09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE t K | 21 Şnbat 1D66 CTTMHÜRÎTET PLAN UYGULAMASI ve YÖNETİCİ SINIF Doç. Dr. Gülten KAZGAN fr nikenin flrttnden kalkmablhnesl lçln Bn şartlardan biri, kalkınma için gerekli bilgiyle donatılmıj, sorumluluklan yuklenmeğe hanr bir yonetid nnıfa sahlp olmatı veya kalkınmaya paralel olarak bn smıfı yetiştirebilmesidir. Kalkınma hangi ılstem İçinde olursa olsun, iktidarda hangi sijasi parti bulunursa bulunsun, bu şart aynı olçude soz konusudur. Plânlama tekniğine gore dunyanm en mukemmel plânmı yapan bir ulke, eğer gerekli bilgi, enerjl ve sorumluluk duygusuyla donatılmış bir yonetici kadroya «ahip değilse, nygulama alanında basansız kalmağa mahkumdur. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Plânmm uygulama donemi 1967 yılında sona ermektedir. Donemin bitmesine az bir sure kaldığma gore, geriye bakıp uygulamadaki başarının bir muhasebesini yapmak zamanı çoktan gelmiştlr. Ne yazık ki, bu muhasebe bize ujgulamamn oldukça basansız olduğunu gostermektedir. Bir kere, tanm kesiminin «hane» si başarısızlıkla doludur. Hava şartlannın etkisi, ozellikle uretim kooperatiflerinin gelişmesiyle yurutülecek bir muessesevî değlşme olmaksızm tarımsal iıretirai artırmanın gıiçlüğü, gibi sebeplerle birkaç jıl içindekl olumsuz durumu ihmal etsek dahl, sanayl içın aynı şeyi soylemek mumkun değildir. Sanajideki gelişme hızının son iıç yıllık uygulama suresinde plânda beklenenin altında kalması ne ihmal edilebilir, ne de çeşitll sebeplerle «hoş> gorulcbilir. Bu başansızhğm sorumluluğu ise ozel keşime olduğu kadar devlet kesimine de duşmektedir. ••••••••••••• ENHASYON mmmt •••> *•• • ••I • ••I Hatalı görüşler I Prof. Dr. Besim USTÜNEL S. B F. ÖĞRET1M ÜYESİ »i B •ommlnlnk duygusuyla suurlıınmıstır. Yonetici nnıfın butun j eteneklerinl anlamak imkânmı vermese de, Devlet Plânlama Tegkilâtmm toplantınnda ortaya çıkan gerçek, bu smıfın kalkınma için gerekli bllgi eıkmınm çok zayıf, duşunme yeteneklerinm berraklıktan çok nxak ve bulanık oldoğudur. Sorumlu yoneticiler len Turkiye bo>le bir sınıfı yetiştirecek eğitim sls, temini kuramadığı için, kadroyu da kuramamaktadır. Valiler, belediye reisleri, fabrika mudurleri, Bakanlıklardaki musteşarlar, şirket yoneticilerl ve idare kurullan üyeleri, eğiticiler v.s.. kalkınma İçin gerekli kararlan alan ve bunlan fiilen uygulayan kişilerdır. Insan be\ni nasıl kendisine sinir sisteminin ilettiği uyarmalar karşısında birtaknn kararlar alarak insanı jonetiyorsa, bu sınıf da a>nı gorevie yukumludur. Plânın kendisine ilettiği uyarmalarla, başında bulunduğu karar alma birimini yonetecek, yurutecek ve plân gereklerine intlbakı sağlıyacaktır. Aynca, son DPT toplantısmda olduğu gibi, plânın hedefleri ve stratejlsi tesbit edilirken, her bir yonetici gerçekleri yansıtarak gerekli uyarmalan da verecektir. Yoneticuıin her iki gorevi de sorumluluk yuklenmeslni ve olaylan yeterll bir şekilde değerlendirecek bilgilere sahip olmasını gerektirir. Bir elektronik beyin dahl, eğer makineye yanlıs bilgiler konmuşsa, hafızası ve çözüm yolnnun doğruluğnna rağmen, yanlıj fonnç vetecektlr. Bu bakımdan, yonetici sınıfm kalkınma için gerekli bilgilerle donatılrnası, önemII, ırerekli ve kalkınma için kaçmılmaz bir zorunluktnr. ürkiye'nln Tol yacak bu kadrodur. Kırk fazla Tcuredir sınıf kalkmmasında ön ıaftayıldan oynıbir kalkınmanm zorunluğundan bahsedi üii • ••• • an •••• ııt« • ••• • • « • :::: İticiDürtücü güç efalarca belirttiğimlı gibi, sanayl bir ülkede itıci durtucu guce sahip olan keslmdir; gelişme sanayileşme demektir; bu, tarmu ihmal etmek demek değildir, çunku tanm da ekonomi geliştikçe sanayileşmektedir. Bu bakımdan, üç yıllık plân uygulamasmda sınaî kesimdeki düşuk gelişme hızını İhmal etmek mumkün değildir. Aynca, son üç yıl sınaî gelişme bakımından olumlu birkaç gartı da taşımaktadır. Bir kere, slyasi istikrar kunılmuştur. tkinci olarak, • 1965 hariç 1960 tan beri genel flyat seviyesinin nispeten istikrarlı olması spekulâtif faaliyetleri önlediğl İçin, sanayide kârlı lık ticaret ve spekulâtif faaliyetlere nazaran yukselmiş, sınaî yatınmlarm artması İçin gerekli şartlardan biri kurulmuştur. Aynca, ister serbest piyasa, ister çeşitli yollarla artınlan banka faiz hadleri olsun, spekulâtif faaliyetlerin faiz haddini yukfelttiği ve sınaî yatınmlarm kârlılığını duşurduğü bir gerçektir. Spekulâtif faalij etlerin azalması bu bakımdan da sınaî yahnmlar uzerinde olumlu bir etkl yaratmıştır. Nihayet, plân donemi İçinde dıs ticaret tıkanıklıkları da olmamıstır. Ham madde, yedek parça ve çeşitli kapital eşyasmın ithall güçleştiği hallerde fiyatlarmın yukselmesi, ithal malı sermaje egyası ve ham madde uzerinde başlıyan spekulâsyon, fiziksel olarak bunlann bulunamaması gibi sebepler, sınai yatınmlann kârlılığını buyuk olçude azaltır. Oysa, plân donemi içinde bu da •O7konusu olmamıstır. Butun bu olumlu etkilere rağmen plân uygulamasındaki başarısızlığm nedenlerini arastırmak gerekir. D Eğitim sorunu tur. Plân uygulamasma katılacak bazı yoneticilerin eğitilmesi lçln de kısa sureli kurslar yapıldığı bir gerçektir. Bununla beraber, bu husus kapsamı genis bir eğitim, daha doğrusu, kalkınma için >oneticilerin genel olarak geniş bir şekilde eğitilmesi olarak dusunulmemiştir. Karşı karşıya bulunduğumuz gerçekler İse bugun İçin bu zonmluğu açıkça ortaya koymaktadır. bugünedek daha Türkiye'de eğitim konusundauzerinde getirilmeçok alfabesiılerin okur yazar hale si, teknisyenlerin yetiştirilmesi durulmu} .•• • Y "KafaHı klncl Beş Yıllık Plân çalısmalan için yapılan toplantı sırasında, kannnızca bunun başlıca ne» denlerinden biri ve bugünedek belki de uzerinde en az durulanı ortaya çıkmıs bulunuyor. Bu da Turklje'deki yonetici smıfın kalkınma için, plân uygulaması için, plâncıya gerekll uyarmaları yapmak için gerekli bilgilerden yoksun bulunması, meseleleri açık seçik gorebileeek bir «kafa jünnastiği» ni hiçbir zaman yapmamış olmasıdır. Yargımız, devlet kesimlndeki ve ozel kesimdeki yoneticiler bakımından aynı olçude varittir; ve bize, TurkKedeki eğitim sisteminin kotuluğunü açık bir şekilde gostermektedir. Burada gajemiz hiç kimseyi yersiz bir şekilde suçlamak değil, fakat bir gerçeği yansıtmaktır. Yonetici sınıf da nihayet ken dısine verilen eğitimle şartlanmıştır. Doğal, doğuşta sahip olduğu kabilijetler bir tarafa, yonetme gorevinde gostereceği başarı, okul içi ve okul dışı eğıtımde edindiği bilgiler, bu bilgilere dayanarak duşunme ve meseleleri ç;ozme yeteneği ve tkind bir mesele, Türkiye'de eğitim sisteminin yeniden, kalkınma on plânda tutularak gozden ge çirilmesi zorunluğudur. Bugunün yonetid sınıfı dunkıi ve bugun de yürurlukte bulunan eğitim sisteminin firunudur. Eğer bu sistem değişmezse, Turkiye kalkınma konusunda bllinçlendiğinden, 40 yıl sonra, bugun nasıl bir yonetici sınıf buhranı çekiyorsa, yann öbür gun de aynı buhram çekecektir. Eğer Türklye gerçekten kallunacaksa, polıtikacılar gerçekten bunu hedef tutuyorsa, yonetici sınıfı yetiştirmenin kalkınma için Imam Hatip Okulu armaktan daha zorunlu olduğuna; bugun sozkonusu sınıf için geniş kapsamlı bir eğitim i sağ lıyacak kayoaklan avırmanın Diyanet tşlerl Butçesinl sişirmekten daha gerekli olduğuna; camilerde vaat dinlemekle bu sınıfın yetişemiyeceğine gerçekten manması gerekir. (•>• •••• Sonuç royu plan, kalkınma ve gerekli iktisat bilgisiyle donatacak şekilde bir •yeüşkınler eğıtımı» ne tâbl tutmaktır. Eğitim sureleri içinde bu bilgilerle donatılmamış, bugünedek iktisadi sorumlulukla karşılaşmamış kişileri suçlamaja hakkımız olmamakla beraber, boyle bir yetişmenin zorunluluğunn açıklamak da en tabiî hakkımızdır. Uzun sureli tedbirler de eğitim slstemiyle IIgilidir. Bizim bilgi sınınmızı aştığı için eğitim sisteminde nasıl bir değişme gerektlğini işin uzmanlanna bırakıyoruz; ve sadece, bu zorunluluğu belirtmekle yetiniyoruz. için süB ugun bugunalmacak tedbirler kısmen kısakadreli, kısmen de uzun surelidir. Kısa surell tedbirler, yonetici durumda bulunan • • • • • ••a :::: MEMURUR KANUNU ve EMEKLIIER yürürlüğe girmesı ve malî hükümlerinin 1966 martından ıtibaren uvgulanmava baslanmasımn kesinlesmek uzere bulunması karsısında havli bozulmus ve hattâ sarsılmıs gözükmektedir. Büvük sa\ıda aile fertlerini kapsavan vatandaş kutlesinin maddî ve mânevî varlığını ilgilendiren bu konunun kısaca, Yasalar bakımından, incelenmesi ve devlet idare mesulıvetini yüklenmis olanların bu meseleje «Ukkatlerinin çekılmesı zarurı görulmustur. Devlet veya devlet çesıtlı kurumlsuinda çalısan emeklılerin yenı Memurlar Kanununun vururluSe gırmesı dolavısıvle duvdukları huzcrsuzluk ve guvensızlığın temel sebepleri, sozu ee<"en kanunun yürürlüğe girmesınden sonra gcrevlerınden uzaklastırılmaları, çalıstırılmamalan halinde. sadece emeklı avlıklarıyle çecımIerını temın mecburijetinde kalmalan, emekli avltkUnnın buçunku ıktısadî ve mali sartlar, paranın zamanla değerini kaybetmekte bulunması, buna rağmen emeklı aylığı tutannın sabıt kalması ve bu yıızden vasama şartlannın çekılmez hale gelmesi. ınsanları sefalete sürüklemcsının zarurî bır netice olarak belırmesidır. Kısaca: Guvensizliçın ve huzursuzluğun gerçek sebebi emeklı (sivıl veya asker) ajlıklannın memleketın ıktısadî gelısmelerine Bergson'un devimnlc havat ve toplum olusuna. geçim sartInrjra ıı\ tmı nlmamasıdır Ikıncı Cumhurıvet Anavasamızın 10 uncu maddesinde (Devlet kisinın ferdî huzurunu, sosyal adalet ve hukuk de\Ieti ılkelerivle bafdasamıyacak surette sınırlajan iktisadî ve sosyal bütün engellen kaldırır; insanın maddî ve mânevî varhğının gelişmesi için gerekli şartlan hazırlar) denilmektedir. Göruluyor ki, Anayasa, devlete vatandasların maddî ve mânevî varhğının gelişmesi için gereklı şartlan hazırlama ve tedbirleri alma gorevlerini yüklemistir. öte yandan yine Anayasaya göre (çalısma) vatandasa tanınan bir (temel hak) ve yükletilen bir (temel ödev) dir. (M. 42). Halbuki (Devlet Memurları Kanunu) emeklilerden devlet genel veya katma bütçeler ve bnnlara bağlı kuruluslarda hâlen görevli bulunanların, bu kanunun yürürlüie girmesinden •onra, veniden devlet hızmetine ahn>*alannı «fiı T ı»mi| bulunmaktadır. :::: •••• •••• Dr. Abdullah Pulat GOZUBUYUK •• .• •••• • ••a • ••a •••• • III •«•« «••« >••• • ••a • «•a •*•• • ••a 1IR1 «••• • ••• • ••• ••«a • ••a • ••• t::: :::: D ta bulunan emeklilerin buzuru ve toplumsal guvenligi (Devlet Memurlan Kanunu) nun evlet veya devlet kurumlarında çalışmak Aynca aynı kanunun geçici 9 uncu maddesine gore ise, Turkiye Cumhuriycti Emekli Sandığı Kanununnn 39 uncn maddesının birinci fıkrasının B bendi gereğince (Gorulen luzum uzenne) emekliye avrılmış olanların devlet hizmetıne alınabilmeleri bunlann Büyük Millet Meclisinden veya idarî >argı mercilerlnden (Danıçtay'dan) iptal karan almış bulunmalariyle mumkün olabilecektır. Görülüyor ki (Devlet Meraurlan Kanunu) nun emeklilerin devlet hizmetinde '•â'lışmalarını, görev almalarını sınırlayan yuRandaki hfikümleri Anayasanın (Devlet, insanın maddî ve mane\ı varhğının gelişmesi ıçın gerekli şartlan hazırlar) ilkesı\le ferdin (toplumsal güvenliği) ni temmat altına alan 10 uncu maddesıyle çelisme halindedır. Bu durum, Anayasaya aykırılık, ıptal dâ\aı;ı içın Anayasa Mahkemesıne müracaate \ol açacak nıtelikte gorunmektedir. Anayasanın Z nci maddesıne gore, Turkiye Cumhuriycti sosyal bir devlettir. Sosjal adalet demek, vatandaslarmm ıktısadî guvenlığım ve toplumsal huzurunu sağlajan, onlan sefalete karsı kornyan de\let demektır.. u hale ve Anayasanın sözü geçen temel il^ ^ kelerine ve Devlet Memurlan Kanununun ısaret edilen hükümlerine göre, meydana gelen çelismeyi, haksızlığı, kanunun uygulanmasiyle emekli vatandasların ve aileleri efradının iktisadî güvenliğinin ve huzurunun boznlmasını önlemek üzere devletçe bazı tedbirlerin alınması zaruridir. Bu tedbirler soyle sıralanabıhr: 0 î a devlet emekhlerın avhklarını, mem leketin iktisadî durumnna, genel geçim sartlarına göre tespit edilecek (Kat sayı = echelle mobille) ile ayarlar; nitekim memur aylıkları ber vıl bu esasa göre ayarlanmaktadır (M. 154). Gerçekte meselenin isaret edilen şekilde çözümlenmesi gereklidir. Zira faal hizmette bulunanlarla emekliye aynlmış olan devlet görevlileri arasında denklifin sağlanraası Anayasanın temel ilkelerinden olan (Eşitlik) in tabiî ve doğrndan bir neticesidir (M. 12). 0 Yabutta devlet, adı geçen kanunun emeklılenn, kamu hizmeti kesiminde görev almalarını sınırlayan hukumlerını yumuşatıcı tedbirler almak mecburivetindedir. Aksine tutnm, devletin gayesine, Anayasanın (Fertlerin sosyal güvenlik hak ve hürriyetleri) nin hedef ve niteliklerine aykm olur. Soromln yetkililerin bn konuda gereken tedbirleri süratle almalarını flmlt ve temenni ederiz. •ııı • «•a • ••• • ••• «III tlll •••• aaaa •ıır ••aı • III ::;: aaa< • aaı aaaı • ııı ••aı • aaı •••• aaaa • a*a tlll aaaa ••ıı I^IIİİHİSHİİİIIİ : : K *••• !••• tlll llll • •*• llll •••• ll ki fiyat artıslannınn bir yıl evvelukandaki goruşlerin de hıç ki para artışlanndan ve sadece birini kabul etmek maalesef 965 yılında Turk ekonomisind» bu sebepten ılerı geldığıni kabul mumkun değıldır. Bu yâklaşıbaşlayan enflâsyonıst gıdışın etsek bıle, 1966 da artık fıyatlaın nun da, tıpkı problemi sırf «paranedenleri ve 1966 yılında da artmtyacağı konusundakı kesın lel açıdan» ele alan yaklaşım gibi devam edıp «tmıyeceği konusunda hukmunu kabul etmek imkânsız hatalı yonlerı ve kendı mantığı ibugune kadar llen suruhnüş buludır. Mademkl, bir evvelkl yıhn pa çınde dahi düstüğü çehşmeler varnan akademık ve resmî görüşlenn ra mıktan artışlan fiyatlarm ar dır. Bunları( teorık tartışmalara kısa bır eleşürmesını yapmak, ger tışına sebep oluyor; oyleyse 1965 gırmeden ve ozet olarak behrtmek çeklerı anlamanıız bakımından son tekı para mıktan artışlan da ısterım: derece faydalı oUcaktır. Ozellikle bundan sonra banknot hacmi O«Enflâsyon, Türk ekonomi«akademik goruşier» arasında fi Sayın Hatiboğlunun dediği 72 veyat artışlannı «para miktanndaki ya 7.5 milyarlık seviyede tutulsa sinın bun\esınden doğmaktadır; binaenale>h, fiat artışlarına kardeğişmelere» bağlayanlarla «ekono minin yapısal özelliklerine» bağla bile 1966 da yeniden °o 10 cıva şı çare aramaktan vazgeçip ekonomımizın bunyesıni enflâsyon yanlar arasındakı ıkılığı işaret et rında onemlı sayılabılecek fiyat artışlarına sebep olabılecek demek hastalığına karşı daha dayamklı mek, konuya «ık tutacaktır. tır. Oysa, Hatiboğlu bunu kesın bir hale getırmeye çalısmalıyız» olarak reddetmekle kendı modeli goruşu temelınden yanlıştır. Boy nın mantığı içinde yemden önem le bır yaklaşımı kabul ettığımız 1965 dekı şiddetli fiyat artışlan lı bir çelismeye düsmüş olmakta takdirde, ne ıstıkrar içinde ve dengeli kalkınmanm mumkun nı sadece ve sadece Merkez Banka dır. olabıl^ceğını artık savunabılı Kaldı ki, 1966 yüında para arzını sınm pıyasaya surduğu banknot miktanndaki artışlarla izah etmeye bugunku sevıyesınde tutmak ne rız, ne de 1923 65 donemınde Ama Türk vazarlannın çogü, Rusyadaki vazarlar olayını THrk çalışan ve klâsık sayılabılecek bır mumkundıir, ne de arzuya şayan enflâsjonsuz geçmış uzun yıllabalkının gözünfl boyamak için bir propaganda vetilesi yapmışiargorüşü tek basma savunan Prof. dır. Mumkun değildir; çunkü dev rın ızahmı yapabılırız. dır. Bunn simdi bir daha ispat edeceğiz : Zeyyat Hatiboğlu, resml makamlar let butçesi büyük açıklar taşımakO Bö>le bir yaklaşımı kaBir Türk yazan yabancı bir ülkede takma blr Mnle kttep yatadır; toplu sozleşmeler bu yıl ye bul etmek, bir insana bünyesınin tarafmdan derhal benımsenen olyınlasa ve bir yazısında söyle bir eflmle kullansa : nılenecek ve hıç şuphe edümesin kaldıramıyacağı kadar içki verdukça enteresan ve fakat enteresan Sarhoşluk Türk mılletinin sürekli idealidir... Hırsızlar ve olduğu kadar da çelişmelerle dolu 1965 deki fiyat artışlannın yarattı dıkten sonra, onun sarhos olup sarhoşlardan kunılu bu millet, bir kültür yaratmak yeteneğinden ğı hayat pahalılığı gozonünde bu taşkınlıklar yapması karsısında, bazı fıkırlerle ortaya çıkmıştır. yoksundur . Sayın Hatiboğlu, bu konudaki fl lundurularak yapılacaktır. Arzu e fazla içmis olmasını değıl de âkırlenni aynen şu cumlelerle ıfade dılen bır şey değildir; çünkü, bu damın bunvesıni suçlamamıza Bn vazıvı vazan Türk vaıan, defil mahkeme Bnfinde yarplantakdirde ekonomık gelışmenın ve benzer. Nasıl ki bir insanın bün etaektedır: mak, sokağa çıkamaz. Linç edilir. Hürriyet kavramının bn biçimde knllanılmasına hicbirimiz razı olamayız. Bizim toplum bn ko«Bir yıldan beri fiyatlann olduk parasallaşmanın gerektirdiği ölçü >esi fazla içkı kaldırmadığı zanuda hicbir hoseörüve açık değildir. ça suratle artması AP Hukumetini lu para arzı şartlan yapümamış man, onun sarhos olup taskınhk hayli telâşa duşurmuş ve sanki blr ve dolayısiyle paranın «yağlama yapmaması içın, ona verilecek iç Ama Rus yazarı Siniavski işte böyle yaımıstır. Ve yabancı blr enflâsvon tehlıkesi varmış gibi . fonksiyonunu» gereği gibi yapma kıyı bünyesınin kaldırabıleceği ülkede kendi miHeti Içln snnlan s8ylemlstlr : dozajda bırakmak gerekir ıse, ay sı onlenmış olur. onleyici bazı tedbirler almmıştır. « Sarhoşluk Rus milletinin surekli idealidir. Hırsızlar ve sarŞu kısa eleştirmenüz de göste nı şekilde bir millî ekonominin Bir kere, enflâsyon tehlikesi yokhoslardan kurulu bir millet, bir kültür yaratmak yeteneğinden nvor kı Türkıyede para ve kredl de bünyesi fazla «ıştıra gucunun» tur, kaldı ki enflâsyoneu baskılar yoksundur » mevcut olsa bile alman tedbirler polıtıkası meselelerıni ve ekonomi enjekte edilmesine müsait değilSiniavski 7.5 yıla mabknm oimnstnr. Slmdl Tflrk Ceıa Kannbu tehlikeyi bertaraf edecek mabi nin dengeli kalkınma şartlannı yu se, önlemek için bu dozajı diknunu açarak Siniavski'nin islediği suçun bizim ülkeraizde ve bizhn kandakınden oldukça farklı bir katle ayarlamak gerekir. Aksı yette değildir.» (1) kannnlanmızda karsılığını bnlalım. Madde 159 : halde, yanı 1965 Turkıyesmde ya Sayın Hatiboğlu Turk ekonomi fıkır çerçevesi içinde düşünmek pıldığı gıbı, hem ekonominin kal « Turklüğu ( ) alenen tahkır ve tezyıf edenler bir seneden ve ele almak zorunluğu vardır. sınde enflâsyonun bulunmadığım dıramıyacağı kadar istıap gucu altı seneve kadar agır hapis cezası ile cezalandınlırlar.. ( ) Turkbu kadar açık' ve kesin bır şekilyaratılır, hem de ekonomıde luğu tahkır bir yabancı memlekette bir Turk tarafmdan işlenırse de ifade etükten hemen sonra, fısarhoşluk alâmetlerı yani fiat verilecek ceza ucte bırden yanya kadar artmhr.» yat artışlannın ne oranda olduğutaşkınlıklan gorulunce kabaVe Madde 140 : nu ve neden meydana geldığını de hat bunyede aranırsa, hatalı po« De\letın harıçteki itibar veva nufuzunu kıracak şekilde ju şekilde açıklıyor: lıtıkamıza çok ucuz bır gerekçe lyılındaki fiyat artışlannı Devletin dahilî vazıveti hakkında yabancı bır memlekette asılsız «Fiyatlann son bir yıl Içinde •'«10 Uenflâsyonist» karakter bulmuş oluruz mübalâğah veya maksadı mahsusa müstenit havadis veya haberler civannda arrbğı bir hakikattir. Fade sayan ıktısatçüarımızQ Kaldı ki, yukandaki gönesreden veja millt menfaatlere zarar verecek herhangi bir faalikat, bu artışm sebebi 1964 sonba dan önemli bir grup bu enflâsyoyette bulunan vatandaş beş seneden aşağı olmamak üzere agır haphannda . İktisadi durgunluğu gi nu Turkiyenın «ekonomik bünyesi ruşleri savunanların davandıklan se konulur ^ dermek maksadiyle yeniden plya ne» bağlamak eğilımini göstermış bazı temel verıler de tam mânasaya cıkarılnuj bulunan blr mllyar Biz gene de Siniavski ve arkadaslanna reva gBrfilen tutumnn lerdir. Aralannda Prof. Ahmet sivle doğru değildir. Meselâ 1965 Kıhçbay, Doç. Sencer Divitçıoğlu yılında tarım uretımınde buyuk karşısındayız. Çünkü hiçbir yazann bapishanelerde çürümesine azalmalar olmamıstır. Aksine, az iyat artışlannın devam «dıp et ve hattâ bir dereceye kadar da ran değiliz. Çfinkü eifer Szçürlük denen kavramı gerçekten benimda olsa, bır artış kaydedılmış • mıyeceğı konusunda da şu ke Prof. Osman Okyar gibi kıymetli sıyorsak, tam ve namuslu olarak benimsemeliyiz. Türkiyede aytır. Hattâ, son uç yılın toplam sin ıfade kullamlmaktadır: iktisatçılanmızuı bulunduğu bu dınlar bir olayı değerlendirirken doğrn olmak zornndadırlar. Biz «AP flyat artıslannm devammdan grupun savunduklan görüşleri de uretım artışını hesaba katarsak, kendi yazarlanmızı zindanlara atıvoruz da Babıâli basımnda bu tarım alanında bu yuzde 8 ı aşkorkarak banka kredilerinl kısmak kısaca eleştirmekte fayda vardır. tntnma alkı« tutanlar var. Her trün gazetelerde : maktadır; oysa, son nufus sayıyolunu tutmuştur. Halbuki, para Türk ekonomısinde 1965 de go Savcılar niçin dnruyorsnnnz? diven yazılar oknyornı. mlktan hâlen bulunduğu 7.2 75 rülen fiyat artışlannı «yapısal ne mı sonuçlarına gore, aynı donem Sonra da bu yazarlar kalkmıs Rusyada yazarlann mabknm milyar seviyeslnde muhafaza edil denlere» bağlıyan grupun görüs de nufus artış hızı bunun altınedılmesıni protesto ediyorlar. diği takdlrde fiyatlann da bulundu lenni en açık ve kesin şekilde i da kalmıştır. öyleyse, tanm sek toründe arz elâstıkıyetinm olmaBöyle bir nkir sahteoilığine Szenenler aydm sıfatuu. lâyık değu sevi>ede İstikrar kazanacaği ran fade eden Prof. Ahmet Kılıçbay mau ıls enflâsyonu i«ah etmek İillerdu. Ensyada yazarlann hapse atılmasını sonuna kadar prohakkaktır.. görUşlerlnl (2) şu şekilde savun mumkun değıldır. testo ediyornm ben Ama Türkiyede yazarlann bapse atılmasım Turk ekonomisinin genel denga maktadır: O Diğer taraftan, Kalkınma Bncehkle protesto ediyornm. Çünkü Rnsva benim Için yabancı bir şartlarıru ve fiyat istikrannı bu «Türkiyede fiyat artışlannın se Plânımuın kabul ettiği bir te • devlettır. Ve ben once Türkiyede özgürlük dâvasmı düşünmek zokadar basit bir modele bağlamak ve hele bundan bir de «para mikta beplerini, onun ekonomik bünye mel ilkeye göre, gıda maddeleri rundayım. Türkiyede yazann özgürlüğünü •avnnmıyanlar, Rusyagibi temel malların fıatlannın rmı sâbit tutun, başka bir şey yap sinde aramak ve tedavi çarelerinl da yazarların Bzçürlüğünü savunnyorlars» onlar Türkiyede defil bu yolda elde edilecek bilgilerın yükselmesini önlemek amacı ile manıza ihtiyaç yoktur» demcye geMoskovada yaşamaya lâyıktarlar. len bir polıtıka tavsıyesi çıkarmak ışığında incelemek gerekir.» Fiyat yurd ıçı uretımle artan talep arasında dengeyı kuracak şekilne dereceye kadar isabetli bır go lar son 25 yıl zarfında devamlı bir rüştür. Bılemem. Fakat, bir an içın artış gostermiştir.» «Asıl uzerinde de bunlann düzenli bir şekilbu görüşun doğru olduğunu kabul durulması gereken konu, ... fiyat de ithali yoluna gidilmesi ge • • • • » • «, etsek ve Türkıyede fiyat artışlan artışlanmn önlenmesi çareleri de rekir. Bu durumda, 1965 yılında • • • « » • . »"»•»»••••••••••••••••••••••,,,...,,,..,..,,,.,M.Mj nın sadece ve sadece «para mikta ğil, fakat iktisadi bünyeyi enflâs gıda maddeleri talebı uretımı aşyon hastalığına karşı daha daya* mış ise bunun ıthalât ıle karşı rma> bağlı olduğunu kabul etsek bıle, yukarıdakı ıf adeler arasında uç nıklı bir hale getirmek olmalıdır.» lanması icabederdı. Bunun yapılSayın Kılıçbay probleme bu şe mamış olması da bunyemn de • onemlı noktada buyuk çelışmeleBuyuk kaybımır nn bulunduğunu ıfade etmek zo kilde kesın teşhısını koyduktan ğıl, memleketi idarB edenlerm Avukat rundayız. Bunlan kısaca açıklıya sonra, uzun uzun memleketımızde hatasıdır. lım: tasarruOann azlıgmdan, tuketım O 1965 teki enflâsyonu, saeğıhmının yukseklıgmden; oysa bu yın Divitçioğlunun zannettiği gıbı (J) Enflâsyonu parasal neden na cevap verecek bir üretım ka «hızlı kalkınmanm bedelı> olalerle izah eden teorıye gore «Para rak kabul etmemize de imkân miktanndaki değişmelerin sebep pasıtesının bulunmayışından soz toprağa verdiğimizin 40 ıncı gunune tesaduf eden 25 şubat 1966 yoktur. Çunku, ne 1965 te, ne de olduğu onemli fiyat artışları enflas açmaktadır. Bu tasımda, yazann cuma gunü ıklndı namazmdan sonra Şışlı Camıı Şerıfmde Haondan onceki yılda «hızlı» denegerek ozel sektörde gerek kamu yondur.» Sayın Hatiboğlu bu gorufız Kâni Karaca, Hafız Çanakkaleb, Hasan Akkuş, Yahya Ksbıleoek bır kalkınma olmamıştır. şu benımsemış bır ıktısatçı olduğu sektoründe venm düşüklüğunun Oysa, 1962 de ve ozellıkle 1963 klşehirli ve Fatıhlı Kardeşler tarafmdan Mevlıdı Şerıf ve na ve Türkıyede 1965 yılında, daha çeşıtlı nedenlenne değındığıni ve te hızlı kalkınma olmuş, fakat, Kur'anı Kerim okunacaktır Akraba, dost ve arzu eden dın onceki para mıktan artışlanndan havat pahalılığı ıle malıyetlerın bu »efer de enflâsyon olmamısyuksek oluşunun bırbırıne kanştıkardeşlerımızm buyurmaları rica olunur. Eşi ve Çocuklan dolayı da olsa, o,ol0 gıbı oldukça tır. Aynı şeyler, daha da kuvvet suratlı saydığı bır fiyat artışının rlıdığını gorüyoruz Bundan sadece bir kaç ay önce lı olarak 1950 . 53 arasındaki mevcudiyetını tesbit ettığine gore, dort, beı yıl ^in de soylernebı • kendı teorısınin mantığı içinde ka aynı yazann aynı gazetede «Ka Iır. labilmek içın «enflâsyonun mevcu buktaki enflâsyon» fıkrıni savunBu noktada, ıyımser bır yorum diyetini» kabul etmesı gerekırdı. muş olduğunu, ve hükumete «peraOjsa, boyle bır şeym mevcudıyeti kende fiyatları kontrol edin yeter» yapmak suretıyle bu eleştırmeler yollu tavsıyeler verdığını hatırlıyan bır sonuca ba,ğlamak ıstıyorum. red ve ınkâr edılmektedır. lar Saym Kılıçbay'ın son yazısın Olabılır kı, adı geçen meslekdaş (5) Ikıncı onemlı çelı^me, 1965 daki fıkırleri okuyunca her halde ların gelışen ulkelerde gorulen sonbahanndakı suratlı fiyat artış«fonksıyonel» fiyat artışlannı kas lannın 14 ilâ 16 ay once yapümış bır hayll şaşırmışlardır. dederek, artan fıyatlarla ekonoGENEL MUDURLOĞONDEN para operasyonlanna bağlanmasıy mik bunye veya gelişme hızı ale UgUıdır. Sanki 1965 yüı içinde, rasında bır ılışkı kurmaya çahshem de Mart ayından başlamak üu goruşe oldukça yakm sayıla mıslardır. Bu yorum şekh kaYeniden tabettirilen müessis zere sureklı bır para arzı artısı bılecek bır dığer yaklaşım bul edılırse, onların sadece yanvulrua gelnuş gibi, Sayın Prof. HaDoç. Sencer Dıvıtçioğlu tara lış hısse senetlerimizin, halen temetbır termmolo:ı kullandığı tiboğlu 1965 Kasım ayında bırden fmdan ortaya atümıştır A). Dıvıt soylenebıhr ve tabıi 1965 tekı fıtü kuponları tükenmiş bulunan, bıre şıddetlenen fiyat artışlarına çioğlu dıyor kı «Türk ekonomisin jat artışlannın onemlı bır kıs1964 yaz aylanndan «gerekçe» ara de enflâsyon eğiliminin iki temel mınm izahı da açıkta kalır. eski müessis hisse senetleri ile maktadır. Kendısının de yazısın sebebi vardır. tlki, tanm ürünleri ılındığı gıbı, «fonksiyonel da ıfade ettığı gıbı, 1964 yazında artış haddi ile nüfusun artış hadtebdiline 3 Mart 1966 Perşembe fijat artısı» pıyasa me düzenlenen ve uygulanan para ve di arasmdaki ilişkidir (bünyesel gününden itibaren başlanacaktır. kamzmasımn belıriı bır gokredı pohükası o yılın ılk yarısmetken). Ikincisi, kamu oyunda revı yerın'S getırebılmesı ıçn, da gorulen ıktısadî durgunluğu tebenimsenmiş, hiç bir hiıkümetin Müessis hisse senedi sahip. davı etmek amacına yonelmıştı reddetmek gucünde olmadığı bir bazı fıyatlarda kaydedılmesı gereken artışlardır. Kalkınma çaUstelık son derece olçulu ıdı; ve buyume haddidir (nakdî etken)». lerinin, yukarıda belirttiğimiz bası ıçmde olan ülkçlerde bu kamu carî harcamalannda ters Boylece, Sayın Dıvıtçioğlu Tur gorev ıktısadî kaynaklann yenı tariht^n itiblaren ellerindeki müyonde tedbirlerin alınması da ıh kıyedeki enflâsyonu, bırı tanm u alanlara cezbedılmesı ve bazı mal edılmeden yurutulmuş bır po retiminın nüfus artışına paralel o enstıtusyonel mânalann aşılmaessis hisse senetleri ve nüfus lıtıka ıdı. Bu polıtıkanın başarısı, larak arttırılamaması gibi bünje sı şeklınde ortaya çıkar. Gelişme hüviyet cüzdanları ıle birlikte IsTurk ekonomısını kasa surede e sel bır etkene, dığerı de °'o 7 gıbı konomık durgunluktan kurtarmış yuksek bir geüşme hızmın benım prosesi içinde, ekonomik faalıtanbul'da Beyoğlu Şubemizde buolması ıle de olçulebüır. Bu tedbır senmış olması gibi «nakdî etken» yetlenn yenı alanlara yonelmesı ve kızışması bazı fiyatlann be lunan HlSSE SENETLERİ Serviler alınmasa ıdı, buyuk bır ıhtı adını verdıği fakat neden nakdî lylı oranlarda artışı ıle beraber malle 1960 ve 1961 lerdekı gıbı olduğu pek de anlaşılamıyan bır olmak zorundadır. Fakat, bu ne sımize, Ankara'da Ankara, tzmir durgunluk şartları Turk ekonomı etkene bağlamış oluyor Daha da sini çok daha uzun bir süre üre enteresanı, kurduğu modelden oy denle bazı fıyatlarda kaydedıle de tzmır, dığer şehırlerde ıse o cek artış, genel. fiyat sevıyesını tım kaybına katlanmaya mahkurn le sonuçlar çıkarıyor ki, Turkue şehirdeki bankamız şube müdürancak yuzde 2 ilâ \uzde 3 arttıedebüırdl de bugunkü hukumet ne yaparsa rabıhr kı, bu kadarlık bır fiyat luklerine müracaatları rıca olunur. yapsm yani enflâsyoneu politi artısı zaten az gehşmış ulkeler Kaldı kl, Türkıyede tedavulde kayı devam da ettirse, onıı önleyi içın enflâsyon savılmamaktadır kı banknot mıktan mılll gelınn 10 • 12 de bın cıvarmda olduğuna ci tedbirler de alsa «iktisadî dur 1965 tekı fiyat artışlan yuzde 10 a gore «paranın gelir surati» nin or çunluk kaçınılmaz» olmaktadır vaklastığına gore, bu fiyat ar Sayın Prof. Osman Okyar'm açık talama buyuklügunun ne olaca»ı tı nin en azından uçte ıkısını bun ladığı goruşier (3) onun yukarıda meydandadır Bu durumda, pıya \ esel saymaya, veya hızlı kal . saya çıkarılan bır miktar paranın, ozetlemeye çalıştığımız «yapısal kınmaya bağlamaya ımkân yokenflâsyon yaklaşımı» nı tam ola tur. Fiyat artışlarınm bu kısmıkayıtsız şartsız, muhakkak enflâs yon yaratacağı kabul edılse bıle, rak benımsedığını gostermemekte nı sadece ve sadece 1965 yılında dır. Prof. Okyar daha çok toplam bu etkısini gosterebılmesi içın a Türk ekonomisinin genel denge arz ve talep arasmdakl dengesızlık radan 10 ilâ 18 aylık bir sürenin sartlanna gereken önemın venlgeçmesl zarureti nereden doğ lenn enflâsyon eğılımlerini ortaya memış olmasına ve kalkınma plâ Vefatı ile bizleri sonsuz acılar içinde bırakan çıkaracağı gdrüsünü savunmakta nımızın ilkelerine uygun bır ikmaktadır? kıymetli varlığımiz, dır. Bununla beraber, son yıllarda tisadî politikanın yurutulmemiş Sayın Hatiboğlu'nun lllâ da 1964 dekı ıktidan suçlama suretıjle tanm sektoründe üretimin arttı bulunmasına bağlıyabılmz Ni nlamamış olması ile gıda madde tekım, son bır aylık tartışmalar boyle bn* çelışmeye duşmuş oldu leri fıyatlarmm artışı arasında sırasında sorumlu kımselenn me ğuna ıhtımal vermedığımız içın kurduğu ilışki ve enflâsyonu dn seleye bakış açıları ve ileri surbunu daha çok 1965 dekı para ar lemek İçin «tanmsal üretimin art dukleri «sözdegerekçeler> bu cenazesine katılan, evimize gelerek, telefon, telgraf zı artışlannı ızlememiş olmasına tırılması zornnluğuna» verdıği ö gdruşumüzu desteklemektedır. baglamak istıyoruz ve mektupla acılanmızı paylaşan sayın akraba ve II Nıtekım, üçüncü önemli çe nem, onun arz yönüne biraz fazla dostlanmiza derin şükranlarımızı sunanz. ağırlık verdığıni ve dolayısiyle lişme bu kanımızı destekler yon(1) Milliyet, 16 Ocak 1966 Ailesi adına dedlr Çünkü, bir an içın Sayın «bünyesel enflâsyon» gorüşüne bu (2) Milliyet. 17 Ocak 1966 bakımdan yaklastığını göstermekSIRRI ATAMAN Hatfboğlu'nun izah tarnnın dogTU (3) Milliyet, 8 Ocak 1966 olduğunu kabul etsek v» 1965 U tedlr. (4) Milliyet, 18 Ocak 1966 1 Y Çelişmeler Sovyet Rusyada yargılanan yazarlann Türk basınına jetlrdifi düsüncelere bakıyorum. Insanlarımızın bu olayı ele abrken takındıklan tavır beni umutsuzluğa sürüklüyor. Kimseyi suçlamadan konusmak ısterim : Toplum olarak öyle bir düzeydeyif ki, özgfirlflğe lâyık olmak için daha bin fırın ekmek yememiz gerek. Sözlenm yanlıs anlasılmasın; her Insan, insan oldufu lçln 8zgürluğe lâyıktır. însanların durumlanna göre bir hürriyet pazarlığına ve dağıtımına çirismek özgürlük kavramını basmdan yozlaştırmak demektir. Ama bir toplnmun özellikle aydınlar çevresinde gerçek bır hurriyet ortamı yaratılamazsa, hürriyetler yürümüyor. Türkiyede insanlanmız özgürlüğe lâyıktır. Ama Türk aydmlannın hürriyet konusundakı tutumlan gözlerimizin önüne ağlanacak bir manzara serivorsa, bunda halkımızın bir kusuru yott. Sovyet Rusyadaki yazarlar konusunda bu ikinci yazımdır. Ben, ne biçimde olursa olsun, yazarlann tntuklanmasına, kelepçelenmesıne, hapsedilmesine karsıvım. Türkiyede karsıyım, tspanvada karsıvım, tranda karsıyım, ve Rusyada karsıyım. Bir ihtilâl rejimi, bir kurtulus savaşı rejimi, bir devrim rejimi süresinde elbette hurriyetler kısıtlanır. Insan iradesinin dısında bir sosyal kanundur bn . Ancak 1917'den bu yana geçen süre içinde Rusyada devrimler gerçeklesmiş ve halkın yüzde yüzü eğitimden geçmiştir. Rusyada yazarlann mahkum edilmesi, bütün dünyada ve Rus aydınlan arasmda genis tepkiler nyandırmıştır. Bu tepkilerin nyanması da olağandır. Yalflız Rusyada degil, yervuzünün herhangi bir yerindeki olaylara karşı aydınlar bfiyHk ilgi gdsterirler. Vietnam kurtulns savasında Amerikanm insanlık dısı dav ranısını Fransız avdını protesto eder tranda bir ayiıç t;enç entellektüel askert mahkemede yarsnlanır mahkfim olnr, Frannz avdını protesto eder Rusvada yazarlar hapsedilir, Fransız aydını protesto eder Türkivede bir doçente kelepçe vurnlur, Fransız aydını protesto eder Türkivede Babeufü Iktibas eden yazar 7,5 yıla hüküm giver, Fransız aydım protesto eder Bütün İnsanlık İçin özgürlük isteven bir namusln davranışın örgüsü İçinde alkışlanacak bir tutnmdnr bn . Moskovaya gitsinler 1 Yapısal Enflâsyon masalı... F MEVLIDI ŞERIF HÂLİL ETHEM ÂRDA'nın TURKİYE İŞ BANKASI A.Ş, Nakdî etken B B TESEKKÜR ALİYE ATAMAN*m
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle