28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OTMHTJRÎYET 23 Şııbat 1986 8AHIFE BE9 Çocuk felci komponyası hızlanıyor .\nkara (a.a.) Sağlık tşleri Gonel Müdürlüğü, Çocuk felci aşı kampanyasını hızlandırmıştır . Türkiye çapında uygulanacak Polio aşısı kampanyasında, 0 3 yaş arası çocuklar üçer, 4 7 yaş arasındaki çocuklar ise birer defa aşılanmış olacaktır. Bildirildiğine göre, 1962 yılında 45 i ölümle neticelenen 1192 Polio vak'asına rağmen son üç yıl içinde uygulanan 8 milyon 77 bin adet aşı sayesinde, hastalık büyük ölçüde önlenmiş, 1964 yı lmda bu rakam 244 e kadar düşmüş ve can kaybı da olmamıstır. Ancak, 1962 de ilk kampanyaBeyoğlunda yanm saat içinde toplanan başıboş çocuklar Emniyet ya başlanan bazı illerde, kampanyadan sonra doğup da aşılanması ihmal edilen 03 yaş ara»mdaki 628 çocukta geçen yıl ve niden Polio görülmüştür. Öte yandan, Urfa'nın Suruç ilçesinde önceki gün ölümle neticelenen bir vak'anın da aşılanmamaktan mütevSllit olduğu bildirilmektedir. ARNAYUTLUK YAZI veFOTOGRAFLAR: YILMAZ ÇETINER B1UNMEYEN • II Arnavut Subayı : Türk...Arnavut hep korâaş... hep Müslüman dedi... ir pazar günü hava kararmak üzereydL Tiran'ın tek büyük meydanında, binlerce insan; bir aşağı, bir yukan konuşa konuşa yürüyor; bazı gençler ise köşe başlannda toplanmış sohbet ediyordu. Telgraf çekmek için, postahaneyi aradığım sırada; sırmalı apoletli, pelerinli bir Arnavut subayı gözüme ilişti. O da arkadaşlanyla b«raber akşam piyasasına çıkmıştı. İngilizce; postahanenin nerede olduğunu sorunca, subay bana hemen tarif etmeye başlach ama; bir vandan da: Rus musunuz? Rusça biliyor musunuz? demekten kendini alamadı .. Türk olduğumu söylediğim zaman Arnavut snbayırun gösterdiği hayret ve sevinci hiçbir zaman unutamıyacagım... Gözleri pırıl pırıl yanarak; Benim ismim Sabri, dedi... Sabri... Müslümanım... Sonra; türkçe olarak llftve etti: Türk Arnavut kardas... Hep MUslüman... Bunlan söyleyene kadar postahaneye gelmiştik. Tam merdivenleri çıkacagımız sırada; rütbesinin yüzbaşı olduğu anlaşılan Sabri: Sizde ne derler? diye sordu... Subayın, yuzbaşının mânasını öğrenmek istiyordu... Bir şeyler hatırlamaya çalışır gibi hali vaıdı... Zabit... dedim... O'nu hatırladı... Ancak subay kelimesi yabancı geldi. Ha... ha... Zabit diye tekrarladı. Yüzbaşıyı da hatırlar g^bi oldu. Bunlar, Arnavut subayına hiç de yabancı kelimeler değildi her halde!.. Daha sonra; neseli bir yüzle ve iki yumruğunu üst üste koyarak; Birleşmiş Milîetlerde Yunanlılara karşı, Türkiye ile beraber olmalanndan duyduğu memnuniye Tukarıda yolda juruırn iki Arnavut subayını görüyorsunuz. Ba biuanın dnvannda asılı duran büti ifade etmeye çalıştı ve: Mareşal Tito'nnn Amerikayı temsil Biz Yunanlıları her raman yük levhada ise Tito'nun ve Amerikahların karikatürü var eden koltuktaki adamın kulağına şunları söylediği yazılıyor: «Vietnam'ı bombalayınız ama, daha ezeriz, dedi. Ve yine, sevgi ve saygı dolu ha yavaş. O zaman daha insanca olur.» Ve ilâve ediliyor. «Tito her zaman Amerikalılara yardım eder»» Arnareketlerle İstanbulu, Anadoluyu, vutluğun Tito'ya kur yaptığı şu günlerde acaba ba dövizler duruyor mu? Türkleri sormaya başladı... Müdürlüğü Çocuk Suçlan Bürosunda.. (Fotoğraf: îbrahim KÖSEOĞLU) Kaçakçılarla jandarmalar çarpıştı KİLİS Sabah saat 7.30 da jandarmaya Suriyeden yurda 3 jeep dolusu kaçak eşya sokulduğu ihbar edilmistir. Bunun üzerine jandarma müfre îeleri harekete geçmiş ve şehir i : çine girmekte olan kaçakçılara dur emri vermiştir. Kaçakçüar jandannalara teslim olmamış ve yapılan silâhh çarpışmada Muhsin Arabacı adlı bir er yaralanmıştır. Kaçakçılar, eşyaları ile birlikte jandarmanın elinden kurtularak jehir içinde kaybolmuşlardır. Sanıklann yakalanmaları için fehir içinde sıkı tedbirler alınmış tır. BEYOGLU'NUN ÇOCUKLARI... Röportaj: Alâeddin BİLGÎ DUenerek günde 30 lira kazanamayati çocuğu babası çimenfo zeminin aıerinde yatırı^or eyoğlu denince akla ilk gelen İstiklâl Caddesidir.. Zengin vitrinlerin dekoru, bu caddeye büyüleyici bir güzellik verir.. Gece, neon ışıklariyle pınl pınl yanan bu caddenin kaldınmlannda, çoğunlukla eğlenmek istiyen şık giyimli mutlu insanlar dolaşır.. Barlan, pavyonları, kumarhane ve kulüpleriyle, bir eglence sitesidir burası... Ne var ki, izbe sokak aralan ile karanlık bodrum katlannda, sayısız facianın cereyan ettiği bu «dışı kalaylı, içi vayvayh» caddenin kaldırımlarında, sefaletin kucağına duşmüş, cılız omuzlarına hayatın yükii yüklenmiş insan yavrularına da, lar, önceki gece, yanm saat içinher adım başında rastlanmaktade, Beyoğlu ve Taksim kaldırımdır'... Bunlar, ya çiklet satarak in larından toplanmışlardı... «Belesanlar peşinde kosarlar ya da, diyenin Dilenci Toplama ve Sevk «Abicim, ablacığım 25 kuruş!.. Ba Merkezi Âmirliğince» getirilmişKAYIP Diyarbakır Ziya Gökalp bacığım, anacığım 25 kuruş!..» lerdi buraya... Suçlan: «Başıboş, Ortaokulundan aldığım tasdiknamemi diyerek, sırnaşık bir şekilde dilepcjmürde bir kılıkta dolaşıp, halkaybettinı. Hükümsüzdür. nirler. Bu, kaldırıma düşmüşler, kı rahatsız ve iz'aç etmek» idi... Ekrem Ceylân Bir süredenberi boş bulunan İsBeyoğlunun ıstırap çocuklandır Oysa bu suç, tüm toplumun saCumhuriyet 1932 tanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi âdeta... Lüks ve zenginliğin yanıyılmalıydı.. Onları bu duruma, Kulak, Burup ve Boğaz Kürsüsii sıra, açhk ve sefaletin birer canonlarla ilgilenıniyen toplum sokŞUBAT 23 ZİLKADE 2 Doçentli|,i için seçim Profesörler lı tablolarıdırlar!.. mamış mıydı?.. Hepsi de okul ça Kurulunca yapılmıştır. Üniversite gmda bulunan bu çocuklan, gedijindan gösterilen adaylar arasınleceğin suçlusu yapmak için orc u> aan oy çokluğunu toplayan Doçent Yarım saatte 15 çocuk a> (0 tanu hazırlıyanlar gene bu topC Dr. Fikri Senocak, K.B3. Kürsüsü ün saat 12.00 de, Emniyet Çoç J£ lum değil miydi?!. Doçentliğine getlrilralşıir. Profesörler cuk Bürosunda, «Beyoğlunun a <C Kurulu kararı Şenocak'a iletilmişür. çocuklarmdan» 15 ini, fınnYumuşak yatağa V. Halen, Sosyal Sigortalar Eyüp 6.43 12.27jl5.29 17.52 19.23 5.06 dan yeni çıkmış üç somunu aç mi Hastanesi K.B.B. Mütehassısı olan hasret. delerine indirmek için, birbirleŞenocak, önümüzdeki günlcrde SosE. J12.51| 6.36| 9.38! 12.00' 1.31>11.16 riyle yanşır dururada gördük... 7 yal Sigortalardan ayrılarak Oniverele içlerinde biri vardı ki, ilâ 16 yaşlan arasındaki bu çocuk sitedekl görevine başlıyacaktır. acımamak elden gelraiyordu.. 7 yaşında Bayram Polat adındaki bu çocuk, «25 kumş» koparmak için, her gece, BeyoğsHiııııııııııuımıımıiMmıunıuuuuuHiınımmıııııtıımiHiıımımıım lu'nun kaldırımlarında, karşısına çıkanın koluna, ceketine asıhyordu.. «Neflen böyle yapıyorsun Bayram?.. diye sorduğumuz soruya, ağzındaki büyük iokmayı güçlükle ynttuktan sonra; Şişli llçesinin kalabalık ve gü rinin SOSYAL dâvâlarının biran «Aıınem böyle istiyor abil» dizide semtlerinden birisi olan Kur evvel halüni candan dilerim. yerek cevap verdi ve «Ben her tuluş bugün ise bakımsız bir hal Şadan ALPGİRAY akşam, 30 liradan az parayla döde bulunmaktadır. nersem, annem yatakta yatırmıBir çok sokaklan kaldırımsız, yor. Bazan, 10 lira için de yatağa Lâğım suları etrafa allnakta, so çiriyorum ama, bundan da az okaklar çöplük içinde muntazam lursa, çimentonun üzerinde, ka olarak çöpçüler çöpleri almamak ranlıkta, sabaha kadar oturuyota, sokak lâmbalan noksan kanım!.. Onun için, para istiyorum ranlık içinde en mühim ihtiyacıherkesten..» dedi.. mız olan çocuklanmızın temiz Adresini tam bilmiyen ve bir hava alıp ve güneşten istifade et apartman kapıcısının oğlu olan mesi, oynaması için ÇOCUK 1 657 sayılı Devlet Personel bu çocuk yalan söylemiyordu. BAHÇESÎNtN bulunmayışı. Kanununun 232 nci maddesinde Zira, ayni konuşmayı, diğer ço sair maddelerde bahsedilen haktlerisi düşünülmeden kalabacuklarla da yapmıştı. ların M. S. B. lığı teşkiiâtmdaBen Bakırköy Orta Okulunun = lık bir muhitte yapılan küçük ki sivil memurlara uygulanmaBu arada, «îuvaya girmek isbir okulun günde üç dört ted masından doğan mağduriyetlerin IIB sınıfuıda öğrenciyim. Benim ~ tiyenler, parmak kaldırsınlar!..» objektifim ile «öğrencilik^ tam Ş risatta bulunması hem talebele ne şekilde giderileceği. hakkını bulamıyor. Okulumuzun = diye bir ilgilinin yaptığı konuşrin iyi bir şekilde yetişmesine na 2 Tedavi, tayın bedeli ve güzel bir kıyafeti vardır. Yine oku = ma üzerine, dikkat ettik, üç kız fi oîmamaktadır. melbusat mevzulannda bizlere lumuzun bu kıyafeüne kulak as Ç çocuğundan başka |ıepsi parmak Kurtuluş son duraktaki boş ve de hak sağlanmasını. mayan öğrenciler var. Ş kaldırdı.. Kaldırmıyanlar, 10 ya 3 Devlet Personel Kanunumüsait arsalardan birisine ikinci Biz okula bir şeyler öğrenmek = şmda Şerife ve 8 yaşında Seher nun istinad ettiği esas.kadrolaKaraosmanoğlu ile Nural Tek'bir ÎLKOKULUN yapılmasına rın çahştığımız yerlere göre ih için geliriz. Çeşitli dersler, insan = ti.. Üçü de ilkokulda okuyordu.. teşebbüs edilmesini candan te dasını. lık ve medeniyet v.b. Fakat öyle = Gece yarılanna kadar çiklet samenni etmekteyiz. Biz Kurtuluş 4 Mesai ve vazife de askerî öğrenciler var ki okulu bir göste = sakinlerinin bu mühim dâvâlan şahıslar gibi muamele görüp, ris vâsıtası olarak kullanıyorlar. = tarak, kazandıklarını annelerine nın yapılmayışı çok üzmektedir. haklar mevzuunda tevsik edil Okula, ağızlarvnda pabuç kadar ş götürüyorlardı.. Şerife'nin 6, NuBütün muhtarlan el ele vere memizin hukuken mümkün ola ciklet, daralmış formalar ve az^da ş ral'm ise 5 kardeşi daha vardı.. rek bu mühim dâvâlarımızın hal mıyacağından, buna göre hu olsa makyaih gelenler var. Güya = Ve babalannın aylık gelirı 350 li için Vilâyet ve .Belediye ile kukumuzu belirten yeni bir sta okulumuz renkli çorap yasak et = lirayı hiç bir laman geçmiyorA. B. miş te onun için siyab çorap gi s du.. Diğer çocuklann da durumtemas ederek Kurtulus sâkinle tünün bizlere tatbikini. yerlermiş. O ince kadm çorapların Ş| lan bundan farksız değildi!.. Unutulmaması gereken önemli dan. Ben bu işlere bakan biri ol = saydım, onlara soluk aldırmaz s bir nokta da sadeue tstanbulun dım. î£> îstiklâl Caddesinda değil, türo Sayın Müdürümüz ve yardımcı ş meydan ve caddelerinde bunlarsı bu hususta az mı konuşmalar Ş dan daha kötü duramda olan bin yaptı? Ben, böyle şahıslan gördü S lerce çocuğun bulunduğu ıdi. ğümde onların yerine utanıyo = = ••• • • ••• • • • 22 Ocak 1966 günü Kayseriden Doğu ekspresine "linrum; Ben bu yazımı, bu gibilerle ZZ • » » • • • » » • • • başa çıkma çabasmda olan okul jŞ diğimiz yatakluun çok pis, bakımsız ve en mühimmi elekidaresine bir yardmı amacı ile ya Ş triksiz, şofajsız olduğunu gördül> dona titreye satın aldızıyorum. Ş ğınuz mumları yaktık, çok rahatsız bir gece geçirdik. TreOkulun bir eğitim müessesesi ol nin yaptığı 1 saat rÖtar dolayısiyle ertesi günde saat 16 duğunu her âöğrenci kendine pren S • dan itibaren yine mumları yaktık vc Haydarpaşaya indisip ediıunelidır. ğimizde durumu, şikâyetlerimizi gar müdür mua^nine Muhterem Koca = • bildirdik. Bakırköy Karma Ortaokulu = • II. B şubesinden Dönüs biletinıizi almağa gittiğimizde yatakh vagon şir=• ketinde çocuğumun yaşıuı soran memur 10 yaşmdaki ?ocuğun erkek sayıldığını ve erkek kompartımanına koyabiIeceğini israrla söyledi. Ne bîcim iş»etnıe zihniyetidir ki bu yastaki çocuğu erkek kabul edip 2 hanıtala biri wıneaynı yere koymaktan çckinir. Fakat geceyi rahat geçirmek Son yıllarda türeyen bir sıne ~ gayesiyle yataklıda seyahati düşünen yolcunun vanına hiç ma sanatçısı (1) Türk dilinı bi = durmadan ağlayan ufak bebekli bir yolcuyu yerleştirir? lerek veya bilmiyerek bajtala • Zj maktadır. Senede ondan fazla 5 12 Şubat 1966 de Haydarpaşadan hareket cden Uoğu fılim imâl eden aktöıün kullan Ş ekspresi Bileciğe geldiğinde yataklanmızdan ^ürültülerle dığı dil, tamamen argodur. Yes = kaldırıldık, vagon ârızalı üniş. Alelâcele kuşetlilere göndeşe, temem, şepke, öpaj; abidik rildik, bize yardım eden kimse yoktu. Eşyalarmıızı kendimiz gubidik; bebe gibi sözlerin türk ~ TARİHLİ çede yeri yoktur. Zerpe kadar = taşıdık. Batan bir gemide bile önce kadınlar ve çocuklar sasanat kabiliyeti olmıyan sözde s sı göze almdığını herkes bilir. Buna rağmen ufak bebekli sanatçının niyeti filimlerinin sü ~ yolcu ile en son biz kaldık, birbirimize yardımla cuşetliye rümünü bu deyişlerle arttırmak Ş geldiğimizde yer yoktu. yolcular çoktan uyumuşlardı. tşin tır bizce. Bu meseleyi ele alma 2 en tuhaf tarafı biz geçer geçmez tren hareket etti, eşyalarının zamanı gerçi çoktan geçti ve E mızdan içerde kalan olabilirdi ve biz sonradan bunlan ntyeşşeler iyice yerleşü dilimize.. Ş Çocuklann, argoya sempatisi = reden arar bulurduk?. fazlaca olduğundan bilhassa ço Gece saat 04.00 e kadar ayakta koridorda kaldık. Eskicuklarda salgın halini aldı. Ar S ve şehirden gelen kontrolör bizlere bir de mevki farkı diye • tık bir çocuk yaşasın, diyeceği = • makbuz kesti. Bu ne biçim idaredir, sortunlular niye tedyerde yeşşe, diyor. Baba, diye S bir almazlar? ceği yerde bebemden para al Ş dım, diyor. El uzatılmadık bir S Öğrenmek istediğim bir husus daha var, mademki mev• dil devrimi kalmıştı, ona da u ~ ki farkı verdik, ayakta geçirdiğimiz gecenin biletten düşül• zattılar. Türk Dil Kurumu ney 2 mesi, gereken ücreti kim ve nasıl ödeyecek? Beni üzen ve • le meşgul? Yoksa bu kabil ke = düşündüren bu bususlann ilgililerce cevaplandınlmasmı üm^leri öz türkçe mi kabul edi !£ • hekliyorum. Saygılanmla yor? H (Imza mahfuz) ZEKt BtKMEN = • » • » • •• • »» » •• •• • » • •»•» Edebiyat Fakültesi 2 llâncıhk 1693/1639 B T»P Fakültesi K.B.B. Doçentliğine Fikrj Senocak tâyin edildi "Yunanistan bizi yutmak istiyor,, D H Kurtuluş Muhtarlarım vaziîeye dâvet Devlet Personel Kanununun tatbikî dolayısiyle Öğrencilerin kıyaieti... | \ rnavutlukta kendileriyle görüştügüm politikacılarm da, halkın da şu tehlikeyi gayet iyi kavradıklan görülüyordu... «Yunanistan Epir meselesiyle bizi yutmak istiyor.» Aynca Yugoslavyanm da ayni niyetlerle dolu olduğuna inanıyor du Arnavutlar... Bütün bunlan gayet iyi bildikleri Jçto, xlış poMSfcaîknnı ranatça te^bit etmişlerdi... Bir defa şu bir hakikattı ki; Yıdfen Megalo îdea'sı içine Arnavutluğun zaptedilmesi mutlaka giriyordu. Avlonya limanı, Tepedelen, Korça şehri ve civarının Yunanlı olduğu ötedenaeri Rumlarm iddiasıydı... Bu yüzden iki devlet arasında zaman zaman çatışmalar olmuş ve Arnavutlar o sarp arazileri üzerinde yaptıkjarı çete savaşlanyla Yunanlılan daima perişan etmişlerdi... îşte bunun için; Dışişleri Bakanı Behar Spula, kendisiyle bir saatlik konuşmamız sırasında: «Yunanlılann kuzey Epir ve diğer iller hakkmdaki istekleri budalaca bir hayaldir. Bir defa onlara ders vermiştik. Şayet arzu ediyorlarsa bir deîa daha verebiliriz.» diyordu... A ma hazırlıklı bulunuyorlardı... İkinci Dünya Savaşı sonunda Yu goslavya bir iki deîa Arnavutluğun kendisine bağlı Federatjf Dev letlerden biri olmasını istemiş ve bunun mücadelesini yapmıştı. Zaten burası öyle garip bir bölgeydi ki; Osmanlı tmparatorluğu nun 4 vilâyeti, şimdi 3 devlet ara sında paylaşılmıştı. İşkodra Arnavutluk sınırları içinde; Yanya, Yunanistanda; Kosova ile Manastır Yugoslavların elindeydi şimdi... Ve gö'rülüyordu k i . b u 4 Ösmanlı vilâyetinin hâlâ münakaşası, payı bitmiş değildi!.. 7080 bin kişilik orduları var 4 Osmanlı ilinin Kavgası hâ'â bitmiş değil Y ugoslavTa ile ilişkilerine gelince; Arnavutlar Titoya karşı kuşku duyuyorlar ve dai u yüzden Arnavutlar çok uyanık olmak zorundaydılar. 1949 savaşından beri Yunanlüarla sulh masasma oturulmamıştı. Şimdi, hâlâ savaş halindeler denilebilirdi... Esasen Yunanistana olan hudut kapıları kapalıydı. Arnavutlar bütün imkânsızlıkla rına rağmen 7080 bin kişilik ordu besliyorlardı. Ve bunlar rmıhtemel bir çete harbine hazırlanıyor, Çinli uzmanlardan modern süahları kullanmasuu öğreniyorlardı. İki denizaltı üe 510 sahil koruma gemisi vardı Arnavutluk donanmasında. Bu denizaltılar Ruslara aitti. Fakat, Sazan adası deniz üssüne Arnavut Hükumett el koyarken gemileri bırakmamıştı... Bu yüzden Ruslarla bir hayli sert münakaşalar da yapmışlardı ama sonunda denizaltılar yine ellerine kakmştı. B dım. «Herhalde lotoğral çektirmek içindir» diye takıldun ama... Çok alâka ve yardımlannı gördüğüm, Arnavutluk sorunlarma yarnavutluk ordusu harb hali Vnirtan vakıi olan Tiran Elçimiz dışında, memleketin kalkın Saym Mustafa Kenanoğlu da omasında da önemli rol oynu layı teyit ettiler... yordu. Askerlik müddeti 18 aydı. Aynca, Arnavutluk ordusu, Bu müddet içinde, yol yapımmda, inşaatlarda, tarım işlerinde memlekette ağaç yetiştirilmest ordunun her mensubu ihtisasına kampanyasma da katılmıstı. Orgöre vazife görüyordu... Daha ön dunun sadece bir milyon zeytin ce de işaret ettiğimiz gibi, Üni agacı diktiği söyleniyordu... Herhalde; Arnavutlar memleversite mezunlfln askeıUk jtjrauyorlar, kendi sahalannda çalışı ketlerinin her köseslne astıklan şu dövizin anlamını bütün derinyorlardı. liği üe benimsiyorlardı: Geçen sene kuraklık sırasında «Bir elinde kazma, bir elitide Arnavutluk ordusu büyük laali tüfek...» " yet göstermiş, bütün bağlara, tar YARIN: lalara su taşımıştı. Hatta bu arada Dışişleri Bakanıyla, diğer Bektaşi Tekkesinde genç Bakanlann da ayni tealiyete iştirak ettikleri söyleniyordu. Gördüklerim... Ben önce, bunu bir fantezi; sembolik bir hareket olarak karşıla tklndl Yalaı Askerlik süresi onsekiz ay A Şehit Hasan Rıza Paşa ailesinin mektııbıı bir hakikati açıklıyor.. Sayın Yılmaı Çetiner tlgi ile okndujum «Bilinmiyen Arnavutlnk» röportajıauda, babamız çehit Hasan Rw» Pasmnın şehadetine dair *ir kıgım çıkmıştiT. 14 şubat 1966 günkü yanmzda, babamız için «dâvetli oldugn bir Arnavut Beyinin konağında boğazlatılarak öldürüldüğünü» ifade ediyorsunuz. Hakikat öyle degildir. Korgeneral Kiramettin Kocaman ve on gün kadar evvel vefat eden Orgeneral Abdürrahman Nafiz Gürman tşkodra müdataası suasında babammn kurmay heyetinde vazife gören subaylardı. 1933 yıhnda, 19121913 Balkan Harbi ve bahusus Arnavutluk harekâtı ile ilgili iki ciltlik gayet teferruatlı ve her yünden esash bir eser yaymladılar. Müteaddit defalar bizlere anlattıklanna ve kitaplarının 352 ve mütaakıp sahifelerinde beyan ettiklerine göre, hâdise şöyle cereyan etmiştir: 30 Ocak 1913 perşembe günfl akşam fizeri babamıı, Esat Paşanın bir dâvetine uyarak askeri meseleleri görüşmek üzere kendi evinden 150 metre uzakta olan Esat Paşanın evine jitti. Her iki ev karşı karşıya olmakla beraber ortada geniş bir tneydan varmış. Görüşmeler hitamında babamız yalnız olarak Esat Paşanın evinden çıkmış ve evine doğru yürümeye başlamış. Bir kaç dakika sonra, saat 18.45 te, iki evin arasında birbiri arkasından iki silâb patlamıs. Biraz fasıla ile bir silâh daha patlamıs. Babamızın evindekiler derhal dışarıya tırlayıp Esat Paşanın evine doğru koşmnslar. Hava çok karanlıkmış. Sokaklarda lâmba olmadığından önündekini ve yanındakini RÖrmek müşkülmüş. Babamız iki evin arasında sırtüstü yatmış yaralı bulundu. Mukabele için tabancasını çıkarmıs fakat atmaya kudreti kalmamıs. Babamız evine setirildi ve hemen tedavisine başlandı. tlk şu ifadede bulunmuş: «Yolda eelirken kaTşıdan üç kişi çıktı. Ortalık çok karanlık olduğundan tanıyamadım. Pek ziyade yakınımdan geçen bu aöamlar yüzüme bakıp geçerken birisi iki defa, difteri de yere düstükten sonra bir defa tabanca ile ateş etti. Üçüncüsü atmadı. Nereye kaçtıklarını görmedim^ Bu üç el ateşten ikisi babamıza isabet etmis ve iki yaraya sebep olmuştu. Kurşunlann ikisi de arkadan girmis önden çıkmıştı. Birisi böbrek ve mideyi delerek sol memenin dört parmak kadar altından geçmişti. tkincisi daha aşağidan ve soldan girmişti. Babamız bu yaralı haliyle ? saatten tazla yasayarak gece saat 2 de vefat etti. Vefatından evvel de bir kaç kişi haric herkesin odadan çıkmalannı emretmiş ve Mevki Müstahkero Kurmay Başkanı kıdemli Tüzbaşı Kiramettin (Kocaman) Beye «Yasin» okumasını söylemiş. Kiramettin Beyin vüksek sesIe okamakta olduğu «Yasin» bitmek üzere iken babamız vefat etmiş. Ertesi gün de Paruça camiine nakledileTek tskodra müdafaasında şehit olan subaylar arasına cami mezarlıjına defnolunmuş. Bilâhare 1930 küsur yıllarında İşkodra Belediyesi bir özel anıt hazırtatarak babamızın aziz kemikleri oraya naklettirildi. Mümkün olduğu takdirde. babamızın vefat şekiinin Iskodra müdafaasının en salâhivetli tarihi dokümana göre düzeltilmesini rica eder, sayçılarımı sunarım. Şehit Hasan Rıza Paşanın refikası ve çocuklan adına oğlu \\i Rıza ALPAR Sayın Alı Rıza Alpar ve validelerine açıklamalarından ve alâkalarından dolayı teşekkürlerimi sunarım. Y Ç. YılmazÇetiner, Fehmi Dedeıle... YATAKLI VAGONLARIN HAiA Türk Dili ve Argo § : 20 ve 21 SUBAT HURRİYEI CUNHURİYE! MilUYET'e !i Bokınıı Bugün, Bektaşilerin merkezi haline gelen Arnavutlukta pek çok Bekta^ı tekkesi vardır. Ydmaz Çetiner Tiran'da ev tekkelerini gezdi ve Dünya Bektaşilerinuı lideri olan Fehmi Dede ile uzun uzun Uonuştu. Yııkarıdaki fotoğrafta tekkenin kapısında F. Dede ile beraber gorülen arkadaşımız, yanndan itibaren Ama\Tutluk Bektaşileıini anlatacaktır... fmıııııuıııııuııuvııiiiıııııııııııııııuıııııııııııiMiıııııııııııııııııııııııııııuıııııııııııııııııııııııııııııııuuıummn
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle