16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAfflFElKl 19 Mart 1966 CUMHTJRÎYET KÖY KAIKINMASI VE1İDER1İK U ve İşçi Bulma Kunımu Umum Müdür Muavlni oplumcu bir görüşle gerçcklere eğilinmedikçe mayıp esasen bütün ileri memleketlerde geniş çapmemleketimizi iktisaden kalkındırmaya, topta tatbik edilegelmekte ve söz konusu ülkelerdcki lumu asgarî bir refah seviyeslne ulaştırmağa imkân toplumlar da bu metod sayesinde bugün gıpta ile bak ve ihtimal yoktur. Nitekim, bugüne kadar bu açı tığırnız refah seviyesine ulaşmış bulunmaktadır. dan gerçeklere bakılmadıği için köylülerimizin O halde bu görüşün daha doğrusu ileri memleket yâni nüfusumozun büyük çoğunluğu bir ortaçağ lerdeki tatbikatın ışığı altında köy ckonomimize Te hattâ taş devri hayaö yaşamağa mahkum bıverilecek yönün ne olabilecegini ve bu konuda rakılmıştır. hangi tedbirlere başvurulması zorunlu olduğunu belirtmeğe çalışalım. Bugün köylerlmizde aile ekonomUerinin ımizmin leşmiş kısırlığı, nüfus patlaraasuıın da etkisi altında o kadar had bir devreye girmiş bulunmaktadır ki, aileler, en aşağı bir seviyede dahi artan bu ugün. köy aile işletmeleri iktisadi güçten yoknüfusunu besleyemez olmnş ve bn hal köylerden sundur. Genellikle büyük bir çoğunluğunun jehirlere doğru kütlevî bir itişi zorunlo kılmış milli gelirden yıllık hisseleri 1050 lira civarındadır. ve neticede köylerden kopagelen bu gizli işsizler Kredi imkânları çeşitli sebeplerle hem çok mahdut ordusu. şehirlerde açık işsizlik gibi yenilmesi imbulunmakta ve hem de ahnan banka krcdileri zakânsız bir sosyal problem doğurmuştur. ruretler dolayısiyle üretime yatırılamamakta, bu Yenilmesi imkânsız diyoruz, zira, mevcut railhal aile işletmelerini yatırımda tefecilerin eline düyonluk işsizlerin yekunu bir yana, bugün nüfus patlamasına sahne olan memleketimizde her yıl şıirmektedir. Diğer taraftan, köylerde aile işletmeleri kendi 460.000 insan geçimini sağlamak amacıyla işpiyasaekonomileri içersinde gayret sar/edegelmekte; dolayı sına katılnıak zorunda kalmakta, buna mukabil, planlı donem içersinde dahi kamu ve özel sek siyle, işletmelerine faydalı olabilecek köy ekonomisinin kalkınmasma yararlı (modern tarun, balıkçılık, tör yatırımlarmın yıllık olarak mcydana getirdikhayvancüık, pazarlama. yol, üretim ve taşıt vâsıtaleri ilâvc istihdam. 100.000 i geçmcmckte, bunun «ia ancak yarısuıı devamlı. geri kalanını ise, mev sı, suiama, imalât v.s. gibi) toplu teşebbüslere girişemediklerinden bu faaliyetleri semeresiz kalmaktasimlik yâni rauvakkat işçillkler teşkil etmektedir. Görülüyor ki, sosyal ve ekonomik yönlerden dır. Bu nedenledir ki. köy aile işletmelerini ileri nıemleket tam bir fasid daire içerisindedir. Bu memleketlerdeki refah seviyesine ulaştırabilmek için ilk plânda köy kalkınmasını hedef tutan bir organiçemberden kurtulabilmek için bagüne kadar ilezasyona geçilmesi zorunludur. ri sürülmüş sanayileşme ve nüfus plânlaması gibi Bu organizasyon. şüphe yok ki kooperatifçilik başlıca temenni ve tedbirlerin de bir çozüm yolu olacağına göre, köylerde iktisadi gücü zayıf bütün olmaktan uzak bulunduğunu bilhassa belirtmek aile işletmeleri bir koopcratif bünyesinde toplanmaisteriz. Bunlardan nüfus plânlaması. yâni nüfusun artmasını önleyici tedbirler, kanaatımızca bir ac lıdır. Kanaatımızca, köylerde tesisi düşünülen bu tip çok cepheli kooperatifler bir taraftan planlı ve zin ifadesidir. Zira, memleketimiz tabii kaynakla proğramlı bir işletmeciliğe geçecekleri, diğer tarafrı ile bu nüfusu değil, bunun birkaç katını rahattan başta devlet olmak üzere, ilgili bütün kuruluşça besleyebilecek bir zenginliktedir. Kaldı ki, bir memleketin iktisadi kalkınmasuıda, insangücü, ser lardan da olumlu yardımları görecekleri cihetle, kısa bir süre içersinde köy iktisadi kalkınmasına istemayenin bizatihi kendisidir. Mesele, bu güçten yanilen yönü kolaylıkla verebileceklerdir. larlanmasını bilmcklir. ncak, genel kültür, görgü, en basit iktisat bilgisinden maalesef yoksun bulunan üreticilerimizin yukarda kısaca ifadesine çalışılan toplum kalksnnıasına yararlı bir sermaye piyasasımn ANAIİLEŞMEGE GELİNCE; kalkmmak için tesisi yönünden kendiliklerinden organize olabilcbunun kaçmılmaz bir zorunluk olduğu ve ceklerini, kısnıen olsalar bile bu organizasyonları tek çozüm yolunun da bu olduğu âşikârdır. Ancak, ileri ınemleketlerdeki tatbikata uygun bir ser rasyoncl bir şekilde yürütebileceklerini düşünmek fazlaca bir iyimserlik olur. Bu nedenledir ki. bumaye piyasası teşekkül etraedikçc, memleketimizgün üreticilerimizin iktisadî kalkınma yönünden de geniş çapta bir sanayileşme de beklenemeı. organizatörlerc daha açık bir deyimle köy liderleEzciimle, bir sıııaî tesisin maliyeti, işçi başına rine ihtiyacı bulunmaktadır. Her köye araıulaıı ııi35.000 lira ve memleketimizde isc, yukarda da belirtildiği jfibi, her yıl nüfus artışı dolayısiylc istih telikte bir lider temin edilmesi halinde. teşvik ve telkin yoluyla hem kooperatifleşme hareketleıi başdaına katılmak zorunda bulunan işgücü yekunu lıyabilir ve hem de kurulan bu kooperatiflerin işle400.000 civanndadır. Rakkamlarm ortaya koyduğu tilmeleri mümkün olabileceği gibi. liderler arasıııbu gerçeğe göre. yalnız bu kütlenin •hâien mevcut işsizier hâriç. iş sahibi olabilmeleri için yılda or daki koordinasyon sayesinde üst birliklere dahi kotalama 14 milyar lirahk yatırım yapmak lâzımdır, layca gidilebilir. ki böylesine bir kapasite bugün ne kamu, ne de Problemi bu noktaya kadar çözdükten sonra, söz özel scktorde bulunmaktadır. konusu köy liderliği kadrosunu nasıl teşkil edebileYukarda çizilen tablo, açıkça göstermektedir ceğimizi de düşünmemiz gerekir. Kabul etmek yeki, bugün, ne özel sektör dediğimiz bir azınlığm rinde olur ki. memleketimiz aydınları, yetişmelerini ve ne de devletin yatınm imkânları ile içinde sağlıyan parasız eğitim yönünden topluma özellikbulunduğumuz iktisadi buhrandan sıynlmak müm le köylülere maddeten ve mânen çok borçludurlar. kiindür. Eğer, memleketimizde gerçekten milli geBu nedenle. her aydın, köy kalkınmasına fiilen yar lirin artırılmasım ve özellikle milli gelirden fert dım suretiyle, bu borcunu ödemesi pekâlâ düşünülelere âdil hisseler dağılmasını istiyorsak. millî mâbilir, Ve aydınlarımız da böyle bir hizmete severek ııâda bir sermaye piyasasımn teşekkülünü sağla* tâlip olabilirler. O halde bu görüş ve temayülü bir yacak zemini zarmm kaybetmeden hazırlanuırmz mükellefiyet şekluıde değetlejıdirmck yerinde olur, lâzımdır. kauısındayız. Topluraun yaratması zorunlu bu yeni sermaye piyasasının hâkim karukterinin köy ekononıisine dönük olacağı âşikârdır. Bu zamana kadar bu piyasa eri kalmış bir ülke olarak, biz bugün bir milnın teşekkül edemeyişinin elbette ki çeşitli sebcplî kalkınma seferberliği yapmak zorundaleri vardır, yazımızın da esasen konusu budur. Fayız. Kanaatımızca. 20. asırda iktisadi istiklâl, en kat. ana koııuya gimıeden evvel, köy ekonomisine azmdan siyasî istiklâl kadar önemlidir. Bu nedendönük sermaye piyasasınuı kısaca özelllği üzerinde le, millî savunmada olduğu gibi ve fakat sadece durmak gerekmektedir. , £ •% enellikle her yatırımda, sırasiyle tesh, ham aydınlar için yeni bir mükellefiyet müessesesini tatbik alanına koynıak lâzundır. Söz konusu mü^ * madde ve malzeme ve istihdam edilecek işkellefiyetuı tatbik yönünden ana prensiplerini ise gücü için belirli miktarda bir sermayeye ihtiyaç vardır. Saııayide bu, büyük çapta bir yatırım ko aşağıdaki şekilde özetlemek kaabildir: O Her meslekteıı aydın, ister kamu, îster r.usudur. Halbuki her çeşit köy işletmeciliğinde: te özel kesimde çalışmakta olsun. çeşitli kuruluş'arsis masrafları. işin mahiyeti itibariyle makineden dan emekli olma hakkını kazanabilmesi için beziyade insaııgücüne dayandığuıdan sanayie nazalirli bir süre köylerde liderlik yapmak zorundaran çok düşüktür. Ham madde ve malzemeve gelindır. ce. yeraltı ve ycrüstii tabii servetlerimizin tümii olup O Her teşekkül. köy liderleriııe liderlik emre âmâdedir. Ve nihayet köy işletmeciliğinde başsüresince almakta oldukları ücretleri ödemckle yülıca rol oynayacak işgücü ise. köylerimizde fazlasiyle kümlüdür. mevcuttur. Q Köy lider namzetleri, köylere gönderilmeGöriilüyor ki. köy ekonomisine dönük sermaye den belirli bir süre için köycülük kurslanna tâbi piyasasıntn teşekkülü için, sanayi ile mukayese edi tutulurlar. lemiyecek kadar düşük bir tesis masrafına ve işletme Görülüyor ki, bu yeni mükelleflyete. finansmaciliğe geçmek için ise. sadece iyi bir organizasyona nı yönünden başta devlet olmak üzere, bir kısım özel muhtaç bulunmaktayız. kesim işyerleri de katılmış oluyorlar. Ancak. gerek Memleket çapında kalkınmayı bu kadar basite kamu ve gerekse özel kesim işyerlerinin belirli bir irca etmek belki ilk nazarda yadırganabilir. Fasüre için genellikle *»5 civarında bir kadro noksanı kat. köy sosyal ve iktisadi hayatımız ciddi bir se ile çalışmalannm da mümkün olabileceğinin hesaba kilde iııcelendikte. tek çözüm yolunun da bu olkatılması yerinde olur. duğu açıkça anlaşılır. Ancak. toplum kalkınnıasıHülâsa; toplum kalkınması yönünden çeşitli fi na gerekli dinanizmi vermek için çözüm yolunu kirler ve metodlar ileri sürebilir, fakat, hangi mebuimak da kâfi değil, bu arada uygulanacak iktitodlar tavsiye edilirse edilsin köy liderlik müessesesadi metodu ve en önemlisi de, bu yeni metod için si kurulmadıkça, köy iktisadiyatının içinde bulunduahııması zorunlu tedbirleri düşünmek lâzımdır. ğu bugünkü kısırlıktan kurtarmak asla mümkün Bu konuda ileri sürülecek metod, yeni bir görüj ol değildir. CUMHURIYETIN TİP FAKULTESI Türkiye, Türkiye olmalı! Arkadaşım Dogan Avcıoğlu'nun bu haftaki Vön'de yaymlanan • Marksızm» bashklı nefis yazısını okurken gülümsiyerek hatırladım: Bir toplantıda sağcı ögTencilerden biri Avcıoğln'na sormnş : Peki «Kahrolsun Moskova» diye b3ğırabilir misiniz siz? Bu öğrenci birtakım «kahrolsunlar. yasasınlar» hikâyelerinde yolunu kaybetmişlerden... Onun aklınca Doğan Moskovacıdır. Avcıoğlu çocufu uyarmak îçin rahntlskla ve alayla : Kahrolsun Moskova ! diyor. Şaskınhktan gözleri açılmıstır gencin .. Aveıoğlu, makine gibi tekrarlamıya başlıyor : Kahrolsun Moskova. kahrolsun Moskova, kahrolsun Moskova . Moskovacılık, bolseviklik. şibi ithamlarls memleket içinde toı duman savnrup Jobnson amcanın çözüne girmeye çalışanlann hücumlan. artık Komiki Şehir Kel Hasan'ın oynnlarmı aratmıyacak kadar gülünçleşmistir. Sağduyunun huznrunda ne değeri var o ithamlarla şiinünü gün edenlerin? Ama çeniş çevreleriyle karanlıkta ve geri bırakılmıs ülkelerde aynı cvunlan sahneye koynp parsa toplamak mesleği yflrürlüktedir. V.ier Türkiver.in kalkınmasına bir faydası dokunacaksa, geliniz hep beraber «Kahrolsnn Moskova. diye her gün üç öğiin bağıralım. Göztepe'den Nejat Paker adlı okuvuctım. bir sevimli mektup vollamış. Soya yafı ticaretinde Sovyetlerin de bize oyun ettiğini belirterek : « îrr.di. . bu der^i hayii pahah olsa bile Amerikahlara ol duğu kadar Rus dostlarımıza da borçlu sayılmaz mıyız? Bu muhteremler Amerikalılardan daha mı az matah? Daha iler tutar yerleri mi var? Tut birini vur ötekine. Amerikan zihniyet ve davranışına yeterince ben de sizin kadar okuyorum. Ama; Ruslara da bir o kadar. Bnska nedenlerini burada size anlatmaya girişmem elbette abes. Di'erdim ki, her iki tarafa da hakkını veresiniz. O zaman ben naçiz. ve belki benim gibi düşünenler mükemmel bulduğumuz yazılarınızı, sanınm, daha büyük özlemle okurduk.» Sayın okuyucum ve onun gibi düşünenlerle bir konnşmak istedik bugün... Hiç merak etmesinler. rahatlıkla «Kahrolsun Moskova» diye bağıracak olanlardanız. Ama elbette vazılarda böyle çoluk çocuk oynnuna girmeyiz. Kahrolsun Washin?ton. kahrolsun Tunanistan, diye de bağırmayız. Eğer Dojan Aveıoğlu olayı gibi. ve bir çenrin gözünü açmak pahasına olursa başka! O zaman ayn bir tadı ve zevki vardır isin... Ve bu köşede çogunlukla Amerikava yükleniyoruz. Sayın Nejat Paker'e ve onun gibi düsünenlere dengesizlik gibi gelen bn tutum. çercekte çok dençelidir. Cünkü biz. Amerikalı ivi. Rns kötü. l'unan daha da beter, gib! bir önyarrıyla yazılarımıza baslıvanlardan de&iliz. Her ulus kendi cıkannı düsünür. Amerika kendi çıkarını diisüniir. Sovyetler kendi çıkarmı düsnnür Almanya kendi rıkarmı düşünür, Çin kendi çıkannı düsünür. Ve Türkiye de Amerikanın çıkarını değil, kendisininkinî düşünmelidir. Zaman zaman bir ulusun nıenfaati bir başka ulusun menfaatiyle birleşir, zaman zaman da çatısabilir. Eçer bir konuda Amerikanın çıkariyle Türkiyenin çıkarı çatısıvorsa, ve bu çatışma iktisadi hesaplarla ispatlanıyorsa ve biz daha da Amerikayı tutuyorsak. işte o zaman ya satılmıs. ya da akılsız sıfatına lâyıçız. Demek ki harcket noktamız budnr. Şimdi düsiinelim: Bizim pek içli dıslı yasadıjımız devlet hangisı? Amerika! Bir caddede yüz adım atsanız Amerikan reklâmı, Amerikan şirketi. Amerikan bankası. Amerikan bâvii, Amerikan ortaklıeı... Tarih boyunca hiçbir ulusla bu kadar içiçe yasamadik. Devlet makinemizin her katında Amerika. Bakanlıklanmızın her kapısında Amerika. Ithalâtımız. ihracatımız ticaretimiz Amerikan kontrolunda, kültür işlerimiz Amerikan kontrolnnda. iktisadiyatımız Amerikan kontrolunda. .. Ve memleketin içinde Amerikan üsleri... Şimdi biz şn kösede Amerikayla olan münasebetlerimize dikkatlerimizi cevirmeyip de baskalarını niçin sık sık ele alalım? Ama bakın! Gerekirse onları da ele alıvoruz. Rusyanın on yıl Arkası Sa. 7. Sü. 7 de Mukbil BiRERÇıN Türkiyenin 3O bin hekime ihtiyacı Ord. Prof. Dr. Kâzım ismail GURKAN irinci Dünya Savaşmdan once ve bu savaş yıiİarı içınd'i Ittihat ve Terakki hükümeti, Darülfünun ile ilgilenmemiş değildir. Başta (Ziya Gökalp) olmak üzere büginler ve fıkir adamları ile temasını muhafaza eden bu siyasî parti, devletin tek Üniversitesi (Darülfünun) a mekân, vasıta, hoca hazırlama işlerinde hayli gayret sarfetmış, Alman hocaiar eliyle bir kalkınraayı realize etmek istemiştır. Bu • na rağmen bu bilgi mü«ssesemiz Cumhuriyette yetersiz görünmeğe başlamış; yeni havanın icaplarına uymak, dil ve tarih tezlerini benimsemek, yeni hukuk mü^sseselerini kurmak gibi, ağır ve önemli görevleri yüklenemiyecek görünen Üniversıtemizin içir.de Haydarpaşadaki Tıp Fa • kültesi de yurdun sağlık dâvalannı karşılıyamıyacak intibaını vermişti. 1933 reformu bu inanıştan doğdu: Isviçreden dâvet edilen Prof. cMalche» in başkanhğında aylar süren ön hazırlıktan sonra kanun ile Darülfünun lâğvedilmiş ve Üniversite kurulmuştur: Ancak, yurdun yine tek Üniversitesi ve onun içinde tek Tıp Fakültesi vardı. Tıp Fakültesinin nverkezi ve Enstitüleri Hukuk ile beraber eski Harbiye Nezareti binasında; klinikleri ise Şişliden Bakırköye kadar yayılan bes ayrı hastanede serpilmişlerdi. T •••* • • • « B Her kö'yde bir kooperatıf B Sanayileşme A S :::: •••• Haydarpaşa' dan istanbula aydarpaşadan istanbula: Şehrın merkezine, bilimsel ve sosyal kuruluşların yanına ve Üniversitenin ötekı Fakültelerinin coğrafyası içine geç mekte ıttifak vardı, fakat geçi • şin tekniğinde, dağılışmda bazı görüş farkları oldu. tstanbulda beş hastane yerine bir tek hastane etrafında tedricen bina yaparak ve mala sahip olarak geçmeyi tavsiye eden en selâhiyetli bir eski hoca (Cemil Paşa) nın Akşam gazetesindeki beyanatına vaktin Maarif Vekili «Biz senin ismini, başka paşaların ısimleri ile beraber hatırlıyoruz, hele sen H • ••• «••I • ••I ıus!» edasiyle cevap verdı. Açıkça söylemeli ki, Almanyada bir ırka mensup hocaların memleket dışına çıkarılmasından akılhca faydalanmak ve onları yerli hocalarla birleştirmek suretiyle kurulan öğretim üyesi kadrosu, tam mânasiyle kuvvetli idi. Bu Fakültenin tek zorluğu, derdi dağmıkhğt idi. Bu dağınıkhğın zararları, yalnız üç ayrı idare ile ihtilâta girilmenin ve ağır masraflara katlanmanın sonuçları ile kalmamış, özellikle Ikinci Dünya Savaşı devamınca münakale yönünden de hâd saihaya girmiştir. Buna rağmen bu fakülte her anlamda çok gelişmiş, vükselmiş, muvaffak olmuştur. Ankara Tıp Fakültesi (1945), Izmir (Eğe) (1954) ve daha sonra Erzurum Tıp Fakülteleri, ve Hacettepe doğunca, şimdi beş tıp mektebine malik bulunuyoruz. ozan andlaşması ile sınırla • nan Türkiyede nüfus, 12 milyon civarında idi. Bu nüfusun içinde sıtmalı, frengili, ve • remli, trahomlu.. oranı korkunç sayıdadır. Tereddütsüz diyebiliriz ki. Cumhuriyet sıhhiyesinin en çok muvaffak olduğu yönü, bu hastalıklara karşı açılan (mü cadele) lerdir. Hastane, dispan • ser, korunma teşkilâtı.. yönlerinden de türlü tenkitlerimize rağmen kırk iki yıl içinde büyük işler başarılmış buiunduğunu. o zamanın hasta ve hastalıklarını hatırlayıp bugünkü ile kıyaslayabilenîer selâhiyetle söy liyebüirler. Istatistik rakamları da yanımızda yer ahr. Şu var ki; yurtta nüfus arttı, hastanın hekime ve hasîaneye inancı arttı, yeni yeni korunma ve iyileştirme araçları ortaya çıktı veya çoğaldı.. bütün bu (medeni ve övünülecek yürüyüş) yurtta hekim sayısını ve saghk teşkilâtını daima yetersiz bıraktı, ihtiyaç önde gıderken biz arkada kaldık. Dünya; oran olarak bin nüfusa bir hekim istediğine göre Türkiyede şimdi otuz bin hekime ih tiyaç vardır. Türkiyede bugün çalışan hekim sayısı lâzım olanın yansını bnlmamıs oldnjuna göre, ne kadar bir nüfusun hekimden mahrum olduğu meydandadır. ugün, bir taraftan bunu karşılamak, öte taraftan her yıl Üniversıtelerin kapısına yı ğılan gençlerimize yer buimak amaciyle başvurulan tek çare; mevcut Fakülteleri daha fazla öğrencı almaya zorlamaktan ıbaret kalıyor. Türlü sebepleri sıralıyarak bu sakat yolun çıkmaz olduğunu ispata savaşmadan yal nız bir tanesine değinelim: Çeşıt li imkânları.. ne kadar' çok olursa olsun, bir Tıp Fakültesinin altı senesinde toptan üç binaen faz İa öğrencinin okutulamıyacağına dünya çoktan karar vermiştir «Bir yere çok ögrenci yerine, bir kaç yere az öçrenci» prensipi bugün hâkimdır B I Yapılacak tek iş, yeni yeni Tıp Fakülteleri açmak olduğuna göre devletın, Üniversitelerin bu yoîdaki çalışmalarını derhal ele alıp, gerçekleştirme yoluna gir meliyiz. Dünya misali de, bizım görgümüz de göstermıştir ki, bir Tıp Fakültesi birdenbire değil, birinci senesinden başlıyarak yukarı doğru sınıfları hazırlamak suretiyle açılır ve tamamlanır. Onümüzdeki öğretim yılında iki veya üç Tıp Fakültesinin birinci yıl (ana bilgiler) öğretimlerini derhal saflıyacak ve plân'.a diğer yılları da gerçekleştirecek bir faaliyet için artık kaybedilecek bir tek güne de acınıak lâ zım geliyor. Sonuç üstakbel Tıp Fakültelerınin şehirlerı, yerleri üzerinde etüdler, kararlar devam ededursun, 1908 Meşrutiyet Tıbbıyesi kuruiduğu zaman İstanbul nüfusunun yarım mılyondan az olduğunu, bugün ise yalnır karşı tarafta oturanların bu sayıda olduklarını gözönüne alıp ilk ış olarak Haydarpaşa Üsküdar Tıp Fakültesine can vermek mümkün olacağını sanırım ki bu ışlerde bir parça tecrübe sahibi olan herkes kabul çder. Ve bu Tıp Fakültesi yarınki bir Üniversitenin çekirdeği olamaz mı? Yakın tıp tarihiraizin son kırk yılmı yaşamış bir insan olarak bize bu, hayal değil, hakıkatin tâ kendisi gibi görünü • yor. SON M •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a••••••••« ŞEKER S İ G AKTIF ÖVtTÂ' 1965 Yılı 31. 12 A N'O N Bilânçösu 1965 ET Sonuç G PAS IF T. L. T. L. SERMAYE KANUNİ YEDEK AKÇE ÇEŞİTLİ YEDEK AKÇELER SERBEST KARŞILIKLıVR PAY SAHlPLERİNtN TAAHHlTLERI K/\SA VE BANKALAR HİSSE SENETLERt VE TAHVİLLER ALACAK SENETLERİ İKRAZLAR 7.310.993 53 7.340.537 79 311.417 33 2500.000 1.032 406 16 3476.273 76 810.000 ! 4.578.512.28 4 073.24465 418.71807 7 168.983.80 a) Hayat poliçeleri üzerine ıkrazlar b) îpotek mukabili ikrazlar 983 073.70 1658.469.66 2.651543 36 BORÇLU HESAPLAR a) Sigortalılar 2.156.351.91 b) Istihsal organlan 7929 646.42 c) Sigorta ve Reasürans şirketlrri cari hesapları 2435 74541 d) Sedan ve Retrosedanlar nezdindeki depolanmız 751.877.1"; e) Dfter borçlu hesaplar 2693 630.79 SABİT KIYMETLER a) Demirbaş (590.494 91 liraya sigortalıdır) b) Gavrimenkuller (430200 lirava'sifiortalıdır) İLK TES(S MASRAFLARI VEKİ N NAZIM HESAPLAR 590.494.91 3453291.35 TEKNtK İHTfYATLAK (reasurorler hissesi hari?) a) Cari muhataralar ihtiyatlan b) Riyazi ihtiyatlar c) Muallâk hasar ve tazminat ihtiyatlan ALACAKLI HESAPLAR 9070.475 a) Sigorta ve Reasürans şirketlerı cari hesapları b) Reasurörierin depoları c) Dıger alacaklı hesaplar 15.967.253 70 AMORTİSMANUAR a) Demirbaş amortismanı b) Gayrımenkuller amortismanı 4.401.362.64 6 008.653.67 306.119.98 200.300.84 509.420 82 i 2.647 956 12 37.625.531 3.298.438 97 47 17.579.000 11 4.043.786 26 37.625.531 97 3.298.438 *İ i c) İlk tesis masrafları amortismanı K A R YEKÜN NAZIM HESAPLAR iiii miİMm'Mİn'tît'MÎiİMMİ**"! 1 ** 1 ' 1 1 * 1 '*******'***"''"''"'*'**"*'*"**'***'' ' " " 45S!5î5I!î!"îS2îSS!SSÎS""*KS" • • •• • •• • • • • • • • " • • • " • *• • • • • • • • • " • • " • • • • * • • •• • • • •! • • • • • • • • ••• •••• ŞEKER BORÇ S l G O R T A ANON I M Ş İ R K E T İ 1965 Yılı Kâr ve Zarar Hesabı 31. 12 1965 TUrk U n s ı ALACAK Türk Lirası <£=? <£>? <C9 <£?> °>9 °>X<P €C© 6Cb 6£o 6Cb &Lo Vefatı ile bizleri sonsuz acılara garkeden aile reisimi2, DOKTOR hastahğı sırasında tedavisi ile yakın ilgilerini esirgenıeyen başta sayın Dr. Sabri Özmen, Dr. Sabit Ogan, Dr. Yusuf Ersoy. Doç. Dr. Erdoğan Özdamar, Dr. İhsan Urgancıoğlu beyefendiler olmak üzere* bütün meslekdaşlarına, sayın Bursa Memleket Hastanesi personeline, acımıza candan katılarak bizzat gelen, mektup ve telgrafla yakınlık gösteren akraba, dost ve arkadaşlarımıza samiml teşekkürlerimizi sunarız. .1İLESİ (Cumhuriyet 28S31 ÜMİT YAŞAR Hatırlama Gidene Sone adlı şiirlerini ALİ ÖMER YÖRÜK'ün YANGINBRANSI: Reasuröriere devrcdilen orimler . .~.:r... 6.766.532.74 Vcrilen komısvonlar 1.706.586.44 Odenen lazmınal 2.128.960.96 Muallâk hasarlar ihıivaıı 396.675.72 Cari muhataralar ihtivatı (Reasürürler hissesi haric) ... 1.867.128.22 YanEin söndürme masrallarına istirâk pavlan 341.670.87 NAKLİYAT BRANSI: Reasuröriere devredilen Dnmıer 3.768,973.31 Verilen komisvonlar 274.760.03 ödencn tazminat 1.225 783.05 Muallâk hasarlar ihlivalı 1.129 716.60 Cari muhataralar ihtivaıı (Reasürörler hissesi haric I... 949 363.23 KAZA BRANSI: Reasuröriere devredilen primler • 8 389.152*3 \'erilen komisvonlar 1.274.661.45 Ödenen tazminat 5.278.508.11 Muallâk hasarlar ihtivatı 1.941.136.30 Cari muhaıaralar ihtivatı (Reasürörler hissesi harici... 1.786.258.03 ZIRAİ SIGORTABRANSI: Reasuröriere.devredııcn nrınııcr • Verilen kuınisvonlar ödenen tazminat Cari muhataralar ihtivatı (Reaıürörler hissesi haric) HAYAT BRANSI: Müdevver rivazi ihtivatlarda reasürörler hissesi Reasuröriere devredilen primler Verilen komisvonlar Ülüm ve malülivet tazminatı Vâde hululü tıdeıııeleri istiralar Muallâk lazminal ihtivatı Rivazi ihıivatlar MALI NETICELER: Umuır.î masraflar Vergi ve mükelkfiveller Verllen laizler Amortisıııanlar: a) Demirbaş amortismanı b) Gavrimenkuller amortismînı Karşıhklar: DiSer karsılıklar DijSer zararlar K.AR Yekün 1.179.475.94 53.422 1.612.679.63 5.217,87 1.898 221.80 739.402.65 429.446.0S 167.968.49 2S.753.06 491.360.13 266.673.3Î 6.460.164.67 3.517.785.09 134.234,80 221.110,7o 55.216. 26.669.52 I3.207J54 9S Bu Akşam İslanbu! Radyosunda Saat 18.30 da Kendi sesiyle sizlere takdim ediyor. U48.SM 24 AKIS V \ K Reklâmcıhk 1167/^886 1I.M9.7I6 32 2.850.795 44 TEŞEKKUR Bütün gayretimize ve bir çok mütehassıs doktorlara başvurrmamıza rağmen eşimin teşhls edllemiyen ve senelerdenberi çekmekte olduğu hastalığı derhal teşhis ederek çok kısa bir zamanda tedavi eden, Befik Saydarn Enstitüsü Parazitoloji mütehassısı Sayın Doktor Haıumefendiye âlenen teşekkürü ve mlnnetlerimin Ifadesini borç billrim. Ahmet Sabahattin (Cumhuriyet: 2904) BoğaziçiSarıyer Merhum, 10.481.990 Pandeli İliadis'in MEVLİT MERASİMI Emirgân Bo yacıköy EVANGELİSTRİA Rum Klisesinde 20.3.1966 günü sabah saat 10 ilâ 12 ye kadar kılınacaktır, eş ve dostlarımızın teşriflerini rica ederiz. Iliadis aileri (Cumhuriyet 2884) FAHAMET ÇETİNKAYA Yorışmayı kazananların 20 Mart torihlı Hürriyet. Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerine bakmaları. 818*5.52 1.062.069,43 fc7.M7,38 3.884.233 2.647.956 61.090.842 46 YA.VCIN BRANSI: Müdevver cari muhataralar ihtiyatı (net» ... I.565.226J7 Müdevver muallâk hasarlar ihtivaıı (net) I4.0O1.I8 Prinı 8S07.06O.il İdare harcı 612.2882» Ahnan komisvunlar . . . 2.931.481.13 Ödenen tazminaua reasürörler hissesi .1.202.107.16 Muallâk hasarlar ihtivatında reasürörler hissesi ... 336.810.09 Yan^n söndütme masraflarına istirâk pavlannda reasüıörUir hissesi . 291 535. NAKLtYAT BRANSI: Müdevver cari munataraıar İhtivatı (nel) .'C . 953.429.16 Müdevver muallâk hasarlar ihtivaıı (net) . ... 102 499.61 Prim ... .. . » 4.796 789,19 İdare harcı 362.280.82 Ahnan komisvonlar . ... 1.403.594,10 Ödenen lazminatıa reasürörler hissesi 1.026.561.80 Muallâk hasarlar ihtivatında reasürörîer hissesi 1.015.683. KAZA BRANŞI: Müdevver cari muhaıaralar ihtivatı (net) . . ... 1.762.379.52 Müdevver nıualiâk hasarlar ihtiıatı (nel) .. . . ... 149.272.79 P rım . 9.141.675,91 tdare harcı 640.282.19 Mınan komisvonlar 2.6OT.644.14 Ödenen tazminatta reasürörler hissesi 4.797.701.69 Muallâk hasarlar ihtivatında reasürörler hissesi 1 774.726 64 ZİRAİ SİGORTA BRANSI: Müdevver cari muhataralar ihtivatı (net) .• ... 5.572.10 Müdevver muallâk hasar tazminatı . Prim 1.280.716,34 İdare harcı 9o.OI8.6l Ahnan komisvonlar 344.194.10 Ödenen tazmınaaa reasürörler hissesi ... 1.491.728,69 HAYAT BRANSI: Müdevver cari rivaıî ihtivatlar : . ..... 5.549 327,67 Müdevver muallâk tazminat ihlivatı (net) ... ., 52.643,15 Prim 1.956.994,0S Ahnan komisvonlar 238.989.71 lkraz faizleri 65.42723 Ölüm ve mMİulivct tazminatında reasürörler hissesi •• 79.400. • Vâde hulülü ödemelerinde reasürorler hissesi 11.184.13 Isliralarda reasürörler hissesi 79.964.34 Rivazi ihtivatlarda reasürörler hissesi 2.305.265.10 Muallâk tazminat ihtivatında reasürörler hissesi 157.159. Muhtelif celirler (mukavele harcı ve sair eelirler) 13.203. MALt NETİCELER: Müdevver kâr : . . . 11.737,35 Hisse seneılcri ve tahviller peiiri: Kupon bedelleri 1S6.691.60 Ipotek faizleri 92.639.12 Ahnan diger faizler 251.590,24 Gavrimenkul selirleri (net) 135.000. MütctVmk sclırlcr 337.369.76 Yekua 15.810.509 9.MO.837 6! 20.875.683 08 3.218229 84 10.510.554 47 1.015.028 61.0*0.842 07 46 İlâncıiık;
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle