Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHÎFE ÎKf 17 Mart 1966 CTJMHURİYET IKTİDARIAR ve TİYATRO Recep BıLGiNER Tı>atro yazarı ıktıdarlar zayıl Demokrasiyi hazmedemeyen gelmiş bu zayıfolurlar. SeçımJe ışbaşına oknaları, çoğunlugun ovuna dayanmaları, onları doldurnıak ıcındır. 4ma bu gelişme devlete rağmen olmuştur. lıktan kurtararaaz. Kendısını, demokratık ilâçlarla tedavi cdemejen ıktıdarlar ise, rahatlığı, halkı Rusturmakta, ararlar. Isterler ki, halk, gormesin, işitmesın ve konuşmasın. Halkın goriıp işitmesıne ve konuşmasına yardımcı olan her şeye bu sebeple dusman kesılirler. Başka ulkelerde olduğu gibi, Turkije'de de gelmiş geçmış ıktidarlar ve onlara bağlı kurumlar. çeşitli sanat kollarından ozellikle tıvatronuıı varlığından rahatsız olmuşlardır. Çunkü tiyatro, goren, hisseden ve konuşan bir kurumdur. Tiyatronun malzemesi de, amacı da insan olduğu icin. bızi ve bızırale bırlikte yaşavan otekı insanları alır, sahnede konuşturur. Gunluk havatımızdj soyleyemediğimız, daha doğrusu alışkanhkların ve idari baskılann sıkıştırdığı duşünceleri korku•uzca dile getirir. Fıkirlerin ve duvpuların korkusuzca sövlenmesi, Turk toplumu icın, büyük onem taşır. Çunku, Turk topiumu susan insanların mevdana getirdiği bır toplumdur. Fıkirlerimizı ve duygularınıızı çtkinmeden soylevebilme alışkanlığı yoktur bizde. Susmaya mecbur bırakılrruş bır toplumun yanında konuşan bir kurum olan tiyatronun vazifesi, elbette, buyuk olacaktır. Çunku, tiyatro, halkı uyandınr. tnsanlan sosyal dayanışmaya goturur. Birlikte duşunmeyi ve birlikte duygulanmayı oğretir. Acı, keskin ve korkusuz bir dille, idarecilerin karşısına dikilir. Toplumun, susan, gonneyen, işitmeyen ınsanlardan meydana gelmesini isteyen ve bu savede kuvvetleneceğini sanan iktidarların tiyatroya duşmanlıkları buradan gelir. ••••••••••a Osmanlı devletinin sonunda Türkiye'de beş Tıp mektebi Ord. Prof. Dr. Kâzım Ismail GURKAN aşlangıçta sıvıl hu\ı>et ue kjrulap zamanla askerıleşen «Sul tan Mahmud'un Tıbbijesi» k'sa sure sonra (1831) Fransız cerrahı «Sadı Calere» elıyle kuıulan cerrahhaneyı yanıbaşında buldu, fakat her ıkısınde de dort yılda tamamlanan oğretımın yetmezlığı der hal kendıni gosterınce 1836 da ıkısı bırleştırıldı ve 1838 de >enı bır reform zaruretı kendını gosterdı Bu defa yapılan programda oğretim altı yıla çıkarılmış \e ılk ıkı yıl Fransızca ıle tabıi ilımler oğretımıne aynlmıştır Iste bu ola> bızde ılk defa vabancı dıle tam vukuf zaruretı ıle (ana bılımler) fıkrının anlasılması, kabul edılmesı tarıhını gosterır Yabancı dıl bılgısıne verılen onernı belirtmek ıçın sadece, ders programının içinde «FeneIon>un (Felemaem maceraları) kıtabının mufredat olarak konmuş olduğunu soylemek yeter' Tıbbiyenın bu reformundan sonra jetışen ılk mezunlar 1843 de dıp lomalarını aldılar Se\ıve bıroenbı re yukselmıştı, oylesıne kı mektep idaresi, 1846 mezunlanndan dort ta nesını Vıyanaya gonderıp orada da ımtıhan ettırmekten çekınmedı, gı denler Vıyanadan da dıploma aldılar. enç helcımlerden Salıh ve Cemaleddın efendıler Hav ullah efendı (Abdu'hak Hamıd'm ba bası)nm direnmesıne rağmen Türkçe Tıp oğretımi içın bayTağı açan gurupun başındadırlar Eyoıp'de Beşır ağa medresesınde bir cemıyet kurarak ışe başladılar (1862), Sadırazara Dr. Fuad Paşa'dan da yar dıra gorduler 1865 de cemıyet, açık ça ortaya çıkmca çahşmalar daha elvenşlı bır alan buldu ve buyuk bır gayretin mahsulu olarak ılk (Tıp lugatı) meydana geldı kı bu esenn onsozunde yazarlar dıksıvonerı, Kanunu lbnısma, Ebulkasım Zehravi ve Şanızâdenın eserlennı eleyerek yazmış olduklarmı ıfade edıjorlar Son haberler gazetelerin birinci 1 rında sık gunlerde orduva ait Babıâli basınında ıse butun bugayfalagorülmeye basladı. haber Ordu ve toplum Güzeli, iyiyı, doğruyu urkiyede idareciler, samımı olarak ve bılınçu bir biçunde, tiyatrodan yana olsalar, tıvatrodan korkmak hastalığından kurtulsalar, ülkemız daha çok ozgurluğe vonelecektır. Çunku tivatro. guzeli, ıyıjı, doğruyu ve haklı olanı savunur Zalımi, kotuyu, haksızı ve çırkını hıcveder. Bızım sıyasî ve idarî hayatıınızda en gerekli şeyi yapmış olur. Butun bunlar sayesindedır ki, bir oyunu seyreden insan. tıvatrodan çıkarken, beraberinde bir şeyler goturur. O insan, artık, tıvatrova girmeden oncekinden daha duygulu, daha büçıli ve daha cesaretlidir. Demokratık duzene gerçekten ınanmış iktıdarlar. tiyatrodan korkmazlar, ondan yana olurlar. Çünku, bu biçim iktidarlar, halkımn, hür, mutlu ve medeni cesarete sahıp olmasını isterler. Demokrasinin ve ona lâvık oldukları surece iktıdarlannın ancak bu sayede ayakta kalabileceğıni duşunurler. Demokratik düzende ıktidarlar içın en buyiık tehlıke, toplumun susan ınsanlardan meydana gelmiş olmasıdır. Bir memleketın halkı, yrteri kadar uyaıunamış ıse, o memlekette demokrasi jurumez. Yurumeyince de, iktidarı zorlamalarla sürdurmeye ça lışanlar, gunun bırınde, kendilerini tepe taklak yuvarlanmıs gorurler. Çünku, demokratik düzenler de ıktidarların dayanağı halkın şuurudur. Dort yüda bir yapılan seçimlerde sandıklara atılan oylar değildır Bu açıdan bakılınca. iktidarların memleket sevçisı, halkın ujanık. bilgili, medeni cesaret sa> hıbı olmasıyla olçulur. Bunlan da bir topluma, sanat sağlar. Sanat karşısında ratık kaşlı olan iktidarlann demokratik duzene bağhlıklan da lâftan oteye geçemez. T B şmda hizmet eden bu cevval zekah, Ku2guncuklu bu%nık hekımın her ıkı mektepte mu5terek dersıer veren hocaları ıdarede, programları denetleme ışınde gosterdığı muvaffakıyet ata sozlerı ha lınde dılımıze, tanhımıze geçmıştır. ilk reaksiyon emi'kapıdakı Askeri Tıp Mekte Lı Galatasaraj, Kumbarhane, Eyup, Sarayıçı devrelerını geçırmıs ve az çok bır mekâna sahıp olarak yerleşTiıstı, lâkın ıstedıgı kıtabı getırtemıyen, vâsıta^ızlıktan bunalan memleketın hava<;!nı koklamaktan ıstırab duyan Tıbbıye oğ^encıleri nıhayet 1895 de ılk reaksıvonu gosterdıler (1> Bunda Fransız Buyuk Iht'ıâlı uzerme yazılmış eserlerı okumalarının etkısını vehmeden Abdulhamıt, Kayser Wılhelmın şark polıtıkasındar da faydalanarak yeni ıslâhat ıçın Almanyava başvurdu. Bonndan gelen «Rieder" \e arkadası »Deıke» bır yandan (Gulhane) tatbikat ha= tanesını kurarken, ote yandan da venı bır bına yapılması teklıfını Sultan'a kabul et+ıroıler Sultan Hamıd ın bu ışde zaten çok hazırlı ğı vardı Osmanlı Devlenne odunç para veren dey'et^rın kuracakları (Duvunu urnumye 1 için de bır bı na\a ıhîı\?ç vardı Italvan mimarı «de Valoı» Haydarpaşadakı Askeri Tıp bınası ıle şımdı Istanbul Erkek Lısesı olan bmalan aynı zamanda yaptı Mektep bması ıle hastaneler pek de tamam olmadan Askeri Tıbbiye karşıya geçmıştı. Meşrutiyet gelıverdı. D iii! Düşünce özgürlüğü yoksa. susturmak ister. Tıyatronun, konuşan, her seyi rahat söyleyen, insanları duygu ve duşuncelerıyle ortaya çıkaran Uıtumundan korktuğu ıçın. Netıcede, oynanan eserlere kanşır, yoneticilerine baskı yapar. Fikirlerden başlajarak, kelimelere kadar sansur koyar, ya da koymaya çalışır. Ovsa tiyatro, tarih boyunca. demokrasi ı)e hep atbaşı yurümuştür. Çünku tiyatro. kuruluşun dan bu jana, hur düşuncenin kaynağıdır. Hur duşunce demek, insanın korkusuzca duşunebılmesı ve düşündüklerini korkusuzca söylemesı demektir Gerçi, bizim toplumda kolay değil bu. Çunku çocukluktan ıtibaren yasaklarla çevrıli bır dunya nın içine itilmişizdir. Evde, anababanın, okulda öğretmenin, hayatta usta, âmir ya da ağanın, sonra toplum baskısının, biıtfin bunlann ustunde da ha yaygın olarak Devlctin saldığı dehşetın içinde bocalayıp durmuşuzdur. Turk toplumu, yeni yeni, becelen ılk defa kekeleyen çocuklar gibi, konuşmaya, korkulardan kurtulmaya başlamıştır. Ama yavaş yavaş, çekıne çekine ve tıirlu engellerle karşılaşarak. Biz, mılletçe, içine kapanık insanlarız Nehır lerimız bile, yuzeyden değıl, derinden akar. Hayatunızı, toplumun meseleleri ve canlUıçı içinde jaşayacağımız yerde. kendimize saklı duygu ve dusünceler içinde yaşarız. Işte bunun için, konuşan bir kurum olan tiyatronun yeri buvuktur. Son yülarda tiyatronun hızla gelişmesi de, bu boşluğu ıişunce özgurluğu esaslı bir temele dayanD mayanOnu, sultası Devlet, tıyatroyu alamazsa ulkelerde karsısında gorur. altına almak, G Sonuç •* ktıdarlar, Anayasa duzenıne, özgurlıiğe bagJL lılıklarını, sanat akımları ve sanat akımlannın getirdiğı fikir yeniliklerıne karşı hazımlı olmakla ıspatlayabilirler. Bu sanat kollan içinde en etkilı olan tıyatroyu, butunuyle destekleyecefı, onu daha yaygın hale eetıreceği yerde, çeşitli yollarla baskıya ve müdahalcye baş vuran ıktıdarlar, demokrasi imtıhanını vermemiş sayılırlar Devletin çeşitli kollarından Belediye Meclislerine kadar tiyatroya uzanan eller Turkiyenın yarını için olduğu kadar demokratik duzen içinde bize endışe vermektedır. Bilgisiz, sayçısız ve maksallı kımseler, tıvatronun yaydığı fıkırler karşısında «Vatan elden gıdıyor» feryadını kopanrlarken aslmda memleket sevgisi yerine koltuk ve iktidar hırsı ıle hareket ettıklerinı gostermektedirler Çunku onlar icın tehlıke halkın suskunluğunu kaldırmaya çalışan tiyatronun konuşkanlıçıdır Yolsuz, ışıksız, fabrikasız ve topraksız bolçelerin insanlarına tiyatro yaşama umidi ve zorluklan venme cesaretı aşılamaktadır. Kafalara ışık tutmaktadır. Korku buradan eelıvnr Bu mudaha lelerın nedeni budur. Turkiye, ne zaman tesaduflerın şuraya buraya getirtfiği vetersız kimselerın tasalludundan ve fikır, ganat kurumlarma el uzatmaMndan kurtıı Iursa, o zaman medeniyet dunyasında var ola caktır. Işte bu cemıyet ve bu lugat 1865 de Askeri Tıp Mektebımn içinde tek bır odada Turkçe Tıp okutmak uzere ikincı (mulki) Tıbbıyenvzın kurulmasmın âmılı olmuştur Fıkır tatbık alanma gırmış, ihtiyaç, kendıni göstermıştı, Kadırgada Menemenlı Mustafa Paşa konağı satm alındı, yanma bır ılâve de yapılarak Mulki Tıbbıye Mektebi kuruldu. Hareket çarçabuk askeri mektebe de sırayet edınce orada da dersler Turkçeye çevnldı (1869) \e Mudur luğe Marko Paşa getırıldı Tam on altı yıl askeri Tıp Mektebımn ba Yeni ıdare Haydarpaşadaki askeri, Kadırgada mulki olarak ıkı tıbbıyenin ajTi ayrı yurutulmesı yerine bunları bır arava toplamayı tercıh ettı Babanzâde Ismail Hakkı ıle Operator Cemılpaşa'nın eserı olan bu bırleşmeden doğan (Tıp Fakultesıi boylece tstanbul Marulfununu (Unıversıte) içinde tıbbıvenın yer alışı vakıasıdır ve bu omur, 1933 reformuna kadar gelır 1 rış vâsıtası olarak oğretımi seçmış tı. Ilk mektepden lıse se\ıves ndekı kolejlere kadar çesıtlı Fransız mek teplen Surıye, Lubnan ve Fıhstını bı'gı kultur yolu ile kapıtöle et mekte ıken Beyrutta bır de Tıp Fa kultesı açtılar Parıs ve Lı>on Fakultelermın ogretım üyelerı tarafın dan devamlı surette beslenen bu fakulte, ver i \e yabancı olarak he kım yetıştırırken 1B69 da Amenkalılar da vıne Be\rut'da bır kullıye (Unıversıte) açtılar ve bunun da bir Tıp Fakultesı vardı. Arap mılliyetçılıği fıkrinin gıttıkçe mayalanması, bu ıkı Tıp Mek tebmin âsıkâr tehdıdı îstanbulu kır baçladı. 1903 vılmın eylul ayında Sam'da bır Turk Tıbbivesı açıldı (2^ Şam'da Komıser Ahmed efendının evınde pek basıt, ıptıdai vâ^ıtalarla açılan bu mektebin kuruluşunda tstanbuldan memur edılen Mua'lım Dr. Fevri Paşa ıle Sam Valısı Nâzım Paşa'nın buyuk hımmetı gorulur Bırınci Cıhan Harbınm patlaması (1914) uzerıne Beyrut'dakı Fransız Tıbbiyesi kapanmıs, Sam Turk Tıbbivesı onun yerme, Beyrut'a taşınmış ve 1918 mağ lub.veüre kadar gorevıne devam etmıstı Sadece onbe' vılık bır omurle kapanan bu tıbbıvemızde değerli hocalar ve hekımler yetişmiş tır Bu mpkfep muhtesem tarıhm sonunda nufusu otuz al*ı mı yona ınmıs olan Osmanlı împaratorluğunun ıkı yabancıdan başka, uçun cu Tıbbivesı olarak tarıhte yer aldı Bu mektebi hoca ders, kıtap ımtıhan. g,bı turlu oğretim ışlerınde Istanbuldan gıden hoca.ann doktorların beslemış olduklarmı bılhassa kavdetmelıyız (1) Muratı Mektebi Tıbbive Rıza Tahsin 1340 (2) Şam Turk Tıbbive mektebi tarıhcesi Dr. 41i Rıza Atasoy 1145 lere değınen çesıtli yorumlar vapılıyor. Genellikle butun kalemler : Ordu\u pohtıkaja alet etmek ıstıvenler dıve yazıva baslayıp Türk Ordusunun polıtika dışında kalması gerektığını ilen suruvorlar. Daha ınce hesaplara kavanlar ıse ordunun efilımlerı ustune sportoto tahminlerine gırısır gıbı yatırtmlar yapıyorlar. Türkijenın bugun ıcınde vasadıgı ortamda butun bunlar olağandır. Ordu gerçı kıslasına çekılmıstır. Ama bugunkü Cumhurbaşkanı askerdır, ve yannki Cumhurbaşkanının askerden olması istenmektedir. Böyle bir olaya dünyanın hanşj ulkesınde raslanırsa orada vapılacak yorum avnıdır. tstelık dunvanın sıvası gıdisı, ordulann, ozellikle az gelışmıs ulkelerde politikaya gıttikçe daha çok kanstığını göstermektedir. Türkivede askerlerin polıtikada oynadıgı rol ıse tarihimizde yazılıdır. Daha öncelerını bır vana bırakalım, Hareket Ordusundan bashvarak, Atatiırk Ordusunda devam ederek, 37 Mayıs Ordusunda suren olavlara dikkatle bakalım. Anlarız kı ordumuı, toplumnn dışında ve bulutlarda yasıyan bır kurum değildir. Bugünkü pohtikacılarımız ordunun müdabalesıni istemıvorlarsa, ve askerin poliiikaya karısmasını memleket hesabına korkulacak bir olay savıyorlarsa lâfazanhğı bir van» bırakıp davranıslannı ona göre avarlatnalıdırlar. Dusunmelmz : Yalnız Turkıvede deeıl. biıtun dunva ulkelerınde ordu ne zaman mudahale eder17 Darbeler ve ıhtılâller ne zaman vururluğe gırer? Butun bunlar ıçın açık sosyal kanunları vardır bn işin . Kser bir ülkede siyasi kavçalar sokaklara dökülürse .. Bır ülkede kaba kurvet kanunlardan ıistfin sayılırsa .. Bır ülkede toplumun adalet duygulannı hırpalıyacak davranıslar birbiri ardından sürerse Bır ülkede mahkemelerin kesin kararlanna kulak asılmazsa Bır ülkede parlâmento çahsamaz duruma duserse Bır ülkede polıtıkacılar sen ben kavgasını ber şeyin üstfine çıkanrlarsa Bır ülkede Anavasa ılkelerıne «avgısızlık alır yürürse Bır ülkede halkın yoksulluğuna çare aranacak yerde bir azınlığın çıkarlarına hizmet polıtıkacılann tek mesleği olursa . Bır ülkede Meclıs içinde sısler. mustalar çekilirse Bır ülkede üniversitelerı basanlarla universite gençlen arasında taşlı sopalı kavgatar baslarsa Bır ülkede çocuklar siyasi suçlamalarla tevkif edilirse .. \e bütıin bu keşmekeş gunden eune ağırlasırsa O ülkede suren keşmekeşı durdurmak ıçın ordu mudahaleve zorlanıvor demektır. Bunun icındır kı Turkıvede buçun ozellikle sıjası iktidarı elfnde bulunduranlar butun polıtıkacılar, butun parlâmento uyeleri, hızmctle sorum almıs olanların tümu. lâfı bır yana bırakıp davranıslanna hâkim olmalıdırlar. Orduvu politikaya kanstırmak ıçın bıitun tahnklerı yapanlann ve memleketı ağır bunalıma surüklıvenlerın akıllanm baslanna devsırmelerı gerekır. Anavasa duzenını buhranlara süruklemek içın elinden gelen tahrıkı yapmak, butun davranıslan 27 Mayıs hıncının kılavnzluğunda bılemek, ve sonra da : Orduyu politikaya kanstırmıvalım dıve konusmak çırkin polıtıkacmın ya yalanıdır, va da ıdraksizliği ve körlüğüdür. Polıtika dışında kalmak icın iradeli ve kararlı askerlere jardımcı olmak sorumunu kavbeden politikacının kendisine bile bayrı yoktur, ulusuna nasıl olsun ! •••>•••• ••••••••••••••••••• •••••••••••••••••••••••••••M Şam Tıbbiyesi YARlN MEŞRUTİYETIN TIP FAKÜLTESİ TEŞEKKÜR Kıymetli Eşim, Babamız O smanlı împaratorluğunun çatır dadığı yıllarda Fransa, Lubnan ve Surıyeye goz dıkmış ve gı KÂZIM VÇERHn ENİN TÜRK ELİÇİN OLDU Bugun Kadıkoy İskele Camîınden oğle namazından sonıa alınarak Karacaahmet mezarlığına gomulecektır. Eşi: Asiye EL1ÇIN vefatı doldvısıjle cenaze merasımme ıştırak edeniere, çeleı k gcnderenlere, telefon ve telgrafla ve bızzat gelerek tâzıyetlerıru sunanlara buyuk acımızı paylaşarak bızleri tesellı edeniere te^ekkurlenmızı sunarız \ILESI İlâncılık: 2147/2822 ÛĞREIHENIIK MESIEÖI ve HKÖÖRETMEN OKUÜARI Muhıttin AKDiK Emeklı ogretmen nsanlar gibi, muessese ve meslekler de, ihtiyaçlar karşısında, dogarlar, değışmelere tâbı olurlar ve gelışırler. Oğretmenhk de, 1848 tarihinde, bundan 118 yıl önce, Turkıyede tstanbulda ilk defa DarulmuaUimın'ın açümasıyle meslek olarak doğmuş; bu bır asn geçen zaman zarfında ad ve program değiştirerek gelişmesine devam etmiş ve bugunku seviyesıne ulaşmıştır. ögretmenlık mesleği mensuplan, oğretim ve eçitimin ilk. orta ve yüksek her kademesinden, aldıklan meslek formasjon olçusunde ve gordukleri tahsil derecesme gore çocuk ve genç eğitimı hızmetinı yapmakta devam etmışlerdır. Sayüarı 130 bini bulan ögretmen topluluğu 16 Mart gununu kutsal bir yıldonumu olarak yurdun her tarafından kutlamışlar, vurt hizmetinde kcndılerine duşeni daha lı yakatle, daha verimli olarak yapmak arzusu ile her zaman taşıdıkları heyecanlannı bır defa daba tazelemişlerdır. TEŞEKKÜR Geçırdıgım iki amelıyatı başarıjla yapan ve tedavım ruresınce azam! Ihtımamı esırgemeien. Doç Dr Op V E F A T Sadrazam nıerhuın Kanıı Ppjarıın zevoesı, Makbule Eldemz, Muzaffer, Salâhattın, Hılmı, Nâzım Ba\urun annelerı, K'kmet Bayur, Âkıle Kunduh, Perıhan ve Bmtuğ Arıburun'vn buvuk?rneleı, aıle buvuğu MEVLİD Fecı bır trafık kazasında vefat eden kıvnıetlı re&kam SELÇUK KANATLI'ya, Bevlhe Mutch. Op. Dr Anestetıst Dr HALÛK AKER'e, Jınekolog Operator Dr GÜRBÜZ BARLAS'a, «••• •«•a ••a» • ••• t lerce öğretmenı yetıştirmiş, ilköğretim ve eğitimın yurt çocuklarına verümesine hizmet etmiştir. Mılletten' kurtaranlar ğretmen okullan ve öğretmenlik mesleği bilhassa Cumhurıyet devrinde, Cumhuriyetimızın kurucusu ve Başoğretmenimız Buyuk Onder ^taturk'un irşatları ıle çoğabnış, ıyi vasıt kazanmış ve ıtibarh bır meslek haline gehniştır. «Mılletlerı kurtaranlar sajaız \e ancak ofretmen lerdır» buvuran Buyuk \taturk, bu mesleğin önemine işaret ederek mensuplanna hizmet yolunu gostermiş ve mensuplannın sorumluluğunu belirt miştır. Turk öğretmenleri bu mesuliyeti kavrarrui olarak gorevlerini yapmaktadırlar. Teşhis ve tedavi usullerini bılmıyen bir insa nın hasta tedavisinde ne dereceye kadar başarılı olacağuu, yalnız matematik okumuş, fakat yol yapma ve köpru kurma tekniğini bilmiyen bir kira senin mühendis olarak bu işlerde ne kadar verimli olabileceğini izaha lıizum voktur. öğretmenliğin meslek oluşunun 118. yılmda, hâlâ meslek formas vonu almanuş olanlara eğitim ve öğretim hizmetinde ihtiyaç duymamız hazindir. Okullarumzdakı boşlukları dolduran, meslek fonnasyonu aunamış avdın arkadaşlarımızm hizmet ve yardımlannı takdır etmekle beraber, bu açıklan da, bğretmenliğın gerektirdiği mesleki formasyonu kazanmış yetkılı öğretmenlerle doldurmanın zamanı gelmiş ve geçmiş bnlunmaktadır. Bu konuda, Millî Eğitim Bakanlığının ögretmen yetiştirme progranunı genişletrne re hızlandırması gibi önemli bir vazifesi ol duğunn, bu mesleğin mensubu olarak; belirtmek istiyorm. «••• :::: As Dr HUROL Ass Dr ASTOK A^s Dr GUROL Amelıjathane heraşırelerı AC^R OZTAN ve ALTAN hanımlarla. Ferhan. Mcral Hıgonyan ve Anna hemşırelere ve Amenkan Hastanesı personeıine teşekkurlem 1 ! sunarım Fmine TR \K (Cumhuuvet 28201 GÜNGÖR GÜVENe. LÂYİKA BAYUR (llelâhat ^lı/iiıli'lııiıı vefatının 3 uncu yılına tesadui eden 18 mart 1966 cuma gunu (varın) oğle namazını mutaakıp Emınonu YenıCamıı Şerıfınde azız ruhuna ıthaf edılmek iızere Kur'nnı Kerım ve Mevhdı Şerıf kıraat olunacaktır. Dostlarımızm ve arzu eden din kardeşlerımizin huzurlarını nca ederım. İZZET ŞEFIZADK Reklamcılık 1147 (HAMMEFENDI) Hakkm rahmet.ne kavuşmuştur. Cenazesı 17 mart 1966 (bugun) perşembe gunu oğle namazından sonra Şışlı Camîınden kaldırılarak Edırnekapı Şehıtljğındekı ebedî ıstırahatgâhına tevdı ec'ılecektır. NOT. Çelenk gonderılmeroesı rıca olunur Cumhurıyet 2829 • ••• •••• •••• •••• Darulmuaflim T T Lkemizde. Istanbulda 118 yıl önce kurulan ^^ Darulmuallımuı, kendisinden ıki yıl evvel a çılmış olan ruştıye mekteplerine muallim yetişitırmek uzere bir meslek turumu olarak faaliyete geçti. Fatihte mutevazı bir binada açılan Darulmuallimın, devTİn seçkm ve aydın idareci ve öğretmenlerinin elinde ogretmen yetıştirmeye başladı. \ncak yirmi vıl sonra ve Maarif Nazın Saffet Paşanın zamanında ilk defa olarak teşkilât ve programlannda yapılan değişmelerle çalışmalannda ilk gelişmeye mazhar oldu. Muessese iptidai, rüşti ve idadî mekteplerinde ders verecek muallimleri yetiştirmek üzere uç bölume ayrüdı. Ögretmen olacak gençlere meslek bilgisi vermek uzere esaslı program tadilâtının, ancak 30 yıl sonra yapüdığını ve bu miıessesenin gerçek bır meslek kurumu haline geldiğini görüyoruz. Bu devrede Cevdet Paşa ve Murat Bey gibi o zamanın değerli tarihçi ve bilim adamları Darülmuaüiminin yonetim ve öğretim kadrosunda yer almışlar, okulun verimli ve itibarb bir mflessese olmasında buyuk hizmetlerde bulunmuşlardır. 1966YılındaEnAz 6 Mılyon 1966Yı!ındaEnAz 6 Mılyon 1966YılındaE 1966Yı!ındaE 1966 Yılmda E 1966YıhndaE J966 Yılmda E 1966 Yılmda E 1966 Yılmda Eı 1966 Yılmda Eı 1966Yj|ındaE 1966 Yılmda E 1966YıtındaE 1966 Yılmda E l966YılındaEnAz 1966 Yılmda En Az Lıralık Ikramıyeler l966Yı!ında En Az 6 Mılyon Lıralık Ikramıyeler 1966'Yılında En Ar Liralık Ikramıyeler 1966 Yılmda EnAz 6 Mılyon Lıralık Ikramıyeler 1966 Yılmda En Az Lıralık Ikramıyeler 1966 Yılmda EnAz 6 Mılyon Lıralık İkramıyeler 1966 Yılmda EnAz ında EnAz Ikran ında EnAz Ikran ında En Az Ikran ında En Az Ikran Pazartesı akşamına kadar mda EnAz Ikran Ikran bırıkmış paralannı Bankamıza yatıranlar ında En Az ında EnAz Ikran bu çekıiişe katılırlar. mda EnAz Mılyon Lıralık Ikran Mılyon Liralık Ikramıyeler 1966 Yılmda EnA2 6 Mılyon Liralık Ikramıyeler 1966 Yılmda En Az Mılyon Lıralık Ikramlyeler 1966 Yılmda £n A2 6 Mılyon Liralık Ikramıyeler 1966 Yılmda EnAz Liralık ikramıyele 1966 Yılmda EnAz 6 Mılyon Uralıtt ikramıyeler 1966 Yılmda En Az . 11 NİSAN 6 6 6 61 6 Mılyon Mılyon Mıiyon Mılyon Mılyon M lyon M lyon Mılyon Mılyon Mılyon Mılyon Mılyon Mılyon M lyon Sonuç oğretim programlarımızda belirtilen amaçlara gore yetiştirmede daha titiz davramlmast, her geçen yıl biraz daha önem kazanmaktadır. Ataturk devrimlerinin bekçisi, Cumhuriyet prensıplerinin kurucusu olduklanru bilerek ve anlayısh fikir birliği halinde, daha çok sayıda ve daba iyi vasıfta genç vatandaş yetistirme yolunda kendine duşen vaıifeyi yapmakta olan öğretmenler, Ttirk miUetinin hizmetinde olmanuı gururunu duymaktadırlar. Ataturkun işaret buyurdukları gibi, Tfirkdyeyi çag daş medeniyet sevivesine çıkarma yolunda birlik ve beraberlik halindedirler. Yannın Turkiyesi on lann ellerinde iyi yetişmiş vatandaşlann eseri o lacak ve Turk miUeti bu eserle iftihar edecektir Yarının mimarı olan öğretmenler, Turk vatanının guzelleşmesi, Türfc milletinin zengüıleşmesı ve daha üstun bir refah seviyesine ulaşması için elinden geleni butün gayretiyle yapma yolundadır. Bu gayretler, anlayışlı öğrenci ve velilerinin de destegi ıle ve Turkiye Cumhuriyetl Hukumetinın himavesi ve rehberliği altında olumlu venmini ver mektedir ve vermeye devam edecektir. eslegımızın her kademesmde çalışan öğretM menkuvvetlenmesı; çocuklarunızı,dayanışmaarkadaşlarınuz arasmdaki nın daha eğitim ve APARTMAN DAİRESİ Islâbat arüLmuallımin in. asrın ihtiyaçlarma gore esaslı bir şekilde islâhı, Ikinci Mesrutiyet devrinın ilk yıllannda baslar. Okulun o zamankı Muduru Satı Bevin ve mesai arkadaslannın hızmeti buyuk olmuş ve okulun mezunlarının Vilâyet Darülmualliminlerinde vazıfe almalariyle iyi vasıf ta ögretmen yetistirme çalışmalan bellibaşb vilâyetlere ulaşmıştır. Meşrutiyet devrinde başlıyan bu gelişme ve ilerleme ile DarulmuaHiminin Batı memleketlerindeki benzerleri seviyesine yükseldiğiBİ görüyoruz. Darülmuallimin adı ile kurulan, sonralan ki7 ve erkek, şehir ve koy ogretmen okullan, köy ens titülerl adını alan bu ögretmen yetiştirme kurumlan, değerli ve seçkin terbivecilerin eünde, bin D 1 MİLYON lira tutarında çeşitli para ikramiyeleri Tasarrufları nın arttırdığınu ölçüde kazanma şansınızdaartar NOT: Gazetemize gönderilen yazıiar \ayınlansm veya yayınlanmasın iade edilmez. YAPI ve KREDİ BANKASI