24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMflURÎYET 84 Şubet AJANSLAR* RADYOLAR • ÖZEL MUHABİRLERİMİZ SÇVYETLER UZAYA İKİ KÖPEK GÖNDERDİ NASUTİON'UN AZLINDEN SONRA Wilson ıi 1 kıiMiiiıı llriiiılınjıı'ıııııı iHHaaüB Endonezya'da durum SİNGAPüR (a.a. . AP) ür Endonezyanın Sesi» adh gizli bir radyo istasyonu, Savunma Bakanı General Abdülharis Nasution'un Reisicumhur Sukarno tarafından azlinden sonra Endonezya'da durumun «parlayıcı. olduğunu ve «silâhlı çarpışmalaruı» her an başlıyabileceğini bildirmiş, Sukamo'nun sarayının etrafındaki emniyet kuvvetlerinin takvıye ediidiğini ileri sürmüştür. Amerikamn pilotsıız "Apollo,, denemesi tekrar ertelendi DIŞ HABERLER SERVİSİ ovyetler Birliği, en fazla bir ay içinde gerçekleştireceği söylenen gayet iddialı bir uzay uçuşuna «ısınma antrenmanı» kabul edilen bir hareketle dün gece uzaya, bir peyk içinde iki köpek göndermiştir. «Veterok (Meltem)» ve «Ugolyok (Mıcır)» adındaki köpekler, «Kozmos» serisinden 110 numaralı peykle uzaya çıkanlmıştır. Tass A jansı, denemenin amacını sadece «biyolojik bir ineeleme» şeklinde nitelemiştir. Köpeklerin uzayda ne kadar kalacağı büinmemektedir. Ancak Batılı uzmanlar, bu sürenin bir haftadan bir aya kadar uzayâbileceğini tahmin etmektedirler, anlaşıldığına göre, «Veterok» ve «Ugolyok», radyosyon tehlikeleri, agırlıksızlık ve Ugili meselelerin tetkikinde kobay vazifesi görecektir. «Kozmos110» dünya çevresinde eliptik bir yörüngeye yerleştirilmıştir. Yörüngenin en yüksek noktası dünyadan 561 mil, en düşük noktası ise 185 mildir. Peykin yer istasyonlaraa gönder meye başladığı teknik bilgileri bir elektronik beyin değerlendirmek tedir. Sovyetler Birliği ilk olarak 3 Kasım 1957 de, «Laika» adı verilen bir köpeği uzaya göndermiş, fakat peyk 14 Nisan 1958 de dağıhrken «Laika» uzayın boşluğunda hayatını kaybetnuşti. Daha son ra «Belka» ve «Strelka» 19 Ağustos 1960 ta uzaya gönderilmisti. 3 Şubatta, «Luna9» otomatik uzay istasyonunun Ay'ın yuzeyine yumuşak iniş yapmasından sonra, Sovyetler Birliğinin Ay'ın yuzeyine, insanoğlundan önce bir köpeği indirmeye çahsacağı söylentisi kuvvet kazanmıştı. Ancak Tass Ajansmın dünkü açıklamasında, «Kozmos110» un, dünya çevresindeki yörüngesinden Ay'a doğru yön değiştireceğini belirten bir isarete rastlanmamıştır. «Kozmos110» dünya çevresindeki bir turunu 96.3 dakikada tamamlamaktadır. Dokuz niihleer sllâhsızlanmasını i ^ ! $ J l B IIPPMANH WâlTER «Hürriyet» ler ve mahkumiyetler Tffade hürriyeti ancak kaybeII dildiği zaman kıymeti bilinen II d J I cevherlerdendir. Biz bugun ak JIc t 'lımıxa geleni yazabiliyoruz da 'l bunun kıymeüni takdir etmiyor ve bizde «Kanuni» hürriyetsizlikten şekva ediyornz. Türkiyede Demokrasi rejunl aleyhine yazı yazılmaz mı, kitaj» yaiılmaz mı, makale yazılmaz Yazılır. Delil ister misiniz? mı? Ama Rusyada, komünist memleketlerde, aşın Sosyalist memleketlerde, hulâsa tek cephelt mem leketlerde yazılmaz. Yazan, söyleyen olursa hapsederler.. Rusyada kimse hürriyetsizlikten şikâyet etmez. Türkiye'de de birçoklarımız hattâ bugünkü hürriyeti kâfi gönnez. Yani rejimi yerecek yazılar yazmayı bile >eterli bir özgürlük saymaz. Onların hakkıdır. Biz de, Rusyada de ğil ifade hürriyeti, hiç bir hürriyet bulunmadığını söyleriz. Ve bunun için misaller veririz. (Zaten misale de lüzum yoktur ya!..) Ve bizim rejimlmiıi bu yüzden iistün buluruz. Bu da bizim hakkımızdır. Son günlerde Rusyada iki muharrir rejime karşı yazdıklarmdan dolayı mahkum olunca dünyada kıyametler koptu. O kadar ki Rusyadan başka birçok Komünist partiler bunu protesto ettiler, Fransızca Humanitö gazetesi bunlar arasındadır. Radyolar komanter verdiler. Aya yavaşça inmek bir memleketin flkir ve espri bakımından llerlemesine kâ fi gelmiyormuş gibi sözler yazdılar. Şimdi ben bir muharririm. Tür kiyenln Komünist veya ona benzer adı başka, tadı aynı olan hürriyetsiz bir rejimle kalkmacağına inanmıyorum. Elli senedir sıkı bir hürriyetsizlik içinde kalkınan fakat hâlâ halkına fikir özgürlüğü veremiyen bir memleketin bu son tutumunu bütün dünya ile birlikte ben de esefle karşılıyorum. Deniyor kl, bizde defikirsuçlarından dolayı yazarlar mahkum oluyor. Oluyor. Bunlan da hürriyet ve meslek nâmma protesto edi yoruz, Hükumete müracaatlar yapı yoruz. Hattâ Hükumetin ilk teşckkülü sırasında tesadüfen görüştüğüm şimdiki Adliye Bakam sayın Dinçer sahsen bana basm suçlarının affı nereye kadar gitmelidir, di ye sordu: Ben kendisine aynen «Şa hıslara âdi hakaret» den maadasının affedilmesini tavsiye ettim; çünkü basında blrine küfür etmek, hakaret etmek bir fikir değildir. Âdi suçtur. Eğer bu suçlar affa girerse onlar da girer, girmezse fikir suçudur, diye affedilemez, dedim. Mahkemelerden billrkişi diye beni dâvet ederlerdl. Hâkimlerden rica ettim. Ben meslekdaşlanm hakkında tarafsı» •lı*IM»« O>ra%>clr> Ittttan 1>«• dâvet etmeyin, dedim.. Aynca bu son af hazırlığuıda adı geçen hükümlülerin de affedilmesini resmen istedim. Ama bütün bnnların yanmda bir temel dâva vardır: Hiç bir reJlm kendinl yıkmaya değil müsaade, müsamaha dahi etmez. Bizimki gibi demokratik hürriyet rejuninde her hürriyet vardır; fakat intihar hürriyeti yoktur. Yani hürriyet rejimlerl kendilerinl yıkmak hürriyetini vermez, veremez. Diinyanın her yerinde bu, böyledir. Bu mantık denilen amansız kaidenin icabıdır. Bizde de sağlı sollu diktaya gidecek ve hürriyetleri yok edecek hareketleri yasaklayan kanun maddeleri vardır. Bunlar tatbik edilir. Tatbikatın hepsi doğnıdur, diye kimse iddia edemez; bn maddelerin maksadı tam olarak temin edip etmediği de münakaşa edilebilir. Cezalarm hafifletilmesi, hattâ hapis yerine para cezası konulması, neşir mes'uliyetinin daha da daraltılıp kasid sahibine yaklastınlması da düşünülebilir! Ama mücerred olarak bu mevzular konuşulurken mahkumun şahsını sevip sevmemek konunun tahlil ve terkip unsurları arasına giremez. Biz zaten âmme efkânna düşüncelerimizi sererken bir takun tesirlerin altında bulunuyoruz. Psikanalizcilerin dediği gibi beynimizde daha çocukluktan beri yerleştirilmiş bir takun süzgeçler var. Her mefhum bunlardan geçerek «bizlm düşüncemiz» haline geliyor.. Ne kadar uğrassak bunlardan kurtulanuyoruz. Buna bir de sevgi veya tiksinti süzgeci ilâve edersek hükümlerimiz büsbütün ebruli olur. Tabii Rusya'da da rejün aleyhindeki davranışlar cezalandırılıyor. Son hüküm ler de böyle. Ne var ki; fikriyatı çok ileri gitmiş denilen bir memlekette böyle bir adlî tatbikat, Hür dünyada hattâ hür düşünen bütün uısanlar katında fena bir tesir yaptı. Kimse bunu Rusyaya yakıştıramadı. Bu tepkinin Ruslan sevmek ve sevmemekle bir alâkası yok, Asıl mesele hep soyleriz ya!. biz lodos havada Kadıköyüne gidemezken, herifler aya gittiler.. diye. İşte aya gidebilen bir memlekette bizimki kadar hürriyet yok.. Bununla da bizim hürriyet rejiminüı kıymetini bilmek lâzun geldiğini Türk âmme efkârına gostermek istedik. (Hakkunız. hat tâ vazifemiz değil mi?;. Bakın! Biz bütün bunlan nasıl rahat rahat münakaşa ediyoruz. Onlar edemiyorlar, ve bununla göstermek istedik ki aya gitmek başka bir hüner, hürriyet içinde yaşamak başka bir nimet!. Bu nimeti Ruslar da bizim kadar isterler. ne yapsınlar ki bunu dahi ifade hürriyetleri yoktur, olsa idi. yazarlan hapse mahkum olmazdı. İU yasak var: Birisi Türkiyede, hürriyet rejimini zorla yıkıp dikta rejimi kıır mak veya buna teşebbüs etmek.. Bizdeki mahkumiyetler doğru v e y a yanlış . buna göre oluyor. Diğeri Rusyada: Hürriyetsizlik rejiminin aleyhine söylemek ve yazmak . Oradak! binbir hürriyet teşebbüsü mah kumiyetlerinden biri de bu son îaznrların mahkumiyeti.. Beğen, beğendiftni al!... B.FELOK S H «Cava'nın bir tarafından» yayın yaptığını açıkhyan radyo, kojnünist aleyhtan ve Sukarno aleyhtan olmakla tamnmaktadır. Radyoya göre Sukarno, Nasution'a dış ülkelerde gezici elçilik teklif etmij, fakat Nasution teklifi reddetmiştir. Bu arada Cakarta'dan gelenlerin anlattıklarına göre, Başkan Sukarno run Merdeka Sarayının önünde yeni kabineye 30 eylül hareketi ile ilgili oldukları söylenen kişüerin alınmasını protesto için nümayış yapan öğrencUeri, askeri kuvvetler ateş açarak dağıtmıs, bu arada en az bes öğrenci ölmüştür. Kısaca. • OTTAWA Başbakan Lester B. Pearson, Avam Kamarasında muhalefetin sorularını cevaplandırırk«n, Avrapadaki Kanada birliklerinin «toplu bir anlaşma uyarınca, bir koalisvon üyeleri olarak orada bulundaklarını» ve istikbalde hiç bir yabancı hükumetin komntası altına giremiyeceklerini söylemiştir. • BERLİN Batı Avrupadaki bir çok endüstrinin yaptığı gibi, Doğu Almanya endüstrisi de yabancı işçi toplamaya başlamıştır. Bu cümleden oîarak 100 Polonyalı işçi 15 marttan itibaren Güben sentetik iplik fabrikasında çahşmaya başlıyacaktır. • PARİS Paris metro işçilerini kontrolü altında bnlnnduran yedi işçi sendikası, nöbet saatlerinin gık sık değiştirilmesini protesto etmek üzere 1 mart günü, 24 saat sfirecek bir greve gidilmesini karar altına almıştır. «Laika»nın akibeti Untung Ote yandan Endonezya'da saray muhafızlannın eski komutanı Albay Untung, dün bir askeri mahkeme önünde vatan hainliği ve devlete karşı savas açmaktan lanık olarak mahkeme edilmeye başlanmıştır. Bir ekimde başarısıziığa uğrayan darbe teşebbüsündeki rolü dolayısiyle açıluı mahkeme, önceki akşam ölüm cezasına çarptınlan komünist lideı Njono'nunkinden hemen aonra gelmektedir. Moskova (a.a.AP) • ngiltere, Ortadoğu'da nükleer I silâhlardan arınmıg bir bölge kurulabilmesi için Sovyetler Birliğinin yardımmı istemiştir. Ingiliz kaynaklaruıa göre, Başbakan Harold Wilson, Kremlinde Sovyet Başbakanı Aleksi Kosigin ile görüşürken bu meseleyi ortaya atmışür. Başbakan, nükleer silâhların yayılmasmı önlemenin zaruretine işaret ederek, bazı Asya ülkelerinin yanuıda, bir kısım Ortadoğu ülkelerinin de «nükleer si lâhlara sahip olabilmesi arzusu içinde bulunduklannı» iddia etmiş tir. İngiltere, Aden'deki üssünü 1968 yılmda boşalttıktan sonra bölgede meydana gelecek askerî boşluğu, bazı Ortadoğu ülkelerinin kendi çıkarlarına istismar etmesinden çe kinmektedir. Sovyetler Birliğinin bu teklifi ne gibi bir tepki gösterdiği bilinmemektedir. Öte yandan Sovyetler Birliğinin milletlerarası önemli konularda tâ vize yanaşmaması üzerine İngilte re Başbakanı Harold Wilson ile Aleksi Kosigin tVietnam konusunda anlaşamıyacaklanna» dair anlaşmaya varmışlardır. Önceki gün Kremlin Saraymda iki saat kadar süren bir görüşme yapan İngiltere ve Sovyetler Birliği Başbakanı, Vietnam, Avrupa'nın güvenliği ve silâhsızlanma da dahil, milletlerarası önemli mesele leri gözden geçirmişlerdir. Yetkili kaynaklaruı belirtuklerine göre, iki taraf da görüşlerinde hiç bir değişiklik yapmamışlardır. Aynı kaynaklara göre, iki Ba«bakan Vietnam meselesi gibi, üzerinde anlaşılmasına pek ihtimal verilmeyen konuları tartışarak bo şuna zaman kaybetmcmeye karar vennişlerdir. aşkan Johnson, savaşın genişletilmesine karşı olanlarla ciddî bir görüş aynlığı halinde olmadığını ve Güney Vietnamda suıırsız askeri taahhütlere girişmediğini belirtmiştir. Başkanın sözlerinin samimi düşüncelerini yansıttığından şüphem yok. Müzakerelerle sonuçlanacağını umduğu sınırlı bir savaş isteğinden eminim. Fakat beni rahatsız eden, Dışişleri Bakanı Rusk ve Savunma Bakanı McNamara tarafından açıklanan savaş hedeflerimizin sınırlı olmadığı gerçeğidir. Bunlar değiştirilmediği takdirde, Johnson arzusu hilâfına, kendisini sınırlı bir askerî güçle kazanılması imkânsız bir savaşın içinde bulacaktır. Kazanılması imkânsız olan savaş, Güney Vietnamm sosyal yapısını tahriba uğratmadan Vietkongun mağlup ve tasfiye edilmesini öngören bir savaştır. Halbuki iki hafta önceki Honolulu Zirve Konferansında, Güney VİPtnamda açlık, cehalet ve hastalıkla mücadele vecibesi altına da girmis bulunuyoruz. Amerikanın Kuzey ve Güney Vietnamı Imha suretiyle rafere nlaşmak yeteneğine sahip olduğunn khnse inkâr etmemektedir. Fakat akla sığdınlması güç ve birçoklanmıza göre imkânsız husus, Güney Vietnamı Korgeneral Kao Ki veya halefleri idaresi altında tamamen temizleyip banşa kavuşturmak ve yeniden inşa etmek siyasi gücüne sai.ip olduğumuzdur. Başkanın kendisi ile muhalifleri arasmda, siyasi taahhütlerimizin tabiatı ve derinliği dışmda hiç bir derin görüş aynlığı yoktur. Şu üç noktada görüş birliğine vanlmış gibidir: (\) Bir siyasi uzlaşmaya varılmadıkça Amerikan birlikleri çekilemez. (5) Savaş, Kuzey Vietnamın imhasuıa yol açacak biçimde geruîletilmemelidir. (S) Güney Vietnamda da savaş, mümkün olduğu kadar az yayılmalıdır. Vietnam lyl asker Albay Untung, ekun ayındaki olaylarda oldukça önemli bir rol oynamışti. Darbe teşebbüsü sonunda duruma hâkim olan ordu bütün ülkede koraünizm aleyhinde büyük bir kampanya açmışür. tri yapıh Albay, arkadaşlan arasında iyi bir asker olarak tanınnustır. 1957 yılında Sumatra'da bir ayaklanmanın bastırılışında önemli rol oynayan Untung, 196263 de Batı Yeni Gineyi Holândalıların idaresindcıı kurtarmak için askerî harekâta katılmıştı. Batı Yeni Gine harekâtmdan sonra askerî eğitim görmek için Amerika'ya yollanmıştı. Nihaî imtihan mı? Son üç haftadır devam eden kamu oyu tartışmasmm meydana çıkardığı ana sorun şudur: Vietnamdaki savaş, asluıda Çin Komünistleri ile komünirt olmayan dünya arasında büyük ve nihai bir imtihan mıdır? Bunun büyük bir imtihan olduğunu söyleyen ve tamamen saygı değer bir düşunce mektebi vardır. Johnson ve baş danışmanlan bu m°ktebe mensup görünüyorlar. Onlara göre, Kızıl Çinin durumu ve tehdidi ile, Hitler ve Nazileri, Stalin ve komünistlerinin durum ve tehditleri temel ve yapı olarak aynıdır. Sınırlı sava; taraftarları ise böyle bir benzetişe itibar etmemektedirler. Onlar. ihtüâllerın ve ulusal kurtuluş savaşlannın kaderinin Vietnanun sonucuna göre tâyin edileceği terini de reddetmektedirler. Asyada bugünkü menfaat ve yeteneklerimizin, Avrupada bir çeyrek asır önceki menfaat ve yeteneklerimizle aynı olmadığı görüşü, muhalifleri tarafından infiratçılıkla damgalanmaktadır. Bu tartışmayı şimdilik bir tarafa bırakalım, ve yerine, Güney Vietnamda, Vielkongu tekrar yer altına gönderecek bir zaferin, dünyanın diğer her hangi bir bölgesindeki bir ihtilâlle esaslı bir ilişkisi bulunup bul'inmayacağmı tartışalım. İngiltere askerî masrafları kısıyor Aden üssü 1968 de tamamen kaldırılıyor LONDRA, (a.a. AP Radyolar) ngiltere, askeri masraflarda ındirme yapmaya ve 1970 yılına kadar deniz aşırı memleketlerde bulunan dört askerî üsteki askerlerinden 50 bin kişilik bir azaltma yapmaya karar vermiştir. Azaltmalar, şu şekilde olacaktır: • 1968' yılına kadar Adendeki fis tamamen kaldınlacaktır. Hâlen bn üste 25 bin tngiliı askeri bnlnnmaktadır. • Akdenizdeki (Kıbrıs dahil) 22 bin kişilik kuvvette büyük ölçüde azaltma yapılacaktır. • Karaiblerde ve Güney Afrikadaki üsler kaldlrılacakUr. Buralarda hâlen 2 bin asker bulunmaktadır. • Uzakdofudaki 54 bin askerde indirim yapılmıyacaktır. Savunma Bakanı Healey, îngilterenin savunması ile ugilı olarak, önümüzdeki 15 yıl için şu tedbirlerin alındığını bildirmiştir: Hâlen yılda 89 milyon sterlini (2 milyar 225 milyon TL.) bulan masrafları karşılanabildiği takdirde, Almanyadakı 60 bin Kötü hava şartlan öte yandan Amerikanın Federal Uzay Ajansı, Cape Kennedy ve dolaylarında hüküm süren kötü hava şartlan yüzünden «Apollo» uzay gemisinin ilk pilotsuz denemesini bir veya iki gün için tekrar ertelemeye karar vermiştir. Üç kişilik «Apollo» uzay gemisini uzaya çıkaracak «Saturnlb» roketine dün gece soğuk sıvı oksijen pompalannnştır. 22 katlı dev «uzay makinesi» nin uçuşa hazır olduğu bildirilmektedir. Amerikanın elinde bulunan en güçlü roket motörü de bu gece ikinci denemesini geçirecektir. 1 milyon 700 bin kiloluk bir itme gücüne sahip olan motör, katı yakıtla çahşmaktadır. Motör, 50 metre derinliğinde bir çukurun içinden ateşlenecektir. Fırlatıştan sonraki egzos ateşinin meydana getireceği aydınlık 3 milyar mum olacaktır. İ kişilik kuvvet aynen muhafaza edilecektir. Ingiltere, Amerikadan 50 adet cflll» jet avcıbombardı man uçağını tanesi 2,5 milyon sterlinden (62,500,000 T.L.) satın alacaktiT. Bunlar, artık modası geçmiş olan «Canberra» bombardıman uçaklarının yerini alacaktır. İngiltere, yenilerini inşa etme ve bakımını yapma gücüne sahip olmadığı için deniz kuvvetlerindeki uçak gemilerinin sayısı 1970 yılına kadar azaltılacaktır. tnşası tasarlanan bir uçak gemisinin inşasından vazgeçilmiştir. Ortadoğudaki rol Dün, Avam Kamarasnıın oldukça hararetli geçen bir oturumunda konuşan Savunma Bakanı, Ingilterenin, 1968 yıhndan itibaren Ortadoğudaki askeri rolünün sadece Basra körfezine inhisar edeceğini, Bahreynde meydana getirilecek küçük bir kuvvetin bu zengin petroi bolgesindeki devletlere karşı girişilen taahhütlerin yerins getirilmesini sağlıyacağını söylemiştir. Bakan, Ingilterenin denızasın taahhütleri dolayısiyle büyük ölçude bir askerî harekâta girışmesi icabettiği takdirde, müttefikleçi ile işbirliği yapmaksızın harekete geçmiyeceğini belirt miştir. Healey, Amerikadan satın alınacak 200 phantom uçağının hava ve deniz kuvvetlerine verileceğini söylemiştir. BEKİR CEM DOĞBUOLun dünyaya geldiğini dost ve f ^ akrabalarımıza müjdeleriz. « ^^ 4" GÜZİN İLHAN İ A, DOĞRUOL Jk (Cumhuriyet 1970) • JOHANNESBURG tThe Johannesburg Star» gazetesi, Yunanlı armatör Onasis'e ait 20 bin tonluk tankerlerin, âsi Rodezya rejimi için Mozambik'e akaryakıt taşıdığını bildirmektedir. Ancak, gazetenin bu iddiası, Monte Carlo'da, Onasis'in sahibi bulunduğu «The Olimpic» Denizcilik îşletmesi tarafından yalanlanmıştır. • LEgPOJLDVİLLE StanYeni Delhi (a.a. Radyolar) leyville eyaleti eski Başbakanı ana Cumhurbaşkanı Nkrumah, Antoine Gizenga'nın ortadan Kuzey Vietnam Hükumeti ile kayboldnğu bildirilmektedir. LeVietnam buhranma bir hal ça opoldville resmi çevrelerinde bir resi bulunması için görüşmeler süredenberi dolaşan söylentiler Kongo basm Ajansmın bn yol yapmak. iizerc HanaPre gtderleen daki bir haberiyle doğrulanmış dün Teni Delhi'ye ugTamıştır. olmaktadır. Cumhurbaşkanı hava alanında Hint Başbakanı bayan Indira Gan• NEWYORK Amerikan di tarafından karşılanmıştır. Kanserle Savaş Derneğinin yaNkrumah, Yeni Delhi'ye Karaçi yımladığı bir incelemeye gore, yolu ile gelmiş, Karaçi'de uçağısıgara içen kadınlarda, akcığer nın ikmâli yapıluken Pakistan kanseri ile kalb hastahklarından Cumhurbaşkanı Muhammed Eyüp ileri gelen ölümlerin yüzdesı, Han ile görüşmüştür. sıgara kullanmıyan kadınlarda PEKİN Çin Komünist organı aynı hastalıklardan ölenlerin 2 •Halkın Gazetesi» Pekin'i ziyaret katıdır. etmek için yola çıkan Gana Cumhurbaşkanı Kname Nkrumah'ı ha raretle selâmlamakta ve «Başkan Nkrumah'ın bu ziyareti, iki ülke arasuıdaki dostluğu sıkılaştıracak tir» demektedir. Nkrumah Karaçi ve Yeni Delhi'ye de uğradı G Yalmzlık Rtuk sılc mlr. tanlri Herkül tarafsjadaA öldürülen dokuz t y Hydra'nm, bir başı varmış da, o da Güney Vietnamda bulunuyormus gibi konuşmaktadır. Dışişleri Bakanına bakılırsa, o başı kopardığımız zaman, canavar ölecektir. Güney Vietnamda olup biteceklere göre ulusal kurtuluş hareketlerinin kökünün kazmacağma gerçekten inanmomızı mı istemektedir. Şimdi de, Asyanuı bugünkü durumuyla, 25 yıl öncesi Avrupanm durumu arasındaki farklara gelelim: Hitlere karşı, Sovyetler Birliği dahil, Avrupanın bütün büyük devletleri ittifak kurmuşlardı. Staline karşı da, Alman halkınm dörtte üçü dahil Avrupanın bütün büyük devletleri biriesmişti. Bugun Asyada kim bizimle beraberdir? Ne Rusya, ne Japonya, ne Hindistan, ne Pakistan, ne Fransa, hiç biri. Hattâ fiilen İngiltera ve Almanya bilc değil. (Bu yazının Türkiyede neşir hakkı yalnız «CUMHURİYET» Gazetesine aittir.) «Yemine zorlamak Anayasaya aykırı» DiKKAT! DiKKAT! ISVIÇRE SAAT ENDÜSTRISI FEZA ÇAGINDA Ve elektronik kronometre alanuıda en ileri tekniğe sahip bulunuyor. 1964 senesinde kurulmuş olup sekiz senelık bir çalışma programı tatbik eden Avrupa Feza Araştırmalan Teşkilât, ESRO, tarafından yapılan bir açıklamada, Kiruna (Isveç) Füze Kampalarımn ve Dünyanın bir çok merkezine kurulmuş olan rasat merkezlerinin saat senkronize sistemlerinin bir Isviçre Elektronik Aletler finnasına tevdi edıldiği bildirilmektedır. ESRO'nun sekiz senelik programı bütün Avrupada, Isveçten Sardinya'ya kadar olan saha üzerınde, 300 den fazla sondaj füzesının fezaya atılmasını kapsamaktadır. Bir Amerikan üssünden fırlatılacak olan ESRO I ve ESRO II adlı ilk füzelerin 1967 yılının ilk aylarında fezaya göndenlmesi beklenilmektedir. Berne'de kurulu olan CIR'in isteği üzerine bu çahşmalarda arzulanan malaemeler, gerekli bilgilerin hazırlanmaları ve bakımı gerçekleştirilmesi, bir Atomik ve bir çok Quartz'li saatin imali, tamamen, Bienne'de genış tesislere sahıp olan Omega firmasına tevdı edilmiştir. Bu sayede, Isviçre saat endüstrisi, ilk defa olarak fezanın fethinde bu derece aktif bir rol almış bulunmaktadır. Bu hâdise, Isviçre Saat Endüstrisinin ve bu yolda seneterdenberi gayret sarfeden Omega firmasınm başarısını tam olarak ortaya çıkarmaktadır. Dünyanın belli başh sportif temaslan, hassasiyetlerine olan büyük itimad d o layısiyle tamamen Omega Kronometreleri tarafından kontrol edilmektedir. Yüzlerce senedenberi haklı bir şöhrete sahip olan tsviçre saatçiliği, elektronik alandaki ihti•asını Avrupa feza çahşmaları»ın hizmetine sunmaktan büyük ftil haz duymaktadır. New îork, (a^.) 95 yaşındaki Alice Pollitzer ile 70 yaşındakı kızı Aline P. VVeiss, hukumetin, sağlık sigortasından faydalanmak isteyenleri, son bir yıl içinde komünist kuruluşlara üje olmadıklarına dair >emin etme ye mecbur bırakmasına, Anayasanın birinci, beşmcı, sekizmci ve dokuzuncu maddelerıne aykırı olduğunu ileri sürerek dâvâ açmışlardır. Federal mahkemedekı duruşma sırasında Pollitzer ile VVeiss, kendilerimn komunıst kuruluşlar ile ilgileri olmadığını, fakat ou maddeye karşı oidusları için sağhk sigortası müracaat formlarını doldurmadıklarını açıklamışlardır. S S i ALlAUAğffs ENAN'ET İstifalar Healey'in verdiği ızahata göre, 1970 yüına kadar deniz kuvvetlerindeki butun uçak gemüeri tamamen eskimiş olacak, yeni ilk uçak gemisi 1973 yılında hizmete girecektir. 1970 1990 yılları arasında deniz kuvvetleri nin en kuvvetli silâhlarını «polaris» denizaltıları, avcı öldürücü d^nizaltılar, yeni tip muhripler ve güdümlü mermi lerle donatılmış destroyerler teşkil edecektir. Hükumet, 196667 malî yılı için savunma bütçesinin 2 milyar 172 milyon sterlin (54 milyar 300 milyon TL.) olduğunu, savunma masraflarım 1970 yılına kadar, 1964 fiatları esas olmak üzçre, 2 milyara indirmenin hedefi teşkil ettiğini açıklamıştır. Donanma Bakanı Mayhew ve Birinci Deniz Lordu Sir David Lucen, uçak gemisi inşaatmdan vazgeçilmesini protesto amacıyla istifalarını vermişlerdır. 20 ve 21 Şubat Tarihli CUMHURİYET HÜRRİYET ve MİLLİYET'e Yeni moda: Sigara biçiminde narglle New York, (a.a.) Amerikada yeni bir moda baş göstermiçtir. Bu moda, taşınabıhr, minyatür nargiledir. Sigara endüstrısindeki bu en son buluş, gerçekten yüzyıllardan beri bilinen nargilenin, Amerikanın aceleci ve vak ti az yurttaşlarının (x) içmek için gerekli uzun hazırlıkları ya pacak ne vakti ne ısteğı olan Amerıkan yurttaşları için bir sigara fabrikasını pıyasaya sürdü ğü bu modern nargile sıgara biçi mindedir. Sadece filitre bölümünde, içi su dolu bir kapsül yer almaktadır. (x) ıhtıyaçlarına uydurulmuş şeklinden başka bir şey değildir: Doğunun geleneksel nargilesini... L BAKINIZ llâncılık 1693 1957 HLMRH PATEHTLİ ULOWERH Karayollan Trafık Tüzüğü gereğincer vasıtanızda bulundurulması mecburi olan gereçlerin en iyisi, "ULOWERK REFLEKTÖRLERİ" Batı Almanya Devlet Işıklandırma Enstitüsü'nün en yüksek dereceli kalite belgesini ha?zdir. REFLEKTÖR İSTASYONLARINDA Sayın doktor ve eczaalara AIUJEI ANTIASIDADSORBAN Tablet İLK OEFft l BUTUN A S Yeni plâstik ambalâjlarda ve bol mıktarda pıyasayavefilmiıştw. D 6 V A.» SA*<»A^ • V î TICARET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle