeyler taşınıyor. taşıdıkları ne!» diye sendeledi. Hırsını kuşkuyla bulayıp, zorla dikleşti.. Yir.e de kalabalığın yönüne değil. manastırın arka kapısma gitraeyi uygun buldu... Vasilyanın sular taşan kayalıkları vardı ayaklarının altmda.. Ne değişik, ne güzel bir köydü burası; çağlayanlı kayalar. zeytin ağaçlı tarlalar.. sade bu mu? Birkaç saat koşul.. denu.. Evet, her şey vardı Mirtide... bir de Maria! îçine dolan güzelliklerle gücü artan Dimitro. arka kapıda buldu kendini. tki yaşlıca keşiş alışamadıkları silâhı yanm yamalak üstüne yöneltirken, boğulmuşcasına nefes alarak, haykınrca söylendi : «Sayın Pederler. sizi saygıyla selâmlanm.. Yabancı değilim. şefleıden Dimitroyum, ben. Bu kutsal gecede misafiriniz olan yençemi sörmek ıçin ^eldim. bana yol cösterin lutfen.» Sıska keşiş köşedeki kandili birdpn alarak, Dımıtronun yüzünü aydınlattı. Çizgilesmiş dudaklannı minkaleleştirerek ; • Hoş geldiniz evlâdım» dedi. • Madamı görmeniz için Pederden izin gerekir.. bir kez sorayım, bek!eyin..> Zıplayıcı adımlarla uzaklaşan sıska keşişin arkasısıra bakışlarını etrafında çevirdı, Dimitro. Yanıbaşındaki diğer keşişin duygularını sezmesinden çekinircesine, olduğu yerde mıknatıslanıp. için için söylendi; «Bir şeyler dönüyor burada! Keşişler tanıdıkları halde beni içeri almaa"ılar.. Benden korkar gibi bir haileri var! ön taraftaki arabalar ne tasıyor acaba.. O ınsan kalabalığı ve kısılmağa uğraşan gürültüler neydi? Maria akhmı başımcian aldı, ona kavuşmak heyecanıyla olanları öğrenemedım.. Fakat öğreneceğim. Marıayı gordükten sonra öğreneceğim.. Bir dalavere düşünmeü.. Makarıos emir verdiyse gostermezler de.. Mariayı bile gostermezler.. Neden gecikti keşiş? Zorla girecegim içeriye.. evet..» Bu sırada birkaç el feneri ve kandil ışığı manastırın loş koridorunu aydınlattı Bu beklenmedik aydınhk Dimitronun karşısındaki kesişi iki büklüm etti. Saygı dolu bir davranışla yerlere eği!en kesişe bir lâhza bakan Dimitro, gözlerini ışığın geldiği yöne çevirir çevirmez içındeki kuşku büyük bir şaşkınlığa bezendi, bir hortlak görmüscesine gözleri yuvarlanıp. yatık saçları dikleşti, yanıbaşmdaki keşişi ezercesine kendine doğru gelmekte olan kalabalığa atılırken boğukça haykırdı : «Vasil.. Vasil!..» (Bfvamı »arl İS SAATLERİ nezleye karşı Patron bu müesseseye güvenilir diye ötüp duruyor, ama sabahJeyin ilk işi de gazetelerde İş anyanlar listesine bakmak. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından: Sylvie odanın ortasında birden durakladı ve elini, çok çarpan kalbiniıı üzerine bastırdı. Hiçbir şey anlamıyordu. Sabit bakışlarla yatağa bakıp duru.vordu. Jaja... Aşağıda biraz evvel içki çeken şimdi de ötekine peşkeş çekiyordu galiba, zira tokusturulan ka kırılacaktı. dehlerin sesi ynkarıya kadar geJaja'nın yeni bir krizi bekleneliyordu. Sonra giriş kapısı açıldı ve yine kapandı. Ayak sesle bilirdi; kriz alâmetleri, gevşeri rıhtım istikametine doğru u miş vücudunu yavaş yavaş canlandırıyor, gözlerini kıvılcımlan zaklaştı. Maigret o kadar az gürültü ya dırıyor ve bo£azıru da kurutupıyor ve o kadar az hareket edi yordu. Fakat kendini geriyor ve yordu ki, mevcndiyetini bile u idare etmek için büyiik gayret ssrfediyordu; Sylvie ise afallanutturuyordu. mış, ne yapaeagını nereye gide Zavallı Jajacığım. . dedi Syl ceğini, nasıl davranacagını bilevie. miyerek odanın ortasında, başı Fakat Sylvie'yi hareket ettir önüne eğilrais. elleri gögsünün üraive, Jaja'ya doğru koşturmağa zerinde kavuşmnş durnyordn. mâni bir şey vardı: lhtiyarın. oMaigret sigara içiyordn. Sabırnun üzerine diktiği donmuş nasız taali geçmişti artık. Çemberi zarları.. Bunun üzerine Sylvie. Maig kapamış olduğuna kanaat getirmişt i. ret'ye döndü ve kekeledi : Artık bir esrar kalraamıştı. Çı Acaba... kagelebilecek bir olay beklene Acabası ne? Hiç .. Ne bileyim ben... Ne raezdi. Şahıslardan her biri kendi yerlerini almışlardı. tk! Martoldu ona?.. Ne garip sey: Kapının kapalı ni'ler, genci ve ihtiyan; bay Peolmasına. ve arada epey mesafe titfils ile beraber eşyalann lisbulunmasına ra£men çalar saa telerini hazuladıkları villalarıntin tik takı işitiliyordu, o kadar da. Harry Brown Provençal Ote5Üratli vuruyordu ki. bani san Iinde, kovuştnrmanın sonnna bekki neredevse serçpmlivecek ve liyor. bir taraftan da telefon ve ^ : :•::•< Fakültemiz Enstitü ve Klinikîerindeki qçık ve açıiacsk asistanlıklara isteklilerin yabancı dil imtihanlan 19 nısan 1966 salı günü saat 9 da, bilim dah imtihanlan da 29 nisan 1966 euma günü aynı saatte Dekanlıkta yapılacaktır. İsteklilerin 15 nisan 196R cuma günü saat 17 ye kadar dörder resim ve dilekçe ile Dekanlığa müracaatlarr Çeyiren: SEMİRAMİS telgrafla işlerini idare ediyor... Joseph hapishanede... fşte şimdi de Jaja, nihayet sabrı ve sinirleri isyan ederek doğruluyor. Syivie'ye raüthiş bir gazapla bakıyor; ona sağlam eli ile gösteriyor: Budur Bn zehlr... bn ora... Sözlüğünün en galiz kelimesini knllanmıştı. Gözyaşlan göz kapaklanndan sızıyordn. Ondan nefret ediyornm, anlıyor muîunnz!.. Ondan nefret ediyorum!.. Asıl odur!.. tzun zaman beni o aldattı!.. Hem bana ne derdi, biliyor musnnuz?.. Mornk! Evet!.. Morok!.. Ben ki.. Yat Jaja. Hastalanacaksın, dedi Maigret. Oh! Siı... Ve birden yeni bir enerjl hamlesi ile : Fakat kendimi koruyacağım!. Hagneneau'ya gitrniyeceğim... Anlıyor masunnz!. Yahnt da o da benimle beraber gelecek... tstemiyorum... istemiyonım... Boğazı o kadar knrnmnşta kl, bir feyler aradı etrafmda. Git aşağıdan şişeyi getir! dedi Maigret Syivie'ye. Ama... zaten fazla... Git diyornm... Maigret pencereye doğru yürüdü, karşıki evden kendilerini gözetlemediklerine emin olmak istedi. Gayrimnntazam kaldırımlı bir sokakcıktı burası .. Bir gece lâmbası... karşıdaki barın tabelâsı... Ona müdafaa ettiğinizi biliyornm, çünkü gençtir o... Belki size de bazı tekliflerde bulnnmuştur... Sylvie döndü geldi; vücndn hnrdahaştı, gozlerinin etrafı morarmıştı. Maigret'ye, içerisinde vanya kadar rom bolunan bir şişe verdi. Jaja artık işin alayındaydı : Geberecegim için içebilirim, degil mi?.. Doktorn isittim .. Bu fikir onn çalevana getirmeye kâfiydi. ölmekten korknyordu. Gözleri \ ahsileşmisti. (Basın 10060'3033) a t Trabzon Bel^dîve BaşkanS.ğmdan: GRiPiN FAYDALIDIR' GRIPIN, baş, diş, adale, sinir, lumbago, romatizma, sinir ağrılanna ve fazla yorgunl.uktan mütevellit vucut kırıkIığına karşı başarı ile kullanılır. Belediyemiz ihtiyacı için beheri 24 kuruştan 300 O G C adet parke taşı 72.000. lira muhammen bedel üzerınden kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. Geç:ci teminatı 4850. liradır. İhale 5/4/1966 salı günü saat 15 de yapJa1 caktır. Teklif zarflarınm 249C sayılı kanunun tarifine cbre tanzim edümesi, zarfların en geç aynı gün saat 14 de <<adar verilmesi Jâamdır. Postada vâki gecikmeler kabul 'dilnıez. (Basın 9891 A. 2309/3040) Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. den Çamur Prese Bezi Alm^ktır 4 SAAT ARA İLE GÜNDE 3 ADET KULLANILABİLİR .Yeni Ajanj; 2120/3046 llgililerin Ankarada Genel Müdüriük Ticaret Servisi ile İstanbul Büi'omıızdan alacakları şartnameleıe göre hazırlıyacakları teklif eri 5/4/1966 salı günü saat 17.30 a kadar Genel Müdürlüğümüz Muhaberat Servisine tevdi ve kaydettırmeleri ilân olunur. CBasın A. 2514/10093/3042)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle